n.ttnunuevveı >« Cnmhtmyet SON TELGRAFLAB î Amerika 98 milyon dolar alacak topladı Kongrede fikir değişiyor, uzlaşma temayülleri baş gösterdi Vaşington 17 ( A . A . ) Amerika hazinesi, harp borçlan namile medyun bulunulan 123 milyon dolardan 9 8 müyonunu alımştır. 15 kânunuevvel taksitini tediye et • miyen raemleketlere karşı hiç bir husumet huıi izhar edilmemiştir. mış ve müzakeratın tekrar açılacağına delâlet etmekte olduğu suretinde tefsir edilmiştir. Füvaki M. Claudel, M. Stitnson ile uzun müddet göriişmüştür. Her şey kongrenin ittihaz edeceği hattı harekete bağlıdır. tsimleri geçen 3 âyan azasının hattı bareketi, kongrenin uzlafmağa temayiil etmis olduğunu göstermektedir. Olçülerimiz değişirken Arşın ve okka, ezanî saatle beraber kalkmalıydı: Çünkü zamanı ölçmek için ezanî saat ne kadar iptidaî ve kurunu vustaî bir ölçü ise, uzunluklan ve ağırlıklan Ölçmek için de arsın ve okka öyledir. Ezanî saat zamanında «geç olsun da güç olmasın» derdik; bir mütefekkirimiz bu atalar sözünü tersine çevirdi: «Güç olsun da geç olmasm!» Arşm ve okka devrinde «Bağdat orada ise arşm burada!» diyoruz; metro ve kilo devri gelince «Amerika orada ise metro burada!» diyeceğiz. Fakat her şeyden evvel tefekkür ölçülerimizi değiştirmeliyiz. Mesafe ve zaman ölçüleri ikinci derecededir. Nitekim, «cgüç olsun da geç olmasm» prensipini anlıyabilmemiz için ezanî saat Ieri kaldırmak kâfi gelmedi. Tefekkürümüzün ölçülerini de de ğiştirmek lâzım. Her türlü Ölçüsüz hareketten kurtuluşun çaresi orada. P.S. •« Bana Kalırsa Ağaoğlu Ahmet Beye cevap Demokrasi bahsi ve bir küçük hesaplasma Demokrasi mevzuu oyle bir bahistir ki, orada «mücerret ideal» 0e «içtimaî realite» birbirine karutr ve demagoji fle ilim araştırmasuun hududu birbirinden kolayhkla aynlamaz. Çünkü cmücerret ideal» üstünde soz soyliyebilmek için, taşkm bir his ve ruh heyecanı kâfidir. Bu his taşkmlığı bizi, toprağm baglanndan ve cemiyetin çamurlu davalanndan çeker kurtanr. Ondan sonra rehberimiz sadece heye • can, yahut sadece bir aldanmak ihtiyaa oldukça, ruhumuzdald terkip kabüiyetinin btze yaratacağı ideal eennet • lerin haddi ve hududu yoktur. Bunun için dir ki demokrasi bahsmda, en artakaimıs bir liberalle, en ih tilâlci bir sosvalistin, en kavit ve şartsız bir anarsistra yanyana dolastıklannı görürüz. Çünkü demokrasi, harcıâlem tarifile, «fert hürriyetmm kemafi ve beser kabiliyetfnin azamî ve mutevazin inkişafı» değil midir? Şu halde zaten bu< tün cemiyet mücadelelerinin ideal hedefi de bundan baska bir sey mi? Kotu devirlerden cemiyete miras kalan fu zuli tahakkümlerin tasfiyesi, fertlerin fertler, smıflarm snuflar, mflietlerin milleter Sstündeki tehakküm ve istismar nizamnun kalkmast, adaletsiz cenuvet kavrtlarından knrtanlmış «mnkaddes ferd» in, ahenkli bir hak ve adalet nî zamı içinde kemalini bulusu... v. s.. v. *.. Eh, bütün on sekiz ve on dokuzuncu asrtn fiiântropik edebiyatı kadar «harp ve sulh» incfli ( 1 ) , Ausust Bebel'in «Müstakbel Cemiyet)» i ( 2 ) ve niha yet «Das kommunntische Manifest» in bütun ruhu ve Rtanası da «msanm bu nihaî kurtulusu» ideaiini terennSm etmiyorlar raı? FüântropSc edebiyatm, de mokrasi âsddığmı kendisine mezhep kılmıs, kendisine inhisar ettirmis