Mgustos Cttmhuriyet' SON TELGRAFLAR Almanya Avusturya ile ittifaktan vazgeçmedi •• • "m»~tm*• SERGl MÜNASEBETtLE: Ressam Ali Rıza B. ve eserferi Bu sene Galatasaray resim sergisini dolaşırken odalardan birinde, diğer lerinden tamamen ayn bir hava içinde bulunduğumuzu hissediyoruz. Çok sı . kışık asılmış olan Ali Rıza Beyin eser • lerine baktıça haz duyuyor, muvakka. ten olsun haricî âlemden ayn yafiyo • ruz. Merhumun fazla tevazuu kendîni ancak talebelerine ve yakınlarına iyi tanıtmış, mühim bir zümre ona lâzım gelen kıymet ve ehemmiyeti vermemiştir. Eserlerini toplu olarak ilk defa görüyo. ruz. Ahmet Süheyl Beyin neşrettiği ( t s tanbul ve Boğaziçi ressamı Ali Rıza Bey) isimli risale bize onun tercümei halini ve san'at hayatını kısaca bildi . riyor. Bu kiiçiik kitaptan öğrendiğime göre Ali Rıza Bey 1857 tarihinde Us • küdarda doğmuştur. Güzel yazılarile ve .irermrm An Kıza Bey san'atkâr tabiatli olan pederi süvari bînbasılanndan Mehmet Rüştü Beydir. A. ruz. ttiyadm ve bSğinm icap ettirdiğı li Rıza Bey resme olan istidat ve aş • tekerrürler yok. Bunun sımnı samimi. kını daha pek küçük iken kitaplann ke. yet ve hassasiyetinde, tabiati sadıkane narlennı karalamakia izhar edivor. Bu tetkik edişinde aramah. iptilâ ölümünden beş gün evveline ka. Bir resmi bitirmek ictn aynî yere dar devam etmiştir. Harbiy* mekte • ayni saatte birçok defalar gidip çalış • binde ilk hocası Nuri Pa«a olmustur. tığı âşikâr. Böyle uzun bir tetkik netL Kabanelin talebesi olan miralav Seyit cesi olan küçük kıt'adaki eserlerde Beyden, Mösyö Kez isminde bir ecnerenkleri yorgun değil, bilâkis tazeliğini bi ressamdan ders almıştır. 18?*? de saklıyor. Desenlerinde bile renkli temezun olduğu zaman o Harbiye meksirini yapan pentür kıymeti görüyoruz. tebine muallim muavini olarak bırakı. Hele bir kaya üaerinde, ağaçlarla çevlıvor. Ve bu talim hayatı 47 s»ne farilmis bir kulübesi var ki oranın serin . Mİa.<ız devam etti. Anadolunun buraya liği bile hissediliyor. yakın ve şirin yerlerine kadar da gi Kompozisyon fikri var mıydı bil . derek güzel peyizajlar getirmijHr. mem, fakat şu muhakkak ki, tuvalini Süheyl Beyin küçük kitabmda san'at. iyi ankadre etmek istiyen bir endişe kârın hayahna dair kâfi malumat ol var ve sevki tabiî ile bunu birçok e«erduğundan bnrada yalnız bende bırak . lerirde muvaffakiyetle traıin edebil • tığı tesiri kaydetmek isterim. miştir. İnsan bazan evinde her zaman knl . Yanhs anlasılan bîr empresyonfzmlandığı bir eşyayı bir gün yeni görüden gelen fırca oyunlari yerine gözü yoryormuş gibi hayret ve şaşkmlıkla sey. mıvan. zevkle bakılan ranîe renkler, reJerken ona bu kadar uzun zaman ya. tatlı bir ahenk var ki, Ali Rıza Beyin bancı kalışına esef eder, hayranlığmi resimlerinde en çok sevilen cihet bo olgizliyemez. Ali Rıza Beyin eserlerini du. bende bu his doğurdu. tlk resim zev . Bu kıymetli eserierin fiatmı öğrenkini merhumun matbu modellerinden aimegi istedim. Herkesin sahn alabile . mama rağmen onu bu kadar iyi anlaceği kadar ucuz olan bu eserlerden, mamıstım. Birkac sene