'Camhariyt. Beklediği Aşk Edebi roman ö y l e ise ben d e saçmalıyor muşum. Kendini bilen bir insan daima doğru sÖyler, fakat her doğruyu söylemez biraz dilini tutmasım, lâkırdılan idare etmesini bilir. Boşboğazhk ta yalancıhk kadar fena bir kusurdur. Jale ağabeysinin hiddetine hiç aldırmadan, ellerini çmparak se vinçle bağırdı: Oh!.. İtiraf ettin, demek dofcru anlamışım. Sen bugün çıldırdm mı, yoksa beni mi çıldırtmağa niyet ettin?.. Hayır, böyle fena niyetlerim yok. Ama sen bugün ne söylediği ain farkına varmıyorsun, b t n a : «Düşünerek konuş> diye nasihat ederken kendin hiç düsünmeden fconuşuyorsun. Aman ne hoş! Ar • tık inkâr etme, ben zaten îkînizin de halinizden anladun. tkimizin d e halimizden anla • dın mı?.. Ne demek istiyoraun?.. Güleceğine söylesene... Yoksa Se miramU te farkinda mı?.. Senin kendUîni sevdiğinin mi? Evet. Onu bilmem ama, her halde kendismin seni sevdiğmm farkın • da... Ne dedin?.. Kendisînin beni •evdiğinin m i ? . Ha... Yani Srmiramis beni seviyor mu?.. Alay mı e • diyorsun ha... Soyle.. »öyle... Dur ağabey, ne oluyorsun? Biraz daha gırtlağıma sarılacak • sın ama gene olanlar sana olur. Ozaman ne çabuk ne de geç söyliyemiyeceğhn. Alayı bırak, Semiramu beni »eviyor m u ? . Evet. Sana söyledi mi?. Hayır. E.. Nereden anladın?.. Halinden. Haltnde ne var, anlat!.. Anlatacak birşey yok, anlatsam da anlamaz, saçma bular, belld de bunlardan mj anladın diy« gükrsuı. Za ten rrkekler h«p böyledirler, sevilip •evilmediklerini .kolay kolay anhya mazlar, daha doğrusu kadm, ne anlatmak, neyr mandırmak isterse ona ina . nırlar. Halbuki b : z böyle değiliz, bizim anlamamız için, bir gülüs, bir bakış, bir lâkırdı kâfi gelir. İmanım var. Söylediklerin doğ rudur, gayet kolay inandmr ve kolay anlarsınız. Zira kendinîzi bümeğe başladığmızdan, bfleraiyecek hnr hale gelinceye kadar böyle şeyler düşünürsunöz. Ne ise gene kavgaya başlamıya Iım. öyle sevînç irmdryim ki kavga falan edemiyeceğro. Ya .. Demek pek sevindin, ba ri gidip Semiramise de söyliyey'm de o da sevinsin. Jale yerinden sıçrayıp kapıya doğ ru koştu. Nedret te kızkardeşinin ar kar>dan fır'adı, bil'klerinden yakalı yarak çekti. Ve yalvaran bir sesle söylendi: Jale rica «den'm, del'lik elme Biraz gayret e* te dilini tut, brni gülünç vazîyete sokma. Genç kız ağabeysinin basını salhyarak: haline acıdı, Almanyada reyiâmın neticesi 38 milyon kişi evet, 4 milyon kişi hayır dedi (Birinci »ahifeden mabat) Iktısat Işleri RADYO \ program " ) ISTANBUL: 18,30 plâk neşriyatı 19 Mes'ut Cemll Bey tarafından çocuilara masal 19,30 Turk musıkl neşriyatı: (Stüdyo saz heyeti ve Rifat Bey, Belma Mehllka Hanımlar). 21,20 Ajans ve borsa haberierl 21,30 stüdyo orkestrası. VİYANA: 17,45 kcnser . 18,15 İki kısa musahabe18,45 ikindi konseri 19,35 iki musaha be . 20,20 ağızdan üfleme aletler orkestras tarafından koser 22,05 Polonya musikisı23,35 haberler, hava raporu 23,55 gece konseri 1,05 gramofonla gece musikısl. VARŞOVA: 18,20 oda musıkisl 19,05 koferans . 