fCumhuriyet' S ON TELGQAFLAQ Demirtas Han Eski İran Saray Nazın hapisanede vefat etti Uç devîet Almanyayı silâhlandırmıyacaklar Cenevre 12 (A.A.) Fransa, In&iltere ve Amerikanın başmurah haslan dün saat 15 te konferans ha . linde toplanmışlar ve silâhlan bırakma meselesi hakkmda görüşmüslerdir. Konferans bir saat 45 dakika sürmüsJür. Konferans hakkında matbuata hiçbir tebliğ verilmemiştir. Konferans hakkında verilen yegâ . ne fakat kat'î malumat, 3 devîet mü messillerinin Almanyanm silâhlanma . sına karşı durmak için anlaşmış olmalandır. Konferans bitince, Sir John Simon, plâhlan bırakma konferansı reisi M. Hendersonu ziyaret etmiştir. Bulgarların Trakya cemiyetjjşi azıtıyor! Cemiyetin kongresinde Bulgaristandaki Türk kültür cemiyetlerinin kapatılması ve Trakyanın Bulgaristana ilhakı istendi dalgalandırılan bayrağı hiçbdr za man indirmemeğe, Bulgaristandaki Kemalist Turan ocakları kapatalmayınca ve Trakyaya ait gayeler ta . hakkkuk etmeyince susmamağa karar vermiştir. Bulgar Maarif Nezareti, kendi memurlarma 5 gün mezuniyet verdiği için kongreye ve kongre mü nasebetile yapılan nümayişlere bir ıcrası. çok muallim ile 6000 murahhas, Kongrede, Kemalisrt teşekkülleri millî elbiselerile 200 kadın, birçok olan bu cemiyetlerin Bulgaristanda millî teşekküller, Üniversîte talebesi tesislerine tnüsaade eden Bulgar hüve halk istirak etmiştir. kumeti şiddeıtle protesto edilmiş, Kongreden sonra Trakyahlar el . Türk gençlerinin tesis ettikleri bu lerinde tuttuklari «gayemiz Trakya cemiyetler bir an evvel kapatılmı ve Makedonyadır» «mefkuretniz Akyacak olursa, Trakyalı Bulgar gençlerinin Turancı Türklere yapmıyacak. deniz!» «kahrolsun Nöyyi muahe • lan kalmıyacağı »öylenmiştir. desi!» ibareleri yazılı levhalarla sokaklarda dolaşmışlar, an lerinde banŞarkî Trakyanın Türk, garbî do ve 40 bayrak olmak üzere mu. Trakyanın Yıman esaretinde (!) azzam bir nümayâş yapmışlardır. inlemesinin (!) esbabı 19131915 Şehrin meydanlarında teşkilât reBulgar diplomatlarına atfolunarak isi tvan P. Ormanciyev hararetli nubunlar protesto edilmişler, akılsız, tuklar söylemiştir. kaluı kafalı diye tahkir ve tenkit Kongre, Rodna Zaştita, Kubrat, ediltnişlerdir. Makedonya ve saire gibi millî teş Kongrede: Bulgaristanın »aadet kilâtlar tarafından selâmlanmışbr. ve selâmeti ancak, bütün Trakyanın Nümayişçilere halk, alâka göstererek Bulgaristana ilhakı ve Akdenize büyük tezahüratta bulunmustur. çıkmakla kabil olacağı bir daha tekReis Bozaciyev heyecanlı bir nurar edilmiştir. tukla kongreyi kapamıştır. Kongre, Türkler ve Yunanlılar Bugün murahhaslar 40 otomobille tarafından gasbedilen (!) Trakyanın şehir civarında bir gezinti yapmış . hürriyeti ve hür tslav denizi uğrunda lardır. Sofya 12 (Husuaî) Bulgaris tandaki Trakya teşkilâtının Kırcaalide aktettikleri kongerde ahnan ka. rarlar şunlardır: Bulgaristandaki Türk gençlerinin tesis ettikleri spor, musiki, kültür cemiyeleri Turan U« «Altmordu» nun ortadan kaldırılması hakkında Bul . gar hükumeti nezdmde teşebbüsat [Banakalırsa J Onsekiz sene! umhuriyete yüzlerce şikâyet mektubu gelir. Bunlan açtp okumak ve