Avrupa müzeçok ihtiyacımız olan müstakbel bir relerini gördükten sonra bo güzel peyi • sim müzesi için Maarif Vekâleti mü . zajlar kartuında hayran kalıyorum. ts. tanbuhı belki onun kadar kirnse his . him bir miktarda satın almalıdır. On • ;etmemiş ve adiliğe düşmeden onu i • lar istihfaf edilemiyecek kadar kuvvetli fadeye muvaffak olamamıştır. •e Türkiyede başlı başına bir ekol yapan bu eserierin saklanması elzemdir. Eserlerinde biigiden ziyade his hâ • trtanbulun ahşap mimarismm en güzel kimdir. Her nekadar bu resimlerde Avnümunelerini hisli bir san'atkânn çok rupa tesiri yok değilse de her halde h. •evdiği memleketine miras olarak bıtihfaf edilemiyecek bir şahsiyet var • rakması bizim için büyük bir nimet. dır. (Corot) yı hatırUtan peyizajlan biltir. Onlara lâaım gelen kıymeti ver • hassa ağaç formlarmı modle tarıî, mek suretile hürmet borcumuzu öde . desenlerindeki ktvraklık sayanı hay • ret derecede güzeldir. Her tablonun baska bir ahenkte olduğunu görüyo • meliyiz. Cemal Sait f Bana kalırsa J Muallim maasları Lise ve orta mekteplerde maasları artan hocalar Ankara 14 (Telefonla) Gazi Osman Paşa orta mektebi riyaziye hocası Sait, Kand'illi kız lisesi ta rih hocası Akil, tstanbul erkek muallim mektebi coğrafya hocası Saffet, Kandilli kız orta mektebi coğrafya hocası Münif, Konya kız mu allim mektebi terbiye ve ruhiyat hocası Osman Nuri, Kabataş lisesi edebiyat hocası Behçet, Ankara erkek lisesi riyaziye hocası Mehmet Ras'm Beylerin maaşlan 70 liradan 80 liraya, Pertevniyal lisesi riya ziye hocası Mehmet Kemalettin, Bursa lisesi riyaziye hocası Ahmet Tevfik ve Ahmet Necati, Eyüp orta mektebi türkçe hocası Niyazi, Vefa orta mektebi türkçe hocası Hidayet, tstanbul erkek lisesi hocalarından Mehmet Lufi Beylerin maaşlan 55 liradan 70 liraya, Peıtevniyal lisesi tabiiye hocası Kemal Beyin, Edirne orta mektebi türkçe hocası Fatma Şevket Hanımın, Yozgat orta mektebi fransızca hocası Mehmet Vehbi, Kadıköy lisesi tabiiye hocası Sadettin Âli, Kastamonu lisesi edebiyat hocası Ismail Kemal Beylerin maaşlan 40 liradan 55 liraya çıkanlmıştır. Sözde münevver, cesaretinî nereden alır? içbir zaman ferdiyetçi veya ce« miyetçi olduğumu iddia etmedim. Bir buçuk yddanberi ba sahifede çıkan bütün yazüanmda fert ve cemiyetin, kendime göre siyasî, yahut bediî davalardaki baysiyetlerini izal etmeğe çahşırken bu mefhumlann da . ima mücerret ve aldatıcı olduklarını iddia ettinv Dün gene, arbk ismini ağzuna almaktan size karşı sıküdığun bir muharrir, benim vaktile «ferdiyet • çi» olduğumu ve şimdi değiştiğimi fleri sürerek fikirlerimin tenkidine girişmiç. Guya ben vaktile «ferdiyetçiyim, kuvvetli olan ferdm misyatividir.» tanm • da kabaklığı bünyesinde tabak gibi aşikâr bir söz sarfetmiş imişim. Halbuld bu cümle uydurulmuştur ve benim ka. lemimden çıkmamıştır. Gene bu muharrir benim «Sözde münevverler» isimli yazıma takılmakta devam ederek cemiyetçiltk fikrinin Le. vy . Bruhl ve Durkheim mektebinde mevcut bulunduğunu ve bu iki büyük mütefekkirin de sözde münevver olup olmadığım