8 Kasım 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

8 Kasım 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ö ieşrıuısduı Jürklerle Süngü Süngüye No. II Nakili: A. DAVER Çanakkalede 1 f Şehir ve Memleket Haberleri ) Vapurculuk Şirketî Loyd Triyestînodan iki vapur satın alıyor Vapur satın alınmak üzere Av rupaya gitmiş olan Vapurculuk sirketi beyeti «ehrimize dönmüstür. Şirket müdürü Mustafa Beyin riya**tinde olan bu heyet Marsilyada Piyer Loti ve La Martin vapurlaund an birini satın almak için temaslarda bulunmustu. Müzakerelerden müs pet netice alınamadığından heyet azası Triyestede, Loit Triyestino sirketine ait iki vapuru satın almaya tesebbüs etmişlerdir. Bu vaourlar • dan biri Buljrarya, dlğeri Kampe dozliyodur. Müzakereler müspet neticeler vermisse de, gemilerin kle rinsr volile miibayaaları muvafık gorüldü&ünden bu cihetin halli icap etmistir. Vaourculuk «hketi müdür vekili Rıza Bey bu hususta temas • larda bulunmak üzere Triyesteye yrtmistir. Siyasî icmal Avrupa sulhunu tehdit eden bir mesele avrupa sulhunu tehdit eden başlıca meseleler Avusturya ve Sar meseleleridir. Son günlerde Avusturya meselesi bir derece yatışmış bulunuyor. Hatta Avusturya Başvekiıi dahili iyice teskin edebilmek için (Alman ittihadı) ve (Milliyetperverler) gibi muhalif fırkalarla uzlaşmak üzere bunlann reislerile temas ve müzakereye bile başlamıştır. Mezkur teşekküllerin Nazilerle bir fikirde bulunduklarını zan ve tahmin eden Fransız matbuatı bu müzakerelere şüpheli nazarlarla bakıyorlarsa da Avusturya Başvekili dahili teskin için başladığı işten geri dönmemektedir. Avusturya meselesi biraz yatıştığı bir sırada Sar meselesi Avrupa ufkunu ortalığa endişe verecek surette karartmıştır. Cemiyeti Akvamın muhtelif tâli komisyonlan şimdi kânunusaninin ilk pazar günü yapılacak reyiâm için Sar havzasında faaliyette bulunmakta ve hakikî rey sahiplerini tahkik ve tesbit etmektedir. Havz^yı idare eden komisyon intihap hazırlıkları esnasında asayişi muhafaza için bitaraf memleketlerden aylıklı jandarma efradı dahi toplamış olduğundan havzanın intizam ve asayiş işleri temin edilmiştir. Bu esnada Fransa hükumeti Almanyadaki Nazilerin hücum kıt'alarının Sar havzasına girerek vaziyete hâkim olacaklannı tahmin ederek merkezleri Metz ve Nancyde bulunan iki kolorduyu seferber hale vazetmiştir. Bu kolordular biı saat içinde Sar havzasını işga! edebilece kbir vaziyette bulunmak üzere havzanın hudut noktalannda mevki almışlardır. Fransa hükumetinin her dakika Sar havzasını askerî işgal altına alabilecek surette hazırlanmış olması Almanya tarafından Fransızlann havzadaki rey sahipleri üzerinde tazyik ve tesir yapmak istemelerine atfedilmiştir. Aîmanlar Sar havzasının Fransızlar tarafından ilhak mukaddemesi ve hazırna ahnmasına karşı seyirci duramıyacaklarına işaret etmekten geri durmamışlardır. Fransa hükumeti dahi işin çetin olduğunu takdir ettiğinden Sar havzasında asayişin muhafazası için aldığı tedbirlere Ingiltere hükumetinin muvafakat ve iştirakini istemiştir. Fakat îngiltere hükumeti îngiliz efkârı umumiyesinin muhaiefetinden dolayı bu davete ret cevabı vermiştir. Sar havzasına bir manga Ingiliz askerinin gönderilmesinin bile bir gün îngiltere devletinin harbe girmesine sebep olabileceği îngiltere hükumeti tarafından ayrıca takdir