ı. Hlkâye Kibar düşkünü ^ Merhum Necatî'nin Bursa güzeli Bugün seçiliyor 4 » * • • ••! •• 1 iCumhariyet KânunıiMknı SERBEST MEVZULAR: Unm faralye smğı gibi denflea bir boy; uzun, gntlağı oynar oynar bir boyun 9st8ne oturtulmua parlak, yağlı saçh, yüzünun hatlan bocuk ve mana«a bor baş .. Daraak ensiz, açlan ke • mikli omuzlar, değnek kol ve baeak • lar... Bu boya, daha dogrusa ba iskelete bir elbise geçirin, Gazanfer Bey, gozünumn onunde bdtrtr* ğma kovup gazele baslar: Abtm nn seni boyle perişan eden «y mah... Donyada eMî dil olmamak kadar nokm var mıdır? O, kendhte has, ince teW den keman akordiie kaba znrna ahenKÎne benzîyen yanık sesile gazel soy • lerken sosturnriar. Gazeiieri de bep boyle seçmedh; bîlbassa «kes3c kerem» m mef t utındur. Kendtnden rnrayetine bakıltrsa bu jTapıştırına DiyiKİarmi bora uuf a, mnsiki merakı, ona, böyük pederinden bastonunu sanıyıtrak aeele aeele yö • raerrus fanis!.. Ba ata yadigârma sadarür... Günün mohtelif saatlerinde, rakat^e hSrmet eder! porda, tramvayda, sokakta, kabvede, tçece«i rakmm mîktan, kesesmin ta lstanbnrda, Beyoğlo'nda, ona, tesa • hammuiune t&bi değildir. Efendi gön dâf edebiursiniz. Tam manasîie çat ba • 1 ne kadar isterse o kadar içer. Keyif & rada, çat kapı araamdadır. tnee, tmm oldukian sonra ince eleyip sık dokayabaeaklarile, hiç durmadan, dmlenmeden HUUE. Arkadaslar sağ olsun! Der, ah^a kaldtranlan pergeüer dorar. Holâsa pek devam eder. b m a n t t ı r . Fakat ba mBtemadi faaliYanmda arkadaşî otmazsa, yandaki yetin ash, esan nedir, ne îçmdir? Orast masaiardan abbap tedarikî, onnn için b m muphem ve meehnldur. Kâh taadi, basit işlerdendîr. Asiizadelik damapa idaresme uğrar, kâh beyeti ihtiya n totmazsa, o geceki pdasmı temin enyeyı arar. Bir cv sorarken, baska bir der. ö y l e ya, vux ySrden otanır. Sonev Sfrenir, birile komısuıken, öbürunun derdim dinler. Bötfin ba faaliyet ara • ra, boyle bir kîbar dufkSn&ne karsı msan, hasm, dSrSft davranamaz. Fakat stnda ihmal etmediği, edemediği TC bazan îtîban tasTrbr, o *akit yol gorS edetnîveceği ilri şey vardır: Rakı Qe he~ nur. îçin ictn bomurdanarak kalkar, •ardahk! kos kos jrd^r. Ralo, herkese bir tesir etmez. Kadehe Horardahgı da omSrdar. ButSn kaaadağı değdi mi, asalet damarlan ka * dtnian kendine meftun «antr ve yapabanr ve kadeh adetleri ziyadeleştikçe cafı testrden emin, nazik, tatlı sesîle daha canlanır, ayaklamr, nihayet şah«harfendazlık» eder: lamr; o zaman zaptı kabîl degfldir, ge Ahn kaslanmzın k"nan mujgânı, mi azrva abr: düi harabmn perifan ettil Bflmiyen, gene bumesin... Ama Bu n"'kete, bu inceliğe canlar raı gSrenler, bflenler coktar... VaktOe ben, dayamr?L. boyle mi idim? Babamra atlan, ara • Bir Rec», çavtrm kalabaiığı arasında balan vardı. Ama ne atlar!... Yağtz, Gazanfer Bey de, bastonımu saiiıya salal, doru, bakla km, renk renk, cîn» ein» lıya dolafiyordn. Ne oldo, ne geçti? atlar... Hepsi de haEsSddera ba... Arabalan aormaym, fayton, kupa, lân • Çartnn ortatı bîrden