soruyor. Ben bir içtimaiyat nazariyesi yapanlardan değil, onlann düsturlannı papağan gibi tekrar edenlerden bahsettim. Nitekim dünküler Montesquieu papağanıdüar, bugünkü. ler de Durkheim, Manc, W. Sombart veya daha bilmem kim... Sonra Durkheim öleli on beş bu kadar seneyi gec. ti. Onun sağlığmda, meselâ Ziya Gök AJp gibi, tezini Türkiyeye tankmak, hatta şuurlu bir müdafaasuu yapmak bi Ie belki faydahydı. Fakat o gün bo . gün, içtimaî bilgiler, fizSc, riyaziye... büyük inkılâplar geçirdi. Fert ve cemiyet telâkkileri tamamile değişti. Ben muasır bilgiler ve tenkitlerinden haberleri olmıyarak, eski yahut yeni bir müellife veya bir düstura imanlanm bag. hyan papağan mütefekkirlerfmizden bahsettim. Bana ait olmıyan fikhIeri bana isnat ederek, cümleler uydurarak tenkit yapmağa kalkan bu muharrire müjdeleyim: Kendisi asla «Sözde mü. nevver» değildv. Çünkü bunun için bi. le birşeyler bilmek Iâzımdır. Halbuki bu muharrir, Durkheimin Ziya Bey ve çömezleri tarafından yüz bin kere tekrarlanan fikirlerini bile anlamamış ve cemiyetçiliği «ferdin cemiyette a • melden sakrt olmssı» sanmıştır. Yer yüzünde bu kadar cahilâne bir anlayış, kendisinden evvel ve kendisinden başka hiçbir muharririn yazısında yer al • mış değildir. tşte bizim sözde miinev . ver ler e büyük bir mütefekkir otorite . si kazandıran şey, umumî seviye dü . şüklüğünün bu nevi kalemlerde sırıt • masıdır. Propaganda devam ediyor, büyük devletler yeniden müzakerelere giriştiler Münih 14 (A.A.) Anschluss le. hıne Alman propagandasına devam e • dilınektedir. Bu cümleden olarak, konferansçı, Habsbourglann harpten evvelki vaziyetlerini siyasî cihetten muhakeme etmis, Avusturyanın hakikî vazifcsinin Almanyanm şarka doğru ilerlemesine yardım etmek olduğunu, Habsbourg. lann bu anlaşma ve kaynaşmağa mâ • ni olmalannın Avusturyanın felâke . tine sebebiyet verdiğini söylemistir. Konferansçı, Avusturyanın miitte fiklerle gizK müzakerelere girişerek umumî harote hıvanet ettiğini, fak't «Güce bir hükumet» olarak kalmak istemiyen Avusturya halkının bn si yaseti tasvip etmediğini anlatarak söz. lerine şunian ilâve etmistir: « Almanlarla Avusturya arasindaki bu facia, Avusturya, artık bu se. fer ebediyen, Almanyanm şark basamağı oTana kadar devam edecek ve ancak o zaman nihayet bulacaktır.» Viyana 14 (A.A.) Münih rad . yo postası tarafından nesredilen ta . «ihî nutkun Kritz Knau» isminde birisi tarafından verildiği tavzih olunu . yor. Hatip, ezcümle, «Avusturyanın, mürtekip bir hiikumetin yardımı fle bir Tuna ımperatorluğu yapmak üzere fena idare edüen gayretler sarfettiğini» söylemişrir. Münihten bildirildiğine göre daha başka nutuklar da söylenecektir. Paris 14 (A.A.) Havas Ajansından: Daily Telegraf ve Daily Herald gazeteleri, Münih telsiz istas • yonunun neşriyatı hakkında yaz dıkları makalelerde Paris, Roma ve Londra hükumetlerinin sıkı bir temas halinde bulunduklarını kay • detmektedirler. Daily Herald ga zetesi bilhassa diyor ki: «Bu hükumetler, kat'î ve siddetli bir teşebbüste bulunmak husu sunu derpiş etmekte mutabıktırlar. Bununla beraber bu meseleyi Mil letler Cemiyetinin tetkikine arzet mek yolunda henüz bir teşebbüse girişilmemiştir.» Daily Telegraf gazetesi de şu fikri ileri sürüyor: «Münih telsiz istasyonunun programınm hemen ve filî bir surette değiştirilmesini temin için Alman hükumetinin, henüz vakit geçmemiş iken derhal müdahalede bulunmasi gerek olduğu kanaati hüküm sür • mektedir.» Posta vapurlan tal'matnamesi Ankara 14 (elefonla) Posta seferleri yapacak vapurlann haiz olacaklan evsaf hakkmdaki tali matname Heyeti Vekileden çıkmış • tır. Irlandadaki karışıklıklar İngîltere ile olan son bağlar da koparılacak Pari« 14 (A.A.) Tan gazetesi trianda vaziyeti hakkında bngünkü baş yaztsmda bir tetkik yapmaktadır. Bu yazıdan şu parçalan alıyoruz: 1 «Bugünlerde Irlandftda gHtikçe art. «nakta olan kanşıklığm »ebebJ Valera Jıukametmin tngiltereye karşı kullan . Sofyadaki kongre ve iktısadî buhran M. Heryo mühim bir nutuk söyledi Ankarada ehli hayvan sergisi Ankara 14 (A.A.) Yüksek yanş ve ıslah encümeninin Ankara ehlî hayvanlar sergisi 9 eylulde açılacak ve 23 eylulde kapanacaktır. Sofya 14 (A.A.) Radikai Te demokrat fırkalar kongresinin dünkü La Havane 14 (A.A.) M. Cestoplantısmda bazi murahhaslar radikalpedas yeni kabinenin teşkfltne faali . ler hakkmdaki noktai nazarlarmı anlatyetle çalışmaktadır. Yakında kabme . mışlardır. M. Heryo radikallere söyle inin son şeklini bildiricektir. zah etmistir: Havas ajansutm muhabîri siyasî va« Radikallik öyle bir akidedir ki, ziyetin Gübada fevkalâde gergin ol . metod olarak fenni ve gaye olarak ta tmş oldugu slyasetln nclitcKa indcıı doahlâkl eie alır. Bugün mevcut iktısat buh. duğunu, pazar günü Havanada ve vîjjan faoşnutsuzluktur. lâyatta cmayetler ve yangmlar oldtı ranmı haletmek için talrip ohmacak u[ Valera hükumeti tngiltereye yapılan ğunu bildirmektedir. sulü bir tarifeler meselesi yapmak yan. feadakat yeminmi kaldırmak, 1922 de lıstır. Çünkü tarifeler meselesi buhraAmerika, Amerikalılar için Irlanda fle îngütere arasında yapılan nm asıl sebebi değil, fakat onun an • «nuahede hükümlermi bozarak Cenubî tertibat aldı cak haricî bir tezahürüdür. Yapılacak trlanda ile tngiltere arasmda mevcut Havana 14 (A.A.) Amerikan sev istihsal ile istihlâki bir teskilâta tâ•on bağları da kırmak istemektedir. torpido muhriplermden Taylor ve bi tutmak ve para meselesini haletmek. Her ikî taraf iyice anlasmadan evvel Claston, Havana limanına girmişler . Î 9 2 2 muahedesinm tadil edilmesine ra tir. dir. Sofya 14 (A.A.) Radikal ve m olmtyan tngikere, tngiltere ile trlan Vaşmgton 14 (A.A.) M. Ruz . demokrat fırkalar beynelmilel anlas da arasmda hakikî bir iktısadî haro de. ma kongresinin îkmci celsesi, dün mek olan Brtısat tedbirleri almak su vek, üç harp gemisnm muhtemel ta • yapılmıştır. M. Heryo celsede haaır retile buna mukabele etmistir. Esasen arruzlara karşı Amerika vatandaflan. buhran içmde olan trlanda menafii bu bulunuyordu. nrn mal ve canlarını himaye için derhal vazryetten mutazarnr olmuş ve buhran Muhtelif devletlerin murahhasian Gübaya