E>lnl 19i* Kanser nedir ve nasıl meydana gelir ? Dünya doktorları henüz buna cevap bulamadılar. Hastalığın hüceyrelerdeki marazî istidattan ileri geldiğini söyli yenler olduğu gibi mikrobik olduğunu iddia edenler de var Birkaç gün evvel gelen Fransız gasetelerinde Alman doktorlanmlan Von Brehmerin kanserîn mikrobunu keşfe mnvaffak olduğu kaydedilmekteydi. Bîrçok miitehassıslar buna ihtimal vermemekle beraber bu keşif tahakkuk ettiği takdirde tıp âleminde büyiik bir inkılâp olacak ve beşeriyetin bir kıs mını kemtrmekte olan bu müthiş illete karşı çare bulunacaktır. Bu muvaffa kiyetin tabakkukunu temenni ederken kanser meselesinin bugiin ne safhada bulunduğunu tetkik etmeği de faydalı gördük. Doktor Brehmer kanserin mikrobunu keşfettiğini eylulün 2 sinden dokuzuna kadar, Almanyada Frankfurt şehrinde içtima eden kanser kongre • smde söylemiştir. Fakat itiraf etmeliyiz ki bugün klâsik bir tarzda kanser hakkında mevcut yegâne malumat şudur: Vüzuhsuzluk. Heniiz kanser hakkında ulemanın ve doktorlann mütalealan bir noktada birleşmemiştir. Fikirler yekdiğerine zıt bir haldedir. Kimiıi kanserin, insanların bazısmdaki marazî bir istidattan ileri geldiğ'ni, diğer bir takum ise kanserin bulaşık hasta • lıklardan biri olduğunu ileri sürmek tedirler. Keza, doktorların bir kısmı kanserde irsiyet meselesinin roühim rol oynadığını kabul ediyorlar, diğer leri ise veraseti kabul etroiyorlar. Hele bulaşıklık meselesi ekseriyetin kat'iyetle reddine uğram'«br. Binaenalevh srorüluyor ki kanser hakkındaki bStun malumat bir vüzuhsuzluk ve k'fayet sizlik halindedir. Her defa bir hakika te erişildiği zannolunurken, neticede bütün gayretlerin boşuna gittiği tees • süfle anlaşıhyor. ın çozemedıgı dugunı 1 •w • 1 •• s/ •• Cumhuriyet '• Şehir Meclisi azalan Bazı kazalarm intihap yoklamaları yapıldı Belediye mti • habatı iiç gün • denberi çok faal bîr safhaya gtmiştir. Dün btttün kasalard* intihap için yok> lamalara baslanmıştır. Dün yal • mz Fatih ve E mmönS kazala nnda yoklamalar yapılmıştrr. Bulgaristan Mihailofun iadesini istedi mi? Komitacı, dün sabah Emniyet Müdürlüğünü terkederek dostlarmdan Açkofun apartımanına gitti Mihailofun vaziyeti Mihailofun yeni beyanatı (Birinei aahifeden mabait) Stazburg Hıfzıtsıhha ve Mikroplar tlmi Enstitüsiinde Profesör Borel kanser üretme ve arastırma me$aisinde rem yaralannda «cirrhose» denüen I lam bünyede de yaşamağa devam et • karaciğer iltihaplannda bu şekilde mektedirler. Bundan anlasüıyor ki kanserlerin teşekkül etitği göriilmüş • kanser höcreleri zaman ve mekân içintür. Fakat bu vaziyet maatteeessüf büde nihayetsiz bir şekilde çoğalhlabilintün urlara tatbik edilebOecek tarzda mektedir. Yani bu höcreler kat'iyyen umumi değildir. ölmemektedirler. 