ft * CM SULTAN Yazan: M. TURHAN Cumhuriyet FENNİ BAHtSLER; 7 KS'ıramMnri 1 9 3 3 * Piyasa ve Afyon mukavelesi Afyon ihracı mukavelesi piyasayı yükseltti 1 Harpte en çok hangi zehirli gazler kullanılır? 3 türlü seyyal afet tstikbalde vukua gelecek harplerde tayyarelerin ve bu tayyare'erden atılacak zehirli gazleri havi bombalaruı gayet mühim bir rol oynıyacağına hiç süphe yoktur. Tayyare filoları çok ve kuvvetli olan memleketlerde tayyare hücum'arma, tayyare bomba'arına, zehirli gazlere karşı alınacak müdafaa tertibahna dair bir çok eserler yarılmakta ve aynca manevralar yapılmaktadır. Zehirli gazlerin tesiratını yalnız askerler de^il herkes bilmeUdir. Tayya reler artık bombalannı kıtaat üzerine değil her yere atmaktadırlar. Bu bom balann sehirlere dü'ecesine ve sivil ahalivi dahi tesmim edeceğine hiç «"»^f yoktur. Zehirli gazlere karsı ise elimizde kâfi derecede tevakki ve müdafaa vasrtalan vardır. Bundan başka böyle bir gazJe zehhIenenlerin ittihaz edeceği bazı tedbirler de mevcuttur. Bu zehirlerin ne olduğumı bı'lmek ve bunlara karsı nasd korunmak icao ettiğini öğ • renmek herkesin vazifesidir. Şunu da bilmek ikbza eder ki büyük sehirlerde bulunan ahalinin her>«rne ?az maskesi tevzi etmek gavrikabild"». Cünkü milyonlarca maskenin tedarikine imkân yoktur. Bu sebepten sivil ahali ittihaz edilecek tedabire vâkıf olmalı ve icap ett'si zaman kendini korumak çarelerini bilmelidir. Zehirli gazler ara«md^ sravet mît<»ssrr olan asit sivandrik (Acide Cyanidriqu) ve hamızı karbon (Oxyde de carbon) muharebede ku'lanı'maz, fskat insanî bir vgae sebe^ile de^fl gayet sevyal olduklan için kullanılmaz. Arık havada uçar eiderler ve harp kıymetleri yoktur. Mı+arpV»ede îsHm'l o!un»ıı gaz'er • den simdiye kadar bizce malum olanları üç kısma ayrılır. Harp esnasın^a bımlara verilen isimler «rayet pratik olduğu için muhafaza edilmelidir. 1 inci kmm yeşil salio îfaret'i olan gp*lerdir. BımW «klor, brom, fostren CPhosnen\ klor pikrin ^Chlor picr'ne), Prosfof ilâh..» îsimlerini tasırlar. tç lerinde en mührm'eri fostren ve k'or pikrindir. Bunlar havadan aeır o'duklan için uçmazlar ve bombanm düstüğü mah^lde tonlanırlar. bir kısmı gaz h^'indedir ve diçerleri de ufak, toz halir.de habbelere inkı^am ederek etrafa yjnlan* mayîaHır. BunUr akc;ğere tesir eder ler. Burun ve hava boru'anna tesir'eri hemen voktur. Koku'arı da o'madığı icin farklarma vanlmak müskül olur. Fakat tecrübesi o'nnlar bunlan hisseder. Çünkü dikkat edildiği zaman hafif yakıcı bir koku ve lezzetleri vardır. Tesir'eri teneffus ediien ımHdet ve kesafetleri nisbetinde artar. Bun'ara! maruz kalanlar hareket eder ve kendini kurtarmağa uçrasır ise daha fazla teneffüs edeceğ'nden ve bu teneffus ile ciğerlerine daha fazla zehirli gaz gire ceğmden korkulan tehüke akc'^er \"""rması (Uzeyma) daha sür'atle husula gelir. Fakat bu hal birdenbire meydana çıkmaz, ancak bir k=»ç saat sonra ci^erlere su dolmasından baska bir sey olmıyan uzeyma ve kalp zâfiyeti hâsıl olur. 2 inci grunta san salip işaretli olan gazler gelir. Bunlar meyanında en müessiri