"Camhuriyef Kıbrıs lisesi Edebı roman Yazan: MUAZZEZ TAHSIN 38 cak, dünyayı sağlam bir vücudün kahramanımı sağlam kalbi ve gözlerile görecek. İki aydır bu yeni yaratmağa çahşıyorum ve onu öyle seviyorum ki... Insanın kendi yarattığı birşey nasıl herşeyden, herkesten evvel cnun oluyor? Ve nasıl onunla birlikte yaşarken kendi benliğinden ayrılarak sokuluyor! • ** onun hayatına Gonderdıgımız mudur ıstifa ederek geldi Geçen sene, Maarif Vekâle tinin muvafa • katile, Kıbrıs Er kek lisesi müdürlüğüne mu • allim İsmail Hik met Bey tayin edilmişti. Kıbnsta bir sene çahşan İs mail Hikmet B.( hazırladığı prog ramın tamamen İsmail Hikmet Bey tatbikına maddı imkân bulunamaması dolayısile bu vazifeden çekilerek şehrimize gelmiştir. Miktan 65,000 i bulan Kıbrıs Türkleri arasında ana vatana ve Türk harflerine karşı büyük bir alâka vardnr. Lise tedrisatmda bu harfler kabuJ edilmiş ve bir gazete neşri de temin olunmustur. Lisede bir ticaret ve san'at kısmı açmağa imkân olmayınca mektepte bir kooDeıratif teşkil edilerek tale beden bir kısmının kunduracıhk, kutuculk, ciltçilik gîbi işlere alâ kalanmasına zemin hazırlanmıştır. İsmail Hikmet Beyin tayininden evvel, teskilât itibarile medVese devrini hatırlatan bu lise, simdi Tüırk liselerinden farklı değildir. Liseyi bitiren gençler Türkiyeye gelerek tahsillerini ikmal edecek lecini söylemektedirler. Erkek lisesinde 250, kız lisesinde 175 talebe vardnr. Kıbnsta bu sene, kurakhk dola yısile sefalet umumileşmis ve işsizlik artm»stır. Mekteplerini ikmal eden genç ler rçsizlikten şikâyet etmektedir ler. Kıbnsta yetişen Türk gençleri, Darülbedayi ismini tasıyan bir ti yatro ve musiki müessesesi kurmuşlardır. Bir muallimler kulübü ve kütüpanesi <fe tesis edilmiştir. ^ Iktısat Işleri Bursada koza satışı Bursa susî mizden) günlerde za ve ve (Hu Buvilâ kacivar uzak gelmeka mik Bursanın Borsa Şükrü Bey istihlâk edebilmek muhabiri J RADVO aksaLinkl procfram J İSTANBUL: 18,30 fransızca ders 19 monolog, Şe. hir Tiyatrosu artistlerinden Muammer Bey tarafından . 19,30 Türk musiki neşriyatı (Mes'ut Cemil Bey, Ruşen Ferit Bey, Cevdet Bey, Vecihe Hanım, Semiha Hanım, Mustafa Bey) 21,20 Ajans ve borsa haberleri 21,30 orbestra konseri, karışık neşriyat. VİYANA: 18.15 taganni ile piyano, keman ve viyolonsel konseri 19,15 sihhî konfe rans: Böbrek taşlan 20,15 muhtelif o. peralardan muaşaka sahneleri 22.30 mandolin konseri 23.25 esperanto neşriyatı 23,35 mandolin konserinin deva . mı 24,20 dans havalan, VARŞOVA: 18,20 taganni kcnseri . 18,40 piyano konseri 19,20 oda musikisi . 20,20 gramofonla hafif musiki konseri 20,55 spor, musahabe, haberler 21,20 Lembergden naklen hafif musiki konseri 22,05 Gdyniadan nakil 22,17 taganni konseri . 22,35 modern Polonya musikisi 23,35 dans havalan. 