"Cumhurtyet ' Şehir ve memleket haberleri Ycaan: ABtDtN DAVER 50 I Siyasîiemat Hindistan Müslümanlari Hindistan'ın müstakbel idaresi hakkmda Hindistan'm muhtelif mil* let ve unsurlara ve sınıflara men sup maruf ricali ile istişarede bulunmak üzere davet olunan üçüncü ve sonuncu Yuvarlak Masa konf eran sı Londra'da senenin sonuna doğru toplanmıştı. Bu konferansm azalan 1931 de toplanan iki konferansm azalarından daha az ve seçme ol • duğu halde bir türlü ittifaka gele medi. Müstakbel Hindistan müttehit hükumetlerinin malî vaziyeti kon feransın en mühim mevzuu idi. Fa" kat konf eransa iştirak eden ne tn • gîliz Hindistam eyaletlerine, ne de yerli hükumetlerin mümessilleri bu nazik mes'elede îngiltere hükumeti ile uyuşamadılar. Bundan sonraki nihaî ve kat'î mahiyeti haiz olacak kararlar Londra'daki Ingiliz tmparatorluğu parlâmentosuna Ingiltere hükumeti tarafmdan bırakılmi'tır. Hindistan'a verilecek vâsi mik yastaki muhtariyet yahut nim is • ttklâl için yapılan hazırlıkların ve istişare konferanslarının hâsıl ettiği en mühim netice bir çok mezhep, ırk, sınıf farkiarından dolayı şîmctlye kadar kendilerini toplıyamıyan ve aralannda ittifak edemiyen müs Iümanlann siyasî cihetten ittifak etmeleridir. Bir asır evvel Hindis tan'daki Turan'dan gelen büyük Türk Fatih'Ierîn kurmuş oldukian muazzam imparatorluk tngiliz'ler tarafmdan yıkıldıktan sonra Müslümanlar bir taraftan hariçten gelen ecnebi müstevlilerin hücum ve sav Ietleri ve diğer taraftan asırlarca mahkum olan ve maahaza Türk'ie rin uluvvücenabı sayesinde müsav? hukuku haiz bulunan Hindo'larm garez ve intikamları karşısında şa şırmış kalmışlardı. Müslüraanlardan mürekkeıp ordunun kırım muharebeı esnasında isyan eylemesinden son • ra Hint Müslürnanlan umum ve müt terek bir harekette bulunamamış . Iardı. Bundan sonra tefrika halinde yaşıyan müslümanlar ilk defa şimdi siyasî cihetten ittifak ettiler. Müs Iümanlann tâbi bulunduklan n * mum Hint müslümanları ittmat cemiyeti ve umum Hint müsliiman'art konferansı gibi teşkilât şimdi müt tefikan çalışıyorlar. Hindu nrillî kongresi ile teşriki mesai eden küçük bir mü&liiman hizuı gcryenıerae nınau tarıa orr »ry»»ı itilâfname yapnuşlardu Bu İtilâfı bfiyük Hkıt mfislüman teşkilâtı recfdertiği gibi Bengâle ve Pençap Hindu'ları dahi kabul etmemiştir. Çünkü bu irilâfnanıede bu iki eyalette müslümanlarm ekseriyeti tasdîk e " dilmişti. 1931 şubatmda Hindîstan'da yapılan umumî tahriri nüfusun kat'! neticelerine göre Hindisian'ın umum nufusu 353 milyondur. Bu hesaba göre on senede Hindistan'm nüfu * su 34 milyon yani yüzde 10,6 nis « betinde atmıştır. MüsIümanTantt nüfusu Hindu'Iara nisbetle daha çok artmıştır. Yani Müslüman'lar yüz • de 13 ve Mecusiier ise yüzde 10,4 nisbetinde artmıştır. Simdi bm nü • fustan 222 kişi Müslüman ve 682 kişi Mecusi'dir. Hindistan'da bulu nan tngiliz'lerin ve diğer Avrupa' lılarm miktan tngiliz askerleri ve memurlan ile birlikte ancak 168,000 kişidir. Bu bir avuç adara 353 milyon adamı idare ediyor. Şîmdiki tngiliz idaresinin en zayıf nok • tası tabiî bu