Cumkurlyet Ya hörriyet, Ya ölüm! TEFRtKA: 50 Yazan: AL! NACÎ Yeni Üniveriste kadrosu Darülfünundan hangi müderrisler çıkarılıyor? Birinci sahifeden mctbat kflcat neticesmde aldığı malumata nazaran Universitenin muhtelif fakül telerinde yapılacak tebeddülâtm aşağı şekilde olacağı kuvvetle tahmin edi • liyor. J ıtAinro c Almanya ve tütünlerimiz 21 Temmuz 1933 f Bu aksamki program ) ANKARA: 12,30 gramofon 1 8 plyano konseri (Ferhunde Ulvi H.) 18,45 framız. ca ders • 19,20 gramofon 2 0 , 1 5 ajanc haberleri. İSTANBUL: 18 gramofon 1 9 saz (Handan H.)> 19,30 saz (Fayda H.) 2 0 tanburact , Osman Pehlivan 20,30 Ülkü H., Eliza H., İnci H. 21,30 gramofon 2 2 ajans haberleri, saat ayarı. Stambuliski kimdi? Buçün bile onu kahraman, aziz ve mesih sananlar bulunduğu gibi şarlatan, meczup, deli yahut ta müthiş bir demagog addedenler de vardır lri ve kalın bir ağaç kütüğünü andıran Stambuliski, uzun boylu, arkası biraz kamburca, elleri şiskin, kendisine bakanın üzerinde inatçı v e dayanıkk adam tesiri bırakan bir yapıda idi. Geniş omuzlarile kalın ve kanlı bir ense iizerine oturmuş kafası, bir boğa başını andınrdı. Yiizii kanlı, çene kemikleri iri v e kuvvetli idi. Siyah ve kmrcık saçlarmın kaisık alnına, kaşları hizasma döküldüğü görülürdü. Gözleri, silinmiş bir kan çanağı gibi, daima kırmızımtrak bir renkle dolu idi. Canlı, fakat karanhk bh bakısı vardı. Stambuliskinfn halin den alınan ilk tesh, başkalarından ayn bir yaratılışta olmasıydı. Hiçbir Bulgann, kendisile temas e den herhangi bir kimsenin, karsısında Iâkayit kalamadıgı, ya sevdiği, ya nefret ettiği, ya takdir ettiği, ya korktuğu görülüyordu. Hâlâ bugiin bile, Sofya da, en ileri gelenler arasında, kimi onu «rkahraman!» diye anıyor, kimi bir a • ziz seviyesine yükseltiyor, kimi Mesihe benzetiyor, kimi de müthis bir dema gog, korkunç bir sarlatan, bir meczup, bir deli diye manalaştırmakta v e tasvir etmektedir. Stambuliski kimdi? Bu adam, küçük, fakir bir köylünün oğlu idi. Bir üveyananın elinde ilk çocukluk günlerini büyiik ıstıraplar içmde geçırmiş olduğunu daima anlatnuş olan Stambuliski, kendisinden bir dilim ekmekle bir parça sovanuı bile esirgen • diğini söylerdi. Aksama kadar dağlarm yamaçlarırfda, ineklerile keçilerinin arkasında çobanlık ederdi. Biitün bu çobanlıği sıralannda, onun köyündekiler, kendisini görenler, bu garip çocuğun boyuna düsiindüğünü, Hazreti lshak gibi boyuna daldıgmı söyle mislerdir. Bazan o kadar düsünür, o kadar dalarmjf ki, kendbıden geçer, yiiksek sesle konuşur, bağınr kendi suallerine gene kendisi cevaplar verir • miş! Onun bu halini gören köylüler, akıldan yana biraz kaçık olduğunu, daha o tarihlerde söylemişler ve köyde bunu umumî kanaat haline gethmiş • lerdir. Stambuliskinin çobanlıgı nihayete kadar devam etmedi. Bir giin, meklerle keçileri ahırda bırakarak okumaga, doymak bilmez bir merakla harıl hanl okumağa basladı. Okuduktan ve öğrendikten sonra, okutmağa ve öğretmege, hocalığa gi • rifti. Oaha sonra, politikaya basladı ve 1902 de, o zaman yeni kurulan çiftçi birliğinin gazetesine «Zamnedelsko Zname» ye muharrir oldu. Çiftçi fırkasmın teskilâtı çabucak her tarafa yayıldığı için ftrka günden güne kuvvetlenerek Sobranyaya giren çiftçi meb'usların adedi de boyuna ar tıyordu. Bu suretle, günün birinde, Stambu liski de meb'u* ohnalrta gecikmedi. Kendisile yakından temas edenler " Almanyanm Şark tütünü ithalâtı artıyor, fakat bizden aldığı miktar azalıyor Almanyaya son seneler zarfında yapılan Şark tütünü ithalâtında mütemadi bir fazlahk vardır. Memleketin hariçten tütün ithalâtı epey azalmıştır. Fakat Şark tütünlerinin umum ithalâtina nazaran nisbeti daha fazlalaşmaktadır. Meselâ 1S28 senesinden 1930 senesi nihayetine kadar 3 sene zarfmda Almanya hariçten 318732 ton tütün almıştır. Bu tütünlerin 120755 tonu yani % 38 i Şark tütünleri tesmive edilen Türk, Yunan ve Bulgar tütünleridir. 1931 senesinde umum tütün Khalâtı geçen 3 senenin vasati 106,000 ton senelik ithalâtina mukabil bir • denbire 69800 tona düşmüş, yani üçte bh nisbetind' azalmıştır. Fil . vaki Şark tütünleri ithalâtı da o sene evvelki üç senenin yani 1928 1930 senelerinin vasatisi olan 40,000 tondan 31,000 tona düsmüs, fakat sukut nisbeti beşte birden biraz fazlayı gecmemistir. 1932 de ise Almanyanın umum tütün ithalâtı tekrar 74,000 tona yükselmiştir. Bunun 37,350 tonu yani yarısı Şark tütünüdür. Halbuki 931 de Şark tütünleri umum tütün ithalâtınm ancak ^044 ünü, evvelki seneler ise % 3 7 39 unu teşkil et mekte idi. 1933 senesfnin ilk beş ayı zarfında Almanyaya Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristandan ithal edilen Şark tütünlerinin memleketlere göre nisbetlerinde bizim için şayani dikkat noktalar vardır. 1933 Ton 'tibarile Türkiye Yunanistan Bulgaristan 1129 1112 1230 1295 1707 6473 680 740 826 852 1075 4173 kudret v e şiddetini g ö s t e r m e ğ e kâfidir. Bilhassa Bulgarların m e v k i l e • rini sağlamlaştırmak için sarfettik leri gayretleri yaktndan takip et • mek zarureti vardır. Bulgar tütün leri A l m a n y a d a k a z a n d ı k l a n iyi mevkii m u h a f a z a etmekte, hatta bımu fnkişaf bile ettirmektedirler. Sırp topraklarından uzun bîr m e s a f e kat e d e n B u l g a r tütünleri tanzilâtlı tarifeye m a z h a r oldukları için b u imtiyazlı v a z i y e t Bulgar tütünlerinin Alman p i y a s a l a n n d a rekabet kud retmi artırmaktadır. flulgarlar bu tenzilâtlı tarifeden 9 3 3 senesi sorruna kadar istifade etmek üzere Sırplarla anlaşmış'ardır. Bu senenin ilk altı ayında A! manyaya 800,000 balyaya yakın Şark tütünü girmiştir. Bunun 6 2 5 , 0 0 0 balyası Hamburgtan mütebakisi Bremen tarikiledir. A l m a n y a n*Ukumeti ziraate büyiik e h e m m i y e t vermektedir. Bu meyand a tütün yetiştirmeğe de çalışıyor lar. 1 9 3 2 senesinde tütün zeriyatıle iştigal edenlerin adedi 4 0 0 0 kisi fazlalaşmış v e tütün ekilen saha da tevsi edilmistir. Zeriyatın tevsii Al • m a n y a n m tütün ihalâtinı azaltacağı tabiî o l m a k l a beraber, Almanyada yetiştirilebilecek tütünün evsafı m a t l u b e d e sigara rmaline elverişlî olamıyacağını da söylemek lâzımdır. A l m a n y a n ı n tütün ithalâfa % 5 8 i sigarat imalinde, % 3 0 u püro v e % 12 si d e kıyılmıs tütün olarak kullamlmaktadır. Püro sarfiyatı s c n senelerde azalmış, bunn mukibil s'gara sarfiyatı v e bilhassa kıyılmıs tütün çok kullanılmağa baslannvştır. Dört sene evvel tütün sarfiy^tnın % 8 ini teşkil e d e n kıyı'mış tütün istihlâkâtı bugün % 12,5 a baliğ ol • muştur. A l m a n ahalisinin iütüne sarfet • tiği paranın son seneler temevvüçleri şöyle hulâsa olunabilir: Umum Almanya Nufus başına 1929 2,9 milyar mark 44,6 mark 1930 2.7 » 42,3 > 1931 22 > 34.6 » 2.0 1932 32 1 > Bu vaziyet karşısında tütünler ; • miz için çok çalışmağa muhtaç ol^ugumuzu çok mühim hir thraç sahası olan A l m a n y a d a Türk tütünlerinin süriimile meşgul miUî müesseselerim i z e elden gelen yardırnların es!* genmemesi lâzım geldığini takdi* ederek o n a göre tedbirli v e m ü c e h r e z bulunmalıyız. Tıp Fakültesinde Besim ömer, Esat, Kadri Raşit Paşalarla Orhan, Kerim Sebati, Hüseyin zade Ali, Sadettin Vedat, Etem Akif, Talha, Reşat, Raşit Tahsin, Ziya (gözcü), Hadi Tevfik (Khnyager), İsma3 Hakki, Fuat Nesim Beyler v e üç muallim muavini açıkta kalmaktadırlar. Ziya Nuri Paşa ve Süreyya Ali Beyler yeni kadroda ipka edilmişlerdir. Bunlardan cerrahî müderrisi olan operatör Orhan v e Kerim Beylerden Orhan Beyin yerine Tıp fakültesinin teşhisi cerrahî müderrisi Haseki nisa b u tanesi operatörü İ. Kemal Bey tayin edilecek, ikirci cerrahî profesörlüğüne Almanya veya Fransadan bir operatör getirilecektir. Meşhur Fransız operatörlerinden M. Küneonun celbi muhtemeldir. Cildiye profesörlüğüne memleketimizin en maruf cilt mütehassıslartndan v e birçok beynelmilel komitelerde aza bulunan Hulusi Behcet Bey tayin edile • cektir. Raşit Tahsin Beyin yerine Mazhar Osman Beyin tayinine muhakkak nazarile bakılmaktadır. Göz hastalıklan profesörlüğüne AImanyada ikmali tahsil etmis olan Cer rahpaşa hastanesi göz mütehassısı Hakkı Hayri Bey tayin olunmaktadır. Etfal hastalıklan İhsan Hilmi Bey tarafmdan tedris edilecektir. Diğer müderrisler içm Avrupadan ecnebi profesörler getirilecektir ve Tıp fakültesindeki ecnebi profesörlerin adedi beş olacaktır. Bu suretle Tıp fakültesi esaslı bir değisik • liğe tâbi tutulmaktadtr. Hocaların ek • serisi kıymetsirliklermden değil, artık istirahate muhtaç bh hale gelmiş bulunmalanndan çıkarılmaktadırlar. VtYANA: 18,35 piyano refakatile şarkılar 19,10 konferanslar • 20,15 hafif mu • siki konseri 20,50 havadisler 20,50 hafif musiki devam ediyor 21,35 tefrika 21,55 senfonik orkestra kon • seri • 23,20 havadisler 23,35 dans plâklan. BÜKREŞt 18,05 cazbant 20,05 knaat20,45 konferans müteakıben: gramofonla bir opera; (Manon Lesko) Puccininin v eseri. BUDAPEŞTE : 18,05 piyano ile Macar havalan « 18,35 konfer?"* • 19,05 orkestra19,4f muhtelif 20,35 plâklar 21,25 bir skeç ve tsigan orkestrası. VARŞOVA: 18,20 so'o konserleri • 19,40 hafif musiki plâklan 2 1 , 0 5 sepfonik kon • ser • 22.05 muhtelif 2 2 , 1 5 senfonik konser devam ediyor 23,05 dansing. BELGRAT: 20,05 gramofon plâklan • 20,15 Pragdan: fkeman ve grtar konseri) 21,05 muhtelif musiki • 23,35 hava disler ve tsigan orkestrası. Aleksandr Stamfmîiski aniatırlar ki, onun bütün o köylii değildi. Sofya yanındaki ç^ftliği, biitün o kuyruklarını okşadıgı «an inekler, o yemyesil tabiat dekoru içinde toprak çanaktan yoğurt yiyisi, herşeyi, tama men gösteri* ve halkı aldatmak içindi. En büyiik mehareti, kurnazlığı, halkın nabztna göre şerbet vermesini bilme • sindeydi. Çiftçi fırkasmın reisi, köy liilerm bası ve halk adamı olduğu için, guya, onlar gibi yaşadığinı, burjuva • laşmadığını, birçoklan gibi kabuğundan çıkip kabuğunu beğenmemezlik etmediğini göstermek isterdi. Köy, çiftlik, inek, top>ak kâse, yoğurt ve desti'eri ağzına dikip sarap içmek, hep gösterişti. KöylüJeri etrafına toplayıp bir nutuk söylediği zaman onlann seviyesine inerek konusması, muhaliflerini keçilere, ördeklere, kazlara tesbih etmesi ve devlet fdaresini en cahil köylünün kafası seviyesine indireeek kadar basitleştir • mesi de sahsî hesabının lüzum gösterdiği bir taktikten ibaretti. Yoksa, hakikatte, en tipik burjuvadan daha burjava idi ve bir sehirlinin zen • gin, rahat hayatı onun en büyiik ihti • rası idi. » Bütün siyasi hayatı, halkı gösteris • lerle aldatarak içinin o gösterişlere zıt mahiyetini saklamak ve gizlemeğe ça • lıstığı sahsî ihtiraslarmı daha iyi tahak • kuk ettirmek için cahil köylüyü istismara çalışmakla geçmiş sayılsa yersiz de ğildir. Bu itibarla Stambuliskinin ma • ntlmaz derece muvaffak ohnuş müthiş bir demagog olduğuna hükmetmek kabildir. Bu adam demagoji, üç senelik idaresi esnasmda ince bir san'at haline getirmis, ve denebilir ki yalnız Bulga • ristan mikyasında değil, dünya mikya smda, bu san'atı onun kadar mükem meliyet ve muvaffakiyetle tatbat eden başka biri daha yetismemiştir. Bütün cehaletine rağmen onun muvaffakiyetini başka türlü izah kabfl değildir. Devam edecek ve çiftçi tarafı, yapmacıktan başka birşey Muharebe Bazları Yazan: Hasip Lutfi Yarmm harpleri daha zıyade fen « a s larına dayanıyor. Bilhassa boğucu gaz lerin harp sahalarında kullanılmasınm onu alınamıyacağı anlaşılıyor. Bunun içindir ki butün nulletler boğucu gazlerın mahiyetini ve tehlıkeden korunma çare ve vasıtalarını ızah içm geniş mikyasta neşriyatta bulunmaktadırlar. Yalnız ordu mensuplarının değü, halkın da hıç ol mazsa basit bir surette boğucu gazler hakkmda bir fıkir hâsil etmelerı lüzumunu nazari itibara alan Kanaat kutupanesı neşretmekte olduğu (Resımli Ansiklopedik Neşriyat sensı) ne, bu defa çıkarmış olduğu