19,20 taganni konseri . 20,20 piyano konseri 21 edebî neşriyat 21,17 gramo . fonla meşhur musiki parçalan 22 VI yanadan naklen Polonya musıkisi . 23 35 konferans . 23,50 gramofonla dans havalan. BUDAPEŞTE: 18,05 taganni konseri 18,45 musahabe 19,15 kcnser . 20,20 konferans 20 50 konser . 22,25 Çingene orkestrası 23,25 viyolonsel konseri 24,05 cazbantla dans havaları. PRAG: 18 45 gramofon 18,55 ameleye mahsus neşriyat 19,05 gramofon 19,10 zi. raî bahisler 19,20 gramofon . 19,25 almanca rveşriyat 20,15 muhtelif neşriyat 20,45 Ostraudan naktl 21 Bründen nakil . 21,50 musahabe 22,05 radyo or . kestrası 23,05 habsrler 23,20 çifte piyano ile Çek bestekârlannın dans şar kıları. BELGRAT: 19,05 hanımların zamanı . 19 35 şarkılar 20,15 gramofonla halk musiklsi 20,35 konser . 21,25 şarkılar 21,55 piyes . 22,35 orkestra konseri . 23,20 halk sarkıları . 23,50 gramofonla halk şarkıları. BÜKREŞ: 19,10 crkestra konseri 20,35 konfe rans . 20,50 gramofon 21,05 konferans. 21,20 senfonik konser 22,05 muhtelif . 22,20 konserin devamı . 23.05 haberler 23,35 gramofonla haflf musiki havaları. 21 Ağustos 19«4 Yazan: 39 PERIHAN ÖMER Musul petrolları Petrol havzasmdan Akdenize döşenen boru hatları ikmal edildi ve Musul petrolları Trablussamla Hayfa limanlarma akmağa başladı Ona dün akşam, Niste geçirmiş oldu • ğum bir vak'ayı anlattım, ve o kadmın kendisile ayni kokuyu kullandığmı söyledhn. Onun bana verdiği saçlan sar mak için, ayni kokudsn bir parçaya suriip vermesini rica rttim. Halbuki bu yalandı, kadm tamamile başka koku kullamrdı. Ağabey sen mükemmel bir ya lancmuşsm ama, dikkat et, Semiramis ; böyle seylerden h ç hoşlanmaz. Ben zaten hoşlanmasm diye bu yalanı attımdı, çünkS bentmle alay e . deceğini zannettimdi ama, tonunda dayanamadım. Anlıyamadım, neden hoşlanmasm diye yalan atfan ? Aman Jale, çok soruyorsun. Ikj kardeş kcnuşurlarken, Semira • mis de. odasmda mektup yazıyordu: Benhn güzel Birgem. Seni bir hafiadıt telrfonla bile ara • madığımı söyliyerek sikâyet ediyordun. tşte sana haksu dargmlığının cezası, en asağı bir saat gözlerini yoracak uzun, upuzun bir mektup. Daha bir üci satır yazdun, lâkin bir yığm sahifeler dolduracagonı tahmin ediyorum. Muhakkak benim selrer Bh*g«m, mektubumu o kurken şaşıracak, Aman neler görüyorum, müm • kün mü?. Diycceksm. Ama, bayatta herşey mumkunmüs, düşün!... Ben, senin kızdığm zamanlar, heykellere ve resimlere dert anlatmak sana anlatmaktan daha makaldür diyecrk kadar his stz bnlduğun mağrur Semaramts, bu gun, acaba: Sevdiğnn adam beni seviyor mu, sevmiyecek mi? diye ıztırap çe kiyor. Birge, sevmcğe başladığımı, hem çok feci b'r surette sevmeğe basladığmu anhyorum. Bilmem, belki, dahfa, kaç. mak, kurtulmak için çok geç kalmtş değilim. Brlki ondan uzaklasırsam u • nutabilirim. Fakat bu kuvreti kendimde bulamıyorum. Bu birden gelen, kalbîmde tatlı bir sızı şekl'nde yerleşen askı ahnağtf loyamıyOTuttt Ohu Vfcadar çok istedim, o kadar çok b'bîedhn ki, beni öldüreceğini bile bilsem atamıya • cağım. Sevmek n«.hoş şey! Insaıu nasıl değiştiriyor. llk defa yaşadığmon farkma vanyorum, yok daha doğrusu yaşadı ğımm farkına vanyorum. Eskiden kara bir yılan gı'bi uzıyarak siirüne surime g«çen saatler, simdi saniyeler kadar hafff, çabuk geçiyor. Yabuz kaldığun zamanlar, onun yanmda çektiğim ıztırap< lar bile, bana bir daha tutulabilmesi im. kânsız saadetler gibi geliyör. Uzun ay. nlıklanmtz yalnız uyku zamanlan oluyor. Simdiye kadar uykunun mânasız Iğtnı hiç dnsünm'(nrs*4ın. ömrihmizün yansı ne d'ye uyku ile geçiyor?. Ne yazık, zaten hayat ne kısa. Onun yanmda binlerce, yiîz binlerce sene yasamak isterdim. Nedrtle benim arama giren bir da Idka bile beni üzüyor, onu goremedi • ğim zamanlar, kalbime, damarlannM, ben : her saniye biraz daha hayattan u • zaklashran keskin bir zehrin aktığmı zannediyorum. Geceleri eğer biraz uy • kuya dalars'm, içimde büyiik bir ha • lecan, büyiik b'r acı ile uyanıyorum, o zamar nel'r hissediyorum ?... Bunlan anlatmak çok giiç. Belki bu hisler, gülünç, saçma, çocukça şeyler... Fakat bana o k«dar azap çektiriyorlar ki. Meselâ deli gibi yatağundan fırlı yoram, elektr'ği yakıyorum, etrafıma bakmarak rşyalan tetlrk ediyorum, acaba onun bulunduğu yalıda mı yoksa kendi ev'mde miyim diye... Geçcn bir b'f*anuı rüya olmasından korkuyoram. Onun bana bu kadar yakın bulunması, birkaç oda ötede u . yuması, imkânsız b*r saadet gibi gö • rünüyor. (Mabadi var) Yapılan şenlikler Berlin 20 (A.A.) Havaa ajansı muhabirinden: Dün aksam Wilhelmstrassede büyük bir faaliyet hüküm sürmek • te idi. Hücutn kıt'aları bur fener alayı tertip etmisler ve Başvekâlet önünde millî sosyalist mar;ı ve askerî marslar soliyerek geçit re»mi yapmıslardır. Biçok defa is odasınuı balkonuna çıkan M. Hitler, müthiş alktslarla ve terif edilmez coskunlukiarla karşılantnıştır. Fmnsızlar ne diyorlar? Paıris 20 (A.A.) Alman reyiâtnı neticelerini tahlil eden Franstz matbuatı şu mütaleada bulunmakta ittifak ediyor: «Büyük şehirlerde ve katolik merkezlerde genis bir muhalefet teba • rüz etmiştir. M. Hitler, kazandığı rey adedi her ne olursa olsun partiyi kaybetmistir. Çürtkü reyiâmın yegâne ehetnmiyeti şu idi: Muina • ileyh ecnebilere karsı memleket dahilindeki otoritesinin yükselmis olduğunu göstermek istiyordu.» petrollarım Akdeniz sahiline akttan borular döşenirken Dünya ikbsadtyatı tarihinde yeni ve j mühim bir hâdiseye çahit olmuş bulu nuyoruz. Dünyanın en zengin petrol madenlerini ihtiva eden Musul havza • sındaki petrolları Akdenize getirmek üzere iki koldan döşenen boru hatlan tahminden çok evve! ikmal edilmiş, Mu sul petrollan aimdiden Trablusşam ve Hayfa I ; manlarına akmağa başlamıştır. Musul petroüarının Akdenize akıtılması bilhassa Fransa için büyük ehemmiyeti haizdir. Çünkü bu devlet ne Avrupadaki ana yurdunda ne de müstem. leke!er"nde petrol maden: olmadığın dan şimdiye kadar asrî sanayiin ve askerî müdafaanın ruhu olan bu maddeden mahrumdu. Fransa simdi ortak sifatile olsa da petrol madenlerini doğrudan