Cumhuriyet, Bekiedîği Aşk Edebi roman Sevineceği, sevgilisine minnet hissedeceği yerde, gitgide asabileşi yordu. Ya!.. diyordu. Beni kaç aydıc nasıl oynattı, nekadar üzdü, ufak bir şikâyete bile cesaret edemiyordum, onu kıskandığımı bile söyli yemedim, benim izzeti nefsimle oynadı. Bir dilenci gibi gel dediği xamanlar gidiyorum, git dediği za malar dönüyorum. Saçlannı taradığı tarağı hırsla masanın üzerine fırlattı, «şimdi köşebaşlarında titriyerek bekliyece ğim, nihayet kiiçük hanım otomo bilinin içinde bir kraliçe azmile gelecek, korkarak, acemi, beceriksiz bir uşak gibi yanına atlıyacağım, hayır, bu böyle devam edemez, ben e^ence değilim, bazan kendimi Fransızların jigolo dedikleri geaçlere benzetiyorum.» Pembe yüzü kızarmıştı. Acele şapkasmı giydi ve çıktı. Yarım saat sonra, uzun çamurlu yollardan hafif sarsımtılarla giden kapalı otomobilin içinde genç kızın yanında oturuyordu. Semiramisin kendi tarafıma doğru efik siyah sapkası, zaten yan dan görebildiği yüzün mühim bir kısmını kapıyor, ancak bir bufrun ucu, yarıtn bir ağız ve yarım bir çene görebiliyordu. Genç kız mütemadiyen direksiyonla meşgul oluyor, hiç konuşmuyordu. Otomobil içi iğne dolu gibi Necdete batmağa başladı. Vaziyeti kibrine dokunuyordu. Başını çevirdi. Buğulanan camı elile silerek, dışarı bakmağa başladı. Bu sırada yanlanndan bir otomobil geçti. tçinde sarı saclı bir kadım hayali gördü. Daima tesadüf ettiği birine benzetti, inadına «ne boş kadın, pek beğeniyorum!» dedi. Semiramis sesini çıkarmadı, hatta basını bile çevirmedi, fakat kaşlan h'Hdetle kalktı, yüzÜTiün bütün çizgü H gerilmişti, otomo'bil ayni süratle yolunda devam ediyordu, Necdet genç kızın lâkıırdılarına aldtrmadığım zannetti. tçi sıkıldı, asabiyeti gitgide fazlalaşıyordu, lâ kayt bir sesle: « Otomobil gezmesi pek sıkıcı oluyor. Bir daha sefere başka bir yerde buluşsak! dedi. Otomobil birden durdu. Genç kız »ert bir hareketle başını çevirdi. Gözleri parlamış, nazarları dikleş mişti, kapıyı göstererek, Boğuklaşan bir sesle : Gidebilirsiniz!... dedi ve karşısındaki adamın tereddüt ettiğini görünce, hırsla bağırdı: îniniz!... çekti ve otomobil son Necdet yere atlar atlamaz ka • pıyı hırsla süratle ilerledi. Necdet indiği yerde kalmıştı. Dalgın nazarlarla oto mobilin arkasından baktı. Hırsı, asabiyeti herşeysi geçmişti. Hatta kırılan izzeti nefsini bile unutmuştu. Yalnız büyük bir ıstırapla uçar gibi u Yazan: 22 PERIHAN ÖMER Yeniköyde bir yalıyı soyanlar Suçluları da.davacıları dr kalabalık bir muhakemf Yeniköyde Bürhanettin Beyin yalısına, deniz tarafından ve gece girerek eşya çalmak, şurada burada bazı kimseleri tehdit etmekle suçlu Altm d'iş Niyazi, Arap Mehmet, Hüseyin oğlu Ahmet ve İbrahim oğlu Cemalin muhakemelerine dü<n üçüncü ceza mahkemesinde bakılmıştır. Mahkeme, mevkuf olan suçlulardan Niyazi ile Arap Mehmedin sabıkası olup olmadığını İzmirden sormuştu. Gelen cevap okundu ise de hiçbir şey anlaşılamadı ve mahkeme zaptına da cevaptan