ayırmakla mükeller arkadaşımız dedi ki: Mektuplarm çoğu vaktinde maaş alamıyanlarm haykınşlandır. Hele ma • allimler... Dün de bir muallim hanımm pek hakh çığlığı ikinci sahifemizde çJrtı. Ben bu mevzuda, beHci maaşlarmî alamıyanlarm gözyaşları kadar mürekkep döktüm. Anlaşdıyor ki boşa git . miş. Ne yazayım? Lugatimde kelinM kalmadı. Bu fıkrayı da aczimi ilân et mek için kaleme alıyorum: Aziz kardeş lerim, elimden birşey gelmez. Başka bir şikâyet mektubu da çvldv. tıcı bir hakikat bildiriyor: Adamcağızm biri, on sekiz senedaa bugüne kadar hükumet kapılarmd^ bir işini takip edfyormuş, hâlâ da netiea alamamif. On sekiz sene! Düşününüz, bu müddet zarfmda blı tngiltere, Fransa ve müttefiklerfle harp yaptık, istiklâl mücadelesi yaphk, Cum, huriyet yaptık, inkılâplann türlü çe « şidini yaptık, fakat şu adamcağızm işini yapamamışız. Neden? Çünkü ıdare makinesi dediğimiz şey battaldn* ve gei çen devirden aktarmadır. Oldu olacak, bir inküap daha yapalım, şu makmeyî hurdaya çıkarıp bir yenisini kuralms. Bütün inkılâplarımızı halka sevdirmeK niyetinde isek, evvelâ onu bir istida peşinde on sekiz sene dolaşmaktan lcu^ tarmalıyız. On sekiz sene! Bu rakamla akraba cıkabilecek an . cak bir rakam daha vardır: Hükumet dairelerinde kırtasiyeye harcanan paranın miktan. tkisi pek güze] anlaşa • bilirler. Fakat ben ikismi de, bu işlerl de anlamaktan çok uzağım. Korkarım ki ayni vatandaş bundaa on sekiz sene sonra bize bir mektop daha göndererek haber verecektir» «Otuz ahı senedir istidamm neticesinl alamadım.» tzin v«rin de ben şimdiden kvta « siyecilik namma o evrakm Sstüne bir derkenar yazayım: «Müsted'îye bu ka« dar aceleye Hizum oknadıgınm tefhi « mi.» PEYAMl SAFA Fransa, îngiltere ve Amerika başmurahhasları arasındaki topîantıda mühim kararlar verildi Almanya da hava kuvvetlerini artırmak istiyor BerHn 12 (A.A.) Yan resmi tebliğlerden ve bazı siyasî mehafilde yapılan görüşmelerden, Almanyanm prensİD it>'barile Mac Donald plânın • daki iki devreyi kabul edecegi manası çıkîrılabilir. Bununla beraber ilk devrede, Al . manya Rayhşveri değiştirmek, hukuk müsBvatına varabilmek üzere müdafaa vasıtalarını diğer devletlerinirkine uv Japonya bütün Tahdidi teslihat ve Küçük itilâf Asyayı alacakmıs! Japon meselesi ve M. Yevtiç Cenevre müzakerelerini anlatıyor Fransız gazeteleri Londra 12 (A.A.) Tokyodaki Ke'o Darülfünununun sabık profesör . lerinden T&id o Konroy bugün çıkar • dığı bir kitapta Japonyayı bütün Asya. ya hâkim olmağa göz dikmekle 'tham etmiştir. Profesör bı: kitabında bilhassa (Şark anahtan) diye andığı Japonya . nın bu husustaki plânınm evvelâ yem' MnuÇuı ;,*»«•*• Çm, Hindittas, Avu* • tralya, ve daha sonra Rusya üzerinde hâkim Verilmek olduğunu raznustır. Paris 12 (A.A.) Tempa gazetesi, günün yazuında Uzak sark vaziyetinden bahsediyor ve diyor ki: «Japonlar bazı devletlerin ve bu a. rada tngiltere ile Amerikanın Uzakşarkta mevcu* muvazenenm bozulmasına lâkayt kalamıyacaklanm, dünyanm bu parçasında muayyen bir nüfuzun tam hakimiyetini tesis ederek kendi men faatlerine bir tehlike teskil etmesile meş. gul olamarfiazlık edemiyeceklerini