27 Hazîran Çiftlikte ilk gordüğiim yüz Emi nenin dost yüzü oldu. Bu çocukluk arkadaş:mı şimdiye kadar hatırla madığım için kemli kendimi ayıplıyorum. Gülerek boynuna sarıldım. Kız Emine beni unuttun mu? Unutur muyum hanımcığım? Hanımcağını ne demek? Eski Yeni sene mahsulü 1,500,000 kilo tahmin edilmektedir, kilosu 54 59 kuruştan nıuamele görüyor mecburiyetin deyiz. Bunun için ya yeni çeşit ucuz kumaşlar yapıp piyasaya çıkarmak ve bunlara müşteri bulmak veya mahreçler ipeklerimiz için başka den bu yerlerde altalta üstüste koşuşurken bana Feriha demez miy din? Nasıl olur hammcığım? Emine, bana Ferih» <l««»e».«* yetin bütün den baska hatta köylerin aramak zaruretindeyiz. Bunlar yapılamadığı takdirde kozacıhğı tahdit etmek ve gittikçe artan istihsalâtın önüne geçmek icap eder. Zira talepten fazla arz olunca kıymet lerin düşmesi üzerine müstahsil, tütüncülükten olduğu «ibi kozacı hktan da kısmen elini çekmeğe başlar. Bugünün 545560 kuruş ara sında dolaşan koza fiati müstahsil için çok iyi bir paradır. Yani koza gene ucuz değildir. Avrupa piya sası bize nazaran daha düşkündür. Orada ipeğin kilosu 66,5 Iiradır. bundan sonra zarurî ve Bizde 825 ve 850 kuruştur.» Borsa komiseri kozacıhkta yapılması Diin pek sinirli idim. Akşama kadar bir saniye olsun çalışacak kuvvet ve iradeyi kendknde bulama • dim. Bütün gün tstanbuldan gelen gazete ve kitapeları okudum, penceremin dibindeki kanepeye yaslanarak yağmuru seyrettim. Aksa • ma doğru hava açtı... Taze bir serinlik, içime ılık bir baygmlık ve • ren sevimli bir toprak kokusu çift liğe yayıldı. Çıktım, ta uzaklara kadar yürüdüm. Dönüşte neş'emin yerine geldiğini anlıyordum. Oda • ma, keyifle ı*hk çalarak girdim. Meğer dünkü kara düsüncelerim ilk yağmurun getirdiği neş'esizlikten • miş. Gece, geç vakte kadar buhranh bir ateşle çahştrm; haftalardanberi yazamadığım kadar çok yazdım. Sabahleyin beraber uyanınca, güneşle şetaret ve kuvetimin de Benliğimde iki ayrı vilâyetlerden dahi koza ğe Bugüne ren darı loyu koza başlamıştır. vallahi bir daha yüzüne bakmam! Irmakyeşili gözıirmö» muhabbet parkuh: Peki.. Peki.. Safcm Sen geleceksin diye oyl« »evindim ki bilemezıin. Haydi, şimdi, bana eskiden gezdiğimiz yerleri göster bakayım. Beraber çiftliği dolaştık... Bu su kenannı hatırlıyor muküçüktü. • « m ? Talât o vakit suya daldınp çıka.' nirdik. Bir defa az kaldı sen de ben de babamdan dayak yiyecektik. Bak, kiiçük şeftali ağacı nekadar bü yümüş! Bodur kalacak çam, yanındakini dediğimiz geçmiş, dallan dar cnuamele gö260,000 ki komiseri Mümtaz geçmiştir. Her sene koza istihsal miktan 150 bin veya 200 bin kilo arttığına göre bu sene de geçen seneye kunun 1,500,000 kiloyu nazaran bulacağı Fiatler 150 bin kilo fazla olacağı yani yekat'iyetie tahmin ediliyor. PRAG: 18,45 gramofon, haberler 19,15 ziraat musahabesi .gramofon . 19,25 almanca neşriyat 20,05 haberler 20,30 «Don Juan> operası 23,05 son haberler, sa]on orkestrasınm konseri 23,50 fran sızca haberler. BELGRAT: 17,35 şarkılar 19,35 fransızca ders 20.45 gramofon . 