hiçbirşey anlaşılamadığı kaydedildl. Dinlenen şahitlerden polis Hamit Efendi, suçluların hırsızlık yaptiklarından ve tehditlerde bulun duklaıından haberdar olmadığını, sadece Yeniköyde Bürhanettin Beyin yahsınm soyulduğunu bild'iğini söylemiş, diğer bir polis efendi de yalının ne şekilde soyulduğunu anlatmış, bir müddet sonra ikinci şube tarafından yakalanan hırsızların Yeniköy karakoluna getirildikleri zaman acalarında konuştukları bazı şeylerden bahsetmişse de ne konuşanı, ne de hırsızları teşhis edetnemiştir. Bunun üzerine mahkeme, esasen rahatsız old'uğunu söyüyen bu şahidi fazla dinlemeğe lüzum gör memiştir. Şahitlerden Osman kızı Zehra Hanım da evvelâ külliyen ademi malumat beyan etmişse de ilk ifadesi okunduktan sonra şu sözleari söyle > miştir: « Bizim kapı açılmıştı. Yukan birisi çıkmıştı. Yüksek sesle konuştuklarım duydum. Sonradan Niya zinin bıçakla gelerek tehditte bulunduğunu söyledüer; fakat ben görmedim.» Mahkeme, sulçu Niyazi ile Arap Mehmedin mahkumiyet sabıkaları olup olmadığmın İzmLr hapisane sinden sorulması için Müddeiumu miliğe müzekkere yazılmasına, davacılardan Aliye Hanım ve gelmi yen şahitlerin zorla getirilmesi hakkındaki müzekkerenin tekidine karar vermiş, muhakemenin devamını bic başka güne bırakmıştır. c Meyve niçin pahalı? J RADYO 3 Ağustos 1934 Iktısat Işleri Bu ^ zaklasan otomobilin, ilk aşkını ezerek sürüklediğini hissediyordu. Artık bitmişti. Bu hızla kapanan kapı, ona bir daha açılamazdı. Alev gibi yanan yüzüne soğuk su damlalan sızmağa başlamıştı, yagmur daha fazlalaşmıştı. Elini başına götürdü. Şapkasını giytneği unutmuş, saçları sırsıklam olmuştu. Yorgun bir ha reketle şapkasmı başına geçirdi. Paltosunun yakasını kaldırdı ve vıcık vıcık çatnurlara basarak yii rümeğe başladı. Bu berbat havada önünde upuzun uzanan Maslak yolunu nasıl geçeceğini düşünmüyordu bile. * * * Semiramis oturur oturmaz Jale: Diin Necdeti gördüm, zavallı çocuk ne sararmış! dedi. Semiramis, eldivenlerini çıkar mağa uğraşırken, oldukça dik bir sesle söylendi: Bana ne?.. Jale coştu. Sana mı ne?.. Aman darılma ama, pek insafsızsın. Kendinden başka kimseyi düşünmüyorsun, gümah değil mi çocuğa?.. Kendi istedi. Kendi ne istedi?.. tki lâkırdı için bu kadar kin tutulur mu?.. Ben kin tutmuyorum, birine kin tutmak için onun varlığile meşgul olmak lâzım. Halbuki ben artık Necdet isminde bîr insanı tanımış olduğumu bile unuttum. Ne çabuk, iki ay bile olmadı. tki ay olmasma hacet yok, insanların birbirlerini hiç tanımamış olduklarını anlamaları için bazan iki dakika da kifayet eder, ben Necdete kısa bir mUddet zarfında çok alışmıştım. Onu adeta sevdiğimi zannettiğim zamanlar oluyordu. Çünkü kendimin zannediyordum, insan kendinin olan birşeyin kıymetini fazla düşünmez, kusurlarını gör mez, fakat kendinin olmadığını anlar anlamaz, iş tersine döner sade ce kusurlarını görmek için bakmaya başar: Evet'ama Bâzart "irisan k'arşismdakinin bütün kusurlarını gör mesine rağmen gene