edilmiştir. Bundan başka îngiltere hükumeti ve matbuatı Sarda hariçten askerî bir müdahaleyi icap ettirecek bir hâdise çıkmasına ihtimal vermediklerini dahi Fransa hükumetine anlatmışlardır. Fransa bu vaziyet karşısmda a!» dığı tedbirlerin sırf ihtiyat maksadmı istihdaf eylediğini İngiltere hükumetine temin etmiştir. Almanya hükumeti dahi Sar havzası hudutlarından 25 kilometre uzaklara uzanan bir mıntakada hücum kıt'aları bulundurmıyacağmı ve Sarda bir darbei hükumet yapılmıyacağmı İngiltere hükumeline bildirmiştir. Bu suretle şirridilik tehlikenin önü alınmış bulunuyor^ MUHARREM FEYZt Bu, beyhude bir fedakârlık olmuştu. Çünkü bize bu kadar pahalıya malolan bu toprakları terketmiştik! Saat 7 ye doğru, Kumkalenin önünde bizim hatlanmıza doğru Türk askerlerinden mürekkep gruplann ilerlemeğe başladığı görüldü. Bunlar tüfeklerini koltuklannın altına almışlar ve namhları yere doğru indirmişlerdi. Bir kıamı da silâhsız kollannı havaya kaldırmışlardı. Bunlar teslim olan piyadelerdi. Kısmıazamı kumluğa götürülerek orada bekliyen büyük mavnalara bindirilebilir ve topçulanmız tarahndan muhafaza altına alınabilirdi. Teslim müzakerelerini kolaylaştırmak için, yüzbaşı Raeckel yanına türkçe bilen bir adam alarak müzakereci sıfatile ileriye gitti. Fakat Türkler, bizim adetçe pek az olduğumuzu görmüşler ve mevcut umumî karışıkhktan istifade ederek kendilerinin bizim esirimiz değil, Fransızlann kendi esirleri olduğunu iddiaya başlarmşlardı. Bu yüzden başhyan karmakanşık münakaşanın neticesinde umumî bir kavga çıkmış ve dövüş süratle büyüyerek dipçik, süncü, kurşun teatisi şeklini almıştı. Bu mücadele arasında, sözde esir olan Türklerin arasında bulunan mülâzim Lefartı Türk askerleri alıp götürmüşlerdi. Nihayet düşmanı geri atmağa mauvffak olduk. Türkler, kısmen kendi hatlanna kısmen de köyün harabelerine doğru çekilmişledi. Fakat bu arada makinelitüfek takımlarımızdan birini kaybetmiştik. Türkler takımı alıp götürmüşlerdi. Şimdi tekrar hakikî bir adam avcıhğına başlamak ve Türkleri, yeni fedakârlıklar pahasına birer birer, ev ev köyden atmak için uğraşmak lâzım gelmişti. Bu sahte teslim olma hareketi, bize mülâzim Lefarttan başka yüzbaşı Raeckel ile tercümanına da malolmuştu. Çünkü onlar da meydanda yoktu. (İleride göriileceği üzere asıl tes • lim olmak iatiycnler ve sonra vazgeçerek ates edenler FransızlaTtlı. A. D.) Bu üç Fransızın Türkler tarafından kaldmlması üzerine kıtaat arasında feci şayialar dolaşmağa başlamıştı. Mülâzim Lefarta işkence yapıldığı ve ayaklarından başaşağı bir ağaca asıldığı ağızdan ağıza söyleniyordu. Bunu kim görmüştü? Tabiî kimse görmüş değildi ve göremezdi, fakat buna rağmen bu rivayet musırrane devam ediyordu. Sonra öğrenildi ki bu şayialann kat'iyyen ash ve esan yoktur. Zabitlerimiz ve askerlerimiz sadece esir edilmişleHir. Şunu söylemek isterim ki Türkler, ellerine geçen Fransız esirlerine karşı daima dürüst muamele etmişlerdir. Bu esnada, bir takım yerli gruplan, ( ? ) bu defa hiç başka gizli bir maksat beslemeden teslim olmak üzere, müracaat ediyorlardı; fakat esirlerin naklindeki müşkülât dolayısile yalnız 488 kişiyi alabildik. Mümkün olsaydı 1000 den fazla esir almak kabildi. (Fransızın mübalâğa ettiğini ve bu esirlerin kimler olduğunu sonra göre • ceğiz. Muharrir, kendilerinin de bu •rada 200 esir verdiklerini