kanşıverdi. tri yan bir adam, Gazanfer Beyi yedo, parasol, eeât çeth... Konagm iemi re yattrmn, elîle ayağîie, bastoniie, keuıuıuyen, yafcmbaşına gezeeeic olsa, ee siTker ribl dov&yorda. Ba fanl nihakendmi kaybeder, ganlerce dolassa giryet bitti. tri yan adam, galiba yorol • difi kaptyt bulamazdı... Eh, saka de rnnstn; koTIannra, paçalarmm tozlarmı ğfl, effi seka odahk konak ba... Sofa»ildî, ozaktan dayagı teyreden karamm Urda at kostur... Kaç tane esir bala • yanma gitti, kolkola giriD yurSduler. yık, eariye, kalfa; kaç tane oşak, ayGazanfer Bey, bir muddet, yan bayvaz, seyts? Aybaslarında vekilharç yagm yatamffa, ağır agir yermden kaîkh, mhr, aym adama iki defa para verdiği bastontma arayıp buldo, çayrrm karşıolutiHuf... Heyyıdi gunlcr, neyl». •tndald kahveye doğrn gitti. Bir aslan Uzım uzım içini çeker; artık efltârlanmebabetîie kahre çnrağraa bağırdı: miftır. Masa uzerinde açdc doran paket•^ Btr nrça getır! tcn •Vbnâı d^ar paketi olorta oUon alÇıraŞtn getırdıjh nrça ile mtunun dma «tmex! hlddetle bir dvara altr r e tozlanm silip •upurdS, temndendi, kasyaatBdakilerden birmin dgaraaoıdaat lan catilnns, gozlermden ateşler saçıiıyorda. Kıyafetme çeki dSzen verdikten gm arka bahçetînç tamvn yîrmî beş ç« sonra çayv tarafma baktı; meçhul bir dır dîkilmîş, yîfmî beş sofra trarolnmşhı.. dSşmamı yumruSuııa salladı: Saytnsn... Terbiyesb... Ben, «aTCIICBI y^"^^™'^^ btT&i€| yansts t u ı t ^ ı na Rosterîrfan! •SylİTcynn. O kadar ekmek yenmiş Id, Bir orda yenecekm!» gibi Keybet re ««ntteki fırmlarda ekmek tükendiği îçin, maballell Ski srün mç kalmty, çîkâyete baş> ba^metle bastononn saliıya saliıya, eaytra, aliahüâlem, kemikierinm mukave» lamflar..* Kımnı CVUH atH'uyOVuııt7 metmi denemek için tekrar meydanı kâÇataitalar tatarddt ta ay ımhtabaıa çtr3 xara çıktıL. kardık... MAHMUT YESARt Basan fada mael«nîr»e, dmî aaka* Dün Ankara'da hazin bir Güzellerin basılan re •îmlerini saklayınız ihtifal vanıldı (Birinci sahifeden mabaif) T. !. C. tttifakı reisleri, Türk Ma arif Cemiyeti merkez heyeti axa Ian ve muhtelif spor kulüpleri na mına heyetler, kendisini seven ve tanıyan bir çok arkadaşlan, biiyiik bir halk kütlesi ihtifalde hazır bulun muşlardır. Merasime Maarif Vekili Reşit Galip Beyin kısa bir nutku ile başlanmifttır. Vekil Bey demiştir ki: « Sevgili arkadaşımız ve kıy metli selefim Necati'nin merazı başındayız. ölümünün 4 iincü yıldö nümünde baş ucunda derin elem lerimiz tazelenmiş olarak toplan * mış bulunuyoruz. Sevgili Neca ti'nin aziz hatırasını saygı i!e anı yoruz.> Vekil Bey bundan sonra sözü Şevket Süreyya Beye bırakmışbr. Ticaret mektebi müdürü Maarif ailesi namına söylediği nutukta Necati' nin hayatından ve harf inkılâbı i çindeki kıymetli faaliyetlerile mil H mücadelenin baçlangıcmdanberi inkılâp yolundaki çalışmalarından bahsetmiş, ölümündenberi geçen dört senenin onu unutturmak değil daha iyi anlamak imkânını verdiğini söylüyerek demiştir ki: < Onu yaşla mukayyet olmı yan gençlik enerjuinin, halk adamlığının ve teşkilâtçı tipin mitali o larak tanıyorum. Halktan çıkmak ve halka bağlı kalmak bir inkılâp nesli için meziyetlerin en buyügü dür. Türk tarihinin bütün güze] mecralannı böyle kahramanlar yapmışbr. Bunu en son ve en kuvvetli mi •ali Biiyiik Şefimizin bizzat kendisidir. ölen ve yaşıyan, isimli isim • siz binbir kahramanda derece de rece tecellUini bulan bu mHlî kudretimizi daima sevelim ve kıskanalım.