r I •yazan Binbaşı Lierau •Cumhurıyet' 26 Agustos 1933 Şehir ve memleket haberleri Akıl doktorları Şimdilik, halkı tenvir etmeyi kâfi buluyorlar Siyasîicmal Çekoslovakyadaki hâdiseler arbi Umummin sonunda gallp devletlerin ırkî ve siyasî ve iktısadî zaruretleri pek te he . saba katmıyarak vücude getirdikler hudutların ve tesekküllerin nekadar sun'î ve Avrupadaki v«.ziyetin istikran için nekadw muzır olduğu gün geçtikce bir Vat daha tezahür et mektedir. Harbi Umumiden sohra Sırbi*tanm hudutlan fevkalâde tevsi edilerek bir Sırp, Hırvat ve tslo ven Kralhğı vücude getirilmişti. Hal' buki bu devlet mezhebi, irfan ve medeniyet sevivesi, tarihî an'anesi, lisan ve edebiyatı baska baska olan unsurlardan mürekkep olduğurdan. bunlan birlestîrmeğe imkân hasıl olmamıstı. Sırp unsuru, garp medeniyetinde ilerlemis olan Hırvatlan ve diğer milletleri temsil etmeğe ne nüfuMi ne de seviyesi itibarile muktedir değildi. Bunun icin 1929 da sırf Hırvatlan ve bunlann siyasi fırkalannı parlâmentodan ve biilcu metten ıızakla*hrmak için dikta törlük ilân edilmiş, memleketin mülkî taksim^tı dV*istirilınis, fırka tesVili işi güçlestirilmis ve hatta devletin resmî ismi bile Yugoslav yavn tebdil edilmişti. Harpten sonra vücude jretirilen Çeknslovakya devletînde dahi buna vakîn bir vazivet ihdas edilmistir. Bu tslav devletme üç buçuk milvon Alman ve bir milyondan fazla Macar nüfusu cebren ithal edilmistir. Seviye«i ve menşei bü«b"tün baska olan Karpatlılar yani lslovaklar ve Ruten denilen beyaz Ruslar dahî bu devlete ilhak edîîerek devletm resmî unvanı Cekt»*lovakya olarak tesbit edHmistir. Yu?oslavyadaki esas unsur Sırplann adedi dîğerlerine nis beHe nekadar az ise de yeni tslav hükumetinde dahi esas unsur Cekler o kadar azdır. Çekler Islovaklan temsil etraeğe çahşıyorlar ise da muvaffak olamıyorlar. tslovaklann ekseriyeti kahîresi memleketlerinm muhtariyeti yahut istiklâli haiz ol • masmda ısrar ediyoriar. ' Cekoslovnkya hükumeli, hem tslovaklann Prağa tnerbutiyetlerinî ispat etmek hem de Macariann bu verlerdeki hukuku pek eski olmadıŞmı ilân eylemek tîzere ts'ov^kyada Nttra sehrmde ^lovak »ciısesımn bm yüz tarihind^ tesisi yıldtmümünî tes'it icin fevkalâde merasim tertin etmiiti. Bu merasime memleketin valîsi riyaset edecek idi. Prağdak! ecnebi sefirler ve memleketin mu « teberanı dahi davet edilmişti. Me • teberanı dahi davet edilmişti. Mera» sim baslıvac»*! sırada reis Hk sözül Basvekil M. Malypetre vermek iste» mis îse de merasim icin toolanan ts ' lovak köylüleri birdeibire ayakia» narak kürsiye Basvekil yerine tslo» vakyamn muhtariyetini istiyenlerin •;i Halinkayı getirmişlerdir. Mu « maîleyh irat eylediği atesin bir nutukta bu memleket için muhtariyeti talebmde bulunmuş ve kövlülero muhariyet isteyip istemediklerini sormustur. Bunlar bir ağızdan «muhtariyet isteriz» diye bağirtnışlardır. Ecnebi sefirlere tslovakyanm Prağa mer butiyetini göstermek için yapilan merasim bilâkis aynlık tezahürat' ile neticelenmlştir. Şuraa kayde sayandır ki tslovak ya, Çek devletine ilhak edilmiş ol mayıp manda olarak tevdi edilmiş tir. Almanya bu mandayı ele geçi rerek sarkî Avrupaya do^m man mak istiyor. Lehistan dahi tslovak ya koridorunun kalkmasını ve bu suretle Macaristan ile Lehistanm hemhudut olmasını ötedenberi öz lüyor. Lehler ile Maearlar arasında gayet samimî ve tarihî rabitalar olduğu malumdur. Orta ve şarkî Avrupadaki vaziyetin ne kadar kanşık olduğuna bir delil de yukanda zik« retiğimiz hâdiselerdir. 