bil • dirmektedir. Bugünkü hali ile bir Rus . Japon raeselesi arkastnda daha geniş ve daha mufassal olarak bir Bahrimuhit meselesi vardır. Her ihtimale karsı Rusya ile Japonya arasmda bir mücadele tecrübesinin bugünkü tehlikeli şeraitten daha nazik vaziyetlerde ve Çm Şark şimen diferlerile meselesinden daha mühim . lerini halletmege muvaffak ohnuş siyasî tesirlerle bertaraf edilebileceği zan . nediliyor. Bununla beraber Rus • Japon münasebetlerini». bugünkü vaziyeti dikkatli davranmağı emretmekten hfth' kalma . makta ve Mo;kova ile Tokyodaki asa biyet bir dereceye kadar beynelmilel mehafildeki endişeyi izah etmektedir.» Paıis 12 (A.A.) Matbuat, Rus . Japon ih*üâfmı çok yakından takip et • mektedir. Alelumum vaziyetin gerginliğjne rağcnen bir harp tehlikesinin ber. taraf edileceği zannediliyor. Gazete • ler, bu münasebetle Almanyanm bir harp ihiimahni istismar ettiğini kayde . diyorlar. Hayatın fakır ve zaruretleri içinden çıkıp refah ve saadetin son haddine yiik seldikten sonre gözden düşen I ran nazırlarından Abdülhü seyin Han De durmak için harekete geçmek istiye . mirtaş lranda cektir. mevkuf bulun • Bu devrenm devam miiddeti, Hit • duğu hapisane lerin Almanyanm iktısadî ve içtimaî de geçen pazar Demirtas Han kalkmması için lântn addetiiği devre günü sektei kalpten vefat etmiştir. müddetine tesadüf edebilir. Uç dört sene evvel fstanbula geAlmanyanm bilhassa hava müdafalen merhum Demirtas şimdiki İran ası üzerinde duracağı ve bu iş için hu. Şahı Hz. nin bir zamanlar en mahsusî toplarla mücehhez tayyareler kulrem ve en çok itimad'mı kazan Ianmak istiyeceği zannediliyor. Bun . mış adamlarından biri idi. İran kadan başka şark hududunun muhafazası binesinde muhtelif nazırlıklarda icin asrî bir tahkimat hattı yapmak ve bulunmuştu. En son vazifesi Şahın Rayhsverin silâh ve teçhîzah asrileş • Saray Nazırlığı idi. tirmek te istemektedir. Londra gazeteleri bu ölüm hâdî • Bu devre nihayetinde Almanyanm sesi münasebetile şayani dikkat neşmütekabilen silâhlann kontroJunu ka • riyatta bulunuyorlar. bul etmesi muhtemeldir. Evvelce fran ordusunda bir sü • Berlinde bu mütalebatın tngiltere ta. vari zabiti olarak ifayi hizmet eden rafından Fransadan daha az müsait bir Demirtas tranda sözü hürmetle dinşekilde karşılanacağma intizar edil Ienen bir mevkie yiikselmiş ve tnmektedir. giliz tran müzakerelerinde daima Almanya Cenevrede hüsnü kabul ; ;1 mühim roller oynamıştır. görmediği takd'rcfp dörtier m '»kim eri Demirtas 50 60 yaşlarında idi. sürmek istiyecekt'r. Esasen, M. Mu. Uzun boylu, yakışıklı ve ateşin bir so'ininin bu suretle hareket edilmesi ühatipti. Şahsındaki hususiyet ve zer'nde mutabık olduğu zannediliyor. cevvaliyet ve siyasî meselelerdeki Von Neurathın A'man nolrfai na nüfuz ve kudreti kendisini mer zarını müdafaa için eelecek hafta ba«. kezî şarkın esrarengiz bir diplo • îarında Cenevreve gitmesi muhtemeldir. matı sırasına geçirmişti. 1922 senesinde Ticaret, Ziraat ve Nafıa nazırlıklarında bulunduktan sonra İran parlâmentosu tarafından Şah Sultan Ahmedin hal'î ve eski Başvekil olan Rıza Han Pehlevi Hz. nin tran Şahı ilân edilmesi ü • lerine Demirtas yeni şahın sağ eli makamına kaim olmuş ve kendisine emsalsiz bir Himat gösterilmişiti. Demirtas mü^külâtla dolu yedi sene zarfında Şah Hz. ile başbaşa Belgrat 12 (A.A.) Hariciye çalışmıştır. Şan ve şerefin, ikbal ve Nazırı M. Yevtiç dün akşam Yu . saadetin en son mertebesine vâsıl okhığu 1928 senesinde Demirtas goslavya matbuat mümessillerini İngiltereye gitmiş, Bukingam Pa kabul etmiş, Cenevre intıbalarını lasta tngiltere Kralı tarafından kaanlatarak demiştir ki: bul olunmuştu. « Münakaşalar çok sakin bir Geçen sen tngiliz tran petrol ihhava içinde cereyan etmiştir. Bu tîlâfı zuhur edince kendisinin azim keyfiyet Milletler eemiyetine karsı miktarda rüşve* aldığı iddia edil • bir alâkasızhk telâkki olunmama misti. lıdır. BiJâkis bu mühim meseleler Bu meseleden başka tran Ban kasile olan münasebetleri yiizünden mevcut olduğunu ve bunlar hak bankayi yüz bin tngiliz lîrası izrar kında Milletler cemiyeti heyeti uetmek le ve daha baska suiistimal mumiyesi haricinde çok hararetli lerle kham edilen Demirtaş, geçen müzakerelerin vuku bulduğunu ispat ekânunusanide tahtı tevkife alınmış der. ve mazul nazır beş sen hapse mahCiddî kararların mes'uliyetîni dekum edilmişti. Bir insanın şöhret ve ikbalin bu ruhde etmek zamanı 4 gelmiştir. derecesine yiikseldikten sonra haArtık öyle parlak düsturlar, acı ve pisane köselerind"e metrük ve kim ha<<i H?kikati tatmin edemez.» sesiz bir halde ve kendisini mevki M. Yevtiç şimdiye kadar beynelmive ikbalin bu derecesine yükselten lel mukavelenamelerle himaye edil • ve prens unvanmı verdîren şîmdiki memif olan ekalliyetler için herseye Şah Hz. nin teveccühünden mah rum vaziyette terki hayat etmesi rağmen birşeyler yapümış olduğunu memmmiyetle kaydetmek lâzım gel • nekadar acı ve bu hal talihin ne gario bir tecellisidir. ^ mekte bulunduğunu beyan etmiştir. Mumaileyh, Küçük rtilâfm Cenevrede Fransız mümessilleri ile yapmış ol. Ankara 12 (Telefonla) Teşrmiduklan mükâlemeler esnasında silâh • evvelin 26 sında şehrimize gelecek Ian bırakma meselesinde takip ede . olan Rus mUafirlerimiz samimî tecekleri kat'î hattı hareketi tayin etmiş zahüratla karşalanacaklardır. Misafirlerimizin Ankara pal a s/ta olduklarmı beyan etmiştir. misafir edilecekleri anlaşılmaktadır. tstasyon caddesmde şkndiden büyük bir tak kurulmaktadır. Misafirler huParis 11 Berlinden buraya gelen haberlere göre Almanya Bal • «usî trenle gelecelder Ankara istas • yonunda Başvekilimizle erkânı hü kanlardakî siyasî faaliyeti büyük kumet tarafından karşılanacaklar bir dikkatle takip etmektedir. Taydır. miş gazetesinin Berlinden aldığı haBirmci günü mutat ziyaretler ya . berlere göre Ahnan Başvekil mua pılacak, birinci gece Başvekil tsmet vini Von Papen teşrinisanide Bal Paşa Hazreftleri Ankarapalasta bir »iyafet vereceklerdir. Bunu Wr sükan yanmacfasını dolaşacak, bilhasvare takip edecektir. sa Sofyaya uğnyacaktır. Misafirlerimiz Gazi Hz. tarafından Fransız gazeteleri Almanyanm kabul edilecekler Cumhuriyet bay . muahedelerin tadili taraftarı olan rammı çecirdikten sonra aârlebi îhdevletlerle daha sıkı münasebat tetimal 31 teşrinievvelde avdet ede • sisine çahşacağım yazmaktadırlar. ceklerdir. Türkiye 10 senede Bir pilotun dehşet veren cesareti neler yaptı? Bir tngiliz gazetesinin şa 7200 metreden 7050 sini paraşütsüz indi yani dikkat yazısı Londra 12 (A.A.) Deyli Meylin Ankaradaki hususî muhabiri gazeteainde neşrettiği bir makalesin > de yeni Türkiyenin son on sene zanfında vücut bulmuş olduğunu *öy • ledikten sonra diyor ki: «Yeni Türkiyenin gayelerini, dü«üncelerini ve bunların tatbikı yollarını bana izah eden C. H. F. umumî kâtibi Recep Bey olmuştur. Recep Bey içtimaî ve siyasî sahada asrileşmek için açılmış olan muazzam cidalde milletin nasıl bir araya gelmiş olduğunu izah ehniftir. Türk milleti bugün sulh için seferber edilmiştir. Gazinin dinamik şahsiyetinin ilham etmiş olduğu yeni rejim saye sinde elde edilen terakki, bilhassa maarif ve terbiye, hıfzıssıhha ve millî müdafaa sahalarında son de recede dikkate şayandır. Türk milletinin maliyesi sağlamdır. Türkiye siyaset noktai nazarından yeni bir Balkan misakına doğru istika met almış görünmektedir. tsleri sürüncemede bırakan eski usullere Türkiyede tamamile nihayet verilmistir. Türkiye, maziden yüzünü çevirmiştir. Bu Gazinin büyük eseridir.^ Moskova 12 (A.A.)Tas ajansı bil. diriyor: Kızıl ordu hava kuvvetleri ilmî enstitüsünün birmci pilotu Eseev, (geç açılan parasütle atlama» cihan rekorunu tesise teşebbüs etmiştir. Eseev, tayya resmden 7200 metre yükseklikte atla mış ve 7050 metre parasütü açmamışhr. Bu sukut, 132 saniye devam etmiştir. Paraşütünü yere 150 metre kala açan pilot salimen mmeğe muvaffak olmuş. tur. 7200 metrede hararet tahtessıfur 37 derece idi. Rus ricalinin Ankara seyahati Almanya ve Balkanlar Ankara 12 (Telefonla) Kasta» monu maarif müdürlüğüne Ankara. erkek lisesi felsefe muallbni İh»an Seyhan maarif müdürlüğüne Kay seri lisesi müdürü Yunus Kâzım, Af, yon maarif müdürlüğüne Kastamonu ortamektep mualltmlerinden Kemal Cenap, Ed'rne maarif müdür • lüğüne Canakkale maarif müdürü Sehap, Diyarbekir maarif müdür . Ankara 12 (A.A.) B. M. Mec lüğüne Trabzon muallim mektebî lisi bugün reis vekili Esat Bev*n re • fizik ve kimya muallbni Reşat, Anisliği altmda toplanmış, B. M. Mec talya maarif müdürlüğüne Denizli lisinin 1933 senesi mayıs ve haziran maarif müdürü Şevket, Bilecik mave temmuz aylan hesabı hakkındaan'f müdürlüğüne Kütahya maarif ki mürakıp raporlan tasvip edil • müdürü Sükrü, Malatya maarif mümiş ve Cumhuıriyet;n onuncu vıl dürlüğüne Kırşehir maarif müdürü dönümünü kırtlulamak üzere Vekâ Lutfi, Kırşehir maarif müdürlüğüne let ve d'aireierin 1933 bütcelerinden Malatva maarif müdürü Sıtkı, Ordu 50 bin liranın tenzili ile Malive büt maarif TrUdürlüğüne Kan, maarif çesinde yeniden açılacak fasla komüdürü Kemal, Maras maarif münulmasına dair kanun müzakere ve dürlüğüne Elâzîz maarif müdürü kabul olunmuştur. Rahrni, Elâziz maarif müdürlüğüne Kanun maddei mahsusasına göre Maraş maarif müdürü Hakkı, Kü . tahya maarif müdürlüğüne Ordu maMaliye bütçesinde Cumhuriyet:n arif müdürü Murat, Erzurum maa> 10 uncu yıldönümü masarifi namile yeniden