tylul lumhnriyet • Ş 0 N TE tG R AFLAB Fransa meydan okuyor M. Pol Bonkur «şiddet teşebbüslerine karşı kâfi derecede kuvvetliyiz. Sabrımız zayıf olmamızdan değildir» diyor Paris 3 (A.A.) Havas Ajan sından: M. Pol Bonkor, bugün Briyanm hatırası namma dikilmiş olan «Hatı . ra taşı» nın açılma merasiminde bulun. muştur. Bu taş Briyanm sık sık dinlenmeğe geldiği küçük bir Bretanya limanı o . lan Trebeurden civanndadır. M. Pol Bonkur, merasinıin hususî oltnasma rağmen Briyan namına yapılan heykelin etrafını büyük bir kala balık bulduğunu kaydetmiş ve demiş . tir ki: « Hudutlanmız yakınma kadar dalgalar gibi gelip çatiıyan tahrikât i Ie bunun gibi hadutlardan uzak, Bahrimuhrt kiyılannda kalabalıklann csulh» dîye haykinn arasradaki tezadı kay detmek kolaydır. Eğer sabnmız ken dimizi zayif duyduğumuzdan doğmuş olsaydı tehlikeli olurdu. Fakat böyle değildir. Fransa şiddet teşebbüslerine karşı kâfi derecede kuvvetli olduğuna bili . yor. Başvekilin şark müdafaa teşkilâtmı sessiz bir surette ciyareti, hiçbirşey yapmasa bil« Avnıpanm dtizeKmesi için elzena olan suttı havasını derîn bir •urette bozan vaziyetlere yakışan bir cevap oldu. Fransa, hakkmda her ne söylenirse söylensin, bu müdafaa kuvvetlermi teftis eden hükumet reisi ile bera berdir.» M. Pol Bontur, Briyanm eserinin feyizlerinden bahsetmiş, bunu müteakıp şu sözleri söylemiştir: < Dörtler misakı da bu eserin devamından başka birşey değildir. Zira son şekli île Lokarno misakına Tayinler devam ediyor Istanbulun yeni maliye teşkilâtmda vazife almıyan memurların isimleri Istanbulun yeni maliye teşkilâ tmdaki münhallere yüksek mektep ve lise mezunlannın tayinleri de vam etmektedir. Murakıplardan tstanbulda bulunanlar ile tahakkuk ve tahsil mü • dürleri dün eski Defterdarlık binasında Maliye Vekâleti Varldat müdiri umutnisi Cezmi Beyin riyase tinde toplanarak yeni teşkilâtın faaliyetine ait hususat hakkmda gö rüşmüşlerdir. Üsküdar tahsil müdürlüğü kale mine Üsküdar Malmüdürlüğü tahsilât memurlarından SaLm, Fener tahsil memuru Ali Hikmet, Kadıköy tahsil kâtibi Nuri Beylerle Kadıköy tahsil memurlan&ıdan Münire Hanım tayin edilmişler ve kalem kad rosu ikmal edilmiştir. [Banakalırsa Bu limana ne lâzım? J Almanyada haurp hazırlıkları Londra 3 (A.A.) People ga. zetesi, Berlin muhabirinden aldığr bir mektubu neşrediyor. Muhabir, Almanyanın harp hazırlıkları yaptı ğma kanaat getirmiştir. Mektupta dıyor ki: Milletler Cemiyetinin haberi ol madan giıJi olarak toplar, gülle . ler, fisekler, tanklar, tayyareler, boğucu gazler yapılmaktadır. Maksat, Polonya koridoru ile Sar. re havzastnın ilhakıdır. Sandey Kronikl gazetesi de şun lan yazıyor: « Hükumetler, Almanyanın gizli hazırlıkları hakkmda, Cenev " rede silâhlan bırakma konferansı toplandığı vakit meseleyi ortaya ko. yacak kadar malumat sahibidirler.» Bu gazete, mevcut muahedeler ah.' kâmına uvsrun olrmvan bazı hazır • Iıklan saymakta, bunlann tngi liz efkân umumiyesini ciddî suret te mesgul ettiğini ilâve etmektedir. bağlanmaktadır. Lokarno gibi dörtler misakı da Milleler Cemiyeti çer çevesindedir. Bu dört devlet misa kını biz, Milletler Cemiyetinin da • imî azaları olan dört büyük devlet arasında bir anlaşma hazırhğı ola rak görüyonız. Bu devletler MiIIet l*r Cemiyeti daimî azası «ıfatile ev ve!â aralanndaki muazzam müşterek ınenfaatleri tannm, sonra da aralı* rında yapacak'an anlaşma ile Mil letlrr CemiyeJinin mesaisini bir netîceye baçîamağa ysrdırn edecek vasıtalun hazırlamakla mükellefti>l<*r. hazır'.k v^pmadan <»n mühim tneseleleri halletmenin kabil olacağım zan~ netmek Cenevrenin tecrübelerîni tanımamak olur.» Dörtler misakı Briyanın endişele . rine hayatî bir noktadan temas ediyor. Hiç kimse Avusturyanm i» tiklâJ lüzumunu onun kadar açıkça âöylememiştir. Avusturyanm istik lâlin« yapılacak her türlü taarruza karsı hiç kimse onun kadar kat'î bir irade göstermemiştir. Kimse onun kadar ağır söz söylememiştir. La Haye davasının çıkarmış olduğu müzakereyi o yapmıştır. Bu dava da Italya ve Çekoslovakya ile be • raber Fransanm Avrupa »iyasetinin bu esaslı ve devamlı vaziyetinin kat'ilesmesini istediği ve buna da muvaffak olduğu hatırlardadır.» M. Pol Bonkur, orta Avrupa devletleri için, arazi talepleri ve siyasî mücadelelerle karıştınlmamak şartile serbest iktisad! anlaşmalarla muvazene ve mahreç temin edilme«i lüzumunu hatırlatmıştır. lstanbul TahsH mü dürlüğune tayin olunan ve <je bat lıyan ŞefVc Bey Yeiti taiıokftvk muavitüerinden Mül ktyt mektebi ve Robert Köllej mezunu Madelet Hanım Yeniden S0 kişi tayin edildi Dün münhal tahakkuk memur • luklarile muavinliklere âli mektep ve lise mezımlanndan elli kişi da ha tayin edilmiş, keyfiyet alâka • darlara bildirilnr'ştir. Kimler açıkta kaldı? Yeni kadroda vazife almıyan tahsil memurlan şunlardır: Fahri llyas (Feriköy), Murat (Kulekapı), Süreyya (Hasköy), Hay rettin (Edirnekapı), Sedat (Küçükpazar), Abdülhalim (Kadıköy), Aziz Mazhar (Büyükd'ere), Meh • met (Kumkapı), Rifat (Divanyolu), Mehmet Tevfik (Beylerbeyi), Sü leyman Suphi (Beşiktaş), Fahrettin (Kanlıca), thsan (Çarşı) Beyler. Yeni maliye teşkilâtmda seyyar tahsil ve tahakkuk şubeleri de lâğvedilmiştir. Kadroda vazîfe almı yan tahsil memurlan şunlardır: Osman Nuri, Ahmet, Süleyman, tsmail Hakkı, Hâdi, Refik, Hacı Hakki, Abdürrezak Beyler. Yeni kadroda vazife almıyan tahsil muavinleri şunlardır. Kadri (Aksaray), Mehmet Süreyya (Yem'cami), Bedri (Kasrmpaşa), Zeke. riyya (Arnavutköy), Behçet (Feriköy), Yakup (Hocapaşa), Mehmet tbrahim (GalaU), C?vdet (Şehzadebaşı), Suat (Eminönü), Nuri (Şehremini), Faik (Erenköy), tsmail Hakkı (Bestk taş), Fethi (Büyükdere), Cevat (Taksim), Cemal (Üsküdar), Ha san Fehmi (Hasköy) Beyler. Yeni kadroda vazife almıyan veznedarlar şunlardır: Kemal (Aksaray), Süreyya (Yenicami), Sami (Fener), Nuri (Tak • sim), Baki (Büyükdere), Saim (Tarlabaşı), Bahri (Altunizade), Niyazi (Kamerhatun), Hulusi (Galatasa ray), Remzi (Tarlabaşı), Salâhattin (Galatasaray), Lutfi (Fatih), ö • mer Nuri (Çarşı), Neş'et (Eren köy), Ziya (Edirnekapı) Beyler. Yeni kadroda vazife almıyan lcra memurlan şunlardır: Refİk (Fatİh), Cahit (Beyoğlu), Yunan nazırlarmın Ankara seyahati Yunan Sefiri dün Atinadan geldi Atîna 3 (Hususî) Türkiye *efiri Enis Bey, bugün Basvekil M. Çaldarisi ziyaret edecek, Türkîye hü kumetînin Yunan Başvekilinin ve hükumet ricalinin Ankarada yapa . caklan mülâkatlarda mevzuu bah • sedilecek hususat hakkındaki nok • tai nazannı bildirecek, tsmet Paşa Hazretlerinin bu ziyaretten dolayı pek memnun olduğunu söyliyecek tir. Yunanistanın Ankara sefiri, Sa kelaropulos dün tstanbula hareket ettniştir. Sefir, M. Çaldarise Istan buldan Ankaraya kadar refakat e • decektir. Yunanistanın Ankara sefiri M. Sakelaropulos, Stella d'ltalia vapurfle dün akşam şehrimize gelmiştir. H»nm«niHiınnılUllll!ll|![||!|||||||!||||nilinniinnni!!nniininrnnı» Nazi kongresi İtalyan Rus misakı Nutuklar söyleniyor, res Italyan gazeteleri misak için neler yaziyorlar? mi geçitler yapılıyor Paris 3 (A.A.) Nürnbergden bildirüiyar; Cöriilen üniforraalarm çok Iıığu, cephe gerisinde bir sehir hissini veriyor. Fühakika Hitler, Goering Rust, Goebbels, Frick ve rejimin bütün yük. sek memurlan da dah3 olduğu halde herkes üniformalıdnr. Sokakiarda uztm aksakaHı hücum kıt'ası efradile kısa pantolonlu 10 vaslarmda üniformah çoeuklar, ve koyu renkte tuvaletler giyinmis genç kızlar ve hatta yaşlı kadmlar görülmektedir. Bu koyu renkîi kalabalık ort»*mda *ivil gezen Von Papen ile Von Neurath biraz hayreti mucip oluyorlar. Fırka erkânıharbiyesi büyük bir o telde otnruyor. Pretıs Auguste Guillaome da öniforma 3e g«zmektedir. Arasıra da ecnebi n^irormalar görünüyor. Bunlar tngiiiz, IskantMnavya, Rus ve hatta Bulçar fa«!sfleridir. Dün bir sahaya sıkısmt* 80,000 ki*i bir ordu gibi manevralar yapıyorlardı. öğleden sonra 10 yaşından 15 ya?»a kadar olan gençlerden, daha sonra da 15 yaşından 20 yasina ka • dar olan gençlerden mürekkep kıt'alar manevra yapmışlardır. Hepsi Başvekili alkışlatmşlardır. Akşam üzeri şehir haricinde buyük bir halk bayramı yapıldı. Havaî fi . şekler atılarak milis mızıkalan konaerler verdi. Paris 3 (A.A.) Berlinden bil diriliyors Nürnberg kongresinm bütün ha . tipleri ırk meselestnden bahsede • rek bugünkü hükumetin buna ver • miş olduğu ehemmiyeti kaydedi • yorlar. Dün nutuk söyliyen M. Rosenberg bu mesele üzerinde uzun uzadıya Roma 3 (A.A.) Messagero ga . retesi, ttalya Sovyet dosüuk misa • kının imzalanması için bir makale yazmakta, bu mispkı «senenin en mühim sı>ası hâdisesi ve Avrupanın yeniden doğuşunda kat'i bir adtm> ola^k tavsıf etmektedir. Gazete, fikriyat ciheHndei iki miL !el arasında bir uçurum olm;»sın* rağmen her iki memleketin iktısadi bün . yeleri birbirlerini tamamladızı için beynelmilel sahada pek az millete nasip olabilir bir şekilde anlaştıklarını yaz • maktadır. ttalyanın iptidaî maddelere ihtiyacı vardır, halbuki Rusya da bir çok işlenmiş maddeleri alabilir. Bu