•Cumharîyet' k %' • 24 Eylul 1933 HARPTt YAVOZ Yazan: G. KOPP { Şehir ve memleket haberleri Çeviren: A. DAVER j Siyasî icmal 25 Amiral Suşon Boğazdan geçme müsaadesi gelince, çarkçıbasile sevincinden sarılıp öpüşmüştü! Btrdenbire bir fikir doğdu. Çanakkale önüne gebneden biraz evvel, Göbenin telsizi, tstanbuldan Generale verilen bir haberi zaptet mişti. Bu haberin ötesi berisi kesilmis olduğu için manası iyi anlaşıl miyordu. Fakat sakın bu telsiz, o kadar endise U« beklediğimiz Çanakkaleden içeri girmek müsaadesi olmasin? (Bu telsiz, General vasıtasile ve tstanbul tairkile Ahnan büyiik erkânı harbiyesinden gelmekte olup şu meald« idi: «Çanakkale Boğazından mutlaka giriniz, istihkâmlardan geçmenize müsaade etmeleri için istih kâmları tehdit ve icbar ediniz. Kılavuz isteyimz.> Bu telgrafı almıs olan Amiral Suşon bir haylî ferahlamış tı. A. D.) Bu <on dakikada, yapıhnası mümkiin bir teşebbüs vardı. Onu yapmağa karar vermek lâzımdı. Amiral, »ü ratle karanno verdi. Göbenin kumanda köprüsü üstüne alelâcele bey • nelmflel işaret lisanile «kılavuz U tiyorum» işareti çekildi. Bu işareti Sfade eden bayraklar dalgalanmağa başladı. Derakap, Çanakkale Boğazının tnethalinde üci siyah nokta peyda oldu. Bu noktalar »üratle büyüyor ve bize yaklaşryordu. Bunlar, sü • ratle üstümüze gelen Türk torpHobotlan idi. Heyecan büsbütün arttı. Bize bücum nra ed«ceklerdi, yok»a «ulhperverane bir mak»atla mı geliyorlardı? Zaten silâh başına etmiş olan hafif toplantnrt, hemen yeni gelenlerm üzerine teıcih edildi. Türk torpitobotlan sürarl* yaklashlar, bastaki geminin dheğinde bir işaret yükseidi. Bütün dürbünler, bütün gözler yiyeeek gibi bu bayraklara bakiyordu. Acaba Türkler ne diyorlardı? Hele şükür! Türk torpitobotu «beni takip ediniz!> diyordu. Kat'i söz söylenmisti. Heyecamrniz, endişemiz bir anda geçti. He • pimiz derin ve rahat bir nefes al • dık. tki küçük tiyah g«mi birdenbire dönerek Boğazin methaline müte • veccrh bir rotada seyre başladılar. Göben ile Breslâv da onların dümen suyunu takibe başladı. Şkndi, artık hephnizin göğtün • dea nefes almamıza tnâni olan ağir bir yük kalkmıştı. Serbestçe nefes ahyorduk. Toplarunız, istirahat vaziyetme ahndi. Kaledeki toplar da tehditkar ağızlarmı açık denize çevirdiler. Biraz sonra Boğazm met • haline girmiştik. Gemilerimîz, Bo • gaztn sakrn suiarı üstünde kayıp gidiyorlardı. Her iki sahilde arazi kâh düz, kâh dağlıktı. Garbe doğru iyice inmiş olan güneş sicak ziyalarile, güzel kByleri ve sevimli bahçeleri okşmyor, her şeyi kızıl bir renge boyuyordu. Goben ile Breslâv akıntıya karşı ağır agır Herliyorlardı. tki methal bataryasını çoktan geride bırakmıştık. EkserUi kurunu vustadan kalmışa benziyen birçok bataryalar ve iatih» kâmlann önünden geçtik. Bunlann büyiik bir kismı yamaçlara saklanmışlardı. Boğaz g'Htikç* darahyordu. Boğazm en dar yerinde kâm olan Çanakkalenin, eski zamandan kahna taş kalesinin önirnden geçerken giines gurup ediyordu. Yolumuza devam ediyoruz. Sa • hiller birbirine yaklaşıyor, Boğaz darlaşıyor, sonra gene genişliyor. Nağra burna ve onun arkasmda saklanan küçük koy göründü. Ağır ağir dönerek koya girdik. Düsman donanmasının da bizim peşîmizden buraya kadar gelmesî intimaHni u • nutcnamak lâzım. Koyu kapıyan diIkı (yani Nağra burnunun) arkasından Göben, Boğazdan