hardal ruhu ve (Leovisit) tir. Buhar ha'mde r>l?n bn zehîrler cfde, te neffüs borularına ve gözlere icrayı tesir ederler. Kokulan pek hafiftir. Dik • kat edilince hafif bir hardal veya sa mısak kokusu hîssolunur. Bu buharlar cilt üzerinde birdenbire tahrişat yap • mazlar, ancak 2 6 saat sonra hayatı tehlikeye koyacak derecede yanıklar husuel getirirler. Bundan başka elbiselerm üzerinde dahi kalarak sıcakta tedricen intişar ederler ve gayet tehlikeli yaralar husule getirirler. Sarı saîip işaretile irae olunan bu gazler yalnız ciğerlerde tahribat yapmaz bütiin vücude icrayı tesir eder. 3 üncü grunu teskil eden ve mavi salip işaretli olan gazler Arsentrichlorite ve Adamsit gibi eaz olmıyan ve ince bir tozdan ibaret olan mevattır. Bunlar gözlere, buruna ve hava bo • rularına icrayı tesir eder. Bu mahalleri şiddet'e tahriş ettikerinden hastanm gözleri yasarır ve yanar. Hasta aksınr, öksürür. Burundan muhat ve ağzmdan salya akar. Ayni zaman şiddetli baş ağnları ve kusmak husule gelir. Bunun neticesi olarak hastamn ahvali maneviyesi fena halde bozulur ve hiç bir iş göremez. Maskelerde süzgeç bulunmadıŞı zaman mavi salip markalı gazlerin tesi rine maruz kalanlar maskelertni çıkar • mağa mecbur kalıyorlardı ve ayni za • manda fostrem'n tesirine de maruz kaldıklarmdan boğuluyorlardı. Hali hazırda maske'ere vazedüen süzgeç'er bu gazlerin dahi geçmesine mâni olmaktadır. Iste harp esnasında kuüanılan zehirli gazler bunlardır. Gelecek makalemizde bunlarm vücudü besere nasıl tesir ettiklerini izah edeceğiz. Diğer bir makalemizde de bunlardan korunma çarelerini anlatacağtz. Dr. OSMAN ŞERAFETTlN /" Bu akşamki program Tercih CUIIIit. ICI blll ediniz: \ PARtS (toste Parisfen): 20,05 Werther'den parçalar (Mas senet). VARŞOVA: 22,10 Chopîn'ta eserierL 7 Hacı Çelebi'nin küçük bîr işaretile koca bir vilâyet ayağa kalkıyordu! gösterir ve îcabına gore paraca da fe • Biz de onun kadar acı duymuştuk, dakârlığa katlanırdı. Adamianna, gelcabunıza sığamaz olmustuk, saldırmak Ienlerin kim olursa olsun geri cevrîlmeicin emir bekliyorduk. Balaban, çok sürcnedi, bu emri verdi, ge mesini emretmişti. Vezirleri, Bevlerbene kendi onde oldushı halde yileri kapısında bekleten Celebi, yalın dağdan asağı atildık. Her birimiz, ayak bir zivaretçiyi hemen huzuruna hhr kaya olmustuk, yuvar^amvorHuk. kabul ederdL Tam sehrin varosu öniinde Balaban Levlek Murat ta, kendisfle çarçabuk şöyle bir durakladı, îki tarafma sallankarsi'astı. Sinan Pasa, kudretli ve kıv dı. sonra geri dondü, e'fle bize ka'evî metli mîsafirini, rahat etsin diye, yal • irö«tererek yıkı'dı. Tam boğazından bir n»z bırakarak içeri cekilmisti, o da kentür>k yarası almışb! di hesaplarile uğrasıyordu. Levleğ'in Birisi sordn: yanma petirflmesi üzerine tılsanlı sank Siz ne yanhnız ? alrmda büsbütün bü'»rük görünen basmı Yürüyen kaya dîînmez ya. ilerlekaldırdı, zeki ?özlerini ulak kıhklı zid'k, e^erek, kırarak vürüdük. *ehre " ?< •! • yaretcive dîkti: dik. Ne çare ki aldı?imız palanga, Ba Hel bakahm evlSt. dedi, eVmî opî laba'mn tırnağrna de«mezdi. Leylek Murat, Celebi'nin sach, sa Bu hikâvevi Otlukbeli tepelerînde ka'Iı çehresinde de taM'ravan gü'elinî çannsmıs baska bir adamın söyledi^i görüyordu, urab'an eli önerken de omenkıbeler ve onu fzonzo suvunu vünun yumusak e"erini öpüyormuş gibi zer«»k gecen bir baskasınm hatıraian tunar "T haz apvorcıu. takip ediyordu. Yi^nız Levlek Murat felebi, m«»'îrin b»ki«md»n ve dususuyordn. dinler pîbi görünüp tabtıravan guzelile mesgul oluvord" Kırk yıldaklanndaki titrek aWden bir sevler Lk âsıkmıs gibi muztaripti. Ozüntü ge»«••"'nsemekte gecikmedi, şu sözleri söyçirivordn. kendismi H a a Celebi üe ffö ledi: rü^türecek olan adamın henüz harek«»te A*k, en îvi k»'avuz''ıir. Seve"'*'r, gecmemesinden dolayı da aynca sinirspvebilenler murada ererler, mevlâyı lenrvordtt. bulurlar. Leylek Murad'm yuru VrdenhVe kıBir saat, iid saat irte boyle »ecti, nîzardı, Çelebi'nîn kendi vüreğini oknfaavet sofralar kuruidu, konuklara etli duğuna, hatta k«*ndi adını da keramet piUv ve bol avran ikrntn ed*»l>. arkasmkuvvetile bildiiine zahin o'muatu. H*ldan da namaz isaretî verîldi. Leylek boki o, şu iri kıvım a^amtn sevda taMurat, tahbravan güzelîni mî^rap ve şıdığmı se.'wemekle bercber o sevdamabut mevkîîne kovarak ve hep onu düsünerek yoldaşlarla birlikte namazım nın k«nc kıldı, daasmi yaoh. Dogrusunu sovle e'bette tahmin ermitaal'nk mek lâzım gelirse dua hususunda en vordu. " " sanvmî olan o, idi. Candan, vürekten lannı, h'cran acılarrn, rwM eleml«»rİTii yalvanvordu, ySzünü van görüo te heavntmak ve unutrnak için kendi de«*gânüz admı ö^renemedifci sevgiliye kavuşabifmek irin AHahtan yana yakıla mişti. Murat ke'"mesini kullanması ise yardım diliyordu! Bu is bîttikten sonra Brene odava dökıvafetinî gözden gecînvordo. Onon neeHerdi, yatsıyı bekliveceklerdi, Leyâsık o^ugtma şuphe yoktu. ajktan bahlek Murat'ta ise daha bir dakika davansedilirken kızarmsM da bu KakVati is • mak kudreti kalmamıstı, bu sebeple bat ediyordn. Lâkni şu lcT«'î»'?tin bîr 4yolda*'astıjh adama sokuldu: sıja nf» münasebeti vardı? VnVnf Vîr Haniva, dedi, beni Çelebfye goulağin v 'r jeyhe kapılanmak istemesi ne Kirecektin? demekti ? Ha, evet götürecektim, fakat PaHem n»î»k, lıem müVit?.... Zeki Ceşa iie konu*uvnrTar diye geciktirdim, lebi, bu ı'kî zıt sıfatı birbirine yaklayhruter^en şimdi gidelîm. mak ;Btiyordu. U1»H»r. anrak Pn^^nh Biraz sonra relebi'nin ohırdu&u vere ve Vezir adamı olabilirlerdi. Mîirit îse vaımiitlardı. Kılavuz, orada kümelenen onlarla alpkasız insanlardı. O halde bu adamlann arasma girdi, içlerinden birile sevdalı adam, ne vaman b'r atese tuuç dort kelime konustu ve Leylek Mutulmuştu ki vaziyetini unutup şeyhler rad'ı gostererek son vazifeyi yaoh: kapısma vanaşıyordu. Celebi'ye sevgisi olan yigit bu dur, elini önfip hizmetînde bulunmak Hacı Celebi, Hkin bu cibeti haîletmek îstivor. Bu sevabi da sen kazan, arkaistedi, kurnaz bir som«!a Leylek Mu dası götürüp tanıt! radı soyletmeğe girişti: Hacı Celebi, Karaman diyann'ir ha Rize vanaşan meremma van««miş kikî hükümdan idi. Binlerce ve bin olnr. E'verir ki sözu dopru, ozü doeru lerce adamın yüreğinde saltanat sürüolsun. Nasıl ken^ine püveniyor mmırn? yordu, küçük bir işaretile koca bir vilâZavallı Levlek, ta^hravan guzelinîn baygın gözlerini hatırlıyarak hemen ceyet avağa kalkardı, srene bir işaretile vap verdi: o halk, kuzulasırdı. Maddî ve manevî hastalıklann hekimî, büyük ve kücük f^Tvm de, sözüm de doŞrud«»r. davalann kadısı, geçinem'^en karı ko ö v l e ise tan'salım: Adm ne? calann ösütrüsü hep o idi. Ufunir. mus Bi'diniz ya, Murat! ka verir, hüccet yazar, öğüt dağıtırdı. Celebi, onun adını ne suretle bilmîs Dualarmın müsbet netice verdiği biliolaca?ını düsünmeee lüzum görmedi. nemezse de bağ ve bahçe davalarında, Çünkü o, aklından bile germiyen seyle1 miras îslerinde, gönül mes'elelerinde rin kendisinden zuhur etti?ine hükme verdiği hükümlerin istinaf ve temyiz edildiğini bilirdi. Alelâde sözlerinin halk dilmes'ne rmkân yoktu, bu hüküm'er ağzmda renk renk tef'îrlere uğradıemı mut'ak bîr itaatle kabul olunup gidi • da görüp duruvordu. Bu sebeple hayyordu. retsiz ve tereddütsüz sözlerine devam etti: Devrin hususivetlerinden istifade ederek hükumet içinde hükumet kur • Nereden gelip nereye gidiyorsun ? mus ve hazineler düzmüş olan bu zeki Gebze'den yola çıktım, Konva'ya Celebi, her şeyden evvel adamlanm çogidiyorum, ününü duydum, gönül verğaltmak isterdi. Bunun için propagandim, kapına geldim. dalar yaphnr, gün başına bir çok adam Konya'ya ulaklıkla mı gidiyordun ? kandınrdı. Gene o maksatla, uzaktan, Kıhğından öyle anlaşılıyor. yakmdan yanma gelenlere güler yüz (Mabadi var) Ankara6 (Hususî) 30 kânu nuevvel tarihli Son Posta'da okuduğum Japonya'ya afyon ihracı takas ve üç yüz bin Viralık mukavele mes'e Jesi hakkında burada tesad'üf etti ğim muteber bir tacirin fikrini soı dum, dedi ki: c Evet mes'elevi çok iyî ve yakın<dan biliyorum. Malumunuzdur ki İktısat VekâJeti Türk mallannın hariçte eski pazarlarımızda sürümünü azalmaktan kurtarmak, <^aha artırmak ve mallarımıza pazar olmıyan memleketlerde Türk malları satışını temin etmek için mütemadiyen uğraşıyor, resen düsunüp tedbirier ittihaz ve çareler ihdas ettiği gibi <bu noktaya temas eden müracaat >leri de tetfeik mevzuu olarak alı yor ve bazı kararlarile hem mallarımızın harice sarışını ve hem de kontenian listelerinin döviz muvazenemize zarar vermeden binnetice genişlemesini temin etmis oiuyor. Bu cümleden olarak Vekâlet tarafındaja bir karar ilânile Japonya, p"*ortekiz ve emsali memleketlere •atılacak en ziyade muhtaci himaye mabsullerimizin ve halımızm, ma denlerimizân kıymetlerine muadil kiymette; memleketimizin ihtiyacı olan esyanın ayni memleketlerden ıgetirilmesine müsaade olundu ve bu mübadele işinin hükumet mura•kabesnle cereyan ettirilmesi için de müteşebbislerinin Vekâletle temi nath mukavele aktetmesi şartı ko nuldu. tşte bu karar ve flâna tevfikan memleketimizin tanınmıs iki tacin müş<tereken; mevzuu bahistiçyüz bin liralıık takas mukaveiesini yaptılar. Şu muamelede; tktısat Vekâletinin karanndaki isabet filen hemen sabtt oldu. Çünkü üç yüz bin liralık takas mukavelesini yapanlar afyon mubayaasma başladı. Sekiz liraya düşmüs bulunan afyon on liTaya çıktı. Karardan evvel piyasada alıcı yok, satıcı çok 3cen simdi tam aksine bir vaziyet hasıl oldu. Utanr bul'da, fzmir'de ellerinde afyon bulunan tüccar stkmtı ve endişeden bir dereceye kadar kurtuldu. Bu suretle canlanan piyasanın daha yük•rlrnesî bekleniyor. Fakat ticarette îsgiizarit^ı ba«kalarımn yaptığı işleri mümkünse bozm a h çahsmak, kendi işılerile uğraşmaktan ziyade diğerlerinin işlerine goz koymak şeklinde zanneden baxı kîmseler hasudane bir harekete geçmek, Anlkara'da bazı zevata başvurarak kulak fısıltılarile bu ha ~ yırlı iş!n alevhinde bulunmak istediler. (Pay istedik vermedtler ka rıstıracağız) dediler. Hareketieri nin yer tutmadığını görerek bir de Son Posta'daki manasız ve asılîiz havadisi tzmir'den yazdırmışlar. Halbukî bu adamlar bizzat kendileri dahi üç yüz bin liralık mukavele işinden, piyasanın yükselmesi dolayısile kârlıdır'lar. Zira afyonlan var. Zararda olduklanndan afyon larınm hükumet tarafından satın alınması, hiç olmazsa Japonya ile mübadele usulünün vaz'ı hakkında vasıtah vasıtasız tktısat Vekâletine müracaat etmekte idiler. Yapılan muamele kendilerinin yapılmasını istedikleri muameled'ir. fktısat Vekâletinin bu tedbiri sebebile Vekâlete tesekkür ediİTnesine tstanbul Ticaret Odasmda içtima eden afyon tacîrleri tarafından ka rar verildiğini takriben yirmi gün evvelki Cumhuriyet ve Akşam gazeteleri yazmıştı. Hulâsa, bahsettiği niz takas mes'elesi memleket için menfaatli bir muameleden ve dedikodusu ise hikâye ettiğim üzere rekabeti ticariye şeklinden uzak hasudane ve memleket ticaretine muzır bir hareketten baska bir şey değildlr.» İSTANBUL: 18 stüdyo saz heyeti 18,45 orkesira konsert 19,30 fransızca ders (müptedüere mahsus) 20 saz: (Muşerref H.) 20 45 stüdyo saz heyeti 21,30 orkestra kon seri, Ajans ve Borsa haberlerl, saat ayan 22,30 saz: (Daruttalim heyeti). LAYPZİG : 19,05 piyano 20.05 konser 21,05 Langenberg'den 22,20 havadisler ve dans musikisi. VİYANA: 18 dans musik'si 19,30 havadisler 20,05 valslar • 22,05 havadisler 22,20 konser. BUDAPEŞTE s 18,35 Macar musikisi 20.15 gramofon plâklan 21,50 opera orkestrası tarafından kcnser 22,25 cazbant VARŞOVA: 18 10 hafif musiki 22,10 Chopin'in eserlerinden konser 23,05 dans musikisi. BÜKREŞ: 18.30 orkestra 19,05 konferans 19 15 gramofon plâkları 20,05 radyo orkestrası 20,50 piyano solo müteakıben: Cazbant 21,05 radyo orkestrası 21.50 havadisler. BERLİN: 16 05 konser 19 15 orkestra ne saK sifon . 20,05 konser 22,35 havadis ler ve dans muslkisL 1 R T İHA L Selânîk ve tzmir'in muteber tüccarIarından Halil Vehbi Efendi haremi Emine Hanım uzun müddettenberi müptelâ olduğu hastalıktan sifayap olamı yarak dün vefat etmistir. Cenazesi bugün Osmanbey'de Kır sokağında Şah paz apartımanından kaldırılarak Tej4 vikiye camisinde namazı kılındıktan sonra Usküdar'daki aile makberesine defnedilecektir. Merhumeye Cenabı Haktan magfiret dileriz. » • • • ^ •l ^ • • • • i Yarın akşamdan itibaren M A J İ K SİNEMASI i Türkspor ^* En güzel spor mecmuasıdır Bu hafta