22,05 «Kosva faciası» nam eserden orkestra ile parçalar ta gannisi 22.50 radyo orkestrası. vasatî olarak 54 le 59 kuruş arasındadır. Geçen seneye göre çok düşkün olan bu fiat haddi zatinde müstahsili zarara sokmuş gibi görünüyor. Halbuki mesele hakikatte böyle değildir. Çünkü müstahsil bu parayı sarfettiği bir sermayeye mu kabil değil yalnız bir emeğe mukabil almaktadır ve alınan para da diğer mahsullere ve bilhassa'buğ daya nazaran çok yüksektir. Meselenin diğer cephesi daha mühimdir. İpekçi ve kumaşçı ko zayı bu fiatle alınca gayet tabiî olarak ipeğin maliyet fiati de diişecek; binnetice halk ipekliyi giyebilecek ve demektir. Bunun için fikrini sorduğum Bcrsa komiseri Mümtaz Şükrü Bey bana demiştir ki: « Kozalarımızın cinsi İpekçilik Enstitüsünün çok kıymetli ve fennî yardımile güzelleşmiştir. Meselâ: Eskiden 1112 kilodan bir kilo ipek çıkarıhrken şihîdi 9 veya 9,5 kilo dan bir kilo ahnabilmektedir. Bu senekİ koza fiati normaldjr., Bilâkis ucuz fstihlâk ta artacak mecburî bir hal alan kondisyon ve prova müesseseleri hakkında iza hat vermiştir. Bu izahata göıre: İpekçiliğin çok ehetnmiyetli bir meselesi olan bu iş için Ticaret Odası bütçesine 9,500 lira tahsisat fabrikatorkonmuştur. Fakat bazı göklere değiyor. Bu buzağı hangi ineğin? Tatann mı? Amma yap tin ha! Ben görmiyeli neler olmuş! Su dolabını çeviren beygir değiş miş. Eskisi beyazdı, şimdiki kestane rengi. Ama bu daha çare. Ne yapsın, gelin gibi iki kınnı toprağa verdi zavallı. Vah talihsiz çoban vah! Halbuki evvelleri ne n«ş'eli, çalardı o ! Eve geldiğim vakit dadım yemeğimi hazırlamıştı. Hayır dadı, Utanbul yemeği istemem. Sizin köylü yetneklerinizden yiyeceğim. Taze süt, taze te reyağı, yumurta... Gece, senelerdenberi uyumadı p m rahat ve rüyasız uykuyu buldum. ömriimün sonuna kadar burada mes'ut yaşıyacağımı hissediyorum. • * * lar bu para ile müesseseden evvel ona yeni bir bina yapılmasını isti • yorlar ki mevcut binalardan birine pekâlâ konabilecek olan birkaç makine ve aletten ibaret bu iki mü esseseyi biran evvel kurmak şüpkumaşhesiz daha müreccahtır. Çünkü bu müesseseler kurulmadıkça lıyan manasız ve hasis crtadan kalkacak; caktır. Bugün alıcı bunları gözü kapalı alıyor, satıcı da mahnın hakikî kıymetini muhamminlerin sütlerine havale ediyor demektir. Şu hale göre ipekçilerimizin ve kendi • bütün fabrikatorlarımızın çıhğımızı tedricen öldurmeğe başrekabetler ipekçilik tam geldiğini hissettim ve gene çahstım. Ne tuhaf! şahsiyet yaşatıyorum: Birisi romanımın kızı, ötekisi ben! Bazı ağlıyor, günler, ben gülüyorum o bazan da o gülerken ben BÜKREŞ: 19,05 hafif musiki konseri . 20,35 Üniversite dersi 20,50 gramofon, konfe rans 21,05 on sekizinci asır musiki sinden parçalar 21,50 ecnebi edebiyatı22,05 opera parçaları 22,35 havaiyen gitar. kuvvetli. Baksana nekadar hızlı dönüyor. Bu adam kim Emine? Çiftlik kâhyası. Yeni geldi. Ya çu îhtiyar? Nastl? Çobanı tanımadın mı? Büsbütün akpak olmuş o bi ağlıyorum. Ben nekadar içli, küçük yasım danberi hissen hırpalanmış, haya • tın birçok safhalannı yaşarmş bir kızsam, o aksine, his dünyanndan uzakta, basit, dümdüz bir kız. Kitabımın kızına bir isim bul • dum: «Gülen!