gibi g3steren mürai simasma rağmen, anarşistler «ileri teknigi» ve sosyalistler de «sınıfın kaldıralım derken, hedef tuttuklan cemiyet nizarnı, din ve dünya salta nahnın adaletsiz tahakkümunden kur tulmuş hür bir cemiyet nizamı defil midir? Manastm buhnamıs, kayit ve şartlan tebeliSr etmemis, hulâsa ve istiare edilmiş bir miicerret heyecan şeklmde yaşıyan bir istiare edilmis demokrasi âsıklığı, bizde de, AgaoSlu Ahmet Beyin şahsmda eezbeli tecellisini bulnrastur. Fakat, ta Eflâtun'danberi utopistle rin (yani havalcflerm) Demajoglarm Tyani avamfiriplerin) hulâsa, kutleyi ya avutmak, ya suraıek mevkiinde ka lan her nevi nazariye rehberiermîn elinde adeta bekâreti kaybolan bu mücerret ideal âsıkhğınm, «tnkılâp ve Kad' ro7> da, sert bir tenkidi ve millî kurtu luş hareketimizin mutalanna gore manal^ndmluı vardır. tste Ağaoğlu Ahmet Bev, bu sert tenkit ve bu çınlak manalandırma karsısmda, mukaddes itikatlan zedelenen bir mümhı tehevvfirile eofuvor. «Mukaddes fert», «beşerî tesanüt», «Av rupa eemiyetinin mes'ut mansarası» jribi şeyler bu vesiie ile de Kadro'nun yBzüne ve karilerin önüne atılıyor. Yalnız Ağaoğlu Ahmet Bey değtl, bütün mucerret ideaKstler, önlerinde cemiyetin sert kanunlan çarpıstığı ve mevzu karıshğı zaman, ruhlarmm sü • kununu daima, cemiyetin sert kanun larmm inkâr edilisinde bulmuslar ve filântroDİk bir eda ile kendi ruhîannda yarattıklan ahengî bize cemiyetin hakikî minzarası srfbi vernruşlerdir. Bunun için Ahmet Bevm bu vesfle fle de bize açtıgr «mukaddes fert» ve «beşerî tesanüt» münakaşalanna burada geniş bir yer vermiveceğiz. Çünkü bu münakasalar, bizzat bu mefhumlan Asaoğlu'na hediye eden memleketlerde bile artık nihayete ermis ve millet menfaati, her yerde hütta bizzat demokra sînin vatanı olan tngiltere bile ( 3 ) ferd>'n menfaatlermm zübdesi ve mümessili gibi salyılmağa baslanmıstır. Binaena • leyh burada Kadro'nun bu mefhum hakkındaki telâkkisini bir kaç cümle ile hulâsa ettikten sonra Ağaoğlu Ahmet Beyle «bilhassa bir nokta üzerinde hesaplaşmağa» çahşacak ve kendismin ba noktada bize sordnğu suale cevaplan neler? Sizin, bunca yıllık kibarlığınızdan beklenir mi hiç? Alacaklıyı, anlamadan, dinlemeden, ona arka çıkıyor... Çünkü o da ala • caklı!... Evet, süthala Ayşe Hanım, rahmetlinin mirasmdan, terekesinden mahrum mu bnrakılacak? Misafir odasma girdiğim zaman, biri pencerenin yamndaki koltukta, biri aynanm sağındaki kanepede oturan iki adam, ayağa kalkar gibi yerlerinden yan kımıldandılar. Koltukta oturan, büyük amcamın torunu Bekir Beydi. Kendismin herkesten ayn tutulmasmı istiyen ve bunu bir hak tanıyan bu hotkâm akrabanu sevmem. Fakat evimize kadar geKp bizi araması koşuma gitti. Ajnanın sağındaki kanepede oturan gözlüklü adama, başımla selâm verdim; Bekir Beye samimiyetle elhni uzattım. Bekir Bey, bana, sitemli sitemli bakıyordu: (JSabadlvor) mızı vereceğiz: Bize gore Demokrasi mefhumu, ideolojik esaslannı parça parça tarihin de rmliklerinden almakla beraber, onun bir içtimaî nizam haEnde teazzuv edişi, on dokuzuncu asrm îşidir. Vakıâ, felsefî bazmı on sekizinci asrm ikinci nısfmda yapmakla beraber mucadelesmi ve ta azzuvunu on dokuzuncu asırda bittren bu nizam, o vakittenberi gittikçe mürek • keplesen