> tdman Cemiyetleri tttifakı reisi Erzurum meb'usu Aziz Bey de merhum Necati'nin «pora yaptığı hiz metlerinden bahsetmiştir. Beyazıt meb'usu Halit Bey, merhum hakkında gosterüen bu yükıek alâkadan dolayı hazır bulunanlara aile namına teşekkürde bulunmuştur. Merhumon mezanna muhtelif heyetler ve zatlar tarafından konulan çelenkler 15 ten fazla olrauştur. (Birinci sahifeden mabattl tayyör hediye etmeği deruhde etmistir. 2 İoekiş: GüzeHik kraliçesine, lzmir ve Bursa güzellerine beğenecekleri en güzel kumaslardan birer tuvaletlik, 3 Yerli Mallar Pazan: Ğüzelîik k<aliçesine beğeneceği eşyadan bir hediye, 4 Etem Pertev Itriyat fabrikası müdürü Niyazi Bey Etem Pertev'in ıtriyaündan bir koleksiyon, 5 Beyogiu'nda tstiklâl eaddesinde fsmail Kemal Beyin Güzel Hisar kundura mağazası; kraliçeye bir çift balo iskarnini, 6 Beyoğlu'nda, tstiklâl eaddesinde Sovyet konsoloshanesi karsumda Mi • hae^dis kundura maŞazası, kraliçeye bir çift beğendiği sekn^e kundura, 7 tstanbul'da Balıkpazan'nda Maktudîye hanında, 18 numarada an tika ve macevherat ile metsrul Günes tş müessesesi tar?^ndan 3000 senelik kıymettar antika bir küpe, 8 1932 vitrin müsabakasmda birinciligi kazanan Hasan Pertev, ipekli, yünlü ve pamuklu ticarethanesi kraliçenin mtihap edeceği kumastan bir tuvaletlik, 9 Türkiye ıtriyatçılarram piri olan Ahmet Faruki müessesesi, muhtelif ıtriyahndan bir koleksiyon, 10 BeyogVnda, tstiklâl cadde sinde tmam sokajında 2 numarada Nuri Bev apartımanmda di» tabîbî Muzaffer Hüsnü Bey, musabakaya iştirak eden bütün güzellerin dişlerini temiziiyeceği gibi kraiiçe întihap edilecek hanımm bir sene dişlerine bakmaği taahhfit etmis • tir. 11 Osmanbey'de Cabi sokağmda, Tahtaburunyan apartımanmda 1 nu marada, Paris'in NapolHhano ve Da • roux akademnerinden mezım kadın terzisi Necdet Şakir Bey, 1933 Kraliçesine bir tuvalet dikme^i taahhfit etmistir. 12 Kadıköy'Dnde. Paz»rvolu'nda, Büyütalîmhane eaddesinde Paris terziler cemiyeti azasmdan tücear terzi Hamdi Hasan Bey, kendi müecsesesinden intihap edpreği bir kumn«tan b>r kostüm tayyor dikmeği deruhde etmistir. 13 Zingal orman sirketi tarafından 3ci tane elektrikli masa lâmbasile bS yük bir sa'on lâmbası, 14 Yenîpostane eaddesinde Maks Faraci ıtriyat mağazası: Zarif bir kutu içinde Masqne Rouge lâvanta ve pudralan ve meşhur «Sno» sabunlanndan bir kutu. 15 Eminonü'nde Moda terzihanesi sahibi Hayri Bey, Keriman Hanıma olduğu gibi 1933 güzeline de zarif bir kostüm dikecektîr. 16 SaHe Eiektrik Tevanım şMceti, kaç senedir oldugu gibi, bu sene de elektrikli kadın tuvalet aletlermden bir tane verecektir. 17 Galata'da Kurekçiler solcaimda ıtriyateı Hasan Şevki ve şürekân, sabit kokulu losyon ve kolonyalarüe kraliçenm senelik îbtiyacmı temin edecek miktarda hediye vermegi taahhüt etmistir. 18 Mîliî muesseselerimîzden Radyolin diş macunu fabrikasmm sahibi Necip ve Cemfl bhaderler birinci, ikinci ve üçüncü güzellerin bir senelik diş pa«talanm vereceklerdh*. 19 «Bursa pazan» sahibi Hasan Hüsnü Bey Bursa'daki Çağlıyan roek kumaş fabrikasmda 1933 senesi Türk güzeli için şark ünlubunda hosusî ve kıymetli bir maşlah hnal ettirmektedir. 20 Türkiye hanmda memleketimizin yegane radyo ve smema amplifîkatorleri âmili Âşir Efendi ile Neeip Ahmet Bey kraliçeye kendi mamulâtlarm • dan kıymetli bir radyo makinesi hediye etm'şlerdir. Bu sutun, kraliçeye hediye vermek istiyen müessese ve tacirlere agkbr. Bir mektup gSndermek kâfidir. girdisini, çıktısını bOmiyorsunaz ve yanlış adrmlar atıyorsanuz. Meselâ, siz, Süleyman Tahir, Nezahet Hanunla sabaha karsı polis müdirivetinden çıkmca bir otomobile binmistîniz. Süleyman Tahir hayretle bagırdı: Nereden bilryorsanaz, bunu? Cin?oz bu suali duymamış gibi devam etti: Otomobiide bir hata ettmiz bağırdmız: ve uncu olum yılı Dil Türkçe, Din Türkçe! Ulu GazVnin yüksek ruhuna armağandır Yaztm: KIUÇOĞLU HAKKI Dinlerin siyasî, içtimaî, milli, ik j •eri Hibarile tslâm Peygamberi Mu* hammed'i daima tazim fle yadet • tısadî ve ahlâkî çok derin ifadeleri tim. Bilhassa dâhi bir insan sıfatfle.^ vardır. Ve bütün bunlar insan cemiBu büyük güneş; Arabistan yanma* yetlerinin ihtiyacından doğmuşlardasında doğduğu halde şaşılacak dır. Peygamber, Resul, Nebi de iştir; ırkdaşlannı ve vatandaşlannı nilen büyük insanlar tarihlerin behiç tenvir edememiş ve vüeude ge şer vak'alarını kaydetmeğe basla tirtnek istediği yüksek medeniyetin madığı zamanlarda da vardı ve şüphedefini ve manastm onlara tanıtahesiz bunlar zamanlannm ihtiyaçmamıştir. Milletler içinde en geç olannı ilhamlarını nereden almış larak talâmı kabul etmis olan Türk'olurlarsa olsunlar ifade ediyorlarler olmasaydi tslâmiyet daha Eraedı*. tnsanlar arasında hayvanlığı kalviler zamanında sonerdi. Türk'Ierin drrarak ve hiç değilse yumusatarak müzahereti olmasaydı Abbas ve daonlara menfaatleri için yeni bir şeha doğrusu Buğday saltanatı doğ kfl, yeni bir cephe, yeni bir veçhe maz tran'ın ve Bizans'ın o ince fi hazırlıyor ve veriyorlardı, veyahut kirleri arasında büsbütün sonmese vermeğe çalışıyorlardı. En açık bir bile mefluç kalırdı. hakikattir kî: Hayat yasatnak kavHiç bir şey den endişe etmeden gasıdır ve mahluklar birbirini ye iddîa ederim ki ikinci ve esaslı dev mekle yasamaktadırlar. Zekâsile rede lslâmın bugüne kadar yaşamarabbanî bir mahiyet almış olan m • sına Türk'ler muvaffak olrauştur. sanlar hayvanlıktan sıynldıkça vahFelsefesile, bilgilerile, san'at ve z«* şetten ve hayvanlıktan uzaklasma naatlrile ve bir kelime ile her şeyleyı ağnr agır duymağa baslamış, onrile tslâma hayat ve ün veren bundan uzaklaşmak ihtiyacım ister islardır. Bu son kısmın en canlı şahittemez duymus ve adım adım incel • leri Çin'de, Hint'te tran'da ve bü mis ve yükselmiştir. hassa kumlar altında kalan eski Totnsanî şafkat bunun en canlı alftran'da yaşamaktadır. Bunun fikrî metidir. Sefkat insanlar arasında en ve Ruhanî olan ilk kısmmın da geae lcııvvetl ibir içtimaî rabıtadır. Bun ayni membadan doğmuş olduğunu 1ar evvelâ Pepgamber denilen bS • Türk orkeoloji tetkikatı isbat ede yük adamlann göklerden almış olcektir. duklan iman ve iddia ettikleri şe Gazi'nin riyaset etmekte olduğu killerle baslamış ve nihayet ilerli büyük Türk Tarih Encümeni bu böyen ve yükselen beseriyet bunu kayük hakikati bana ve ben yaşta olannunlarile tesbit etmistir. lara olmasa bile yeni nesle taştan Mana itibaril şeriat re kanun birsenetlerle gösterecektir. Bu uğurda dİr. o kadar can ve kan fedakârlığında Fakat bunlar însanlar tarafından bulunmuş olan Türk'ler bunun mfi anlaşılarak tatbik edilinciye kadar kafatmı gormüşler mi? Bu noktayı eok nzon zamanlar geçmiştir. Çünbaşkalan tablil etsinler ve soyle kü hakikatte bir hayvandan baska •inler! bir şey olmıyan insan aslını kolay koiay unutamamifhr. Ve belki ca • Ancak dini kendi siyasetlerme, hii kutleler daha uzım zamanlar menfaatlerine alet etmek istiyenler, unutamıyacaklardrr. Türk'ü daima cahil bırakmayı he Konfoçyosu, Budayı, Zerde'li, def ve dini onlartn hiç anlıyamıyayalnız kendiierinden kalan bazi sozcaklan bir dilden onWa telkiı leri ve kanunlarile tanıyoruz. Bu aetmeyi gaye bilmişlerdir. damlar kimlerdir? Bunlan tama • tslâm tmparatorluğu «arayîan vc mile bilmiyoruz. Bun'ardan biri Cin'uleması bu yolda her zaraan elele li, biri Hint'li, biri tranlı'dır. tddia ve ayak ayağa yürümüşlerdir. bu. Lâkin dünvamn en büyük medeHıristiyanlık âleminde dahi a mil niyetini, Asya'nın göbeğinde ve buolan fikir bu idi. Lutere kadar tncil gün çöl haline gelmis olan bir de • hemen bütün Hıristiyanlann anlanizin etrafında kurmuş ve sonra kumadıklan bir kitaptı. Papaz sallan • ruyan topraklar yüzünden Çin'e, dıkça onlar da sallanırlardî. Çok yaHind*e tran'a akin «den v« dağılan zık ki: Türk'Ierin Sftçhklan in«ant tohum Liberal bfr adamın eseri olan ts> lardır. Ben buna boylece manmak lâm carailerinde dahi iş baska türlü isterim. Çünkü başka başka atlar olmamışhr. Ve Türk âlemmde bu alhnda bu büyük adamlar ilk defa mühim mes'elenin halli içîn bir orada doğmuş ve yasamıslardır. Mustafa Kemal'in doğmasmı ve iş Türk'Ierin bakicılan ve kamlan vebaşına geçmesini beklemek lâzım ya henüz atlan bilinmiyen veya be> gelmiştir. nim henüz bilmediğim büyük ra • «*» hant ad*amlan Ben! Isratl'tn nebiBen bu makalemle din Işlerine lerinden başka insanlar degillerdir. pek haklı olmak üzere sonuncu deHer tarafa yayılan Türk'ler ba safa en canlı noktalara dokunmakla madanî ve insanî düşüncelerini be iktifa etmek isterim. . raber gotürmüsler, ve oralarda tel km ve neşretmişlerdtr. Akdeniz'in