2 Haziran 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

2 Haziran 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhurîyef 2 Kszîran Edebi roman 16 Yazan: MUAZZEZ TAHSİN I Bana «Aşk ninnisini» çal Feri • [ tçimde sabırsız bir halecan var. cebinde, Refiğin ha! Dedi. ' Elim paltomun mektubunu okşuyor, bununla sükuBen çaldun ve söyfcdim: net ve teselli buluyorum. cGüzel geceler.. Aşk geceleri.. GünEve gelince nicin bu mektubu diizden daha tatlı geceler... derhal okumadım? Niçin geceyî, «Bizim saadetimize.. Bizrtn sarhoş • yalnızlığımı bekledim? Yemek Iuğumuza tebessüm ediniz!* ten sonra kimsede söz söyliyecek Feriha!.. Bu parçayı ben yokkuvvet yoktu. ken çalraca beni hahrlıyacağma söz Babamin bile her zaman dik duver! ran ban omuzlarına doğru iğilmişti. Seni her zaman hatırlıyacaErkenden odalanmıza çekildik. Kağım Refik! Göreceksin mektupla pımı kitliyerek lâmbamı yaktım ve nmla bunu sana nasıl ispat edeceokudum. ğim. Göreceksin sana ve Ahmet «Feriham, ağabeyime nasıl en samimî, en canBana izin ver, sana Feriham didan bir kardeş olacağım! yeyim ve ilk defa olarak bu aksam Sen de bana yazacaksm değil mi sana sırnmı açayım. Refik? Ben ; habersiz bırakmıya • Güzel gözlerin kararmasın, kaşcaksın değil mi? larm catılmastn Ferîha! Eğer bütün Yazacağım Feriha... Sıkılmaz gençlik plânlanmı bozan bu harp san hergün brr mektubumu okuya • olmasaydı, ben bu sırrımı bir iki secaksın. Yemin ediyorum, ateşten ara ne daha ayni hürmet ve kıskançlıkbulduğum saatlerimi sana verece • la kalbimin derinliğinde saklıyacakgim. hm. Ta... Sana, Feriha benim ol • tkimizin de gözlerimiz ve seslemak ister misin? Hayatlanmızı birrimiz yaşlı... Bu yaşları akitmamak lestjrelim mi? diye sorabileceğim zaiçin susuyoruz. mana kadar. Bu akşam âciz ve zebun, bu kıyDakikalar... Dakikalar geçryor. metli sırrımı harbe ve ateşe kadar Ayrılacağimız vakit ellerimizin sürükliyebilecek kuvvet ve iktidarı birleşmiş olduğunu gördük. Fakat kendimde bulamadım. kabahatli çocuklar gibi gözgöze geBiraz da, ben gittikten sonra lemedöt. (kîm bilir ne vakit döneceğim?) Şimdi odamdayraı... Uyuyamıyobırakmanın rum... Ağlıyorum... tçimde tüten bir seni bu hissime uzak getirebileceği yabancı smirden, seateş var... Bu ateş kalbimi kavurani kaybetmekten korktum Feriha... cak sanıyorumu Beni affedivor musun sevgili? Sabah olsa artık!. Tatl» srözler'ni bana cevir ve söy••• le bana Feriha, tzmiri hahrlıyor musun? Refik gitti. tzmhi, orada geçen çocukluğunu, Bugün Haydarpaşada yagmur sana derslerini gösteren, senin sa•e fırtına altında onu selâmetledik. çını kesen Refik ağabeyini yoksa u Refik, sakm meyus olma! nuttun ımı? Harpten dönüşte gene mektebine ve Biliyor musun? Ben seni daha öybütün sevdiklerine kavuşacaksın. . le minicikken sevmiştim ve bugüne Biz seni orada yalnız bırakmıyakadar gecen hayatımda yalnız sen eağız. Sentn cephede yalnızhk ar • varsın .. Buna yemin ediyorum Fekadaşın olacağız. riha! Her akşam senin için dua ede • Ve bu