nisbetsizliktir. MUHARREM FEYZİ Yılbaşı gecesi Nasıl geçti? Zengin bir fabrikator, Mata Hari için bütün Buhran eğlence yerîerinde tesirini gösterdi servetini sarfettikten sonra sahtekârlık etmişti! Bundan maksadı, kendishte etrafındakilerin merhametini celbeden bir yalandan istifade etmek emeli îdi. Koca • sından gördüğü haşin ve kaba muamelelerle kendisine mazlum ve betbaht bir kadın süsü vermeğe pek ahşmıştı. Işte bo yalam temadi ettirmek için 1913 senesinde, gözyaşlan içinde, tanıdtkla • nndan Matin gazetesi muharriri M. Paul Olivier ismindeki zata müracaat ederek talak davas.nm bir an evvel neticelen mesi îçm ricaya gelmis, mutat yalanını tekraruyarak kocasmdan fena halde da ı yak yediğini söylemîsti. Fflvaki, vücudü, çurSk içinde idi. Dayak yedinne bundan iyi delü ve nişane mi olur, diyeceksinh. Evet, dayak yemişti ama khn bOir, khnden? Çönkü kocası Paris'te değfldi. Asıl garip olan cüıet, bu gibi uy durmalarm, kendisine hiç bir fayda temin etmediği idi. Fakat bu kadmda romanesk bir hayat geçirmek arzusu, mübrem bir ihtiyaç teşkfl ediyordu. O, bu Oıtiyacı tatmin için, zevk için yalan söyItiyorda. Mata Hari, Odeon tiyatrosunun meşhur müdürü Antoine'a karşı açtığı bir dava yüzünden bir defa daha dillere düştü. Antoine bu macerayi şöyle anlatıyor: «Şükru Ganem ismindeki Surye'tinin Anftar piyesini oynıyacaktık. Bu eser için bir Hint'H dansöze ihtiyaç vardı. Mata Hari'yi tuttuk. tstediğimiz o olmamakla beraber o kadar güzeldi ki dayanamadık. Bir kaç gün beraber çahştık. Hayatım da bu kadar belâlı artist görmedim. Kadın, şöhretine rağmen, Hint danslarını bilmiyordu, öğrenmek te istemiyordu. Vaktimiz olmadığı > > deÇn ğiştiremedik. tlk temsili MonteCarlo'da verdik. Oradan dönüşte Mel Nopierkovska'yı onun yerine ikame ettik. Bunun üzerine o da benim alehime dava açh ve davayı da kazanarak 4000 frank tazminat aldı. MonteCarlo'da iken bir Alman casusu olan, Saracco ismindeki bale Keyeti reisi iie senli benK görüştü ğü de nazarı dikkatimi celbetmisti.» Bu tarihlerde Mata Hari, diğer dansözlerin arasında artık eski şöhretini kaybetmeğe başlamıstı. Mata Hari'nm alelâde ve sathî bir dostu olduğımu söyliyen Fransız muharriri diyor ki: •Sİ912 senesinde, Mata Hari'den hiç bir haber alamamıştım. Ne olduğundan da kat'iyyen haberim yoktu. Paris'teki meşhur randevu evlerine gidip geldiğini de bilmiyordmn. Bunu ancak neden sonra, doktor Bizard'ın, «bir Paris hapisaneleri doktorunun hatırah» isimli kitabı çıktıktan sonra öğrenebildim. MataHari, bu randevu evlerinde kendisine sözde bin frank veren adamlar buluyormuş. Bu senenin temmuzu iptidalarmda ondan ansızm bir mekrup olarak hayrette kaldım. Dansöz, mektubunda, büyiik sıkıntı ve müşkülât içinde bulunduğumu söy Hyerek evine gelmemi rica ediyor ve Neuilly'de Windsor sokağında 11 numarada oturuyordu.> Fransız muharririnin kadını ziyaretine ait intibalanm yaztnadan evvel, 1912 senesinde neden ortadan kaybolduğunu izah edelim. Çiinku birbirinin mütemmimidir. Adi fahişelikten san'atkârlığa ve kibar fahişeliğe terfi ettikten sonra MataHari'nin peşinde koşan erkeklerin haddü hesabı yoktu. Şöhret, bu!.. Hanovre sokağındaki umumhaneye düşmeden evvel onun yüzüne bak mıyanlar, şimdi ona bayılıyorlar, bir sözünü iki etmiyorlardı. Bir gün, Mata Hari'yi Paris'te Neuilly denilen semtte hususî bir eve yangel miş görüyoruz. Şimdi kıymetli mobilyalan, muhtesem tuvaletleri, iki yağız at ko şulu arabası vardi. Zengin fakat yash bir fabrikator bir gün Bolonya ormanında ona tesadüf ederek abayı yakmıs, kendini dirhem dirhem satan Greta, bu kart zamparayı çile den çikarmıştı. Herif karısını, ço cuklarını terkederek onu, bir prenses gibi lüks içinde yaşatmağa başlamışh. Yukanda saydığtmız deb * debe ve darat onun yayesinde idi. Fabrikator, Greta'yı Cote d'Azur'e yani Fransa'nm cenup sahillerindeki güzel kOçUk plâjlara götürmUştü. Zevk içinde yaşryorlardı. Fransa'nm Akdeniz sahillerinden Paris'e avdet ettikten bir müddet sonra, bir sabah Neuilly'deki evinde uykudan uyanmış, hetn yatağında kahvalfa ediyor, hem de gazetelere goz gezdiriyordu. Paris gazetelerinde f eci bir haber gözüne ilişti: Âşıkı tevkif edilmişti. Fabrikator »ahte çekler tanzim etmekle maznundu. Çünkii servetini onun uğurunda yiyip bitirmiş ve nihayet iflâs etmişti. Bu sahte çekleri de ona para yetiştirnoek için yapmtş, onun yüzünden kendini mahvetmişti. Simdi gelin, Fransız muharrırile beraber, Mata Hari'nin davetine icabet ederek Neuilly'deki evine gidelim. Muharrir diyor ki: «Neuilly'deki evine gidinee, beni, lüks natnına hiç bir seyi olmıyan, duvarlan çiplak, halılan, kâğıtlan, mobilyalan eskimiş bir salona aldılar. Burada her şey, ev sahtbinin sıkıntı içinde olduğunu gösteriyordu, Mata Hari yanıma geldi ve hemen bana dert yanmağa başladı. Çok zengin bir âşıkı, onu terketmlşti, bütün mevcudunu yemiş bitirmiş, artık bes parasız kalmıştı. Merhametsiz alacakhlar, her taraftan kendisini tazyîk ediyorlardı, bütün kalan eş yasına da haciz koyduracaklardı. Başta evi olmak üzere, elinde kalan ne var ne yok hepsini satmağa karar vermisti. Bunlardan eline biraz para geçeceğini ümit ediyordu. Kendisinden baska kknseyi bindirmiyen Cacatoes ismindeki temîz kan atmı, kristal takımlannı, birinci impara* torluk tarzmdaki kahve takımını hep birer birer bana göstererek para edip etmiyeceklerini sordu. Bunların çogu zevksiz çeyler olduğu için alınırken para etse bile satıhrken kıymetleri yoktu. Bu mülâkatimızda, hiç lüzumu ve münasebeti olmadığı halde, kendi • sine sorulmıyan seylerden bahsetmek ve durup dururken yalan söylemek hususundaki ebedî iptilâsına kapılarak hayasızca bana şu sözleri söyledi: (Mdbadi var) tst&nbul 933 senesini oldukça neş'eli bir sekilde karsılamıştır. Yılbaşı münasebetile Beyoğlu'ndaki bütün büyük oteller, barlar, dansing ve gazinolar tarafmdan eğlenceler tertip edilmisti. Mağazalar da eski sene ile yeni senenin birleştiği bu gece şerefine tenvirat yapmış Iardı. Beyoğlu'nda sokaklar, her köşeyi dolduran çiçek sergileri ile adeta birer bahçe halini almıştı. Saat ondan itibaren eğlence yerleri dolmağa başlamış ve halk şafak söküncüye kadar buralarda eğlenerek yeni seneyi tes'it etmiştir. 