sever. Belki; fazla severse... Hal • buki ben daha böyle birşeyi hissetmedim. Demek Necdette bir yığm kusur buluyorsun?. İhtimal senin için, başkaları için, Necdet fazla kusurlu sayılmaz, ama benim için serapa kusur... Ya, acayip. Demek serapa kusur?.. Evet, yani benim istediğim şey Senin istediğin şey ne?.. Nasıl anlatayım, başka bîr onda yok. Ziraî kredi meselesini halletmek, tevzi işlerindeki iptidailiği ortadan kaldırmak lâzımdır Türk köylü ve müstahsilinin en büyük derdi kızgın güneş altmda hayatın binbir mahrumiyetlerine katlanarak yetiştirdiği mahsulünün kemale emesine kadar muhtaç olduğu parayı kolaylıkla ve müsait şartlarla tedarik edememesidir. Müstahsilin bu büyük ihtiyacının bazı yerlerde kısmen olsun tatmin edilmiş olmasma rağmen ziraî hayatımızın feyizli bir surette inkisafına mâni olan esbap ortadan kaldınlmış değildir. Kövlümüzün her sahada göze çarpan kredi ihtiyaç larını Ege mıntakasında son sene lerde revaç bulan kredi kooperatifleri bile henüz lâyıkile tatmin edememislei'dir. Çiftçi, bağcı, meyva bahceleri sahipleri, bostan sahipleri ilâhiri... Bütün ziraaf erbabı mahsulün ye tistirilme zamanında hep parasız lıktan muztariotirler. Geçenlorde ttalyada ziraî krediIer hakkında neşrettiğimiz tetkik • lerde erbabı ziraate para ihtiyacını temin için, ne gibi kolaylıklar göstertldiğini uzun uzadıya anlatmi'tık. Dünyanın en güzel ve nefis meyvalan güzel yurd'umuzun topraklaırında her sene mebzulen yetiştiği halde müstahsilin yetiştirme esna • sında kendisini kabztmallara kap tırmış olması yüzünden artan ma liyet fiatleri ve memleketimizin heroen her şehrinde, hatta tstanbul başta olduğu halde, tevzi işlerinde görülen iptidailik dolayısile zavalh müstehliklere hayatın esaslı bir gıda maddesi olan yemişi kâfi dece cede yemek nasip olmuyor. Istanbul gibi büyük ve medenî bir şehirde meyva alışverislerindeki bu iptidailiği kaldırmak lâzımdır. Bilhassa tevzi işleri o kadar eski ve masraflıdır ki heır hangi bir meyva, müstehlikin ayağına gelinciye ka dar Yemişiskelesinde satıldığı toptan fiatin 2 misline çıkıyor. Halk bu teskilâtsızlfk yüzünden sıhhat icin elzem olan meyvayı istediği kadar yiyemiyor. Bazılan ise tama men mahrum kalıyorlar. Tevzi işlerinin ıslahı her halde meyva fiatlerini yarı yanya ind'irir, sarfiyatı arttırır; nihayet fazla istihsale yol açarak müstahsili de güldü>ür. Yeni meyva hali ikmal edilmek üzere bulunduğu şu sırada mem leketin bu ihtiyacıını esaslı bir su rette tetkik ederek bu derde bir care bulunursa hem iktısadî, hem de içtimaî faydaları umuma samil bir muvsffakivet temin edilmiş olur\ Diğer taraftan mewa yetistiren bahçe ve bostan sahiplerine para bulmak lâzımdır. Istihsal kooperatifleri şüphesiz bu ihtiyacı en güzel tatmin edebi lecek teşekküllerdir. Bu tesekkül İpr kâfi mikyasta ku>ruluncıya ka dar millî bankalarımız İtalyada yapıldığı pibi kendi bünveleri içinde pekâlâ ziraî servisler vüctıde geti rerek bu memleket işini basarabi Iirler. Busrün 