geçmek istî. yen her hangi bir gemiye tahripkftr bir ateş açabilir. Saat ak^ajnm yedui... Büyük bir gürültü ile demirledik. Aradan hayli uzun bir zaman geç • tîkten sonra akşam yemeği yedik. Sancak vardiyatı gidip yatacak, U« kele vardiyan top başında bekliyecek. Karanhk bir gece Çanakkaleyî kapladı. Akşam saat ona doğru, ilk tngiliz gemileri methalin açığında gÖrün • düler. Demek ki oalan hayli mü • him bir tnesafe açmifiz ve takiplermi bosa çıkarmışız. Şimdi bizde yeni bir heyecan basladi. Ya, TUrkler, Ingilizlerin de Boğazlardan girmesUte müsaade ederlerse . Yahut ta, birkaç saat evveJ Göben ile Breslivm çaresiz kalınca yapmak istedikleri şeyi yapmağa kalkariarsa, yani Boğazı cebren geçmek isterlerse?.. Hummalı bir mtizar içinde dakikalar, saatler, ağır ağtr feçiyor.^ Düsman amiralı, Boğazdan gh* • mek için müsaade istediği zaman k«ndisme Boğazlardan geçmek memnu olduğu cevabı veriliyor ve... o da bu cevaba kanaai ediyor. Eğer, Ingilizler, cebren geçmek isfeselerdi, muhakkak buna muvaffak olurlardı; çünkü istmkâmlar, kâfi bir mukavemet gSsterecek halde değiHerdi. •*• Elskişehir şeker fabrikası Bu sene 70,000 ton pancav işlenecek tktısat VekK Celâl Beyle Eskisehirdeki yeni seker fabrikasMtda tetk3catta bulunan ts Bankası Umum Müdür vekili Muanrner Bey dün bir muharrirîmize şu izahah vermiştir: « Esktşehir şeker fabrikası 20 teşrmevvelde faanyete geçecek ve Cum» hıaîyet Bavramımn ücüncü günâ küsat merasnni yapılacakhr. Davetli'er, fabrikanm bütün ramdrmanile çalışttğnu gö> receklerdir. FabrSca bu sene 70,000 ton paocar isliyecek, gelecek sene bunun miktan 150,000 tonu geçeeektk. Bu fabrika, da da küp şekere mahsus tesisat vücude getirümistir. Mevcut seker fabr&aları, ibtiyacm mübhn bir losmmı temin edecHc vaziyettedir. Esasen selrer stoku da btHunduğu için sene »op'?rma kadar hariçten seker getirtmeğe lüzum «rörulmiyecekb'r. Gelecek sene, ise ba»> hvacak olım Tırhal fabrikasjle birlÜcte raemlekette dort şeker fabrScan çaltsa. caktir. Yerli seker istirı salâti bütün ih Hyacı karşılıyacak kadar çoğalacak ve : V ttabi hariçten şeker celbedâmiyecektir. Yerli fabrücalar çalısmadığı zaman • Iarda gayritabiî surette yükselen seker fiatlerrmn arbk bundan sonra temev • vüc etmesine, gecen mevnmde oldura gibi halk icm zararlı bir vaziyet husule jrp'mesine mJcân yoktur. Tünlcü verH şekerler, fiatlerra şimdikinden faz • 1?"* ctkardmastna meydan vermfye • cefctr. * Tırhal şeker fabrikasmm kurulm tesrîmevvelin haftasmda baslanacak tır.» itfaiye mOtehassısının raporu ttfatye mnethassuı tarafmdan kfaiyenin ulahı hakkmda tanzim edOmek. te olan raporun bugünlerde gönderümesine mtizar olunmaktadır. Belediye. ce yeniden bortum ve sahre gibi bazı levazun da satm alınmasma karar venimiştir. Sinemalarm yangm tertibatı Yangm tertibata ohnıyan »inemalar bakkmdaJd takibata Belediyece şid • detle devam olunmaktadır. Bütün si . nema sahîplerine onümüzdeki cuma gününe kadar son bir mühlet verümiş • tir. Bu müddet zarfmda talimatnameye muvafık tarzda yangm tertibatı yap . tırmiyan sinemalar kapahlacaktır. (Hatıratınm bn Insmında bizim Alman muharrir, bir Uri yerde biraz yüksekten atıyor. Almanlar, istih kâmlarla muharebeye tutustuklan takdirde, cok korktuklan feci âkı bete Canakkalede uğnyacaklarmı bildikleri için, Boğazı, baska çare • leri kalmayınca cebren geçmeği düsvnseler dahi, böyle bir şeye tehdit şeklinde bile tesebbüs efaııemislerdâ Esasen buna da lüzum kalmamistır. Çünkü Boğazdan kılavuz ister istemez kılavuz gelmiftir. Amiral Suşon ile çarkçıbasııun Boğazdan içeri girmek müsaadesi almca bir • bîrine sarılıp öpüşmeleri, Almanl». nn, nekadar endise ve korku içinde bulunduklanm gösterir. Muharrnrin, tngiliz donanması cebren geçmek istese muvaffak olurdu iddiasma ise 518 mart muharebesinîn neticesi kâfi bir cevap teşkil eder. A. D.) • Mabadı var • Cezafandırılan fahs'ldarlar Tahsilâfa az olan tahsildarlann Be lediyece tecziyelerine devam olun . maktadır. Bu meyanda dün de Eyüp şubesi tahsQdarlaruıdan Hamdi, Hay dar, Fethi, Osman, Ahmet, Samatya şubesi tahsildarlanndan Naü ve Karagümrük şubesi tahsildarlanndan Hay. ri Efendiler birer haftalık yevmiyele • ri kesOmek suretile tecziye ediimişler dir. Tahsildarlann sene nihayetme ka . dar tahsflâb muayyen hadde çıkaramadıklan takdirde daha ağır cezalarla ce. zlandınlacaklan da kendflerine tebliğ olunmuştur. Çorumda açılan Doğum ve Çocuk bakım evi mem leketin sıhhî vaziyeti üzerinde çok müessir cluyor ulgaristan Başvekili M. Mt* şanof bundan iki sene ev * vel Ankarayı ziyare* etmis* ti. Bu ziyaret, tsmet Paşa ve Tevfikf Rüşitü Beyin Sofyayı ziyaretlcrile iade edildi. Türkiye Başvekilile Hai riciye Vekilinin, Yunan Başvekili M. Çaldarisin Ankaradan avdetinî müteakıp Sofyaya gitaneleri Avrup» siyaset âleminde fevkalâde nazari dlkkati celbetti. Avrupalılar naza * rmda tedafüî bir ittifak gibi görü nen Türk Yunan misakınm mü rekkebi kurumad'an Türkiye na. mına bu misaka imza vazeden dev« let adamlarmm Sofyaya gidişleri türlü türlü tefsirlere yol açtı. Fakat Sofyada irat olunan nu tuklar ve imzalanan protokol hakikati meydana çıkarmakta gecik medi. Bu ziyaretm birinci semeresi Türk Bulgar dostluğunun takviye edilmesidir. Türkiye ile Bulgaristan arasm da zaten belli başh bir ihtilâf yoktur. Muallâkta bulunan ufak tefek Italyan Univertitesinin mitafir tcdebeleri Taksim abiderinin önünde meselelerm dahi bir an evvel tet kik ve tasfiyesi için tertibat alın • talebesi şerefine Beyoğlundaki sefaret Cuma gimü tstanbula gelen ttalyan mıştır. Bu da ikinci bir neticedir. binasmda bir çay ziyafeti vermiştir. Sa. Unhrenite talebesi dün Takshn mey. Türk Yunan anlaşma misakınm at dörtte baslıyarak 7 ye kadar sü • danına giderek Cumhuriyet abidesine BulgarLstana, BulgarIstanın hukuk ren bu çay ziyafeti çok samhnî bir ha> bir çelenk koymuşlardn*. Merasimde t. ve menafiine karşı hasmane bir fiva içinde geçmistir, kir ve niyet ile aktedilmediği te • talyan sefaretbanesi erkânı da bulunTalebe Birliğİ de dün gece misafir min edilmiştir. Uçüncü semere de muşlardır. ttalyan Üniversitelüeri şerefine Beyoğbudur. ttalya sefareti maslahatgüzan Baron lunda Belediye kışlık tiyatrosunda bir Bu teminat ile bazı yanlış düşüıi Giura dün misafir ttalyan ve Türk müsamere vermiştir. celer düzeltilmiştir. Türk • Yunan misakınm geret Bulgaristanda, gerek Avrupada do< ğurmuş olduğu yanlış telâikiler, Bulgaristanm galip devletler ile aktettiği Neuilly müsalâhanamesinji de kendisine vadolunan Adalarde * nizi mahrecinin atisi hakkmda gösterilen nabemahal endişelerden ilerj gelmişti. Türkiye ile Bulg'aristanm Son günlerde Halictn muhtelif ki . müşterek hudutlaruun masuniyetinj Erom kaçakçılığı ile maznun Plumen. sımlan pek fazla dolmağa başlamış • taahhüt etmelerile Bulgaristanm Ai tal biraderler ve arkadaşlannm mu . tır. Bilhassa Halıcıoğlu, Defterdar ve dalardenizinde mahreç bulmasına hakemelerine dün Ağırceza mahkemeHasköy cihetleri tamamile sığlaşmif . imkân kalmadığı zannedilmiştî. Fasinde devam edilmiş, makamı iddia, tır. Bu hal gün geçtikce vapurlann sekat Basvekilimizin Sofyada irat etferleri itibarile de tehlike arzetmekte iddianamesini dermeyan ederek bü . tiği nutkun muhteviyah sayesmde dir. Bundan dolayı Haliç etrafında buBulgaristanm hukuk ve menafii atün maznunlann muhtelif cezalarla teclunan fabrika sahipleri buranm temizleyhine birsey yapılmadığında şüpziyesini ve gayrimevkuf olarak muha lenmesi işinin biran evvel yapümasmı he kalmamıştır. I kemelerine bakılan maznunlann da ve bir taraftan da nbtım meselesinra Türkiye ile Bulgaristan arann " tevkifuıi istemîştir. Bu busustaki mü hallini istemeğe karar vermişlerdir. daki münasebatı tanzim eden ve dafaa yapılmak ve mahkeme karan tefmüddettinin bifmesine bir sene kahim edihnek üzere dava talik olun . Ian dostluk ve hakem muahedesi nin beş sene raüddetle temdidi, yemuştur. ni Ankara misakındj^Bulgarista nin nukuk ve menafîme dokunur ahkâm bulunmadığını filen teyit et» Anadolu Ajansı daktilosu Matmazel miştir. Velhasıl Sofya seyahati bir Suzanı Koprü üstünde öldürmekle maxtaraftan iki komşu devletin ara nun Ajans memurlanndan Fedai E • sındaki dostluk münasebatını tak fendinin mtıhakemesine dün de Ağır. Polonyantn tstanbul başkonsolo viye etmiş, diğer taraftan her türcezada devam olunmuştur. Maznun ve su M. Roman Wegnerowicz vazifesine lü yanlış telâkki ve tefsirleri dü kili dava mevzuımu tamamile tetkflc üaveten Polonya sefareti ticarî müsazeltmistir. Türkiye Avrupa hudutedememiş olduğunu söylemiş ve muhalannda bulunan her iki komşusu 5N virliğine de taym edümiştir. keme talik edilmiştir. gayet samimî ve dostane münase betler tesis etmek ile kendîsinin beynelmilel mevkiini iyice sağlamlaşibrmıştır. Bu netice Avrupanın v4 bilhassa Balkan şibihcezireshvn sulh ve müsalemeti namma büyük bir kazançhr. Italyan gençleri Türkiye Bulgaristan Dün abideye çelenk koydular, şereflerine bir ziyafet ve bir müsamere verildi Haliç doluyor Eroin kaçakçıları Fabrika sahiplerinin müracaatleri Müddeiumumî tecziyelerini istedi Fedai Efendinin muhakemesi Polonya başVonsolosu Hayırlı bir müessese MUHARREM FEYZt Celâl Bey dün geldi Birinci sahifeden mabat Maamafih takas vesikalarmm sahipleri tarafmdan vaki olacak müracaatlet ehemmiyetle tetkik edeceği söylen • mektedîr. Vekü Beyin Aknanyaya tütün ihracstdaki müskülâtla meşgul ohtcağı Ueri sürübnüş ise de Aumnyada tütün müesseselerinin mühim bir kısmıran mü • messiK obm BerUn ftthri sehbenderimiı M. Şnur ile Celâl Beyin Avrupa seyahati esnastnda yapdan anlaşma neticesinde Ahnanyaya Türk tütünlermm ihracma bir mâni kalmadığı temin edüdiğinden bu meseleye balledihniş na • zarile bakümaktada. Takas işlerinde bir takun dolaplar çevrilerek büyük servetler elde edildiği iddialan, takas komisyonu azalan tarafmdan gayrivarit görülmekte, esatsen yapılan muamelelerin servet denecek kadar büyük miktarda para ka zanmağa müsait olmadığı ve bahse • dilen sunst'mallerin yapılmasma im « kân olmadîğı beyan edümektedir. Takasa tâbi olan 930 senesi ve daha evvelki zamanlara ait tütün'er yerme 931 senesi tütünkrinin sürüldüğü iddiası da, tütünler ancak inhisar idaresi mütehassıslannm raporlanna isünaden takasa ithal edüdiği mütaieasile muh t?cı tetkik görüunemektedir. Bir ecnebinin hakkımızdaki duyğular Başmakaleden mabat Ağaçsts!.. Yarabbi, ağaçkra mustağ • rak olmağa nekadar müstait bir yer, ve ttona rağmen nasıl olup ta bu kadar a ğaçstz brakılabSmtş bîr yer. A^aç olmamak icin hicbir sebep yok: Su var, v« toprak harikulâde mümbit. Ağacı nereye diarmlerse gümrah fıskmp ya. yıhnn. Bornova tzmirin bir parçası d<*ğil mi? Buca tîmirin bir parcasr değii mi? Oralarda mebrul ve mükemmel yetişen afaç, niçm tzmirin her tarafmda aynl fnsîrahla yetismiyecekmis ? Izmfrde durlükleri ve da?Tan ağaca garketmeğe ne mâni var? Bilâkis nekadar kolay bir is: Dik, bîtir ve muhafaza et, işte ağaççılık bu. Bn kadar basit ama neticesi çok bâvük: Ağaçla 3dhn de . ğîşB*, navs d«nsır, manzara deği şk1, insan büe, daha mukemmei br mahluk olmağa dogru, de&L •«•... Gaâ» Anloradm daha m6«kSl serak içmde numunesmi ver • meg« çah^hfı a§ac merak rt mede • niyetmi bötön TaHdreyc tatbic «tanek. le »Gzel memleketmtzÎB genresurf s^~ DB bfr gSzeni^e mazhar ebniş olacağınzda sfiphe yoktur. Dostumuzun bu bahis özermdeki dusüncelermi telhis eden yukanln satır. lanı kendÎMmn şa teuieıtıulermi de uav# efaneİEtm kendımızı alamryoruz s Türk şehirlerinde orman, park ve bahçe gibi onuma ak ohnalc lâzım ge • lcfi afaçlı mahallere nastba mevki ve* rSmemiş. tzmirm yangn yerleri o sehir leia ne güzel b« patlc sahasıdır. Hal . bdri ortasmdan koca eaddeier açüan Malkaradan gelen kanl mektuplar Birinci aahifeden mabat rih'rken yolda biraz tazyîk dolayısfle stznrfa yapmıs, bazi mektuplar ve res. mî evrak !drl«mnistir. Paketi kabul eden postane memur. lan, içinde ne olduğunu bilmiyorlardı. Esasen iki kiloya kadar paketlerin mektuolarla beraber sevkedilmesine müsaade vardır. Ancak Tıbbı Adliye gönderilen paketin içinden birsey sızmı • yacak kadar sağlam olup olmadıgı teL ktk edüdikten sonra kabol ed3mesi, hatta icap ederse muayeneye tâbi ta . tulması lâzımdı. Bu cihetin nazan dikkate almmadığı anlasüıyor.» tstanbul Posto basmüdürü Hüsnu B., dün bu kanh ve mikroplu mektuplan piyasaya tevzi ettirmek mecburiyetinde kaldığı için çok müteessir görünuyor . du. Bazı gazeteler, kanlan snan paket • tekî cîsmrn bir insan başı olduğuna yazmiflarsa da bunun, evvelce yazdığımıı gibi bir insan dğeri olduğu tahakkuk etmiçtir. Ciğer paketi dfin muayene edflmek üzere Tıbbı Adliye verilmiştir. bu yerlertn rasgele şurasma barasma btnalar yapıldığm gördüğüm zaman kalbim burkuldu. Parkı meneden bu hînalar şehir de yapamazlardı. Hâlâ mâstakbel tzmirin inJdsafına intizaren oradaki yangm yerlermi bir park yap • mak ve bu maksatla müstacelen tes • viye edip ağaçlandırmak lâzımdır. YUNUS NADt Vapurcuların hazırlıkları Yeni Vapurculuk Türk Anonim şirketi hazirhklarile mesgul olmak üzere şhket müessisleri aralannda Yelkencizade Lutfi, Sadıkzade Ruşen, Tavilzade Hafız, Pasabahçeli Cemal ve Naîm Beylerden naürek kep beş kîşilik bir heyet ayırmış • lardır. Bu heyet bugün toplanarak şirketin nasıl çalısacağmı, Vekalet nezdmde yapüacak tesebbüs1eri tes • bit edecek, ih.tila.fi mucip olan a centalık gibi işlerm alâkadarlan tatmin edecek şekilde halledilmesi esaslanm görüşecektir. Çorum (Hususî muhabirimizden) Hususî muhasebe idaresinin gayretile yetmiş bin lira sarfolunarak vücu • de getirilen binada Sıhhiye Vekâleti bir doğum ve çocuk bakım evi tesis etti. tlk zamanda rağbet görmiyen bu müessesenin ne demek olduğu VaK ve Belediye Reisi Muhitibı Bey şimdi tamamile anlaşıltmştır. dün Izmke gkmiştir. tsminden de anlaşılacağı üzere müessesenin mesaisi çocuk bakımı ve hastalıklarile kadın hastahklan Haridye Müstesar vekiK Agâh Bey ve doğumlar üstünde birleşiyor. şehrunize gelmiştir. Birkaç güne kadar Çocuk bakımı ve hastahklan ile Ankaraya dönecektir. etfal mütehassısı doktor Şemsetitin Bey meşgul oluyor. Semsettin Be • yin bu işteki ihhsas ve hastalarma karşı gösterdiği alâka her çocuk velisini en ufak rahatsızlıklarda bile Üniversite ıslahat müşavirlik hemüesseseye koşturmakta ve bittabi yeti reisi thsan B. dün sabah Universite bu tehalükten isikbalin büyükleri olan çocuklar istifade etmektedir. ye gelerek öğleye kadar çalışmış, Doğrudan doğruya memleketin ıslahat işleri'e meşgul olmustur. Tıp nüfus siyaseti üstünde pek hayırlı fakültesi reisi profesör Tevfik Sa lim Paşa da fakültenin imtihan ve na tesirler yapan doğum evimiz gay retli doktorlarma neş'e ve ümit verekil işlerile meşgul olmustur. cek bir intizamdadır. öğleden sonra fakülte reislermin Tabiî ve müdahaleli doğumlar, iştirakile bir içtima yapılmış, içtimaameliyatı nisaiyeler, kadın ve ço da dahilî teşkilât esasları hakkmda cuk hastalıklarındaki tedaviler ve görüşulaıüştür. bakımlar tamamile meccanen ve Doğum ve Çocuk bakım eoinde »taj gören ebe hantmlitn Muhittin bey Hariciye Mösfeşan üniversitede faaüyet her türlü resmiyet müşkülâhndan uzaklaşılarak yapılıyor. Hastaneler • de olan kırtasiyeciliğe bu müessesede en az ehemmiyet verilmesi ve bu işin sona bırakılması halki kendine çok bağlamıştır. Pek rauntazam olan lâboratuva rmda her türlü tahlil yapılıyor. Konferansla ve muhtelif suretlerle ya pılan neşriyatla içtimaî ve sıhhî dertlerimiz tahfif olunuyor. Bu müessesenin zaman zaman tabet/tirerek halka dağıttırdığı öğütler o kadar açık ve iyidir ki dikkatle okuyup tetbikatmda trtizlik gösterenler doktora muhtaç kalmazlar. Doktor içm para bul^mıyan, parası varken mahremiyet kaygusile hastahk elinde kıvranan kadmlar hem para derdini bertaraf etmişler hem de doktorlarla mahremiyet arasındaki münasebeti anlamıslardrr. Hera tibbî, hem de içtimaî bir va zife yapmakta olan böyle bir müesseseve mazhariyet, Corum için bir iftihar vesilesidir. Halk Sınhat ve tcthnaî Muavenet Vekâleime o lan tesekkür borcunu tekrarlayıp duruyor. Emre Hasan Tuzlada bulunan cesedin esrarı Kumkapıdan bir sandala bmerek kayı bolan tranlı kahveci Esadullah Efendmi Tuzlada bulunan ve tstanbula getirilen cesedi Tıbbı Adlide muayene edilmif. tir. Tıbbı Adli tarafmdan yapılan otopside maktulün ip ile boğulduğn tesbit edilmiştir. Bu işler küçük bir sandal L çinde yapılamıyacağına RÖre, katülerin Esadullah Efendiyi o civarda bir yere götiirdükleri anlaşılmıştu*. Cinayet iş lendikten sonra ceset ayağma taş bağknarak denize ahlnuşsa da ayak çörödüğünden ip konmus ve ceset »uyun yüzüae çıkmıstır,