333 senesînin ilk rutubetli ve bulutlu sabahi Beyaglu caddelerinde başlarmda kâğıttan külâhlar, ellerinde oyuncaklar dolu çiftleri bulmuştur. Istanbul tarafına giden ilk tramvaylar eğlenceden dönen halkı taşımıştır. Zabıta bu gece için, sükun ve intizamı muhafaza maksadile tertibat almış, sokaklara devriyeler konul muştur. Evvelki gece senenin en çok icki içilen gecesi olduğu halde tnühim ve müessif bir vak'a zuhur et memiştir. Yılbaşı gecesi eğlence yerlermde nazari dikkate çarpan bir nokta da iktısadî buhranın tesiri olmuştur. Büyük veya lüks bar ve lokantalara gidenler bile gayet az masraf etmeğe itina etmişlerdir. Şampanya açtıranlar parmakla gösterilecek kadar az olmuştur. Ikinci derecedeki eğlence yerlerinin sahipleri bunu düşünerek fiatlara bir kaç misli zam yapmak suretile kâr teminini tercih etmişlerdir. O kadar ki buralarda küçük bir kadeh yerli likör 250 kuruşa, 60 kuruşa olan yerli bir şise şarap 600 kuruşa, bir portakal, bir mandalina, üç elmadan ibaret bir tabak yemiş 700 kuruşa satılmıştır. Eğlence yerlerindeki bu ihtikâr yılbaşını neş'e içinde geçir • mek îsiyenlere bittabi pek tuzluya malolmuştur. Yılbaşı münasebetile şehrîmizdeki ecnebi bankaları, müesseseleri ve mektepleri üç gün tatil yapmıslardır. Haseki inanılmıyacak bir hâdise i ^Mübadele Nisa hastahanesinde \ Komisyonu mll ? Fransızca nüshamızm heyeti tahririye mödürü Fuat Abdüsselâm Beym refîkası şırpençe çıkarmış ve gorülen lüzımn üzerine geçen perşembe günü Haseki Nisa hastanesine yatı nlmıştT. Hastaya orada derhal icap eden ameJiyei cerr^b've yaptlrrus ve ertesi sabhtan itibaren de yarasmm pans'.manma ba«lanmıştır. Son pansımanda canı pek yanan hasta, ertesi günü (dün) kendisini muayeneye gelen hastane doktoruna gene dünkü kadar ızhrap verecekse panstman yaptırmıvacağını söylemiştir. Hastanm fıa'et' ruhiyesini bilmesi ve ona sözünü dürüsti ile detnl, hilmü mülâyemetle dinletmesi cümlei vezaifinden olan doktor bey «mademki öyledir; karşi yataktaki hastaya pansıman yapacağım. Siz dışan çıkmız!» ll emripi vermis, iki gün evvel ameliyat olan hasta koridora çıknuş ve orada kfndisine içeri girmM< musaadest verrümesine intizaren iki saatten fazla ayakta beklemiş, nihayet bayılarak yere dnsmüştür. Şimdi vaziyet şodur: Bir hasta, haklı, haksız, panstman yaptırmadı • gmdan dolay. odasmdan dısan atılmışhr. ve yarası vüzüstü bnakılmıs br. Bir hastanm bir şehir hastanesmde bu muameleye maruz kalman, bizi, bthakktn, derin derin düsündürecek mahiyettedir. Bir dokfonm bir h**taya ne *elcilde muamele edilmesi lâzım geldipıni herkesten iyi bilmesi lâzondır. Biz burada bunu degil, bir şehir mSessesesinde bir kidın hastaya karsı yapılan bu hareketi m^nılmıyacak kadar garip, ağn ve yersiı bulda$umuzu söylemek isrivoruz. Haseki Nisa hastanesinin doktorlan hastalanna daha iyi tnuanvle etmelîdirler. Hususî hastaneye vereck parast bulunnuyan bir hasta bu ikt'darsulığı yüzünden itilip kakılmıya hak kazannus olmaz. Sehir halkı kendisine umumî hastanelerde de husu«î hantanelerde olduğu kadar iyi