gece, hayalimde. kumral ceğim Refik. Göreceksin nasıl çasaçların dudaklarımda, elin elim buk döneceksin... de, gözüm tatlı gözlerinde, işte tekÇok smirli bh* heyecanla elimi rar vemin ediyorum: aldı: Hayatımda senden baska bir kadın olmıyacak, buna inan sevgilim! Ferihacığım, sevgili Feriha tçimde bu j e c nasıl coşan, tasan cığun... Bu sözlerinle bana nasıl bir bis var bilsen! bir sifa verdin bilemezsin. Bilsen nasıl koşmak. ellerine satlk defa olarak Refiğin gözlerine rılarak sana bu yazdıklarımı ve bübakamadım... Onlarm isimsiz acısı tün yazamadığım şeyleri söylemek canımı yaktı. Feriha... Şu zarfı al! îçinde bir ist'vorum. Bunu yapsam mutlaka benden katnektup var, onu okursun değil mi? car, arözlerimin ateşinden korkar Peki Refik, fakat sen artık sid"ın Feriha .. Bunun icin senden unirlenme! zaVta, bunlan sana söylüyorum. Hayn* Feriha. Bak nasıl müsBeni anl'vabiliyor musun? terih gidiyorum. Artık hiç sinirli deBenimle her zaman alay eder, iğilim. yi yazatnadıs*ımi sö^lersin. . Bun Trenin düdüğü çalıyor. Herkes da hakkm varmış? Bak işte içimin vagonlara kosuyor. Hepimizde bir at«vini dökemivorum. telâs var. Ağlıyor, boğuluyoruz. Kalem ; m kafamda bir şimşek giRefik beni gözlerimden öptü. Egi akan fikirleri zaptedemiyor ve limi demirden bir elle sıktı. Kulağıbuna sinirleniyorum. Fakat sen bema bir nefes gibi: ni, T'enim iste»'îffim £'M anlıyorsun de*U mi sevgili Feriha? Feriha, mektubumu oku! Beni unutma! dedi. Yoksa sevmek nedir bilmiyor musun, bana yabancı mısın? Dönerken vapurda hepimiz ağ • CMahodi oar> lıyorduk. Şeker sanayiimiz fazla isBazı Yunan gazetelerinin garip neşriyatı tihsal tehlikesine maruz! (Birinci aahifeden mabat) verdiği beyannameyi muvafık bulmamaktadır. Yugoslavya Balkan misakına tâbi gizli protokolun tatbikinj istemekle göz önünde ttalyayı bulunduruyordu. Şimdi Yunan matbuatnun ifşaatma nazaran Türkiyede, ttalyanın Anadoluya karşı bir hareketmden korktuğu için ayni gizli protokolun tam olarak tatbikini istemektedir. Atinada müntesh Aneksartipos gazetesi ttalyanın son zamanlarda Adalardaki sevkülceys vaziyetmi takviye etmek için oralara gönder • diği külliyetli miktarda harp mal zetnesini, Türkiye zimamdaranı Türkiyeye karsı bir hasmane ha reket gibi telâJdd ettiğini ve ttalya • nın bu adalan sarka karşı yapaca • ği harekâtta istinat noktası olarak kullanacağını ve bu adaların Mu soliniye Roma tmparatorluğunu ihya etmek için bir vasıta olduğunu yazmaktadır. Bunlar belki de izam edilmiş korku • lardır. Diğer taraftan Tevfik Riiştii Beyhı Elenikon Melon gazitesi muhabi rine, Türkiyenin ttalyadan bir korku su olamıyacağını, çünkü iki devleti bir ademi tecavüz ve dostluk muahedesi biribirine bîğiamakta olduğunu ve t talyanm Anadoluya yapacağı bir ih raç bareketine karsı Türkiyenin yir mi günde bir milyon asker seferber edebileceğini söylemesine rağnvn. An • kara muhitinde ttalyaya karşı bir asa • biyet mevcuttur. Boyle resmî ağızlar • dan çıkan tekziplere rağmen Atina da müntesir Elefteron Vima gazetesi de grne ayni mevzuu elme alarak Türkiye ile Yugoslavyanm ttalya tarafın dan her iki devletten birine karsı yapıl a c k bir harekete karşı müştereken mukabele etmek için karar verdikleri su sırada bilo Tiirk • Yunan misakı kat'iyyen ttalyaya karsı t'tbik edilemiyecektir, demektedir. Bu gazete. Yunanis • tan yalnız Balkanlardaki hudutlarmm taahhüdünü istemektedir. Çünkü Yu • nanistan Türkiyenin Akdeniz sahille rini müdafaa edebilecek bir vazivtte değildir. Ve bhkaç saat zarfmda ttal • ya tarafmdan mahvedilebileceğini bîldiği için ttalyaya karşı Türkiye tarafından bir siper olarak kulla • nılamaz demektedir. Hakikaten beynelmilel siyaset • te bir veya diğer taraftan tehlikeI^rin izam edildiği ender birşey de ğildir. Bu, tarihin her zamanında olmuş ve beklenilmiyen bir vaziye te düştnemek için hükumetleri çok defalar gayet açık siyasî ve as keri t^dbirler almağa mecbur etmişb'r. Belki Yunan matbuatınm korkusu nmda tngPterenin Antalyaya karşı dadır. Atinada müntesir Elefteros Antropos gazetesinin neşriyatma nazaran Tür • kiyenm denizden gelecek bir taarruza karşı ondise ettiğini ve bu düsünce ile de denizaltı gemileri ısmarhmağa is tkal ettiği bir hakikattir. Beynelmilel vaziyetin çok çabuk değişen hâdisatı Türk . Yunan münasebatma olduğu gibi Balkcn mrâakı üzeri • ne de tesirini gösterdi ve henüz daha tasdik edilmden bu misakı imzahyanlar arasma ihtüaf soktu.» Memdtth Talât da bir fazladır. Frkat Musul ihtilâfı zama • ttalya harekâhnı teşvik ettiği meydan Türkiye Yunanistan ve ttalya Iktısat Işleri RADYO Su ^ksamki prograır j VİYANA: 17,20 kons«r 20,40 hava raporu ve er. tesi günkü program . 20,55 muslklll tablolar: Leylaklar açarken . 22,10 Madrltten naklen: Büyük Avrupa konserlnln bir kısmı 23 haberler ve propaganda nej , riyatı . 23,15 dans muslkisl. VARŞOVA: 17,40 taganni ile blrlikte senfonlk konser 18,20 kcnferans ve Reportage . 20,l( muhtelif: Lirik parçaları, haberler, spor21,05 konser: Şopenin «serleri . 21,35 Madrltten naklen Avrupa konserlnln bir kısnu 22,50 gramofonla hafif musikl parçalan 23,05 Posenden nakü . 24,10 dans havalan. BUDAPEŞTE: 18,35 gramofon 19,45 Macar sarkıla . n 20,55 piyes 22,05 Madritten naklen: Büyük Avrupa konserinin lkinci bsmı . 23,25 Mandits cazbant takımı tarafın dan dans havalan . 24,05 Racz Çingene orkestrası. PRAG: 19,10 almanca neşrlyat 20,05 haber. ler 20,30 Brünnden nakil 21,20 blzimle birlikte seyahate çık!, Gramofonla musikill orijinal bir seyahatname . 22,10 Madritten naklen: Büyük Avrupa kon sermin bir kısmı . 23,05 son haberler, gramofon . 23,35 Kasavdan nakil KOLONYA: 17,05 oğled«n sonra konserl 18,05 ta ' rlhi musahabe, sonra sarkı ve musiki 19,45 haberler 20,05 halk muslkislnden muhtelif parçalar . 21,05 haberler 21,20 DüsseldcTf halk bahçeslnden naklen kon. ser . 23,05 haberler 24,05 gece muslkiaJ LONDRA ( R e g i o n a l ) : 18,20 çocuklann saatl 19,05 haberler19,35 tango orkestrası 20,35 eğlencell musikl 21,05 taganni Ue birlikte B. B. C. orkestrası . 