SENARVO İİİi ÜSABAK îCadına kurtuluş! Numara: 22 Nedim, Mihriban Lsminde bir kadmla t'" . Mihribanın terbiysli hali, çekin• gen tavırları Nedimin dikkatinı celbeder. Evin diğer kadınlarile arasında hiçbir Istiratk noktası olmadığmı görür. Sa at'er Uerled'kçe kanaati fazlalaşır... Mihribanın odasma çıkarlar. Temiz ve gayet muntazamdır. Odada bir yazı masasmın bulunuşu daha z'yade hayretini mucip olur. Birdenbire sorar: Okumayı sever misiniz Mihriban Hanım? Kadın elemli bir gülüşle cevap verir: Sadece okumayı sfverim. Neler okursunuz? Kadm elbise dolaDi gibi eörünen bir dnlabm kapısını açar. Burası bir kü tüpanedir. Kitaplan işaret edcrek: Oözden geçiriniz, size sevdigim kitaplar hakkmda fikir verirter. "Nedim, bir iki kitap alır, bakar. Hayret içindedir. Siz, Marsel Provoları, Viktor Margritleri, Moruvaları okuyorsunuz demek Kitabın yapraklannı çevirirken arasından bir fotoğraf çıkar. Bu, at üstünde genç bir zabit resmidir. Fotoğrafa bakar bakmaz Kenannnnn, diye haykırır Arkasını çevirir. Kadm almak ister, vermez, okur: Küçük Mihribanıma! Kardeşçiğini gorecegi gelen ağabeysi barut dumanlarını aştı, Mihribanını öpmeŞe geldi. Mihribanın ağabeysi Kenan, Nedimin çocukluk, gençlik, askerlik arkadaşıdır. Mihribanın küçüklüğünü de tanır. Ak çamdanberi onun kendisine niçin pek yabancı gelmediğini şimdi daha iyi anlar. Kenanla Nedimin çocuklukları. yan yana olan köşklerinin bahçesinde yaramazlıklan.. Boru çalarak askerlik oynamaları.. Iptidai mektebinde çanta fır latmak yarışları.. Leyli sultanide saçlarına kolonya dökmek yarışları.. Gençlikleri ve birlikte yaptıkları kurlar.. 1914 te aynl oephede askerlikleri.. Bir hücumdan sonra yaralılar, şehit ler, kayıplar sayılmıştır. Kenan kayıp ların arasındadır. Nedim çadır direğine dayanarak aglar.. Gözünün önüne Kena nın asker elbisesile gülen s;ması gelir. Askerlik oynadıkları zaman haçede boru çalarak yürüyüşlerini hatırlar. Hayalindeki boru sesi cephenin haklkl hücum sesine karışır. Boru çalan neferle, boru çalan iki çocuk birbirlerine dolaşırlar. Boru, çocuk kafası, asker kafası sahnede . altüst olur. Top, tüfek seslerini, hücum naralan tamamlar. Giyinişi sade, hareketleri sarih, yüzü tertemizdir. Mihriban kendi erişemediği gayeye onun vâsıl olduğunu görmekle bahtiyardır. Melâhatin epeydir hazırlamakta oldufu doktora tezi biter. Bu ışizli diplomasinm içtimaî esasları) isminde, ihatalı bir eserdir. Mihriban bilgisile değılse de sefkatile Melâhati teşvik etmiş, onu yetiştirmi$, Nedimin kendisine yaptığı iyiliği böylece ftdemiştir. Bir gün Nedimle Melâhate dair konuşurlarken, Nedim ona büyük mesaisinden dolayı teşekkür eder. Mihriban İzam ediyorsun Nedim. Burada bsnim emegim küçük bir zerre dahi olamaz. Bu iftihar, kadını talihin oyuncağı olmaktan alıp, kadmlık, erkeklik yok, insanlık var diyen, ona tabiî haklarmı avuç doluları bahşeden Türk Cumhuriyetinin hakkıdır. Melâhat, Türk Cumhuriyetinin hayat karsısında asia sar sılmıyacak eserıdir. Halbuki bizim neslimizin kadınları, ne talihsizdirler. Dünyada