Çünkü benim tarafımdan soylen • ve Kızıldeniz'm sa$ ve sol yakala tnesi lâzrm gdmiş olan her şeyi soynnda canlanmış olan klâsik dinler lemiş bulunuyorum. Ben kâfi derebu ilham ve telkinlerin eseri ol cede söyledim. Noksan kalan şeyler duklarına hiç süphe etmiyorum. İbvarsa onu da hür fikrrli Türk ço ranhn, Musa, tsa, ve Muhatnmet acuklan söylesin. ' •*"* ~ •ırlann biriktirmiş olduğu bu yukandan gelen fikirlerin ve düşüncele Tevrat'ta anladıçımıza gore YeKrâ birer ifadeleri olmus ve bupiin va yalnız tsraii çoeuklannın allahı • insanlara hâkim olan iki büyük dini dır. Bütün tsrail oğullan Peygam • vüeude getirmislerdir. Hıristiyanlık berleri hep böyle düşünmüşlerdir. bugün tsa'ya nisbet ediliyor iae de Ve bu davayı gütmüşlerdir. Onun hakikatte bunun vazııçünkü hâkim içindîr ki Musa'nm kurduğu • tabir olan kammlarile sabittir Musa'dır. caiz ise . din yalnız Yahudi'lerin Ve yahut boyle bir nama nisbet edildinj olmuştur. tsa'ya atıf ve nisbet nri^tir. Son büyük dinfn vazıı ise edilen Hıristiyanlığt burada müna Muhammet'tir. Ve dininin adı da kaşa mevzuu olarak kaydetmek is • tslâm'dır. Biz Türk'ler bu dini kabul temem. etmiş bulunuyoruz. Bundan sonra da Büyük MuKammet Allah'ı; Ya * bu kohnemiş dünyada din nantt alhudTIerin dar düşüncesile ne tammı; tinda yeni bir sistem çıkacak ve dove ne de tanımak istemiştir. Onun facak değildir. için Allah rabbülâlemindh*. Bu iti*•• barla Kur'anda ben size emirlerimi Vüeude getirmis oidugu bîîvük (Lutfen 7 inei lahifeye geçîniz) Hele Mehmet Rıza gibi Avrupa'da bile eşi güç bulunan kıymetli bir zabıta memuru. Dostum olduğu için »öylemiyorum, hakikat budur. Süleyman Tahir sordu: Mehmet Rıza dostunuz mudnr? Pek. Fakat vazife saatlermde, maalesef, birbirimize karsı düşman vaziyeti alınzt hatta icap ederse bana revelver çeker. Ben de şüphesiz kendisini mazur görürüm, cSnkü dostluk başka, alış veriş başka değil mi? Cingöz'ü büyük bir hayret içinde dinliyen muhatapian: Tabiî... dediler. Cingöz, gayet sade bir eda ile devam etti: Evet. Çok dikkat lâzım. Mehmet Rıza müthiş adamdır. Ben tngütere'de iken bir vesile ile Şarlok Holmes'i ziyaret etmiştim. O da Mehmet Rıza'yı tanıyor ve diyor ki: «Dünya yuzunde omm gibi elli tane zabıta memuru oîsa bütün strkatler ve cinayetler ortadan kalkar.» Sonra ilâve ederek dedi ki: «Heynat? Reeai Bey? FraaaaMa A n M LOpen ve Turkiye'de sizfa guSi böy&k zekâ sahibi innanlar, bazan kötü yollar sapıyorlar.» Ustadın iltifatma teşekkür ettim ve mesleğimin fena şöhretine rağ» men insanlara çok iyilik etmeğe, günafc larrmın kefaretini vermeğe çabştığunî söyledim. Şimdi bu ise gele'im. Bana evvelâ her şeyi, her şeyi oldıtöu gfln anlataca» ğmızı vadeder misiniz? Dört kisi bakışblar. Gene Süleyman Tahir soz aldı: Hay, hay... dedi. Cingöz biraz düşundüı Pek âlâ, dedi, Ben soricf.S«S, siz eevap verecksmiz. Kabul ediyor* sunuz, değil mi? Dört kisi birden cevap verdfler: Hay hay. Cingöz biraz daha düşundB: Hacı Zihni Efendinin katledildiğn bfliyor musunuz? Süleyman Tahir de biraz d&snndS, onune baktı, hafifçe başmı saDadıktan sonra dedi kii I Nezahet'Ie ben bu mtflıara pek înanmadık. Bir cina?