Cumhariyet HtKÂYE: Boğazicinde bir âiem Yumurta kongresi Kongre her sene tekrar edilecek, murahhaslar döndüler iktosat i Onu kurtarmağa uğraşırken havlaya havîaya bir köpeğin yaklaşttğını gördüm ve avazım çıktığı kadaar «imdat» diye hayktrdım. Hilmi Efendi için kâinat, Fatihle Emmönü arasındaki mesafeden ibaret ti. Yirmi altı senedenberi köprüyü geçmemişti: Ne Karakoye, ne Bogaziçine ve n« de Hallce gitti. ölünciye kadar da köpriiye ayak basmıyacağmı söyler. Canım, sen hiç bîr yere gezme • ğe çıkmaz mtsm? Diye sorulduğu zaman, Hilmi E fendi şa cevabı verir: Tramvaylar neme yehniyor? Pencere kenarmda oturafcrak Fatüıten Sirkedye kadar indim tai dânyalar be. nkn olur; yahut Beyazıt kahvelerinden birinde havuza baka baka bir yorgun. Mc kahvesi içtim mi bütün gam, ka aavetim gider. Bazıları Hilmi Efendinin üstâne vanrlar: Yahu, bir kere de su Bogaziçine git, hava al, dairede yuttuğun evrak tozlanadan ciğerlerinî temizle, ben kan gelsin! Benden paso! Yirmi akı sene evvel bir kere Bogaziçine gittim, bar • namdan geldi, bir daha gitınenı. Neden, Hilmi Efendi, ne oldu Iri? Canım, hikâyeyi herkes büir, m duymadmtz mi? Allah rahmet eyle . sin, levartm basmukayyidi Muhtar Efendi vardı. Havale mümeyyizi ona «Anabtar Efendi» diye takılırdı. Rabmetli bir gün, yirmi alh »ene evvel bir gün, beni Kandillideki evine çağırdı: cKomya çıkarız, egleniriz, hava alırsm!» dedi, ben de seytana uydum, vapura bmdim, Kandillide indim. A vuç îci kadar bir köy. Dümdüz sokaklar. Şuna bona sora ede Muhtarm evini bddum. Eve benzer birşey de gö . rüntiMİyordu ya: Iki duvar arasmda bir tabta kapu Çaldum. Bekle babam bekle. Kapıyı Irizn acsa begenirsiniz? Ben diyeyim bir kadm, siz diyin bir maymtn! Yırhk pırhk elbiseler giymis, ibtiyar nn ihtiyar, çirkin mi çirkin bir kan! Yiyecek mbi yüriime bakh ve •orchı: « Ne istiyorsun? « Muhtar Efendi evde mi? «t Muhtar Efendiyi ne yapacaknn? Sdalmaga başlamıshm, kekeledim: « Bugün beni davet ettidi de... « Ha! öğle yemeğine çagırdıgı sen misin? Ağzımdan ürkek bir «evet» çdcb. öfkeli bir eda ile içeriye seslendi: Muhtar! Çağırdığın adam geldi! Meger bu, arkadaşHnm kansı imiş. Ârkasmdan bizim Muhtar, ayagmda beyaz ve lekeli bir oantalonla, üstünde vamalı bir fanilâ ile, elinde bir kii rekle göründü ve beni «bahce» ismini verdifi bir yere aldı: Dört duvar arasmda cep meodili kadar bir arsa. Dnrarlar oyle yüksek ki, ancak öğle vakti bir 3d saat günes buraya girebi Br. Üç beş gîil, ne olduğu bdli olrm yan birkaç çicek, bu havasız bostan kuyusunun dibinde can çekişiyordu. Muhtar dedi ki: « Bahçemde ağaç vok ama komsu duvarlan o kadar gölge veriyor ki faen kendimi ormanda sanıyorum. Sonra ceketimin bir duğmesîni tut tn ve alçak sesle: « Haydi bana bir ivilik et. dedi, bizim kanyı gördün ya, dediği dedik tir; bana bahçeyî sulabnak istiyordu, «eni bekiedim. Çiinku bugün sağ om zomda bir ağn var. Çare yok, ran oldum. Ceketimi cıkardım, kollan srvadım, kovayı elime aldım ve sicim gfbi bir su akıtmak için göğsü hasta bir adam gibi hnlayan, öksüren, hksıran bir tulumbanm onüne ko^dtım. Kovayı doldurmak için on idakîka ugraştan. Muhtar bana işaret ediyordu: « Suraya, su güllere; biraz daba. • yetişir; gel şimdi ba tarafa. Dibi del>"k kova akıyor, çiceklerden fazla ayaklanmt suluyordu. Pantalo • numun paç&sı çamur içinde kalmışh. BeOri virmi defa o kovayı doldur idum, kan ter icmde kaldım, ıslandtm, çamura battım. Ben kovavı her elim den bırakmak îstedikçe Muhtar yalvanvor: «Kınam, biraz da furaya, ne olınsun? Bir kova daha!» diyordu. | Nihayet, teşefckür makammda, bana büyücek bir gul kopanp verdi; fakat bunu vakama takar takmaz yao f k l a n dökiilüverdi ve yerinde taş t'bi katı bir tomurcuk kaldı. Sonra içeriye yemek yemeğe girdik. Bahçe göl^eliydi ama evin içi hamam külhanı gibi sıcaktı. Yırtac siyah mu çambalı bir masanm üstünde kararmış, fena vıkanmış çatal kaşıklar duruyor du. Ortada kaynıyan bir çorba kâse «i. Ağzım yana yana birkaç kasık iç • tim. Ârkasmdan da yagı az, tuzu fazla acayip bir patates vahnisi. tster istemez bundan biraz yedik. Kadm dedi ki: « tşte bu kadar. Haydi artdc ne reye gidecekseniz gidin. Muhtar hayretle kansma bakıyordu; sordu: « Tavuk ne oldu? Sabahleyin ayıkladıgm tavuk? Kan eüerini kalçalarma koyarak bağırdı: « Kör boğazma doyamadm m hâlâ? Misafir getndim diye mutfakta ne var ne yok, somurecek mism? Aksama ben ne viyecegîm? Kalkhk. Muhtar kulağuna igfldi: «Sen beni bir dakîka bekle, geliyo » rum.» KansOe beraber mutfağa girdi. Sesini duyuyordum: « Kanciğım, haydi, bana üç kuruş ver! « Ne yapacaksm üç kuruşu? « B'linmez, insanm basma birsey gelh, yanında daima para bulunmah. Kadm, bana işittirmek için, avazı çıktığı kadar bağırdı: « Hayır! Veremem. mademld bu Lizbon 18 (A.A.) Hükumet dün herif bizim evde yemek vedi, sokak aksam ^eç vakit gazetelere nimresmî masrafnuzı da o çeksinJ. ^afcat^^akın içeyim deme ha! . . r . ' bir tebliğ verip, bunda, Setubalda konserved amelenm issiz kalması dolayı Nihayet spkağa fırladık. Göneş?n alsile hâdis olan müskui vaziyetten is . nında rasgele yürüyorduk. Yolda bir ot koparayım dedim, meğer dikeni var b'fade eden ban müfsitlerin kansıklık nuş, parmaeırm hasladı ve günlerce açıkarmak istediklerini bildirmistir. Tebcın geçmedi. Gölgelik bir yer arayarak liğ bütün şehirde asayişin tamamile tesaatlerce, deniz kenarmda, surada bomm olunduğunu beyan ebnektedir rada gezdik. Akşama dogru Muhtar Setubal valisi, muayyen şartlar dabeni bir mevhaneye soktu. Aclıktan ölhilinde, fabrikalann yeniden açılma dü^üm iein ben yedim, o içti, içti. smda fayda olup olmadığmı tetkik ve Sonra koruya çıktık. Ama ne çdaş! hâdiselere sebebiyet verenler hakkmda Muhtar yah>a vuruvordu, yere yuvarlanmasm diye ben koluna giriyordum, sıkı taMriW icrasma memnr edihnis nihayet yüksek a?açlar altında, gölgetir. 10c bir yerde mola verdik. Arkaüstü uzandık. Uyranuşuz. Anlanlan cok uyumusuz. Çünku n yandığim vakit hava kararmışh. Muh • tar yanunda horlar, durnr. Onu dürt tüm. Silkindi, kaHrtı. Fakat hâlâ sarhos. Karanlıklar içinde yürümeğe başladık. Mtıhtar yolu bulduğunu 'ddia ediyordu. Beni saea götürdü, sola götürdü, yokusla'Han çıkardı, bayırlardan in dirdi, vüksek yerlere tarmandık. Orta lık rfiri karanlıktı. B»ni müthis bîr korku aldı. Tam bu sırada Mnhtar bir çukwrun içine kavıp yuvarlanmaz mı? «ölüyorum!» dive bainrdı. Onu knr tarmaşa çabalarken vukanlardan dogru havlaya havlya bir köpeS'in yaklastıgmı duydum ve avazım çıkhğı kadar: «tmdat! Yetisin! tmdat!» diye haykırMatineler: 2,5 5 suvare 9 da dırr». Samsun 14 (Hususî) Dört gündenberi devam eden yumurta kongresi son içtimaım bugün yaptı ve dağıldı. Şimdiye kadar tesbit edilen kararlar bu içtimada kül halmd'e bir daha kabul olundu. Kongrenin mukarreratı söylece hulâsa edile Çekoslovakya hükumeti, bir kanun bilir: çıkararak Çek kronunun ihtiva ettigi 1 Ziraat muallimleri, köy ih • % 30 nisbetindeki alhn miktarını al tiyar heyetleri beyannameler tevzii bda bir nisbetinde azaktı. Birçok devve konferanslar ile köylüyü, iyi yuletlerin albn esasından ayrümıs olmamurta istihsali için, tenvirlere çalı lanna rağmen kıymet ifade edilirken şacakladnr. hâlâ kullandan mukayese miyan altm2 fhraç iskeleleri kontrola tâbi dır. Yani, bugün Çek kronunun alhn tutulacaktn* ve ihracat ancak 720 karşılıgmm azalblması hâlâ alhn esa Iik sandıklarla yapılacaktır. Bu san sından aynlnuş olan tngiliz lirası ve odıklar ortadan bölünecek bir tarznu takip etmis bulunan diğer bilumum da imal olunacaktır. nukudu ecnebiye fle albn bolokuna 3 Yumurtalar 20 mayıstan mensup diğer bir tabirle kıymetleri sonra lâmbalarla muayeneye tâbi Fransız franğına bağh kalmış diğer bütutulacaktır. tün ecnebi paralanm Çek parasına nis4 Samsunda ve diğer mahreçbetle daha yüksek bir kıymet seviye Ierde yumurtalann muhafazası için sine çıkanmştır. buzhaneler tesis olunacaktır. Iske Dünkü ajans telgraflan Çekoslovaklelerde birer mümessil bulunduru ya hükumetinin bu karan Çekoslovaklacaktır ve bu iste çalısan amele bir yanm ihracatmda birkaç senedir aled • teşekküle tâbi tutularak yevmiye • devam müsahede edilmekte olan aoleri Odalar tarafından kararlastı kutu tevkif efanek için pariamentoda nlacaktır. çiftçi ekseriyetinin müdahalesi üzeri 5 Londrada ve Hamburgda ne verdiğini bildirdiler. Kronun *im mahreç teminine çalısılacaktır. diye kadar % 3 0 nisbetinde alhn kar • 6 Karadenizde baska ecnebi sılığı bulunduğuna nazaran bundan sonlimanlanna uğrayan gemilere mal ra bu karşılık nisbeti % 25 e indirfl verilmiyecektir. Yumurta nakliye miş oluyor. ücreti fazla görülmü^tür. Hiç ol Filhakika, Çekoslovakya devlet banmazsa meselâ 100 kilo yumurtanın kasımn en son malî vaziyet cetveüeri iki liradan fazla ücrete tâbi tutul tetkik edüırse görülür ki: Çek merkez mamasının teminine çalısılacaktır. bankasmm altın ve döviz mevcutlarm7 Karadeniz yumurtacılanna da bu karan lüzomhı gösterecek bermahsus 250 bin lira sermayeli bir hangi bir azahs mevcut değfldir. 15 kâbanka tesis olunacaktır. Bunun için nunusani 1934 tarihli malî vaziyet cetihraç olunan beher sandıktan mü veline göre Cek bankasmtn kasalarmnasip bir meblâğ kesilerek sahip da mevcut alhn miktan 1 mflyar 708 lerine aksiyon verilecektir. milyon kron (takriben 106 milyon 8 Kongre her sene tekrar ediTürk lirası), ecnebi döviz mevcudu da Iecektir. 912 milyon kron (56 milyon Türk li Bu aksam Samsun Yumurtacılar rası) olmak üzere tedavüMeki 5 mîl Birliği tarafından kongreye istirak yar 477 milyon kron (340 milyon lieden murahhaslara Halk Fırkası bira) evraJn naktiveye karsı alhn ve ecnasmda 50 kisilik bir ziyafet verilnebi döviz olarak elde 162 milyon limistir. Murahhaslar yann memle ralık beynelmilel bir kıymet mevcut olketlerine hareket edeceklerdir. Çek kronu altın esasından ayrıldı mı? doğu aşikârdır. Bu tahlilimiz de vazıban gösterir ki: Çek parasnun düşüriilmesinde herhangi bir alhn ve döviz meycudu darhğı mevzuubahs değüdir. Bunda sırf ikh sadî ve ticarî bazı muayyen gayelere matuf düsünceler bâkhn ohnuştur. Bu düşüncelerm başta geleni Çekoslovakya ihracahnı parayı ucuzlatarak arthrmak suretile ticareti hariciyede son senelerde husule gelmeğe baslıyan ve gitgide büyüyen açıklan kapatmaktır. 1930 senesinde ayda vasatî olarak 1 nulvar 307 milyon kronluk bizim pa ra ile 81 milvon liralık ithalâh ve 1 mflyar 455 milyon kronluk yani 90 mflyon liralık ihracat yapılmıstır. Bu suretle ticareti haricive bilânçosonda ayda 9 milvon liradan senede 108 milyon lira lehte bir baldye bıra kan bu ahsverişler 1932 senesinde yandan fazla düşmüs ve ihracatta husule gelen tenakuslar ithalâta nazaran daha fazla oldvğu için b'caret bilânçosu 1932 senesindenberi Çekoslovakya mn alevhine dönmüsKir. O seneld ti caret bilânçosu acı?r 125 milvon kron (8 milvon lira) 1933 senesinin l l a ymdaki mübadelât açığı da 173 mil yon krona (11 milyon lira) baliğ ol mushır. Bu menfî neticelerle pariamentoda busule pelen kuvvetli cereyanlar mü vacehesinde Çekoslovakya hakumeti narasmm kivmetini düsürerek ihraca h tesvik edİD fazlalashrmak yolüe menaleket ikhsadiyahnı düzeltmeği düşünmüstür. Yukanki izahattan anlasılacağı gi bi bu karar alhn ejasından aynlış mahiyetinde olmayıp Çek parasmın alhn karşılık miktarmın tenldsi suretile Çek mallanmn beynelmilel piyasalarda u cuzlahlması yani ihracah tesvik için verilmis bir karardır. (Ba akşamld program J Yeni karara sebep kronun altın karşılığını azaltmak ve bu suretle Çek mallarını ucuzlatmaktır ANKARA: 12,30 plâklar • 18 alaturka saz 18,45 dans musikisi . 19,20 alaturka saz 20 Ajans haberleri. İSTANBUL: 18 plâk neşriyah 18,30 fransızcâ ders 19,00 Ajans, Eşref Şefik Bey tarafından spor hakkında konferans • 19,30 Bedayü Musiki heyeti tarafın dan Türk musiki neşriyah. (Belma Ha nım, Nedime Hanım, Vecihe Hanım, Ekrem Bey, Ruşen Bey, Cevdet Bey, Tahsin Bey, Şeref Bey, Saim Bey) 21,20 Ajans ve Borsa haberleri21,30 Necip Yakup Bey idaresinde orkestra. VlYANA: 18,15 konser saati 19,05 konfe • < ranslar 20 orkestra ve şarkı konseri22,05' senfonik musiki 23,15 hava disler 23,35 akşam konseri. BUDAPEŞTE: 18,35 konser (şarkı ve pîyano) 19,05 almanca ders 20,'05 konferans20,45 filârmonik orkestra konseri 22,55 havadisler ve tsiean havalan 24,20 trio konseri. VARŞOVA: 17,45 fransızca ders miiteakıHen cazbant . 19,50 şarkılar, plâkIar20,10 muhtelif 21,05 konser 22,05 tefrika ve konsere devam 23,05 hafif musiki paıçalan 23.30 dansing. BÜKREŞ: 18,05 radyo orkestrasi tarafından konser 19,20 şarkılar 19,35 orkestra devam ediyor 20,05' plâk ve konferanslar 21,05 (E. Lalo) Quartet op. 45 21,35 konferans ve çarkı kon*eri 22,20 pîvano solo. c YENİ ESERLER Kooperatif Portekiz hOkumetinin tedbirleri Kar dindi, fırtına durdu (Birinei aahifeden mabat) temizlemişth. Bu iki yol üzerinde münakalât baflanmstır. Kar maki nesi bugün de bu yollarda temizlik işine devam edecektrr. Şehrm dahilmdeki sokaklan dolduran karlar kısmen halkın gayretile, kısmen hararetin yükselmesi neticesi ortadan kalkmaktadv. sahldığına datr çıkan sayialar münase • betile Belediye reis muavmi Nuri Bey dün bir muharririmlze demistir ki: « Yaphğımu tetkikat esnasmda kar münasebetile odun kömür gibi maddelerde ihtikâr yapıldığım tesbit ede • medik. Hiç kimse herhangi bîr kömür ve oduncu aleyhinde sikâyette de bulunmadı. Eğer ihtikâr yapıldığım gören ve bilen varsa bize haber versin.» Her ayın on beçlnde çüran «Kooperatif» mecmuasııun 21 tnd sayıa da pek aengin munderlcatla çıkmıştır. Meslek mecmualannın basında gelen bu ikü sadl mecmuada bu defa da Ahmet Hamd Beyln buğday ljlne alt ehemmlyeül blr yazısı, Cemfl Beslm Beyin Tükr koope ratifçiliğlne dalr mühlm bir etüdu vardır. DahUl ve harlcî birçok kooperatif havadlsl ve lktısadl yazüan lhtlva et •> mektedlr. Bu suya sen de ejjil! Genç sahrlerden TH. t«»f S*)A> bu isimde küçük bîr şiirler mecmu « ç*mıştır. KHap mce bir hissin sembolik akıslerile doludın. flk şiirin bühassa »evgiHye fıttap eden son mıaraları samnnî ifadesüe bil hassa cazİDtir. 19 2 934 pizartesi akşami saat 20 de Çöken gcaraj Tophanede karlann tesirile ç8 » ken t&mail Efendi garajının çatısı tamamen mdirilmiştir. Çökme hâdisesinde garajda bulunarak yarala nan Karabet Efendi tedavi edilmektedir. Kar tipisi yüzünden Pendik lle lrmit arasmda kaybolan iki telgraf çavusu aranmaktadirlar. Fırtinadan bozulan telefon ve telgraf hatlannın ekserîsl tamir e dilmlsth*. Bugünden itibaren sehrin tnülhakatile temas temini kabil o lacaktır. Zabtta vak'tdarl Kar münasebetile dün de şehirde bazı vak'alar ohnuştur. Pangaltada Saksı sokağında oturan yetmiş yaşında Madam Kuli sokakta ayağı kayarak düşmüs, sol kolu kml nnşnr. Kumkapida marangozluk eden Hakkı isminde biri öğle vakti gelen geceni kartopuna tutmaga başlamıstır. Hakkmm savurduğu bir kartopu o sırada oradan geçen Meşkure Hanım isminde bir kadmcağıza isabet etmiş, başmdan yaralanmasına sebep olmuştur. Hakkı yakalanmıştB*. Istanbul Betcdiyesi Aynaroz Kadısı 6 perde komedi Yazan : Müsahip zade Celâl ehirTıyatrosu Törkçe muazzam operet film Arzuyu umumî üzerine bir kaç gün daha Milyon Avcıları OiKKAT! Muhlis Sabahattin gecesi Üskudar HALE Sinemasında Senenin en gOzel fimi Rasatanenin verdiği malumat Dün rasataneden hava vaziyeti etrafmda şu malumatı aidık: Dün sabah tazyik 767, saat 14 te 766 idi. Dün azamî hararet zait 3, asjrarî nakıs 1 idi. Rüzgâr umumi • yetle simalden devam etmiştir. Sü • rati en cok sanîvede 9 metre idi. Madam Butterfley Mümessilesi: S l l v y a S i d n e y ilâveten; Dünya haberleri Yalnız ALEMDAR biNtMASINDA Gösteriliyor 2 2 Şubat perşembe akşamı T Ü R K Sinemasında Anhara Telefonu yapıldı Fırtına yüzünden bozulan îstanbul • Ankara telefonu da dün tamir r < ed'' nis v*« işleme§e basla'nı <*ır. Oizlenen iztiraplar ( Le voyage sans retour ) Fevkalâde bir şaheser: 1 Biraz ötede rasatane varmış, köoek te onlarmrmş. Adamlar kostnlar, biri köpeği tuttu, öteki de bizi iskeleye kadar indirdi. Koluna girerek, Muhtan evi ne kadar götürdüm. Kansı, elinde bir süpürge ile kapıyı açb ve kocasmı o halde görünce bana: « Seni utantnaz arlanmaz seni! Muhtara neden içirdin? Demez mi? Kocasnu içeri çekti, yüzüme kapıyı kanadı. tskeleye kapagı dar attun. Vapur yokmns. Felâket! Vaniköyünden ak tarma bir vapura yetismek icin tabana kuvvet! Ne ise, çok sükür, yatsı eza nmda köpriiye vardık. tşte bunun için, yirmi akı seneden beri, ne evlendim, ne de koprüden Steye ayak bastım! *** Fransızca sözlü bir san'at harikası K A Y F R A N C I S W i L L i A M P () W E L L Mtinir Nurettin B. ve arkadaşlarınm 3 üncu konseri Klâsik eserler Yeni şarkılar, yeni halk türküleri ve ayrıca pro şrama ilâveten "LEYLA,, şarkısı 21 şubat çarşamba Soğuklar ve terkos tesisatt Soguklann tesirile fstanbulun bazı mnttakalannda terkos borulan donmuş ve patlamnur. Bu yüzden AVssrayda ikî ?ündenberi su yoktur. Beledive derhal faaliyete jyeeerek Aksaraydaki su tesisahnm patlak olan Insımlanm de^iştirmeğe başlamıstır. Bundan başka Fatih ve Sislide de bazı su borulan patIamışsa da buralardaki anzalar ehemmiyetsiz olduğundan çabuk tamir edflmistir. Yataklı Vagon Cilveleri FLORELLE'in sevimli Fransızca opereti güzel musiki nefis şarkılar ilâveten : F()X JOURNAL Bütün Yeni bir tarzda filme alınmış ve en son moda icatlannı gösterecek bir çok dilber kızlann iştirakile temsil edilmis Bu çarşamba akşamı S A R A Y ( Eski Glorya) da L i L î AN filimlerinde kemali takdide alkısladıfiınız H A R V E Y 'm i sinema^^nda Hiletler şimdiden aiınabilir IPEK Kömür ve odun ihtikârı var mı? Belediye şehirde odun, kömür ve gıda maddeleri fiatlerinde ihtikâr olup olmadığı hakkında dün de tetkikat yaptımuşbr. Odun fiatlerinde tereffüler olduğuna odunun kilosunun dört bes kurusa FINDIKÇI KIZ Revü operetinde dahi takdir alkışlarüe seyredeceksiniz. I filmini yaratan iki buyük san'atkâr BRiGiTTE HELMJean Gabin KIZ mısın, ERKEK misİn ? CEHENNEM ADASI Mevsimin en eğlenceli komedisi Harikuiâde güzel bir şaheser Uyniyanlar J\CK HOLT: RAPHP GRAVES, DROTY SE«ASTİAN mevsimin en ffiizel sergüzcşt filnr. Matineler. 2,30 5 gece 8.30 başlar iNCiLi 9 4 mevsiminin 2 buyük söziü şarkı'ı filimlerinden Bugün M i L L î SıKEMADA A R T i S T i K Bu çarşamba akşammd n itibaren SİNEMASINDA KADIN Şehrimizde senelerdenberi görülen filimlerin en güzeli OnümüzdekiÇarşamba akşamı M E L E K Sinemasında Baş rolde : M E 6 LEMONNiER