MUHAREBE GAZLERINI de ılâvs etmiştir. iYatı 75 kuruştu*. . Ikincıkânun 664 Şubat 658 Mart 720 Nisan 794 Mayıs 930 Yekun 3766 Rektörlük Muammer Rasit Beyin hastalığınm devamı dolayısile Darülfünun rektörHiğü doktor Neşet ö m e r Bey tarafm dan ifa edilecektir. Hukuk Fakültesinde Hacı Adil, Mişon Ventona, C»ydet ve Ebülulâ Beylerden başka esash değişiklik olrmyacak, kanjrau meder4 v^( usulü ceza dersleri için biri ısviçreden diğeri ttalyadan iki müderris celbedi lecektir. Tıbbı Adlî müderrisi Etem Akif Bey Tıp fakültesmden Hukuk fakültesine nakledilmektedir. A l m a n y a bu senenin ilk beş ayında Türkiye, Yunanistan v e Bulga • ristandan 14,412,000 kilo tütün almıştır. Bu mübayaatın aylara göre her üç m e m l e k e t e isabet e d e n nis • betleri dikkate şayandır. Ton % H*r G IBIBIç lckettcn m hayaat TOrkiye Yonau !Bnlgar Muasır Avrupa içtimaiyatı Yazan: Mehmet Saffet Maarıf Vekâleti Millî Talım ve Terb'ye heyeti azasından Gazi Terbıye Enstitusu içtımaiyat mualhmi Mehmet Saffet Beyır bu eserı hemen butün içtımaî mevzular uzerinde en son ilmi fıkırlen ıhtıva etmekte ve Avrupanın içtimai cereyanlarınî vâzıh bir surette nazari esaslarıle anlatmaktadır. Inkılâbımıza daır bahisleri de ihtıva eder. Içlnde bulunduğumuz muasu medeniyetin felsefî cephesini göstermek üzere muharrirın evvelce mtışar eden (Muasır Avrupa Felsefeii) unvanlı eseri içtımaiyat cephesınden bu e^erle itmam edilnuş oluyor. Turk gençliğinln muasır zihniyetl etrafile anlaması ve büyuk inkılâbımızın cıhan içtimai hâdiseleri içindeki mevkiıa gorebilmesi için bu eseri ckuması Av rupa fıkrıyatınm umumî manzarasım göstermesi itibarile tenvir edıcl bir mahıyeti haız olacaktır. Naşiri: Kanaat kü tupanesi. İkincıkânun Şubat Mart Nisan Mayıs 2473 2510 2776 2941 3712 27 26 26 27 25 45 44 34 44 46 28 30 30 29 29 Edebiyat ve îlâhiyat Fakültesinde Edebivat fakültesinde Ferk, Naîm, Şerif, Ali Ekrem Beylerin yerleri değiş mektedir. Ali Ekrem Beyin dersi Köp rülüzade Fuat Bey tarafmdan tarihi edebiyat ile birlikte tedris edilecektir. Garp tarihi edebiyatı müderrisi Şerif Beyin yerine tzzet Melih Beyin geleceği söy • Ienmektedir. Müderris Ferit Beyin flim ve iktidari müsellem olduğundan mumaileyh tercüme heyetinde miihim bir vazife ala • caktır. Bundan baska Darülfünun Edebiyat fakültesinde yeni Türk tarihi ve inkı lâp tarihi ile Lâtin edebiyatı hakkında yeni kürsüler tesis edilecektir. Yeni tesis edilecek inkılâp tarihi kiirsüsünü Ruşen Eşref Beyin işgal edece ği îöyleniyor. Yukarıki c e t v e l l e r d e rekabetin Macaristan Yunanlılardan tOtfln alıyor Macar rejis'ne mensup bir heyet bundan bir ay evvel şehrimize ge • lerek burada muhtelif menşe ve mahsullerden satılık tütünleri mu • ayene etmişler, nümune ve fiat almışlard'ı. O zaman, Macarlann piyasamızdan mühim miktarda tütün satm alacağı söylenmiş, ihracat tüccarlarından bir kısmı hazırlığa başlamışlardı. Bilâhare, bu rejiye tütüncüleri • miz tarafmdan vuku bulan müra caatere müsbet bir cevap verilme dîğinden Macarlann bizden tütün almıyacaklan anlaşılmıştır. Esasen, elyevm tütün piyasasında stok halinde bulunan tütünlerden kısmı azamî Çekoslovakya rejisine satıl mıştır. Geri kalanlar da Almanya piyasalarma sevkedilmektedir. Son gelen malumata göre M*car tütün rejisile Yunan hükumeti arasında yeni bir takas bince Yunanistana mukavelesî edilen aktedilmiştfr. Bu mukavele muci • teslim Macar mallarının bedeli Yunan hankasma drahmi olarak yatırılacak, buna mukabil, Macar rejisinin Yunanistandan satın alrrnş olduğu veya satm alacağı tütünlerin bedeli Dengo olarak Macar millî tevdi olunacaktır. Bu mukavele Macar rejisi tara fından 1931 den 1933 senesine kadar mübayaa edilen tütünlerin bedelleri tamamen itfa edilinciye kadar devam edecektir. Macar Tütün İnhisarı mümess'l • leri tütün almak için Golosa git • mislerdir. Ayni zaman'fa takas iş lerile meşgul olmak üzere Maca ristana bir Yunan heyeti gönderilecektir. Bu heyet, Macaristanın «atın alacağı tütün miktarmı artırmağa çalışacaktır. Diğer taraftan Yunnnistanla ttalya İnhisarı arasında Yunan tü tünü ve İtalya emtiası mübadelesi hakkında müzakerelerde bulun maktadır. Ayrıca Yunanistan "le Almanya arasında 3,000,000 marklık bir takas mukavelesi akti için alâkadarlar arasında müzakereler başla • mıştır. bankasına Yunanlılar yaş uzüm ihracına ehemmiyet veriyorlar Yunanistanda Ziraat Bank^s;'e taze üzümleri ihraç şirketi birleserek bu sene, taze üzüm ihracmtını daha muntazam ve daha fazla Hir şekilde yapmak üzere iesisat vvrude getirmislerdir. Sirket büyük istihsal mahallerine hangarlar irşa etmiş ve soğuk hava vagonlan al • mıştır. Yunanlılar, 600 vagon taze üzüm ihraç edeceklerîni umuyo*lar. Izmlr Ticart Odası da yaş üzüm ihracatını ayni şekilde yapmak için tertibat almak üzere b* komisyon i* teşkil etmiştir. ' Yunanistamn bir tekzibi Yunanistanla Yugoslavya arasında canlı hayvan ticaretine dair bir mukavele aktedilmişti. Yugoslavlar, bu mukavele ile Yunanlıların kendilerine diğer komşularmdan daha imtiyazlı bir mevki vermiş olduk ları şeklinde propagandaya başla • mışlardır. Yunan Iktısat Nazın hususî maksatlarla ileri sürülen hu mütaleaları re»mcn tck?ip etmiştir. tçki düşmanlart gazetesi Her ay muntazaman çıkmakta olan lçki Düşmanı gazetesinin 7 inci sayısı halk hıfzıssıhhası v e içki düşmanlığına ait Fahrettin Kerim, Kutsi, Fevzi, Vecihi Miinir, Ferdi Cemal, Tank Edip Beylerin makalelerile intişar etmiştir. Fen Fakültesinde Fen fakültesinde yeni teskilât yapilacftktır. Bu fakülteye yeniden miiKim miktarda ders ilâve edilmistir. Kadro harici kalacak müderrisler Salim, Hüs • nü Hâmit, su mütehassısı Bürhan Beylerdir. Bürhan Bey mühendis mekte • binde çalışacaktır. Mühendis mektebinden Kerim Bey Fen fakültesi reisi olacaktır. Bu fakültenrn yeni dersleri içm AvıiDadan müderrisler getirilecektir. Gemlikte çalıskan bir köy heyeti var »•• Harikulâde: • Gölyagtarımız rapbet görüyor Bu sene Isparta ve Aydın havalisinde istihsal edilen gülyağlarının evsaf itibarile geçen sene mahsu lünden yüksek olduğu tesbit edil nv'stir. Bu suretle gülyağlarımızın rakip memleketler istihsalâtma kat kat faik olduğu anlaşildığından Londradan bazı talepler vaki ol • muştur. Bulgar gülyağlarının bu sene gülyağlarımıza fazla rekabet edemiyeceği tahmin olunmaktadır. TAKSiM BAHÇESİ 26 Temmuz Çarşamba akşamı tamamen yeni numara ve atraksiyon'arla Dişçi ve Eczacı mektepleri Disçi ve eczacı mektepleri ayn, avn, TID fakültesine merbut olarak çalışa caklardır. Dişçi mektebi müdirivetine Avrupa • da doktorluk v e dis tabipliei tahsfl et nvs olan disci mektebi mi'allimlerinden Kâzım Esat Bev tayin edilpcektir. H'ltni Ziva, OSPD CP'51, Hüsevin Talât, Hâmit. Mustafa Mehmet, Halil Beyler kadro haricinde kalacak. yeni tes k>! edilen klin'k hocflı&ı KS 7 ım Esat Beye, protez hocalığı da Reşit Beye verilecektî». TROP.CAL EXPRESS BÜYÜK BREZılYA REVUSU icrayı lubiyata başlıyor. 40 artist 2 orkestra ÎİüT Gemlik «Hususî» Küçükkumlada köylüler tarafmdan yapılan köy konağı Kasabamı fırka binasını bitirmişler; buraya en iyi marka bir de radyo almışlardır. Akşam üzeri tarla ve bahçesinden yorgun gelen köy halkı kahvelerde boş vakit geçireceklerine köy konağmin önünde toplanıyorlar; o güNazım nün havadisini, sarkılarını dinliye rek yorgunluklarını unutuyorlar. Şimdi bu çalıskan insanlar yeni bir ilk mektep binası yapmak için hazırlığa başlamı*lardır. Refit Süleyman zın sayfiyesi ve fstanbulun da tur fanda bahçesi mesabesinde bulunan Küçükkumla köyü He bağh idi. Köyün gayretli muhtarı Efendi ile ihtiyar heyeti bu yolun iizerindeki kaya ve engelleri orta dan kaldırmıslar, otomobil gidebilecek bir haie getirmislerdir. Bu çalıskan heyet, köy konağını, buraya dokuz kilometroluk çok arızalı bir patika Mühendis mektebi Mühendis mektebi bu sene eski seklini muhafaza edecek, gelecek sene bu mektepte de mühim ıslahat yapılacaktır. , Divanı Muhasebat Başmurakıbı Niyazi Beyle, Şurayi Devlet aza • sından Ali Rıza Beyin biraderzadesi Hayrünnas Hanımın akitleri Ankarada, Ankarapalas otelinde mera • simle icra kılınmıştır. Merasimde Şurayi Devlet ve Divani Muhasîbat azalan, Maliye erkânı hazır bu • lunmuşlardır. Tarafeyne saadetler temenni ederiz. BÜYÜK BALE HEYETİ ( 5714 ) ISTANBUL Havagazi Şirketi 22 temmuz cumartesi günü saat 14,30 da Beyazıtta Elektrik evinde verilecek olan amelt yemek ve pasta pişirme der «ine bütün Hanımefendileri davet eder. (5572) Yerli malı giy! Yurttaş! Yazltklarım yurdunun yap • ttğt giyimliklerden yap ve giy. l/'7?i Iktısat te Tasnrvf Cer.ıyett Balet ve" Step"dersleri Istanbul Halkevi Reisliğinden: Evimizin, Gülhaneparkı kapısı i • cindeki (Güzel San'atlar Şubesinde Balet ve Step dersleri baslamıştır. Arzu edenler hergiın ( 1 7 ) den sonra mezkur şube müdürlüğüne müracaatle kayitlerini yaptııabilirler.