açılacak 172 numaralı fasla rif müdürlüğün* Edirne maarif mttdürü Faik, Muş maarif müdürlüğüiM naklen ilâve edilecek olan bu para Ankara 12 (Telefonla) Vergi. Mardin maarif müdürü Hüsnü, Deler temyiz komisyonu reîsi ve e»kı devîet merkezinde kutlulama işini nizli maarif müdürlüğüne lsparta. tstanbul defterdan Şefik Bey tstantanzim edecek Ankara Vilâyeti komaarif müdürü Ziya, tsparaya tçel bul pul müdürlüğüne tayin edilmişmitesi emrne muavenet olarak vemaarif müdürü Neşet, tçel maarif th. rilecektir. müdürlüğüne Seyhan maarif mü , Bundan maada devîet bütçesi dürü Rasim Beyler tayin edilmds f lerdir. nin diğer tertiplerile mülhak büt çelerden vilâyetlerle kazalarda yaBükres 12 (A.A.) Dobricede pılacak masariflere iştirak etmek i • komitacılar tarafından öldürülen 35 ki. Atina 12 (Hususî) SelânikMa şinin tedfini münasebetile 35 genç Ma cap ettiği takdirde bu husus için ayrılacak paralar da vilâyet ve kazanastır demiryolu üzerinde ve, Filorina kedonyah Bulgaristan sefareti önünde lardaki komiteler emrine muavenet kasabası yakininde tren hattı üzerin • dün akşam nümayişte bulunmustur. olarak verilecektir. de bir bomba bulunmustur. Bomba Zabıta nümayisçileri yakalıyarak po. patlamadan hattan kaldınlmtş ve birçoiı Meclis pazartesi günü toplana • lis müdiriyetine götürmüştür. Tahkikat caktır. tevkifat icra edilmiştir. devam etmektedir. Maarif mOdDrleri arasmda Dünkü Meclis ictimaı Şefik Bey Bukreşteki Makedonyalıların nümayişi Yine komitacı bomhası mı? Tefrika: 73 SERVER BED1 Sabahsız Geceler Kolunda büyük bir paketle çık«ı. Nereye gtttiğini söylemedi. Ha mama gidiyor zannettim. Odaya beraber geldiler, dolaplan ve öteyi beriyi muayene ettiler Madam Roza Salihin öfkelenme • sinden korkarak hiçbirşey anlamamış gibi görünmüştü. Fakat, kadmca a lâmetlerden Fofonun kaçtığını tez. misti: ^ Meraklanma, dedi, bu gece, yahut yann gelir! Ve hemen odadan çıktı. Salihin karnı acıkmağa başlamıştı, fakat birdenbire iştahı tıkandı. Kendini karyolanm üstüne atmıstı, Fofonun kokusunu duydu ve hemen kalktı, bir sandalyeye oturdu, gene ürseklerini dizlerine dayadı, başmı avuclannm îçîne aldı. Arasıra başını kaldırıyor, donuk, dalgm ve karanlik bakıslarla etrafa göz gezdirdikten sonra, daha çök müş bir halde eski vaziyetine dönüyordu. Birkaç defa ayaklarını yere vurdu ve boşluğa doğru yumruk sal . ladı. Bazan küfürler savuruyor, bazan ıslıkla sert bir hava çahyordu. Karyolaya bir daha uzandı, fakat yasttkta tekrar Fofonun kokusunu duyduğu için doğruldu, örtüyü çekti ve paramparça etti. Bir arahk öyle bir öfke ve azgınlık devresine girmişti kı saçlarım yolmağa, karyola demi. rini ksmirmeğe başlamıştı. Biraz sonra ağladı ve açıldı. Fakat o geceyi o odada geçiremiyeceğini nThayet anhyarak sokağa fırladı ve bir meyhaneye koftu. O geceyi tamamile uykusuz ge çirdi ve bir esrarkeş kahvesinde sabahladı. Bir dakika bile uyuma • mıştı. Fofosuz ev, ona, tavansız, kapısız, penceresiz, bomboş, tamtakır geliyordu. Kahveden çıkınca berber dük kânı açılıncıya kadar, bir saatten fazla, sokaklarda dolaştı. Bütün gece hep annesini düşünmüş ve özlemişti. Fakat apartıman kapıcısına iki gün evvel sorduğu için seyahatten henüz dönmediklerini biliyordu. Artık Fofo da yok, hiç kimse yok, Salih yapayalnız. Kannın nereye gittiğini düşünmek istemiyord'u. Her aklına gelince: «Cehenneme kadar!