gazete, M. Musolmmin iktidara geçer geçmez Sovyet Rusya ile tabiî münasebet tesisini istediğmi hatırlatıyor. Fakat son zamanlara kadar bir yaktnhk yapmak müşküldii, zira her 0d tarafı batıl fikirler menediyordu. Hatta bn cihetten bile Roma mi . sakı gayet mühim bir merhale teş kfl eder. Nihayet, bu misak, Rusyanra garp hayahndan uzak kalmamak irade. sini ispat ederek Avrupa devletlerile başka misakiar yapacağını gösteriyor. durdu ve bazı ecnebi gruplar tarafından yapılan boykotajın dtinya kanşıkhğım artırmaktan başka bir şeye yaramıyacağını bildirdi. M. Rosenbergden sonra M. Goebbels söz alarak Almanyanın Yahudi meselesini namuskârane bîr şekilde hallettiğini teyit etti ve Yahudiliğin, dünyada, herkes için zararh ola cak bir münakaşa açrnak istediğini ilâve etti. Her iki hatip t e müsavat termi ileri sürerek bir kere daha Versa • illes muahedesi aleyhinde bulundu. Sakelaropulos geldi istokhoim maslahatgüzarımız Ankara 3 (Telefonla) tstokholm maslahatgüzan Ragıp Raif Bey elçi ünvanile Isveç, Norveç, Finlandiya ve Danimarka hükumetleri reislerine iti . matnamesini takdime memur edrlmiş • tir. Ihsan Hilmi (Eminönü), Hasan Hüsnü (Üsküdar) Beyler. • Yeni kadroda vazife almıyan tansil kâtipleri şunlardır: Şevket (Kamerhatun), Meh met Izzet (Feriköy), Şaban Fevzi (Yenicami), Mehmet E min (Divanyolu), Yaşar (Tarlabaşı), Mustafa Fazıl (Arnavutköy), Esat (Kulekapı), Yusuf Ziya (Kasımpaşa), Hasan Hayri (Çarşı), Saim (Mercan), Adil (Erenköy), Şakir (Erenköy), Remzi (Üsküdar), Ce mal (Üsküdar), Avni (Emirgân), Cemil (Büyükdere), Cetnil (Kule kapı), Şükrü (Yenicami), Lutfi (Şehremini) Beyler. Yeni kadroda vazife almıyan tahsil tebliğ memurlan şunlardır: Osman Nuri (Galata), Kenan (Galata), Mehmet Ali (Kulekapı)» Ali Rız a (Kulekapı), Rıdvan (Galatasaray), Ali R«a (Galatasaray), Bayram (Kasımpaşa), Kenan (Ka sımpaşa), Ahmet (Taksim), Kad ri (Tarlabaşı), Salim (Tarlabaşı), Fazh (Hasköy), Celâl (Hasköy), Adnan (Aksaray), thsan (Fatih), tbrahim (Edirnekapı), Naci (Fener), Hulusi (Şehremini), Mehmet Sani (Kadıköy), Mehmet (Al ttmizade), ömer Nevres (Beylerbeyi), Nazmi (Beşiktaş), Rüstü (Emirgân), trfan (Kumkapı), Ali (Kum kapı), Şevki (Küçükpazar), Remzi (Küçükpazar), Sami (Küçük pazar), Besim (Yenicami), Fa hamettin (Erenköy), Nesip (Şeh zadebası), Mehmet (K. Mustafapa şa), Cemil (Büyükdere), Sevket (Büyükdere), Süleyman (Erenköy), Mustafa (Erenköy), Mustafa (Erenköy), Ferit (EmmönS) Beyler. Yeni kadroda vazife almıyan tebliğ memurlan şunlardır: Hüsnü (Fatih), Kenan (Beyoğ lu), Cevdet Niyazi (Beyoğlu), Lutfi (Beyoğlu), Hasan (Arnavutköy), Halit (Hocapaşa), Hasan (Edirne kapı) Beylerle Büyükdere tebliğ memuru Halitne Hanım. aç yıldır lstanbul limanı hak kmda kime fHcrini sorsam, bir keiime^en ibaret su cev?1"! »lı» nm: «ölüyor.» Sebep? O da iki kelimeden ibaret! «Pahalıiık ve idaresizlik.» Pahalıltk, çünkü bizim liman ücret lerimiz, rakip liman tarifelerinm üç dörl mislidir; idaresizlik, çünku tstanbul sulannda ecnebi