her nedenae yazmağa lüzum görmüyoT. A. D.) Artık Kumkaleye hâkim olmuştuk. Amiral Guepratte ile beraber ötmek demektir. Nitekim bunun daha başka bir biçimi de çığlamaktır. Şaşılacak iştir ki Dergide çığlamak ta yoktur. Türk dilinde çilemek yalnız ısIak olmak demek te değildir. Çilemeğin ilk anlam ( 3 ) ı yavaş, ağır, seyrek yağmur düşmek demek olduğunu herkes bilir. Olsa olsa yaşlık bu anlamdan çıkabilir. Gene bu sözden çıkan çilenti sözü, Derginin dediği gibi, çiy veya kırağı demek değildir. Çilenti ağır, yavaş, seyrek yağmurdur. Gene bu anlamda çiselemek ve çisenti de vardır. Yağmur hem yağar, hem çiseler, fakat çiy ile kırağı yağar ve düşer. Sözü bitirmek için eklemiş olaIım ki kırağı da öz ( 4 ) ünde kır akı olsa gerektir. Gerçek(5) kırağı düştüğünde kırlar ak olur. Nitekim çiy ile çilemek arasında da tutarlık ( 6 ) vardır. Kırağıyı kırağu özüne bağlaFransız Amiral gemisi Charlemagnede bulunan Jeneral d'Amade, başkumandan jeneral Jan Hamiltondan alelâcele takviye kıtaatı istemeğe başlamıştı. Fransız jenerali, kazandığı araziyi genişietmek ve Anadolu sahilinin bu sevkülceyş noktasına sağlam bir surette yerleşmek istiyordu Fakat, başkumandan, fena şerait içinde bütün kuvvetile muharebeye tutuşmuş olan Ingiliz ordusile meşgul olduğundan bu müstacel talebe, ret cevabı vermişti. Bu cevap, 8eferin cereyam üzerinde çok ağır basan, vahim bir hata olmuştur. Artık ricat işaretini vermekten başka çare kalmaınıştı. Jeneral d'Amade, başkumandanın kat'î emirlerine itaat ederek istemiye istemiye ricat emrini verdi. Karşılanndaki Türk fırkalannın mevcutlan nazan itibara alınınca pek ehemmiyetsiz kııvvetlerle yapılmış ve muvaffakiyctle neticelenmiş olan bu cür'etkâr hareketten sağ kalanlar, öğleden sonra ve 26 nisan gecesi tekrar şalopa ve flikalara bindiler. 7,5 luk toplarımız kol kuvvetile mavnalara yüklenirken topçular, omuzlarına kadar denize girmek mecburiyetinde kaldılar. Bu ahmetli ameliyat esnasında düşman mermileri kumsala düşmekte devam ediyordu. Miralay Nogues bu ateşten yaralandığı gibi bir mermi de mülâzim Weinpl!ngin baçıru uçurmuş, efrattan bazilarını da yaralamış veya öldürmüştü. (Bu zabitlerin isimlerini bizi alâka dar ettiği için değil; vatan uğnında yaralanan ve ölenlerin isimlerine varıncaya kadar mahfuz olduğunu göster mek için yazıyorum. Tarihi yazılmıyan Çanakkale muharebelerinde yaralanan ve sehit düsen kahramanlanmızın isimlerini ise ancak Allah bilir. A D.) Türkler, uğradıkları muvaffakiyetsizlik karşısmda bizim geri dönmekte olduğumuza inanmadıklan için, ricatimizi pek zayıf surette iz'aç ettiler. Hakikati öğrendikleri zaman ise hayrette kaldılar. Yukanda söylediğim gibi, aldığımız 488 esiri de beraber götürmüştük. Fazla olarak düşman 2000 kişi kaybetmişti. Diğer taraftan bizim de maktul ve gaibimiz 754 kişi idi. Fakat bu, beyhude bir fedakârlık olmuştu. Çünkü brze bu kadar pahalıya malolan bu topraklan terketmiştik. (Bizim zayiatımız 468 i esir olmak üzere 1730 kişi idi. Fransızlann zayiatına gelince, onlar da 200 esir ve 550 maktul vermişlerdi. Mecruhlan hak kmda bir rakam göremedim. A. D.) Esirler bizim gemiye bindırildi. Gemiye çıktıklan zaman bu kadar ucuz kurtulduklarından dolayı sevinçlerini izhar ettiler. (Fransız zabiti, Türk askerinin esirlikten memnun olduğunu zannetmekle aldanıyor. Esasen