Cumhuriyet = Cengiz Han TEFRÎKA: 7 Tann uludur. Değerli bacı Yavlar eline düştü, ulu Temuçin kurtul . <kı. Yasumzı bu sevinç kapıyacak!.. Temuçin, yüreğine bıçak sokulmuş gibi sarsıldı, dudaklan trtriye titriye sordu: Hay seni erük ( 1 ) alsın. Yav eline düsen bacı, benim Börta mı? Evet!.. Kimse onun yardımma koşmadı tnı, eteğime kir bulaşnken herkes öküz gibi baktı nu? Bozgun sonunda ağırltklann ya. mna çekilmek istedik, yol bulamadık ırmağa siirüldük. Börta at uşaklarile başbaşa kaldı, Yavlar eline düştü. Naymanlar mı bu işi yaptı, Oyratlar mı? Değerli bacı, Merkitler (Tonguz. tarın atıcı manasına gelen ikinci atları) elindedir. Bugün oyle salık (haber) aldı:. Temuçin, anastnın çadınnda oldugu gibi, gene dizi dizi ter içinde kalan al. mnı elinin tersile sildi. Birkaç kere bıyujmı cekip buaktı: İnandnn dedi. bugün inandım. Ugan (Allah) bizi smıyor, yüreğimizi tarhyor. Ben herşeye dayanacağımVarsın, Börta da yok olsun. Ulusumuz yasıyor ya, bu bize yeter!.. Fakat içinden başka türlü söyleniyorchı, bütün Merkitleri yer yüzünden kaldırmağa ant iciyordu, o büyük ulusun dere gibi akıtılacak kanile eteğine sii rülen çamuru yikamayı tasarlryordu. Ancak kardeşine bu iç düşüncesmi sez. dirmedi, sadece emir verdi: Bana bir keçe ser, uyuyacağun!.. m r î3Teşrînîeweî 1933 Yazan: M. TURHAN Mıntaka kongresi bu sabah toplanıyor Istanbul mıntaka*» kongresi bu sabah saat onda Halkevinde fevkalâde olarak toplanacaktır. Evvelce de yazdığımiz üzere kongrenin çok hararetli olacağı ve birçok müna kaşalar cereyan edeceği muhakkak addedilmektedir. Bütün münakaşalar futbol heyeti riyaseti için ola caktır. Futbol heyetinde ehemmi yetli değişiklikler yapılması ve bu heyetin başına tam amatör bir sporcu ve idaresi getirilmesi hususunda bütün kulüpler ittifak etmişlerdir. Temuçin eteğine sürülen çamuru, Merkitlerin dere gibi akıtılacak kanile yıkmağa ant içmişti! Tan suklu tepe, sessiz de değildir. Ta böğründen konuşur ve sesi giimiis bir a. kışla ovaya ve oradan uçsi'z köselere kadar gider. Bu ses unun nmağıdır, o diyann saygı ile dinlediği bir tera nedir. Moğol ve Terkmlerin ağıl ço . cukları; o pek duygulu koyunlar, inekler, develer, keçiler bile tansuklu te penin aktp giden sesini içerken apaçık bir saygı gösterhIer ve onları sıvarmak için ırmağa götüren kadınlar, hayvan . cıkalrm su içerken dudaklarmda bir buse şekli belirdiğini sezerler! Temuçinin karısı hakkında uğursuz bir haber aldıgı giinün gecesinde bir adam, tansuklu tepeyi tırmarnyordu. O tepeyi Tanrı konuklannın uğrağı sa. yan hiçbir kimse, gecenin bu vaktinde böyle bir cesareti gösteremezdi, ka ranlığa bürünüp Ulu Gökçenin mağa rasına doğru yükselmeğe girişemezdi. Onun bu delice göz ve yürek pekliği göstermesine göre ya cinlerden, peri . lerden korkmaması, Ulu Gökçenin hışmından çekinmemesi lâzımdı. Yahut tansuklu tepenin esrarını bilmemesi icap ederdi. Halbuki gece yolcusü şaşırmaz adırru larla ilerliyordu, keklikleri topal yapacak kadar dar yerlerden pervasız geçiyordu, keçileri düşündürecek derece . de ürkünç kayalıkları durmadan aşı yordu. Demek ki yolu iyi biliyordu ve tepenin girintisini, cıkıntısını