> diyerek bu fikri kovuyor • du, hissediyordu ki bir de Fofoya kızacak olursa, artık dayanamıya cak, mutlaka çıldıracak. Fakat Fofosuz kaldığmı her hatırlayışmda içi sızlıyor ve kalbinde gizlc bir ümidi yaşatmağa çalışıyordu: Belki gelir, her halde gelir, dayağın acısı geçinciye kadardır. Sonra kendi kendine küfür ediyordu: Yuh, dağ ayısı, ne vardı kadıncağızın bur nundan oluk gibi kan boşaltacak?.. Dükkâna grbtiği zaman, Tanaş ve bütün kalfalar ona büyük bir hayretle bakmaktan kendilerini alamamışlardı: Elbise buruşuklar içinde. Yüz sapsan. Gözler donuk. Baş ve omuzlar düşük. Adımlar sarsak. Eller tirrek ve surah asık. Herkes birbirine baktı. Salih başını önüne iğerek oturmustu. O kadar halsiz ve hasta görünüyordu ki d'okunsan bayılacak sandılar. tçlerinden onu seven bir tanesi o kadar acıdı ki bir limonlu çay getirtti ve şekerVıi kendi elile karıştırdı. Salih, bütün bunlardan haberi yokmuş gibi oturu yordu. Çayı soğumaya başladı. Arkadaşlarının üçüncü veya dördüncü ihtarından sonra çayını içebildi. tki saat, böylece, kımıldamad'an oturmuştu. Uyuyor zannedilebilirdi, fakat gözleri açıktı. Galiba dükkâna giren müşterilerin de farkında olmuyordu ki iş görmek için yerinden hiç oynamıyordu. Maamafih Tanaş onun bu halinden memnun görünüyordu: Böyle sessiz otursun, kımıldamasın, küfür etmesin, yere tükürmesin de biz onun yapacağı işten vazgeçtik; başımız. gözü müz sadakası yevmiyesini veririz. Salih öğleye doğru yerinden kaiktı. Herkes, ne yapacağım merak ederek ona bakıyordu. Serseri, do nuk ve uyuşmuş gözlerile Tanaşı aradı ve patronun vezne parmaklıkları arasında korku ile parlıyan bakışlarile karşılaştı. Ona doğru sendeliyerek yürümüstü. Tanaşı par mağının ucile bölmenin arkasına çağırdı. Bütün kalfalar serserinin vahşi bir hareketinden korkarak, ica bında Tanaşı kurtarmak için o tarafa doğru yürüdüler. Halbuki Salih çok durgundu. Patronun karşısında başını önüne iğerek. bitik bir sesle dedi ki: Tanaş amca... Ben çok aynasızım bugün. Hastayım galiba. Dün gece hiç gözüme uyku girmedi. Bel ki bu halimle sana zarar veriyorunb Ben buradan gideyim artık... Ye « rime başka birini bulursun. Ama ben sürünecekmişim, sana ne?.. Baksan a, iş yapacak halde deği lim. Ver elini öpeyim de gideyim. Geçen gün senin kalbini kırdım ben Tanaş, Salihten en aşağı bir to kat beklerken, serserinin bu mazlum duruşu ve sözleri karşısında şaşırdı. Hatta, onu birdenbire çok sevmi&ti. «Bu oğlanın ne kabahati var? diye düşündü. Eli çabuk. Pek âlâ tıraş ediyor. Birkaç gündür fena huylarını d"a bırakmıştı. Fakat bugün hasta. Olur a, insan halu Şimdi, alelâcele kalfa bulmak kolay mı? Hem Mahmut Efendi ne der? Bunu serserilikten kurtulsun diye bana getirdi. Kolundan tutup sokağa atamam a . Gözü kızar, bir halt karıştırır, sonra ben kabahatli çıkarım. Yahut zavallı sürünür, hastalanır, ölür, birşey olur .. Yazık değil mi?..» Mabadı var