Y EDj6Ü N Bu hafta sayfalannı çoğalttı. Yedigünün muvaffakiyetine bundan büyik delil olabilir mi? Bugün her tnüvezzıden arayınız. Yalnız 1 0 Huruşîur. „, S8lie: NO. 3 4 5 7 umhuriyet İSTANBUL CAĞALOĞLU Telgraf TO mektup adresl: Cumiıuriyet, Istanbu] Posta Kutusu: Istantral, No. 246 Telefoo: Başmuharrtr: 22366, Tahrir müdüru: 23236, Idare müdüru: 22365. Matbaa: 20472 Hayat Ansiklopedisi gg|j jg KânUMl6VV8İ 1933 46 ıncı cüzü çıktı lktısadî Program Ve sanayiimiz j j smet Paşa hükumeti iktısadi bir 11 program hazırlaroaktadır. Bu hafaerin bir manası da şudur: Cumhuri yet idaresi, kendi yarattığı millî sanayü yaşatmak, büyütmek, kuvvetle» dirmek istiyor. Sanayumizi bir çocu ğa benzetebiliriz. Yedi sekiz sene evvel doğmuş olan bu çocuk a>tık tah sil görecek, dimağı ve bedeni terb^ye edilecek, anasınm, babasının yaadımı olmadan yaşayabilecek bir delikanlı olacakhr. İşte yeni iktısat programının sanayie ait kısmını. bu çocuğun terbiye ve tahsil programı addedebiliriz. Cumhuriyet devrinde doğan sana yiimiz, şimdiye kadar biraz gelingü zel, yani plânsız büyümüştür. Meselâ, metrutiyetin başında, ticarete aülan Türkler, büyük kiiçük bir süni bakkal dükkânı açmışlardı. Fakat ihtiyaçtan fazla olan bu bakkal dükkânlaırı sonra birer birer kapanmıştı. Cumhuriyet devrinde de sanayie atılan Türklerin çoğu, hep trikotaj ve çorap fabrikalan yaptdar. Ve nihayet birbirlerile reka bete girişerek zarar etmrğe başladılar. Bu küçük misal gösteriyor ki mem leketi azçok uzun vadeli bir programla sanayileştirmek lâzımdır. Program, ferdî ve umumî gayret ve mesainin boşa gftmemesi için bir hedefe doğru muayyen yollardan yürümek, sağa sola kaçmamak, demektir. îptidaî maddeleri memlekette yetişmiyen ve burada işlenmesi de memleket halkına ve hazineye pek az fayda temin eden sanayii himayede menfaat yoktur. Nitekim, Avrupadan gelen herşeyi, bu rada yapmağa kalkışmak ta elbette faydasızdır. İptidaî maddeleri memlekette bol bol mevcut olan ve mamn lâtı memleketimizde çok sarfedilen sanayü herşeyden evvel tesis etmek lâzımdır. Pamuklu mensucat bu cins sanayün birincisidir ve gariptir ki pamuk ta, ipek gibi roemlekette yetiştiği ve ipeicliy* nazaran pamuklu îçin ha rice beiki on nrish fazla par'a verdiğî miz halde, ipekli sanayiini pamukluya tercih ettik. İpek'i fabrikalanmız, belki ihtiyaçtan fazla olduğu halde, pa muklu fabrikalanmız ihtiyacımıza kifayet etmemektedir. Ancak Sumer Bankm tevsi ettirdiğ: Bakırköv ve yeniden yaptırdığı Kayseri fabrikalan bittik ten sonradır ki bir pamuklu mensu cat sanayiimiz vardır, diyebiliriz. Bu nun da, programsa çalışmanm bir neticesi olduğunu kaydettikten sonra, yeni program yapıldığı takdirde, is tikrann esas olduğunu söylemek iste • riz. Geçen sene, sanayi işlerinde yapıl mak istenilen bazı değişiklikler sanayi hayahnı karıştıtmak tehlikesini gös termişti. Celâl Beyefendinin iş başına gelmesi, memleketin iktısadî bünye sine uymıyan o temayülleri durdurdu ve devletin teşviki sanayi kanunile sanayi erbabına karsı vaki olan taahhütlerinden yarıyoida vazgeçmesi g:bi bir harekete meydan verilmedi. Muayyen müddetli bir iktısat ve sanayi programı, bu gibi mahzurlann önüne geçerek sanayi hayatımızda bir istikrar vücude getirecektir. Herkes büecektir ki Türkiyede şu seneler zarfmda yapılacak sanayi işleri bunlar dır ve bu işlerden sunlan ve şunlan devlet yapacaktır, diğerlerini de ef • rada ve hususî teşekküllere bırakacak ve fîlân filân sanayii himaye edecek tir. Bu suretle mahdut vesaitle büyük işler görmenin sırn olan kuvvet ve gayretleri muayyen bir hedef üzerine toplamak prensibine uygun hareket edilmiş olacaktır. Memleketin sanayilesmesine için için nâlâ muanz olanlar var. Millî Müda faa Vekili Zekâi Beyefendinin tasarruf ve yerK mallar haftası münasebetile verdikleri konferans bu gibi muteriz lere bir cevap teskil eder. Türkiye, tsmet Paşa Hazretlerinin Eskisehir şe ker fabrikası açılırken söyledikleri gibi tTürkiye, m'tlletler ailesi içinde lâytk olduğu yüksek mevkii tutmak için behemehaî sonayileşmeğe mecburdur.» Bu sanayilesme, hem bütün millî servetimizi harice akıtıp büyük sanayi memleketlerinin fakir ve sefil bir esiri olmamak için, hem de memleke tın millî müdafaası itibarile elzemdir, 'mecburidir. ı Umumî Harp gibi, büvük bir harp olduğunu ve memle'îetin denizlere hâkim bir düşman karşısında bulun .duğunu düşününüz. Eğer bir millî sa jnayümiz olmazsa, halk ve ordu şeker • siz, gömleksiz, elbisesiz, kundurasız, C2panesiz, silâhsız kalmağa ve binne • Dünkü Meclis içtimaı Tütün şirketi lâyihası münakaşalara sebep oldu İnhisarlar Vekili, birçok meb'usların sual ve tenkitlerine ayrı ayrı cevap verdi Ankara 18 (Telefonla) Bii yük Millet Meclisi bugün ikinci reis Refet Beyin riyasetinde toplandı. Hudut ve sahiller sıhhat umum müdürlüğü bütçesinde münakale yapılması hakkmdaki kanun lâyiha sı müzakeresiz kabul edildi. İrtisa meselesi Yapılan tahkikatın neticesi alındı Ankara 18 (Telefonla) Uzun zamandanberi devam etmekte olan irtisa tahkikatının neticesi alınmış, bu hususta alâkadar zevat hakkında verilcn men'i muhakeme karan Temyiz mahkemesinin kararıra tevfikan asliye ceza rei*liğinden başka Ağırceza reisliği tarafından da tasdik o Iunarak kesbi kat'iyet ntmiştir. Yerli Mallar haftasının son günü Dün geçitresmi yapıldı, güzel vitrinler seçildi Kumbara boşaltma ve alma müsabakalarile mekteplerdeki müsabakaların müddetleri bitti Tütün Şirketi lâyihası Müessif bir ölüm Kastamonu meb*usu Hasan Fehmi Bey ve*** etti Kaatamom • meb'usu Hasar Fehmi Bey 6 vefat etti. Hasaı Fehmi hoca diye tanınmış olan merhum, üç aydanberi hasta Tütün limitet şirketi teşkili hak kmdaki lâyihanın dördüncü maddesinin müzakeresinde Refik Şevket Bey bu maddede mevzuubahs mu • kavelenin kimlerle yapılmış oldu ğıınu sordu. İnhisarlar Vekili Ali Rana Bey mamul tütünlerin hariçte satılması için Ingiltere, F ransa, Hollanda, Isviçrede muayyen müddetle taah hüde girisildiğini, mukaveleler esa smm maliyet fiatine yüzde muayyen bir miktar zammi ile tütünleri sat mak olduğunu söyledi. Refik Şevket Bey ikinci bir sual ile limitet şirketi teşekkül edince maliyet fiatleri üzerine yeniden bir miktar ilâve yapacağma nazaran müeahhitlerle sirketin fiati arasın da fark olup olmıyacağını sordu. Ali Rana Bey, işrketin halen İnhisar İdaresinin müteahhitlere bağlı olduğu memleketlerde mukavele müddetince müteahhitten başka kimseye mamul tütün satamıyacağmı izah etti. İnhisarlar Vekili Rana Bey tıklarmı ve bunda muvaffak ta ol duklarını söyliyerek dedi ki: Madem ki biz de bu rejim üzerine hareket ediyoruz. Niçin In hisar idaresi bu işi başartnasm da şirket yapsm? (Hangi rejim sesleri, gürültüler) Sırn Bey (Devatnla) Sözümün hiç te elâstikiyete tahammülü yok • tur. Benim kastettiğim rejim bizim rejimimizdir. Madem ki ticareti ele aldık. O ticareti bizzat yapmak mecburiyetmdeyiz. (Kanunlarjmız müsait değil s«sleri) , Sırrı Bey . Kanunlarımız mü#a ittir. Değilse tadü etmek l&zımdır. Hem bir inhisar idaresi teşkil ede lim, hem de hariçte böyle bütün yükünü üzerimize almak şartile şirket teşkiline kalkışalım; bu ikisi birbi • riie kabili telif değildir. Mabadı S inci sahifede Haricî ticaret, Sovyetler ve biz Srrrı Bey (tzmit), tnhisar İdaresinin teşkil edilecek şirkete karşı taahhüdatı ile şirkein temin ede ceği menfaat a'asında nisbet olmadığını, bu kadar fedakârhk etrikten ve külfete girdikten sonra tütünleri gatabîîfnek îçin gerîye' çofcbîrşey katmıyacağım, lâyihanın esbabı muci besinde inhisarlar, bir devlet daires: olduğu için ticarî mehiyette mua melâtla meşgul oimasına mevzuatm, formalite noktasından mâni olduğu söylenildiğini, halbuki Rusların haricî ticareti pekâlâ evlet elile yap • idi, geçen ay kendisine ame lîyat yapılmışiı. Fakat bu ame'^yat ta Hasa Hasun Fehmi Bey Fehmi Beyi ö merhum Iümden kurtaramamış, üç aydanberi çektiği ıstıraplardan sonra, evvelkî gece rehmeti rahmana ka • vuşmuştur. Cenazesi, bugün Fatih parkı civarınd'aki Yusuf Bey apartımanın dan saat on bir buçukta merasimle kaldırılacak, namazı Fatih cami sinde kıhndıktan sonra, Edirneka pısmdaki Şehrtliğe defnedilecektir. Merhumun biri kız olmak üzere yedi çocuğu vardır. Kederli aüesine V* ofrnı Tıp fakü+tesmde Doçeftt Dr. Edtp Beye taziyetlerimizi beyan edeıriz. Merhum, ilk meclisi meb'usanda Sinop meb'usu id'i. Ulemadan olduğu için kendisine «Hasan Fehmi hoca» denilirdi. Fakat Hasan Fehmi hoca, o zamanlar dahi, mutaassıp bir softa ruhundan çok uzak oldu ğunu göstermişti. 31 mart vak'asından sonra, Hareket ordusu Yeşilköye geldiği zaman donanma da Yeşilköy açıkla r n u gelmişti. Asarı Tevfik süvarisi binbaşı Ali Kabul i Beyin asi bahriyeliler tarafından Yıldızda Sultan Hamidin gözleri önünd'e paralan masından sonra. donanma efradı nın vaziyeti çok şüpheli idi. Yeşil köyde toplanan meclisi millî, ami ral gemisi olan Mesudiyeye efrada nasihat etmek üzere bir heyet izamma karar vermişti. Bu heyetin içinde Hasan Fehmi hoca da vardı. Merhum, bu akıbeti meçhul vazifeyi pervasızca kabul etmiş ve Mesudiyeye giderek efrada nasihat et mişıti. Hasan Fehmi Bey, mülga meclisi mebusanda oldHığu gibi, Büyük MiHert Meclisinde de açıldıği gündenberi millet vekilliği vazife sini ifa etmiş, hamiyetli, vatanper ver bir zattı. DünkS vitrin müsabakasında birindlik kazananlar: Yakan da sağda Beyojglun~ da birinci gelen Samatya pazanmn vitrini, solda Istanbulda birinci gelen Hasan Pertev mağazasının vitrini, asağıda Beyoğlunda bi rinci gelen Lion mağazasının vitrini Tasarruf ve yerli malı haftasının dün son günü idi. Millî İktısat ve Tasarruf Cemiyetince hazırlanmıs olan programın son kısımları da dün tatbik olundu. mi hava fena olduğundan düne bırakılmışb. Havanın mubalefeti dün de devam ettiğinden yapılan resmigeçit maalesef pek sönük oldu. Halkl tasarrufa ve yerti malı aîraaMabadi S inci sahifede Geçitresmi nasıl oldu? Cuma günü yapılacak olan geçit res Meclise verilen iki 1 mühim sual takriri Tramvay Şirketi hakkında Nafıa Vekilinin, Adliye yangını hakkında da Adliye Vekilinin şifahî izahat vermeleri isteniyor Ankara 18 (Telefon) Büyük Mfllet Meclisi riyasetine bugün iki sual takriri verflmişt'r. Bu takrir'erden biri Refik Şevket Beye aittir. Refik Şevket Bey Millî Türk Talebe birliğinden aldığı bir mektuba istinaden tstanbul Tramvay Şirketi hakkında şu sualleri sor maktadır: 1 Sirketin mukavele hilâfma fazla ücret aldığı, 2 Halkm ihtiyacını tazyik edecek şekilde ikinci mevki vagonlar yerine fazla miktarda birinci mevki araba işletildiği, 3 Arabalara 60 65 kişi doldu rulduğu, 4 Sirketin şehirde normal bir servis tesis etmediği, 5 Vagonlarda sıhhî tedbirlerin noksan olduğu doğru mudur? Refik Şevket Bey; Nafıa Vekilinin bu hususlar hakkında şifahî izahat vermesini, bundan baska Vekâletin bu hususta mukaveleye aykırı hareketler görüp görmediğini, görüyorsa bilmukabele aldığı tedbirlerin nelerden ibaret olduğunu, îstanbul halkımn her zaman i şitilen şikâyetlen'ne nihayet vermek i çin Vekâletçe düsünülen başkaca ted birler olup olmadığmın izahını istemektedir. tkinci sual takririni Refik Bey (Konya) vermiştir. Bu takrirde Adliye Ve kilinin su suallere şifahî cevap vermesi istenmektedir: 1 İstanbul Adliye yangınının hakikî sebeoleri ös»renilebildi mi? ıııııııııııııııııııııııııııııi Belgrat mülâkatında neler konuşuldu? Bulgarlar, Makedonya komitasının tethiş hareketlerini siddetle tenkil eıeceklerini vadetmişler Paris 18 (A.A.) Havas teblip ediyor: Eko dö Pari gazetesi «Balkanlardm sulhun tarsîni» unvanlı baş makalesinde Bulgar Kral ve Kraliçesinin Belgradı ziyaretlerinrn iki mil letin uzlaşma sahasmda masruf olan gayretlerini göstermekte olduğunu yazmaktadır. Bu gazete diyor ki: «Bu hâdise Yugoslavlar tarafından arazi statükosunun yeniden gözden geçirilmesi hakkında Bulgar devlet âdamlarına bir guna vaitte bulunul ^namış olması dolayısile de dikkate şayandır. Sofya hükumeti Bulgar li sanmı konusan Makedonyalı Bulgar ekalliyetlerine daha liberal bir idare bahşedileceğini ümit etmektedir. Bil • mukabele Makedonya komitasının tethiş hareketleri daha ziyade siddetle tenkil edilecektir. Yugoslavya Kralı Aleksandr Bulgar Kralı Borit Refik Şevket Bey Refik Bey 2 Yangmda zayi olduğu ve kur • tarüdığı anlaşılan cezaî, hukukî ceraim dosyalarının adedi ve ihtiva ettiği kıymetler hakkında malumit. 3 Dosyalann yanmasından dolayı zararların telâfisi için Vekâletin düşündüğü tedbirler nelerdir? 4 Bu yangında Adüyenin evrak mahzeni de zarar görmüş müdür? Za rar görmüsse oradaki tarihî vesikalann elden geldiâi kadar telâfisi için ne dü sünülmüstür ? 5 Baska 7amanlarda, baska ma hallerde de vukuu muhtemel bu gibi yangtnlar hakkında tedbirler almması dü=ünülüvor mu? 6 İstanbul Adliye binasının yaptmlması icin ne düsünülüyor? Yeni bina yaptırılıncaya kadar ne gibi tedbirler almmast lâzımdır? Takrirler, riya?etce heyeti umumi yeye arzedilecektir. ııııııııı Takrirlerin sahipleri Galatasaray müdürlü^ii Ankara 18 (Te lefonla) İşteı el çektirilen Ga latasaray lises müdüru Tevfib Beyin yerine mektebin esbak müdüru Behçet Bey tayin edil miştir. CUMHURİ YET Behçet Bey, Galatasaray lisesi müdürlüğv' Behçet Bey nü muahharen, tayir edrldiği İstanbul Maarif eminliği vazifesile beraber hüsnü ifa etmişti. Eski vazife sine tekrar avdet etmiş olan Behçet Beye, yeni muvaffakiyetler dileriz. Eski Sabiye ile Bıdgaristan arasm da uzun müddet devam etmiş olan düşmanlığın esas itibarile amili RusyaAvusturya rekabeb' idi. Yoksa halk kütlelerinin birbirlerine karşı adavet beslemeleri icao etmez.» Yılbası Hediyelerimiz \ •v r ıııirıiıiimiîmıiHiııııııııiıtııiMiıııtiHiııııı tice mağlup olmağa mahkumdur. Büyük Harp içinde, siperlerde kum torbası yapacak çuvaldan bile mahrum olduğumuz düşünülürse programlı bir millî sanayie ne büyük ihtiyacumz ol duğu anlaşdır. Sauayii tesis etmek için katlanmağa mecbur olduğumuz feda kârlıklar bugünkü n«nller« ağır gelse de buna tahammül etmek mecburiye • Hndeyiz. Bizim nesillerimk, zaten tarihe «fedakâ/ nesiller» diye geçecektir. Memleketin ürtısadî kurtulusu memleketin selâmeti ve gelecek nesillerm refahı için sanayii kurmak fedakârlığma da katlanacağız. ABİDİN DAVER ııı ıııııııııııııııı ıtııııııııııııınnııııınımıınıııiHiıtn CUMHURİYET Yılbaşt hediyesi kuponu No: Adres: Tam 500 okuyucumuza hediyeler verilecektir. Bunun için yalnız birinci sahifemizdeki kuponları kesip saklamanız kâfidir. Bu ayın 27 nci gününe kadar daha 9 kupon çıkacak ve bu »uretle kuponlann yekunu 16 olacaktır. Bu 16 kuponun üstüne 1 den 25,000 numaraya kadar ayrı ayri beğendiğiniz bir numarayı yazacaksınız. (Tafsilât 4 ncü sayfada)