yalnız kaldıkları gün akıbetleri felâket ve sefaletle nihayete ererdi. Ancak fevkalâde bir tesadüften başka onları kurtaracak çare yoktu. Nedim Türk Cumhuriyeti manevi varlıgmı kadmın kurtuluşile tamamladı. İşte her iş safhasındaki kadınlar: Bir hastane koridoru. Kadın, erkek doktorlar, beyaz gömleklerile yürürler.. Arkada Gazinin iki resmi vardır. Onlar yürüdükçe resimler sıra ile çoğalmağa başlar. Kapının önüne geldikleri zaman ar kalarmdaki bosluk Gazinin namütenahi resimlerile doludur. İceri girerler. Burası ameliyat salomıdur. Masada yatan hastanın başına gecerler, kadın doktor ameliyata hazırlanır. *** Şehir Meclisinde kadın aza söz söyle mektedir: Çocuk bakımı faslının şu üç noktadan dolayı arttırılması lâzımdır: 1 Gebe kadınların 2 Emzikli anaların 3 İlk tahsildeki çocuklarm sıhhi, ahlâkî himayesi... Arkasındaki duvarda görünen Gazinin resmi taaddüt etmeğe baslar, çoğalarak salonun duvarlarını kaplar. •*• Tarih kongresinde kadın aza söz söy lemektedir: Orta Asyadan ve orada yetişen, çoğalan ve başlıbaşına bir kültür yaratan insan kütleslnâeh bahsederfeen, £ek bir ırk düsünüyorum ve onun adına Türk diyonım ki bu telâkkîyî bugune katfar, mahiyetine ilişilmekten çekinilmiş bir an'aneye uygun gormiyenler çok olacaktır. Bunun bizce ehemmiyeti ikinci de recededir, Bızce mühim olan, kabul et tiğimız esasın, üim ve mantığa muvafık olmasıdır. Kürsünün arkasındaki Gazinin resmi teker teker çoğalır, duvarları kaplar.. * * * Bir daire .. Erkek, kadm memurlar masa ve daktilo makinesi başında ça lışmaktadırlar. Duvarlar birer birer Gazinin resimle rüe dolar.. *** Bir daire odası.. Melâhat ayaktadır. Hademenin getirdiği elbiseyi alır, giyer. Bu bir hâkim cübbesi ve başlığıdır. Koridorda yürür, yanmdan kadm, erkek avukatlar gecerler. Gazinin res'mleri bunları takiben çoğalır, koridorları kaplar. Melâhat mahkeme salonuna girer. Hâkim mevkiıne oturur. Mübaşir dışarıdan davacıları çağırır. Avukatlar gelir, karşısında yer alırlar. Cumhuriye* Maltepe askerî lisesi mezunları Genç Harbiyelilerimiz bir müsamere verdiler Iktısat Işleri i Hah ihracatımız mütemadiyen azalıyoı mevkiimizi rakiplerimize kaptırmamalıyız Almanya ve hahlarımız J 30 Nisan 1934 Peşte seyahati Bu akşam iki heyet hareket ediyor mezunlarm dün yapttklcırı beden harekâtmdan biri... (Birinci tahifeden mabat) yetini emanet edebileceği nurlu Türk gençliği zümresine şerefle giriyorsunuz. Siz bugünün şerefini gelecek asırlara kadar iletmek mecburiyetindesiniz. Çünkü siz hakikî Türk tarihinin dönüm noktasındasuıız. Bu yüce Türklüğü yaratan Büyük Gazi, Cumhuriyeti korumak vazifesini size bırakıyor. Şimdrki vazifeniz bu itimada değer kabiliyetleri kuvvetlendirmek ve ordu ve memleket için güvenilir bir hale gelmektir. Size memleket borcunu ödemeği öğretecek olan yeni mesleklerinizde muvaffakiyetler dilerim sevgili evlâtla run.» Bu hitabeye mezunlardan bir efendi cevap vermiş, büyüklerine teşekkür ve on bir senelik tahsil hayatının binbir güzellik ve kıymetinden bahsettikten sonra demiştir ki: « Sevgili