bnkılması. nazik ve şefkatli davranılma'i için bu müesseselere para veriyor, diyoruz. İki hükumet alti aylık daha tahsisat veriyor Ydbaşı münasebetile bir kaç gün tatfl yapan Muhtelit Mübadele komisyonu yanndan itibaren tekrar mesaisine devam edecektir. Bir ay evvel konvsyona ait isler hakkmda hükumete izahat vermek ve yeniden tahsisat temin etmek üzere An • kara'ya giden başmurahhasinmz Şev • ki Bey çarşamba günü şehrimize dönecektir. Alâkadarlara geTen malumata göre Türk ve Yunan hükumetleri, komisyon için yeniden alb aylık tahsisat verilmesini kabul etmişlerdir. Tahsisat tesrini sani nthayetinf'e bittlşrî cîhetle mübadele komisyonundaki murahhas ve memurlar kânunuevel maaşuu almışlardır. Yeni tah sisatm itası geciktiği için kânunusanî maası henüz verılememî'tir. M^amafih, başmurahhasunızın avdetinden sonra tahsisat emrinin geTeceei ve maaşlann verüecegi sövlenmektedir. Muhtelit Mübadele komîsyonunun perşembe günü umumî bir içtima yapması ve bu içthnada tahsisat mes'elesinin ve hakeme havale ediien muhtelrf ihti'âflı is'erin mevzuu bahsolması pek muhtemeldir. Teknik bürodan sonra îst?nbuFH'ki alhncı tâh" komisyonun da tasfiyesi bitmek üzere olduğundan komisvonun bundan sonraki mesaisi yalnız iki hevet arasmda mevcut bazı emlâk mes'eîe lerinin halline inhisar edecektir. Sahîpleri ve hukukî vaziyetleri üzermde ih tflâf h»«l oîan bu srM emval ve em'âkin hakikî vaziyetlerînin ve mutasamflarmm tesbiti isinin daha üç dört ay kadar süreceği tahmm edilmektedir. Türk veYunan murahhasiarı bitaraflann hakemKğme havale edPmis ol»p bu îhtilâflar üzermde kendi noktai nazarla • rmı ihtiva eden müdafaanameîeri ko • misvon rivasetine tevdi etmişlerdir. Belediye memurlarına yapılan ikrazat Belediye memuriarma Esnaf Ban • kası tarafmdan bir, ve Teavün sandiğı tarafmdan da iki maaş nisbetinde ik • razat yapılmaktadır. Bu mSesseseler • d e n btrUnJcrı |icuo cJ^» »^».»»....~ I . Doğru değîl mi ? Bir batında 3 çocuk Konya doğum evinde vaz'ı hamleden bir hannn ikisi kız, biri erkek obnak üzere uç çocuk dogurmuştiır. Çocukla • nn Sçü de sıhhattedir. Terkosu Belediye İdare ediyor Bugün şirket merkeziîde bir ziyafet verilecek Terkos şirketi dünden itibaren Belediyenm nezareti altmda idare edilmege başlanmifhr. Gerek devir muamelesi ve gerekse senebası münasebebie dün şirket hesabatmm rüyet ve tasfivesüe i» b'gai edilmistir. Belediye Fen tşleri Müdürü Ziya Bey de dün şirketin BeyoğIn'ndaki merkezine giderek mesgul olmuştur. Beledive tp«"»fın^"n tayin edîlecek murakıplar bir iki gune kadar tesbit olunarak işlerine başlıyacaklar • dn*. Şirketin Belediveye srecmesi vesilesile busrün saat dörtte Belediye tarafından »irket merkezmde bir çay zfva • feti verilecektir. Bu ziyafette Şehir Meclisi azalan, Belediye ve matbuat erkâ • nı hazır bulunacaklardır. Şebekenin tevsi ve ıslahı hususunda hazırlanan pro • jelerin de bir an evvel tatbikma başlan cu ödenmeden diğerinden borç para verUmemesi alâkadarlara büdiril miştir. Belediyede yeni tayinler Belediye muhasebe müdür muavin • ligine tayin edüen NaS Beyden inhilâl eden varidat müdürlüğüne Beyoğlu muhasebecisi Gani, Beyoğlu muhasebeei ligine masraf şubesi müdürü Arif ve masraf şubesi müdürlüğüne de muva zene şubesi müdür veküi Cemal Beylerm tayinleri takarrür etmiştir. Bursa'da sebze hali Bursa'da Deveciler mezarlığında Belediye tarafmdan yaptmlan asrî sebze hali bitmiştir. Buraya halden baska bir de hangar yapılnustn*. Halin ve hangann resmi küsadı bu hafta içinde yapılacaktar. Bundan sonra sebze ve meyva artık baska yerde toptan satılmıyacaktnr. kişi ile biz birden sabaha kadar kalanlar saat altıda buraya geliriz. Bizim yukanda yatakhanemiz, yemekhanemiz, istirahat salonumuz vardır. Bire kadar beklîyecek dört kişi çahşırken biz iki arkadaş oturur, yemek yer, uyuruz. Biz çalışırken de onlar otururlar, yemek yerler veya uyurlar. Alta haftada bir hafta yalnız geceleri nöbet bekleriz. Beş hafta işimiz gundüzleridir. Perşembe, cumartesi, pazartesi günleri çok mükâleme olur. Telefonun en az kullanıldığı gün salı günleridir. Fakat bu tasnif tabii zamanlar içîndir. Bir yangm, bir cinavet, mühim bir kaza vaziveti deşiştirebilir. Geceleri kimler mi konusuyor? Bunu biz bilemeyiz. Burada şimdi her şeyi makine idare ediyor. Eskiden, yani otomatik tesisattan evvel böyle bir sual sormuş olsaydınız, size gazetecHerle, doktorlar ve polis memurlan derdim. Tabiî bir mükâleme 1 • 2 dak<'ka sürer. Fakat bunun yanm saat, üç çeyrek ve hatta bir saat sürdüğü de vakidir. Bu kadar uzun konuşan kimler, diyorsunuz? Kimler olacak, âşıklar ve sahoşlar. Matmazel bn otomatik tesisat telefonculuğun, telefon muhabere memuresi olmanın zevkini kacırmadı mi? Biz eskidenberi mü^terilerin mük?!emelerini dinlemekten memnuuzdur. Maamafih bu söze do?radur desek bile otomatik telefonun büyük faydasını gene inkâr edemeviz. Nedir, bu fayda? Telefon memurelerini gazetectlerin dninden kurtardı. tçeriden makinelerin sesi geliyor. Otomatik makineler binlerce ki<inin istediği numaralan buluyor ve binlerce kisiyi ^»n'erce kisi ile görüSt'irüyorlar. Bitirdinîz m>? Bn numara muvakkaten kapalıdır... Merkezin saat i ikiyi iki geçiyor efendim. CEVAT FEHMİ Ceza zabıtfarı hakkında bir karar Belediye eezalan îçin tuhıîmakta olan zabık varakalan ekseriya noksan tan • zim edilmekte olduğundan mahkeme • lerce iptal olunmaktadır. Zabıtlarm tam olarak tutuhnası hususunda alâkadarlara emir verilmiştir. Sıhhat cözdanı almayan garsoniar Geceleri bizi kimler bekliyor? Bir kısım garsonlann elân sıhhat rs>tdanı almadıklan anlasılmısbr. Bunlann sıkı bir teftise tâbi tutularak tecziye^eri için zabıtai be'ediye memurlarma teb • ligat yapılmışbr. Maaş verildi Defterdarlık dün memurlann kânu nusani maaşlannı vermistir. Yerli mahsu!