çemilerinin upradık lan zorluklar ikide bir gazetelerimi an sncâyet ve mizah mevzularmı teskîl eder. tş besbelUdir. Hık, ımk yok. Üç dört yıldır bu liman için pek cok yan yaz dığımı habrlıyorum. Dünkü de dahîl olduğu halde Abidin Daverin, Cum huriyetin ve öteki gazetelerin simdiye kadar nesrettSderi yazılann mürekkeb! Marmaradenizini styaha boyamağa kafidir. Fakat, anlaşılıyor ki, limanda bes mavna ile alh salapurya kaimcıya kadar bekliyeceğiz. Beynelmilel deniz ticaretmi gücendiren, hatta korku « tan bu liman, sığınılacak değil, u . zaktan merhaba diyip önünden k?' l?cak bir yer olmustur. Yeniden rapor tanzim olunuyormus. Ne raporu beye fendi hazretleri?.. tllet meydanda!. Ba limana rapor değil, vapur lâzım, va pur! PEYAMl SAFA M. Heryonun Moskovadaki tetkikatı Moskova 3 (A.A.) Tas a}ansı büdiriyor: M. Heryo ve arkadaslan dün thtil müzetini ziyaret etmişlerdir. Müxe müdüru M. Şestakof, eski Franstz Ba«vekilini selamlarms ve söylediği notak. ta Rus amelesinm istibdada karşı yap • hğı mücadelede Franstz ihtilâli esnasnv da halk kütielermin mücadelesinden v« Fransada 1830 ve 1848 tarihlerinde cereyan eden vakalardan mülhem olduğonu kaydetmistir. M. Heryo, buna şu nutukla cevap ver* mtşnV: « Arkadaslanm ve ben Fransîs tarihinin merhalelermi teşkil eden böyük ihtilâller süsilesini onubnadnn. Bunun içindir ki istibdada karşı sarfetn • ğiniz mesaiyi derin ve samimî bir alika üe takip ediyorum. tki buyük raület arasmdaki dostluğu bütün sahalarda kuv» vetlendirmeği kendim için gaye edi • niyorum.» M. LHvinof, M. Heryonun serefine bir öğle siyafeti vermif, akşamleym da bir resmi kabul tertip etmiştir. Moskova 3 (A.A.) Ta« a}an«mdan: M. Molotof, M. Heryo ve M. Alfandı kabul etmiştir. Kontenjan kararnamesine zeyl Ankara 3 (Telefonla) 23/5/933 tarih ve 14431 numaralı kontenjan karamamesine bir ilâve yapılmıştır. 14431 numaralı kararnameye birleşik (M) Hstesmde tsveçe aynlan kontenjanlara ilâveten B 549 pozisyonuna 300,000 kilo, B 552 pozisyonuna 20,000 kilo verilmesi kararlaşhnlmıştır. Bulgar Kralı Paristen Londraya gitti Paris 3 (A. A.) Bul«ar Krab •e Kraliçesi saat 12,10 da sürat tre • nile Londraya hareket etmşlerdir. M Mahkum olan kaçakçılar Muğla 3 (A.A.) thtosas mahkemesi sigara kaçakçılıği yapan Muğlamn Pisi köyiinden tbrahimin iki sene hapis ve iki sene de sürgün edilmesine, kaçak çakmak ve çakmaktaşı satan Bodrumlu Yusuf ve Mustafanm altışar ay hapislerine ve nakti cezalanmasına ve hapisane • de esrar satan bir mahkumun cezasımn 12,5 tan 13,5 sene ağır hapse çıkarılmasma karar vermiştîr. Kasırganın tahribatı Nassau 3 (A.A.) Bahamasa persembe günü inmiş olan kasırga, birçok kazaya ve zarara sebep ol muştur. 5 ölü ve 10 yaralı olduğu söyleniyor. Kasırga Nassau şehrine uğramıştır. La Havane 3 (A.A.) Sagula Grande şehrinde kasırga neticesin de 8 kişi ölmüş, 200 kişi yaralanmış ve 300 ev yıkılmıştır. Feci bir yangın Kristianstad 3 (A.A.) Bir tulube yanmış, içinde bulunan 4 yaşından 14 yaşma kadar olan 6 kardes te 'r. Cumhuriyet bayramı ve halk destanları Ankara 3 (Telefonla) Cumhu . riyet bayramı için memleketin muhte • lif yerlerindeki halk şairlerine halk destanlan yazdınlmış ve t>u destanlar ko misyona gelmiştir. Cumhuriyet Nüshası S Kuruştur Yeni posta pulları Ankara 3 (Telefonla) Cumhu • riyet bayramı münasebetfle Posta 1da. resi tarafından çıkanlacak pullann şekli takarrür etmiştir. Pullar üç nevi o . lacaktır. Bunlardan birinde Gazi H " retlerinin Bursadaki nutuklan esnasın • da çekilen resimleri bulunacakbr. Maden ocağında iştial Metz 3 (A. A.) Bir maden o cağmda brr iştial olmuş, 4 kişi öl müş, 9 kişi yaralanmıştır. J Türkiye Harîç içio Vazifesini yapmıyan gümrök memuru . Muğla 3 (A.A.) Bir ttalyan kayığında manifesto harici 12 ka lem eşyayı ele geçirdikten sonra kaptan ve kayığı serbest bırakan ve bu suretle takip ve tahkik vazife lerini suiistimalden suçlu Marmaris giimrük kumandaru Sadettln Bey İhtısas mahkemesine verilmLştir. Baksana bana ağabey, dedi, bilmediğin işe karışma! Burada, cani, hırsız yok! Sonra elini polisin omuzlanna götürerek: Gözünü aç, dedi, yanlış bir i* yaparsan adamın üniformalarını sökerler. Ne diye beni tutmak isti yorsun, para mı çaldık, adam mı vurduk? Polis elini gene Salihin koluna doğru götürüyordu, serseri bir silkinişte memurun elini savdı. Polis dedi ki: Haydi, yürü de sokakta ko • nuşuruz. Benim seninle işim yok. Bu ra»ı anamm evi. Onunla konuş mağa geldim. Baska gün konuşursun, gecenin bu vaktinde olmaz. Orası senin üstüne vazife değil... Ne vakit istersem gelir konu şurum. Kanunda ana oğul şu saatte konuşur diye bir lâkirdı var mı? Yok ama tenin de ortalığı birbirine katmağa, ananı hasta et Bir otomobil fac'ası Dijon 3 (A.A.) Nuits Saint Georges civarmda bir tren geçidinde 90 kilometre ile giden bir tren içinde baba, anne, beş çocuk ve bir genç hizmetçi den mürekkep bir afle olan bir oto mobüe çarpmiftır. Otomobildekilerin hepsi ölmüşlerdir. Çoçuklardan en büyüğü 12 yaşında idi. meğe hakkın yok! Ortalığı birbirine kattığım vakit sen burada mıydın ağabey? Görmediğin şeye ne inanıyorsun? Ben kimseye birşey yapmadım, misafirlerin canı sıkılmış, savuştular. Anama gelince... Sen bu nazenin lerin de ufak şeylerde ayıhp bayıldıklannı bilmez misin? Bu kadar senelik memursım. Hepsi kan cil • vesi... Polis düşündü. Salih, fevkalâde olarak, o kadar tertipli lâf söyledi ki memur, doktorun yüzüne baktı. Macit Bey dedi ki: Burası anasımn değil, benim evim. Salih doktorun yüzüne tükürür gibi nefretle cevap verdi: Sus ulan hıyar azmanı! Anamı çöp tenekesinden almadın ya... Birlik olup bir ev açmışsınız... Kan koca ayrılmadan malları bir sa yılır... Memur çekilir gibi bir hareket yaptı ve doktora dedi ki: Aile meselesidir. Fazla kan Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Altıayhk 750 1450 Üç aylık 400 800. Bir ayiık 150 yoktur şeraiti I **» Fırka mensupları için rozet Ankara 3 (Telefonla) Halk Fır. kası kendi azalan için yeni bir rozet hazırlamıştır. Bu rozet, Fırkamn 6 umdesini temsil eden 6 oktan ibarettir. Dışarı kapının açılıp kapanma • sma benzer bir gürültü işitti. Sofada ayak sesleri. Nihayet salon ka pısı da açıldı ve içeriye anası yerine doktor Macitle bir polis girmişti. Salih bunlan görünce o kadar şaşırdı ki bir müdafaa hareketi yap mak ister gibi ayağa kalktı. Fakat, ötedenberi, hele son günlerde, polis üniformasından gözü çok yıld'ığı için olduğu yerde saplanıp kalmıştı. Ikisi de sessizce ve ağır ağır ona doğru yaklaştılar. Doktor ağzını açıp bir kelhne söylememişti. Poli sin ağzından bir tek ses çıktı: Yürü! Salih, bu sefer, korkudan ziyade öfke ile titremeğe başlamıştı. Kaşlarını çattı, ellerini arkasına koydu, bir ayağıru ileriye basarak vücudünü sarkıttı ve »ordu: Nereye? Polis Salihin kolunu tutarak cevap verdi: Yürü de dışanda konuşuruz! Salih kolunu polisin elinden ko • layca kurtararak: ÇAhAHHALt Şehitlerini taziz 7 EYLUL VAPURtLE GÜLCEMAL Tefrika: 37 SERVER BEDt Sabahsız Geceler Deme öyle. Bak bana Fatma kadin. Ay • fe misin, Fatma mısm, nesin, beni dinle. Hanım valdeye git söyle. Biraz limon koklasm, buraya gel «in. Benhn ona dîyeceklerim var. Aceledir. Bunlan söylemezsem şuradan şuraya bir adım atmam. O benim inadımı bilir. Sonra o kepçe kulağa da haber ver, bu gece gö • züme hiç görünmesin, beynini zimbalanm ha!.. tşte o kadar. Salihin tavırlannda öyle kestirip atan bir sertlik vardı ki hizmetçi ümidini keserek dışan çıktı. Beş dakika sonra hizmetçi ka • dm gene geldi, Salihe yaklaşmıyarak, uzaktan: Gelecek, dedl, gelecek, biraz Sonra salonun kapılarmi iyîce kapayarak çıktı. Salih bekliyordu, fakat içini sıkıntı basmışh. Büyük adımlarla dolaşmağa, ıslık çalma ğa başladı. Canı o kadar sıkılıyor • du ki anasım beklemeden çıkıp gitmeği bile düşündü. Kendi kendine: «Ne oluyorsun be hırt! Beş dakika sabnn yok mu?> diyerek bekledi. Saati yoktu ama, beş dakika değil, yirmi beş dakika bile beklediğini anlıyordu. Kapıdan dışarıya başını uzattı ve etrafı dinledi. Apartıma nın içinde tıs yoktu. Canı büsbütün sıkıldS. Böyle giderse delice hare • ketler yapmağa mecbur olacağım hissediyordu. Tekrar gelip bir koltuğa oturdu. Ayaklarını sinirli sinirli yere vuruyordu. beklel. şamayız. Cebre müracaat ettneğa salâhiyetim yoktur. Ortada bir te • cavüz vuku bulursa bize haber ve» rirsiniz. Fakat efendİ, evlâthr, validesile miistacel bir keyfiyeti mü zakereye geldiğini ifade ediyor, hakkıdır. Ortada bir cürüm yoktur. Salih bağırdı: Yafşa be memur ağabey!.. Gördün mü kanun, insaniyetlik bilen adamı?.. Yaşşa be!.. Doktor memura sordu: Hiçbir muamele yapmadan gidiyor musun? Çare yok beyim... Ailevî meseledir, efendİ aile eiradındandır, aradaki ihtilâfın halli bize düşmez, bir cürüm ve tecavüz olmadıkça biz kanşmayız. Salih bir kahkaha atarak doktora dedi ki: Hah!.. Anladın mı şimdi?.. Efendi gitsin, evire çevire ben «ana bir bahçıvan dayağı çekeyim, on dan sonra kendi ayağımla, gtil« gule karakola giderim! (Mabadi var)