büyüklerimiz, bugün bu son» ayrilık «aatimizde senelîk ağırlığım üzerimizden atıyor ve yarın vatan için bizi bekliyen daha ağır, daha vazifelere karşı kendimizi müşkül şimdiden Mihribanın genç kızlığı. Görücüler geHr, Mihriban çıkmak istemez. Bütün bir ömrü geçireceği insanı başkalannın beğenişi ve kavrayışı içinde anlamağa imkân olmadıgını iddia eder. Annesi, herkesin bu şekilde evlendiğinl iyl çıkarsa talih, fena çıkarsa kader olduğunu anlatır. Mihribanın ısrarı karşısında nihayet vaziyetlerinin fenalığını lzaha mecbur kalır. Artık, satılacak tek iratları kalma mıştır. Başlarındaki evi de ölen baba S'nın hastalığında rehne koymuşlardır. Er. geç o da satılacaktır. Bu kafada devam ettigi takdirde sonra ne ile ^eclneceğini sorar. O zaman Mihriban için hür düşünce leri atmaktan başka çare kalmaz. Madem ki der, içinde yaşadığım ce miyet bana çalısmayı menediyor. Beni erkeğin zevk vasıtası, mirasını devredeceği evlâdı yetiştirmek vasıtası olarak tanıyor. Hür düşüncelerin tatbik mahalli nerede buiunacak? Birden harekete gecer. giyinir, görücüye çıkmağa razı olmuştur. Duğünü tantanah olur Koca epey zengindir. Son sahne: Nedim duvardaki Gazinin Mihriban kocasile bir işkence hayatı resmini işaret ederek anlatmağa devam yaşar. Adam, cahıl, kaba. sarhoştur. Kaeder. Mihriban resme bakarak dinlemekdm ona uymağa çok çalışır. Saçlarını oktedir. şamak istedıği zaman, bırak tuvaletimi Nedim Hepsi onun azmile vücut bozuyorsun. Geç geldiği akşamlar, niçin buldu. Gazi, Türk milletinin harikulâde bu saate kaldınız, sualine, saatle alışveistidatlarını muvaffak'yete götüren mürişim yok, gibi cevaplar alır. Mütemadlyen kemmel bir Şeftir. O, Cumhuriyetin mügeriler. Koca, metresinin beğenmediği şahhas ifadesidir... frleziği Mihribana getirir. Kadın bu ha Sahne kararır... Filim Cumhuriyet markarete tahammül edemez. Terbiyesiz bir şile biter.. erkek asla evlenmemelidir, der ve oda d?n çıkar. Ertesi gece hizmetç'nin getirdiği mektuou açar. okur: Senarvo Müsabahaşı (Itaatsizliğinden dolayı karım olan Rey pusulası: 2 2 M'hriban Hanımı tatlik eyledim) yazılıdır. Gece karanlık.. .Mihriban mantosu, Reyimi «.Kadma Kurtuluş» başörtüsü uçarak meçhule gitmektedir. başlıklı yazıya veriyorum. Ayağı takılır, düser. Rüzgâr fazlalaşır, o karanlıklara doğru gltmektedir. Adret: Rüzgâr şlddetlenir, yere yuvarlanır, yuvarlanmaklar teakup eder.. Bir binaın kppısı önunde bayılır. Nedimle beraber karşılıklı oturdukları o binanın odasında Mihriban bunları an ^ ' J latmıştır. Sokak kapısı kırılasıya çalınv, (aç kapıyı be imanım!) lâfları işitilir. Bulundukları yeri o kadar unutmuşlardır ki, Her yıl Türk tıbbının şerefli maNedim, ne oluyor? diye yerindsn fırlar. zisini kutlulamak ve bütün Tıbbi Mihriban, hakikatin sesi gellyor, der ve yeüleri bir araya toplamak maksaellerile yüzünü kapayarak hıçkırır. düe Tıp Talebe cemiyeti tarafından * ** yapı.'an «12 mayıs Tıbbiyeliler bayNedimle, Mihriban o geceden sonra evramı > bu yıl da, Universite konfe 'lenirler. Aradan üç sene geçer. Nedimin