22,20 askerî bando . 23,20 B. B. C. dans orkestrası. Mütehassıs «buna mâni olmalıdır, fazla istihsal Küba ve Cava sanayii gibi sanayii dahi yıkabilir» diyor Şeker sanayiimizi tetkik için getirtilen Viyanalı mütehassıs, cihan şeker sanayiinin maruz kaldığı müşkülâtı nazari dikkatten uzak bulundurmıyarak bilhassa bizim gibi şeker sanayiini sırf kendi ihtiyacı için kurmuş olan memleketlerin fazla istihsalâttan kendilerini korumalan lâzım geldiğini ehemmiyetle kayd'ediyor. Doktor Mikuş diyor ki: € Türkiye, kampanya nihayeti için ihtiyaç nisbetinde bir ihtiyat ayirmak endişesinden kurtulmuş . tur. Çünkü, 1933 • 1934 kampanya istihsali 65,557 ton beyaz şeker olup memleketin ihtiyacmı Alpullunun temmuz sonile ağustos iptida • larında işlemeğe başlamasına ka dar fazlasile temin edecek derecededir. 1934 • 1935 vaziyeti fazlai istihsal noktasından çok mucibi endişedir. Normal pancar mahsulü karşısında dört fabrikadan aşağıdaki istihsal miktan beklenebilir: Ton beyaz şeker Alpullu 25,000 Eskişehir 25,000 Uşak 13,000 Turhal 6,000 (Kalksaharat) amellyesl sayesinde fazla İstihsal edilecek mlktar 5,000 74,000 Bu tahmin zeriyat sahasına na • zaran (25,000 hektara mukabil 31,000 hektar) hiç te mubalâğalı değildir. Ancak henüz zeriyatın dahi ikmal edilmediği bu tarihte (1934 nisan octası) hakikî bir mahsul tahmini kabul değildir. Bilhassa kurak geçen ilkbahar ve bu yüzden korkulmakta olan haşarelerin tekâsüfü dolayısile bu sene için fazla istihsal tehlikesi bertaraf edilebilir; ancak, Türkiyenin diğer memleketlerin kötü misallerine uyarak Iüzumundan fazla bir istihsale tesebbüs etmcsine şimdi • den mâni olmağı keodime vazife bilirim. Fazla istihsalin Küba ve Cava sanayii gibi sanayii bile yikabileceğini asla nazardan dur tutmamahdır. Karakteristik bir hâdise olarak birkaç sene evvel 1,000,000 florine tesis edilmiş olan Cavadaki modern Gayan fabrikasının pek kısa bir zaman sonra icra tarafından müza • yede suretile arazi ve bütün müş temilâtile 45,000 florine sahlmış olduğunu kaydetmek lâzımdır. Cava sanayii gibi en müsait şartlar altında çalışan bfr sanayi bu vaziyete duşerse, memlekete yeni sokulmuş pancar sanayiinin, ihtiyaç fevkinde istihsal suretile şekeri ucuzlatmak tecrübesi neticesinde ne gibi bir akıbete maruz kalabilece • ğini tasavvur etmek kolaydir. zemesinin hariçten temini, yüksek nakliye masrafları, büyük yedek ambarları, melâs ve küspeden istifade edilememesi, avanslar dbla • yısile faiz zayiatı Türk şekerlerinin maliyetini yükselten en mühim amil lerdir.» Muvaffakiyetli bir pancar zira ati temini için yukanki masraflar • dan vazgeçmeğe imkân olmadığını kaydeden doktor Gustav Mikuş yermde bir tasarrufla Türk şekerlerinin maliyet masraflarını indirmeğe bir çare göırememektedir. Muma • ileyh bu hususta diyor ki: < Eğer fabrikaların dîğer memleketlere nazaran fazla masraflan varsa, bu evvelceden kaydettiğim veçhile, gayrikabili içtinaptır. Takdir etmek lâzımdır ki fabrikalar