hissiyatını Fransız • lar gibi gürültülü bir surette izhar et • miyen Türkün ne diişündüğünü tüık çe bilmiyen bir Fransız zabitinin an lamasına imkân yoktu. İleride göre ceğimiz üzere esir olduklarına sevinenler, düşman karşısmda teslimi silâh eden gayrimüslim efrat olsa gerek tir. A. D.) Ceylânın sadece ihraç hareketine yardım etmek üzere denize indirdiği mavnaları hisa ettikten sonra, tekrar Mundrosa doğru yollandık. (Mabadi var) mak ta olabilir. Ağu Fars dilinden alarak kullandığımız zehir sözü nün türkçesidir. Kırağu ak tonlu (7) ağu demek olur. Kırağı tan üstü ( 8 ) yola çıkanları gerçek ağu gibi kamçılar, yakar. Sanki bu bir ak ağudur. Yukarıki sözlerimizle şunu anlatmak istiyoruz: Söz Dergileri sırasına konulup basılmış olmakIa bütün dil işi olup bitmiş değildir. Bu yalnız bir başlangıçtır, ve bu çevrede bütün Türklere büyük özenler ( 9 ) düşmektedir. N. Y. ( I) Ayırdım = Fark. (2) Ozan = Şair. (3) Anlam = Mans (4) Öz = Asıl. (5) Gerçek = Hakikat, hakikaten, filhakika. (6) Tutarlık = Rabıta, bağ, mü • nasebet (7) Ton = Renk. (8) Tan üstü = Sabahleyin. .(9) özen = Gayret f iane listemiz Liman teskilâtı Kat'î şekil henüz takarrür etmedi Tasfiye edilmekte olan tstanbul Liman sirketi heyeti umumiyesi bu ayın on dokuzunda toplanarak eski idare heyetini ibra edecek ve şirketin tasfiyesile uğraşan mürakabe heyetinin raporu okunacaktır. Liman şirketini halen idare eden muvakkat idare bundan sor>ra ye™i id'arenin hazırhğmı yapacak ve 1 kânunusani sabahından itibaren yeni liman umum müdürlüğü faaliyete geçecektir. Bu umum müdürlük için sene başından yeni malî sene basına kadar muvakkat bir bütçe ile tah • sisat verilecektir. Istanbul liman işlerinin 1935 se nesinde başlıyacak olan yeni idaresinin kat'î sekli henüz malum de • ğUdir. Halen Şurayi Devletçe tetkik edilmekte olan projeye nazaran yeni idarenin Iktısat Vekâletine merbut olması lâzımdır. Fakat rıhtım lann da bu umum müdürlüf e merbut olması itibarile yeni idarenin Nafıava raptı ihtimali de vardır. tstanbul liman isleri umum müdurlüğüne Li man sirketinin teessüsündenberî umumî kâtipliğini yapan Resat Yıl maz Beyin getirileceği ihtimali kuvvetlidir. Yeni idarenin kadrosu ta•arrufa riayetle yapılacak ve masraf azaltılarak tarifeler ucuzlatılacaktır. Marmara faciasında bogulan lann ailelerine yardun etmek üzere açtığımiz iane listesine de vam ediyoruz: tsim Lira Kurus 19 Evvelki yekun 710 Ankara merkez Nafıa müfettişlerinden Etem tzzet Bey 20 Bursa birinci erkek Hsesi talebeleri tara • fmdan 7 Ankara Ziraat Fakültesi askeri baytar talebeleri tarafından 15 Lüleburgaz müteber rileri tarafından 67 Yekun 819 50 6 5 80 Bir ayda 25,000 muhacir geldi Sadett'n Bey müsteşar mı oluyor Köstencede daha 2,500 Denizyolları idaresinin yeni sene kişi vapur bekliyor bütcesini Ankaraya götüren idare müdürü Sadettin Beyin Hüsnü Beyden acık kalan tktısat Vekâleti müstesarlığına tayin edileceği, yerine de Denizyolları ticaret kumı şefi Avni Beyin getirileceği söylenmektedir. MDTEFERRIK Posta U. MüdürünUn tetkikleri Sehrimiıde bulunan Posta ve Telgraf umum müdürü Nazif Bey dün Okmeydanı ve Osmaniye telsizlerinî gezmis, buradaki tesisat ve mesai etrafından tetkikatta bulunmuştur. Nazif Bey sehrin mubtelif yerlerindeki posta ve telgraf idarelerini teftif edecekth. Köstence limanından alınan malumata nazaran halen mezkur mahalde 2,500 Türk muhaciri kalmıştır. Bu muhacirieri getirmek üzere büyük bir vapur gonderilecektir. Gelen muhaciolerden bir kısmı Tekirdağına bir kısmı da Mesine ECNEBÎ MEHAFÎLDE serkedileceklerdir. Mersinde mev • cut 2,500 metro mikâbı kerestenin Tekirdağına sevkile bunlardan muMacaristanm Ankara sefiri M. Jun hacir köyleri inşası alâkadarlara gert Arnoty Macaristanm Moskova elbildirilmistir. çiliğine, Ankara sefaretine de Maca Son bir ay zarfında Romanya • ristanın Münih konsolosu tayin edil • dan gelen muhacklerin miktan mistir. 25,000 i bulmuştur. Macar Sefiri degişti Avrupa ile tayyare seferleri tatil edildi Kı» mevsrmi geldiğtnden şehri mizle Avrupa şehirleri aranndaki tayyare seferleri ve tayyare ile posta nakliyatı tatil ech'Imiftir. MAARIFTE Bir müddet evvel bazı yolsuz muamelelerde bulunduğu sebeple kapatılan Türk lisesi hakkında yapı lan tahkikat bitmiştir. Neticede lisenin bazı kayitlerle yeniden açılmasına müsaade edilmiştir. Millet mekteplerinde tedrisata devam edilmektedir. Şimdiye ka dar Beyoğlu, Fatih, Eyüp, Sarıyer, Pendik mıntakalarında mekteplere pek fazla müracaatlerde bulunul muştur. Ecnebi küçük esnafın vaziyeti Türk lisesi yeniden açıldı Terzüer cemiyetinin çayı Istanbul TerzileT, Kumajçılar, Elbiseciler, Şapkaçılar, Kürkçüler cemiyeti, yarm saat cförtte Tokatlıyan salonlannda bir danslı çay tertip etmistir. Bu dan#h çayda memleketimizm yüksek kadın terzilerile »«Dkaci ve kürkçüleri kıs mevsimine ait elbise, şapka ve kürk kolleksiyonlarını teshir edeceklerdir. Millet mekteplerine ragbet ADIAYEDE Tilrk cerrahî cemiyetinin içtimaı Türk Cerrahî cemiyeti bu senenin birinci içtimaını Haseki hastanesinde aktetmistir. tçtimada evvelâ Dr. Tarik Temel Bey röntken «ıllinde karhaya benzer gibi görünen iki mide kanseri r&dyografisini gö» termiş ve bu husustaki münakasaya ömer Vasfi, Halit Ziya, operatör Avni, Bürhanettin, Fahri ve Kâzım tsmail Beyler istirak etmişlerdir. Profesor Ahmet Kemal Bey serirî ve suaî vasıflan karakteristik olmıyan bir munassrf tümörü vak'aii takdim etmis ve bunun bir kondrom olması ihtimalini Ueri sürmüs, pro fesör M. Nissen vak'ayı münakasa etmistir. Müteakıben Dr. Bedia Hanım biri Ahmet Kemal, diğeri Kâzım Ismail Beyler tarafından ameliyesi yapıl mıs iki dimağ tümörü vantil ame liyesi hakkında izahat vererek has> talan göstermif ve bu münasebetle söz alan profesor Nissen vak'alanndan üç dimağ tümöriinün hususiyetipl izah etmistir. Adlî ıstılahların Türkçe karşılığı Adlî ıstılahların türkçe karşılı ğını bulmak üzere tesekkül eden komisyonun mesaisi gün geçtikçe îlerlemektedir. Komisyon önümüzdeki pazar günü bir içtima daha yapacaktır. tki içtima arasında geçen on bes gün müddet zarfında her aza tarafından ayrı ayrı ya • pılan tetkikat neticesinde bulunan öz türkçe kelimelerin hali hanrda ÜNİVERSİTEDE kullanılmakta olan ıstılahlara ne dereceye kadar uygun olduğu arastırılacak ve bunlardan en muva • fık görülenleri seçilecektir. Pey • Üniversite fakültelerine yeni kayderpey toplanacak olan bu keli dedilen talebelerden yabancı bir dil meler bilâhare Vekâlete gönderi bildîklerine dair Dil mektebine belecektir. yanname veren talebenin lisan muafiyet imtihanları cumartesi günü saat 18 de fakültelerde yapılacaktır. Küçük san'atler kanunu mucibince Yübasından itibaren işlerini terketmek mecburiyetinde bulunan Fransız teba ası, sehrimizdeki Fransız konsolosane • sine davet edilmiştir. Konsolosane bu kanuna tabi olan Fransız tebaalannm vaziyetlerini tesbit ederek Fransaya avdet etmek istiyenlerin listesini ha • znIıyacaktır. Diğer taraftan bu mese • Ie ile alâkadar Yunan tebası tarafından kendisine vâki olan miiracaa • te cevaben Yunan Hariciye Nazın M. Maksimo» sunlan söylemiştir: « Ankarada bu mesele hakkında Bafvekil tsmet Pnşa HozreUenle gö rüştüm ve Yunan tebaasının vaziyetini izah ettim. Başvekil Pasa ehemmıyet le sözlerimi dinledi ve meseleyi tetkik edeceğini vadetti. Bunun üzerine Yu nanistandaki Türk tebasindan bahsederek onlara karsı Türk hükumetinin arzu ettiği muameleyi yapmağa hazır olduğumuzu söyledim.» Bazı gazeteler M Maksimosun yukandaki beyanatini hatab bir surette nakletmis olduklanndan dün akşam Yunan başkonsolosluğu bize verdiği bir telefon ifadesinde bu ciheti tebarüz ettirmistir. Lisan muafiyet imtihanları Ada ve Yedikule kazalarının tahkikatı MALtYEOE Tramvay şirketinde mühim bir içtima Tramvay sirketi ile Nafıa Vekfileti arasında cereyan eden müza • kerat hakkında şirket hissedarlarile temasta bulunmak üzere Avrupaya gitmis olan tramvay sirketi umum müdürü M. Hanses dün sabahki ek'oresle İttanbula dönmüstür. M. Hansesin avdeti üzerine dün »irket erkânmın istirakile Metvo hanında uzucı bir içtima aktedil mtstör. Tramvay, Elektrik ve Tünel şirketleri bu hafta fevkalâde bir içtima aktedeceklerdic, Bu içtimada hükumetle müzakerata girişecek olan murahhaslara vâsî salâhîyet verilmesi görüsülecektir. Bu suretle müzakeratm daha çabuk neti celeneceği ve murahhasların sık sık mensup olduklan sirketlerin merkezlerine müracaat etmek mecburiyetinde kalmryacaklan ümit edilmektedir. Bu roühim içtimaa dün Brükselden avdet eden M. Hanses riyaset edecekth*. Haber aldığımıza göre M. Hansee yakında şirket müdür • lüğünden. tamamen çekilecektir. Birkaç gün evvel Ada açıkla • rında vukua gelen sandal ve evvelki gün de Yedikulede vuku bulan tramvay kazaları hakkındaki adlî tahkikat devam etmekte olup bir iki güne kadar ikmal edilmek üzeredir. Her iki vak'aya ait evrak ta yakında mahkemeye verilecektir. Alınmıyacak kazanç vergileri Devairi resmiyenin eşhastan ve • ya e&hasın devairi resmiyeden mübayaa edip azlığı hasebile muka • veleye raptedilmiyen mallardan kazanç vergisi kesilmiyeceği alâ • kadarlara tebliğ edilmistir. M. Maksimos Dolmabahçe Saraymda Savaklar Rum mezarlığı belediyeye geçiyor Edirnekapı civarında Savalclar cad'desindeki büyük Rum mezarlığına Belediyece vazıyet edileceği alâkadarlara bildirilmistir. Mezarhk vakfa ait olduğu için Belediye me zarlığa tesahüp edebilecektir. Cumhuriyet \ Nüshası 5 Kuruşhır şeraitil Aziz misafirimiz, refikaları ve Ruşen Eşref Bey Saraytn bahçesinde Aziz misafirimiz Yunanistan Hariciye Nazın M. Maksimos dün sa, , , , , . bah Dolmabahçe saraymı zıyaret etmis ve sarayın her tarafını gezdikten sonra, motöcle Boğaziçinde bir gezinti yapmış, dönüste Bey lerbeyi sarayına uğrıyarak öğleyin Perapalasa dönmu^tur. ^ M M a k 8 İ m o 8 b u g ü n T r i . yestinonun Heluan vapurile Yu nanistana dönecektir. j Törkiye W* Harîç «çitf Senelik 1400 Kr. 170Ö Itr. Altıaylık 750 1450 Üç ayhk Bir ayhb 400 150 60Q yokttjr

Bu sayıdan diğer sayfalar: