24 Eylül 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

24 Eylül 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 1 ^Cumhuriyet' SON TELGRAFLAQ Silâhları bırakma îşi Pariste yeni müzakereler oldu, İngiliz ve Fransızlar Italyanlarla da görüşüyorlar Paris 2 3 (A.A.) Havas Ajansı bildiriyor: tngiltere sefaretinde Fransız ve İngiliz nazırlan şerefine verilen zi . yafet 14, 15 te bitmiş ve Fransa fle Ingütere arasmdaki görüşmelere Fransa namma, M. Daladiye, M. Pol Bonkur, M. Leger ve M. Massigli, ln<giltere namma Sir John Simon, M. Eden, Lort Tyrell, M Cadogan ve M. Harvey iştirak etmişlerdir. M. Baldvin resmen iştirak etmemekle beraber görüsmelerde hazir bulun muştur. M. Pol Bonkur bu sabah Rambouil. lette toplanacak olan kabine içtimaın. da bolonacak, akfam üzeri Cenevreye gidecektir. Times gazetesi, suâhlan azaltma konferansına ayırdıgı bir yazısında diyor ki: c Sflahlan azaltma mukavelesi, ordu mevcutlannın ve harp levazunı nın azakılman meselelerinde Fransız hükumeti akla uygun bir surette davrandığmdan Sir John Simon, Cenevrede ttalyan mümessülerile muşavere edecek. tir. tngiliz hükumeti ttalyanm bu kon . feransta oynıyacağı rolün $on derecede ehemmiyetli olacağı duşuncesindedir.» Memleketimizde yetişen çiçekler îki İngiliz nebatat âlimi tetkikat yaptı Ingüterenin en büyük nebatat bahçesi için tngiliz mütehassısla rından mürekkep bir beyet mem leketimizde mühim bir tetkrk seyahati yapmıştır. Taymis gazetesi bu seyahatm neticeleri hakkında su malumati vermektedir: cEdinburg ve Kew nebatat babçeleri için nadir bulunan çiçek ve nebatat nümuneleri toplamak için Anadoluda seyahat etmekte bulu nan Mister Bolly ve Miater Gorlay Londraya avdet etmişlerdir. Bu heyet geçen martta Istanbuldan sa • tın aldıklan bir otobüsle ve ingi lizce konusan bir soförle birlikte Kırşehir, Kayseri, Sıvas, Erzincan ve Gümüsane havalisini gezmiştir. tngiliz heyeti bu havalide trandaki çiçeklere müşabih birçok çi • çek nevileri bulmuşlardır. Heyet bilâhare Trabzon Vilâyetine gitmiştir. Burada iklim, mer • kezî Anadolu kadar kurak olma • dığından nebatat çiçekleri meb • zuldür. tngiliz heyeti bundan on gün evveline kadar Trabzon Vilâyetinde çalışmış ve d'enizden 11,000 kadem irtifadaki yerlere çıkmiftır. Bu sene yaz mevsiminin geç baslamasına ve yağmurlu olmasına rağmen İngiliz heyeti tetkik se • yahatmin neticesinden memnun kalmıstır. Heyet tngiltereye muhtelif na dir çiçeklerin tohumlannı, fidele • rini ve sovanlannı göndermistir. Bunlann hepsi sağlam bir »urette yetismiştir. tngiliz nebatat âlimleri, Türk köylerinde gördükleri misafirperverlikten minnetle bahsetmek • tedirler. Köylüler, mütehassısiara aras * tırma esnasında çok yardım etmiflerdir. tngiliz mütehassıslan, Türk köylülerinin nebatatın çoğunu ve bunlarm gıdaî ve tıbbî hassalannı iyice bildiklerini hayretle görmüs • lerdir.» Izmit yolunda sökülen ray hâdisesi Tahkikat dün bitti, beş amele tevkif edildi Birinci »ahifeden mabat larmdan, soçhılar birind ve 3dnd gün hatta götürübnüşlerdir. Pendücten gebirkaç cahil köylü tarafmdan, hem vatirilen diğer ameleye de ray yerinden vifeşin&s görünmetc, hem de fen me . çAarblmiftır. Amelenin elle sıkıştırdıkmurunun dikkaUizliğini ortaya çıkar mak maksadile tertip ediknistir. Yap • lannt söyledikleri civatalardan bir fldsi, anahtarla dahi çıkanlırken zorhık çe bklan suçun ehemmiyetmi anlaymca şaşahyan maznunlar, ilk günlerde tah S kilmis ve Id rayı birbklerine baglryan IrJra» heyetini oyalamağa çahfmışlarsa '. demir ceberiyelerin yammdaki taslann da yerinden kmuldamamıs olduğu tes . da, inkârlarmda devam edememişler, hakikati oldugu gibi anlatmıslar, suç j bit edilmiş, 31 civatalı olan rayda, yalnu iki civatanın eksik olduğu görübnüstur. larmı itiraf etmişlerdir. Rayın soküldüğü haberi, ilk defa geçen pazartesi günü şu suretle ortaya atılmıştır: Hikmet ismmde bir yol amelesi, koşa koşa, kanter içinde Gebze istasyo • nuna gelmiş, 4 7 inci kflometrede hat. bn deniz tarafnda bir raym söküidüğü. nö söyliyerek etrafı velveleye vermiş nr. tstasyon memurlan, derhal vazi yetten HaydarpaşayT haberdar etmişler, bir yandan da Gebze kaymakamına malumt vermişlerdir. Bu ihbardan 4 0 daknca kadar sonra fen memurOe bir heyet, amele Hikmetin haber verdigi yere yetişmişlerdîr. yapılan muayenede raym yerK yerinde dordugu görühnüştür. Civatalarda, M tanesi müstesna ohnak uzere tamamen ray üzennde buhmtnuştur. Yalmz dvatalara bol martarda yağ döküldügu tes. bit edUmistâr. Raym basmda bvHunan amele, va • ziyeti görür görmez \Ar kazaya mey dan veııueıuek üzere reyı yerine yerlef tirdSclerini söylemislerdîr. Civatalan sdcıshrmak için anahtan da, o sırada kendilerine fie, dört yüz metre mesafede buknan ve Dil nkelesi nti . kametinde hat bekçiligi yapan Mustafadan aldddanm 3âve etmtslerdv. Bekciye gefince, banun ifadesi çok şayam dftkat olmoştur. Anahtan, ba ameleye verdifini, fakat dvatabnn kendi önSnde kapammaıms olduğuno, kendni geldiği zsman hep*ini yerK yerinde buMoğunu söylemiş «benden anahtan Arif aldı, fakat herhalde civatalan ellernV sdnşhrmıslar Id, benim önümde hiçbirşey yoktu!» demiştir. Amelenm ifadelerinîn IMLÜHM tut maym da naıan dikkati eelbetmelde beraber, ba ism k ~ J : » ' U l h ^ » ı *u rette yapılmasma imkân olmamatı W dialarmın doğru ohnadığım göstermis, fakat m^ârda devam etmekte oldok. Civatalar böylece yerlerinden çı . kanldıktan sonra civatalarla, pabuçlan, pulları ve somunlan amelenm eline verilmiş, yerlerine t a k m â l a n istenmJştir. Koca rayı, eski halin d e yerine yerleştirdiklerini iddia edenler, bir cıvatayı bile doğru âü • rüst takamamışlardır. Bunlardan başka. amele Hikmet vak'ayı pazartesi günü on bes buçukta haber vermiştir. F e n heyeti, bir raym 4 0 dakikadan aşağı za • manda sökülmediğini tesbit etmis, tecrübelerle göstermiştir. Ayni günd e dedikleri yerden 12 tren gectiği halde hiçbiri hat üatünde kiznseye rasgelmemiştir. Nihayet suçlulardan ilk olarak amele Emin it.rafta bulunmuf, bu işi kendilerine Ahmet Çavusun öğ rettiğini soylemiştir. Ahmet Çavuş, yol çavuşu Halide vekâlet etmektedir. Halit hâdise d e n üç g ü n evvel 21 gün mezuniyet almıstır. Halit Çavusun, devamsız • lıği hakkında kendisîni şîkâyet eden fen memuru Mustafa Beyle arası açıktır. Mezun olduğu halde vak'a esnasında gene o civarda bulunması nazari dikkati celbetmiştir. Bundan baska kendisine vekâlet eden Ahmet Çavuş ta Halidin enîştesidir. Vak'ayı haber veren Hikmet t » HaBt Çavuştm ovey oğludur. Bu üçünden maada Emin ve A rif te tevkif edilmişlerdir. Yerinden bile kımıldamnamif olan bir rayın soküldüğü hlk&yesml bizzat suçluların uydurduklan bu suretle meydana çıkmıstır. tşte etrafı velveleye veren b u 5 cahilin, hiç yoktan ortaya çıkar dıklan meselenin içyüzü d e tama men v e harfi harfme bundan iba • rettir! Mekki Sait Bana kalırsa Toprak duygusu Srt ackadtaş, Eyüpto bk tape . ye çıkarak, mezarlar arasmdâ içmeğe, eğlenmeğe başVırm» • br; aonra içierinden b ü , Stekn yorah lafnış» Bu vak'anm poîlse aft olan ikmci ha* hnda ehemmiyetli birşey yoktur: Her. gün güneş doğar, hergün arz onon etn rafmda döner ve hergün, içki veya kadm yfizunden biri öbekini vurur. Fakat mezarhkta geceleyin bir içki ve eg « knti âlemi, bizi düşündürebilecek kıy metten mahrum degu. Bir gün Merkezefendi kabrütancB k da gezmiyordum; kadmlarm, ibüyar hvm ve cocuklarm b« parkta knişler gibi orada güneşlend&lerini, eğkndSs krina ve gülüştuklermi gördüm. Eyüp mezarlığmdaki içki âlemi, benim o muşabedemi tamamuyor. Vakta fudur» MezjrMc btze defaset vermiyor. ölfi * lerimizi evimiıin bahçeainde bfle va . hrryoruz. Kabrisbmda hava ahyor, sevisiyor ve içki içiyoruz. Herhalde öKi Ierimizle dSrilerimiz arasmda fark aa. Acaba toprak albndakilerm yasadıklarma nandiguntz içm rni, yoksa canîı « hğmnzı kaybederek oniara manen yak. laşhğımız için mi? Bu mevzudlald m&V JHıhyrnl^, trH*^'>^'T*k düşüncelere kadar yol aldbtlirler. Ben oralara kadar gk • miyeceğim. Pierre Loti gibi şairane izahlardan da kaçacağım. Yalmz şa muhakkak: Toprağma çok yakm bk< milletiz, onu çok seviyoruz. Besleyici tohumUrile, çiçeklerue, öKüeri ve bö* ceklerile bu toprağm her parçaat üs < tünde keyiflenebiEra: Mezaruğmda bi. h*. Biraz nahoş, hatta cirkin birşey de« ğfl mi? Evet, fakat, beBd de bu toprak duygumuzda gayet sade bir tabiat felsefesı var. j < Daüy Herald gazetesi de, tngiliz nazırlannın Cenevre konferansmm varacağı neb'ceye, bilhassa M. Musoliniye itimatla baktıklarraı yazrmştır. Paris 2 3 (A.A.) M. Daladiye, Londra 23 (A.A.) ttalyanm Londün ttalyan elçismi kabul etmiş, kendra elçisi sfl&hlan azaltma işine ilişiği disile uzvm uzadıya konuşmuştur. olan belli başlı meseleler hakkmda Ha. Paris gazeteleri, bu konuşmanra sîriciye Nazın Sir John Simon üe dün ulâhlan azaltma bakımından büyük bir lun uzadıya görüşmüştür. ehemmiyeti olduğunu kaydetmektedir. •»«•«•»mmnıımiHiııııııııııııtıııııııiHiııııııiHiııımnıır Askerî hâkim ve muallimler Dörtler misakı ve Lehistan Heyeti Vekileden çıkan ttalyan matbuatı, şiddetl yeni bir talimatname neşriyat yapıyor Ankara 2 3 (Telefonla) Heyeti Veldle, askerî memurlar kanuna tali . matnamesmin SÇÜBCÜ maddesine zeylen askerî maallim ve hâkim yetiştirilmesme ait yeni bir talhnatnameyi tasdik etmiştb. Bu talimatnameye göre, as keri maallim ve hâkim sınıfma lise tahsüni bitirmiş olanlar, aakerf ltse ve orta mektepierle Harbiye ve muadil askerî mekteplerde tahsîlde iken resmî anzası zabit olmağa elverisli ol • mayıp ta muallim ve hâkim »ınıfında istihdama elverişli olan talebeler alı . nacaklardır. Talimatnamede askerî maallim ve hâkim suuflarmra mütehassıs derecelerine girecekler içm ayn ayn yaş hadleri kabul edilmiştir. Bu suretle »eçile. « « . lafclrc tiarblye taldrcai gM .* ka kuka malik olup her sene ihtiyaç nwbetînde tesbit edilecek kadrolarla Harbiye mektebi kadrosuna ilhak edilecek ve mensup olduklan mektebe devam ettirileceklerdir. Meslek tahsiHermi muvaffakiyetle bitirenler ihtiyat zabitleri kanununa tev. fikan ihtiyat zabiti yetiştirümek nzere ihtiyat zabitleri mektebine gönderfle. cekler ve mektebi ikmalden sonra 7 inci smıf askerî hâkim veya muallhnliğe tayin olunacaklardır. Roma 2 3 (A.A.) Stefani A • jansmdan: Giorn'ale d'ttafia gazetesi, M. Beckin Parise gitmesi münasebetile Leh gazetelerinin ttalyan siyasetme ve dörtler misakına çatmağa baçla dıklanna dikkati çekerek diyor k i : «Leh gazederinin kullandıklan bu dfl güKinç ve kızdıncı bir mahiyettedir. Ayni zamanda ttalyaya aieyhtar bir aryaset mnat ettikleri Fransa hüku . metirrin dürüstlüğüne ve dogruluğuna karşı da bir hakaret teşldl eUuektedir. Dörtler nnsakmn guya Rusya aley • hine muteveccih olduğu yolundaki tef. sir de ttalyan Rus anîaşmasmm imzasmdan ve suahlan azakma îsi hakkmdald rnuzakerelerde bu misakm iyi bh* IM» y»p«e»ğıntn anlaşılmasından sonra büsbütün güHinç ve maaanz bir hal almaktadv. PEYAMl SAFA Bayındırda kanlı bir cinayet oldu Bundan birkaç gün evvel Beyro» dırm Kayalıağaç köyünde bh* hiç yüzünden çok feci bir cinayet ol « muş, iki erkek ötmüş ve bir kadm da ağır surette yaralanmışır. Köy < * lülerden Hasan ile eniştesi Hüsnü arasmda ötedenberi geçtmsizlik bulunduğu için Hasana ait bir tavu • ğun, Hüsnünün köpegi tarafından öldürülmesi bu geçimsixliği münaferet şekline sokmuştur. Tavuğua öknesi hâdiseaini zihninde büyüten Hasan silâhını almış, kansını ve çocuklarmı da silâhlaadırarak Hüs\ nünün yolunu beklemiştir. Hüsnü pusu istikametinden geçerken Hasan tabancasmı ates etmiş ve ra • > kibini karnindan yaralamıştır. Hü»> nü yaralandıktan sonra son bir kuv» vet sarfederek bıçağma sanlmış ve Hasanm üzerine hücum ederek o d«; kaymbiraderini yaralamıştır. Bu SM rada vak'a mahalline Hüsnünün ka« nsı gelmiş, fakat Hasanm çocuk lan da bu kadmm üzerine hücum e* derek onu da yaralamışlardır. Hasan ile Hüsnü aldıklan yaralann tesirile ölmüşlerdh*. Kadının yarası ağırdrr. Çocuklar yakalanmışlardı«v Avusturya Basvekili Fasistlerin teklitini kabul etti Viyana 2 3 (A.A.) Prens de Stahremberg, Heimvehrenlere M. Dolruson Heimatschutzm talebrrâ nazan dikkate aldtfrmı kaydeden bn emri yevmî nesretmiştir. Emri yevmî, Heimvehrenlerin sndakatine karşı sadakatle cevap veren M. Dolfüse tesekkür ve ayni gayeyi takipte devam ettiği takdirde basveldli da. in»a takin edeceklerini vadettiklermi bıld'rmektedir. Viyana 2 3 (A.A.) M. Dolfus pazar veya nazartesi günü tayyare üe Ce Amerika Rusyayı tanıyacak mı? Vasmgton 2 3 (A.A.) M. Hül, Rus meselesi ve bilhassa Sovyetlerin Amerika tarafmdan tanmması hakkmda tam bir rapor haz*rlamaktadtr. M. Hül, raporunu, belki d e gelecek hafta Cumhurreisine vermegi düşün • mektechr. M. Hül, Amerika vatandaslanndan Sovyet hükumetinden mütalebesi olanlarm baklan bald kalmak şartüe Rus . yann tanmmaaı taraftandır. Bununla beraber Turkiyenin eski Amerika sefiri M. Henry Morgenthan, Nevyorktadır ve Rusya tarafmdan, Amerikadan patnuk satın aiması için 5 0 milyon dol&rldt kredi proje«i hakkmda Sovyet mümessillerile müzakerede bulunmaktadır. Sovyetlerin resmî nnhnessili Boris Swirski yoldaş ta Nevyorktadtr ve bu işle meşgnldür. Roslartn Aemrika ta • rafmdan tanmmalan meselesi balle . dilene kadar Amerikadan mal almak huausunda muzakerelere girismemis olmalan manidar gorülüyor. Trabzon 22 Duo Trabzon . Erzurum yolunda bir otomobil Zigana dağmda 150 metre yükseklikten uçuruma yuvarlanmıştır. Bu sukut neticesmde otomobil içrnde bulunan alh ydcudan biri öİmüş ve digerleri yaralannaflardır. Osmanlı borçları itilâfnamesi Konyada Cumhuriyet bayramı hazırlıkları Paris 23 (A.A.) Volf Ajansı • bildiriyor: Taksim edilmis Osmanh borçları meclisî nezdinde Türk mümessili harpten evvel Türk istikrazlan es • ham ve kuponlannm yüzde ellisinin damgalanmak ve tediye olunmak üzere tediye edilmis olduğundan itilâf ım kat'î sure*te mer*iyet mevkime girmis olduğunu bildirmiştir. Cenubî Amerikada harp Santiyago de Cbili 23 (A.A.) Bütün matbuat, Paraguvay ile Bolivya arasmdlf>ki harbi durdurmak üzere Arjantin, Brezüva, Sili ve Perunun vapa . caklan teşebbüslerin rmrvaffakiyetle neticelenece?i nususunda hemen ek • sariyetle badbndir. Akhisarlıların teessOrO Amerikada oamuk ziraati tahdit ediliyor Vaşington 23 (A.A.) 1934 senesinde yapılacak olan pamuk istihsalâtı tahdidi programı, gelecek sene eklecek araziyi azamî 10 milyon 117,200 hektar olarak tesbit etmektedir. Bu miktar son beş sene vasatismm yüzde altmışıdır. tstihsalât kontenjana kontluklar tarafmdan tâbi tutulacak ve 5 mil Akhisar 2 3 «Hususî» Muhterem meb'usumuz Akhisarlı Mnstafa F e v n Beyin ölihnü haberi Akhisarda çok büyük bir teessür uyandırmıştır. Saffet Cemi Amerikada bötce açığı " Vaşington 2 3 (A.A.) 14/9 tarihinde bütçe açığı 246,000,000 dolar idi. 2 0 / 9 tarihinde be 192,000,000 ohnoş yaai 54,000,000 azalırasbr. Bu. nun sebebi, yapılan tahminlere girmemif olan yeni vergüerdir. M. Vadin nScbin görünmekte ve bu seneyi 1930 danberi iBc defa olarak faızla varidatla bitireceğmi ümit etmektedir. * Yunan emniyet mödürü azledildi Atina 23 (Hususî) Hükumet, muhaliflerin suikast meselesi etra • fında yapfaklan tenkitleri nazari i> tibara alarak Emniyet müdürünü azletmiştir. Muhalif matbuat za bıtada^ı umumî bir tasfiye yapılmasıni istemektedir. yon 563,000 balyayı geçmiyecektir. Programı kabul eden müstahsil • lere, mahsul için yapılmış avanslar hariç henüz miktan tayin edümemis olan primler verilecektir. Isparta (Hususî) Geçen seae devlet yollan meyamna aknan Isparta Antalya şosesinin başlan ma merasimi Ispartada büyük teza • hürata vesile oldu. Ispartaya hayat ve refah getire • cek olan bu yeni can damarmm açılması münasebetile memleketin büyükleri, meb'usları, kumandan lan, bUumum memurin ve halk sosenin başmda toplanarak îlk kazmayı vurdular, kurbanlar kestüer, Konya 2 3 (A.A.) Omracu Cumheyecanlarını ve şükranlannı gös huriyet bayramnu kutlulama hazırlık teren nutuklar söylediler, yola allan faaliyetle devam etmektedir. ts kışlar içinde başladılar. tiklâl marsuun bep bir ağızdan söy . Cenubî Anadoluyu iç Anadbluya lenilmesmi temin için bir kur» açılmışbağlıyan bu hayat damarmı yapmak şerefi Cumhuriyet Türkiyesine nahr. Kursa tekmil gençlik iştirak etmeksip oldu. tedir. Isparta Antalya şosesi, memle • ketin iktısadî refah ve saadetinde en büyük rolü oynıyacak, geçtiği Çankın 2 3 (A.A.) Çankın pa her kanş toprağa hayat ve saadet nayın birmciteşrinin dördünde açüa • götürecefctir. Pek yakın bir atide demir bir cakbr. bağla bağlanacak Afyon Isparta Antalya daha bugünden birbirine kavuşmuş, yaklaşmış oluyor. Cenevre 2 3 (A.A.) tngiliz Ha Ispartalılar semalarmda şimen riciye nazm Sör Con Sknon bu sabah difer düdHiğünün tiz ses;ni duya Paristen Cenevreye gehnâs, M. Hen . caklan günün hasretini bugün baş . derson 3e bir konusma yapmıştır. lanan Isparta Antalya şosesile teskin ediyorlar. Halkımızda kurak bir çölde tatlı ve serin sulara kavuşan bir yolcunun sevinci var. Berne 2 3 (A.A.)İsviçre askeri daireMemleketin ortasmdan beyaz bff lerinden birinde çj»hy«n Shounne nminkordelâ gibi süzülen bu şose iktısa nunde bir memur tevkif edîhniştir. Bu dî inkişafm bir mebdei olacak, Akadam millî müdafaaya ait dosyalar hakdenizin cenup pırlantası Antalyaya Ispartadan selâm ve sevgüer götükmda iki yabancı devlete malumat ver,ı;x:.ı * *•* * „» ,, * I ' . recektir. aıguu KBT euiMşur. Ziganada feci bir otomobil kazası Isparta Antalya şosesi yapılıyor Çangırı panaym açılıyor ' İSTIKLÂL LiSESi Kayitlere devam etmektedir. Ücretlerde tenzüât vardır. Sör Con Simon isviçrede CumhurİYet Nüshası 5 Kuruştur j Türkiye Senelik 1400 Kr. Altı ayhk 750 Üç aylık 400 Bir aylık 150 Hariç için isviçrede bir casusluk şeraiti İ '?•" 170Ö tfr. 1450 800. yoktur Tefrika: 54 SERVER BED1 Sabahsız Geceler Ha... bir tuhaf çiçek daha vardı: «Anasma babasına p a y veren» derlerdî, ortasına parmakla basmca ağznn açarlardı... Cenan... Cenan kalfa... Trabzonlunun saati, karakol, lerkomiser... «Doğru söyle, Nafizm oğlu musun sen?.. Doğru söyle!> Ttkalos antropos!... Fmdrklıda yüksek v e dik bir tnerdivenli yokuş çıkmağa başladılar. Hâlâ susuyorlardı. Eski bh tahta ev m kapısında durdular. Mahmut Bey dedi Idt Sen sakın birşey söyleme, bakalım biznm k a n seni tanıyacak m ı ? Kapı açıldığı vakit karşılarına kırk yaşlarmda bh* kadm çıktı. S a n saçlannın yarısı ağarmış, gözlerinin aıavisî bulanık, o m u z l a n düşük, vücudu yorgun bir ka<$m. Burunlarma hemen tavada kızaran bir yağ kokusu çarptı. Kadm bir yabancı gorünce eKnde tuttugu ocak yelpazesini arkasmda saklıyarak geri çekildi. Serkomiser kansma: Kaçma, Cenan, yabancı değil, dedi. Sonra Salıihe dönAn&ir» Gel, dedi. tçeri girdfler. Karanlık ve geniş bir taşlığı geçttkten sonra üç basamak merdiven çıktılar v e yemek odasına benziyen küçük bir odaya girdiler. Kadm da arkalarından gelmisti. Mahmut Bey dayanamamıştı: Cenan, dedi, gel bak... Sen bu misafiri tanıyacaksm, iyi b a k ! K a d m Salihm yüzüne k u a bir g o z miştir o, bilir misin,.. Zavalh k a n Haydi, dedi, şimdi sofrayı haattıktan sonra >orgun bakışlarnu cığım... H e m n e hastalsklar gecîr zırla da ben sana hikâyeyi anlatakocasını çevirdi: di. Fakat gene dayanıklı hniş ma • Bende akıl, fikir kaldı mı a yol? yım. şallah... Onun yerinde bir tstanbul Kadm, hep Salihîn yüzüne bakadedi, vallahi bilemedim. kızı olsaydı gürledi gHitiydL rak, geri çekildi v e odadan çıktı. İyi bak, iyi... Evvelâ boyunu Salih cevap vermedi. Sustular. Salih te afallamıştı: şu kadara kadar küçüHit; kafasmı Cenan sofrayı hazırlayıncrya kadar Ben de onu sokakta görsem tabir ayva kadar ufalt; kulağının arseslerini çıkarmamışlardı. nımazdun, dedi, yaşlanmış b e ağakasına bak, iyi bak ama, tanıyacakYemekte serkomiser Salihten duybey!.. sm! duklarmı ancak zabıta memurlanna Sonra anmesini hatırladı. O hiç Fakat oda karanlıktı. Kadm bir mahsus bir hulâsa ediş kabiliyetile böyle değildi. Adeta gençleşmişti. tahta dolabın üstündeki lâmbayı anlattı. Kadm durup durup elinden Bu kadma ne olmuş?.. Bak şu düny a k h ve perdeleri indirdikten sonra çatalı, bıçağı brrakıyor, hayret ni yaya be yahu?.. tki güzel kızdan Salihe bir kere daha bakta. d a l a n kopanyordu. Salih te, arada biri yirmi sene sonra pişmiş armut A... dedi, vallani bilemedim. bir, komiserin unuttuğu yerleri tagibi buruşuyor, öteki gelin gibi taze.. Komiser bağırdı: mamlamıştı. Neden bu b e ? . . H e p para... ö y l e Nezahetin, Nafiz Beyin oğlu Hikâye bittikten sonra Mahmut ya... Bu kadıncağız kocasile Anadoyahu!.. Paşanm torunu!.. Salih!.. Bey sordu: lularda, karlı dağlar, çamurlu yol Kadm yarım adım geri çekildi, Hanım, ne buyunırsun bu iş lar arasmda uğraşıp durmuş. ö t e k i kaşlarını yukarı kaldırdı, gözlerini lere?. . ipekler arasmda, gel keyfim gel, açtı, bir elini ağzının üsıtüne koydu, A... vallahi ağzım açık kaldı, «a...» dedi ve başka hiçbirşey söy • suratma düzgünler, pomatalar sürelokmam boğazıma takıldı... Han rek yaşamış. lemedi. /••*»! gisine şaşayım bilmem k i ? . . . Zihnim Mahmut Bey Salihe arkasız bir Üçü de, bir müdddt, heykel gibi dağıldı... Gözümün ömine bütün iskemle uzatarak. durdular. köşk, h e p geçmiş günler geüyor... Otur, dedi, eski Cenan mı o ? . . Serkomiser elini kansının omzuna A... Vallahi gözlerim dolu dolu olBitti zavalh, çöktü... N e kahır çekkoydu: du... Evet... Bilmez miyim... Alla »\ hın bildiğini kuldan n e sakhyayım?^ Küçük hanım o doktora «evdahydı. Herkes bilir onu... Sonra Şükrani Hanrm... Zavalh t a z e . . . Aman yarabbi... Sana söylemedim ben..< D a h a evvelki gece nti ne, h e p rüya* m a girdiler... B a k Allahm hikme tine... Evet... Sevdalryda... tlâki ço* cuk... Nasıl da büyümüş... V a h ev« lâdun, seni sokaklarda bıraktılar ha?.. Küçük hanımm hiç birine hay« yoktur. Fakat öteki d e nekadar olsa baba... tnsan n e yapar yapar d a çocuğuna J»akar... Fakat küçük h a nnnla doS*or... Bilmem k i ? . . BİJB yalmz seî5«itiklerim bilirdik. Hmzır Ayşe daba iyisini bilir. N e z a h e t Ha» nımla o fiiıa sıkıfıkıyda. A... Doğ1 rusu I t ö * ^ » giremem... N e y a l a n söylive*r» bilmiyorum... Kulak..< Evet... »Çîcuğu bir kere topal düşür* diydi...^na doğduğu zaman kulağında b|&ey vardı galiba... Ah..* (Mabadi var) J

Bu sayıdan diğer sayfalar: