2 [ Yazan: ABIÜIN üAVER 76 Şehir ve memlekerhaberlerS Cumhuriyet Siyasî icmal Hitler Papen kabinesi Almanya'nîn mukadderati haylî za» mandanberi Reisıcumhur Mareşal Hindenburg'un elinde bulunuyor. Harbi umumide Almanya'nm ve müttefiklerinhl ordularnri dahiyane btr kodret ve muvaffakiyetle idare eden bu ihtryar komandan simdi de Almanya'nm devlef gemkini vartalardan kurtarmak için muktedir ve dBdcatli bir kaptan gîbî kayalara çarpmaksızm mahirane kul « lanıyor. Son Rayhistağ intSıabmdan sore ra Mareşal Hindenburg parlâmentoda ekseriyete istinat edebilecek bir kabine vücude gehnesme lüzum görmus ve ba maksatla Jenerai Şlayher'i Basvekâletd getirmişti. Mumaileyh Jeneral bidayette parlâmentonun müsaadekârlığmı temine muvaffak olmostu. Lâkin amele aendflcalarraa razlaca taraftarlık göstermesi ağn sanayi pat < • ronfarnun himayesi ahmda bulunan milliyetperverlerle muhafazakârlan te « lâşa düşürmüştü. Diğer taraftan M. Hhler her intihapta fasktlerin kazandıği reylerin tedricen azalrmş oimasmdan endişeye düsmüytü. Bu âmiller bn za man (Harzburg Htifakı) narm altmda birlesmis olan bu üç fırkayı tekrar bir lestirmistir. Mareşal Hmdenbunt'un mutemedi bulunan sabık Başvekü M. Von Papen bu fırkalan telif etmekte v« Reisicumhunı mezkâr fırkalara mBstenit bir kabme tefkflmrn daha muvafık' oiacağma 3cnada mfihim rol oyımmfhr. Bu fırkahrm arasında hasd olan nilâfa göre M. Hıtfcr yamız faşistiere istinat eden bir kabme teskiK hekkmda 8tedenberi beslediği tasavvurdan vaz • geçmiş ve hükumeti milliyeroerverlerle Daylasmıshr. Bu it3âf neticesî olaraE Mareşal Hindenburg M. Hhler ile M. Von Papen'in müşterek bir kabine teşkîl etmelerme musaade etmîsttr. Bu ka:binede Rers ve Basvekü M. Fîtler iatf de asıl hakimiyet Reisicumhurun ma temedi M. Von Papen*in elmdedîr. Çuni kfi Başvekil muavtni brfnnan nramaîleyf ayni zamanda Prusya devlet kormserî dır. IrusyB da nuKtımec resnedilmlş oK duğundan Almanya'nm uçte ikisfni tey* kil eden bu memfekette her iş ve ba • husus yuz bin knntk mufıanz pons kur* veti devlet komiserînm elindedir. Ha riciye Nezaretfle Ikhsat Nezareti dah! Maresahn mutemedi bulunan zevatuı elindedir. BinaenaTeyh HMer'in Başvekil o!masraa rağmen ipin ucu gene Hrndenburg'un elinde bulunuyor. Yeni huVume* şimdiye kadar Srtidar mevknne gelen kabinelerin en kuvvetlisi ise de gene Rayhiştağ'ta ekseriyeti mutlakayı haiz" değildir. Faşistlerden sonra ea kuvvetli fırka olan sosyalittlerle komünistler şira diden parlâmentoya ademi kunat karan teklifini tevdi ettfler. ' Ortada merkez katolik fırka«i kah * yor. Her zaman nâznnhk vazJfesini y»> pan bu fırka bundan sonra hfikumet tâ>rafım tutacak olursa kendisine ekseriyefi kazandırabüecektir. Eğer merkez fnr kan muhalefete geçecek olursa tabratil* HitlerPapen hülcumeti yasıyamryacak hr. Bunun için M. Von Papen simdi katoliklerle uyufmağa çahşryor. MUHARREM FEYZt Gemi Kurtarma İnhisar Şirketi Hükumet Adalet vapurunu istimlâk edecek Türk Gemi Kurtarma Limitet şirketintn hükumet mhisan olarak ve anonim şekilde idaresi için hazırlıklara devam edilmektedir. Gelen malumata göre, tktısat Vekâleti yeni sirketin esas mukavele sini tasdik etmiş ve Maliye Vekâle tine göndermistir. Maliye Vekâleti tarafmdan da mukavele tetkik ve tasdik edildikten sonra icap eden resmî tebligat yapılacak ve şirket yeni vaziyetinde faaliyete geçmis ola caktır. Aldığnnız malumata göre yeni şirkete hissedar sifatile iştirak eden Kalkavanzadelerden tbrahim Bey şhket idare meclisine mütehassıs sıfatile dahil olduğu takdirde yeni tnukaveleyi imzahyabileceğini bildirerek kendisinm şirketteki mü*t&k bel vaziyet ve memuriyeti hakkmda tktısat Vekâletine bazı teklifatta bulunmuştur. Hükumet, amelî btr kaptan olan ve mütehassıs vaziye tinde bulunmryan müstediye, tnuka* veleye hususî şerait konulamıyacaği ve şirket teşekkül ettiği zaman li yakat ve derecesine göre bir vazife ile istihdamı kabil olabileceği bildirilmştir. Bu vaziyete göre Kalkavanzadelerin yeni şhkete dahil olmıyacakları anlaşılmaktadır. Bu takdirde hükumet Kalkavanzadelere ait (Adalet) vapurunu istimlâk ede cektir. Diğer taraftan, hükumetin sivil tahlisiyecU«re tahsi» ettiği (1S0) bin liralık hisse senedatı hemen ta~ mamen şimd'^n kapatılmış gibidir. Yeni sirketin idare meclisi üç kşiden ibaret olacaktır. Mecliste bir hükumet mümessili ile Amiral Vasıf Paşa ve tstanbul meb'usu Hatndi Bey bul unacaklardır. Şimdiki halde şirkette Hazinenin mümessiniğini tahilisye umum müdürü Necraettin Bey ifa etmektedh*. Mütemmim bir habere göre müstakbel vaziyet i kat'î olarak belli olmadıği cihetle yeni anonim şirkette hükumeti temsil hakkı, Seyrisefam idaresinden almmaktadır. I 500 lira almak için 5000 m MataHari şaşkın, meyus ve derin bir ümitsizlik içinde idi Muayyen saatte, otele gittim. Kapıcıya, Madam Mata Kari'yi görmek Utiyorum, dedim. Madam Mar. I.eod, yemek salonuna tesrif iniz* rica ediyorlar. öy1« haber bıraktılar. Doğrusu hayrette kaldım. Kadınm kocasmdan aynlmif olmasına rağmen, otele Mata Hari ismlle değil de kocasmm ismile inmiş olmasından ziyade beni yemek salonuna davet etmesi hayretimi macip olmuştu. Salona girdiğim zaman Matâ Hari'yi yemek yemekle meşgul buldum. Bu isticaline, pek ziyade acıkdığmı sebep göstererek öziir dile di ve karşısina oturmatnı rica etti. Oturdum. Bu muamele ve kabul tarn hayli garipti; fakat göreceğim garabet ve uğnyacağım hayret bundan ibaret kalmadı. Mata Hari, kendUine mahsus gevezelikle anlatmağa başladı. ts panya'da uzun müddet oturmuş imi*, •onra, kendi memleketine, Hollan da'ya giderek orada da bir müddet kakmş ve nihayet tekrar ParU'e geU roiş, fakat ParU'te oturmak tstemiyormuf tekrar Hollanda'ya avdet etmek niyetinde imi». Evet, memlekete dönmek, ar tik yuvamda yasamak Utiyorum. Evim, ailem hep beni bekliyorlar... Yuvasmdan, ailesinden bahsederken setinde ağbyan bir aJbenk vardi. Fransa'dan çıkabümek için bir pasaporta Ihtiyacı olduğunu söylüyor, Bütün ricalantna, ısrarlaruna ragmen bir türlü pasaportumu ver miyorlar efendim, diyordu. Aldığı ret cevabı omı adeta çıl dırtıyordu. Pasaportunu alabilmek için kendisine yardım etmemi rica etti. BU hayalperect kadinın, benkn te»ir ve nüfuzum hakkmda garip bir fikri vardı. Maksadma ermek için her çareye baş vuruyordu. Bu çare lerden biri de, siyah gözlerinm mukavemet edilmez füsunü idi. Tabiatilefrflrrıf'babsettik. O zaman, şiddetli bir bozgunculuk ifade eden sozler söyledi. Mata Hari'ye göre, harp bitmek üzere idi. Pek yakmda, beOd de bir kaç haftaya kadar, Almanya muzaffer olacakti. Ben, memleketinizi çok severfan, diyordu, fakat, beyhude yere mat etmek neye yarar? Müthis teşkOâta malîk olan bu Imparatorlukla, onun disiplini son derece mükemmel ordusile, ezici silâhiarile uğraşmakta fayda ne? Almanya'yı açlıkla mağlup etmek Utiyorsunuz! Buna fankân var mı? Almanya, yalmz ormanlanndaki avlann etile kendini uzun müddet besliyebilir. Bugim, her miiletten insanlarla görüştüm. Her $eyi esasmdan bilen ve iyi malumat alan adamlarla, bilhassa ttalyan'larla harbe dair konuştuk. tnanın bana, harbm sonu yakindır ve Almaniar, mutlaka kazanacaklardır. Talâkatle »oylüyor ve çok yüksek •esle konufuyordu. Etrafımızda bir çok ecnebiler, bilhasaa îngilizierle Amerika'lılar vardı. Bunlar, bize bakıyor ve hayretle dmliyorlardi. Fena halde sinirlendim. Yemek bi tmce salona geçtik. Benden istedlği pa«aportu almak üzere kendisine yardım etmemi tekrar tekrar rica etti. O akşam, bu kadmda dört ta " raftan sıkıştınlmı* yabani bir hayvanın şaşkmhğı, boğulmak üzere iken, elme geçen ber şeye sarılan bir adamm ümitsizliği vardı. Mata ~ Hari'nin hali e kadar süpheli, o ka~ dar endlşe verici idi ki, kendisine karşi duyduğum merhamet hissine rağcnen, hemen yanmdan kaçmak istedira. Bir bahane icat ederek müsaade aldraı. Artık bir daha <mu goremiyecekthn. 13 şubat günü tevkif edldi. Benhnle otelde beraber yemek yemek üzere, tertibat almış olmannın esbabmi ancak sonra anlıyabildim. O zaman, zabıta taraf ından sıkı bir tarassut altında idi. Beraber çıkmif olsaydik, takip edilecektik ve ben de, muhakkak, takip edildiğimizi anlryacaktım, Belki de, ertesi günü zabıta beni iz'aç edecekti. Belidan ucuz kurtulmuftum*. Mata Hari'nin kendisi, divanı harp huzurunda müdafaa etmek fi~ zere avukat Clunet'yi mtihap etti ğini duydugum zaman, bu ihtiyar dava vekilini görmeğe gittim. Adanv cağız, keder ve yeisten bitkm bir halde idi. Zavalh Mata Hari, bedbaht kadın! diye hayıflamp duruyordu. Avukattan, kadımn nutum veya mücrhn olduğuna dair beni tenvhr etmesmi rica ettkn. Gayretim boşa gitti. M. Clunet'in ağzından şu feryattan başka söz çıkmıyordu: Zavalh Mata . Hari, bedbaht kadm! M. Clunet mükemmel bir adamdı. İçinde, kalbinin iyiliği okunan mavi gözlerinden »amimî yaşlar akıyor du. Bir zamanlar metresi olan bu kadımn nutum olduğuna cidden kani olsaydı, onun bîgün&h olduğunu dünyaya ilân etmekten kaçınmaz ve bunu da meslek esrarını faşetme ~ den pekâlâ yapabilfrdi. Mata Hari bende garip hatıralar bırakmıştır. Onunla beraber bulunduğum zaman, tuhaf ve karışik bir hissin zebunu oluyor, kadmdan hera kaçmak, hem de aynlmamak istiyordum. O, kelimenin edebî manasile insanm hoşuna gitmiyor, fakat adamı büyülüyordu. Bu kansık ve muammalı mahlukta, beşerî meziyetler ve kuturlar, garip ve eırarlı bir halita teşkil etmişti. Bir an vahsî bh* hayvanm tabiî hilekârlıklannı gös terdiği halde, biraz sonra fayanı hayret bir çocuk saffeti ile hareket ederdi. Mata Hari, kendini, begenmis, bos seylerle iftihar eden, ağzma geleni söyliyen, hem cömert hem tamahkâr, hem sır tutar, hem boşbogaz, hem inatçı hem maymun istahh, herkese hâkim olmağa tesne, eğlenceye doymaz, hi çbir şeyden çekinmez bh* kadmdı. Onun varlığm da, zekâ ve muhakemeden ziyade sevkı tabiî hâkimdi, esasen zekâsı da hayli krt idt Daima malihulya içinde yaşardı. Aklmdan ziyade his ve hayalinin emrile hareket ederdi ve bu hali, onu felikete götürdü.» (Mabadi var) lira verilmez! Abdülhamit Veresesine bono.. Gayrimübadiller buna itiraz ediyorlar Gayrimübadillere yeniden bono tevzii mes'elesi alâkadarlar arasında müzakere edilirken yeni bir mes'ele meydana çıkmıştır. Bu mes'elede Abdülhamit veresesine Yunanis • tan'daki mallanna mukabil bono verilmesidir. Gayrimübadiller bu işe itiraz etmektedirler. Alâkadarlann bu husustaki itirazlan şu noktalara istinat etmektedrr: Abdülhamid'in evlâda intikal etmek kaydile senede raptedilmiş olan emvalinde varislerinin hakkı olması tabiidh*. Fakat bunun haricinde hazinei hassa uhdesinde bulunan bazı mallar vardır ki bunlar üzerinde Abdülhamid'in hiç bir tasarruf hakkı yoktur. Abdülhamit 9 ağustos 1324 tarihinde 400 bin ahmdan fazla irat getiren ve hazinei hassa idaresinde bulunan emlâkini maliyeye devretmiştir. O zaman maliye bu emlâk îçin bir milyon lirahk borç ödemiş olduğundan bu mallar kâmilen maliyeye intikal etmistir. Sultan Reşat'ta cülusundan sonra hazinei hassaya geçmiş olan emlâki mali yeye havale etmistir. Bu îki kalem emlâke (emlâki müdevvhe) denfliyor ki verecenm bunlar üzermde hiç bh* tasarruf hakkı oimaraasi esası kabul edümiştir. Bundan maada (emlâki müdevvire) haricinde 93 senesinden evvel hasmei hana uhdesinde kalmış olan bazı emlâk vardır. Bu mallar, makamı saltanata mahsus mallardır. Yani padişahlann şahsî mallan değildir. Halbuki hükumetçe Abdülhamit vereaeainin bunlar üzerinde de tasarruf hakkı kabul edflerek kendilerine bono verilmtştir. Gayrimübadiller Cemiyeti Vuna itiraz etmekte olduğundan Maliye Vekâletine müracaatle mes'elenm yeniden tetkikini talep etmşftir. Büyükçekmece gölünün sıtma yaptiğı, bu smsi, tahripkâr ma razdan yüzlerce köylünün hasta ve rahatsız olup gittiği daima yazılır. Bu göl ve bataklığın yegftne hof görülebilen tarafı orada mevcut dalyamn hazineye temin ettiği varidattan ibarettir ve bunun bilânçosu da şudur: Dalyan her sene maliyeye 500 lira irat ge tirir, fakat buna mukabil sıtma dan 20 köy halkı daimî muzta riptir; hükumet onlara senevî 5,000 liralık kinin dağıtmak mecburiyetindedir. Şu hazin olduğu kadar da beliğ olan kârla zararuı kıyas ve nisbet ölçülerine vuruknaaı ve bundan bir mana çıkarılması imkânı yoktur. Kısaca fu demek oluyor ki dalyan müessesesİRİ muhafazada devam edebilmek uğ runa, iradından başka üste 4500 lira para verilmekte, yüzlerce va* tandaşın hastalığı, hatta ölümü de sineye çekilmektedir. Eğer haber doğru Ue bu saçma muadelenin ne nefi hazme, ne de bilmem hangi klise olmoş beylik lnrtasiyeci sözlerine btle uydurulmağa tahammülü yoktur. Çfinka nePi hazine denilen nesne devlet kasasina para getirmek demek olduğuna göre besyüz aIabilmek için dört bin beş yüz sarfetmenkı hiç bh akıl ve mantık kaidesmde yeri olamaz. O nefi veya menafiden evvel Ue halkın sthbatini düsünmek, kinin tevziile tedavi değil hastalık esbabmı kaldirarak maraz membalannı izale etmek raruretindeyiz. Bioaenaleyh o dalyaa Velâ*a>ı sıtma Afetinm başma yıkarak b«takjıklan knrutursak hem nh hatli vatandaflar, hem de onla rm şimdüdnden on kere fazla o* lacak mesatlermden daha fazla varidat kazanmı» oluruz, Doğru değil mi ? Şehir Meclisi Bugün şubat devresi iç timalarına başhyor Şehir Meclisi bugunden itib»ren subat devresi içh'malarına baslıyacaktır. Bugunkü ruznamede 9 3 3 »cne» büt çesi, 931 senesi h«sabı kat'î raporu ve daha baıı mes'eleier vardır. IMaaipDfte v e Cevat Bey Almanya'ya gitti Ankara'dan avdet eden Almanya'daki talebe müfettisi Cevat Bey dün Almanya'ya gitmisttr. HalOk Bey Bir müddettenberi mezun bulunan Belediye Mektupçusu Haluk Bey mezoniyetmi Scmal etmistir. Cumartesi g3 nünden kibaren tekrar vazrfesm* başlıyacaktır. Daimî encümen dün sabah ta Vali ve Belediye ReUi Muhittin, muavin Hâmit ve muhasebeci Kemal Beylerin iştiraklerile toplanarak yeni bütçenin son tetkikatmı ikmal etmiş, bütçeyi Şehir Meclisine sevketmiştir. Besim Bey Anadolu'da teftifatta bulonan Maarif Vekâleti müfettisi umumilerinden Be sim Bey tetldkatım flcmal etmis, sehri mize dönmüştür. BOtce tetkikatı bitti va Cezası bir aydan 6 aya çıktı Elindelri çantasmda dört kilo tütün çdcan GemlBcii tsmail Efendi thtosas mahkemesinde 1510 numaralı kanuna göre bir ay hapse mahkum edilmis, ts> mail Efendi karara itiraz ederek Temyiz Mahkemesine müracaat etmişti. Tem yiz, tsmail Efendinin bu itirazını vark görmiyerek evrakmı tekrar Ihtısas mahkemesine göndermistir. Fakat bu defa da müddeiumumî hSkme itiraz ederk maznunun 1510 numaralı kanuna göre değil, 1918 numara'i kanuna göre tecziye edilmesini talep etmistir. Bu suretle maznun dün yeniden muhakeme edilmiş ve 1918 numaralı kanunla altı ay hapse mahkum edümiştir. Şubat maaşı veriliyor Defterdarlık memurlann şubat maasının tevzüne bugunden itibaren başIıyacaktır. Telefon Ocretleri raportı Telefon ücretlerinin yiizde on tenzili hakkmda komisyonu mahsusu tarafın dan verîlen karan ihtiva eden rapor hanrlanmışhr. Bir iki gune kadar Dahiliye Vekâletine takdim edilecek ve Vekâletin tesvibini müteakıp tatbikat «ahasına geçüecektir. Yeni maiyet memuru Vilâyet maiyet memurluğuna Mülkiye mektebi mezunlarmdan Cahit Bey tayin edilmiştir. Kasten mi battı? Balpetro gemisinin batışî şüpheli gürülüyor Dünkü nü»hamızda, geçen gSnfcd karayel fntmasmda (Poti) nfaı on dört mil açığmda Yunan bandırah Balpetro vapurunun ortacmdan bö lünerek battığını haber vermiştik. • • Bir gaz gemisi olan Balpetro va« purunun batına»ı, bazı alâkadar mehafilde şüpheK görühnektedh*. Çünkü, vapurun Loyt kumpanya«na 8 10 bm lira arasında sigortal) olduğu anlaşılmıştır. Balpetro vapurunun bundan SK, müddet evvel Akdeniz'den limanımıza gelirken gene şüpheli bh tarzda Bozcaburun'da karaya oturduğu, o zaman sigorta ücretinin gemi sa4 hiplerince almamadığı, sigorta kum panyasının da bazı ihthnalleri hesap) ed'erek gemiyi yalmz batma tehli • < kesme karşı sigorta ettiği söylen ' mektedir. Balpetro vapuru, Bozcaburun'da kurtarıldıktan sonra Ihnanımıza gel" miş ve burada kısmen tamir edildik* ten sonra Karaedniz'e çıkmışrtır. Va" pur Karadeniz seferinde iken bat ' mıştır. Gemi mütehassısları, gaz gemi * lerinm bir çok bölmelerden ibaret olduğunu, bölmelerden bir tanesinin veya bir kaçmın parçalanarak su dolması karşısmda bile vapurun di* ğer sağlam bölmeler sayesinde kendi kendisini kurtarabileceğini iddia etmektedir. Balpetro vapurunu sigorta eden ş'ı ket te bu tahmin ve iddialar üzermde tetktkat ve tahkikatta bulunmaktadır. 5öz derleme defterleri da^ıtıidı Nizamname mpcibince Vilâyet Söz derleme heyetinden başka kazalarda da teşkilât yapılması icap ettiğinden ba hususta alâkadarlara tebligat yapıhmşn. Kaymakamlann riyasetinde bulunan kaza söz derleme heyetleri de tesek • kül ederek faaliyete geçmişlerdir. Söz derleme defterleri dünden itibaren ocak halinde bulunan îDc mekteplere tevzi edflmeğe başlanmıştır. Beyoğlu d e t i n d e bulunan flk mektepler dün bu defterleri ahmslardır. Bugün de diğer mmtakalardaki ilk mekteplere tevziat yapdacakhr. ledir ve bütün yüzünün sanki du Hayır. mandan bîr n3cabı vardır. Tahmin ederim ki siz de bir tzmîr'de doğdugunu söyledi ve ev kızısınız. Ev işlerinden hangisile bana çok tabiî buldum. Neriman Ha fazla meşguUünüz? mm cidden bir Anadolu güzeli, !z Yemekten baska hep »ile. mir güzeli, bağ güzelidir. On yedî Edebiyat... Fakat durunuz . yafmda imif. Ben sizin güzelliğinizle tzmir bağ Tahsilinizi nerede yaptımz? lan arasında bir münasebet buluyodiye aordum. rum. Bağlara çok gider misiniz? tlk tahsilimden sonra ttalyan Her yaz. mektebine girdim. Neriman Hanıtnın biraderi ilâve ttalyanca bilir misiniz? etti: Oldukça. Resat Nuri Beyin tasvir ettiği Leman Hamm yerine makar bağlar. . nayı sizin sevmeniz ve pisirmeniz Tamam, dedim, simdi ben d« icap ederdi. Spor yaptımz mı? bunu söyliyecektim, edebiyat dedim, Hayır! kaldım, artık hangi muharriri ter