> O, ismile müsemma olacak! Onun hayatı ve istikbali kadar Umi gibi benim elimde, benim kafamda ol duğu için sonuna gülecek. Doğduğum zaman ismimi Feriha koymuşlar. Eminim ki anam ve babam bu i*mi seçerlerken hayatımın, sonuna kadar ferahlı geçtnesini temenni etmislerdir; fakat bu, hiç hiç onlann dilekleri gibi olmadı... Ne yazık! «Gülen» siyah saçlı, pembe ya nakh, iri siyah gözlü, sıhhatli ve neş'eli, hayatı olduğu gibi gören ve kabul eden az düsünür, çok gezer, eğlenir ve güler kızdır. Ben ise... (Mabadi var) basit ve güzel bir BERLİN: 19,35 piyano konseri . 20,20 halk şarkî. ları, günün akisleri 21,05 haberler 21,15 Frankfurttan naklen millî neşri ve eğlencell yat 21,55 dans havalan gramofonla parçalar . 23,05 haberler, dans havalan. LONDRA (Region«l)< 18,20 çocuklarm zamanı 19,05 haberler 19,35 Regional King orkestrası . 20,3! eski şarkılar 21,05 B. B. C. crkestrası 22,05 or.la konser 22,35 gramofon 23,20 haberler 23,35 dans muslkisî. manasile zapt ve rapt altına alına keyifli kaval Balkanlardaki yeni nizam lerinin dahi şikâyetçi oldukları bu vaziyete artık nihayet vermek zarnâm'geîmiştir. 'Her'îşin Gesapla ve riyazî bir kat'iyetie görüldüğü bu d«vîr3«*tŞr4âKmînlere ve tesadüf . lere bağlamak çok manasızdır. Musa Fransız gazetelerinin geçen seneki yükseliş gayritabiî idi mühim neşriyaU. . jve kumaşçılarm elinde çok stok bı» rakmağa sebep olmuştu. SenedenPariste çıkan Jurnal gazetesi yazıyor: . «Birçok kimseler, vaktile bir fırtma } ocağı olan Balkanlann, bugün millet | ler arasında bansıklığa ve is birliğine 1 nümune olmasmı yahıız mes'ut ve şa I yanı hayret bir hâdise telâkki edip geç J mektedirler. Halbuki bu vakıa çok daha dikkate değer. Bunu anlayıp, bunbunun ta seneye artan istihsalâtımızı sarf ve Sııadiye p'âjında mtisamere Bu perşembe günü akşamı Göztepe himaye çocuklan beşinci ilkmektep menfaatine Suadiye plâjı kazinosunda bir müsamere verilecektir. Müsamerede incesaz, cazbant ve numaralar vardır. •• Bu sabah gözlerhni açhğim za man odamı biraz loş ve kasvetli buldum. İlk hissim, «akşam acaba perdeleri yım?» düşüncesi oldu. Hayır, dışanda ince bir sonbahar yağmuru başlamış. Çiftliğe geleli iki ayı geçti. Bu, birinci hazin ve gamlı gün. Dışansı adeta karanhk. Arkama hırkamı aldım, pencereye yaklaştım. Bugün yalnız tabiatte değil, çiftliğin gündelik haya tında da bir değişiklik Ortahk ölü gibi. İlk defa olaırak içkne bir korku düştü. Acaba, diyorum; uzun ay larımı, belki de bütün hayatımı geçireceğim bu çiftlikte ilk günlerin istirahat ve sükunetini sonuna kadar bulabilecek miyim? Mutlaka bu ilk «onbahar yağmuru içime şüphe ve kasvet döküyor; yaşadıkça kafamın yoksa burada içindeki hasta var. Avlu kadınsız ve çocuksuz, ıssız kalmış. yatarken kapamamış mı Amerikada açıiacak şarap sergisne dâvet edildik önümüzdeki şubat aymda Nevyorkbüyük ve beynelmilel bir bira ve Yunan içki imalâthaneleri