500 dönüm bostan ekmis bir müteşebbis çiftçi nicin Ziraat Bankasının veya diğer bir millî müessesei maliyenin muzaheretini göremesin. Hulâsa: Ziraî kredi ihtiyacı Türk köylü ve çiftçisinin en büyük ve en mühim ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç tat min edildiği nisbette millî iktısadiyatımız inkişaf edecek ve Tüık müstahsili o decere ferahlıyacaktır. Türk köylü ve çiftçisinin bu maz • hariyete iristiğini görmek isteriz. VİYANA: 17,20 kadınların zamanı 17,55 ikindi konseri . 18,40 eski Araplara dalr konferans 19 Alman halk şarkıları . 19.30 spor haberleri 19.55 hakikî Davldorma halk şarkıları: Gramofonla, misallerle birlikte 21 konser 21,35 bir halk piyesi: Eczacı Friedi . 23,10 akşam konseri. 23,35 akşam haberleri 23.55 akşam konserinin devamı VARSOVA. 17,05 hafif musiki konseri . 18.05 sıhhî musahabe 18,35 taganni konseri 19,20 iki piyano ile cazbant . 20,20 gramofonla salon musikisi . 20,55 spor ve musahabe ' 21,17 senfonik kcnser: Bethovenin eserleri . 23.05 bir ağustos gecesi 23,20 gramofonla dans musikisi. Drocrram j BUDAPESTE: 17,05 gramofon . 17.50 haberler 18.05 musahabe . 18.40 tapranni 19.15 kadınların zamanı 20,05 Çingene orkestrası 21.05 rencperlerin hayatından bir perdelik piyes 22.45 haberler 23.05 orkestra konseri 24.05 cazbant. PRAG: 18.45 gramofon, haberler 19 konfe .*" rans . 19.10 gramofon, ziraat 19.25 al. manca neşriyat 19.50 ameleye alt nesriyat . 20 almanca haberler 20.15 saksofon konseri . 20 35 Bründen nakil 20 50 gra. mofonla Faust operasından parçalar 23.05 haberler 23.20 gramofcn 23.50 rusca haberler. KOLONYA: 17.05 Münihten naklen Iklndl konseri 18.20 İspanvol mizahı . 18.45 talebenin zamanı 19.05 piyes . 19 25 İneîllz mizahı 20 05 sınai musahabe 20.50 Ber. linden naklen kısa siyasî haberler . 21 2C Hamburgdan naklen piyes 21 50 eğlen. celi konser 23 25 tiyatro . 24.05 Knut Hameunun 75 inci doğum yıh münasf» betile ona dair bir musahabe BÜKRES: 19.05 hsfif musiki konseri 20 05 kon. ferans. radyo orkestrası . 21 05 konfersns, oda musikisi. Mozartm eserler! 21.50 müntehap eserîer 22.05 taeannl kon seri . 20 35 Sakscfon Vonseri . 23,05 radyo gazetesi 23,35 mnsiki. BERLİN: 17.05 eiHenceli musiki . 19.10 yenl. ki taplara dair b:r musahabe 19.35 şarkı lar . 20.30 günün akisleri . 20,50 slyasî kısa haberler 21.20 pives 5 i B^ '•> 1 ile halk musikisi . 22.20 taşannl ve or kestra konseri 23,55 gramofonla eğlenceîer 24 35 varı gece nesrlvatı Imtihan olan gençler Massilyada ticaret tahsil edecek olan talebenin şifahî imtihanlan da Ticaret Odasında yapılmıştır. İmtihana giren gençler muvaffak olup olmadıkları imtihan evrakının tetkîkinden sonra anlaşılacak ve ka zananlar önümüzdeki ay içinde Fransaya gönderilecektirler. İzmirde Afyon mubayaası Uyuşturucu Maddeler İnhisarı İzmir şubesi afyon faaliyetine devam etmektedir. İnhisar idaıresi afyon •ların a&garî rütuhet derecesini 24 ve morfin derecesini de yüzde 11 olarak tesbit etmiştir. Tüccardan