timamile tanıyordu. O, korkusuz yürüyisile ilerledi, ilerledi, yamacın ortasına kadar geldi. Orada minimini bir düzlük vardı ve bu düzlüğiin üst tarafında belirsiz ve bilin. mez engmliklere bakar gibi görünen iri bir göz seziliyordu. Bu, Ulu Gökçenin içinde yasadığı mağaranm kapısı idi. Moğollardan ve onlann avullarmdan (küçük kabilelerinden) biri olan Ter kinlerden birşeyler dilemek için tan . suklu tepeye çıkanlar, ancak bu noktaya kadar gelebilirler ve orada dokuz kere yere kapandıktan sonra diz çökiip Ulu Gökçenin mağaradan çıkmasını ve kendilerini lutfen dinlemesini bekler lerdi ( 2 ) . (Mabadi var) (1) Erlik, moğolcabir peri aehdtr. (2) Türklerde ( 9 ) rakamı mukaddesti. Bu itikat, Aksak Timurtrn devrinde de yaşıyordu. Hatta Şirvaıı padişahı. TimuTiın huzuruna çıkarken dokuz at, dokuz halayık ve sekiz kö!e getirmişri. Koyu bir müslüman olmamakla beraber millî an'aneye sadakatini muhafaza e. den cihangir, kölelerin sekiz olmasından dolayı kaşlarını çatarken Şirvan padişahı yeT öpmüş ve «dokuzuncu köle, kulunuzum!» demişti. Timurla çarpışmayı tasarlamış olan Yıldırım Beyazıt ise düsmanını kızdırmak için bu ra kama hürmet keyfiyetinden de istifade edeTdi, topal cihangire sık sık gön derdiği av kuslarını hep döîdeT, beşer olarak seçerdi! M. T. Fakat Leh kömürleri son zamanlarda şiddetle rekabete başladılar, mevkiimizi kaptırmamalıyız Yunanistan son zamanlarda se nevî 750,000 ton madenkömürü ithal etmektedir. 1931 senesinde hariçten aldığı 778,000 ton kömürün 372,000 tonunu Ingiltereden, 276 bin 500 tonunu Rusyadan, 65,000 tonunu Türkiyeden ve 63,000 tonunu Almanyadan, mütebakisinî de diğer memleketlerden temin etmiştir. Yunan topraklarında muhtelif maden cevherleri mevcut olduğu halde kömür madeni yoktur. Bu nun için inkişaf etmekte olan sanayiine lâzım olan taş kömürünü dı şarıdan almak mecburiyetindedir. 1931 ve 1932 senelerinde ecnebi memleketlerinden Yunanistana gi ren madenkömürleri için sırasile 354 ve 358 milyon drahmi, yani senevî 1 milyon altın tngiliz lirasına yakın para tediye edilmiştir. Son iki buçuk senenin kömür it halâtı şöyledir: (Bin ton olarak) 1931 Tam sene Tam sene Altl «y Yunanîstana yaptığımız kömür ihracatı artıyor ^» iBu akşamki program J ANKARA : 12,30 gramofon 18 keman konserl (Zeki Bey) 18,45 fransızca ders 19,25 gramofon 20 Ajans haberleri. İSTANBUL: 12,30 türkçe gramofon neşriyatî • » 18,00 gramofon 19,00 stüdyo saz heyeti 20,00 syüdyo saz heyeti 20,30 hanımlar saz heyeti 21,30 gramo r f n Sah Sesı 22,00 Anadolu Aian • * M ve Saat ayarı. VİYANA : 18,30 J Brahmsın eserlerinden konser 19,10 konferanslar 20,15 konser • 20,55 havadisler. 21,05 opera : (Der Vampir), Heinrich Marshnerin eseri 24,05 havadisler 24,20 plâk neş riyatı. BÜKREŞ k Eskişehirdende itiraz ediliyor Eskişehir mıntakası futbol heyeti azasından M. Şevket Beyd'en bir mektup aldık. aynen dercediyoruz^ «Yeni teşekkül eden Ateş Güneş kulübünün umumî merkez azası Saffet Bey tarafından Ankaraya çağırıldığı ve Gençler Birliğile maç yapacaklarım gazetenizde okudum. Saffet Beyin teklifi ve Ateş Güneşin Ankara şampiyonu ile karşı . laşması hayretimi mucip oldu. Akıl erdiremediğim şu noktaları soru yorum: Saffet Bey tdman cemiyetleri ittifakı umumî merkez azası değil midir? İttifak haricinde kalan bir teşekkülün umumî merkez aza,sınd'an biri tarafından çağınlması doğru mudur? 