âtımız ve hastanelerle mektepler Hastane ve Ieylî mektepler gibi mü • essesatı resmiyede üzüm, incir, fındık, zeytinyağı kabilinden yerli mahsulâtı • rmzın kullanılması hususu alâkadarlara tebliğ edilmistir. Bugün Kadınlar birliği tarafmdan Halkevinde bir konser verilecektir. Kon serden evvel doktor Kâzım Refik Bey kanser hakkmda bir konferans vere cektir. Osmanlı Bankasma Dair bir rivayet 20 sene tero.lidi mi teklif edildi ? Dün, karsı mefailde, Paris'te, sabık Maliye Vekflimiz Saracoğlu Şükrü Beyle hâmiller vekilleri arasında Osmnnlı borçları mîizakere'sri cereyan ederken Osmanlı Bankasının 935 senesinde ni hayet luVacik mud^«»»'nin yirmi sene temdidi için bazı teklifler yapı'mış olduğu hakkmda bir rivayet deveran et • mf!»e başlamıştrr. Bu mes'elede en salâhîyettar zat olmak itibarile Saracoğlu Şükrü Beve müracaat ettîkse de, rahatsız olduğu inn ke''!vetin fqrl'U:n*> îr"VAn btı'amad'k. Saracoğlu Şükrü Bey rahatsızhğı devam etm^V»» o'd'ls;i'i'lan Ankara'va hareketini bir iki gün daha tehir etmiştir. Z'raat mGdiriyeti fidan istiyor Vilâvet Ziraat müdiriyeri geiecek «eneden itibaren baŞcılık ve saire ile daha fazla mesgul olmak üzere fazla fidan celbi için alâkadar makamata müracaat etmiştir. Kadınlar b'rlığinîn konseri isnân suilstimali tskân suiistimali hakkındaki tahki • kat Devlet Şurasmm karan veçhile ikmal olunmus, Şuraya iade edflmişth*. ihtikârı tetkik komisyonu İhtikân tetkik komisyonu yann Vi • lây«t Mektupçusu Osman Beyin riyasetinde toplanacaktır. Adana'nın kurtufuş günönde önümüzdeki perşembe günü Ada • na'nın kurtuluşunun yıldönümüne te • sadüf etmektedir. Bu münasebetle Toros Gençler birliği tarafmdan Halkevinde bir içtima yapılacakhr. Utanbul'da 40,000 arsa ve 140,000 bina mevcut olduğu anlaşümışhr. rıı Avropa şehirleri fle k'ontışraran makineler < Birinci sahtfeden mabait ) Kalın, kuık sesli bir zfl hemen hennmaralannj cevirdiğiniz vaktt karşmımen hiç durmamacasma ötüyor. tste«a çıkan mahnazellertn odan> dflderi numarayı bulamıyanlar, şehir tld ffenç kız makme basında nobet harici yerleri istiyenler, telefonlannın bekliyorlar. Her saniye yeni bir talep, bozukluğundan şikâyet edenler konuşuher saniye yeni bir sikiyet, her saniye yorlar, konuşuyorlar, konusuyorlar. yeni bir soal. Gece saat birden sonra muhabe ArmdiRinn tramara, rehberin 177 ind sahifesindedtr, efendim... An re memuresi olarak yalnız iki kisi kaLfeara ile mi komısacftksıntz ? Numaranız ra Gündüzleri tam kadro çalışır. Dokaç? Kapatın biz »izi aranz... ü c dakuzdan bire kadar da dört ki;i bekler. kika bittL devam edecek misiniz? Bu dokuzdan bire kadar bekliyen dört Umumî hapisanede başhekim doktor Ibrah''m Zati Beyin himmetîle açılan mahkumlar dershanesi muvaffakiyetle çahsmağa devam ediyor. Bu hamiyetli doktorumuz mahpuslara okuma, yaz • ma öŞretip az da olsa îrfan asıTıyabil mek için hakicaten vüksek bir gayret ve fazPet göstermekte, derslere de vam eden mahkumlsra veni yajı, kıraat, hesap ögretflmektedir. y hı k © mm @ o Umumî hapisane meklebi Şehfrde kaç bina var? Darülfünun mezun ve müdavuni Erzurum'lu gençler tarafmdan bir birlik tesisine karar verilmiştir. Bu münasebetle cuma günü Halkevinde bir içtima yapılacak, birliğin esasab tesbit edilecektir. D a r ö Df ü m y n <dî a Erzurum'iu gençler birlik yapıyorlar Evkat cetveli 5 Ramazan Pazartesi 2 kânunsani 1933 'rnsak I .47 • Vasati j İ İ 12 : Tulu 2,35 7,26 O*!e 7,2ö 12,18 Ikınd 9,47 14.39 16,51: 5,39