doğruya işletiyor ve Fransız mandası altındaki arazide ferşolunan boru hattı vasıta sile ihtiyacı olan petrolu tedarik edi yor. Malumdur ki Harbi Umumiden sonra Yakınşark, garpli müttefikler aıasında Londra mukavelesile taksim edil diği zaman Musul eyaleti Suriye ile birlikte Fransaya bırakılmıstı Lâkin Mu suhın gayet zengin petrol madenlerini îrıHvâ etriiri anlasıîdığı zaman Ingîltere Musulu Fransaya bırakmaktan imtina etmiş ve buna mukabil Musul petrollannın isletilmesine, Fransız sermayesinin istirak eylemesine müsaade etmiştL Işte şimdi Fransa aşağıda iktibas ey led.ğimiz haberden de anlasılacağı veçhile ilk defa millî petrol sanayii kur muş oluyor. Havre limanından tntransigeant gazetesine yazılıyor: «Henry Desprez vapuru Musuldan Trablussama tefris olunan boru hattile akıtılan petrollann ilk hamulesini Havre Iimanına getirdi. Gayet anzalı araziden geçen bu boru hattı 950 kilometro tulünde • dir. llk hatnulenin Fransaya gel mesi Fransanın petrol tarihinde ilk devreyi açmıstn*. Dünyanın en zengin petrol madenlerini ihtiva eden Musul petrolIarının isletilmesine Fransanın istirak eylemesi kendisi için siyasî ve iktısadî bir zaferdir. Musul petrollarını işleten Irak Petroleum şir • keti Ingiliz, Fransız ve Amerikan sermayedarları tarafından teskil edilmistir. Fransanın hissesine ilk senede bir milyon ve miiteakıp senelerde iki milyon ton petrol düşecektir. Bu iki milyon ton petrol Fransada iki Fransız fabrikası tasf iye edtleeektir. Musul petrollarım Akdenize isal eden boru hattınm iki kolu vardır. Fransızlara ait kol hayet buluyor.> Trablussamda ve İngilizlere ait kol Hayfada ni • tarafından tngilizler ne diyorlar? Londra 20 (A.A.) «Millî so3yalbtler geriliyorlar», «Hitler geriliyor» başhkları da göstertr ki, tngiliz efkârı umumiyesince «News Chronicle» gazetesinin dediği gibi milyonlarca Almanın M. Hitler lehinde rey vermesinin ehemmiyeti yoktur. Asıl mesele 4 milyon AI • manın Reichs Führere reylerini vermemis olmasıdır. Daily Mail, şunu soruyor: « M. Hitler, bu salâhiyeti, na sıl kullanacak?> Daily Herald, ârayı umumiyede elde edilen rakamlann hakikatle htçbh münasebetleri ojmadığını »öylüyor ve Alman milletinin ha kikî düşüncesinin meçhul kaldtğını ilâve ediyor. Hinienburgun vasiyetnamen sahte mi? Paris 20 (A.A.) Havas ajanjı bıldBrıyor: • > Paris Soir gazetesi, orta Avrupa muhabtrinden aldığı a'?ağıdaki na<< lumatı, kaydi ihtiyatla neşretmek tedir: «Maresal Hindenburgun vasiyetî etrafında yaptığım derin ve etraflı tahkikat neticesinde birçok rivayetlere muttali oldum. Bunlar arasında, merobaınm ehemmiyeti dolayı • sile en ziyade hakikate yakın ola rak buld'uğum şudur: Maresalm vasiyetnamesinin ha kikî metnini ancak M. Hitler, M. Goebbels, M. Von Papen, miraiay Von Hindenburg, M. Aldenburg, M. Januschau, sabık Kayser, sabık velihat, Prens August Wilhelm ve riyaseticumhur kâtibi umumisi M. Meisner bümektedirler. Bu vasiyetnamenin üçüncü kısmı tamamen muharreftir. Bu ise M. Meisnerin istiraki, mumaileyhin M. Hitlere yaptıği ilk fakat unutulmaz hizmettir. Vasiyetname yalnTz tahrif edilmekle kalmamı^ ayni za • manda da kısaltılmıştır. Maresal Hindenburg, vasiyetnamesinin asıl metninde Alman milletine saltanata dönmeği ve bunun için de reisi cumhuırluğa eski hanedan azasın • dan birinin mtihap edümesini tavsi ye etmekte idi. Saltanata dönmek isine hizmet etmek üzere d*e M. Von Papeni tavsiye ediyordu. Keyfiyet esasen birkaç zaman danberi bazı millî sosyalist meha fili tarafından sezilmekte olduğu içindir ki M. Von Papen haziran vakayiinde yok edilmek istenilmişti. M. Von Papen ölümden ancak Jeneral Von Fritschin müdahalesile kurtulmustur. Zira Maresal Von Hindenburg, Almanyanın mukad • derahnda Basvekil muavininin göre • ceği rolü, Jeneral Von Fritsche vaktile biraz açmıştı. Diğer taraftan Hohenzollern hanedatnı efradı da bütün mallarının müsadere edilmesinden korkarak susmuşlardı. Vasiyetnamenin nes • rinden evvel, en ufak bir ifşaatm hanedan için ne kadar tehlikeli o lacağı Pırena August • Wilhelme bildirilmiştir. Hohenzollernleri vaziyetten na berdar etmek işı M. Meisnere havale olunmu;tur. Doorn şatosu, hakikî vasiyetnamenin bir suretini almıştir. tmpa r2toriçe Hermiae, vaziyetten tele fonla haberdar edihniştir. Miraiay Von Hindenburg tahrif isine iştâ ak etmis ve babasınuı öldüğü gün, Marealın hakikî vasi • yetnamesini M. Hitlere tevdi eylemistir. Bunun üzer"ne kendi'ie bu hususta sükutu muhafeza etmesi emrolunmuştur.» Yen: eserler Holivut Holivutun 22 ağustos nüshası önümüzdeki mevsim goreceğimlz filimlerln mevru ve en mühim sahnelerile en sen slnema haberlerini havi";brftra*' inMs&v etmlgtir. Tevsiye «deriz. Demiryollar mecmuası On senedenberi Istanbulda neşredil mekte olan Demiryollar mecmuası bu kere Nafıa Veküi Beyin tensıbl üzerine Ankaraya nakloâunmuş ve orada neş redilmeğe başlanmıştır. Mecmuanın Ankarada ilk defa ojarak basılmoş olan 113 114 birleşik sayüarı matbaamıza gelmiştir. Bu nüshada kıy metli ve teknik malumat vardır. MEVLÎT KIRAATt SevgiH babannz mülga Harbiye Nezareti umumî levazun dairesi hesap su< belerinin umumî müdürlüğünden mü trJcait merhum Ismail Tevfik Beyin v e . fatınm onuncu yıldönümü münasebeti Ie ve annemiz Maide Hanumn ruhla • rma ithaf edilmek üzere 22 ağustos çarşamba günü Usküdarda Doğancılar camisinde saat 14 te m^vlit kıraat edünceğinden arzu eden akraba ve ahbaplarm teşriflerini rica ederiz. Oğullan: Tıtsnbu! Ali Şefik M. Tank Odesa başşehbenderi hh sene hapse mahkum oldu (Birinci »ahifeden mabat) kizmci ihtısas mahkemesinde de • vam etmekte olan muhakemeleri bitmis ve dün bu husustaki karar tefhim olunmustur. Hâdiseyi uzun boylu tahlil eden kararda ezciimle Rauf Hayri Bey ve vekilleri tarafından yapılan müdafaatın varit olmadığı; kendisi • nin beraberinde getirdiği eşyalan kaçak olarak geçirmek istediğinin anlasıîdığı ve kanaati vicdaniye de o suretle tahassul eylediği zikre dilmekte ve Rauf Hayri Beyin ha • reketi kaçakçılık, Tevfik ve Meh met Efendîlerin