1903 tenberi muh telîf farelere asılanarak bîrçok bünyeBugün en dyade makbul ve makul Ierde yasamıs kanser höcreleri 1934 te göriinen nazariyeye göre kanser höcede bîrçok farelerin ölümune sebebiyet relere ait istisnaî bir hâdisedir. Bu iddivermistir. a evvelâ Wîrchow tarafından meyda • na konulmuştur. Bu zat kanserin Uti • haplar neticeti ileri geldiğine kanidi. Fakat kanserin höcerevî oduğu naza • riyesini kabul edenlerden Barda göre ise bu hastalık vücutteki muvazenenn bozulnaası neticesi uzviyetin heyeti u • mumiyesi bir kısun nesçin artıp büyü • mesine sebebiyet verir ve bu kanseri höcreler gayrimazbut şekilde arttıkla* n için tahripkâr ve tufeyli olurlar. Menetrier ise Wirchowun tahriş nazariyesine istinat etmektedir. Bu lata göre tnun saman dev«m eden tahrisat nesçte bir tahavvüi husule getirir. Bazı höcreler ö'ürler, diğerleri ise fazla dayanırlar ve neticede Öyle kuvvet'i bir artma kudreti iktisan ederler ki bu faaliyet ve artmaları adeta suda yaşı yan tefc höcreli mikroplardan bazı'annın faaliyet ve artmalannı andırn. Böyle bir marazî ıstıfa müstakil ve muhtar höcreler meydana getirir ki bunlar da kanseri doğururlar. Bütün bu nazariyelerin hepsi alâkayt celbedecek tarzdadırlar. Yalmz meseleyi halletmekten ziyade onun hallini geriye doğru atan fikirlerdir ve tecriibî olmaktan ziyade tasavvuridirler. En son nazariye, mikrop ve parazit nazariyesidir ki gayesi konserden ga yet küçük bir takun hayvancıkları mes'ul addetmektir. Malasrez, Albarran, Jabanlay ve saire gibi ulema bu noktadan tetkikat ve taharriyat yap • mışlardır. Halbuki onların mikrop farzettikleri şeylerin hsl:ikatte höcreîere muıuam ecnebi cisimler olduğu anla • şılmıştır. Fakat bununla kanserin mik. rop ve parazitler neticesi husule gel mekte olduğu nazariyesi büsbütün suya mı düşmüştür. Şüphesiz hayır.. Ancak bu suretledir ki profesör Borrelin şayani dikkat tetkikatına kadar işi getirmiş oluyoruz. Bu tecrübe neticesi profesör Borrel kanserin bilhassa barsaklarda ve yahut vucudün baska taraflannda kendisine müsait bir zemin bulduğu takdirde sağlam nesçlerin hocrelerini tereddiye uğratarak onları kanser höcreleri haline getiren henüz mahiyeti meçhul bir mikrop neticesi husule gelmekte bu • lunduğuna inanmaktadır. Profesör bu fikrini su suretle ispat etmektedir: Farelerde ekseriya karaciğer kanseri mSsahade olunmaktadır. Bu kanserli nahiyenin ortasmda cok defa bir kurda benziyen ve mensei kedilerin barsaklarmdaki tenyalara ka • dar uzanan tufeyliler görünmektedir. Dfğer taraftan Fibieger farelerin Congylonema nes plasticus denlen bir kurdu yemekle nvde kanserine tutul duklarını ve müthiş hastalığın urunun tam kurdun midede yapıstığı nahiyede husule geld'ğini müşahade etmistir. Profesör Borrel de bazı hallerde farelerdeki karaciğer kanserinin cüzam nv'kroplan neticesi husule geldiğini görmüstür. Bundan maada profesör Borrelin yaptığı tecrübeler neticesi yüzde sek senden doksana kadar meme kanseri ne tutulmus farelerin urlarmda yahut o nahiyenin yakınlarında hususî bir kurdun mevcut olduğu meydana çık * mırhr. Keza insanlardaki burun kanserle rinde de muhtelif yer'erde ve bazı guddelerde Demodes folliculorum denilen tufeyli bulunur. Gene insanlarda hazım cihazı yani roeri, mide, karaciğer, pankreas ve şerh kanserlerinin de pis ve sıhhate uygunsıre reyler yemek ten ileri gelmediğini kim tenvn ede . bflir? Çiy olarak yediğimiz meyvalar ve sebzelerle bu mikroplar barsaklannuza giremez