11 Nakili: A. Daver Almanlar, Türklerin bu yorucu işleri büyük bir mukavemetle başardıklarına hayretler edivorlardı! Kösten derakap Türkler tarafın«lan tahkim edildi ve tngilizlerin muhtemel bir avdetine karsı adanın etrafına mayinler döküldü. Fakat fnçilizler Midillide oturmağı tereih ederek bir daha gelmediler. Yalnız muhriplerini, tzmir korfezi acık • lannda dolastırmakla iktifa ediyorlardı. Biiraukabele Alman bahriyesi Kötlen ile alâkadar olmağa basladt. Çünkü Tolos koyu, denizakı gemi leri için tasavvurun fevkinde mükemmel bir sığnak teskil ediyordu. Kosten muharebelerine muvazi olarak Anadolu sahillerîndeki kara bataryaiarile tnjriliz harp trem''eri Htmda diğer muharebeler de olduysa tngiliz gemilerinin atesi umumivpt1e Türk bataryalarma karşı tesirsiz kaldı. Türkleri ve Türkiyeyi tanımıyanîar için, toplann ve bilhassa yatık muhrekli uzun toplann bir yerden obür tarafa naklinin nekadar müskiilâta maruz kaldığını tahmin etmek kabil değlidi. Bu muazzam sikletleri kimıldat mak ve kaldırmak icin lâzım gelen alet ve vasıtaiar, valnız tstanbulda vardı. Ekserisi küçücük birev duraktan ibaret olan demiryolu ihraç istasyonlannda bövie şeyler bulun madiğı gibi, gemflerin yanastıklan fskele ve nhtımlarda da, son derece lüzumlu olan uydurma bazi vesaitten baska birşey voktu. Nakliyat için, denizaltı gemilerinin korkusundan büyük gemiler kullanmak kabil olmuyor. ağir topları, mavna, duba ve yelken kayıklannabindirmek lâzım geliyordu. Mesela, Gelibolu ordusunun bas lıca levazım ihraç iskelesi, daha doğrusu, üssübahrisi olan Akbaşta ne raaçuna, ne vinç, ne îrgat, n*j de palanga vardı. Alelâcele ve noksan vesaitle msa edilmiş olan yanaşma itkeleieri ile vapurlardan ve mavnalardan bunlara uzatılan iskeleler de, ağır yüklere tahammül edecek halde değillerdi Onun için ağır top lann bir taraftan obür tarafa nakli Itzıra geldiği zaman, toplann ir • kâbi ve ihracından evvel, iskelel« • rfn takviyesi için uzun ve mühhn bir Mneliyata ihtiyaç hanl oluyordu. Fakat demir ve keres*e noksanı yöztinden bu da kolay ve bash bir Is degildi. Bazan bir iskele, üsttine çikanlan ağir topun sikleti ile çöküyor ve top denize yuvarlanıyordu. Ö vakk, bu koca topu, bir de denifcfa dibînden çıkarmak lâzım *eli yordu; Tabiî bu iş kin lüzumlu olan vesait mevcut bulumnadiŞîndan topun denizin derinlikleriıvden çıkanlmasi çoçk belâli bir iş oluyordu. Ağır toplann ihraç ve nakiinde lcullanılan yegâne usul, vagonlann boşaltılması için, garlarda kullanı • lan u»uldü ki kaldınlacak cismin altma tahtadan oduncu kamalan sokarak onu parmak parmak kaldır maktan ibaretti. Fakat, bu kamalan ağır bir cismin altına soktnak icin ayn bir Jtiyat ve meharete Iüzum vardı ki buna da Türkler arasında malfk olanlar pek azdı. Alman küçük zabitleri, asrî ve kuvvetli kaldırma vasıtalanna fazla m, yaphklan islerin hesabmı vermemek için kongreyi toplamadıklannı, balbu|r.