hareketleri de kaçakçıhğa yardım mahiytinde görüldüğü tesbit olunmaktadır. Bundan dolayı Rauf Hayri Beyîn bir sene hapsine ve ayrıca 2371 lira ağır para cezasile tecziyesine; müebbeden devlet bizmetleffuıden mahrumiyetine; Tevfik ve Mehmet Efendilerin de keza birer »ene hapsine, fakat bunlardan Mehmet Efendmin sıfatı resmiyesi olmadı ğı cihetle ve Tevfik Efendi d"e ka • çakçıhğm meydana çıkmasında yardım göstermesine binaen ceza • lannın yarıyarıya indirilerek altı • sar ay hapse konmalarma ve ayni hizmetlerinden dolayı Rauf Hayrî Beyden ahnacak para cezasının msfından Tevfik ve Mehmet Efen dilerm mütesaviyen istifade etme • lerine ve üçünün de tevkiflerine karar verümiştir. Hülımün tebliğini müteakıp hâkim bey maznunlara bunun kabili temyiz olduğunu ve bir hafta zarfında temyiz edilebileceğini bildirmiş ve maznunlar derhal orada tevkif olunarak Tevkıf haneye gönderilmislerdir. 23 8 934 perşetnbe günü akşamı ŞehirTtyatrosü Ne münasebet ağab'y çocuk mu. yum ben?.. Mahsus yaptım. Seni kızdırmak için. Bana ne, efbette zanarnnda kendiniz, bVbirînize söylersin'z, de. dl Nedret, havadistoı memnun, gulüm«edi. El! gayriihtiyarî cebine gitti. Gü • zel bir kadm mendih* çıkanp derm de rm koklamağa basladı. Jale hayretlo sordu: O ne?.. Ağabey. Hiç, Seminm mendilî. A... Nereden buldun?. Kendi verdi. O... Desene \*\'<tr i1erlem:s. Yok canım. ben hiie ile ald'itı. Saat 21,30 da KOKTEYL Büyük opereri Şehrimize gelen Romanya Türkleri İCf • " • •Cemal Reşit Tepebaşı Belediye bahçesinde her akşam saat 18 den itibaren şehrimizin en maruf musikişinaslanndan mürekkep orkestra tarafından klâsik konser I lnhisanar Umum Müdürtüğünden 132500 Kilo Mese odunu 14500 » » kömüıü Muhtelif depolara teslim şartile 94 Ton kok kömürü ' Yukanda nev'i ve miktarları yazıh mahrukat 2/9/934 tarihine musadif pazar günü saat «14» te pazarlıkla satın alınacaktır. Taliplerin şartnameyi görmek üzere hergün ve pazarbk için de tayin o lunan gün ve saatte % 7,5 muvakkat teminatlarile beraber Cibali de Ahm Satım Komisyonuna müracaatleri. ' (4928) • * • Maruf Teksayt kapotlan daima böyle kapalı zarf derunonda eczanelerde satılır. Bir muhasip iş arıyor Usulü muzaafa kuvvetle aşina ve mft kemmel fransızca bilir, öğleden ev * vel ve yahut sonra çalışabilirim. Adres: Bahçekapı Cermanya han No. 14 M. Rumuzile tahriren mfiracaat. «51» kalem eczayi tıbbiye 1/9/934 tarihine musadif cumartesi günü saat 15 te pazarlıkla satın alınacaktır. Talip olanların % 7,5 te minat parasile beraber Cibalideki Alım Satım Komisyonuna müra • caatferl (4937) Romanya Türkleri Taksim abidesınde Romanya Türklerinden kırk ki • şilik bir heyet evvelki gün şehrimize gelmiştir. Heyete Silistre meb'uslarından Dr. Süleyman Hamdi Bey riyaset etmektedir. Romanyalı kardeşlerimiz dün saat 11 de Taksimdeki Cumhuriyet abidesicıe bir çelenk koymuşlardır. Seyyahlar Istanbulda beş on gün kalacaklardır. rNevrol Cemal "J • | sinire, baygınlığa, yürek çarpıntısma ve sıkmtısına emsalsiz ilaçtır. I |