mi? Fakat itiraf etmelidir ki kanserin yegâne sebebi bu tufeyliltr değildir. Müthiş hastalığın husule gelmesînde rüseymi getirenlerle beraber tahriş edici vasıtalann da mevcut olması lâzımdır. Bunlardan maada yanik, yara gibi mahallî şekîlde tahriş merkezleri, ya • hut Arsenik, katran gibi kimyevi bir tahriş maddesi o sebebi ihdas edebilir. Çünkü lâboratuarlarda farelerin mu ayyen yerlerine birçok defalar kömur katranı sürmekle kanser vücude getîrildîği görülmüştür. Maamafih, bu tecrubelerden hiçbirfle sıhhatteki hÖcrelerin nasıl olup ta kanser höceresine tahav vül ettiği izah olunamamaktadır. Profesör Sorrel binnetice kanserde b'r sirayet vasıtası olduğuna hükmediyor ve bo sirayet vasıtasınm tavuk sarkomlanndakine müşabih olduğunu zanneyliyor. (Kanser, irsi midir? Kanser sarî midir? Meselesini diğer bir makale • mizde mevzun bahsedeceğiz.) FRENGİDEN SAKINMAK için Teksayt veya Teksayt ekstra prezervatifîeri eczanelcrde araymız. Muhtelif nazariyeler O halde kanser nedir? Bir kere bunu tahlil edelim. Evvelâ, kelimenin üzerinde bile ittihat yoktur. Almanlar kanseri «Carcînome» kelimesüe müsavi addediyorlar, bir cînsi nesçlerde husule gelen urlara bu îsmi veriyorlar. Diğer bir cinsi nesçlede teşekkül eden «sarcome» namındaki urlann bununla alâkası olmadığina kaü bulunuyorlar. Fransada ise kanser ismi bütün urlara teşmü ediiiyor. Fransanm maruf kanser miite • hassın profesör Roussy île talebesi M. Wolf ta bu fîkirdelerdir. Halbuki profesör Borrel kanserin bir nevi olma dığını, muhtelif şekilleri bulunduğunu ileri sürerek bu meselenm «kanserler» nans alhnda tetkik edilmesini daha muvafık görüyor. Çünkü bugün tıp âleminde müşahade edilen urlar bin bir şekilde tezahür etmekte ve yediğerlerine kat'iyyen benzememektedirler. Bunun için bir kemik kanserile, cilt kanserini ve vücudün diğer kısımlannda husule gelen kanserleri ayni farzetmek şüphesiz büyük bir hatadır. Bun • lann her biri ayn ayrı mütalea edü mek lâzımdır. Bir hastalığı tedavi ehnek için evvelâ onun neden ileri geldiğini bümek icap eder. Kanserin neden ileri geldi ği nzun zamandanberi aranmakta ol • masına rağmen bu hususta vücude geHrOen nazarî formuller yekdiğerile tabantabana zıtbr. Meselâ bunlardan biri embryon nazariyesidir ki kansenn kendiliğinden bir rüşeym şeklinde hasd olup mütemadiyen büyüdüğüne ka0 olanlar tarafından vazedümistir. Çohnhehn, Letulle, Ribbert bu fîkir dedirler. Kanserin höcrevî «urette te sekkül ettiği nazariyesi Wirchow, Bard ve Menetrier taraflarından iddia olunmaktadır ki bugiin en makbul göriilen budur. Diğer taraftan bir de mîkrop ve parazit nazariyesi vardır kı Strasburglu profesör Borrelin kuvvet le ileri sürdüğü ihb'mallerdir. Birinei nazariyeye taraftar olanlar dan Çohnheime göre kanserin rüşey mî höcereleri tabiî nesçler içinde uzun rnüddet gizli kalabilir, bir gün o nahiyelerde devamlı bir tahriş, yahut ka naHarda an! bir sadme ve bozukluk neticesi faaliyete geçer. Meselâ, vüeutte «ben» dedikleri küçük büyük noktalar böyle bir felâketin başlanğı a okbflir. Onun için bunlarla oyna mak, o nahiyelerde tahrişata «ebebi