* ^»mîvetin vasaması, azanın toplamp konuşmasma bağlı olduğunu söylemis, bu sözlerden sonra azadan doktor tz. zettin Bey kongre reisliğine, Berati ve Enis Beyler de kâtipliklere seçilmislerdir tntihabı müteakıp, azanın teklifi Szerine Gazi Hazretlerile, Basvekfl ve BSyfik Erkânı Harbiye Reisi Pasalarla Millî Müdafaa Vekiline taıimat tel graflan çekilmesine alkışlar arasında karar verflmiş, bundan sonra müzakcrata geçilmistir. l'ekrar kürsüye gelerek izahat veren Enis Bey içtimam kanunî olduğunu tek> rarlamifc, azadan Zeki Bev de eski i dare heyetmin beğenmediji azayı cemiyetten çıkardığını, bu yolda da karar ittihazını teklîf etmistir. Söz alan birçok aza da, haysiyet divanmm ve umumî heyetin karan olmadan cemiyetten ihraç karannm doğrn olmadığını •Sylemişlerdir. Bunım üzerine, idare heyetmin bu yoldaki kararlarmm mefiu'' '»'duğuna karar verflmiştir. Cevdet, Hamit, Hakkı, Faik, Cu<li Beyler idare heyetinden çekildik lerini bildirdiklermden yeni bir idare heyeti seçilmesine korar verilmistir. Bu sırada birçok aza söz alarak es. alısmif olduklan için, bu müşkül iste Türk arkadaşlarına yardım edemiyorlardı. Toplan bin müskülâtla iskeleye çıkardıktan sonra, bataryalan mevzilerine kadar götürmek ve yerleştirmek lâzım geliyordu. Anadoluda yol yok gibivdi, mev • cut yollar da, çok fena bir halde idî. Ekseriya, dik yokuşlan trrmanmak ve sert donemeçlerden geçmek lâzimdı. thraç îsk«leleri île mevziler arasında, ekseriya 100 kîlometrodan fazla ttrtan azîm mesafeler vardı. Bu uzun mesafeler, adım adım katediliyordu. Yakıcı bir güneş altında ve boğucu bir sıcak içinde, aç ve susuz insanlar, ağır toplan sürükler dururlardı. Tesadüfen manda tedariki kabil olsa bile, hayvanlan kuvvetli surette besleraek hnVânı olmadığı için, bir iki gün sonra, kat'iyyen vük çekmezlerdi. Biz, Almanlar, Türklerin bu son derece yorucu ve ezici isleri büyük bir ımıkavemetle basardıklanm görerek havretler içinde kalıyorduk. Top naklivatı, maattessüf, kazasiz geçmi • yor, zavallı askerlerin kollan, bacakları kınlıyor, vücutleri yara içmde kalıyordu. Mehmetçikler, aksam • lan, ağır işten kurtulduklanna memnun, karavanalannin etrafına bağdas kurup oturuyorlardı. Fakat ne yazık ki yemekleri, sade suya çorbadan ve bir avuç zeytin ile kara, kuru bir ekmek parçasmdan ibaretti. Türkler, 1015 kisilik grupiar ha linde bacaklannı çaprazvari bükerek otururlar ve ahengi hiç degis miyen türkülerini hazm hazin «öylerlerdi. Geceleyin, ekseriya çadırsız açikta yatıp uyurlar ve kısa bir istirahatten sonra, ertesi sabah şa fakla beraber, topu sürüklemeğe baslarlardı. Bütün bir gün, kanter içinde uğraştıklan halde,, bazan, bu zahmetlerin neticesi, ancak birkaç metro ilerlemekten ibaret kalırdı. Arasıra, müthif bir sagnak h«r tarafı göle çevirhdi; o zaman topu hâmil araba çamurlara gömülür kalırdı. Bu korkunç müfkülât ve betaet karşısmda, bizim meshur 42 Iik topumuz, Bertalann Liyej, Natnür, MobSj onünde nekadar sürat ve siihuletle mevz! aldıklannı ve o mükemmel 30 luk Avusturya ha* vanlannm güzel Belçika yolla • nnda oradan oraya nasıl dolastıklannı düıündükçe bu Türk toplannın çok uzaktaki mevzilerîne asla varamıyacaklannı düsünerek nevmit olurduk. Fakat Türkler, levanten Ierin pek az ıtîalik okluklan fevkalâde bir sabır ve tahammülle, bu çok ağır îşe devam ederler.çamurun içine merdane sekilde odunlar yerlestirerek kazıklar yatırarak birkaç saat devam eden bir gayretten sonra a* [ rabayı kurtarır ve biraz daha oteye götürürlerdi. Nihayet günlerce süren uğrasmadan sonra, toplar bm zahmetle mevzilerine ffötiirülüp yeriestirildiği ve batarya kumandanlan atese hazir olduklarmı «öyledikleri zaman, Mehmetçiklerin sevincini ve iftihannı görmeli idi. Doğrusu sevinmekte ve iftihar etmekte tamamen haklı idiler. Ahşap sinemalar kapatılacak mı? Sinemacılar bu habere pek inanmıyorlar! İthalât nıçın fazlalaşıyor? Bazı tacirlerin telâşı buna sebebiyet verdi Yakın zamanlara kadar ihracatrmız ithalâtımızdan daha fazla bir yekun tutmakta idi. 15 ağustosta ilk defa o • Iarak ithalât ihracatı geçmistir. Hazır. lanan bir istatistiğe göre son yedi buçuk ay zarfindaki ithalâtımtz ihracatımızdan 900,000 lira fazladır. Alâkadarlar bu fazlalığa gümnik tarifesinin sebebiyet verdiğini söylemektedîrler. Çünkü eylulden itibaren tatbik edilecek olan yeni gümrük tarifesinde bazı mevaddm gümrük resimleri artı nlmısbr. Bu münasebetle tüccarlar fazla mal getirmeğe başlamjslardır. Halbuki bu telâsa hiç te Iüzum görülmemekte • dir. Çünkü devletlerle aramızda ticaret mukavelelerimiz vardır. Bunlara sröre hareket etmek zaruri bulunmaktadır. Dünkü nüshamızda Akıl HıfzıssıhhaCemiyetinin bir içtimamda kısırlık me. selesi müzakere ve bazı mukarrerat HBelediyenin absap sinemalan mev tihaz ettiğini vazmıştık. Doktor Fah sim başında, faaliyetten menedeceği rettin Kerim Bey bu mesele hakkmyazılmıstı. Bu hususta smemacılarla ko. da su izaK^ı vermiştir: nuştuk. Bize verilen malumata nazaran ı « Biz memlekette saâiam bir tstanbulda öyle yazıldığı gibi 26 ah Türk nesli veKstirme&e taraftanz. Türk sap sinemanm mevcut olduğu doğru miUetini teskil eden fertlerden avn, değildir. Ancak üç, dört tane ahşap avn sağlam olmalarmı tam tesekku sinema vardır ki bunlann ikisi Asrî »lü bulunmalannı isteriz. Delilerin evle. nema ve Darülbedayi bması olmak ü • nerek akıl hastalıklı çocukar yetistir zere Belediyeninda. Diğer ahsap si nveierini istemiyorıız. Hâ'â koca'»'' tavnema ve tiyatro bâı»'%rmd8Ti birî de sivelerinin muvafık görijlerek tatbik eFransız tiyatrosudur. Maamafih alâkadiidiğini KÖrdüğümüz için, bu itiyat • d^rlar buralarda lâzım gelen itfaive tcr lann mazi^e kan*masmı îstivoruz. De. tibatınra mevcut olduğunu binaenaievh lilerin akıUanır dive evlendimnelerme söylenildiği gibi teMıke melhuz bnluncevaz veren bir ilim mevrut değildir. madığı kanaatindedirler. Biz Almanyadaki gibi hareket etmek istemiyoruz. Hatta onTar o derecede i leri ghmislerdir ki bir <*efa delirip te fyi olan akıl hastalannı bile kısır bir hale koymak isttyorlar. Akıl bastalık. lanrrm veraset kanunu üzermde çok büyük bir tesiri vardır. Biz halkımızi Bir müddettenberi memleketj elimizden geldiği kadar bu mesele 8mizde bulunan Mısırlı gazeteci ve zerinde hazırlamağa ve kendilerine kâ. doktor misafirl«rimiz dün aksatn ; fi derecede malumat vermeğe çalışaAnkaraya hareket etm slerdir. eağız.» Mısırlı misafirler Ankaraya tftti haılboırflaırfl Affiiyenin ismi deStati Sivasta iki ki&i idama mahkum oldu Sıvas 24 Beş ay evvel Ulaş nabiyesinde Artin Efendile beşik teki altı aylık çocuğu da dahil ol • mak üzere altı kişilik ailesmd para için balta ve kazmalarla öldüren, Artin Efetndinin amcasının oğlu Torik, Hamparsum ve mühtedi Cemal hakkındaki muhakeme h:tam bul • muştuT. Neticede Cemal ile Ham parsum idama ve Torik te 24 sene hapse mahkum olmuştur. Antalyaya tâbi Alâiye kazasının ismi Alanya olarak kabul edilmiş, key fiyet alâkadarlara tamim edilmistir. 6olç Paşanın yegni îstanbulda Alman gazetecilerinden M. Sternak yeni Türkfiye hakkmda tetki • katta bulunmak üzere dün sehri mize gelmiştir. M. Sternak Fondergolç Paşanın yeğenidir. Bıırada bulunmaktan istifade ederek müteveffanın mezannı da ziyaret edecektir. Vapurlara takdir edilen kıymet Gürültülere komisyon azası sebep olmuş! Bulgar hOkumeti 5 sövari zabitine birer at hediye ediyor Sofyada çıkan Zora gazetesi yaziyor: Bulgar Ziraat Nazın M. Muraviyevin teklifi üzerine Nazır» lar nveclisi, tstanbulda ve Alman • vanın Ahen şehrinde muvaffaki yetli kosular yapan 5 Bulgar süvarî zabitine, hükumetin haralanndan, 5yi cins birer at hediye etmeğe karar vermiştir. Murahhaslarımız talimat bekliyorlar Bulgar gazetelerinin verdiği malumata nazaran Türk • Bulgar ti • oaret muah.edesi hakkın<Ia Türk murahhaslan Ankaradan yeni ta • limat beklemektedTrler. Beklenilen talimat, gumrükle rin tenzili, ödeşmelerfin tanzimi, ticarî »Ierin tamamile ikmal edil • metd ve aaire hakkmda olacaktır. Debbağlar cemiyeti ismini değiştirdi Türk Debbağlar Cemiyeti heyeti idaresi bir içtima aktederek ismi nin türkçeye tahvili için debbağ kelimesinin mukabilnin bulunmasım Riyaseticumhur yüksek makamın • dan ricaya karar vermislerdir. Bu müracaat Ankarada mütesekkil Dil Encümenine havale edilmiş ve «debbağ» m türkçe mukabilinin Sepici olduğu bildirilmistir. Riyaseticumhur Başkâtipliğinden gelen bu cevap üzerine heyeti idare ikinci bir içtimada cemiyetin ismîni «Türk Sipiciler Cemiyeti» ne tahvil ve tstanbul Vilâyetine müracaatle kay dını o suretle değistirmisler ve müsaadesini istihsal etmislerdir. Kıbrısta evkaftan şikâyet Lefkosede çıkan «Masum Millet» gazetesi, Kıbrısta fena idare edilmek te olan evkaf idaresi aleyhmdeki nes riyatma devam etmektedîr. Gazete, bu teşkilâtta suiidareleri göriilen imamlar ve saire hakkmda «Evkaf bütçehar. lan Mukaddes pederler» tabirmi sık sık kullanmaktadır. Limsonda Camii kebirin hnam muavini ve ikinci mey zini olan Hasan Efendi, isminde bir zatm izdivacı münasebetile de su fıkrayı neşretmistir: «Evkaf bütçeiharlarîndan, yetmlflik mukaddes pederimiz Hasan Efendi Murat, genç ve bakire bir hanımla teehhiil eylemistB1. MiHet sanf'ırına z^ . r»r ırelmemek kavdile i\*&\vc •«;'•sile evkaf ganaîm'nden almıs olduğu kaimeierin adedi tezyit ednmemek uzere) biz de Dİri muhteremi fisebilillâh teb'ik ederir.