alüıacak afyonlaırm bedeli dört ay vadeli bonolarla ödenecektir. r Köftecinin cinayeti Tabanca ile bir arka daşını vurdu Vezirhanında köftecilik yapmakta olan Titon ayni yerde köftecilik yapan Kâmil nammda birisile re kabet yüzünden ağız kavgasına girişmişler, derken iş yumruk kav gasına dönmüştür. Bununla da iktifa edilmemiş ve Kâmil bıçağını çekerek Titonun üzerine yürüyerek bir müddet ko valamıştır. Nihayet Titon da ta bancasını çekmiş ve dört el boşaltmıştır. Çıkan mermilerden ikisi Kâmilin kasığına isabet etmiştir. Titon zabıtaca yakalanarak hapse tı • kılmış Kâmil de Cerrahpasa has tanesine kaldırılmıştır. İzmir sergisine iştirak edecekler artıyor tzmir sergisine işticak edecek olan İstanbul tüccar ve saoayicileri dün de Ticaret Odasında toplanmışlardır. Sergiye îstanbuldan dün yeniden bazı çimento, lâstik ve çiko lâta fabrikaları iştirak etmek üzene sergi İstanbul mümessilliğine mü racaat etmişlerdir. İzmir Beynelmilel sergisine İs tanbuldan iştirak edecek olan mü esseselerin işleırile bizzat Sanayi Umum müd'ürü Recai Bey meşgul olmaktadır. Tiftiklerimizden yapılan iplikler Tiftik cemiyeti, Türk tiftikle rind'en yapılan ipliklerin sanayi ve mensucat müesseselerinde kulla nılmasmı temin için bazı tetkik ve tecrübelerde bulunmuştur. Cemi yet bu maksatla İngilterede tiftik lerimizden 32 numaıaya kadar iplikler yaptırmıştır. Bunlar nümune olarak icap eden yerlere dağıtıla caktır. Türk tiftiklerinden yapılan iplikleırin emsaline nazaran çok sağlam olduğu görüldüğünden cemiyetin bu teşebbüsü müsbet neticeler üzerinde inkişaf edecektir. Memleketimizde de tiftiklerimizi iplik haline koyacak olan makinelerin kurulması için bazı teşebbüslerde bulunuldueu da söylenmektedir. Yeni eserler 7 Gün Bu hafta çıkan Yedi Gün mecmuası «Cemal Paşanın son gürJeri» başlığı altında bir maks'c serisi neşrine başladı. İttihat re Terakkinin en kuvvetli erkâ . nından olan Cemal Paşanın İstanbuldan firarıni müteakip nerelere iltica ettiğini ve nasıl yaşadığını en gizli köşelerine kadar nakleden bu yazı çok ehemmiyetlidir. Paşanın Almanyadan Rusyaya geçişini, oradan Efganistana gidişini ve nihayet Tifliste iki yaverile birlikte na sü öldürüldüğünü bu makale serisi en sahih bir şekilde ve şimdiye kadar neşredilmemiş resimlerile birlikte Yedl Günde başlanmıştır. Karilerimize tavsiye ederiz. ahlâk, başka bir kan, başka bir catı daha doğrusu başka bir adam!... Yani kiiçük hanım bıktınız!.. Hayır Jale, gene beni anlı • (Mabadi var) İstanbul Erkek Liselerinin gece gezintisi İstanbul Erkek lisesi mezunları cemi. yeti, 9 ağustos akşamına ait olmak üzer« bir vapur gezintisi tertip etmiştir. Vapur saat 19 da Köpriiden kalkarak Boğazın bazı iskelelerine uğradıktan sonra Adalara gidilecek, geceyansmı müteakip Marmara dolaşılarak sabahleyin saat 7 de Köprüye dönülecektir. Gezintiye iştirak etmek istiyenlerin ve arkadaşlanmızın davetiye tedarik etmek üzere 7, 8 ağustos günleri öğleden sonra İstanbul Erkek lisesine müracaatlerl rica olunur. Davetiyeler vapurda da tedarik edüebiri. Amerika, Avrupadaki vaziyetten kuşkulanıyor (Birinci sahifeden mabat) Bahrimuhitte sade büyük harp filosunun gönderilerek, hafif filonun Atlas denizinde bırakılmasmı tavsiye etmesine sebep olmuştur. Hafif filo, bilhassa ticareti bahriyeyi muhafaza için yapılmıştır. Hükumet azası, M. Baldvinin «İn giletre hudutlannı Rhinde tayin eden» beyanatı hakkmda resr.