'Cumharıvet 15 Nisanl'34 Casuslar arasında 4 2 liklerin plânını nasıl elde ettim? 25 Nakili: A. DAVER [ Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal «Ziyafette, oşekilde tek Yeni ve büyük bîr gemi kelime söylemedim»diyor Murahha8İar dün akşam DUnku nüfthamızda Universite na hareket ettiler satın aldı ımna Mazhar Osman Beyin profesör Vapurculuk sirketi yeni ve büyük bir vapur satın almıştır. Vapurun ismi: Dominikostur. Gros tonası 4856 olan bu yeni gemi «tzmir» den büyük, «Ege» den biraz küçüktür. Tarihi insası: 1913, boyu 350, genişüği 50, derinliği 31,5 k?demdir. 14 mil sürate malik bulunroaktadır. tçinde 100 yatakiık birinci kamara, 6 6 yataklık <kinci kamara vardır. Birinci smıfta lüks, yanm lüks tek ve çift yatakh kamaralar mevcuttur. Yeraek, sigara, müzik, kadm ve kıslık bahçe salonlan olmak üzere müteaddit salonlan vardır. Kamara ve salonlarda vantilâtör, kamaralarda akar su, telsiz, radyo, tesisatma soifrık hava deposuna, tahtel bahir sis aletine, dört ambara, her am» barda çifte vince maliktir. Gemi halen tngiltere ile Cenubî Amerika arasında çalısmaktadır. Son çıktığı seferden avdette Vapurculuk şirketine teslim edilecektir. Mal&m veda ziyaietinde bir nutuk irat ederek profesörün âlimle ca • hili seçtiğini ve bir tarih yarattı ğını söylediğini ve Yeni Adam mectnuası sahîbi tsmail Hakkı Beyin d"e buna bir cevap hazırlamış oldu ğunu yaznuştık. Profesör Mazhar Osman Bey dün bu mesele hakkında bir mu • harririmize demiştir ki: « Cumhuriyetteki yazıyı bana gösterdiler, hayretle karşıladım. Kat'iyyen ne kendi namıma, ne Üniversite namına o akşam hiçbir sahıs aleyhme ve yahut heyeti umu miyeye bir lâkırdı söylemedim ve •öylemediğim bu dakika gibi aklımdadır. Zaten sözlerim, yansından fazlasını tanımadığım yüzlerce zat huzurunda alenen söylenmiştir. Orada bulunanlann bircoklarına daı «tmaen olsun böyle birsey ağzım . dan çıktı raı?» diye sordum, Kat'iyyen böyle birsey söylemediğimi temin ettüer. Zaten hayalimden ge • çirmediğim böyle birseyi nasıl söyliyebilirdim? DUnyanın fant ve mu. vakkat alâyişlerine kapılacak budalalardan değilim. Her halde se> leflerin şerefli bir mazi ile vazifeleriai y¶k ya tekaüd*en veya memleketin irfanına baska tarzda hizmet etmek üzere bu vazifeden aynldılar. Hasbelkader getirü • diğimiz bu mevkide, beJcalım, biz onlar kadar olsun muvaffak olabilecek miyiz? Diğer taraftan Dariil fünundan çık an zevatın pek çoğu !• lim ve irfanlarına perestis ettiğim memleketin en güzide evlâtlandır. Onlann Hyakatleri hakkmda fena bir not vermeğe kalkmak ve bilhassa bunu alenen söylemek terbiye ve iz'ana yakaşmaz. Binaenaleyh sevgili dostum tsmail Hakkınm biran olsun «aeaba aöytedi mi?» diye tereddttde diişme«i, pek güç affedeceğim yegâne kabahattir. Böyle bir dedikodu için bir telefonla hakikati sormak ve gayrikabili zeval olan hürmet ve muhabbetiroden bir daha emm olmak pek kolay birseydi •• keadilerinden bunu beklerdim.» Bugün Ankarada toplanacak o • lan tütün kongresine iştirak ede cek olan tstanbul murahhaslan dün aksam Ankaraya gitmişlerdic. Ankaraya tütün tüccarlan na mına Nemlizade Mithat, Kavalah Hüseyin, Beylerle M. Kohen ve Mister Görtng, gitmislerdir. Kongreye inhisarlar idaresi na • mına umum müdür tnuavini Mithat, Ticaret Odası namına Hakkı Nezihi Beyler iştirak etmektedirler. Kongre münasebetile açılacak olan tütün »ergisi için de Ankaraya, tstanbul, tzmir ve Samsundan nü munelik tütünler göndetilmiştir. Tütün kongresinm ruznamesini teskil eden ıskarta ve iskonto meseleleri için Ticaret Odası kotnisyonundan baska, Tütün tnhisan tarafın dan da bir rapor hazvlanmıstır. Bu rapor da teksir edilmis ve kongre azalaruıa tevzi edilmek üzere Ankaraya gönderilmiştir. Ankara 14 (Telefonla) Tütün kongresi yann saat on beşte Halke vinde fktısat Vekili tarafmdan açıl a cakhr. Kongre azalan bugün sehrimize gelmîşlerdir. Buhranh zamanında insanm muhayyilesi, öyle kuvvetleniyor, öyle velut oluyor ki; hayret! Vapurculuk sirketi ı Mazhar Osman B. Tütün kongresi bugün toplanıyor Arabistandaki harp a ki Arap devleti arasında harp vu « II kuunu men için bütün Arap ve is lâm münevverleri tarafmdan yapılan tesebbüsler akim kaldıktan sonra İbni Süut ve lmam Yahya knvvetleri arasında harekât başlamıştB. Arap kongresi namma yapılan teçebbüsleri lmam Yahya son dakikada kabul et miş ve keyfiyeti telgrafla Trablusfamdaki kongre fubesine bildirmişti. Fa • kat İbni Süut cevabuıda dokuz ay danberi sulh ve müsalemeti muhafaıa için yaphğı gayretlerin tmam Yahya nın inadı karsısinda fayda vermediği ni, bu tavassut ve telif tesebbüslerinin evvelce yapümadığını sebep göste rerek Arap kongresine harekâu harbiyenin basladığını bildirmiştir. İbni Süut bu ret cevabmı verme • seydi Arap kongresi heyeti 10 nisanda Süveyşten (Zemzem) vapurile Ciddeye hareket edecek, oradan Mekkeye giderek iki Arap bükürodannın arasuu bulmağa çHİifcnfrtı. İlk muharebe Necranda vuku bul • muştur. Yemenliler burada üç top bırakmtşlardır. Maktullerin arasında Har> bi Umuntide Yemende topçu muaUimi olarak kalan Osmanlı zabitlerinden biri dahi bulunmustur. Muharebeye üç tayyare de iştirak et miştir. Süudiler bu tayyarelerin tmam Yahya tarafmdan kullanıhnakta olan Ingiliz tayyarelerinden bir kısmı olduğu.ıu tahmin ediyorlar. ^ İlk musademelerde tbni Süut kuv vetlerinin tefevvuku meydana çıkmışbr. Vahabiler bundan cesaret alarak Asir arazisini geçmisler, asd Yemen toprağına dahi yakmlasmıslardır. Bütün Arabistanı itaat alhna alan bv iki kuvvetli devlet reisinin şimdi bir birlerile mücadeleye baslamalan gay • rimemnun kabaili hareket* getirmiş • tir. Aeirdeki tdrisiler Yemen kuvvet' lerile birleserek Vaiıabilerin aleyhine harekete R«çmiş]erdir. Suriye ve Ma verai Erdtn hudutlaruıdaki bazı kabailin dahi Ibnı Süut aleyhine kıyam ettikleri söyleniyor. Suryedcki hazı kabail datbi İbni Süut kuvvetlerine ilti • hak arzusunu göstermislerdir. tbni Süut ve tmam Yahya aleyhine çıkan ve çıkacak isyanlar Od kuvvetli ordunun' T>OKitsmalanna tmunam ederek Arabiatant baştanbaşa kan ve ateş içinde bırakacakur. Bunu evvelden takdir eden Arabistan şibihceziresinin haricindeld, yani Suriye, Irak, Filistin, Maverai Erden, Mısır ve Hindistandaki Arap münevverleri Arabistanda yeni bir barbin patlak vertniş olmasma çok teessüf ediyorlar. Arap âleminin son zamanlarda Avrupa idare ve hükrnünden kısmen kurtanlması ve tam manasile müstakil iki Arap devletinin kuruhnası üzerine münevver Arap gençliği büyük ümit lere düşmuş, Avrupalılann hüküm ve idaresi altındaki yerlerin kurtuluşu için cesurane savaslara girismisti. Yeni muharebe bu ümkleri zayıflatmıs, Arap âleminin cesaretini bir hayli kırmtştır. Polonyaltnm çenerine aağ vm mtl şîmşek Beni de ele vermek suretile ucuz kurtulacağmı ümit ediyordu. Çünkü Alman resmî makamatının bana Vazla kıymet verdiklerini biliyordu. İYapmağı tasavvur ettiği marifeti, bana söylemesi, benim de, kendisinin de lehine oldu. Doğrudan doğruya polise gitseydi, beni cürmü meşlıut halinde yakalıyacaklan muhakkaktı. Çünkü beni tevkif etmeden evvel, onun vasıtasile delâili cür • miye teşkil etmek üzere, muhakkak, bana bazı evrak vereceklerdi. Fakat şimdi de vaziyet vahimdi. Kendisine müsaadenizle Şnayder ismini vereceğim Lehli,, öyle müthiş bir korku ve öyle feci bir asabî buhran içindc idi ki, kendi kellesini kurtarmak için en küçiik bir ihtimal görürse, beni en ümitsiz tehlikelere bile atabilirdi. En korkak herifi bile en delice cesaretlere sevkeden müthiş haleti ruhiyenin zebunu idi. gibi iki yvtmruh misli arttırmıştı. Vücudüme sarılmış olduğu için, iyi ve müessh* yumruk atamıyordum. Kısa yumruklarla da hakkından geletniyordum. Bîr arahk iş sarpa sardı. Herif boğazımı sı kıyor, kollanmı ısınyordu. Bütün kuvvetimi toplıyarak bir sîlkindim ve Polonyalıyı iterek bir metro ka • dar açtım. Herif tekrar üzerime saldırırken çenesine sağ ve aol şimşek gibi iki yumruk çaktim. Ayakla rrmın dibine yıkıldı. Doğrusu bu müthis yutnruklan hiç te istemiyerek vumuştum. Şnayder bugiine kadar bana çok hizmet etmişti. Onu kendime şahsan düşman etmek istemi* yordum. Biraz aklı başına gelmce, kaldınp bir koltuğa oturttum. Biraz su ve arkasından da büyük bir kadeh konyak içirdim. Korkutmak için de cebimden rovelverimi çıkardım. Ondan sonra tekrar konuşmağa bas ladım. Böyle bir buhranh zamanında msanın muhayyelesi, öyle kuvvetle • niyor, öyle velut oluyor ki hayret 1 ADLtYEDE Sahte yüzbaşı Balatta Kesmekayada oturan Şerif Bey nammda birisi nisbetî askeriyesi katedildiğ halde yüzbaşı elbisesi giye • rek kendisine zabit süsü verdiği için Adliyeye tevdi olunmustur. Hakkında beşînci îstintak hâkimliği tarafmdan tahkikat yaptimaktadır. MALİYEDE Böyle ahbaplıga da can kurban! tbrahim Bey isminde bir genç bun dan bir müddet evvel Macaristanda buhmduğu sıralarda Marten isminde Al man tebaasmdan birisile ahbap olmuş» tur. tbrahim Bey tstanbula geldikten sonra Martene bir mektup yazarak burada bir büro teknik açmak üzere olduğunu ve kendisini de büro müdürlüğüne tayin ettiğini bildirmiş ve tstanbula gelmesini flâve etmistir. Marten tstanbula reimjş fakat hadUentn aslı olma • dığmı oğrenmiştir. Bunun fizerine müdderamumiliğe müracaat etmis» bu bu susta tahkikat icrasım ve tstanbula gelmek hususunda ihtiyar eylediği masraflarm tazminini istemiştir. Müddeiumu tahkikat yanılmafctadır. ' ;ilerin kazançlarının tesbiti Işçilf Dün tstanbul Maliyesinde; yevmiye !!• çalısan isçüerin bir günlük kazanç • larmm tesbiti için içtima aktedilecekti. Fakat esnaf eemiyetlerinden îstenilen murahhaslar gelmediklermden bu içtima yanna kalmışhr. Yann 36 esnaf eemiyetinin beherinden ikiser murah • has tstanbul Maliyesme gelecekler, ve kendi cemiyetlerme mensup esnafın derece itibarile kazançlannı tesbit edeceklerdir. Bunlarm kazanç vergileri tayin edecekleri mHttar ücerinden almacaktır. Bir belâya çatmışdım ki... Lehliye saatle^ce nasihat ettim, cesaret vermeğe çalıştım. Korkusu nun esassız ve tevehbümden ibaret olduğunu söyledim. Kendiliğinden itirafatta bulunsa dahi ağır bir hapis cezasından kurtulmasına imkân olmadığını anlattıtn. Fakat ne söylesem boştu. Herifin halinden ve söylediklerinden anlıyordum ki yanımdan ayfılır aytrılmaz doğru po • lis müdiriyetine gidecekti. Kendisini güzellikle menetmenin imkânı yoktu. Bu vaziyet, tabiî hiç te hoşuma gitmiyordu. Fikrinde ısrar ederse, hiç olmazsa, Berlinden uvışacak kadar vakit kazanmatn lâzımdı. Hal buki iş bir kere polise aksetti mi, bu, çok müşkül ve belki de imkânsız olurdu. Şnayderin hali karşısında nezaketle ikna usulünü bırakıp işi sertliğe ve şiddete dökmekten başka çare yoktu. Herifi tehdide başladım. Birdenbire kapıya doğru saldırmasm mı? Odadan dışan çıktı mı iş sarpa sara caktı. Bir nçrayışta ondan evvel kapıyı tuttum, kilitleyip anahtarı cebime attım. Lehli, bu defa, anahtarı zorla almak üzere üstüme saldırdı. Döğüşmekten başka çare yoktu. Boğazboğaza geldik. Mesleğimin icabı yumrukla'ımı mükemmelen kullanmakta çok idmanlı idim. Esasen doksan kiloluk bir adam olduğum için ağır Fakat «iklet bir boksör sayıhrdım. Korku ve ümitsizlik Tahakkuk ettirilen vergiler Bina ve arazi vergilerinin tahakkuk • lan tstanbul maliyesince ikmal edilmiş •e mal sahiplerine tebligat yapılmışhr. yeni kazanç kanununa göre alâkadar • lann vergüerinin tahakkuku da iki güne kadar ikmal edilerek tebligat yapıla cakhr. Binaenaleyh hazirana kadar bu Tergilerin tahakkuk edemiyeceğine da\t olan nesriyat asılsızdu. Herifi tehdit ediyordum". Lehliye bizim tntellicens Servis teşkilitının korkunç bir tablosunu yaptım. bütün dünyaya yayılmış o lan şubelerinden, teşkilâta ihanet edenlere karşı tatbik ettiği barbarca cezalardan bahsettim. Casuslanmız ve adamlanmız, çifter çifter çahşırlar, dedim, ikisinden biri meydanda çahşırken diğeri gizlidir ve gölgede kalır. Arkadaşının başma bir belâ geltrse hemen onun intikamını alır. (Ingiliz casusunun hayalimde uydurduğum dediği bu şeyler, pek te yalan değildir, haniya. A. D.) Herif, beni hayret ve korku île dinliyordu, devam ettim. Şnayder, kaç gündür takip ve tarassut edildiğinizi söylüyordunuz değil mi Doğrudur. Sizi takip ediyorlar. Fakat takip edenler Alman polisi değildir. Benim arkadaşlanmdır. Bizim teskilâtımızın usulü böyletlir. Sizin gibi adatnlan gayet yakından takip ve tarassut ederiz. Bereket versin ki benimle görüşmeden evvel polise gitmediniz. Eğer böyle yapmasaydınız, şimdi çoktan öteki dünyayi boylamış olurdunuz. Şimdi buradan çıkar çıkmaz, gene takip edüeceksiniz. Onun için tavsiye e derim. Doğru evinize gidin. Yoksa karışmam ha, sonra başınıza bir belâ gelir. i var) Kadm hekimleri Eylulde büyük bir kongre topluyorlar Türk Jinekoloji Cemiyeti, bu ayın toplantısını profesör Fuat Fe • him ve Kenan tevfik Beylerin reisliği altında yaptı. Bu içtimada, muallim Ali Esat Bey eksik doğan çocuklarda Harman tedavisine dair tebligatta bulundu. Muallim Fuat Fehitn Bey, rahim mülhakaü ve mücavir ensicesi Utihaplannın tedavisi hakkında söyledL Bu mevzular etrafında yapılan münakasalara Kenan Tevfik, Ahmet Asım, Nuri Süleyman, Hadi thsan, Hüseyin Naşit, Aziz Fikret Beyler işttrak etmistir. « Cemiyet 1935 eylulünde Türkiyedeki bütün kadm hekimlerinm istirakile Ankarada büyük bir jtneko • loji kongresinln aktine karar vermis ve mevzu olarak ta löğusahk bumması, kanser ve rahim tnülhakatı iltihap • lannın tedaviadni seçmistir. Bu mevzuların raportörlüklerine Kenan Tevfik, Ali E*at ve Ahmet Asım Beyler seçilmiflerdir. Bombaçıların muhakemesi Tüccardan Artin Tülekyan Efendi den intikam almak maksadile Şisli T3nel hattına işleyen bh tramvay araba sına mumaüeyh namma yazılmıs bir mektup ile dört bomba bırakmakla maznun tüccardan tbrahim Beyle arkadaslarmın muhakemesine dün de üçüncü eeza mahkeme«mde devam edihniştir. Ban sahitler dinlenmistir. Bu meyanda ifadelerine möracaat edilen hakkâk Mukbil ve Haydar Efendiler kanaatlerîni kafî olarak söyliyemiyeceklerini bildirmişlerdir. Bunun Bzerine maznun vekilleri istiktap için yeniden tetkikat yap''Tiasını istemislerdîr. MAARÎFTE Selçukhatun mektebinin atölyesi Selçuk kız san'at mektebi koo peratifi Maarif Vekâletinin yaırdı • mile Beyoğlunda, Galatasaray tramvay durak mevkiinde, köşebaşmda Nil apartımanının birinci katında dikis, çamaşu, şapka, çiçek, nakış isleri yapmak üzere bir atölye açmağa muvaffak olmuştur. Bu münasebetle genç kızlarımızın san'at sahasın • da yaptıklan terakkiyi ve yapabilecekleri islerin ufak mikyasta nümunelerini göstermek için pazartesi giinü saat on yedide umumun ziya retine açılacak bir sergi tertip edilmiştir. Sergide cidden zarif ve güzel işler teshir edilmektedir. Hırsızlık yapan hamai Beyoğlunda Elmadağuıda eczacı Onnik Efendmin dükkânından palto, sapka ve bir de boyun atkısı ve gene o eivarda Zaharya Efendinin de evînden birkaç parça bakır caimakla maznun hamal Niyazinuı muhnkemesi dün ikind ceza mahkemesinde bitmiştir. Cürüm sabit görülerek maznunun on ay on gün hapsine ve on ay on gön de Emniyeti umunvye nezareti altında bulundurulmasma karar verilmiştir. MVHARREM FEYZt Dosya satan bîr zabıt kâtibi Dün cürmü meşhut halinde yakalandı Son zamanlarda üçüncü ceza maH kemesine ait bazı dosyaların satıl makta olduğu hakkında Müddeiu mumiliğe vâki olan bir ihbar üze rine tahkikata başlanmış ve bir müddetten beri yapılan tahkikat neti cesinde mezkur mahkeme zabıt kâ tiplerinden Cemil Bey dün tevkif edilmiftir. thbarın derecet sahhatini tevsik için bundan birkaç gün evvel bir cürmü meşhut tertip olunmus ve üçüncü ceza mahkemesinde mevcut dosyalardan birinin davada maznun olanlar namına satın almmasi hu • susunda Cemil Beye müracaat edil miştir. Pazarlık neticesinde Cemil' Bey bu dosyayı elli lira mukabilin de vermeği kabul etmis ve fakat alıcılann eline teslime yanaşmıya rak buluşacaklan bir apartımanda yakmağa muvafakat etmistir. Dosyanın yanmaması matlup olduğun • dan Cemil Bey mevzuu bahis apartunana giderken tahkikatı idare etmekie olan Müddeiumumî muavinlerinden Sabri Bey tarafmdan çevrilmiş ve istenen dosya çantasında bulunmuştup. Cemil Bey hakkmdaki Uhki kata devam edilmektedir. Müfettişlerin toplantısı Bugün Uk tedrisat müfettişleri öğ • leden sonra Maarif idaresinde toplanarak 2 3 nisan çocuk bayrarm münasebetile yaptlacak isleri görüşecekler • dir. Bu toplanbya ilkmektepler bas • muallimleri de iştirak edeceklerdir. Yanaından kurtarılan yeni senetler Adliye yangm yennden çıkarl'an rkinci iflâs dairesîne ait kasa da açıl mıştır. Bu kasanm i^inden bes yüz lira evrakı nakdive île bir torba senet çık • mıştır. Gerek paralar, gerek senetîer bozulmamışhr. Senetler tasnif edilmek üzere muhafaza altraa alınmıstar. ÎNHtSARLARDA Lehli de kuvevtsiz bir herif değildi. kuvvetini bir Kibrit çöplerini kim azaltıyormuş ? Kibrit kutulannda çöplerin noksan çıktığı iddialan üzerine kibrit inhisan müfettislerince tetkikata başlanmıştur. Şirketten verilen malumata göre, fab rikada büyük kutulara elli, ktjçfik ku tulara da 4 0 adet kibrit çöpfi konulmaktadır. Buna göre eğer kutulardan noksan kibrit çıkıyorsa bunun perakendeciler tarafmdan yapıldığma hükmetmek lâ • zımdır. Şirket bunun önüne geçmek için tedbirler alaeaknr. Kutulardan çöp aldıklan anlaşılacak perakendecilere mal verilmemesi umumi acentalara tebliğ edilecektir. Hususî mekteplerin teftişi Şehrimizdeki hususî mekteplerde maarif hususî mektepler müfettişleri tarafmdan teftislere devam edilmektedir. Buğdayı korumanın yeni şekli nasıl olacak? (Başmakaleden mabat) 8 kurus kadar birşey tutar. Bu fiatin nakliye farkile muhtelif nuntakalarda tehalüf edeceğini kabul etmek zarurî olacaktır galiba. Fakat belediye nun takalaruıa dahil her yerde undan a lesseviye koruma payı alınmış olacaktır. Eğer her yerde buğday fiatini böyle her yerde sadece piyasaya müdahale ile tanzim etmek kabil olursa mesele çok daha kolay halledilmiş demek olur. Bu müdahalenin fazla yapılmasına mecburiyet elverdiği kadar müşküL artar. Müdahalenin müessir olması için köylünün elindeki malı piyasaya bir den ve çoklukla arzetmemesi lâzımciı Işin ve köylünün menfaati bundadır. Arayerde bu da müessir irşatlarla tanzim olunmak icap edecektir. Bütün tedbirlere rağmen Ziraat Bankasuıuı fazla mahsul almasına ihtiyaç göriilebilir. Bu takdirde banka malın hepsi üzerinde uroumî bir kontrol tatbikına kadar ileri gitmek mecburiye tinde kalabilir, ve belki bu nihaî tedbir, tedbirlerin en külfetlisi olduğu kadar en miiessiri de olabilir, ki artık isin bu derecesi bizde de buğday ofisinin teessüsü demek olur. Neticeye muvaffakiyetle varmak i • çin meselenin ne olduğunu daima göz önünde tutmalıdtr. Mesele köylünün buğdayım azçok değer pahasile sata bilmesidir. Biz şehirlerde ekmeği bir iki kuruş fazlasma yemek hesabına bu işin böyle tanzim olunmasını istiyo ruz, Bu bir hesap ve tatbikat işidir. Bir memur mahkum oldu Avans olarak aidığı beş yüz liradan elli lirasını mahalline sarfettikten sonra geri kalan dört yüz elli lirayı zimmetme geçirmekle maznun tnhisarlar idaresi levazım müdiriyeti sevk mermıru Erciiment Beyin mı^akemesi dân üçöncü ceza mahkemesinde neticelenmistir. Cürüm sabit görüldüğü cihetle maznu nun bir sene hapsine ve zîmmetine geçirdiği parayı tsTniin etmesine karar verilmiştir. İlk tahsil yoklaması tstanbul ve civar köylerdeki ilkmekteplerden sekiz, beş ve üç sene evvel mezun olanlann yoklama imtihanlanna devam edilmektedir. tmtihanlar bu hafta içinde bitecektir. Şimdiye kadar Maarif idaresine imtihan neticelerinin büyük kısrm raporlaı halinde gönderümiştir. Raporlara göre bazı köylerde mekteplerden mezun olanlar sekiz senelik müddet zarfında bilgilerini çoğaltmışlardır. Bazı köylerde de her türlü okuma vesaitinden uzakta bulunanlar bu sktidarlarun kaybetmislerdir. Bu raporlar toplanarak teüdk edilecek ve neticeler umumî şekilde Maarif Vekâletine bUdirilecektir ŞEHÎR ÎŞLERt ECNEBİ MEHAFtLDE Sultan Ahmet Han geldi Bir müddettenberi tzmirde bulunan Efganistanın Türkiye sefiri Sultan Ahmet Han sehrimize gelerek Tokatliyan otelme inmiftir. Plâjlar inin müracaatlar başladı Havalann ummağa başlaması üze rine plâj ve deniz hamam açmak ıçın Belediyeye birçok müracaatler olmak tadır. Belediye, bu hususta esash şerait aramağı kararlastırmıstır. YUNUS NADt