>> Altı çocuktan fazla çocuğu olanlara bu sene hükınnet muavenet için büt çeve 7,000 Hra koymostur. Yalnız tstanbuldan 2500 aile mii . racaatle altıdah fazla çocujru olduğunu beyan ve muavenet istemislerdir. Sihhive Vekâlfrtinin kovdniyu tab« ; «' fa u " . t&n memleket daM'tde ancak 2,000 aileye muavenet edüecektîr. (Mabadi var) ki idare heyetini tenkit etmiftir. Halit Efendi isminde bir malul de, heyecanlanarak, hiç yardım görmediklermi bağırıms, kendisine, maluHere müsfik hükumetm yardımlan batırlatılmışhr. Bundan sonra idare heyeti mtihabına geçilmiş ve mtihabat eski nizamname mudbmce isari reyle yapılnuetır. Neticede mütekaft malullerden mi . ralav Celâl, Enis, Bahattbi. Ahmet Faik, Cudi, doktor tzzettin, Zeki, Berati, Cevdet, Abdurrahman, Zihni, Cemil, Hakkı. Halit, Mehmet Hüsnü Beyler se. çiimiştir. İdare heyeti reisliğine Celâl Bey mtfhap olunmuştur. Dünkü nüshamızda vapurculann vapurlarma takdir edilen krvmetten si kâyet ettiklerini yazmısbk. Alâkadar bir xat bir muharririmize şu izahatı vermutir: « Komîsyon mîlTî vapurcu'ara ait vapurlarm knrmetlertni henüz kâğrt ü. zerinde tesbit etmistk". Bu ancak, katt seklini aldıktan sonradır ki komisyon hem kendilerine hem de alâkadar ma • kamata neticeyi biidireeektir. Fakat komisyon azasından bazıian tarafm • dan vaDur sahiplerine tvkdir edîlen kıvmetler hakkmda ifsaatta bulunul • | duğu bunlann 3d RÜn evvel komkvnna gelip kendi sremilertne takdir edH^n kıymetin azlığından sîkâvet etmi» ol | malaımdan anlasılmaktadrr. Halbuki J kat'î rakanı^r avm vîrmi sekizinde ta. \ ayyün edecek bir iki gün sonra da tebBgat yapılaraktır. Zira komisvon azasîndan jremi mütehasstsı olan Mesajeri Maritimm fen müdürü halen Varnada bulunmaktadır. Komisyon onu bekle • mektedir. Gemilerin barîsina, vz b»w«na '•«k ve yahut nicbetsiz kıymet takdir edil mesi meselesine gelince bu telâkld yanhstır. Filhakika sikâvet edenler ara . smda bazı kimseler bize müracaatlerinde kendi vapurundan daha küçüğüne fazla kıymet konulduğu halde kendi vapuruna az kıvmet konulmuş oldu ğunu soyledi. tsi bu tarzda mütalea doğru değildir. Filhakika bu zabn vapuruna diğerinden daha az kıvmet ko nulmuştur. Sebebi bu vapurda kazan namına bir şey kalmamış, çüriimüstür. Biz onu yalnız tekne kabul ederek kıy. met koyduk. Komisyon bu vapurlara öyle kıymet kovmuştur ki hâlen bun lan piyasaya çıkanrsantz komisyonun koyduğu kıymete talip çıkacağı şüp helidir. Bununla beraber badema bu raya baska vapur getirtüemiyeceğini ve isin sırf bu vapurlara inhisar etti • ğini nazan dikkate alarak fazla kıymet koyduk. Bu kıymetleri mütesavi bir tarzda bir miktar daha arttıracağız.» Trabzonda ilk fındık bugön ihraç ediliyor Trabzon 24 İlk iç fmdık mahsulü bu cumartesi günü ihraç edi • lecektir. Havalar güzel gnttiği için piyasada çok fındık vardır. Giresunda fındık satışı Giresun 25 (A.A.) Köylünün getirdiği kabukkı fındığtn okkası bon*»*** kontrölü altm*!*. 3O ku ruştan satıldı. j Dinar Belediye intihabatı Dinar 25 (A.A.) tnhilâl eden Beletfiye reisliğine Ahmet Rifat Bey intihap edilmistir. Çöpçö Celâlin marifeti Hamal Şiikrü ve çöpçü Celâl isiki kişi Fenerde ahçı Emin Ustanın dükkânmda uzun müddet veredye yetnek yemiişlerdir. Emin Efendi de «Tün «kfam üzeri bu iki arkadasa müracaat ederek alacağı olan yemek paralarrm istemiştir. Hamal Şükrü bu borcumı ver • mek istemiştir. Celâl ise yemek paralannı vermiyeceğini bildirmiş ve bununla da kalmıyarak Şükrüye «sen de borcunu verme!» demiş tir. Şükrü arkadaşını dinlemiyerek borcunu vermeğe davrandığı sırada Celâl bıçağını çekerek Şukrüyü muhtelif yerlerinden yaralamışiır. 