«n mütalea yürütmemekle beraber, Fransız İn?: liz anlaşmasının bugün, 20 sene evvel Aimanya Belçikayı istilâ ettiği zamanki kadar kuvvetli olduğuna kanidirler. Vaşinffton 2 (A.A.) Havas bildiriyor: M. Okadanm nutkumm bura da bıraktığı int<ba sudu: JaDonyanm uzlasmağa meyyal bir vaziyette olduğr ve deniz konferansınm bir anlasma ile ns*:!cr,lenmesi hususunda daha ümitbahş bir vaziyette bulunduğu kabul edilmekle teraber, Amerika hülaımeti nin, bahnyesini, muaherielerin nvisaade etmiş olduğu hadde kadar yükselttatbikten mek için deniz programmı ğer umumiyetle bir müsavata sahip oldu • ğu beyan edilmektedir. Bugünkü nis betlerdc bir değişiklik, Japojyanm Amrrjka sularına taarruz etmeiine mü saade edecektir. Bahrrye Nazın, M. Svanson, şunları söylemiştir: « Bugünkü bahrî nisbetleri t?rkedecek oîursak, bunun bizi nerelere z^~ türeceği talımin edilemez. Ban;: kalırsa, Japonlara rr.üsavat vermemsliyiz. Ben, hiçbir tahriyeden aşağı olmıyacak bir Amer.'kan bahriyesi istiyorum.» Mumailcyh, M. Baldvinin son bsyanatı hakkmda da denuştir ki: « Hudutlanmız, en uzak araziyi ihtiva etmektedir. Onları müdafaaya karar vermiş bulunuyoruz.» ^ ^ ^ yamadın. Bir köylü iki kişiyi vurdu Büyükçekmecede biır cinayet olmuştur. Çekmecenin Yakuplar köyünde bakkal Mahmut oğlu Meh • met, tstanbula gelmekte iken Haramidere civarında arkadan araba ile gelmekte olan ayni köyden Hâmitle Rifatın üzerine ateş ederek Rifatı kasığından, Hâmidi de ağzından yaralamıştır. Meoruhlar hastaneye yatırılmışlardır. Cinayetin ikaına sebep, Mehmetle bunlar arasında evvelce geçmiş olan bir münazaa hâdisesidir. / ^ Moskovadaki maç (Birinci sahifeden mabat) va hususî muhabirimizin telgrafla verdiği malumata göre bugün takımımız su kadro ile sahaya çıkacaktır: Avni: Yaşar, Nuri Esat, Fikret, FeyziNecdet, Sait «tzmir», Muzaffer, Şeref, Ya«ar. Moskova muhteliti de en kuvvetli kadrosile oynıyacaktır. Esasen Rusyada en kuvvetli futbolcular Moskovada bulunduğu cihetle bu ilk karşılaşma herhalde çok zevkli olacaktır. Bu gece, Moskova saatile 21 i 30 dakika geçe Moskova radyo istasyo«u, 1724 metre uzunluğunda mevce ile, Türk sporculan murahhaslarının maç b»kkında verecekleri tafsilâtı neşredecekt1' Ermenilerin orduya alacakları filo (Birinci sahifeden mabat) lerine, teşviklerde tamim etmiştir. Bundam başka Patrikane meclisî cismanisi de kiliselere bağlı muhtelif idare heyetlerine tamim göndermiştir. Meclisi cismanî namma reis Vahan Surenyan ve ikinci reis Vartan Akgüi Efendilerin imzasile yapılan bu tamimde