bu sergiye iştirak etmek üzere hazırlanmakta • dırlar. Sergi komitesi tarafından memleketimizdeki içki amillerinin ve müskirat İnhis~r idaresinln de Amerikadaki bu beynelmüel sergiye iştiraki için müracaat vuku bu'muştur. şarap sergısi açılac?ktır. Meyva ve sebze toptan fat listesi Kabzımallar cemiyeti iildiriyor: 26 haziran 934 Patlıcan Dolmalık bioer Bamya. Domates Karpuz Kayısı kuruş 2,5 6 16 • 2 0 20 22 5 • 6 • 10 25 Bodrum malı 12 35 Amasya » » 45 Ekstıra ZerdaH 6 • 7 Bardak erğl 5 7 İzmir Havra eriği 12 • 15 Şeftali 8 20 Türbe erigi 5 12 Akçe armudu 18 22 Mustafabey armudu 1518 Adı yaman İzmir akçe Dilber nebi Erdek akçe Vişne Kiraz 3• 3 j 3> 6 8 8 10 7 3 12 20 28 10 Türkiye Tıp encümeni Bugün saat 18 buçukta Eetıbba Odasî salcnunda encümen umumî heyetl toplanacaktır. Muallim Dr. Kemal Hüseyin Bey, Loevinstein usulile basil taharrisi, profesör Nissen Bey kan hastalıklannda dalak ekstripasyonu endikasyonlan, Doçent İhsan Şükrü Bey tasallübü levhavî patojenisi üzerinde tebligatta buluna caklardır. Arzu eden hekimler teşrif edebilirler. dan ibret almak gerekth. M. Bartunun ihtiyar ettiği seyahat biraz da için değil midir? Balkanlardaki bu aksülâmelin se bepleri meydandadır. Milletleri ezip tarümar eden hâkim kuvvetler yıkıl mıstır; ihya olunan millicilik cereyanlan, emellerinm tamamen tahakkukunu görmüşlerdir. Buna karsılık ta eski fatihler tabiî hudutlan içerisine sokulmuşlardır. Bu hal ve vaziyeti muvafık bir neticeye ulastırmak için, intikam arzulanndan feragat etmek ve yeni nizamdan istifade edenler arasında dı. Bir blok teskili için, Orta Avrupa cihetinden hayli müşkülâta maruz kalan Romanya ve Yugoslavya bu şartların ikincisini kolayhkla ifa edebilir • lerdi. Yunanistaıun vaziyeti ise daha nazikti. Onun, tstanbuldan vaz geç • mesi, yeni bir mağlubiyetin yaralarını tedavi etmesi ve bundan başka da, bir milyon nüfusun zoraki rouhaceretin • den doğan ıshrapları unutması geliyordu. Türkler, daha evvel; ferngat göstererek nümune oldukları için, mantık, ihtirasların fevkine çıkmıştır. Arada ki husumetleri ber|araf eden en mü him amil, sözde değil, fakat ef'alde her türlü muahedelerin tadili düşün celerinin ortadan kalkması olmuştur. Bunun üzerine, Bulgarlar tamamile yalnız kalmıslardır. Büyük Petronun mirasını iddiadarf baska görülecek pek çok işleri olan Sovyetlerin takip lel ettikleri tarzı hareket, yeni bir takım beynelmientrikalar dolayısile bulanık suda fırsatını bulamadıklan balık avlamak lâzım büyük bir muhadenet isteği uyandırmak lâzun Sokak gürültüleri Sekizden sonra gürültü ederıler teczîye edilecek Dahiliye Vekâletinin tamimi üzerine Belediye, şehrimizde lüzum • suz gürültülerin önüne geçmek ve saat yirmiden sabahları sekize kadar seyyar satıcıların bağırmasına mâni olmak üzere tedbir başlamıştır. Bu hususta kaymakamhklara tebligat yapılmıştır. Tamime mugayir hareket eden ler hakkında siddetli takibat ya • pılacak, bu mevzu üzerinde halkın kaymakamhklara re alınacaktır. Belediye Daimî Encümeni aza sından Mehmet Ali Bey demiştir ki: « Gürültüleri menederken lü zumluları zararhlardan ayırmak lâzımdır. Şehre faide temini için yapılan islerden çıkan gürültüler sayılamaz, bilâkis Lüzumsuz gürültüleri için elde kâfi kanunî dır. Maamafih yeni zabıtai belediye talimatnamesine daha siddetli maddeler konulacaktır. halkın istirahatile mesi icap eder.> Encümen azasından Adah Avni Bey, muayyen bir saatten sonra büyük bir san'atkânn plâğını bile din • lemek memnu olduğu halde akortsuz gürültü olan sokak satıcılarınm bağırmalarına tahammül etmek imkânsız olduğunu söylemis, behemehal önüne geçiknesi lüzumuna işaret etmistir. Belediyenin, alâkadar olan lüzumsuz bunlar şehrin menetmek ahkâm varyapacaklan si kâyetler ehemmiyetle nazarı itibaalmağa Japon heyetinin ziyareti miinasebatfe b'r rapor hazır'anıvor İstanbul Ticaret Odası, şehrimize gelen Japon ticaret ve sanayi heyetile Bu rapor Japonya yapılan müzakere ve temaslar üzerinde bir rapor h?zır!amaktadır. Raporda Japon heyetinin îkt'sat Vekâletine gönderilecektir. ile memleketimiz arasında ticarî mübadelâtla ihracat ve itha'ât işleri etrafındaki flk;r ve tekî'flerile lâsa edilmektedir. ayni mesaîl hakkında Odanın noktai nazarları hu Q Yeni Eserler 7İÎÜN düşüncelerin birer birer benden aynlacaklarını ve benim sade san'a • thnin kadını olarak biliyorum. Şimdi kendi kendime gülüyorum. Ben, senelerce salonlann monden parıltısında yaşamış olan muhar • rir, bu çiftliğin tahta odasında, arkasında alelâde bir entari, iki kumral saç örgüsü omuzlarının iki tarafında sallanan kadın mıyım? diyorura. Ve aynada kendime ba karken şaşıyorum. Nerde dudak lanmın boyası? Gözlerimin siyahı? Buraya gelir gelmez, senelerdenberi başımm içinde yaşattığım muhayyel ömriimün programmı çiz dim: Bol gıda, açık yazi... İstiyorum ki burada hoşuna yazacağım eser, beni seven okuyucularımtn pek gidecek bir kitap olsun ve yarattığım tiplere shndiye kad»r hic benzemesin. îyi yemek ve iyi hava rejimi ile sıhhatli ve neş'eli bir insan olma ğa. başladım. Yenî romanımın kızı ötekilerin hepsi içli, kadmlan idiler. Yeni da benim gibi sıhhaili ve neş'eli bir kız olacak. hasta »alon hava ve çok yaşıyacağımı J Belediyenin şehircilik neşriyatı Buîgaristanın yeniAnkara sefiri İstanbul Belediyesi, şehircilik neşriyatına başlamıştır. İlk eser oIarak Üniversite Drofesörlerinden doktor Keslerin «Büyük şehirlerin içtimaî çehresi» mevzulu konfe ransmı ne^retmiştir. Bu kitapta, zamanımızda büyük bir şehîrden beklenen vazifeleır izah edilmektedir. Bunu, «Belediye ile diğer idareler arasında malî salâhiyet ve vazife lerin taksimi», «Büyük şehirlerde istihlâk koopcıatifleri», «İstanbulda eşya fiatleri», «Büyük sehirler de mesken meselesinin halli için çareler», «tstanbulda d'ilenciler» nammdaki eserler t2" tip edecek tir. Belediye, şehre ait nefiyata ehemmiyet vermek niyetindedir. faydaları, sırf tesadüfe bağlı istifade lere tercih eylem'ş olmalarıdır. M. Bartunun, seyahatinden edeceği hayırlı istifade bunu öğrenmiş olmaktır. Hakikî müsalemet, ancak, muahe delerin tadiline muhalefet etmeğe kadir ve buna azimkâr b'r teşekkül vücude getirmekle miimkün ola cak tır.» Sofya «Hususî» Buîgaristanın Ankara sefiri M. Antonofun Bulgsristanın Paris sefaretine, yahut Cemiyeti Akvam azalığına tayin edileceği Sofyanın diplomasi mehafilinde Buîgaristanın podin meclisi kuvvetle yerine söylenmektedir. M. Antonofun Bu güzel mecmuanm her sayısı gibi bugün çıkan sayısı da çok nefis ve zengin mündericatlıdır. İran Şehinşahı Hz. n'n memleketimizi ziyaretlerine ait en güzel resimler Yedi Günün bu sayısını süslemektedir. Bundan maada Ahmet Refik Beyin (Mimar Sinana dair bir tetkiki), M. Sam Beyin (Disk atma spor sırasına girebi lir mi) serlevhalı yazısı, Sermet Muhtar Beyin (bir varmış, bir yokmuş) başlığı altındaki makalesi çok güzeldir. Aynca Naci Sadullah ve Selim Tevfik Beylerin enteresan röportajları Yedi Günün cazibesini bir kat daha artırmak tadır. Bu güzel mscmuayı okuyucularımıza tavsiye ederiz. Prag sefiri Pançodoref sabık Osmanlı tyi Hoüvut Holivutun 27 haziran nüshası çok güz?l resimler ve önümüzdeki mevsim göreceğimiz filimlere ait mevzularla intişar etmiştir. Ankraya sefir tayin edilecekmiş. GosPençodoref meb'usanında meb'ustu. sıhhatli ve faal olduğunu gösterir. türkçe bilir ve iyi b : r Türk dostudur. Bulgarictandaki eski Türk idaresine ait Bulgar matbuatınt'a lehimize birçok yazılar yazmışbr. Bu yazılrn için b'zJm hazinei evraktan alınan vesaikten istifade e'miştir. Felse'en'n sefaîet* Kerim Sadi B;yin yazdığı bu eser Karl Marks tarafmdan «Sefaletin felsefesi> müellifi Prudona verilen cevap hakkındadır. Fiati 10 kuruştur. Eeser şunlardan bâhistir: Karl Maks «Felsefenin sefaletl» un vanlı eserini niçin yazmıştır? İktısat meselelerinde Prudonla aralarındaki fikir ayrıhğı nereden başlamıştır? Ve «sefaletin felsefssi» inden b'r kısmın şerhi bu işî çok ehemmiyetle takip et takdirde, hadisata boyun eğnveğe mecbur kalacak olan, yeni nizamın yegâ • ne şikâyetçileri Bulgarları büsbütüa mücerret bir halde bırakmıştır. Böyle bir vaziyet, Balkanlarda ol • sun, sun, Avrupanın başka kısımlarında olbir takım maceralara sebep ola • Ga'atasaray seyahalne iştirak edecekiere Galatasaray izcilerile Franja seyahatine iştirak edecek olan talebe ve muallimlerin Galatasaray lise sinde hazi>anın 27 çarşamba, 28 perşembe, 30 cumartesi günler! saat 16 dan 18 e kadar Oymak Beyi Refet Beye müracaatle son muamelelerini bitirmeleri rica oîunur. Iz mecmuası eserunm kızı bilâkis ruhunun ateşini açık havadan ve tabiatten ala bilirdi. Balkanhlarm asıl mez'jeti böyle arzulara mukavemet ve elde edilen İzin altmcı sayısı, bir tekâmül adımı d2ha atarak, bugün çıktı. Kemalizm serisi, devam ediyor. Bu sayıdaki Kema lizm ve hayat telâkklsi makalesi, her münevver için, üzsrinde durulacak bir yazıdır. Bundan başka birçok kıymetli yazılar ve minyatürler vardır.