1. C. t. nizamnamesini tatbikle mükellef olanların nizamname ha ricinde iş görmelerinin kitapta yeri var mıdır? Muhtelif kulüplerden topladığı oyuncularla bir takım teşkiline uğraşan Ateş Güneşlilerin umumî merkezin adeta gözü önünde deni lebilecek bir surette Ankara şam piyonile boy ölçmesi garip olduğu kadar gülünç olmaz mı? Benim bildiğim teşekküller federe olan ve federe olmıyan d"iye ikiye aymlmıştır. Bunların birbirlerile resmî mabiyette oyun yapmalarının nizamnamede yeri yokcvır. tdman it tifakinın umumî merkez azaları her yerde nizamname ahkâmını tatbi ka ve bu ahkâmı taşıyanları tecziye etmeğe mecburdurlar. Ben içimiz den seçerek başımıza getirdiğimiz mümtaz şahsiyetlerden usulî ve nizamî işler beklerdim. Gayrinizamî haberleri okuduğu ma çokmüteessirim.'Yazımın ga • zetenizin spor sütununda çıkmasına mtisaadelerini hürnretrerinıl* rica larım. Eskişehir futbol heyetinden ve ldman Yurdu takım kaptanı Şevket leri Yunan piyasalarında yeni bir rakiple karşılaşmıştır. Geçen se ne nihayetine kadar Yunanistanın ne dahilî istihlâkâtında sarfedilen ve ne de Pire limanında vapurlara ihrakiye olarak verilen kömürlerde Polonya kömürleri mevcut değil iken, son aylarda Lehistan kömür leri Türk kömürlerine karşı en kuvvetli bir rakip mevkiine geçmişlerdir. Pire limanında Leh kömürlerinin tonu 20 şiline (yani 650 kuruş), bizimkiler yarım şilin fazlasile 20,5 şi line (685 kuruş) satılmaktadır. tngiliz kömürlerinin fiati ise 7 şilin daha yüksektir. Lehlilerin Türk kömürlerinden da ha ucuza satış yapabilmeleri her halde Yunan piyasasına her ne pahasına olursa olsun nüfuz etmek arzusundan ileri gelmekte, bu fiatle satışlarda bîr kâr temini çok müşkül görülmekte ve Polonyalılann ma liyet fiatinden aşağı kömür sattıklarına hükmetmek lâzım gelmektedir. Bu vaziyet karşısında Türk kö mürleri için yap'lan fedakârlığın biraz daha fazlalaştırılması, bu suretle meydanın Polonya kömürle rine bırakılmaması muvafık olur sanınz. Yunanistana 1933 iptidasından haziran sonuna kadar 6 ay zarfında yaptığımız kömür ihracatı 1931 senesinin 12 ayındaki ihracatımıza yakın bir miktara ulaşmıştır. Bu netice, şüphe yoktur ki kömürleri mizi ucuz satmağı prensip ittihaz etmiş olmamız ve Yunanistanla mayısia aktetmiş olduğumuz ticaret itilâfnamesi »ayesinde elde edil miştir. Binaenaleyh Lehistan kömür Ierinin Pire piyasasına hululile yeni bir safhaya girmekte olan Yunanistan kömür işlerinin yakından taki bi ve Türk kömürlerinin son zaman . lârida Yunan piyasalarında kazandıkları rüçhanlı mevkiin haleldar olmamasma çok dikkat edilmesi lâzımdır. 18,05 radyo orkestrası 20,05 kı raaat ve konferans 21,05 plâklarla Gounodnun (Manon) operası 21,45 plâklarla Wagnerin (Die Walküre) operası. BUDAPEŞTE ; 18,35 piyano konseri 19,35 or • kestra 20,20 konferans 20,50 askerî musiki 22,05 mektuplar • 22,20 salon orkestrası 23,20 havadisler ve plâk neşriyatî 24,15 tsigan havalan. VARŞOVA 1 19,05 bir konferans ve kafekonser20,30 tefrika 21,05 musahabe ve senfonik musiki 21,20 konser • 23,05 havadisler ve dans havalan BELGRAT : 18,05 fransızca ders 20,05 kon • ser 21,05 Zagrepten 23,05 tsigan musikisi • programın sonunda: Hava disler. 