30 doktor mahkemeye verildi tstanbul Etibba Odası odaya kaydolunmaksızın icrayi tababet eden otuz doktorun ismini tesbit ve bunlan mahkemeye vermiştir. Maliye tayinleri Maliye Vekâleti bütçe müdüru Emin Bey Muntazam Borçlar Müdürlüğüne Hariciye muhasebe m'i^iir'i Abdül kadir Bey de tstanbul Tuz Tetkik müdürlüğüne tayin edilmişlerdir. ]Fazla çocuklu ailelere yardım Fevzi Paşa Hz. Kocataş membaında Büyük Erkâni Harbiye reisi müsir Fevzi Paşa Hz. refakatlerinde ferik Fuat Paşa ile erkâni askeriyeden bazi zevat olduklan halde Büyük derede Kocaıtas suyu m»"i''aına ve doldumu fabrikasına giderek tet • kikatta bulunmuslar ve suyun oto matik vesaitle şiselere doldurulurken görmüşler ve bu müessesenin temizliğinî takdir etmişlerdır. 6enç kızlar hulübO Kadmlar Birliğinm genç kızlar ku . lubü namı altında bir kulüp teskil ede ceği haber verilmektedir. MUHARREM FEYZt Kilyosta Hamdi Efendi Uminde bikma baslanmış olan TürkAIman tibir zata ait kazinonun kilidli kınla • caret protokoîu alâkadar makamlara rak icindeki eşya çalınmıştır. Ya ve bu arada Ticaret Odastna tebliğ epılan tahkikat neticesinde mazmı dilmistir. Protokola aynca bir de lisnen Cibalili Zülküfl mahkemeye te merbuttur. Listede ismi geçen madverilmistir. Edirne Bulgar jeneral konsolotdeler, Almanyadan memleketimize konluğuna tayin olunan Gospodin Kon Zülküfl mahkemede «bir seyyar tenjan haricinde getirilecektir. Todorov Edirneye gelmiş ve vaızi satıcıdan bazı esyalar aJdım. Eve Aynca Fransa ve Amerika birleşik fesine başlamıştır. Bu münasebet götürürken poltsler berii yakaladı lar. Ben d'e korkumdan çaldım, de • j devletlen'le aktolunan mukaveleler de le sabık koıuolos Gospodin Vançev mezkur esyanın kontenjan haricinde dim. Yoksa ben hiç bir sey ^almaş de Sof yaya donmüştür. memleketimize ithali hakkmdan Al . değildim» d«miştir. manlar da istifade edeceklerdir. Muhakeme şahit celbi için başka Listeye nazaran, Almanlar memle • "Romanyayı Bulgar*îstandan ay*. bir güne bırakıfanıştır. ket<mize elektrik sobaları, traş makineran Tuna nehri üzerinde bir köp m leri, motosikletler, sinema makine • rünün yapılması, Bulgar Nazırlar leri, motörler, hoparlör, radyo maki Bütün vilâyetlerde her mahke • Heyeti tarafmdan görüşülmüftür. neleri, kauçuktan mamul maddeler, menin suçlular hakkmda verdik Köprünün inşası için teşrüniev demir cıvatalar, somun ve saire gön. leri kararlan ayn birer fiş halinde velde Rumen ve Bulgar heyetieri dereceklerdir. Listelerde her madde Vekâlette ihdas olunan *icil <faire> Bükreste büyük bir içtima aktedenin memleketimize gönderilebilecek »ine göndermeleri takarrür etmiş ceklerdir. azamî miktan yekunlar halinde tes tir. Bu usul sayesinde suçlularm Bu toplantıda köprünün mahalli j sabıkalan çok kolaylıkla ve seri o bit olunmustur. Vekâlet Hhalâtı kon • ve başlanacağı tarih te*bit edU* trol edecektir. Iarak anlasılabilecektir. cektir. rsrn mI a ırd! € Türk Alman ticaret protokoîu Kazinodan çalınan eşya 20 Ağustos tarihinden itibaren tat Puîgarfarın yeni Edirne konsolosu Tuna iizerinde yapılacak köprf Sabıkalar kolay bulunacak