Bakışlarımı bir makastar gfbi tzcih ettiginiz malum değil mi? mîr güzelinin endamı üstünden ge Evet, Reşat Nuri Bey. çirerek sordum: lzmir güzeli, bütün Anadolu ço Spor yapmadan bu tenasübü cuklan gibi, »uali pek çabuk anlınasıl buldunuz? Bunun bir sım varyor ve pek kısa cevaplar veriyor. sa bütün Türk kızlannın Utifade etBen bu lâkonik ifadeyi çok beğeni mesi için soyler misîniz? rim ve Anadolu'daki sayısız misallerile, ırkıtnm zekâsma en kuvvetli Bence vücudün ahengini, tenadelil sayarım. Konuşurken maksadm sübünü muhafaza için yapılan seyve mevzuun hududunu kavramak lerden çogu yanlıstır. öyle güzel inceliğin son haddidir. Yalmz, Analikler vardnr ki hiç bir şey yapılmıdolu'da, gene pek zeki ve atesli bir yarak muhafaza edilir. Fakat ben kısım teşkil eden sevimli ve çalışkan güzel değilim ki... Lâz yurttaçlarırmz müstesna! Siz mi? tzmir'deki hakemlerin Güzeller arasında kimi beğenzevkini bu derece tenkit eden bir dinîz? tevazua hak vermem, onlara hak Pek çoklannı; fakat şüphesiz veririm. Sînema sever misiniz? Leman Hanım başta geliyor! Çok. Ondan sonra hangisi? 45 nu Hangi artistleri? maralı hanımla Nazire Hanımdan... Brigit Helm Vv. tvan Mcjukin. Tabiî Nazire Hanımı tercih e Ah, ben sinema çok sevtnem; deritn. ^ fakat Mojukm'i çok beğenjrim. Si Tesekkür ederim. nema artistl olmayı hayaltnizden geçtrdlnls mlT P. S. Kapalıçarşmın tamiri meselesi Kapalıçarşı'nm muhtelif kısımlan tamire muhtaç olduğu halde emlâk sahipleri senelerdenberi tamire yanasma • maktadırlar. Binaenaleyh Belediye icap eden tamiratı yaptırmağa ve bilâhare masrafı emlâk sahiplerinden tahsil et • meğe karar vermiştir. Bu hususta Şehir Meclisînin bu îçtima devresinde me zuniyet aWıarak işe başlanacaktır. Tevkif edilen kaçakçı Dükkânmda 6 4 tane çakmakt&şı bulunan Yüksekkaldınm'da tubaftyed Yani dün adliyedeki ihttsas mahkemesmde muhakeme edihmş, 1600 koroş para cezasüe tecziyesine ve derhal tevkifile altı ay hapsme karar verSmiştB. Ekmek on para arttı Daimî Encümence dün yeni haftanın ekmek ve francala nerhleri tesbît edîlmîftir. Ekmek fiatı on para zammedilerek sekiz bucuğa, francalaya da yirmi para zammedilerek on üç buçuk kurusa çıkanlmnttr. îıp FakGltesi ve Döyunu umumiye binası Tıp Fakültesinin Düyunu umuimeye naklinin mevzuu bahsedildiği hakkında bazı haberler verilmekte ise de bun • ların aslı yoktur. Evvelâ, Düyunu umumiye binası Tıp Fakiihesinden küçüktâr. Saniyen Fakâltede mevcut tesisatın ba binada yapılmatı için yanm milyon liraya ihMvar bulunmaktadtr. Alâkadarlar: naklin imkânsızlığı hakkmda bu ikî mühim sebepten baska sebep aramağa liizum olmadığını söylemekteditler. BugOnkO divan içtimaı Darülfünun Divanı bugün toplanarak Darülfünun Emanetınin 933 senesi bütçesini lanzime baslıyacaktır. Yeni bSt çenin geçen sene bütçesinin ayni olacağı tahmm edHmektedîr. Bayramda Süruri ocağı tarafmdan bir çok fakir çocukların gîyJi rildiğini yazmıştık. Bugün de bu tevziatın bir resmini neçrediyoruz.