rans salonunda tes'it edilecek ve ölen kızkardeşinden yetim kalmış Melâayni giinün akşamı Maksim salonhat lsminde bir yeğeni vardır. Mihriban laıında bütün tıp ailesinin davetli onu kendi çocuğu gibi sever ve yetiştirir. buîunduğu bir eğlenti yapılacak ve Melâhat büyür, Hukuk Fakültesinl bittrir. Ceza mahkemesln» hâklm »lur. •abaha kadar eğlenilecektir. hazır buluyoruz. Bu imanla bizi Cumhuriyet ordusuna ve Gazimizin izlerine lâyık nafi birer Türk zabiti olarak ha zırlıyacak olan Harbiye mektebinin için kollarına atılıyoruz. Bizim en büyük gayemiz vatan ve milleti yaşatmak tır. Türk milletinin tarihi yaşamak ve bu uğurda ölmek olacak harikalarla doludur. Biz bu harikalan her an vü cude getirmeğe kadir bir Türk zabiti olarak yetişmeğe çalışacağız. Yuva mızdan, sizlerden aldığımız kuvvet ve imanla çalışarak vatanımızın, milleti mizin refah ve saadeti, genç Cumhu riyetimizin ebediyete kadar larda ilerliyecek ve gene yaşaması vatanımızın için Büyük Gazimizin gösterdiği yolmüdafaa ve selâmeti uğurunda omuzlarunıza yüklenen her vazifeyi başar mak için kanlanmızın son damlast a kıncıya kadar çalışacağız. Burada yüksek ve kıymetli huzurunuzda ant içiyoruz.» Bundan sonra Faruk Nafiz Beyin piyesi edilmiş, «İnsan «Kahraman» atlı üç perdelik mükemmel bir surette temsil İbnirrefik Ahmet Nuri Beyin Cumhuriyetimizm onuncu yıldönumü münasebetile yapılan tezahürata işti rak etmek için memleketimize gelmiş olan Macar meb'uslanna iadei ziyaret etmek üzere Mectis İkinci Reisi Ha Almanya piyasalarmda halıları • Evvelce Almanyaya mühim mikmızın en büyük rakibi olan İran hasan Beyin riyaseti altında meb'uslan tarda halı ihraç ederdik. Fakat son lıları ayni senelerde mühim tenez senelerde bu ihracat çok azalmıştır. mızdan mürekkep bir hevet bu akşam* züller kaydetmemistir. (1929) senesind'e Türkiyeden Al ki konvansiyonel trenile Pesteye hare • 1932 senesinde İran halıları it manyaya sevkolunan halı miktarı ket edecektir. Bundan baska Türkiye 251,500 kilo, kıymeti de 5.703.000 halâtı 285,200 kilodur. Bu miktar Turing Kulübile Natta seyahat acenta» mark tutmusken geçen sene mik • 1933 te ancak 234,900 kiloya in . sı tarafından tertip ohman Macaristan tar 28,600 kiloya, kıymet te 257,000 mistir. Rus halıları ithalâtı ise ayni seyahatine işrirak eden 130 kişi de bu marka düşmuş, yani miktarca dört senelerde 3 0 7 0 0 kilod'an 45,900 kiakşam ayni trenle Pesteye hareket e • sene içinde %89, kıymetçe de % lo»a «Mkmu, <^50 fazlalasmıştır. 78 nisbetinde bir tenezzül kayde • Bunlardan başka Çin de 1933 decektir. dilmiştir. senesinde Almanyaya halı ihraca Talebemiz de gidecek • 1928 senesinden 1933 senesine katını bir miktar tezyit etmiştir. Di Mavıs iptidasında Peste panayirîna dar Türkiyenin Almanyaya yaptığer t?.aftan Avusturya, Büyük Brigelecek olan hususî trenle Türk san'at ğı halı ihracatının miktar ve kıy • tanya ve Yurtanistandan vaki olan mekteoleri talebelerinden 4 0 efendi metleri ayrı ayn bervechî atidir: halı ithalâtında azahslar vardır. için simdiden hazırltkta bulunulmaktaMiktar (kilo) Kıymet (mark) 1932 senesinde Fransadan Alman du. Bu talebeler Peşte Belediyesi ta • 1928 119.800 2.864,000 yava 1300 kilo sark halısı girdiği rafından davet edilmişlerdir. On gün 1929 251,500 5.703,000 halde 19?3 sene<inde Fransız m\i 1930 178,700 3.641,000 kadar Macaristanda kalacaklar, iktı varedatı tamamile inkıtaa uğra • 1831 79.400 1,155,000 sadî, sınaî, tic?ri ve ilmi müeseseleri mıstır. 