yet verecek şeyler yapmaktan sakınıl mahdır. Gene ayni nazariyenin taraftan Ribbert ise, kanserin alelekser ihtîyarlarda bir k>«ım nesçlerm, diğerle rinden aynlarak müstakil olarak yaşamağa baslamalan neticesi büyümeleri yüründen husule geldiğini söylemektedir. Haldkaten bu suretle yanık ve ve Hem memurluk, hem mu allimlik yapamıyacaklar Makedonyalı komitacı Ivan Mihailof geldiği gündenberi serbest olmakla beraber iki gecesini Emniyet Müdürlü ğunde geçirmîş ve nihayet dün sabah Beyoğlunda Tokathyan oteli karşısın da Suterazisi sokağmda Tiüstmi apar • tımanmın bir dairesinde oturan dost Yoklamalara C. A. T. idare heyeti lanndan M. Açkofun yanına «itmiş vilâyet, kaza na « reisi Cemal Bey tir. Ivan Mihailof ve «evcesi yaphklan hiye ve semt ocakları idare heyetlesıkınhlı yo'ıculuğtm yorguniuğtma ^i ri istirak etmistir. Yoklamada o • dermiş bir vaziyettedirlnr. Her ikisi de caklann, nahiyelerin tesbit ettiği rahat ve sakindir. Dün kendisile göriiaza namzetleri okunmus ve Iisteler şen bir muhnrririmizin muhtelif sual • tetkik edilmiştir. lerine tvan Mihailof şu cevaplan vrr Yoklamalara fstanbul Fırka Vilâyet mistir: idare heyeti reisi doktor Cemal Bey ri« ^ Evvelemirde yanlış anlaşılan bir yaset etmektedir. Tetkik edilen Iisteler nokrayı izah etmek isterim. Ben Makekaza idare heyetleri tarafından tasdik donya komitası reisi değiHm. Make edilmiştir. Binaenaleyh dün yoklama donya komitasuıı idare eden üç kisiük ları yapılan kazalann aza namzetleri bîr heyet vardır. Ben; diğer azası Nastesbit edilmiştir. Haber aldığımıza naza fr* ve Kurcef olan bu heyete dahilim. ran vaziyete göre meclîsm üçte iki nisBinaenaleyh reis demek lâzım gelirse betindeki eski azası değisecek yalnız ancak reislerden biriyim. Bizden baş bir nisbetindeki aza tekrar intihap edika icabiRcta y^rnniaç geçecek üç ye lecektir. dek aza daha vardır. Fakat bunlann i simlerini söyliyemem. Bugün Beşiktaş ve Beyoğîu kazala B«n Bulgaristandan çıkmakla Makerında yoklamalar yapılacaktj. Bu yokdonya komitasmm mesaisi durmuş delamalarda listelerdeki aza aslî aza, ve ğildir. tşlerimiz gene yürür. yedek aza dîye iki kısma tefrik edilmeSofyadan aynldıktan 3ci gün son • mektedir. Yalnız bu azahk'ar için iki ra Turkîye hududuna girdik. Bu yolcuzatm ismi tesbit olunmaktad < Her aza• Iuğu Kırklareli istikametinden yaptık. Iık için aslî ve yedek azayı ha'k reyini Hududu geçmek zor olmadı, frkat Türistimal ederken teçecektir. kiyeye geçtîkten sonra yolları bflmeditntihabatın çok canlı ve hnraretlî oğimiz için ba lasımdald yolcalueumus lacağı tahmin edilmektedir. Bir teşrinibiraz nzun oldu. Fazla dolaştık. Bundan evvelde mtihabatla birlScte Fırka merdolayı da Madam çok yoruldu; ayaklan şîşti. Yolda tesadüf ettiğimiz me kezinde tstanbul Radyosunda, smema, mur ve köylülerden çok iyi muamele mektep salonlannda, halk kürsülerin • gördük. tlk tesadüf ettiğimiz Yesillik kode hitabeler söylenmege başlanacaktır. yünde köylüler bize bal ve tereyağ ik • Buralarda 200 dan fazla erkek ve ka • ram ettiler. dm hatip söz söyliyecektir. Univeriste Bulgaristanda bilhassa yeni