teşkilâtı rasyonel olup hiçbir suretle fazla teçkilâta boğulmuş değiller • dir. istihsal fazla merkezilestirile • cek olucsa, uzak sahalardan pancar taşimak meselesinin daha müşkül bir vaziyete gireceği tabiidir.» Matehatns şeker vergilerinin tevhidi taraftan değil tstihlâk vergisine gelince: Mütehassıs, bunun en mütekâmil şeklinin gümrük resmile istihlâk vergi sinm biribirinden tefriki olduğunu ve bir fabrikadan az, diğerinden çok resim alımnasınm mahzurlu bulunduğunu bild^riyor ve diyor ki: « Eğer muayyen sebep ve şartlar dolayısile her hangi bir te • şebbüsü takviye veya vaziyetini kolaylaştırmak arzu olunursa, bunun başka bir şekilde, meselâ prim veya kredi itasile yapılması daha iyidir. Umumiyetle yeni bir sanayie fazla rüsum tahmili şayani tavsiye değildir. Şimdiük Türk fabrikalarımn malî cepheden vaziyetleri pek kuvvetli değildir. Yeni fabrikalar belki bir takım manialarla mücadelede • dirler. Eski fabrikalar da tecrübe sahibi oluncıya kadar çok para sarfetmişlerdir ki kâfi ihtiyat akçesi toplamağa imkân bulamamışlar • dır. TULUZ: 20,35 haberler, opera komfflc parçalan • 21,05 çocuk musikisi ve melodller . 21,33 Viyana orkestrası, operet parçalan 22,01 opera komik, Arjantin orkestrası, ma halli sarkılar ve havalar 23,05 askerl bando, operet parçalan 24,05 amatör. lerin konseri, dans havalan . 1,05 haberler, radyo fantezisi, opera parçalan. Silâhlar işi ne olacak? (Birinci »ahifeden mabat) tayin etmeğe hnkân yoktur. Aneak bu nutuklar nüfuzlu mehafilde mob»«lîf aksülâmel basü etmiştir. Herşeyden evvel şurasuu kaydetmek lâzundır ki, bu iki nutkun mahiyet ve esası Cenevrede inkisaf eden parlâmento havasına atfedilırektedir ki, bu t*Ukld tarzı M. Simon izahatile M. Bartunun tenkitlerinden çıkan ihtilâfı haftflet • mktedir. Bu tarzı telâkkiye saik olan şey Ue, konferansm akameti takdirin de tngh.ereyı mes'uliyetten kortar mak ar'usımun hiçbir vakit Fransız • tngiliz miinasebatmdaki samimiyetî hatta zahiren okun ihlâl edecek derecede Oeriye gitmemesi lâzım geldiği düşüncesidir. Londra ile Paris arasm daki tefriki mesai tngiltere hükumeti için Avrupa sulhuna hizmet eden de • rin bir hakikat olarak kalmaktadır. Ekseriyet azasmın birçoklan silâh sızlanma işlerinin tasfiyesmi istemekle beraber siyasî mehafil bir istihale devresine lüzum olduğu mütaleasile a*a ğıdaki noktalan ihtiva edecek bir mokavelenin imzasmı arzu etmekte de • vam ediyor: 1 Askerî hava kuvvetlerinin tahdidi, 2 Kimya ve men'i, mikrop harbinin litihlâk resmi ve Türkiyede şeker sarfiyatı tstihlâk üzerine daha yüksek bîr vergi tatbikı da şayani tavsiye değildir. Türkiyede adam başına se nede 4 kilo 300 gram şeker sarfe dilmektedir ki bu, pek aşağı seviyede bir istihlâktir. Bunun herşeyden evvel yükseltilroesi icap eder. Tatlıya olan ihtiyaç mebzulen mevcuttur. Fakat, ihtiyaç hali hazırda şeker yerine başka membalarla ve bil • hassa glikoz ve meyva usarelerile tatmin edilmektedir. Şeker istihlâk eden sanayide veya ev idarelerinde daha fazla