1932 41.300 532,000 gezeceklerdir. Misafîr talebeler Ma • Almanvaya halı ihracatımızm 1T33 28.600 C57.0C; maruî kaldığı bu devamlı sukutu car talebelerin Turul Birliği azaları ve Almanyanın halı ithalâtı umumi tevkif ederek bu memlekete daha Yiiksek Sark mektebi türkçe bilen ta yesinde bu derece azalıs mevctıt defazla ihracat vapabilmek icin ha • lebeleri tarafından ağırlanacaklardır ğildir. 1932 senesind'e Almanyanın lıcılarımızın Alman gümrük reii Madam Ellamn konferann hariçten ithal ettigi umum sark haminin istilzam ettiği şartlara inti hsı miktarı 379,100 kilo, bunların bak ederek evsafı nesçiyesi Alman B'rkaç gündenberi şehrimizde bulu • kıymeti de 4.5 milyon marktır. 1933 pivasalarında rağ'beti umumiyeyi nan Pestede çdcan Magyarsag isîmlî te bu ithalât mütenaziren 327,000 artırmağa müsait imalâtta bulun • gazetenin muharrirlerinden Madam E"a kiloya ve 2,884.000 marka dü<müsmak suretile bu ticaretimizî idameye de Megyerry dün aksam saat 16,30 da tür. Görülüvor ki Almanyanın u calı«malmrı iktiza eder. Aksi tak Galatasaray Lisesi konferans salonunmum halı ithalâtında miktarca müdirde A^man pivasalarında mevkiida Macaristandaki Türk âsan hakkın r>im bir azalıs mevci't olmadığı halmizi rakip memleketlere kaptır da şayani dikkat bir konferans vermişde avni seneler zarfmda Türkiye maktan kendimizi kurtaramıyacatir. i den halı ithalâtı yarıya yakınfohnis ğtnıza înanmak lâzımdır. bette azalmıştır. Budapeşte seyahatine istirak eden • lerden birçopunun da buîunduğu bu kon/eransta Madam Ella de Megyerry (Başmakaleden mabat) hulâsaten sunlan söylemiştir: Fakat yaptlmaz iş değildir. •eriminden biri olarak buğdayda Nihayet Türkiyede meslekî aalâ « Türkler ve Macarlar aynl irka millî istihsalimiz kendi ihtiyacımı hiyetlerî kadar namuı ve hayıiyetmensup kardeş iki milIeHir. Bu müna • za yettikten başka biraz da artık sebetle dahnî ve ezelî bir sempati varlerine itimat ve istinat olunabilir vermektediır. Bu fazlalık nekadardır. Türk meb'us ve seyyahlannın yirmi otuz buğday taciri bulunabidır? İşte bütün mesele burada gibidir. Pesteye vaki olacak olan bu seyahat • lir. Biz ofisi bunlardan teşkil ede leri iki memleket halkınm birbirlerini da Çünkü bizi buğday üzerinde ted riz ve buğday işini bu adamlara ha yakmdan tammalan için iyi bir ve birlere sevkeden sebep bu fazlalıkidare ettirebiliriz. sile olacaktır. Budapeştede Türklerden tur. Fazlahktan uluorta müsteki deBuğday ofisi teşkili muhal değil, kalma birçok tarihî eserler vardır. Bu ğiliz. Belki buhranın devam ettiği pekâlâ mümkün olduğuna ve hermeyanda eski sistem bir Türk hamamı müddetçe