gönderilmesini emretmiştir. Atki misli artımstır. trlandanm iyi iktısanıznamenin birinci meselesi olan issiz. dada vaziyet fevkalâde gergin olarak dî münasebetlere ihtiyacı olduğu sa . lik ve gümr&k duvarlan hakkmdaki ra devam etmektedir. Taylor ve Claxton bit olmuştur. Bu da ancak Dublin ile porlanm vermislerdir. Bütün murah Londra arasmda hakikî bir siyasî ki . torpido muhripleri Gübaya hareket ehaslar gümrük duvarlarmm kaldınl • mat teessüs ederse olabilecektir. deceklerdir. Şimdiki halde Antillas de. mM! lehînde söz söylemişlerdir. Uç defa Londra üe Dublm arasmda nizînde bulunan bir harp gemisi de Bulgar murahhası Avrupa gümrük müzakerelere baslanmak üzere teseb Manzanilloya gidecektir. «Beyaz Ev» birliği ve tek paralı beynelmilel bir büslerde bulunulmuştur. tki taraf oz . gemilerin gönderilmesmin bir müda . banka yamlmasını «Avrupa federasyolaşmamak hususunda kat'i vaziyet al . hale ifade etmediğini kaydetmektedir. nu ictn On merhale» olarak tavsrye et. ımşlardır. Bugün bile, çiftçi sınıfınm israrlanna rağmen Valera hükumetinin mistir. vaziyetini degiştirecegine dair bir alâFransiz murahhası, herkesin dikkamet yoktur. Çünkü Valera meclise tn . Hni eeljen bir nutukta istihsalâhn kücük Mersm 14 (A.A.) Tarsus ovası. gikere ile mevcut son bağlan da kvarak tedbirlerle ve büyük iktısadî kanşıklıknin sulanması için Berdan nehrinden atrlanda eumhuriyetînm ilânıra hazırhya lar yapılarak değil, tetkik edilmiş tedçılarak kanal ve cc»ve!lere başlama me. eak mahiyette üç teklifte buhmmuştur. birlere tanzim edilmesini söylemiştir. rasimi Taısus ka?aba ve köylülerin^eı Bu projelere göre kralm mümessili omürekkep büyük bir halk kütlesînin h n umumî vaKden krediler vermek hakisirakile yapılmışbr. Merasime Vali Româ 14 (A.A.) M. dS Şambron kı almarak bu hak serbest trlanda hü . Bey riyaset etmiş ve Mersin Tarsus Beitimatnamesini dün saat 17 de Krala fcâmetme verilmek istenmelrte, kralm lediye reisleri, umumî meclis azalan, verdi. namma hareket eden umumî validen devair müdürleri de bulunmuşlardn*. M. dö Sambrön bu«fün KraJiarm ve Veto hakkı alınmakta ve nihayet kral • Açılacak olan bu kanal seksen bin dö. meçhul askerin mezarlanna çiçek ko. kk nezdinde istinaf hakla kaldınlmak . nüm toprak sulıyacaktır. yacaktır. tadır. Havanada vaziyet halâ dözelmedi İsmet Paşanın avdeti Ankara 4 (Telefonla) Başvekil Paşanın «ali veya çarsamba günü An. karaya avdeti beklenmektedir. Zabitan terfi listesi Ankara 14 (TelefonTa) Millî Müdafaa Vekâleti 30 ağustosta neşredilecek olan ordu zabitan terfi listesini hazırlamağa devam etmektedir. PEYAMt SAFA T. D. T. Cemiyetinin dünkü faaliyeti Istanbul 14 (A.A.) T. D. T. Cemiyeti umumî kâtipliğinden: T. D. T. Cemiyeti umumî merkez beyeti bugün umumî kâtip Ruşen Eşref Beyin reisliği altında Dolmabahçe sarayında toplanarak biri saat dokuz buçukta öteki saat 14 te başlıyan iki celse yapmıştır. Bu toplanışlarda osmanlıcadan türkçeye karşılıklar klavuzu için ankete konulmuş olan sözlerin karşılıkları araştırılmıştır. Dün cemiyetin etimoloji kolu kolbaşi