Parlementolar Konferansı dün akşam mesaisini bitirdi (Birinci sahifeden mabait) azasıudan eski Maarif Nazın M. Rustan bu mesele hakkında hazırladığı ve evvel ce konferaos aza • sına dağıtılmış olan rapor hakkında izahat vermek üzere kürsüye çıktı ve rejim meselesmi t«tkik için si • ya»î komisyon tarafından beş ki şilik bir tâli komisyon teskil edil diğini ve bu komisyonun şubat a • yında Varşovada toplanacağını bildirerek raporun konferans tara • fından kabul edilmesini rica etti. lâzımdır ve onun içindir ki kon feransın bu meseleyi ruznamesine koyması hayırli olmuştur.» I Cumhuriyet 30 Eylul 1934 M. Cadancein nutku Rumenlerin noktai nazarı Rumen murahhası M. Pillat Rumen heyetinin rapordaki fikre il • tihak ettiğini bildirdikten sonra adlî sahada parlamentolar tarafından ittihaz edilen mukarrerattan haberdar olmak ve bu mesele ile uğraşmak üzere bir komisyon teşkilini istedî. Meb'usların himayesi Fransiz heyetinden M. Labrousse yalnız parlımanterizmi değil, ayni zamanda meb'uslann şahsî hayat • larını da müdafaa etmek lânm geldiğini, zira birçok memleketlerde meb'usların şahsına karşı yapılan şiddetli hücumlarla doğrudan doğ ruya demokrasiye darbe indirmek istenildiğini ileri sürdü, umumiyetle hükumetlerle kanunlann bile meb'uslan maruz kaldıklan hü • cumlara karsı müdafaa edemedik • lerini sSyledi. Buna misal olarak ta aon zamanlarda Fransız meb'uslarona karsı matbuatin yaptığı se dH hflcumlan gosterdi ve bu hu • sustaki kanunlann kâfi olmadığma isaret ederek haksiz yere meb'us • lara hücum «denleri yarnn milyon frank naktî cezaya mahkum eden ttvgiliz kanununun ber memlekette tatbik edilmesini istedi. Fransız murahha*lanndan M. Cadance fırkalann mücadelesi ne • ticesinde sık sık kabineler devril digini, Fransada 10 ayda 5 kabine buhranı çıktığmı beyan ederek fırkalann adedini azaltmak Iâzım geldiğini söyledi ve parlımantarizmin en iyi nümunesmi teşkil eden fngilterede olduğu gibi îki büyük : fırka ile îkt 't <>tmek lâznn geldi • ğini izah ett' ve dedi ki: c Rustan raporu hepimizin memleketlerimizde ayn ayn ne şekilde çalışmak mecburiyetinde bulunduğumuzu izah diyor. Bugün iktısadî şerait devletlerin siyaseti üzerine raühim bir tesh* icra etmektedir. Bundan dolayı iktısadiyatın da ehemmiyetle nazan itibare alın masına ve meclislerde bilhassa ik tısadî anasınn istiraklerine taraftanm. Bu mesele millî budutlan aşarak beynelmilel bir mahiyet ik • tisap etmelidir. Meclisi dağıtmak hakkını Başvekile vermeli, fakat meclisi âyan gibi yüksek bir meclîsîn muvafakatini almak şartîle Meb'usluk müddeti uzatılmalıdır ki meb'udar tetkik" t yapmağa ve iş görmeğe vakit bulabilsin! Birçoklannm zannı bilâfına dünyada diktatörlük tehlikesi mevcut : olmadhğinı söyliyebil <îz. Diktatör • lük tesis edebilmek için hcseyden evvel diktatörle balkın tesriki mesai etmesi lâzımdır. Halbuki yegâne kuvveti teskil eden dünva halkınm ekseriyeti cumhuriyetçidir. Bunun en iyi misali de iste Tiirkiye ile A • merikadır (srddetli alkişlar). Yasasm Türk Cumhuriyeti!» Bu sözler üzerine bütün azalar «bravo» diye bağırarak hatibi al • kışladılar ve hep bir ağızdan «yaşasın Türkiye Cumhuriyeti» diye bağırdılar ve heyecanlı tezahüratta bulundular. Parlamentolar birliği 45 senelik hayatmda ilk defa olarak matbuata teşekkür etmiş bulunuyor ve bu şeref te Türk matbuatına nail olmuş tur. Salonda sükunet iade edildîkten sonra Belçika murahhasi M. De Bruyn konferansın gelecek sene Brükselde toplanmasını teklif etti ve bu davetin kabul edilmesini rica ettî. Bu teklif alkışlarla kabul edi lirken Belçika murahhası şunlan söyledi: «Vakıâ biz Türk dostlanmızın yaptığmı yapamyacağız. Bunu açıkça itiraf ederken sizi memnun etmek için elimizden geleni yapacağımızı vade diyoruz.» Türk grupu azasmdan Nazım Bey birliğin bütçe mürakıpliğine tayin edilmiştir. Leh Kadınlarunn teşehkürü Leh murahhaslannın zevceleri dün aksam konferans reisi Hasan Beye bir buket takdim ederek Istanbulda gördükleri hüsnü kabule teşekkür etmişlerdir. Leh heyeti de dün sabah saat 9,30 da Taksimdeki Cumhu • riyet abidesine bir çelenk koymuştur. Murahhaslann bir kısmı bugün memleketlerine gidecektir. Gelecek konferans Sulb ülküsünün istinat ettiği temel • lerden biri de şüphesiz milletler ara sındaki mesai iştirakidir. Sizden fazla kim bunun mücessem timsali olmak iddiasuıda bulunabilh? Siz ki cihan milletlerinin en büyük bir kısmuun hâk'm idaresinden doğan parlamentolann mu rahhaslannız? Bu itibarla Türk mflleti parlamentolar konferansım, otuzuncu içtimaî için, misafir etmekle hakh bir gurur hissetmektedir. Millî temsil müesseselerinin ve kili sıfatile siz, nev'i beşer saadeti gibi mutlak bir ülkünün hâdhni o • labilecek en büyük manevî kuvvete tasarruf ediyorsunuz. Bu konferanslarda toplanarak müşterek ve bu itibarla müsbet bir tahakkuk temini maksadi'e mesainiz arasmda ahenk tesisine çalışıyorsunuz. Müekkillerinizün idaresini şahsı nızda tamamile tecessüm ettirecek bütün cihan mil'etlerinin mütehassis bulundukları suln ve sükun arzu • lanna hattı hareketlerini intıbak ettiren hükumetlerin otoritesini takviyeye daima muvaffak olacaksınız. Ayni suretle kaniim ki yüksek idrakiniz, hislerinde zâfa duçar olan lan tefrik edecek, ve onlan beşeri yetisı hakikî menfaatlerine hâditn kılmak azminde bulunanların takip edebilecekleri yola irca eyleyecektir. Bu meyanda millî temsillerde ha kikî olan mevkii işgal edecek olan kadının, ehemmiyeti çok büyük bir takviyet unsuru olacağı muhakkak tir. Siyasî olsun, iktısadi olsun, harsî veya içtimaî bulunsun beşerî faa liyetin bütün sahalannda milletler arasmda menafi iştiraki bir haki • kati toplantılannızla, meşgul olduğunuz işler itibarile ve mütekabil anlayışlarınız hakkmda elde ettiğiniz malumat sayesinde mukarenetleri daima kolaylaştırabilir ve bahu sus bu menfaat iştirakinin en salim ve en tnüsmir tatbik tarzını temin suretile ona intıbak edecek eserin kurulması sırasmda içtinabı gayrikabil olan tesadümleri tahfif ede • bilirsiniz Biz Türkler bunun bariz bir teorübesmi yapmadık mı? Ve bu te karrüplerin tahakkukunu temin ve gerek mmtakavî anlaşmalanmızla ve gerek devletlerden birçoğu ile aktettiğimiz itilâflarla sulhun nef • ine olarak bu tesadümleri bertaraf etmeğe muvaffak olmadık nu? Türk milleti böyle bir tahakkukun temini için kendisine Iâzım olan kuvveti en büyük halâskârının mefkuresinde buldu. Fahir ve gururla diyebilirim ki Mustafa Kemal, beynelmilel sahada kuvvetli bir sulh ve terakki âmilidir ve onun bütün cihanın teslim ettiği ihata, intıbak ve icra kuvveti, Türk milletine binlerce yıllık ec dadma hâs ibda, Oıya ve tanzun ka biliyetlerini meydana koymak imkânım verdi. Hanımlar ve efendiler, Büyük Muhyinin mütevazı bir şakirdi sı fatile milletler mümessillerine hitaı ederken zaptı müşkül bir heyecan duymaktayım. Yüksek medisinize bu inanlı demokratın takdim ettiği tazimkâr ihtiram insanların ve müesseselerin şümulünü aşıyor. Şahıs larınızda, efendiler, ben millî hakimiyeti selâmhyorum. Kadehimi, hâkim milletlerin ikbal ve refahma ve zarif huzurlarile bu masanın revnakını arttıran ha nımlann sıhhatine, mesainizde tam muvaffakiyetinize ve beşeriyet saa detinin bağlı bulunduğu milletler ara smdaki ydklaşmaya içiyorum.» Rumen heyeti marahhtucuı Taksim Cumhuriyet abidenne çelenk koyarlarken... lesmekte olduğunu, bmaenaleyh bugü } nün ihtiyaçlanna uymak lâzun geldiğini, bugunkü buhranlann da bu sebepten neset etitklerini, vatan ve millet mefhumlarının yan'ıs telâkk; edılmekte olduklarmı, Türkiyenrh yapfağı işlerd^n ibr»t alarak ysni ihriynç'ara uvgun şeraitin nasıl tenr.in edildifini öğrennvk icap ettiğii söyledi ve alkıslandı. altında, fakat sanh (AUoflar) yafamak isteriz. Yeni İcra Komitesi Reisi Reis Hasan Bey icra kom tesi riyasetinden istifade eden Rumen meclisi reisi M. Saveanunun yerine Leh meclis reisi M. Lövenherzin intihabını teklif etti. ve bu teklif alkışlarla müttefikan ka • bul edildi. Konferans reisi Hasan Bey ruznamenin bittiğini bildirerek müteaddit defalar alkıslanan nutkunda ez cümle demistir ki: « Birbirimizden aynlmazdan evvel mSzakere ettiğimiz beynel • milel meselelere bîr göz atalım. Komisyonlar çalışarak kararlar ver diler, bu kararlar meclislere ve hü kumetlere bildirilecektir. fstanbul konferansı meclislerle hükumeller taafuıdan ehemmiyetle nazari itîbara alınacak mühim kararlar verdi. Silâhsızlanma, emniyet, issizlik ve temsilî rejim gibi beynelmilel ma • hiyeti haiz bulunan meseleler hakkındaki mukarreratımız bu meyandad'ır. Bu faydalı ve mühim mesai • nizden dolayı reisi ik namma hepi nizi tebrik ederim. Maalesef muhrelif sebeplerle memleketlerinden ayrılamıyan bazı arkadaslar konferansa gelmediler. Fakat buna mukabil bu defaki heyetlere daha fazla aza istirak ettL Sulh ve demokrasi dostu olan Türkiye, size yardım ettiğinden, îstanbul sehri de sulh lehine bu tarihî nümayise sahne oldhığuna iftihar ederler. Bu münasebetle vazifesini büyük bir meharet ve nezaketle ifa eden kâtibi umumî beyi de konferans namına tebrik ederim. Konferansımızın mesaisini yakından büyük bk alâka ve ehemmiyetle takip ettik Ierindteı dolayı Türk ve ecnebi matbuatına da teşekkürlerimizi bildiririz. Bilhassa Türk gazeteleri kon • ferans münasebetile demokrasinin tarihçesini yaparak mesaimizden şayani takdiır bir surette ehemmiyetle bahsettiler. Memleketim re grupum nanrına hepinize teşekkür ederim. Büyük Şefimiz Gazi Mustafa Kemal tarahndan tahakkuk ettirilen kalkın manın umumî takdire mazhar ol • duğunu memnuniyetle gördük. Bu umumî takdir, tuttuğumuz yohm doğ ru olduğunu gösteriyor. Takdkrleri • nizi yolumuza devam etmek husu • sunda kendimiz için bîr teşvrk te • lâkki edeceğiz (alkıslar). İyi hatıralarla gitmenizi, hayırh yolculuk yapmamzı temenni ederim. (Sürekli alkılar).» : Belçikanın noktai nazart Belçika murahhası M. De Bruyn parlımanterizmin daima dcğismekte olduğunu binaenaleyh onu bugünkü ihtiyaçlara göre ıs'ah etmek lâzun geldiğini, Be'çika heyetinin bu saheda ^irli'kle dahna tesrki mesai edeceğini, Belç^ka kanunu esasisin'n buna müsait olduğunu, yeni kral ücüncü Leopoldun da buna yemin ett'ğini batnlatarak demijt'ır ki: « Değ'şmesi Iâzım olan parlnnanterizm değil, onun çalısma tarzıdır. Bu da zannedildği g.'bi *or bir is değildir.» Hasan Beyin nutka Dün geceki ziyaf et Şükrü Kaya Bey mühirr bir nutuk söyledi tstanbul 29 (A.A.) Hariciye Vekâleti vekili Şükrü Kaya Beyefendi bu akşam Perapa'as otelinde beynelmilel Parlamentolar konferansı azalan şerefine büyük bir ziyafet vermiştir. Ziya fette murahhaslardan başka, B. M. M. Reisi Kâzun Paşa Hazretleri, büyük elçiler, sefaretler erkânile diğer rical refikalarile birlikte hazır bulun • muşlardır. Ziyafetin sonuna doğru Şükrü Kaya Beyefendi bir nutuk söylemiş ve buna srra üe Rumen murahhaslanndan M. Saveano, tngilu murahhas heyeti reisi Sir Park Goff, Yugoslavya mu rahhası M. Yankoviç, Japon âyan azasmdan M. Masauji Hach'suka, Macar heyetinden M. Lukacs, Fransız heye tinden M. Caadace ve tsveç murahhaslanndan M. Bergman cevap v«r • mislerdir. Murahhas'ar nutuklarında Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin yüksek rehberlikleri altanda Türkiyede vüeude gilcn büyük inkılâp hareketlerile terakki tterienni takdirle yadetmislctTürkiye Cumhuriyetinin sn'hperver faaliyetlni tebariiz ettirmişler ve gördükleri hüsnü kabulden dolayı minnettar • lüclannı ve tesekkürlerini bOdirmişlerdfr. M. Serbeskomtn nu*f*n Yagotlavyanın noktai nazart Yugoslavya Murahhası M. Yankoviç hazırladığı mükemmel rapordan dolayı M. Rustanı tebrik et • tikten sonra parhmentarizm ve demokrasiyi takviye etmek lüzumu • nu izahla Yugoslavya heyetinin hazaırlanan raporu tasvip ettiğini bildirdi. Naztm Beyin nutka Temsilî rejim meselesinde söz alan murahhasmnz Tokat meb'usu Nazim Bey olmuşhır. Mumaileyh bir müddettenberi bu rejimin bü yük bir buhran geçirdiğini, her yerde tarizlere ugradığını bununla beraber senlerdenberi demokrasi ile idare olunan memleketlerin ber iş te muvaffakiyet gösterdiklerini ve aleyhine s£z söylenen parlımanter rejimin yerine benüz bîrşey konulamadığını soyledikten sonra bu re jim buhramnın Umumî Harbi müteakıp hükumet islerinin pek ziyade artroış olmasmdan ileri geldiğini kaydetmi* ve demistir ki: « Bu ftibarla belki de rejimin esasma dokunmamak şartile bazi te«fi>lrler almak lâzımdır ve bu nnn içindir ki Türk beyeti mu rahhasası encümenin raporunda zikredilen tedbirleri pek muvafık bulmaktadır. Bütçe vaktinde çıkanlmalıdır; ehemmiyetleri gün geçHkçe artan iktısadî meseleleri pek eMslı bir surette tetkik etmek ve bu maksatla mütehassıs heyetlerden istifade etmek lâzımdır. Fırkalan çok olan meclislerde müzakeratın bazan ne beklenilmez neticeler verdigini gorüyoruz. Bmaenaleyh miimkün olduğu kadar az fırka ve fır kalar içinde kuvvetli bir disiplin ihtiyacı gün geçtîkçe kendini his • settirmektedir. Millî mücctfele ne • ticesinde varhklarına nail olan milletler kuvvetle ve el birliğile ve muntazam bir program dahilinde çalışmak mecburiyetindedirler. Bunun içindir ki htikumetlerin işi artmıs • br ve artacaktır. Bu işleri. başar mak için kuvvetli oimalan lâzımdır. Kanun mahiyetinde olan kararnameleri bu itibarla bir zaruret olarak kabul ediyoruz. Adalet demokra • •înin etaslarmdan biridrr. A^rupamn bazı yerlerinde cereyan edetı son hâdiseler dolayısile meclis azasmm adnlet işlerine kanşması pek ziyade tenkit olunmuş, meb'usluk sifatile avukatlık sıfatının bir sahıs ubdesinde içtima edemiyeceği ileri sürülmürlür. Encümen mazbata muharriri buna imkân olmadığını söylüyor, dojrudur. Bu müdabalenin 8nüne gecmek için en kuvvetli çare bâkimleri terfih etmek ve bic bir tesir altında bırakmamaktır. Bü yfik Millet Meclisi bu esastan mülhem olarak pek yakın bir zamtn da güzel bir kanun ısdar etmistir. Hulâsa bu gibi teknik isleri tashih ederek temailf rejime sadık kalmak Rumen murahhaslarmdan M. Serbesko tstanbul konferansma dünyanın her tarafma murahhas gelmesmi parlamentolar rejim:nin hayatiyetme en canlı delil olarak kabul ett:ğini «öyledikten sonra parîimanterizmi fazla masrafa mal olmak, yavas M görmek ve bükumetlerin istikranm tehlikeye solonak gibi "c cürüro'e itham ettiklerini, fakat bu uç ithamın da varit obnadığını söyledi. tstikrarsızlığa sebep olarak fukalarm çokluğunu gosterdi ve tngilterede bile ü çüncü bir fırka zuhur ettikten sonra mü;. kulâtlann baş gorterdiğİRİ izah ederek Romanyaoa ancak umumî niifusa nis beten yüzde 2J reyi olapn fırkalann meb'us verebildiklerini anlattı, Rustan raporunu tetkik ederek parlımantariz mi ıslâh etmek kabil olduğunu beyan etti. Yugoslav murahhaslanndan M. 3i vançeviç te parlımantarizmin favdala nnı izah ederek Rustan raporunu tas vip etnklerini bHdirdi. Lehistonın nrktai nazart Leh ımnahhası M. Löyenber raporu tasvip ettiklerini, esasen her memlekette dahüî şeraite göre halkın ibtiyaçlannı temin eden sekiller tecrübe edilmek te olduğunu, Lehliîerin vatanperver olduklannı fakat mutaassıp olmayıp di ğer millet'er'.e tesriki mcsaiye dairoa amade olduklarını söyledi. A ^ tskandinavyalılarm noktai nazarı lîveç murahhası M. Bergmannla Danimarka murahhası M. Ulrichsen ra poru kabul ettiklerini, parlımanteriz • m n en iyi idare şekli olduğunu,, ancak ıslaha muhtaç bulunduğunu söylediler. İtalyamn noktai nazarı ttalyan murahhası M. Pesanti, ra • poru faşist prensiplerine uygun bulduğundan dolayı tasvip ettiğini, yapmak istenilen birçok seylerin îtalyada halen tatbik edilmekte olduğunu söyliyerek hükumetlerin zayıfîığma sebep olarak hükumet aleyhine kuvvet teskü eden amele ve kapıtalistleri göstererek içtimaî, iktısadî kuvvetlerin millî ve ırkî tr.enfaatlere uygun sekilde tes&ilâtlan • dırılmalan lüzumundan bahsettı. Ikinci celse Saat 16 da ikind celse açıldı. Reîs Hasan Bey rouessif bir otomobil kazası neticesinde yaralanan Fransız murah hası M. Hamlin tarafından gonderflen bir mektubu okudu. Bu mektupla Fransiz mur&hhan dört gün daha istirahat ehnek mecburiyetinde bulunduğundan dolayı son aelseye istirak edip sahsen tesekkurde bulunamıyacaguıı beyan e • d«rek haic'fmda cöstenle.t fevka'âd» alâkadan dolan k<vnfe:vns reis':«iue. azalara ve bütün Türk nilfetine sami mt ve derin saygılarmı bildirdiğini ya zıyordu. Amerikanm noktai nazart Amerikan âyan azasmdan Mister Robinson parlunanterizmi müdafaa ederek nereden gelmis olursa olsun hüku* metlere riayet etmek Iâzım geldiğini , cepheden avdet eden askerlerin değismis hükumetler bulacaklaruıı ümit ettiklerini, halbuki vaziyette bir değisik • lik olmadığından dolayı birçok mero!eketlerde diktatörlük tesis edildiği, fahsan demokrasiye bağlı olduğunu beyan ile tstanbul konferansımn ehemmiye • tien isaret etti ve sulhaperverliğini ispat için rapora iltihak ettiğini söyledi. Japon marahhanmn nutku Konferansta i>k <^efa söz alan Japon heyeti namma M. Taneichiro Nakano Japon meclisi meb'usan kâtibi umurai sinin refakatinde olarak kürsüye çıka rak heyecanli oldugu bağırmasmdan ve hareketlerinden anlasılan japonca bir nutuk söyledi. Japon meclisi meb'usan kâtibi umumisi tarafından yapılan in • gilîzce tercümede M. Nakanonun Japonyada zuhur eden tavfun felâketi üzeri • ne konferans tarafından Japon hüku • metme tazfyet beyan etmef e karar verilmesinden dolayı Japon heyetinin son derece mütehassfs ve möîesekkir ol • duğunu bildirildiği anlasıldı ve alkıslandı. i$jxmyanın nokta' nazart fspanya murahhası M. Esterlich ttspanyadaki buhrana rağmen konferansa istirak ettiklerini soyledikten sonra silâh^ızlanma ve emniyet raeselelerînden bahsederek tspanyanın resmî noktai nazarma göre devletlerin mSsavi oldu^unu, galip ve mağluplar arasmda hiçbir fark obnadıfım, istatükolan muhafaza eden mmtakavî misaklara mu ha'if olmadıklannı, içtimaî sahada ve> rilen kararlarm tatbîk edilmesi Iâzım geldiğmi söyliyerek rejim meselesine temasla intihaplarda bîriesen firkala • rm bi'âhare birbirlerile çarpntık'ar^i. buffünkü nesl:n 19 uncu a«ır nesli sribi dGsünmediğini, dünyanın beynelmilel • Raportörün nutku Raportör M. Rustan tekrar kürsu • ye çıkarak bütün hatiplere ayn ayn ilt'fatta bu'unduktan ve tesekkürlerini büd'Ydicten sonra Türkiyede kelin^enin taro manasile hakikî bir demokrasi ve lâiklik teessüs etmis bulunduğunu al kislar arasmda söyledi ve «eski Türki yenin muhtesem sarayları bizi h^vran ettiği halde biz bugünkü lâik Türkiyeyi daha fazla seviyoruz. Bu saraylan va • pan sultanların idaresi acaba demokrasi rejimden daha mt aza maloluyordu. Parlımanterizmi sartalanlıkla itham ediyorlar. Halbuki sarlatanlık sampiyonluğunu Karl Marks mezhebine vermek icap eder.» dedi. Hatip bilâhare fransızca nutuk söylediklerinden dolayı bütün murahhaslara teşekkür etti ve sözlerini şu suretle bitirdi: «Damokrasi yolu tehlikeli, fakat san'ıdır. Bir!iğimiz:n yolu da bu • dur, yani biz demokra t olarak teblike Ectün rn*uklar, şiddetli alkışlarla kaiîüanmıj'j tngiliz murahhası Sir Goff nutkunu türkçe olarak söylediği «eski dost düşman olmaz» cümlesile bitiın.iş ve «ddetle alkışlannnjh. Salonda yapılan radyo tertibatile bu nutuklar tstanbul radyosu vasıtasile cihana neşrolunmuftur. Ziyafeti bir suvare takip eyiemiştir. Haric'ye Vekâleti vekili Şükrü Kayo Beyefendinin, şiddetli ve sürekli alkış larla karşılanan nutku berveçhiatidir • Türkiyeye karşı umumî tezahürat « Hamndar, cfendiler, Konferansa istirak eden ecnebi Milletlerin müntehap vekillerini bu murahhaslar namına Danimarka salonda toplanmış görroekle derin bir meb'usu M. Ulrichsen kürsüye çıkamemnuniyet ve hakikî bir sevinç duyurak irat ettiği heyecanlı nutkunda yor ve kendilerini Cumhuriyet hüku sunları söyledi: < Bütün arkadaşlar namma Tür meti namma selâmlamakla bahtiyar oluyorum. kiyede bize karsı gösterilen unutul • mıyacak fevkalâde hüsnü kabul den dolayı en derin teşekkürlerimizi bildirir ve burada geçirdiğimiz günlerin hatırasım kat'iyyen unutamı yacağımızı beyan ederiz. Reisicumhur Gazi Hz. ne bilhassa arzı teşekkür eder iz. Reis Hasan Beye, Türk grupuna, bize her yerde a*zamî sühulet gösteren Türk polisine candan teşekkür ederiz. tstanbulda bize binbir gece gün • leri yaşattınız. Bunun hatırasım ebediyen unutmıyacağız. Reis Hasan Beym konferansımızı idare etmekc« gösterdiği meharete ayrıca te^ek • kür ederiz. Hiçbir matbuatın yap madığı sekilde konferansıruza karsı büyük bir alâka gösterdiğinden dolayı bilhassa Türk matbuatna teşekkürlerimizi bildiririz. Türk milletine refah ve saadet, Orhangazi kazasının Cumhuriyet meydanına Gazi Hazretlerinir Avrupayı Asyaya birleştiren güzel büstieri rekzedildiğini ve bu münasebetle büyük merasim yapıldı tstanbula hayırh terakkiler temenni ğını yazmiftık. Yukarıki resim bu tezahüratı göttermektedir. ederek hep birden bağmyoruz: Orhangaziye rekzedilen Gazi büstü