hükumemeyc'anmda ve Taksim abidesl yanın tîn işbaştna geçtiği dört aydanberi tazda karu!acak kürsüler hoparlcrlerle yik ziyadrIeşti. Bundan dolayı kaçmağa teçhiz oîunacakbr. Bu hitabelerde beie H'Jzum gördük. Makednnyada Bulga • diyecıT'k noktasmdan geçen dört sene ristandan ayrı küçük bir bükumet te zarfında neler yapıldıŞı ve ba devre şekkül ederse Makedonyalılar hürri Ierde neler yapılacağı halka bfldrile yctlerine kavuşurlar. Bizim büyük ide • cektir. alimiz budur. Vazife ve gayemiz ça Iışmak; dost kazanmakhr. Vakıâ biraı müşkül olmakla beraber bundan son • ra hariçte çalısacağım. tstanbulda çok kalmıyacağım. Maamafih ndcadar kalacağımı da henüz bilmiyorum. Buradaki bazı işlerimi biti kinoe hareke* edeceğim. Evvefce d» birkaç defa gittiğim için bu defa da tsviçreye gitmek niyetindeyim. Buradaki ikametimden çok memnunum. Bun* dan daha iyi vaziyet; sağlıktır. Ben Bulgaristanda osasen daima gizli yaşadım. Bu gizli hayat on alh «e nedir devam ediyor. Bu müddet zarfında sokağa çıkmadım. Nadiren çık tığım zamanlar tebdili layafet edecrk çrktım. Bu itibarla hayatnnm en ser best pünleri bujfünlerdir. Vaktile Üskup rüştiyesinde okudum. Onun için türkçe bilirim. Eskiden yazmasmı da bilhdim, fakat şimdi unut tum. O zamanki hocamm ismini bfle hahrlıvorum: Ekrem Efendi. Memuriyetlerindcn istifa ettikleri M. Mihailofun dün fotoğrafçınuz tarafından ahnan en yeni portreai kesmiş bir adam değilim.» îvan Mibeilofun zevcesi de burada ki ikametinden nysnnundur. Bu memnuniyetim' şu sözlerle izhac etmekte dir: < Benim şimdiye kadar Türkler hakkmda bir ftkrim yoktu. KendOerini tanımıyordum. Halbuki ba sefer hu • duttan geçip te Türk topraklarma ayak basınca anladım ki; bu miDet çok yüksek ve kibar bir mfllettir. Türkler arasmda gördfiğum hüsnü kabulü hîçbir zaman unutamıyacagun.» M. Açkof kimdir? Mihailofun Türkiye Cumhurıyeti hudutlarma sığmması hidisesi, M. Aç • koftan da bahsedilme»me vesfle oldu. Zira meşhur komîtaci birkaç zaman dir şehnmizde buhman bu zatm evme misafir olmuş tur. Ba vesile fle M. Açkofun klm olduğunu kısaca kaydedelimı Değerli arkadaşmm, Kemal Salflj Bey, bundan dört sene evvel Bulgaristana yaptığı »eyahatm fntıbalannı Cumhuriyete kaydederken, M. Açkof hakkmda şu malumah vermistî: «M. Dimîtri Açkof.. Bulgaristanda tanıdığım en sayani dikkat şahsiyetler den biri.. M. Açkof ne bir nazrrdır, ne de bir meb'us.. Büyük veva küçük bîr memuriyet sahibi de değildir. Herhangi bir gazete île de alâkası yoktur. Tîcaretle de meşgal olmuş değildir; fa kat bütün bunlara rağmen M. Açkof herşeydir!» Filhakika M. Açkof şimdiye kadar Bj'garistanm siyasî hayatmda büHîk 1 bir rol oynamtş bir zattır ve açıkk?' ! hakikî bir Türk dostudur. M. Arkof, : Türk dostluğunda o kadar fleri gitn <tir ki, bir aralık mabaliflermin bu münasebetle ağır ithamlanna büe maruz kalmıştır. M. Açkof Bulgaristandald Makedonya komitasmm nafiz erkânindandır. Madam Açkof ta siyasî meselelerde kocasiie hemfuardir. Madam Açkof Makedonya komitasınm kadmlar grupunun reislerindendir, kendisine komita ziyafetlemde reistn yarnnda mevki venl mektedir. M. ve Madam Açkof ta geeenlerde Bulgaristandan memleketimize selmisler ve bir müddet için şehrimlzde yer lesmijerdir. İktısadî teşkilâtta çalışanlar rîvayet olunan Ticaret Odası amumî kâtibi Vehbi ve tetkikat müdürü Hakkı Nezihi Beyler lktısat VfJtili Mahmut Celâl Bey tarafından lstanbul Vilâyeti vasıtasile gönderilen bir tamimd'e lktısat Vekâletine mensup bilumum devair ve müessrsatla ticaret odalan ve ofiste müstahdem aylıklı, ücretü, hakkı tayini Vekâlete ait olsun olmasın bilumum me murlann muallimlik ve garetecilikle alâkalarını nihayet 16 eylule kadar ke» sip bu iki vazifeden birini tercih etmelerinde muhayyrr bırakılrmşlardır. !k tısat Vekkleti memurlan imzasız dah! neşriyatta bulunamıyacaklardır. ÎVisat VekâletinA ait bütün neşriyat Türko fis vasıtasile yapılacaktır. tktısat Vckâ • letinin bu tamimi üzerine bazı istîfalar başlamışhr. Ticaretî Bahriye Müdiri yeti fen heyntinde çalışan bir, iki zat ba vaziyerten dolayı istifa ettikleri gibi tstanbul Ticaret Odası kâtibi umu misi Vehbi, ve tetkikat şubesi müdürü Hakkı Nrshi Beylerîn de muallimlik vaziyetWri dolayısile isfifa ettikleri süylenmektedtr. Her nekada Hakkı Nezihi Bey vneHk mesuniyeriııi ;«tîrtal etmekte îse de devam etmemesinin bu iş le alâkadar oldoğu beyan edilmekte • dir. Diğfr taraftan Maar:f Vekâleti de mrfriyattan muaJlimleri ilmî obnıyan Profesör Borrelin fikri Fransızca tllustration mecmuasınm muharriri 1888 denberi kanser tetki katile mesgul olmakta bulunan ve kanserin mikrop veya parazit neticesi husule geldiğine kani olan profesör Borreli zfyaret etmiştir. Bu zat hali bazırda Strasburgda hıfztssıhha ve mikroplar ilmî enstitüsünü idare etmektedir. Profesör üzerlerinde tecrübeler yapmak üzere burada 18000 den fazla fare bulundurmaktadır. Maamafih M. Borrel sade kanser hakkında değil, veba, kuduz gibi henüz mikroplan belli olmıyan hastalıklar üzerinde de tetkikat ve taharriyat yapmaktadır. Farelerde yaptığı tecrübelere nazaran kanserin bir mikrop neticesi husule geldiğine kani bulunmaktadır. Kanser asılanan fareler üzerinde hastalığın doğuşu, tekâmül ve inkişafı vüzuhla ta kip edflebümektedir. M. Moraunun 1894 te yaptığı tecrübelerden biri tayesmde kanserin fareden fareye nasıl geçtiği pek âlâ bilinmekted'r. B'r fa reden aluiıp diğer bir fare üzerinde tesbit olunan kanserli höcreler o sag • Uç sene de Selânikte okudum. tdadiyi Snbistanda Sırp mektebinde bitirdnn. Umumî Harpten sonra Sofyaya dönerek Darülfünuna girdim. On altı senedir komitacılıkla meşgulüm. Bu ideal bende daha çocukluğomdan bastamışhr. Babam manifatura ticareti vapardı. Yetmiş yaşında iken öldürüldü. Ben intikam almak istiyordum. MaamoFh elunle hayatımda b : r tavuk bfle Mihailof fade o'unmıvacak Ankara 17 (Hususî) Mflıailofan suçu siyasî mahiyette olduğu için menv leketme iade ohmmıyacağı anhşılmn • br. temsillerine hazırlık K.ış yaklastığı için sahne hayatın da da bir canhlık başlamıştır. Ikf mühim elemanını kaybetmiş olan Siireyya opereti de faaliyete peç miş ve ilk oynıyacağı Telefoncu Kız operetinin provalarına ba<la mıştır. Resmimiz provalardan bir sahneyi gösteriyor.