«£ Türk Fransız dostluzğu [Birinci sahifeden mabaifi Tayyare piyangosu talihlileri (Btrtnct sahifeden maMttı yedi tanaai Ugnr ldsetindea Yeni sene talilileri Sanebaaı piyagsandan 5 0 0 bin fira fn 29,202 namaralı bOetm onda bir histesi M. Rene i«minde bir Fransız mtmara îsabet etmistir. Bu biietin ts tanbuTda onda bir hiase başka parçası yoictnr. Bflet catan bayi mimann evine giderek talîhliye bir şey olmasm diye, neticeyi birdenbire söylememiş, yavat yavaş ve parayı biner biner soyliyerek kendisini alifhrmıştır. Ba hayırh haber karpısrada M. Rene çok soğokkanlı davranmn, hatta paralan derhal kendisine teslim etmek ish'yen bayie pazartesi Sfunu kendisi birzat bankadan alacağını «öylemiştir. Açıkgöz bayi derhal şarap faslma bafvormuş bardaklar bojalmış, lormızı şarap beyaz şarapla kanşhnl • mış, nihayet müşteriyi 3ma edip elli bin lirayi getirmis oldoğu gibî 1933 senesi talihlisine teslim etmistir. bil menınuniyeti celbedecek bir tarsda hal ve tanzim ederek bir kat daha takviye eyledik. Halli kabil olmadıği iddia olunan bu müşkülât dos37571 nırmaralı bilete de 200,000 tane teşriki mesai havası içinde kenlira üabet etmistir. Bu ta diliğinden çözüldü. lihli Kumkapı'da Nalancı sokağin " Gene Suriye hududunda yekdigeda 4 7 mrmarah hanede oturan Emirine tabantabana zıt sannolunan ne Hammdır. 24339 numarah bilete menfaatler, ntüşterek menfa*tler 100,000 bin lira isabet etmiş, bunun taşeklini aldı. Türkiye ile Fransa aralütlueri, Beyoğlu Parmakkapı'da 25 nusında husule gelen itilâfı »elâmlıyamarada otoran Matmazel Heleni ve Kalım! Böyle bir fali hayırla başlıyan dıkoy N^mfrade sokagı 35 numarada yeni senenin dünyanın geçirmekte otoran Vahak Mercanyan Efendidir. olduğu kanşık devrin kararsızlıkla24479 No.h büetle elli bin lira kannı izale eylemesini temenni ederim.s zanan talihli Arnavutkoy'ünde mum • Dün Almanya büyük elçisi ve Holhane sokağmda 3 4 numarada oturan landa orta elçisi ve İtalya ve Yunan M»dam H"l«»osa'dır. 2SR6 numarah bive Çekoılovakya ceneral konsolos Ian da tebaalanmn tebriklerini kaletle 30,000 lirayi Tahtakale Unmçarşı bul etmislerdir. eaddesinde Şark şeker fabrikası kazannuştır. 33331 numarah biletle yirmi ken, iki bin lira 28740 numara ile Hasan bin lira kazanan Sultanhamam'ında maPertev ticarethanesi sahibidîr. Daha bir nifataracı tsmaıl Fuat Beydir. Bunlardan çok talihliler külliyetli miktarda isa • başka ofak miktarda isabetlerle ikramiye batler vaki oldu?u halde piselere mS kazanlanlar da şonlardır: 16638 nn racaat edip paralannı tahtil etmemektemara fle beş bin lira kazanan Isfiklâl dirler. Ban rivayetlere göre bu gibi şans eaddesinde berber Hıritto ve Yani, eahipleri borçlularının başlarma üsus • 39665 numara ile Fahri Bey inbisarlar memeleri için teahhurla paralannı al muamelât şubesi memurlarile müsteremak