1932 1932 1933 ? Bir ipte iki cambaz! Yüksek kayalar, kara çamlarla ör tülü bir dağ. Bu, «Yilon Buldok» köyünii eteğinden saklıyan ünlü ve tan . suklu (mucizeli) tepedir. Köyü bastanbaşa benekUyen kara cadırlar, bu tepenin dibinde dizüstü çökmüş kara külâhlı birer köleye beıuer. Hiçbir baş, gelişigüzel o tepeye gözünün nu . runıı uçuramaz, korkar. Çünkü orada Ulu Gökçe oturuyor. Moğolların, Terkinlerin bu genç ve yaman peygam beri korkunç değildjr, çıplaklığından ve uzun saçlarından baska göze çarpan bir ayrılığı da yoktur. Yilon Buldokluların tepeye dönÜD bakmanialan da onun şahsî heybetinden ileri gelmiyor. Gök . çenin mağarasına gölrten çeşit çesit Tanrı misafiri geldiğine inanılmaktır ki köylülerin gözlerini böyle bir perhize mahkum etmektedir. Fakat tepe, tansuklu tepe, güzelliği sevenJr idn n?k cazibeli bir siir abidesidir. Eteğindeki kaya'ar, tabiatin e lmden dökülme birer harfi andırır ve iisüste yığılan bu her biri ayrı ayn biçimdeki harflerden sevimli bir ihtişam ifade eden berrak bir nusra doğar!.. Kaır. çamlar, o kayalann üstünde bir küme tuğ gibdir: Tabiat dediğimiz ulu nünkân temsü ederler gibi görünürler. *99~ Türkiyeden ~65 İ8~ ~52~ 347 164 276 96 Rusyadan 372 141 218 35 Ingiltereden 63 66 37 12 Almanyadan 2 2 1 17 Diğer memleketlerden Yekun ~~778 "732 *38Î "212 Yukanki cetvelin tetkikinden de anIasılacağı üzere Yunanistanın 1931 ve 1932 senelerinde hariçten ge tirtttiği kömür miktarı mühim bir tahavvül göstermemektedir. Bu seneler zarfında bizden mübayaatı 65 bin tondan 99 bin tona, Rusyadan ithalâtı 276 bin tondan 347 bin tona yükselmiş ve Almanyadan vaki olan ithalâtı da hemen hemen müstakar kalmıştır. Buna mukabil tngiltereden ithalâtı birdenbire 154 bin ton azalarak 372,000 tomfan 218 bin tona düşmüş, bu aukutu Türkiye ve Rusyadan yaptığı sırasile 34 bin ve 73 bin ton fazla ithalâtt ile telâfi ı MLLET TiYATROSUNDA ŞEHZADEBAŞI Rejisör Karakaş eferdi ve Eyüp Sabri bey brlikte Havali dram 9 perde. yeni dekor muazzam saline KIZLAR AŞIsIM fiÜNA,ilHiiMDIR 5 peroeJJ* Uliyuk komedi Naşit Bey Bugün gündüz ve akşamı «ylemiştir. Bu seneye gelince: Türk kömür Dans Bale Düeto Solo Raks Bugün 1V1 İZı Lı MZı /v sinemasında Dfihi Rejisör Ernest Lub i s c h ' i n filmi Bir Fransız genci Istanbulda okuyarak diş doktoru oldu, Fransaya gitti M. Kamayar isminde bir Fransız genci 930 senesinde tstanbula gelerek Tıp fakültesi dis tababeti mektebine girmiştir. Fransız gençleri içinde ilk olarak Darülfununumuza giren M. Kamayar bu sene tahsilini bitirerek diş doktoru diplomasını almış ve memleketine av . det etmiştir. Türk Darülfünununda tahsilini ikmal eden bu genç Fransada dişçilik yapacaktır. S AR A Y( 5 B 6n u ü M E L O On D Ü N Eski Etıbba Odası intihabı Birinci salü.'eden mabat « Bizim eski heyete muanz olmaklığımızm sebebi sudur. Eski heyeti idare adeta Etıbba Muhadenet Cemiyetinin bir