de Ermenilerin, Türklüğe, yüksek Türk harsına karşı sönmez ve zeval bulmaz muhabbet ve merbutiyetlerint bir daha ispata davet edilmiştir. hitaben bir bulunmalarını Cem Sultan KARILERİMÎZE KOLAYLIK Ayhk abone Hususile vilâyetlerdeki bîr çok karilerimiz gazetelerini mımta • zaman kendi adreslerine alabil mek için bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bu aziz karilerin arzularmı yerine getirmek üzere Cumhuriyet için ayhk abone usulü ittihaz etmeğe karar verdîk. Ay lık abone bedeli yalnız Avrupada da heyecanlı bir roman mevzuu olarak tanmmış ve birçok muharrirlere, ressamlara ilham kaynağı teşkil etmiş olan Osmanlı prensinin hayatını en îyi ve en cazip şekilde tesbit eden değerli bir eserdir. M. Turhan Beyin sayısız eser ere müracaat ederek yazdığı bu nefis ve pek nefis romanda tarih vardır, şiir vardır, aşk vardır, ıstırap vardır, heyecan vardır. Yeni çıktı. Fiatı yetmiş beş kuruştur. Haydar Rifat Beyin K. Hep Vatan içîn! 60 Hep Millet için! 60 Cinayet ve Ceza 75 Stalin 150 ölüler evinin hatıraları 125 Basubadelmevt 175 Mev'ut toprak 125 Farmasonluk 100 Devlet ve İhtilâl 75 Supün şehrimiz* eki spor faaliyeti Denizcilik Heyetinin tertip ettiği su sporları programına nazaran bugün Modadaki yüzme havuzunda mıntaka birincilikleri yapılacaktı. Fakat yüzme şampiyonlannm birçoğu Rusyaya gittiği için bu müsabakalar tehir edilm:ş "tîr. Yalnız yelken yanşlan yapılacak br. Veliefendi çayırında da at koşularımn îkincisî yapılacaktır. Usküdardak; Anadolu sahasında da Fenerbahce Anadolu takımlan arasında futbol maçı yapılacaktır. l Elâziz • hattının kiisat resmi (Birinci sahifeden mabat) k'l beyin ve maliye erkâmnın iştirak'erile yapılan içtimada Fuat Bey tara • fından İstanbulun malî fında görüşmüştür. Maliye Vekili iki gün sonra Vekilile birlikte Elâziz hattının resmini yapmağa gidecektir. Nafıa kiisat müessesatm • da yapılan tetkikatın neticeleri etra • vaz geçnıiyeceği de muhakkaktır. E Japonya, bugünkü bahrî niibet için ıs etrr.ek yapılan lerde bir değişiklik yapılması ğu adalarda üssübahriler inşa ile Aleoutiennes adalarmda 150 kuruş... tan îbarettir ve tabiî peşin olarak gönderiimek îâzımdır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir mesgale olduğu için abonelerinin inkıtaa ağramamasını istîyen karilerimizin Dar?'anm !'1are«e vaktinHe vetî şecek veçhile göndermekte devam etmeîeri iktiza edecektir. Kadm Avcısı Belli olan deliliklerin sayısı yetmiştir, bilinmiyen deliliklerin sayısını ise Allah bilir derler. M. Turhan Bey, bu eserinde işte bu gizli deliliklerden birini tahlil ve teşrih ediyor, ortaya düşündürücü bir eser koyuyor. Yeni çıktı. Fiatı yüz kuruştur. ra> ederse, Amerikanın da sahİD^ olduhakkını istiyeceği söylenebilir. Ala.îa hazırhklar, bu politikanın maddî de lili olarak telâkki edilebilir. Esasen Japonyanın Uzakşark Bah ^ rimuhıtinde bir tefevvuka değilse bile, Üsküdar HÂLE Sinemasında Gece Hakim i Mümessili: ANlTA PAGE llâveten Dün ya haberleri