istiyorlarmış! } dalavereli sigaralardır. Bu mesleğe yeni girdi iseniz size tavsiye ederim: Böyle Cingoz Reeai hepsmin yüzlerine ayn bir vaziyette, hele Cingöz Recai gibi bir ayn baktı. Gariptir ki hepsi doğru söyadam size sigara verirse almayınız. Falüyorlar gibiydfler. öyleyse bu telâşlan kat, sağ taraftakilerm zaran yoktur. nedir? Hangı" hedef etrafında toplantşte bir tane de ben alıp yakıyorum. rmşlardır? Sordu: Tabaka ile beraber rovelverini cebine Siz yalntz Hacı'nm serveti etrakoydu. fında rnı toplandmız? Bu telâş, kıyaSüleyman Tahir dedi ki: met nedir? Yukanda niçhı eşya top• Teşekkür ederiz, bize itimat eIuyordunuz? Ne var Ne oluyor? diyorsunnz! Süleyman Tahir Cingöz'e bir adım Cingöz cevap verdi: daha yaklaşfa: Daha ziyade kendime emiive • Size her şeyi anlatacağim, dedi. thn var. Siz de şöyle bir tarafa ilişiniz Çunkü, ba işte, polisten başka insanlann de rahatça konuşalım. da parmağı olduğunu hissediyorduk. Meğer o, sizmissiniz. Biz de bu memlekette Cingöz Recai'yî herkes kadar tanınz, ondan ayn hareket edecek kadar buda'a degiliz. Fakat siz bizimle muşterek çalişmayı vadediyor musunuz ? O takdirde her şeyi öğreneceksiniz! Dört kisi, yatağın kenarlanna ve btr sandalye ile bir sandığın üstiine oturdolar. Cingöz başmı koltuğun arkasına dayadı, siparasmdan bir iki nefes çekti ve tavana doğru yükselen dumanlara bakarak dedi ki: Ben, esas itibarile sizinle çaiısmak isterim. Ağzınızdan lâf almak için şimdi size bunu vadetmek te güç bir şey değildir. Fakat, açık söyliyeyim: Ben ba işte aranıza bir ortak gibi değil, ancak bir mfitehassts gibi girebiîirim. Bunun birincî sebebî şudur: Siz ba gibi {şlerîn Hepsi bir ağızdan: Hay h a y ! dediler. Cingöz Recai'nin harikulâde maceralan Yazant SERVER BEDİ I 22 • Hac'yı biz Sldurmedik. Aldamyorsun. Zabıta da aldandı. Benim parmak izimi aldılar. Şimdi aldandıklarraı belki anlamışlardır. Cingoz, karşısmda, muammanın anahtanm taşıyan bu esrarlı yüze, bfi nfarak ve garip gozlere bütün dikkatile bakıyordu. Mınldandı: Belki sen öldürmedin... Süleyman Tahir derhal Cingöz'ün •ozünü kestit Bunlar da öldürmediler, biz Sldurmedik. Cinsroz sordu: Bunlar bana parmak izini verebilirler mi? « Evvah, evvah, dediniz, benim parmak izimi aldılar.* Sülevman Tahir büsbütün şaştrmistı: Cm<8z başmı salladı: tşte, dedi, sizin bu işlerde bhraz tecrüb*»T!iz olsavdı bana bımn sormazdmız. Biiirdiniz ki polis m'*»diriv<*ttnin onünde bilinen bir otomobilin şoförö... Siz miydiniz? Hayır. Mehmet R'za olabilir. Süleyman Tahir'in arkadaşlan hep birden baslanm salladılar: Doğru, doğru, pek doğru!.. dediler. Cingöz devam etti: Bunlar pek büyük hatalardır, azi«hn. Halbuki zabıta hiç fimit etmiyecegmiz kadar ince şeyiere dikkat eder. Cingöz Recai gülünuedi, cebinden tabakastnı çıkardı ve hepsine birer birer uzatfa. Onlar da gülerek birer sigara alırken, Cingöz ihtar ediyordu: Sakın ha... Şu taraftaki sigaralardan almıymız. tki dakikada kendinizden geçerek y e n yuvarlamrsuuz. Onlar