şeker sarfedilmesi matlup olmamiş olsaydı dahilî satış fiatini yükseltmenin hiç bir mahzuru kalmazdı. Şimdiden şeker sanayünden devlete varidat temini icap ediyorsa pancarm bir devlet varidat mem baı olarak tetkiki daha münasip olabilir. Kadastro mektebinin gezintisi Fabrikalara uzak mıntakalarda pancar zeriyattnın tahdidi lâzımdır Bence gayrikabili içtinap olan mahsul tahdidi ameliyesine karar verildiği takdirde de uzak mıntakaların terkinm ve pancan diğer memleketlerde olduğu gibi yakınlarda teksif edilerek yüzlerce kilometre uzaklardan naklirvden vazgeçilmesinin düşünülmesi icap edecektir. Pancar ehenlerden resim alınması Bir çiftçinin pancar ziraatine salih bir toprağa malik bulunmasımn bir rüchan noktası olduğunu düşünmek lâzımdır. Bundan ba«ka pancar fiati dolayısile mühim istifadeler temin ettiği de şün>hesizd'ir. Bu sebeple 80,000 pancar çiftçisinden milyonlarca pancar ekmiyen çiftçiyi takviye için resim almak her halde bir haksızlık değildir. 400,000 tonluk vasatî bir mahsulde kiloda bir para pancar resmi almdığı takdirde 100.000 lira tutar. Buna raukabil istihlâk olunan 55,000 ton şekerden beher kiloda 1 kuruş ahnmak suretile 550,000 lira temin olunabilmektedir.» Tvrk fekerlerinin maliyeti ve bunun indirilmesi çareleri 3 Silâhlann murakabesi, 4 Mütemerkiz daireler usulu üe emniyetin bir teşkilâta raptı. Bu tedbirlere tngiltere istisarî mahiyette iştirak edecektir. SilâhsızJanma konferansuun akame* tini işçi muhalefet fırkasına karşı zahiren olsun gizlemek arzusu o kadar kuvvetlidir ki, M. Litvinofun teklifin de tngiltere tarafmdan derpiş edilebi • lecek hususatın tetkikine ve hatta Fransa iştirak ederse ttalyan plânmın bile nazari itibara alınamsma tngüiz meha> fili âmadedir. tngilizler konferansm movaffak o • labüeceğinı o kadar az ümit ediyorlar ki mütevazi dahi olsa her hangi bir formülü memnuniyetle kabul edeceklerdir. Yeter ki harp aleyhindeki gayretin tamamile boşa çıkmadığım ispat eden beynelmilel bir ittifak tahakkuk eUin. Kadastro mektebi muallimlerı Dünkü cuma günü Kadastro mek hakkı noktasından kanunen her türlü mes'uliyeti deruhde ettiği bu bütebinin bütün talebesile muallim • yük vazifenin başarılmasmı, sizin leri ders kesilmesi münasebetile hugibi mesleğin fennî ve hukukî bil susî bir vapurla Beykoza giderek bir gezinti yapmışlardır. Muallim gilecile mücehhez olarak mektebi ve talebe Beykoz sarayı parkmda bitirecek olan gençlerden bekliyoakşama kadar hep bir arada bir aruz.» ile samimiyetile eğlenmişlerdir. Kadastro mektebinde mezuniyet Bu münasebetle Tapu ve Kadasimtihanlarına haziranın on beşinde tro Başmüfettişi Halit Ziya, mek • başlanacaktır. Mektep, evvelce ritep müdürü Kâmil, icra kanunu muyaziye ve hukuk isimlerile iki şubeallimi ve sabık icra reisî Refik Beyye ayrılmışken, geçen sene her iki lerle talebe tarafından Kadastro şube birle'tirilerek tahsil müddeti mektebinin mesleğe ve memiekete brr seneden iki seneye çıkanlmıştır. temin ettiği faydalar hakkmda nuMektepte