Hasan Ali Beyin reisliği altında toplanarak gerek türkçe lehçeleri arasında ve gerek türkçe ile başka diller arasmdaki . atimoloji münasebetlerini araşhrmak işind'e buradaki azalar arasında da iş bölümü yapmıştır. Umumî merkez heyeti çarsamba günü saat dokuz buçukta tekrar Haydi defol oradan be! tzmarit bıyıklı âhir zaman deyyusu! Buyurun beyim! Şekerli bir... zâârif olsun. Bu sinek bacaklı züppelerin yedi cet ervahını kantara çek, bir dirhem erkeklik bulursan işkembendeki bütün tarhanayı suratıma kus! Ciftara, ciftarada... Ciftara, ciftarada... Ciftara, ciftarada... ne imiş? Hekimin üstüne bir vanrsa boğarmış onu .. Cart kaba kâğıt! Salih odanm ortasma bir balgam savurdu. Onun böyle kendi kendine deli dolu söylenrresine alışmış olan Fofo, hiç kulak asmıyor, ekmeğin son lokmasını da tıkıştırdıktan sonra, tepsiyi bir gaz tenekesinin ya nına ayağınm ucile herek tekrar mindere uzanıyordu. Salih te kerevetin bir köşesme yatmıştı. Gözleri tavanda bir nok taya saplandı. Çccukluğuna ait birçok hayaller delilerden mürekkep bir tabur gibi darmadağınık bir halde kafasmdan geçiyordu. Evvelâ içm • Italya hava filosunun dönüşu Ortebello 14 (A.A.) Hava maTeşalı Balbonun idaresi altında Lido ve Romadan aynlan ttalyan hava fi losuna dahil tayyarelerin hepsi saat 7,39 da hiçbir hâdise olmaksızın Or . tebelloya gelmişlerdir. Belediyeler Bankası bir • kaç güne kadar açılıyor Ankara 14 (Telefonla) Bele diyeler Bankası birkaç güne kadar açılıyor. Yapılan hazırlılklar bit mek üzeredir. Banka müdürlüğüne Dahiliye muhasebe müdürü Isa Beyin tayin olunması mevzuu bahis tir. Banka yalnız beled'iyelere ikrazatta bulunacaktır. tkraz müddetî bir seneden 10 seneye kadardır. tkraz olunacak paralar belediyeler tarafından şehirlerin imarına kul • lanılacaktır. Fransiz Reisicumhuru bir kaza geçirdi Tarsus ovasını sulayacak kanal M. dö Şambrön Paris 14 (A.A.) «Paris Soir» gazeteshun bildirdiğine göre doğdu . ğu MercyleHaut köyünde tatil zamanını geciren ve dün mütenekkiren Mek. ze gitmiş olan M. Albert Lebrune yol . da bisikletli bir'si çarpmış ve devir • miştir. Bu küçük hâdise fena bir ne . ticeye sebebiyet vermemiştir. Sıhhali çok iyi bir halde olan Fransiz Reisicum huru dün Mercyden uzun bir seyahate çıkmıştır Cumhuriyet Nüshası S Kurustur Abone (Türkiye Hariç şeraitii «ç™ * in Yeni ingiliz sefiri Londra 14 (A.A.) Kral Mısır ve Sudan fevkalâde konrriseri Sir Perci Loramenin Ankara büyük elçiliğine tayintnin tasdik etmiştir. den, sonra dudaklarınm ucîle ve nihayet bağıra çağıra bir şarkı tut • turdu: Esrarkeşler gehin, girs'm koluma... Bir beşibirlik tahayım gerdamna .. Aman aman, camm aman, gülpembe.. Ne çok ta cilveler var sende. Sonra gene söylenmeğe devam etti: Arnavut biraz daha ıkınsa imiş, alimallah, o çitlenbik zanmparanın göden barsağını gırtlağma getire cekmis. Moruk ta lâzım küngü boynunu büküp seyre dalar. Dalacak zâhir . Serde ne var? Sevdayı asikanei tımrhane! Ciftara, ciftara, ciftarada... Bana uyuz kedi dolması yutturur gibi palavralan okudu mu dersin?.. Yok be... doğru söylediği göz bebeğinin kandilinden belliydi. Moruğa biraz acıdım ulan Fofo... Herifte biraz insaniyetlik var doğ rusu yahu . Bak, bize bir kat ta setre pantalon verdi... Mastor Kad1Trnı'n çayhanesîne zil zurna düsüp te «400 Kr. Senelik Alt. aylık 750 Üç ayhk 400 Bir ayhk 150 170Ö £ 1450 80tt yoktur Tefrika: 19 SERVER BEDI Sabahsız Geceler Yok ulan... Sana öyle geliyor. Enayinin biriydi o... Farkında olsaydı polis çoktan burasını basardı. Sarhostu herif... Bu sokağı unutttı... Ama köseyi bekliyor. Yok be .. Havadan pirelen tne... Bak biraz gözlerin açıldı. Geldiğim zaman ne idin yahu?.. Kazık kesilmiştin. Sandım ben, ölüyorum.. Acı patlıcanı kırağı çalmaz. Ne kadaT kemik var bende, hep ağrıyor. Fofo tarhana çorbasını büyük bir iştahla içmişti. Helvayı ve peyniri de sümürürken Salihin üstüne, başına dikkat etti: Kim virmU sana bunları?» dije sordu. Bir kahkaha atan Salih: Adama benzedim, değil mî? dedi, fırhnalı havada, bahçede imanım gevriyordu ama bereket sonra moruğun merhameti kalktı. Bıçağı saplıyordum be, Fofo!.. Tuh! Tuh! Hay Allah belâsını versin, gördün mü, bıçağı orada unuttuk! Na kafa! Meşşe odunu musun be herif? Ne diye bıçağı unuiursun orada?.. Salih yetnek yensiyordu, bir iki yudum konyak çekii; her zamanki gibi, başkalanna abuk sabuk hissini verecek bir mantıkla, uluorta, gelişi güzel bir sürü lâkırdılar soylemeğe başlamıştı. Şu kör Fehminin öteki gözü de patl&sa da içim bir rahat etse... Yirnıi beşlik ampesi tahtakurusu kadar ufaltmağa basladı. Vay herifçi oğlu be?.. Ne dersin Fofo!.. Palavra mı söylüyordu ? Kör Fenmi? Yok ulan! Bizim moruk... Salih cam kırılmasına benziyen gürültülü bh kahkaha attıktan sonra devam etti: Cart kaba kâğıt!.. Şu kulağımm yelkenine bak «ılan Fofo!.. Çok mu yapışık arka taıafa''.. Daha ne düşünüyorsun enayi?.. Sütü bozuk bir herif ohr.asan böyle çöplüklerde böyle eün bitl kahbesilc oturup sürünür müsün? Hekimin beline tekmeyi basmış ta barsağını burnuna getirmiş. Cart Iseba kâğıt! Ulan kılıbığın birî imişsin be!.. Kan zamparayı bahçedeki samanlığa kadar sokuyormuş ta sen hâlâ... ne idi o bakayım... dur... hani şu züppe ağzı: «Vicdanımın bilmem hangi kertesinden çıkan sadayı feryat eda... Ruhumun viranelerinde kethüda... Kalbimm tahtaperdesi »ana feda...» üç nefes ampes çektikten sonra sen bu elbisenin hayrını gör. tki günde uyuz dilenci zıbınma döner. Haydi, kalk ulan Fofo, gübrelikte sineklenen at leşi gibi serilme. Kalk, yangınyeri şıllığı! Biraz çıkahm, hava. al da şu çomağa geçmiş yılan derisi suratına biraz kan gelsin. Ben de iki kadeh çekeyim de bir düşünceye varayım, bakalım şu bizim val « de karile, doktor beyle halimiz neye varacak?.. Salilı Fofoya okkalıca bir tekme yerleştirtnişti. Karı bir çığhk ko pardı ve keskin, cırlak bir sesle, bağıra başıra söylenmeğe başladı: «Treles ise»? Yoktur utanma sende?.. Belimde kemik oynami». A...y... haydutijun, hergelesin vire?.. Sus ulan Iâğım sineği! Yoksa tekmeyi ağzının üstüne yersin ha!.. Tarhanayı ziftlenince Rum çingenesi damann tepti. Zırlama... kalk! Mabadi var