şubesi halinde idi. Vazifesini lâyıkile yapmıyordu. He. yeti idare ve divanı haysiyet'in bu gibi teşekküllerde şeref için çalışma^n Iâzım gelirken maktuan ellişer lira ayîık ve her ictima icin de ayrıca onar lira alıyorlar. Halbuki baro ve saire gibi teşekküllerde böyle birsey yoktur. Binnetice orada iş yapmaktan ziyade maas îçin cahşılıyor. Bunların vazifesi hekimleri hi maye olduğu halde adeta bizim basımizda bir tahakkirm heyeti halini almışlardır. Her birî müteaddit vazffe alarak diğer meslektaslarını hiç düşünmüyorlar. Bu zevat ara. sında büçük müessesatın az maaslı doktorluğunu bîle kabul emiş, bircok yerlerden kendisîne var'dat temin eylemiş kimeeler vardır. Bizim taraftarlanmız iki yüzden fazladır. Rkseriyeti kazanacağınmzdan em*n1z.?> T. Rüştü Beyin beyanatı KiBAR HIRSIZLAR Fransızca sözlii büyük meraklı sergüzeşt ve aşk filmi. Oynıyan Joan Cravford. R. Montgomerrv. Nils Aster ve Levis Stone taratından temsil edilen /\ \J Tf f \ *"W fevkalâde modern mevzulu fiiim v/ i V l \ . KJ £* parlak muvaffakivet kazanmıştır. FOX JÜRNAL'da Sair manzaralardan mada (TiLDEN COCHET) profesyonel tenis maçı ve REiCHSTAG yangınınin muhakemesi ) Sinemasında A K Ş A M T ö IR IK Sinemasında Herkesin götmesi icap eden bir şaheser : Dan akşamki ictima Eski heyete muanz doktorlar dün akşam toplanarak kendi aralarında şu esasları tesbit etmişlerdir: 1 Diş tabiDİeri ile eczacılara heyetî idarede bîrer azalık temini. 2 • Hakkı huzur ve maaşların il3 Aidatı seneviyenim yan yanya tenzili, 4 Müteaddit vazife almanın öniine geçilmesi, 5 Müsavat üzere muhadenet tesısı, 6 Yardıma muhtaç meslektaşl*nn süratle yardımma koşulmasi, 7 Odanm azamî derecede tasarrufa rîayetinin temini . Aldığınvız malumata nazaran muanz doktorlar, diş tabiplerile anlaş. mıs olup eczacılarla da temas ve miiaakerede bulunmaktadırlar. Birinci sahifeden mabat kadar hollolunacaktır. Emlâk meselele. rini halletmek için de yakında Sofyada bir komisyon toplanacakhr. Gazeteciler, Türk Bulgar dostlu ğunun daha ziyade genişlemek ihtimali olup olmadığını sormuşlardır. Teyfık Rüştü Bey bu suale cevaben demiştir ki: ; « Biz, Sofyaya bunun için gel miştik. Fakat burada, Yunanlüarla aktettiğimiz misakın bir aynini Bulgarlara teklif etmedik, fakat buna müşabih bir Viyananın sayılı dans orkestralann misak üzerinde müzakerede bulunduk. dan biri olan ve büyük program giin Bu müzakerat hâ'â devam etmektedir. lerinde Viyana Radyosunda konserler Yunanistanla akteVtiğimiz misakta her veren profesör Matenin orkestrası bu iki atraf müsterek hudutlanm tekeffül ediyorlar. B;7, Buîgarlarla da böyle bir mevsim için Ankarapalas tarafından misak yapmak istiyoruz. tutulmuştur. Romanya ve Yugoslavya ile yapacaÇok temayüz etmiş san'atkârlardan ğımız muahedelere gelince: Bunlar u. müteşekkil olan bu orkestra bayramdan mumî mahivette muahedelerdir ve Yuevvel Ankaraya gelmiş bulunacaktır. nanistanl? akttettiğimiz misaktan ayn Mate orkestrası Viyananın en mü . seylerdir. Rumen ve Yugoslavlarla huhim iki tiyatrosunda yeni "tarz operet . dudumuz olmadığı icin onlarla böyle bir lerde refakat etmiş, Avrupanm muh muahede aktedemeyiz. Eğer hududumuz telrf merkezlerinde çok tanmmış ve seolsaydı, onlarla da ayni sevi yapardık. vilmistir. Biz, siyasette realist adam'arız. Böyle bir sivaset takip etmekîe hiç kimsevi 13 10 933 birbirinden ayırmak ve vahut birin! diİstanbul Belediyni cuma günü ve akşamı ğerine karsı koymak aklunızdan bile saat 15 gündüz germemistîr. 21 aVjam Biz her vakrt Balkanlarda umumî bir an'asma ve sulh siyaseti takip ettik. Hatta Balkanlarda hudutların büsbütün kal5 perde dınlmasına bile taraftarız. Yazan: Henrik lb;en Yugoslavva Kralı Hazretlerinin Bul. Besteleyen: E. Crieg ^aristan ve Türkiveyi ziyaretinin büvük Türkçeye çeviren: faydası olmustur. Bu ziyaret bizim Yugoslavya ile bir ademi tecavüz mua Seniha Bedri H. hedesi aktetmemizi kolaylaştırmıstır. • Umuma Şimdi de Ankarada M. Titulesko Ce naplannı karşılamağa g'divorum.» Ejı güzel kadın Talât Mümaz MİRYAM HOPKİNS Paratnount Diinya haberlerinde: Rayştag yangini muhakemesi ve Koşe güjıdenberi binlerce halk tarafından görülen ve takdir edilen bu tilmi mutlaka gorünüz. ilâveten. Yeni Pathe Journal ve aynca iki kisımlık komedi rövü Rueün saat 11 de tenzilâtlı matine (8568) Gaby ^orlay Victor Francen Pierre Blanchar (HULYALI DUDAKLAR) Profesör Maten n orkestrası Ankarada I Tilden tenis tnaçı ve saire Bugün saat 11 de tenzilâtlı halk matinpsi (8303 ) TIRK SİNEM4SINDA L İ L D A G O V E R taratından temsil edilen ve Claude Farrer ve Lucicn Nepotynın eserinden muktebes şaheser: Şerefi askerî Sevılen kadının namusu Aşk ujurunda ihanet ve cinavet Candan gülmek ve neşelenmek isterseniz PEK Y A K I N D A MiLLî sinemada Bugun MADAM BUTTEhFLY Mümessili SİLVIA SİDNEY, GARY GRANT fransızca sözlü serapa aşk filmi emsalsiz muvaffakıyetle devam ediyor. Görmiyenler son günierden istifade etsin. Mevsimin müstesna şaheseri ARTiSTiK , . SİNEMASINDA Ayrıca HAREM ESRARI DON J O S E M O J i K A Büyük oryantal film (8498) V Diiber vıldiz F r a n z i s k a Gaal'in yeni f^lmi E R O N i K A muhteşem şnhesetini görünüz. Bu filmin şarkıian herkesin ağzındadir. llâvetenFoks Journal. Rayştag yapgincısi'ın mnhakemesi ve saire ve saire. Buşün saat 11 de tenzilâtlı fiatlerle matine (S559) 5ehirTıyatrosu PER GÜNT f Bugün i P E K Q ru ) 7 t l> Söz Bir, Allah Bir u Bütlin şshifde herkesin göriip beğendiği v e E L H A M R A Snemalar,nda Rejisör: ERTUĞRUL MUHSİN Şen ve şuh lisanile bizzat sahnede bir filmin nasıl çevrildiğini anlatscak ve piyano refakatinde ™niinin şark.lnrını söyliyecektir. B g n uU saat 11 de ucuzffiatlehalk matinesi vardır. ( 5 4 86) ve Mauıice Tourneur tarafından vazi sahne edilen Romada zelzele Roma 12 (A.A.) Bu sabah vu ku bulan iki hafif zelzelenin mer . kezî muhrtmin Romaya otuz kilo metro kadar uzaka Şato Romen denilen yerde olduğu anlaşılmıştır. Sarsıntılar bu mıntakada kuvvetle his•edilmişir. MARİE 6L0RY C 1 ~V ^ • * • hİP A l l a h hîl* " " 1 *%llqll Mll DİKKAT: Bugıin matinelerde ve akşam suvarelerde Darülbedayiden B Artistikte M: AM ÇOCUK i >TEMiYOR Mehteşem tütnindeki rolünü fevkalâde bir surette ovnuvor. (8558) Pek yakında Llnnery"nin lâyemut eserinden ıktibas İKİ Y E T İ M E EMASINDA Pek yakında S A R A Y (Eski