bu fazlalığın pek çok halde buğday meselesini en iyi subusrün de Peştenin bellibaşlı âbidele olmamasını îstiyebiliriz. Buğdaya rette idare öyle yapılmıyacak iş rinden birini teşkil etmektedir. Hamam kıymet verirken halledeceğimiz lerden olfnadığma göre bu iş en iyi dahilinde bazı modem tesisat yapıhnıs, mesele dahilî istihlâkimizden fazla şeklinde nasıl tertip ve'id*re^>hınafakat tarzı mimarisine v e fekline hiç kalan miktarın dünya fiatine nazabilir? İşte Cumhuriyet hükumetile dokunultnsmutnr. Hatta bamarmn kubran bize pahalıya mal olacak kıs beraber hepîmiz'in Üalîedeeeğrınîz besinin üstüne \rr de ay yıldız konul mındaki fiat farkını nasıl telâfi emesele budur. Böyle bir meselenin mustur. Bundan baska GiHbaba tâbir debileceğimiz rneselesidiır. halli için bir gazatenin sütunlarınedMen yerde bir Türk dervişinin me Bu noktada teşekküre lâyık olada yazılan mütaleaları kâfi say zan ve camisi vardır. Bu^a kalesin^e rak vazifemizi kolaylaştıracak nokmamaklığınuz doğru olduğu gibi Abdürrasman Paşay« ait bir abtdr ta millî buğday istihsalimizin millî bu meselede efkârı umumiyenin vardır.» istihlâk ihtiyacımızdan fazlası öyle tnünferit reylerini bir araya topla hakkından gelinemiyecek kadar mağa çalışmaktan da istifade ede çok bir miktar olmamasıdır. Buğ meyiz. Bu işin ilk safhasında tutuKaragöz refikimiz tarafından dikka* day kiloda köylünün eline 6 kurus lacak hattı hareket hükumetçe mete değer ve tarihf kıymeti haiz güzel geçecek veçhile kıymetlendirilerek selenin esaslı bir tetkikini kabul etbir müsamere tertip edilmiştir. Müsa • ekmek te şehir ve kasabalarımızda mekten ibarettir. mere 18 mayıs cuma günü saat on beş1011 kuruşa yenildiği zaman a te Tepebast tiyatrosunda verHecektir. Cezrî bir tedbirle buğday meseradaki 4 kucuş fark hem bu Ui söŞark musiküinin üstat san'atkârlartndaı lesini köylüye yıkrm olan şimidiki recek ofisin bütün masraflannı, mürekkep bir heyet, bu musikinin klâçok düşük fiatinden kurtarmak hem ihracata verilecek fazla mik sik parçalanm çalıp söyliyeceklerdir. mümkün müdür? Mütnkünse bunu tarın fiat faekını karjılamaâa kâ • Müsamerentn ikind kısmında meşhur temin edecek tedbir ve tertibimiz fidir. Eğer ekmeğin 11 kuruş oluşu hayalî Şefik Bey tarafından eski usul ne olacaktır? İşte hallolunacak vaziyeti kurtarmıyorsa 12 kuruşa orijinal Karagöz oyunu oynatılacaktır. mesele. hiç diyeceğiniz yoktur. Nihayet bu Müsamerenin nçüncü kısmında değerlî Hükumet ilk iş olarak bu safhaelbette müstehliki de ehemmiyetle san'atkâr Ali Bey ve arkadaşlan tarayı bu meselede isabetli rey verecek düşünecek çok dikkatli bir hesap fmdan orta oyunu oynatılacaktır. kimselerden müteşekkil bir heyete meselesidir. Müsamere biletleri «Karagöz» ida tetkik ettiremez mi? Bizce Yük Peki, bütün memleketin köyle • rehanesinde sahlmaktadır. sek Iktısat meclismi yalnız bu me • rine dağılmış bukadar geniş bir f4 seleyi tetkik etmek üzere müstacemahsulü hangi heyet ne gibi teşkilen içtima ettirmek bile bir tedbir, lâtlarla alacak, nakledecek, dağı hatta bir vazifedir. tacak ve idare edecektir? Bu kolay Müıressili: F A Y V R A Y Hulâsa şimdi her şeyden evvel bir is midir? İste sözleri karartan llâveten Diinya haberieri. meselenin bir kere esaslı surette ve korkutan safha. Gelecek program BOĞAZÎÇl Ş A R K I S I tetkik olunmasını istiyoruz. Im • Biz bu isin kolay bir iş oldu • kânla imkânsızlık bu tetkikin ne ğunu îddia etmiyoruz. Bilâkis bu 'BU perşembe matinelerinden itibaren" ticesinde taayyün etmiş olacaktır. çok dikkat, bilgi, gayret ve hatta YUNUS NADİ ihtısas istiyen çok zor bir iştir. sinemasında Buğdayı nasıl himaye edebiliriz? Karaaöz eğleniyor! Üsküdar HALE sinemasın a IVEÇHUL D O K T O R r. Sarrafı» komedisi oynamış ve davet • liler büfede izaz edilerek merasime nihayet verilmiştir. Sofya Sefirimiz gitti Yeni Sofya elçimiz Şevki Bey dün akşamki ekspresle Bulgaristana hareket etmiştir. Şevki Bey istasyonda Muhtelit Mübadele komisyonu erkânile bir çok dostları tarafından teşyi olun muştur. Nl ŞA N Mehmet Ziyaettin Efendinin kızı ve Yavuz suvarisi Ertuğrul Beyin baldızı Behremen Hanımla, muharrir arkadaşlarımızdan M. Zekeıriyya Beyin kardeşi tütün tüccarı Yusuf Halim Beyin nişanları, cuma günü iki taraf aileleri arastnda sa mimî bir hava içinde aktedilmiştir. Genç çiftlere saadet temenni ede • riz. WlLLY FRITSCH ve R I N A T E MÜLLER tarafından temsil edilmiş İPEK Dün Galatasaray ve Vefa takımları hususî bir maç yaptılar Galatasaray • Vefa takımları dün saat 17 de Taksim stadyomunda hususî mahiyette olmak üzere bir maç yapmışlardır. Bu maçta Gala tasaray 0 1 galip gelmiştir. VALS MUHAREBESi filmini göreceksiniz. Fiyatlan Birinci «"0, balkon 40, hususî 50 kuruş 150 memur tekaüt ediliyor Yeni polis kanunu mucibince yarından itibaren poliste nizamî müddetini ikmal etmiş memurların tekaüde sevk muameleleri yapılacaktır. Bunlarm adedi 150 kadardır. yeniden memur alınıp alınmıyacağı ve alınacak memurların miktarı ancak yeni kadronun tebliğinden sonra anlaşılacakbr. r bu Çarşamoa akşamından itibaren ' Yıbbiyelilerin bayramı Türkiye İş Bankası Beyoğlu Şubesi Müdiriyetinden: Bankamız, tstiklâl caddesinde Mı • sır apartımanı altındaki yeni binasına nakletmiş olduğundan bugünden iti • baren muamelâtma mezkur binada devam edecektir. JV1fcıL t ı IX. Sineması MAGDA SCHNEIDERve FRITZ SCHULZ tarafından temsil edilen Yunan basketbol takımı ikinci maçı kaybetti Birkaç gündenberi şehrimizde buIunmakta olan Yunan Universite basketbol takımı dün ikinci maçını Galatasaray lokalinde Barkova ta kımile yapmıştır. TEŞTTKÜR Bir Taşla iki Kuş güzel filmini takdim ediyor. • Zevcim merhum Kemalettin Sami Paşanm hatırasını izaz eden yiiksek Türk milletine ve asil silâh arkadaşlarına ve bizzat veya tah Büyük bir kalabalık huzurunda riren taziye lutfunda bulunan ze yapılan bu maçta Barkova takımı | vatı kkama şükranımı arzeylerim. 22 • 24 galip gelmiştir. Emine Kemalettin Sami Türkçe söz ü muazzam inkılâp filmi. Her Türkün görmesi icap eden bir şaheserdir.. Ankara Türkiyenin Kalbidir Bugün TÜRK ve S U M E R Sinemalarında