ve hatta bir çok memleket • Ierde, bizzat cemiyet bünyesini inhilâle sürükliyen bugünkü içtimaî münase betlerin nâzmu ve çerçevesi obnaktan çıkmıştır. Çünkü dikkat olunursa göriilür ki, Avrupa eemiyetinin bir iktısat bir de ona sıkı sıkyıa bağlı olan ve ondan aynlamryan siyaset nizamı vardır. Geçen asrm iptidalarmdanberi bu iküsadî bünye esaslı tehavvüller ve istihaleler ge • çirmiştir. Basit manifaktür mahiyetinde olan iptidaî şahsî sermayedarlığa, daha sonra anonim sermayeye, truste, kon • sern'e ve hulâsa finans sermayedarlığına istihale eden bu nizam, bir taraftan inkişafmı yaparken, diğer taraftan anti • tezlerini ve reaksiyonlanm da vermek ten hâli kalmamıstır. Binaenaleyh iktısat bünyesindeki bu tahavvülün, cemiyetin siyasî hayahna da aksetmemesi ve binnetice sivasî demokrasi mefhumunda da îstihalelere imkân vermemesi gayrikabildi. Çünkü îivasî demokrasi. Avrupa'd»ki muasnr iktısat münasebetlerinin, yani liberal ve ferdiyetçi kapitalizmin hukuk ve devlet bakımmdan gelen ifadesinden baska bir şey dejrfldir. Bu itfbarla kapitalizm, kendi bönyesinden tezatlarmı verdikçe, sivasî ni zamda da, yani, demokrasinm ideal mefhumu ile bu tezath nizamm icaplan arasında da aynltk basiamtsbr. Bu ay • nhk nihayet kapitalizmin iktısat bünyeslnde liberaÜzmden nlânlı iktısada, ve siyaset bünvesinde de, fert hiirriyetin den millet hürrivetine varan diyametral bîr kevfivet değismesîne müncer olmustur. Nîtekim bugün de, liberal ve fer • diyetçi rejim nerelerde kuvvetli ise, klâsik demokrasi oralarda tutunabilivor ve hangi mem'eketler liberal ve ferdi yetçi kaoitalizmi kendfleri için bir hedef tutuvorlarsa, klâsik demokrasi oralar da bir mefkuredir. Binaenaleyh zamanımızda demokrasi, bizzâT âemokrasinin vat?nı olan tngiltere'de bile tasfiyelere uğnyan iiberal ve ferdivetçi kapitalizmin mukad derahna tâbi olarak sönüyor veya kuvvetleniyor. ©ÜNÜN AK SLERi Niçin okumuyoruz? Geçenlerde Diyarbekir'den bîr mektup almıştım, kitapçılardan şikâyet mektubu... Meğer, bu mevzuun dertlisi ne kadar çokmus... O gündenberi, her akşam üç dört şikâyet mektubu ah yorum... Işte bir kaç tanesi: Muallim Cevat Bey diyor ki: [ömrü Anadolu"da geçen bir gen cim. Sevdiğim iki şey var: TalebelerİE ve edebiyat... Fakat, edebiyatın daha] çok halk ruhundan kopan parçalan hoj şuma gidiyor: Dertli gibi, Bayburt'lul Zihni gibi... Bu isimlere ait bir kaç] koşma ezberimde ve defterimde vardır. ] Fakat hepsi o kadar... Kendi kendimej sorar dururdum: Acaba niçin halk şairlerimizin eserlerini toplıyan. basan yok diye... Ne kadar yanılraıçıml Meğer, Köprülüzade Fuat Beyin: Erzu <* rum'lu Emrah, Pir Sultan Aptal, Ka yıkçı Kul Mustafa isimli bir kaç eseri; Pertev Naili Beyin Köroglu destanı isimli bir cildi, Sadettin Nüzhet Beyin Karacaoğlan, Halk şairleri isimli iki kitabı varmış. Varnıış ama, ben bunlan tesadüfen elime geçen bir makalenin mehaz notlanndan öğrendim.] Fransa borcunu ödiyecek mi? Nevyork 17 ( A . A . ) Vaşmgton'daki gazete muhabirlerine nazaran, Amerika Harictye Nezareti siyasî buh • ran biter bitmez Fransa'nm tediyatta bulunacağı baberini almış olduğundan M. Hoover, ecnebi memleketlerdeki ahval ve vakayiin inldşafının âcil bir harekette buhınmağı istilzam etmemekte olduğu fikrindedir. tkinei Leh notanna eevap Varsova 17 ( A . A . ) 15 birinci kânun taksitinîn ödenmesi mes'elesi hakkındaki ikinci Leh notasına Amerika hükumetinin verdigi menfi cevabm bu sabah geldiği haber alınmıştır. Romanya alacaklarını tdmıyor Bökref 17 ( A . A . ) Romanya hS • kumeti, sark tamiratma ait olan ve 15 birincîkânunda müddeti biten moratoryomun 6 ay daha temdidine razı olduğuna beynelmilel tediyat bankasma bndirmistir. Bıma mukabü Romanya, tngHtere ve Fransa'ya yapman l&znn gelen tedi yatın tecfline bu îki hükumetm muvaf akatini temin etmijdr. Amerika'da fikir değisiyor Vasincton 17 (A.A.) M. Reed fle M. Borah, soz almaktan vaz geçmişlerdir. M. Harrison, ahval ve vukuatın seyrinden Fransa fle Amerika arasmda otedenberi mecvut olan dostane roünasebata devam edflmesmi ömit ettirecek tebeddüDer hâsıl obnuş olduğunu soylemiftir. Ba beyanat, heyecan uyandır Hukuk Faköltesinin konferansları Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyetinin tertîp ettiği konferanslardan ikincisi pazar giirrü saat 16,30 da Darülfünun konferans salommda hukuku utnumiyei düvel muderrisi Ahmet Resit Bey tarafmdan verflecektir. Mevzını: Beynehnflel vesayat al tmdan çıkış (IraVm tam hürriyet edinmesmi ve Cemiyeti Akvama gir mesi münasebetile) dir. Bu konferansa butiin âli tahsü ve îite gençligi hukuk talebe eemiyeti tarafmdan mektupla davet edilmiştir. Ve bundan sonra kariim bir çok sualler sıralıyor: Değil mi? Değil mi? Değil mi? Değil mi?. tkinei mektuba geçelim. tsmail Fuat isimli bir kariim yazıyor: [Faruk Nafiz Beyin eserlerini toplamak istiyordum. Babıali'nin meşhur bir kitapçısma yazdım: Bana, Çobançeş • mesi, Suda Halkalar, Dinle Neyden, Canavar, Bir ömür Böyle Geçti isimli kitaplan gönderiniz diye... Hepsi geldi, fakat sonuncusu gelmedi. Sebebini sordum, cevap yok. Bir daha sordum, gene cevap yok. Üçüncü mektubum taahhütlii idi. Şu cevap geldi: «Bir ömür Böyle Geçti isimli eseri göndermedik. Çünkü, bu eser yeni bir kitap değildir. Diğer eserlerdeki manzumeler bir araya toplanarak basılmıstır.» Memnun ol dum... Fakat, bir gün elime geçen kitaptan anladım ki, kitapçınm iddiası fena bir rekabet hissinden başka bir şey değilmiş!] Çin tekrar harbe Hazırlanîyor! Mançuri hududunda tahşidat yapılacak Londra 17 (A.A.) Nankin'den bildirfliyor: Koo Mînotang'in 3 iineS konferaıutma baslıca 7 moraMuua, Mançnri vakayiî dolayuile Çin'in kaybettigi araımi nflk fmatta istirdadma imkân hastl olabi • leeeği surette Mançuri hududu boyun • ca tahsidat Yagıhnasım tavaiy* eden bir karar kabol etmişlerdir. Karar suretinde bmdan befka Japon etutiasına karşı boyijk rmktarda boykot yapılman için hukumet taraftndan alâkadar makamlara talhnat verilmesi ve Mançuri'dekî Çin gonüDülerine elden geidiği kadar maddf ve manevî müzaberette bulu nulmast iltizam edumekte ve Milletler Cemiyeti tarafmdan Mançuri ihtüafın da tatbfc edflen taaHuTkâr usuHer tak bih olonmaktador. , Litvînof İstihza ediyor! Cenevre'de 10 ay sonra alman parlak netice!.. Moskova 17 (A.A.) Tas* ajansı »ildiriyor; Silâhlan bırakma konfenuMi umumi komisyonunda M. Litvinoff, 5 devlet beyannamesme dah* esaslar hakkında bir fikı'r beyan etmeğe lüzum ve ihtiyaç görmedigtni, çunkâ Sovyetler birliği hukumetinin bu esas ve mes'eleler karsısında aldığı vaziyetin yalnız ştmdiye kadar yaptığı beyanatla değil, fakat takip ettigi siyasetin ve umumî îcraatımn neticelerüe de malum bir eda söyle • dikten sonra istihzah bir eda ile şu beyanatta bdunmastur: « Silâhlan bırakma konferansımn 10 aylık mesabindea sonra flk zanıanIardald teşekkol tarzına avdet ettiğini görduğömüzden dolayı çok memnunuz. Gelecek 10 ay içinde konferansın yeni kayıpiarla karşılasmıyacagını ve mev • cudunü tamamlamak için bugüne ka dar yapılan gayretlere benzer yeni e * mekler sarfuıa ihtiyaç duytamıyacagım ümit ediyor uz.» M. Lkvinof, beyanatına şu suretle nihayet vermiftir: «Günim birmde tamamfle haznlanmu bir mukaveleye imıamın koymak ve mühürlermun basmak için buraya gelmemizm kâfi göriilmesî muhtemeldir.» Afyon maden suyunun tetkiki Hilâliahmer cemiyetine ait Af yonkarahisar maden suyu hakkında tetkikat yapmak üzere Afyonkarahtsar'ma giden mütehassıs Dr. M. Serer diin şehrimize avdet etmiştir. M. Şerer tetkikatmm netîce»ini bir raporla Hilâliahmer cemiyeti merkezine bildirecektir. Bu kariim de diğeri gibi sual çengellerini diziyor: Değil mi? Dejril mi? Değil mi?. Üçüncü mektup... Gönderen, Nişantaşı'nda, İspartapalas'ta Ahmet Halit Bey .. Diyor ki: Emlâk Bankası Taksitleri uzattı Ankara 17 (Telefonla) Emlâk ve Eytam Bankası heyeti umumiyesi bugün tçtima ederek ikrazat taksK miiddetIerini 15 seneye iblâğa karar vermiştîr. Bundan evvel valri ikrazat taksitleri de on beş seneye iblâğ edilebilecektir. Bundan baska bir kinunusaniden HJbaren faizi yüzde 9 buçuğa indirmiştir. Mançur'deki Japon zayiatt Tokio 17 (A.A.) Reamt bir teblige gorc Japonlarm MançurTdeki zayiah 1048 ölü ve 2574 yaraltdan ibarettir. Taralılarm 115 i olmüştur. Seyrisefain istikraz yapıyor Ankara 17 (Telefonla) Seyrise • (aia idaresi, Yalova'da yanan lokanU binasmın yeniden inşast içm «igortadan ümaa bedelden başka bütçesmde 12 bin Kralık munakale yapdmasmt Medisten istemistir. îdare 9 3 2 bötçea açıgını kapatmak îçin bBtçesinm 9 unca faslında karşıldc tnukabiH yapılacak tatikras içm Maliye VekiIetJnm kefaletini mutazammın bir lâyihayı Meclise veraistir. Ba tstikrazla idare daha ax fahuı pa> ra bulroak saretüe istifade edeceğim umît •taıektedır. Eskişehir'de bir kuduz köpek 10 kişiyi daladı Dönkö Mecliste Ankara 17 (A.A.) B. M. Meclisi bugün Reis vekili Hasan Beyin riyasetinde toplanmış ise de ruznamede müzakere edilecek madde bulonmadıgindan per»embe giinii ictim t etmek üsere dağılmıstır. Eskisehir 1 7 Burada kuduz bir köpek sokakta 10 kisiyi uırdı, yaraklar tstanbul'a tedaviye gönderildi. Şehirdeki köpekler öldürülmektedir. Mançuri hâdiseleri Tokyo 17 (A.A.) Rengo Ajansı bildiriyor: Hsinching'den gelen haberlere nazaran, bu ayın on birinden itibaren Şarkî Çin demiryollan münakalâtı tekrar başIamıs, diger hatlar da faaliyete geçmiştir. Bu suretle Mançuri'deki demiryolu münakalâtı tamamen hâdisenin evvelki haline gelmiştir. Çin jenerali Suping • Wen'nin sukutundan beri Heio havalisinde Japon askerlerine mukavemette devam eden jeneral Ma'ntn askerleri de teslim olmnşlardır. Şhnalt Mançuri'de Mançu ko'ya gayrimuntazam kuvvetler bu suretle bertaraf edilmiştir. çarken tereddütle durdum. Süthala Ayşe Hanım, yan acır, yan utanır gibi gülümsüyor: Nurnigâr kalfa, komşuya gitti, beyefendi evlâdım... Misafir beyler, içeridedirler... Bekliyorlar... Misafir beyler mi? Bir kişi değil mi? San irin yüzlü ihtiyar kadm, süku netini bozmuyor: Akrabanızdan, orta yash bir bey de geldfler. Artık sormuyorum. Akraba, ahbap, dost, düşman, hesabı olan, olmıyan, hepsi gelecek... Ve haklannı istiyecekler... Herkes, onlara hak verecek... Daima, onlar haklı çıkacak... Khnse bize hak vermiyecek... Daima, biz, haksız çıkacağız!... Bunu ben, süthala Ayşe Hanımın, sofanm duvarlarmı yalıyan yapıskan sesinin çalımından anlıyorum: A ! Söylenmez olur mu, hanım kızım? Alacaklı bekletilir mi? Rahmetliyi borçlu mu yatıracaksınız? Daha da [Üç dört ay evvel, bir sabah gazetesinde, Asan atika muhipler cemiyeti reisi imzasile bir mektup gördiim. Bu Bu itibarla gerek siyasî, gerek iktımektupta, tzmir ve hinterlandının tarisadî demokrasilerin bünvesinde Avruhine dair nesriyatta bulunulduğu söylepai rejimin esası ve fârik vasfı olan iç , niyor ve geliri az olan cemiyetin ça'ışthnaî tezat ve müstem!ekecilik, yani sı . masını teşvik için, münevverlerimizden mflan istismar ve mflletleri istismar, bir bu kitaplann satın alınması rica ediliaynlmaz unsur olarak kaltyor. yordu. tş bu bakımdan mütalea olunursa göCemiyetin Hükumet konağındaki bürülür ki, demolcrasivi cihan?ümul bir nirosuna bir mektup yazdım ve kitaplann zam saymak, ve cihandaki rejim farklistesini istedim. On beş gün geçti, celannı, şu veya bu milletin, âlemşümul vap yok! Nihayet Vali Paşaya müra demokrasi nizamma inhbaktaki kabilîcaat ettım. Bunun üzerine, cemiyetin yetsizliği gibi tzah etmek, ancak bir göumumî kâtibi listevi gönderdi. Listede renek, ancak bir fikir galatıdır. Klâsik kitaplann isimleri var, hatta neşir tamanasile, demokratik rejim dediğimiz rihleri de var. Fakat asıl bana lâzım şey, sınıfsız ve müstemlekesiz bir cemiolan ?ey unutulmuş: Fiatlan! yet îçin (hatta bu cemiyet meselâ müsTekrar mektup yazıp fiat sorsam, temlekelerinden mahrum kalacak bir gene uzun günler beklemek lâzım geletngfltere dahi olsa) kabili idrak değildir. cek... İstediğim kitaplan bildirditn ve Bu izahlardan sonra, esasen bizim üç lira yolladım. Şimdi efendim, aramfllî rejimimiz olmıyan Avrupa nizadan yirmi prün geçti, hâlâ gözlerim yolmının dahüî tezatları ve e&asen oralarda. Ne gelen var, ne giden! da bir gasp ve bir istismar ifade eden bugünkü hak ve hürriyet msfhumlan üstünde durmağa lüzum görmüyoruz. Bizim idealimiz bizim millî renm'mizdir. Bu rejimde prensinlerimizi bize, bizzat kendi inkılâbımızın mahiyeti ve harpsonu dünyasının dikkate şayan istîkametî verir. Bu sahada ne misale ne ât örneğe •Tıtiyacımız vardır. Bu retim, iktısaden ve sivaseten cü zütam olan, yani ne eski Türkiye gibi müstemleke, ne de muasır demokratik devletler gibi müstemlekeci olmıyan, ileri teknfldi, fakat tezatsız bir millet rejimidir. tlerde daha iyi islemeğe çalışaca&ımız bu noktayı da böylece isaret ettikten sonra şimdi Ağaoğlu Ahmet Bevle bir kScük hesaplasma yapabiliriz. Bu he • saplaşma bize Ağaoğlu'nun demokrasi telâkkisinin nasıl insanî bir nerde arkasında nasıl korkunç bir gaflet gizlediğini tamamile gösterecektir. Izmir'den üç kitap getirtmek için, (yirmi bes gün listeye intizar + yirmi gün kitaba intizar = kırk beş gün sonra gene bir şey yok!) ] Cenupta Kaçakçılık Ankara 17 (A.A.) Birinci kânunun ikinci haftası içinde cenup hududunda gümrük muhaf aza kıt'aIarı tarafmdan parça parça 48 kaçakçı, 37 hayvan yakalanmis, her çe^it gümrük eşyası ele geçhlimistir. BOfçe hazırlığı Ankara 17 (Telefonla) Vekâletter 933 DÜtçesi hasırldclanna devam •unektedirler. Maliye Vekâleti şufeat Sptidasmda bötçejerin tanzumie meş gul olaeakhr. 932 tenen bStçesi 1 martta Meclise verilecektir. Bu kariim de, diğer iki kariim gibi bir çok sualler soruyor: Değil mi? Değil mi? Değil mi? Bugün o sualleri burada sıralamağa imkân yok. Fakat kısaca ben sorayım: Niçin okumuyoruz, anlaşıldı değil mi? YUSUF ZIYA Yunan Maliye Nazırı Atma 17 (A. A.) Maliye Nazırı istifadan vaz gecmiştir. reden büeceksin ki... Beyefendi evlâdım, bilirler. Bu kadtn, sussa, söylemese, araya girmese, bu borç, belki beni bu kadar sinirlendirmiyecek. Peki... Şimdi giyineyim de an lanra... Kapıyı kapatıyorum. Süthala Ayşe Hannmn yapıskan sesi, sofanm duvarlannı yahyor: A, söylenmez olur mu, hanım kızım? Alacakh bekletflhr mi? Rah metliyi borçlu mu yatıracaksınız ? Daha da neler? Sizin bunca yıllık kibarlığınızdan beklenir mi hiç?... Alacak verecek, borç harç, masraf lâkırdısı, bahsi oldu mu, ne garip, derhal insanın cebindeki para, aklına geliyor... Tehlike karşısmda istinat noktası... TipiJMndi! Ytutm: MAHMUT YESARJ fanl bir bey? tsmini, ne için geldigini sonnadımz mı? Kendisi de söylemedi mi? Söthala Ayşe Hanım, hiç sükunetini bozmuyor, dudaklan oynıyan bir manken sankis Rahmetli beybabanızın alacaklı lanndanmısl Müzehher, borcu eden kendisi imif gibi kekeliyor: Beybabamm alacakhlanndan mı imif? Beybabamm, süru sörü borcu olduğunu bilmiyorum! thtiyar irin yüzlü lcadm, Müzehher*e yan yan baktı, ayıplar gibi dudaklarmı ıstrdi: îlâhi kannn kırtm, «en daha cahflsm, aUm ermez; boyle seyleri ne CVMHVRtYETin tefrikan: 23 Bandi've karşı yeni tedbirler Bombay 17 ( A . A . ) Hükumet, Gandi hareketine karşı yeni bir takim tedbirler daha almışhr. Hükumet, Mahatmanın Avrupa'ya seyahatine ve mu i maileyhin hapsediknesinden evvelki si j yasî faaliyetine ah sinema filimlermin gösterilmesini menetmiştir. Halk bu tedbirlerden memnun de ğildir. ŞEVKET SÜREYYA Ceketimi giyerken cüzdanundaki paralan saydım; elli sekiz lira kalnuş... Yangmdan bu kadar kurtulması da bir kar!... Asağida, mîsafir odasmm kapısım a« Ul Anarşlstlerln büyük nazariytrisi Kropotkin'in meşhıır ederi. [2] August Bebel meşhur Alman Sos yalisti. «Müstakbel Cemiyet» mühim eserldir. [3] Meselâ Ingiliz hükumetinin son konversiyon hareketile yalnız bir gunde ve yalnız bir senenin faiz kân olarak İngiliz halkı, 300,000.000 Türk lirası zlyana ügratıldığı halde, bu ziyan İngiltere'nin milll menfaatine uygun olduğu İçin mesru ve muvafık sayılmıştır. Halbuki faiz hesabı kân tam 1950 ye kadar yürütülecektir ki, basit bir hesap, böyle bir konversiyon neticesinde, borcu, İngiltere c'.evleünin değil borç hâmillerinin ispat eder! Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur şeraiti Senelik Altı ayhk Oç ayhk Bir ayhk