çıkan 170 num«rpTı nUshasında: Son sDor münaktsalan ve nesriyatın bir bilânçosu; Avrups'da ve Amerika'da yapılan müsabnka larla dünya samnivonu Oroguvay'm son maçının t? f silâtı; m<?ktep!erd»ki snor faaliyeti, îzmir, Ankara ve Balıkesir'de haftanm faa'iveri, «arriDİvon Mehmet Ali'nin bir makalesi, kıymetli tayyareci Vec'hi'nin bir makalesi ve haftamn bütün spor hare ketleri... Bu akşarn saat 2!,C0 Maurice Dekobra'nın bü yük e seri SFENKS KONUŞTU \ SUT KARDEŞLER Yazan: H. D. Crasse Nakleden t. Galip B. Komedi 3 perde Halk gecesi Şehir Tiyatrosu Darülbedavi temsiHeri iillll Istanbut Beledi esi Muazzatn film'ni takdım edecektir liâveten: Rndvo dünva havadis'eri ı akında Sarı Zezbek operetinın temsiline başlanscaktır. B u g iî n mviâvcv ;HV UOS ?p Zlg 'JOAU3A ı\m PZ|S 05 0O0I vıuo N o o na O L L Î SiNEMADA A TLA NTi 0 BRİGITTE HEL\.'in franszca temsili nn muazzamı bugiin ve ya son olarak fösterilecektir. 8,3J 10,30 da Önümüzdcki pazartesi BI"N • HUR yeni sesli kopyesL Şımdiye kadar buna tnumasil hiç bir fiiim vücude petiıilmemiştir. V CIVIS VM3N1S N!f VW Halk Mvsiki Cemiyetinin kongresi Halk Musîki Cemiyeti, dün saat 16 da Şehzadebaşı'nda Letafet apartıma nmda senelik konşresini ak tettî. Kongre riyasetine Vedat B. seçildikten sonra idare heyeti raporu okundu. Rapor Uzerinde^ ki müzakerat bitince idare he • yeti intihabatına 8reçildi. Rauf Yekta, Kemal, Şevki, Ata, Vedat ve SaHaVt, Musiki Cemiyeti kongresinden bîr intiba lâhartin Beyler yenl idare heyetine geç vakit nihayet verildi. Halk Mu»eçîldiler. Bir kaç hanım aza da yesiki Cemiyeti azası, dün kongreden dek azalıklara ayrılrfı ve içtun»* •vvel bir de konser vermişlerdir. Türk Yunan ticaret Müzakeratı ilerliyor Atma'da Türk Yunan ticaret maabedesi müzakerabna başlanmıştır. Bu müzakereler, Türk murahhaslanndan thracat Ofisi Müdürü Cemal, Ticaret Odası Umumî Kâtibi Vehbi ve Atinadaki Türkiye ticaret mümessili Halil Mitat Bevlerle Yunan murahhasları arasmda takas usu'üne müstenit bir ticaret mukavelesi akti içindir. Alınan haberlere göre Vehbi ve Cemal Beyler müzakerelerdcn sonra Atida'dan Sofya'ya geçeceklerdir. KARIM BENİ ALDATIRSA ERTUĞRUL MUHSİM Rejisorü: Muazzam türkçe operet Maüntlen 2,30 4,30 geceleri KARİLERİMİZE KOLAYLIK. Aylık abone Hususîle vflâyetierdeki bir çok karflerimiz gazetelerini munta • zaman kendi adreslerîne alabil • mek için bizden bazı kolayhklar is temektedîrler. Bu aziz kariierm arzulannı yerine getirmek üzere Cumhuriyet için aylık abone usulü ittihaz etmeğe karar verdik. Ay Iık abone bedeli yalnız 150 kuruş... tan ibarettir ve tabii peşin olarak gönderilmek jâzımdır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden kiilfetli bir mesgale olduğu için abonelerinin inkıtaa uğramamasını isliyen karüerimizir. paralarını idareye vaktinde yeti • secek veçhile döndermektc devam etrne'»»ri iktiza edecektir. Dönya iktısat konferansı Havr 6 (A.A.) Dünya iktısa diyat konferansına ait hazırlıklara iştirake memur Amerikan mütehassıslarmdan M. Day ile M. VVilliaas Havr'a gelmişler ve oradan Paris'e gitmirlerdir.