tapu ve kadastro işletuklar söylenmiştir. Halit Ziya Bey rini alâkadar eden bilumum hukukî dersnutkunda ezcümle demişt'V ki: ler, Hukuk Fakültesi müd'errislerin« Kanunu medenimizin yarısınden Ebülulâ, Ahmet Samlm, Sev • dan fazlası tasarruf meselelerine ket, Mustafa Reşit ve Ahmet Refik müteallik bahisleri ihtiva etmekteBeyler tarafından okutulmaktadır. dir. tsviçrede takip edilen usullere Yüksek riyaziye derslori de müte •e medenî kanunumuzdaki hükümhassıs mühendisler tarafından gösIere göre taıpu sicillerimizin tesisi, terilmektedir. ilk defa sizlere nasip olacağına nacaran, memleketin boyle mühim bir Mektepten iyi derecelerde çıkan âşini üzerinize almanızdan dblayı ve lisan bilen talebe, tapu ve ka sizleri bahtiyar sayanra. Hazin« • dastro mesleğinde ihtısas sahibi olnin emlâk sahiplerine karşı tasarruf için Avrupaya gönderilecektir. Miiessif b;r irtihal Dahiliye Vekâleti hukuk müşaviri Ekrem, mühendis Akil, Elek • trik şirketi memurlarından Behzat, Kebsut nahiyesi müdürü Sedat Beylerin pederleri ve polis üçüncü şube müdür muavini Sait Beyin kainpe deri Ahmet Bey zade fbrahim Hak ki Bey kısa bir hastalığı müteakıp vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 12 de Nişantaşmda Sübahi apartı • manından kaldırılarak namazi Teşvikiye camisinde kılınacak ve Fe riköy kabristanına defnedilecektir. Kederdide ailesine Allahtan sabırlar dileriz. Türk şeker sanayii maliyetinm pancar ziraatinin yerleşmiş olduğu memleketlerinkinden daha yüksek bulunmasınm zarurî olduğunu ka • bul etmek icap eder. Tohum temini, yüksek pancar flati, bütün pancar nakliyesinm fabrikalarca tediyesi, fevkalâde geniş pancar nakliye sahalan, pancar çiftçisinin tenvir ve takviyesi için teşkil&t, işletme mal ^uhafızgücü bisikletçileri turneye çıktılar İRTİHAL Mektebi MüUdyenm eski mezunla rından ve esbak Hariciye memurlarmdan Tumıslu Fahri Tayyıp Bey irtihal etmiştir. Cenazesi bugün Alman has • tanesinden saat on birde kaldınlarak Beşiktaşta Yahyaefendi mrzarlığuıda • ki netfeni mahsusuna defaedilccek • tir. Allah rahmet eyliye. Tarneye çıkan Muhafızgücü blnkletçîleri Ankara (Hususi) Muhafızgücünün 12 nci yıldönümü kutlulama merasimi bugün güzel bir şekilde yapıldı. Evvelâ saat 8 d'e Türkiye bisiklet turunu tamamlamak üzere şar ka hareket edecek 12 gençten mü • rekkep bisnclet kafil'sil temis v e muntazam kıyafetlerile istasyon ö • nünden arkadaşları ve kumandanl a n ve kendilerini seven sporcular arasından yola çıktılar. Hareketlerinden evvel Güç reisi tsmail Hakkı Bey gencleri teşçi ve teşvik eden bir hitabe irat etti. ö ğ l e vakti Samanpazarından hareket eden Muhafızgücü gencleri yuvalarının bu kuruluş günü her sene olduğu gibi ayni intizam ve canlılıkla yaşatarak başta mızıka olduğu halde Adliye sarayı ve Karaoğlan yolundan Gazi heykeli önüne geldilec. Heykel önünde saygı ve tazimle çevrelenen Güçlüler Büyuk Gazilerine bağiıhklarını göstererek onu taziz ettiler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: