Cumhuriyet S ÖN TELGQAFLAQ GÜNÜNE GÖRE: Fırtınanın ilhamları Bir kar fırtınası ama, neuzubil lâh!.. Rüzgâr değil, bir avuç iğne ucu, insanın kulaklanna, yüzüne, gözüne saplanıyor! Saat bir buçukta Kadıköy iskelesindeyim. tskelenin içi. dışı, benim gibi vapur bekliyenlerle dolu... Saat iki buçuk oluyor, vapurun gölgesi bile görünmüyor... Yalnız sU düdüğü, hiç ara vermeden ötüyor! On dakikada, çeyrek »aatte bir, iskelenin telefonlan çalıyor. Halk arasında ümitler çoğalıyor: Vapur, geliyormuş! Hayır, daha Köprüde imiş! Boğaziçine de vapur işlemî yormuşl Fakat ağızdan agza dolasan bu fısıltıların, rivayetlerin sıhhati ha • kikati anlaşılamıyor. Memurlar, vapur Iarın isleyip islem»diğini halka anlatmak için, iki satırlık bir ilân bile yazmıyorlar, çünkü onlann da hakikî vaziyetten haberleri yok... tkide bir gîşeler açılıyor, bilet kesiliyor... Sonra bilet kesmekten vaz geciyorlar, giçeler kapanıyor! Saat dort... Beklemekten yoru lanlar, eğer bilet almışlarsa, bilet lerini imzalatıyor, yahut geri veriyor ve hazin hazin evîerîne dönüyorlar... Bunlar, koy halkı!.. LâVin tstanbula inmek mecburîyetinde olanlar var ki çaresiz, beltliyecekler. Halk arasrnda rivayetler, t«febbüsler başlıyor: üsküdara gi?*»limT oradan vapurla Besiktasa geçeriz! Evvelâ Usküda tramvaylan veya otobüsieri, sonra üskudar va»urlan, daha sonra Beşiktaş tramvaylan î«liyor mu? Bunu bilen yok!.. Dog • rusunu tahkik etmenin de imkânı bulunamıyor! tskele, hmcahmç... t»kele u«tundeki kahve kapalı... tskelenin yalnıx birinci mevki salonlarında bu luran kalorjferîn 8lü ılıklığı da» »" yaklan wılar içinde, sirtlan ıslak, çene atar gibi titreyen halkı. mtamıyorî Ukelenin sağ tarafında bir haıreket var: lıtanbuldan motor gelmiş! Şa»ıyorsunuz! Koskoca' vapurlar gelemîyorlar da, küçük motSrler geliyor! Filhakika, »ahilde, limon kabupu Rİbi iki motör. denîzin «ert çnpmtılan ile beşik • lâkin ecel besiği gibi. sallariiyor, sallainyorlar! Oraya koaan haîtm içmde, yavrularnM baihrİArma bastırmış ann«ler. her yasta k»>dmlar goruyorsunuz! MotSrcüler, halkı temîn ediyor dar: Hiçfch tehlike yok! Evet, ne tehlike»! olecaki Yarrm lirayı verin, yanm saatm içinde t«tanbnldasmız. Motör dayancklıdır, korlcmayın! Benim görum yemîyor! Allah büyük ama, motörler pek küçük!.. Zaruret, mecbuiryet saikasile mi, yoksa bu tesvik ve telkmlerin tesîrüe mi motörlere binenler oluyor... Artık. Hak. yardımcılan ol«un! Motörler, or«aborca, Men«!ire|re do&ru yol almaga başlıyorlar; va purlardan hâlâ haber yok!.. Her seve ra^men bAlnneJe karar vermiş olanlar, îskelede bekliyorlar... Ne k?d%r bekliyecekler? Bu, raeç hu'! B^klivorlar, o k»darl Buraya k*<*arı. hadisenîn «ırf goriis tarafı! Fakat... Evet. bu«yn bir de fakatî var: Moda. Kuşdili. Gazhane yîbi Ka dîkovünün ri?sbeten uıak «ayılan semtlerin<'<*n birÎT*d« oturuvorsunuz. Tit>İ alhnda, dirboyu fcarlara b*ta cıka bh havli yol vürttdükten »onra, îskeleye sreüyorsuiMiT ve vapurların işletnediSilni anlıyorsuntra. Şehrrde, bir zamanlar, yangmı haber veren levhalar vardı. Böyle fırtmalı jrünler de bîr afet, bir fe Iâkettir. Köyün müna«ip mahalle rine böyle levhs'ar konuîsa, halk, i«keleye kadar yorulm»>ktan knrtulmuş olur. Ama, denecek ki isfcele memur ları bile, vapurlann işleyip i*lemi • yeceklerini bilmiyorlar; Belediye, bunu, halka na*ıl haber verehîHr? Vazivetteki tereddüdü vapur ida releri ile deniz zabıtası hallcder lerse, mesele kaknaz. Bir de, büviik vanurlann »efer lerini tatil ettikleri bir fırtına gü nünde, motörlerin işlemesine mü saade etmek do?Tu mudur? Kaza oldu ve yahut olmaA, bence, mü him oîan bu, depiî^ir. Yara, fır tına. zelzele gibi «fevkalâde» za manlarda mümkün ve muhtfimel tehlikelerin önüne gecmek için ihtiy?,tî tedbhler alınması irar «»tm<sz mi? Denizci oIm>d.Bi™* hnlde, küük bir motörün, feüyük bir vanurdan daha az tehlikeye maruz kalacasrina aklım erm:"or! Dün, Kadıköy »okakUrmda Ski ile dolasan, golf pantolonlu, soor fanilâlı ve bası acık bir ?enç »ör düm. Eger kızakların ucian harik musluklarına, terkos anphtarlanna, kapt basamaklar'na, dükkân ke penklerine çarpip kınlmazsat vahut bu kızaklar birkaç çacuŞun, ihtiyar kad'nm kafasını, gözümi yarmarja, bu Ski meraklıaı gencin, dünya Ski «^rr>T»î"C"1uî<'"''i V "arpcatından hiç şüphe etmiyorum! Cenap Şehabettin Edebî nesrimizin son büyük üstadı güzellikler, fariti terkipler: «Naşı ne cabet, iştihayi nazar, elemi mektum, harabei ıstırap, yakutu iftihar, âmadei inkisar, zülfü şeffaf, bediai billur, mu sikii şeref, mevcei hava, elemi müte zaaf, rüyayi hayat, raşei derun, hududu feryat, naksı ahenin, çiri pulât, levhai sadef.» tste Cenabın bile bu eserinden evvel belki hiç yazmadığı bir hayli terkip ki her biri baslıca bir bedia addolunsa sezadu*. Türkçe terkipler: «Sabahın buğu su, kahraman bakiyeleri. balmumu «malar, asabi bir sabah, aksınk serpintisi, yağmur tozu. ebkem bulutlar, ke tum kuslar, közyasının gölgesi, sıcak kelimeler, haşan güneş, berki bir ne damet asabi bir büklüm, siyah tavır, sinsi seTpinti, soğuk ıslık, korkak ft •ıltı.» Alelumum tarzi beyanda yenilikler: «Bıraksalar belki teskeresinden kalkarak bütün şikeste hayat arkadaşlanna bir ümit ve kuvvet kani tevzi edecek!> «Her biri kanmdan bir parçayı bir yakutu iftihar gibi elbisesi üstüne çı karmıstı.» «Bir yağmur tozu gayrimuntazam fasılah dalgalarla vagon penceTelerinde çıtırdıyordu.» «Alman katarlanna alkışlar, hurralar, çırpman eller, sallanan mendiller, vagonlar içine atılan minimini demet ler. nazarlar, tebessümler. buseler... Avusturya trenlerine koşuşmalar, so nü'malar, araştirmalar, alelaeele mu safahalar. teslîm edilen kfiçük paket ler, tevdi edilen nparişler, sellmlar, çıkı^lar...» «Siyahpuş kadınlar, parmaklan a rasında mendillerinin ıslak beyazhk lan fışkırarak gozlerini süngerliyor lar. ..> «Sözler. sükutlari içînde burkulur.» «Oo. sen şJmdi orılann ellerfne greçsen sana nasıl atılacaklar ve senin kökÜTt, siper ve silâh kokan basını nasıl derin kueaklryacaklar.» «Bütün varlıfınî uzatacafe ve alıniz diypceksîn.» «Biz şaîrler bîraz çocuk yaşanz ve ta ölünceye kadar biraz çocuk kalı m.» «Asker gerdanlarnva kilitlenen asab't valide ve hemsire kollan hıçkmklarla çözülüyor.» «Temirt ederîm ki. dîkkat rttîm, tren îlerî emrini aMıktan sonra bötfln icîndekiler ileriyi. hep ileTfyî, yalntz Ucriyi düsünüyorlardı.» «Rüzgâr »oğuk ıslışrle «olğun yap rakiarda sanki diyor: Eyvah, m»vsimî hayat b"itti! » Bütun bo yenilikler ayri KVT? tetkik olummca anlasılır ki Cenap Sehabet tin Halit Ziya nesrinden müteesyir oimakia beraber o nesre bH^assa kend;«inîn tasarruf ettigi yennikleri, güzellikleri müdekkftane *«• iHna, mıişkâ fane b : r vukufla bîrîestrrmîstîr, hiç te frenk mukanîdi değTİ^îr. Sn beyanı efstmkjtrm, su sel'ebH nslub'm tdsrmı husmîvet ve mümtaziyeti de ifte bu noktalardadır. ••* tste «Nesir Lisant» eserimden Ceıwüa ait kısim, r>«k mııhtasar olarak, burada nihavet Vuluvor. O büviik edib'n nesri kkabıroda dah<\ oek zivade izah ediimiütir. Cenap Şehabettinm edebî hâvîy««tinî ise bu yazımda hic sövlemed«m. Onu fikir'eri ve uslunlarile etrafile an'atmak irîn bir cilt yazmalt icap eder. Cenap büvük ha«imde eserler, bap bap romanlar, fasıl fasıl uzun tiyatrolar yazmadı. O makaleleri ve mektuplarile şöhret bulrmışhrr. Bu küçük eserleri ise o kadar bövüktür ki her birinin ririni desti ebediyet tahtim etmiştir! Büyük Cenabın az olan şiirleri arasmda da Türklükle beraber ya şıyacak muhallet manzumeler vardır. Merhum üstadm külliyatmı îsb'scasız tetkik ve tahlil ederek ne kıvmettar, ne gevherin bir vflcut zayi ettigimizi göstermek isterdim. Hayfa ki bunu yapabileceğimden ümitvar degilim. Şu makalem ise senin muazzez ha hrana küçük bîr takadimei hürmet ten ibarettir, kardeşim Cenan. 15 subat 934 liamık Kemalza&e AU Fkrem Yeni kabine mecliste Fransız Başvekili M. Dumerg kabinenin beyannamesini okurken çok alkışlandı; komünisiler meclisi karıştırmıya muvaffak olamadılar ve bilhassa haricî siyasete ait kı Paris 16 (A.A.) Dün meciis snniannı alkısiamıştir. koridorlanndaki görüsmelerden ve Paris 16 (A.A.) M. Doumer s&bahleyin gruplarm mürakerele rinden hissedilen sükunet havası öğ gue takrirlerin bütçenin kabulün den sonraya bırakılmasıni istemiştir. leden sonra mecliste ve âyarda te Şiddetle alkıslanan bir mütale • eyyüt etmistir. Kabinenin bevanatını okumak için ası esnasmda Basvekil. üc sftnedenberi çekildieti înzivasmı bıraVarak kürsüve çıkan M. Doutner»rue (Du başvekâleti bangi seıait altında kamerg) sagdan itibaretı sol cenaha bul ettîS'İTii hat'rl»rmıs, cunkü kenkadar bütün naeb'usların alkıslarile dîsîne kabul ett?*i taVdirde su'h ve karsı1 arnmiftır. sükuretîn îade olunacajjrır>ırn sövlenBir kargasalık çıkarmağa teşeb digini biidirTOÎştir ve d^miştir ki: büs eden b«s komiinist, celseyi ih « Mucize yaratacak de^iKm. lâl» muvaffak olamamıslardır. Fakat, parlâmento memlekette bir Komünistlerin gürültülerine hâ kalkınma vaparak ve maliveiini dükim olan M. Moumergue berrak ve zelterek bir mucize yapabîl'r. Yaemin bir sesle söz söylemiştir. pılması elzem e^erlerî vC«r»*r!e ge Gayet k*sa olan beyanat. hüku tirmek içîn Tneclisin ve bir ihtiy?m metin maksadmın paramn kurtarılVâmîlen etrafına toplpaımiis bîr ma;ına elzem bir sart olan mütevaFransa manzarası. Fransava büyük zin bîr bütçenm süratle kabulîi, o brr nufuz verecekfir. tstı* ben Huna toritenm yerle*me*i, manevi ta»fi yeyi temîn maksadile ihtira*sn, tam mandım, Aidanrrsam sövler«5niz.» Başvelkilin nutku sa& ve sol ee ve %er\ bîr itidal?n tahakkuku için nabtan siddetli alkışlarla selâmlanmuhakkak vücudünü ihtiyaç hisse mı*tır. dil^n, fırkalar arasında bîr müta Paris 16 (A.A.) Hfıkumete Hîreke tahalckuk ettirmsk oiduğunu mat r«vî v*rmîyet> ve taîcrîrlı»rm »ebiidirmektedir. hir ediİTnesinî re^dedcn m«*'tıslar Beyanata su sözler ilâve edilmiş>« fırkal?ra menstırjtnTİaT: 97 »©»tir: valîst. 3 Fransa sosvalistî, 9 î«rî bir« Haricî siyaset meseleleri de lî|î, 2 srrupsuz, 3 sol mv«*nkil. 1 efkârın teskini ve fırkalar arasmda cumhurîyetçi »osyalUt ve 10 komümütarekeye ayni derecede ihtiyae nî»t. hîssettirmektedir. Fransızlar arasm68 meb'us istînkâf etmişleTdîr. da sulh, Frans%nm etnniveti içm olVe »u fırkalara tnnsuoturîar: dufu kadar dünya sulhu icln de 26 radikal »osvalist, 14 cumnurî kuvvetlî bir zâman unsuru«hır. y«tçi sosyalist, 23 Frannz »osyaiîstMİlietler CemiyeHnde ve beynelleri, 2 »ol müatakil, 2 grupsuz ve 1 milel konferansîarda faydalı bîr rol ovnıyabilmetniı içîn lâzrm otoriteyi Frantamn cevabı B»rlînde bize ancak dahÜî sufh vereeektir.» togttk karşılandt Beyanatın hemen her cümlesi, Berlin 16 (A.A.) Alman no sa?dan «ol cenana kadar herke* tatann* verîietı FransiK cevabi Berlînrp'mdan alkışlanmıştır ve M. Dou d^ »soŞuk bh şekilde karsilanmstır. m*;rgue kürsüyü terkederken Gareteler cevabın metnini müta!eamüfrit »ol cenalı müstesna larîle bhlîîcte netretmefct»» ve »ilâhbütün meclis ayakta olarak kendi Tan brrakma naMnnda Fransanm »ini uıun alkışlarla âelâml*nu*tir. uziasmak îstemiyen tavntn kaydetÂyandaki tesir de müsaittir.  mektedirler. yan beyanatın baslıca noktalannı ııınrnnrii nnnıttınınifiıifnınıiRnmıııttıi nnuı Bulgarlar ve Balkan Misakı Bir Buglar gazetesi «kiminleyiz» diye soruyor FOibe 15 (Hususî) Burada çıkaa Pobeda gazetesi bir makalesinde, Bulgaristamn Balkan misakına gir» memekle nasıl bir siyaset takip et» mek istediğini sormaktadır. «Ki minleyiz!» başlıkh olan bu yazıda. söyle deoiyor: , «Balkan misakı aktedildi. Şhndi biz Bulgarlarm defterimize isaret etmemiz lâzıcn: Misaktan ne kay • bettık? Ne kazandtk? Neredeyiz, krminleyiz? Nereye gidiyoruz? Balkan mîsakı bir lâtife değildir. Balkanlarda bugünkii vaziyet bir kıraette gördügümtiz söyle bir re*. m« benzer: Bir bahçeye bh* küçük serçe düşmüs, etrafını dört kedî sarmış. Kediler y«sil gozlerini serçeden ayırmiyorlar. Çok adi fakat ibret alınacak bir manzara... tste Bulgaristanm butrünkü vaziyeti de böyl<»dir. Fakat böyle olmayabilirdi de. Maamafih biz Balkan misakıru irnzalamayan hükumeti tenkit et • miyoruz. Yalnız birmek lîstîyonızj Sulh muahedesinde zikrediien haklara naîi olmak için nasıl bir ümit besleniyor? Adalet mi? Er geç ta> hakkuk edecek bir adalet öyle mi? Bu bos lâftan ibarettir. Milletler Cemîyeti mi? Bu cemryet Balkan misakınm aktine yardım eden efendîlerdetı tesekkiîl etmiştrr. Nöyyi mumhedesinin 19 uncu mad desi mi? tste bunm mukabil Balkan mîsakı aktedildi. Vaziyetleri bîztm vaziyetimîze benziven devletler mi? Meselâ Aimanya mı? Hîtler, ken« d\ derdî ile me^truldür. tkinci de raeede ttaiya gelir. Omm orta Avrupadaki menfaatleri kendism« Frannzlardan uzaklaşmamağı em reder. Su ahMe Btı!?arİ5tan kîme brl na.g1ıyor? Belki de hrr zamanlar kemali tantana ile Sofynda Basve kilini kmrşılad.ı*ımız Macaristan! Bu d». kanş»k. Şu halde. Allah as kma, Bulgaristan ne ümidi besliyoı? tşte bu suale karşı Bulsrar hükumetî halka eevap vermeltdir. Bü ttin Bul«ar milletinin şunu sormağa hakkı vcvrdtr: Bu mîlle*' nereye sörüklüyorlar?» 1332 • 1333 senesinde Darülfünun da edebî nesrimizin tekâmülünü tedris ediyordum. Takrir ettiğün derslerden dört yüz sahifelik bir kitap vücude geldi ki talebe tarafmdan iitoğrafya ile tabedilmiştir. Bu eserde Cenap Şeha bettin pek mühim bir mevki işgal e der. Çünkü edebî nesrimizin son bü • yük üstadı Cenaptır. Kendisi formalan görünce bir gün lutfen ziyare*ime gelmis ve «aman, ben ne işler görmüşüm de haberim yok! Böyle şevleri uydurmak iein »nsanda Kemalzadenin kari hası olmnlı!» sözlerile taltifime inayet etmişti. O zaman bu şakacı arkadası mtT» sözlerini o, bir siyah hakikat ol duktan sonra gurubunun buzurunda kan aghvan yürefimle tahattür edeceğimi nasıl dSsünSrdüm? Hususfle C«nap benden genrti. Meger kara talihimde bu da yazıiı imiş! Cenap Şehabettinin büyük bn edi bim^z ve büyük bir nasirimiz oldujunu herkes söyler, l&kin omm edehiyatını de^ilse de nesrini tahlil ve te«rih «t mek vazifesi bana düşmöstür. Bu va zifeyi nasıl if% ettimse hemen kırk seneye yakm bir zaman arkadasım. doshrm, muanz ve muvafikim olan büvük Cenabın nesir lisanmı oUun gençl«rimize tahlil ederek tamtmak vazifesini de nekadar el : m olursa olsım merbumtm ufulünden birkaç ifün bile Recmeden övleee deruhde edivorum. Ve işte bugün bir r«»hasraı bile tedarik etmek imkânı kalmıya^ <fNesir Lisam» ete rimden Cenaf» Sebabettme ait kısmı ihHsar ederek yazdım, Cwmburiy«te gonoercîm. «Netir IJs»n» mda en ziyade tahlü v# teşrib ettiftim eserler Cenabm *Haç Voltmda» ve «Avrupa Mektuplan» dır. « Yukanda isTmlerhıi zikretti gimiz zevat arasında herkesten ziyade Cenap Şehabettinm nesri sayani dik kattir. Cenabın nesirlerinde de siirlermde oldugu gibi kendine mahsu* keb'meleri, »ıfatlvı, terkipleri vardır. Kendî zevkme gore fiiüer ya«ar, tabirier kuliamr, cümleler teşkil eder. Hangi es«ri mütalea olunsa bunlardan birçok misal bulmak kabildir. Cenabm «Haç Yolunda» serlevhası altmda yazdıgı seyahat mekhıplann dan bir mukemmel sahifei Uhkiye o kuyalım: « Bugttn cnma. Vapura binisimizin flçüneü günö. Vapnr sallanıyor. Kücük bir fırtına var. Gece bir aralık uyan dıftm zaman ben bu salıntıyı hissetmiştim. Daha hiç kimse kalkmamış, her ke* uyuyoT. Yirmi dört saat sonra Iskenderîyeye vâsıl olacagız. (VeTsay) namı Ondördüncü Luiyi, (Vandom) sütunu Napolyonu ihtar ettiği gibi yirmi dort saat sonra vâsıl olae«§ımız şehirde ziKne darah Darayı zirHzeber eden tskenderi Kebiri ihtar ediyor: zamanı kadimin bu büyük askeri Hin distan ve Yunanistan arasında bir mersayi mutedil teşkil etmek üzere Afrika •ahilinin o noktai müntahabesinde tskenderiye şehrini bina etmişti. Müte akıben Yunanlılardan Romalılara, Romalılardan Araplara ve nihayet yedi adilei Osmaniyana geçen bu beldei a tika mevkii coğrafisinin ehemmiyeti mevcudiyeti medeniyesini alaraŞmM « mine muhafaza etmiş, (Kartaç) (Truva) gibi bir Karabe haline düşmekten kurtulmus... Oraya takarrüp ettikçe ruhta bir takım hatıratı tarihiye uya myor. lşte şanh bir vak'a ki üzerinden on üç asır gecmiş oldugu halde tara veti aslivesinden hiçbirşey kaybetmemiştir. Hafıza valnız bu vak'ai tarihîyenin yadile iktifa edemiyor: Gö7onün den birer birer bütün felâsifei kad?me Aristolar, Bat'amyuslar, eski mabetler, eski kütüpaneler, eski fenler, eski e depler müsabekatkârane bir telâş ile gecip gidiyor. Daha sonra kenari der yayi tasavvurda yekdiğerine sanlmış iki na«ı kalp geliyort. Antuvan ile Kle opatra... O iki sevdazedei meşhur burada birleşmislerdi. Bu tahattür nazari hayal önünde bütün bir haiiei hüsnü aşkm peTdei kesifi tarihisini kaldınyordu. Muhayyel bir ziya içinde bİTbirini ku caklıyan iki ruhu muaşıktn enzan is tiğrakım temasa ediyorsunuz...> tste Sinasi ve Servetiftimm mektebi edeplsri nesirferimn heme» bü^ün tek&mtilâtmı cami, her türlS nakisadan, en küçük zâfı ifededen. sive«izlikten müberra b;r nesri enfes! Bu parçada Fransız «ivesnin tesirah da vardır, fakat pek mutedil bir derecede, gayet hoş bir şekilde. Cenap Şehabettin Bey Servetifünunda on, on beş sene evvel ( 1 ) bu kadar mukemmel bir nesir yazmakla bera ber son zamanda daha ziyade nasibeî kemali baiz mensureler yazarak hari kulâde zekâsının tevakkuf ve mhitattan masun kalacagını ispat etmiştir. «Avrupa Mektuplan» ndan bahsetmek istiyorum: Sekizinci mektuptan: Yenilikîer ve Lehistan ve Sovyet Çek kabinesindekî değişiklikler Rusya münasebatı M. Bek temaslarını bitirdi Yeni kabinede yalnîz iki ve Rusyadan hareket etti nezarette tadilât yapıldı Varşova 16 (A.A.) Polonya ve Sovyet Rusya bükumetleri, M. Beck (Bek) in teklifi üzerine, Polonyanuı Moskova ve Sovyet Rusyanm Varşova müm«B»illiklerini büyük elçilik riîtbesine yükseltraege karar ver mişlerdir. Matbuata verdiği bir beyanatta, Polonya Hariciye Nazırı M. Beck, Sovyet Ru«ya il« Polonya münaıe batinm îyileştlfini kaydettikten sonra demişth* ki: « Komiser Litvinof Yoldaşla beraber sulhun istikran yolunda miisbet bîr iş yaptık. Eski bir munarip sıfatile, sulh kelimesinin, afzım<fa hakikî bir manası vardır. Komsu devletler arasındaki münatsebetleri tabülestirmekle beynel mileî tabiî münasebetlerin teessüs etmesine çahşıyoruz.» M. Beek, söılerine nOıayet verîr ken, diinya sulhunu muhafaz^ îçin Polonyanm düşür»diikW«rinin Sov yet erkânı ve bilhassa Litvinof Yoldas tarafmdan anlasılmiş oldufunu gordügünden kendi kendint tebrik etmiştir. M. Beck, dön aksam Moskovadan ayrilmıçtır. Prag 16 (A.A.) Na*yonal Derookrat fırkasma m«n«up olan Ticaret Nann M. Matüsek hülrumetin para tedbirlerme taraftar olmıya rak istifa etmişti. Bu istifa Malipetr kabinesinin de çekilmetini icap et tirmîşti. Reisicumhur M. Mararik yeni kabinenin teşkiline gene M. Malipetri memur etmis ve murna ileyh bu vazifeyi kabul ederek kabineyi kurmuştur. Yeni hükumette kücük bir tadilât vardır. istifa eden nazır Matü sekten başka Dahiliye Nazırı M. Jan Kori de çekilmiş ve bu iki ne zareti ziraat partisine mensup Jo zef Seru (dahMfve) yi ve hukuksinas Knoman (maarif) i deruhde etmi» lerdir. E»ki kabinedeki Maarif Nazmnm da bu »efer malive nezare tini a!dı§^ amlaşılmaktadır. M. Benes hariciyeyi muhafaza etmektedir. is basma! FiHbe İB (Husu'î> Trakya kö ntîtsst reîsi Ormanciyef. «Balkatı mîsakı ve Trakya leşkilar!» basiıgi altmda Bo*Vo )?azetesfnd« b'r makale nesretti. Bn makalede Bnlkan nrîsakinm sırf BTTİ^arlarMi Növvi raushedesrnî hükihnstÎK bTraktnaît, Turkiye ve Yımsnîstanla hesanlaş mak içîn çalışan Trakya •esıkiîo.tıntn İjCtün emellerine »et çekmek ir?n aktedilüifi zrrredümektedîr. Nıhayet makalede ş5vl« demiyor: «Emrnrm W. Balkan misaki îcabı yani Trakya cemiyetine nihsyet verilmesi icîn çalı?nlacakrrr. Halbuki Trakya teskilâtı bir külriir ve irfar.a maîiktfr. O ihtîlali. strf nürrlyet içir bîr nsul olarak kabul etmişHr. Balkan misakmrın neticeslni beklemek ve htjdtrtlarm t?dilmde mu • vaffak olmik için herkerteTi ziya de bize sabır ve teemmul lanm. O güne vanncrya kadar da «îmdi is basına! Ba'kan misakı ile ayakl alhna alman adaleti kurtarmaga ya rayacak işin basına!» izmir Belediyesinin niyangosu tzmir 15 (A.A.) Şehir Mecîisi Belediyenin bazı ihtiyaçları için 400 bin ltraya kadar muhtelif tertipte bir eşya piyangosu kabul etmiştir. Yeni kibrit fiatleri Ankara 15 (A.A.) Maliye Vekâleti yeni kibrit fiatlerinin 1 ni ". i*î>ıaren m.er*i olmasını tebrliğ etmistir. Fransa Mısır mOnasebatı Heyeti Vekle böfçe mözakeresine başlıyor Ankara 16 (Hususî) Dün o*e bildirdiğim gibi Heyeti Vekile yeni bütçenin rnüzakeresine başlıyacaktnr. Yeni bütçe yüz s«ksen milyon lirayı bulacaktır. Varidatın arttı nlması için tedbirler aranmaktadtr. Londra 16 (A.A.) Kahireden «Times» gazetesine bildiriliyor: Haber alındığına gore, Mısır hükumeti, Fran*ız hükumetile yeni müzakerelere başlamıştır. Bu mü zakerelerden maksat, Frantız ve İtalyan komiserlerinin Mısır borç larını tediye husutunda Mısır hü kumetine karsı girişmis olduklan muameled«n vazgeçebilmelerini temin için bir anlaşma yapmaktır. Bir tashih Abdülhak Hâmit Beyefendinin, geçen günkü nüshamızda merhum Cenap Şehabettin hakkındakî mek« tuplarında «... müruru zamanla onun her eseri bir neveser olacak tır» seklinde çıkan cümle hakikatte «müruru zamanla onun her eseri bir, müessir olacaktır» çeklindedir. özür dileriz. Odun kat'ıyatından ahnan vergi Saray «Hususî» Şaray ormanlanndan yapılacak odun kat'iyah için beher araba basına 65 kuruş reshn a • hnması haikın şikâyahnı mucip oldugu mahallî hükumetince nazari itibara a luıarak alâkadar makamlar tarafmdan bu resmin haddi lâyikma tenzili için tetebbüsatta bulunuhnustur. Bu resim, arabasım pazarda aıscak ( 1 2 5 ) kuruşa satabilen köylüler ve halk için pek ağır geldiğinden, bu teşebbüs halkm memnuniyetini mucîp olmakta ve muvaffakiyete iktiran etmesi ümitleri iz har olunmaktadrr. Berlindeki Bulgar mevkuüar Rus tabiiyyet ne girdtter Moskova 16 (A.A.) Sovyet hü kumetinin Bulgar Dimitrof, Taneff Te Ropoffun Sovyet tebaaaı olmak için verdikleri istidayı kabul «tmiş olduğu resmen bildirilmektedir. Telefon numaralarımızi Gazetemizin telefon numaralan, | badema, şöyledir: Bir ski şampiyonu namzedi Cenup hududundaki kaçakçılık vak'aları Ankara 16 (A.A.) Gümrttkler Muhafaza Umura kumandanlığmın verdiği malumata gore, btı ayın ikinci haftasında cenup hududunda ikislTOUsademeli20 kaçakçı vak'ası olmuştur. Bu vak'alarda 24 kaçakçı 12 kaçakçı hayvanı, 1050 kilo tnhiıar kaçağt tutulmustur. lısas! Bremen 16 (A.A.) Mahkeme, 10 yasmdan aşağı kızlara yedi de fa taarruz etmiş bir mücrimin hadnn edilmesine karar vermiştir. Mücrim, hadım edilme»mi kendis de istemisti. MAHMUT YESARt (1) All Ekrem Beyefendinin bu yazılan 1332 1333 senesi ders takrirlerinden telhls ettiSi unutulmamalıdır. Başmuharrir ve evi: 24290 Gazeie Tahrir heyeti: 24298 Ga?eie idaresi ve mat1 baa kısmı iie Matbaa \ 9 1 9 q Q cılık ve Neşrlyat Türk: \ Anonim Şirkeii > "1