'Cumhurîyet Hüsnü niyetimize M. Troçki Dün gece geldi Rağmen İngiliz takımı Avustury a' yı nasıl mağlup etti? Avusturya millî takımının yüksek oyunu Londra'da hayret uyandırdı Mısır ef kânnın teşvişine devam ediliyor (Birinci sahifeden mabaitf açmak istiyen haberlerin evvelee ol duğn gibi bu defa dabi Londra' daa aksetmekte bulunmas'na şaşmamak ta elimizden gelmiyor. Evvelee tahrif edurniş bir teşrifat mes'elesiydi. Şundi de Türk matbuatınm guya Mısır aleyhindeki nesriyatı. Basta «Cumhuriyet» olarak Türk matbuatınm nesriyatı meydandadır, bunda kardeşliti bütun samimiyeti ile tekrar olunan Mısır halkına karsı muhabbet ibrazından başka bir sey ya • pılmamif oldnğu meydandadır. Biz her hangi bir vaziyeti bütün bir dürüstlük ve mantıkla münakaşa et mekten kaçar insanlar değiliz. Evvelki mes'elede münakaşa ettiğimiz mevzu, muharref şekli gene Londra'dan Mısır'a aksettirflmis tamamile musanna bir teşrifat mes'elesi idi. Mısır ile Türkiye'nin arasını açmağa azmetmiş olan gizli ellerin simdi ipliği pazara çıkan eski mes'eleyi bîr tarafa bırakarak ortaya guya Türk matbuatınm Mısır aleyhtarlığı ettği yolunda tezvirat yaphklanna sahit orayoruz. Vaziyeti soğuk kanlıhkla mütalea etmekten baska yapılacak bir sey yoktur. Biz haklannda samimî muhabbet hislerinden baska bir hisle mütehassis olmadığımız muhterem Mısır halkmı iğfal etmek istiyen musanna bir haberi tahlil ederek Mısır efkânnı hatadan sıyanet etmek istedik. Şundi bu efkânn yeni sekfllerde tağlitine çalısıldığı anlasıhyor. Ortalığı kanştırmak isti . yen nifak ve fesada karşı Türk efkân kadar Mısır efkânnın uyanık ve basiretli olmasma ihtiyaç vardır. Bugün için görduğümiiz hakilcî vaziyet budur. >nkara ! î (A.A.) Bagünlerde Muır gazeteleri bazı ecnebi muhabir ierinin verdikleri bavadise atfen, Mısır aotasmda tarziyeden bahsedilmediği halde Türk matbuatına guya cevabî no tasuıda tarziye vermeği reddettiğimizi yazdıklaruıı mevzuu bahsetmekte ve bn haberi asabı'yetle karsılamaktadır. Türkiy<> matbuahnda boyle bir sey neşredilmemis olduğuna göre, Türk ve Mısır gazetelerinin diğer memlekete vürudünden evvel efkâri umonuyeleü tahrik etmekte menfaat bulanlar oldu • ğu anlaşılmakta ve bu tahrikât nazari dikkati calıp göriilmektedir. Vapurda bize mühim beyanatta bulundu (Birınci sahifeden mabait'* Vakh geç ve deniz s»K oldoga için kılavuz Adria vapurunu nhtıma yanas tırmadığ'ndan M. Troçki dün greceyi vapurdaki kamarasmda geçirmistir. Sabık Rus komiseri ba sabah erkenden vapurdan çıkarak Büyükada'daki evine gidecektir. M. Troçki ile beraber rçfikası, oğlu ve iki kâtibi de avdet etmiştir. M. Troçkî dün gece sehrimize mu vasalatmı müteakıo bir muharririmize su beyanalta bulunmustur: « Refikam ve kâtiplerimle beraber bir aylık bir seyahatten dönüyoruz. On gün KoDtnhag'la kaldık. Burada Rus • ya'nın t»srinievvel ihti'âlinin menseine dair halk* bir konferans verdim ve aynca Amerika için 45 dakika süren beyanatta bulundum. Seyahatin üst taraft yolculukla gecmistir. Dünyanın en tabiî şeraiti tahtmda cereyan eden bu seyahatten hepimiz memmmoz. Yalnız Marsilya'da hoşa gHmîyen bir hâdise • vi burada zikrebneden geçemiyeee ğim. Bu hâdise Marsilya'daki mahallî kuvvetlerin fazla issrüzarlıklanndan ileri gelmiştir. Fakat ftalya hukumetinin müsaadesi üzerine, Brendizi • Venedik • VentSmii tarikinden geçtik. Yani Marsilya'daki mes'ele bize Venediğ'i gör mek imkânmı verdi. Türkîve'de bulunduğum müddettenberi bu ilk seyahatimdir. Pasaportu vize etmek müskülâh bir caman bu seyahati muhal kilacak raddeyi bulmuştu. Tü'kiye hukumetinin yardmn sayesinde bu isi kolayca hallettik. Benim Türkiye'de asağı yukan bir mahpus vaziyetinde bulunduğum hakkında Avnı • pa'da çıkarılan dedikoduyu hükumetinizin bu civanmertliği valancı fikar • rmstır. Ben ve bu kücük tefere istirak edenler bunu ortadan kaldırmak için elimizden geldiği kadar çalıştık. Seyahatimiz münasebetile Türk matbuatmda çıkan bazı haberler tekzibe muhtaehr. Kopenha^'a oradaki Rus hukumetinin mümessillerile görüsmek için gittiğim doğru değildir. Boyle bir sey yoktur. Seyahatim hic bir sivasî gaye için değil, hususî sekilde idi. Büviikada'ya dönüyoruz. Orada 931 senesi yangından sonra tekrar tesîs ettlğim kütÜDİıanem ve balık avına art aletlerime kavusacağım. Seyahatimizin hikâyesini ya bir seri makalede, yahut kücük bir kitapta topIıvacağrm. Büyükada'da daha mühîm bir ise b?şlamadan gerecek ilk hafta • lanmızı bu isgal edecektir. Daha mü him is dediğimiz sudur: Benhn ve arkadaslarımın bir müddettenberi uğraştığımız beynelmilel siyasî ve m a l î ^ z i yetm tetkiki mes'elesi btzi daha bir hayli mesgul edecektir. Tabiî 1933 senesînde beklenilmiyen hadîseler olmassa...» Dünya Güzeli tekrar Avrupa'ya gidecek! 1933 Avrupa ve Dünya Kraliçelerine [Bırinci sahıfedev mabait] büyök baloda bulunduktan sonra, Nis sehrine gidecek ve orada yapılacak oîan 1933 Avrupa güzellik müsabakasında, birinciliği kazanacak genç kıza güzel lik tacını giydirecektir. Keriman Halis Hanım, Amerika'ya, Şikago sergisine de davet edilmiştir. Sergide aziz vata ntmızm, dünyanın en güzel kızım da yetistirmiş olduğunu, bütün Amerika'lılara gösterecektir. Keriman Halis, ingilizce ders almaktadır. Şikago'da yalnız güzelliği ile değil güzel sözleri ile de memeket içîn mükemmel bir propaganda yapacaktır. O vakte kadar ingilizce de rnümkun mertebe terakki etmek için büyük bir gayretle çalışmaktadu*. Yeni sene münasebetile Keriman Halis Hanım bir çok imzalı resim talep Ieri karşısında kalmıstu. Paris'te re • simlerini çeken fotoğrafhane tarafından Keriman Hanıma hediye edilmiş olaa binlerce kartpostal tükenmiştir. Son günlerde, Ingiltere'nin en asil ailele • rinden bir genç kız, gazetemizin delâ • letile Keriman Hanıma mektup gon • dererek kendisine Noel hediyesj olmak üzere imzalı bir resmini iatemiatir. Genç kız, mektubunda hayatunızdan eksilen 1932 senesinin en tath hatırası sizin resminiz olacaktır. Mis Türki ve Mîs Üniver demekfedir. Keriman Hanım, İngiliz kızuıa, gazetemiz vasıtasfle büyük ve guzel bir resmini göndermîftir. Yazın Fransa'da iken Avrupa oto • mobil kralı M Citroen tarafından on iki bm lira krymetinde yepyeni bir lüks otomobil tahsis ve müteakıben bu otomobflin kendisine hediye edildîğini yazmıstık. Keriman Hanım, bu defakî seyahatinde de Fransa'da bu otomobille dolasacaktır. Keriman Hanım, 1933 Dünya Gü zellik müsabakası hengi memlekette yapıhyorsa oraya gidip müstakbel Dunya güzeline taç giydireceği için otomobilini ancak bu yaz Avrupa'dan avde • tinde tstanbul'a getirecektir. Bu tali'hi ve güzel Türk km,, ken disini bekliyen üc büyük seyahatten bir muharririmize bahsederkcn demistir ki «Geçen sene müsabakaya girmek için vaki olan tereddütlerimi, hatta son dakika da kaçmak istediğimi düşünü yorum da ya müsabakaya girmeseydhn bunların hiç birini göremiyecektirn diye simdi, adeta, üzülüyorum. Kimbilir, bu sene benim yerime Türkiye Gnzel lik Kraüçesi ofmağa lâytk kaç güzel hemsirem, ayni manasız tereddutleri ge çiriyordur. Beraberce Avrupa'ya gideceğimiz 1933 Türkiye Güzellik Kraliçesinin ben den çok güzel bir kız oîrrası en samimî arzumdur. Avrupa ve dünya görsün ki Türk milleti, üâhî bir güzelb'k kay najhdır. lzmir'de gördüğüm ve görHstügum güzel Türk kizlan müsabakaya girdikleri takdirde Utanbul'daki hemsirelerime ciddi bir rakip çikacağuıa şüphe yok tur. Fakat dünyanm en güzel sehri olan îstanbul'umuzun sinesinde ne guzeller saklıdır.. Elverir ki, bu isin memîekete hizmet ve millî bir vazife oldoğunu dfişunerek müsabakaya girsinler. Tekrar ediyomm: Güzel kardesle • rim, tereddüt etmeyiniz. Tereddüt fena bir şeydir. Vereceğiriz karar, önü nüze yeni ufuk'ar açacaktır.» *, rvanunuevveiı taçlarım Keriman Halis H. giydirecektiı Avusturya nrilH takımi sâHayâ çtkarken Geçen çarsamba günü Londra'da oynıyan tngfltere Avusturya millî fnt bol maçı hakkında dün gelen tngiliz gazeteleri bir çok tafsilât vermektedir. Bu müsabakada 102 bin seyird bulunmuftur. tngiliz'ler ilk devrede 2 gol atarak devreyi sıfır iki bitirmişlerdir. tkinci devrede Avusturyaiılar üç gol yapmağa muvaffak olmuşlardır. Fakat tngiliz'ler de 2 gol daha atnnflar bu soretle ve bin muşkülâtla 34 galip gele • bilmislerdir. Londra gazetelerinin bu maç hakkmdaki düşünceleri berveçhî atidir: <'Zt*mtorâ Bridge stadtnda tngflte re'nin Avusturya'yı yendigini seyre den halk bidayette maça ciddî bir na« zarla bakmamıstı. Avusturya'lılann tngiliz'leri mağlup edeceğinden herkes şüpheli idi. Belçika'lı hakem sahada göründüğü | nman kahkahalarla karsılandı. Halk, ( hakeme değil, bir bisikletçiye benziyen kıyafetine güKiyordo. Fakat bir tcaç dakika sonra hakem, seyircilerm fevk» Ifide teveccühünü kazatırmşrt. Çünku oyunu mükemmel bir sekilde idare ediyor ve en ince noktalan gö • riiyordu. Ük devrede Avusturya'lılar seyirciler üzerinde iyi bir intiba bırakmamışlardır. Fakat ikinci devrede ilk golü kazandıktan sonra vaziyet büsbüsutün değişmiş, Avusturya'lüann mehareti, hücumlan, I umumun teveccüh ve takdirini celbet| miştir. Avusturya'lılann her güzel ha raketi alkıslarla karsılanıyor, Avustur, ya'nın her golü tes'it ediliyordu. , SeyircOer, «Bu gol tngiltere'yi uyandrnnalıdır!» diye bağınyor ve Avus turyaTılann tam manasile futbol oy • nadıklanrn görüyordu. Avusturya'lıla rra kalıp ve kıyafetleri ve tavrü hareketleri mükemmel bir tngiliz takımma benziyordu. Avusturyaidarın oynadığı oyun tn giliz sporculan için siddetli bir darbe olmustur. Maçta bulunan münakkitlerin fikrine göre tngiliz'lere maçı kazandıran sadece bir kaç sanstnr. Avusturya'lılar birbirlerüe o kadar iyi uyuşuyorlardı kî adeta on bir kişiden fazla oyuncu gibi görünüyorlardı. Avusturya'nın en mükemmel ovuncusu merkez muhacim Sindelar'dır. Bu oyuncu Avusturya'lılann ikinci golünü yapmakla beraber muhacim hattını mükemmel bir sekilde idare etmiştir. Avusturya'lılann sağ ve sol muha cimleri tngiliz müdafaasmı mütemadi v• '.~'*.c etmiştir. Fırka Grupunda (Birinci sahifeden mabait) setinde toplandı. Nafıa ve Hariciye Vekâletlerine ait isler hakkında vekilleri ve muhtelif hatipleri dinledi. Ve 2 2 tesrmisanidenberi fırka grupu ile hükumetin devam eden karsılıkh müzakeresine nihayet verdi. Mohtelif mesail hakkmda aza tarafın • dan verilmis olan takrirler tatnif olunarak çarsamba guuü toplanacak olan hrka grupunda mtaç edilecek ve inti • hap olunan kararlar nesrolunacakür. Zayi: 2724 beyanname ve 501512 sıra No. h 197932 tarihK Galata gümrüğünden aldığımıs makbuz yenisi çıkanlacagmdan zayim hükmu yoktur. • • ' Duhani tsmail Satılık piyano İngiliz v» 'Avusrurya mfllt takımlannın kaptanlan ve Belçika'lı hakem trtgilizlerden Strange ile Goodall müdafaanm sağ cenahmda Keen ve Blen Kinsop'tan daha sağlam oynamışlardır. Her ne kadar Keen iy oynamış ise de ispazmoz içinde idi. Oyunun en şayam dikkat ciheti A vusturya müdafaasmın daimî bîr surette muhaeimlerine yerden güzel yaslar vermeğe muvaffak olmasıdtr. Buna mukabil tngiliz müdafaası muhacimle rine güzel pas atamıyordu. Avusturya kalecisi Hideu gösterdiği şayam hayret meharetile halkm takdirini kazanmıs • hr. tngiliz kalesinde Hibbs güzel oynamış br. Avusturya'lılar, tngiliz profesyonel lerine 34 mağlup olmakla beraber Avrupa'nın en kuvvetli futbolculan ol duklanm göstermişlerdir. tngiliz'Ierin ilk devrede yaphklan 2 golden sonra Avusturya takımmın ikinci devrede üç gol çıkarması, stadyomu dolduran 102 bin seyircinin hayretinî mucip olmustur. İngiliz'ler, Avusturya takımmın da ts panyol millî takımının akıbetine uğnyacağını ümit ederlerken az daha kendi takımlannın acı mağlubiyetile karşıla şacaklardı.» Mükemmel, çapraz, siyah Alman piyanosu ehvence satılıktır. Ortaköy, Dereboyu (Düz yol) Pirpiri Kalfa akaretleri Çıkmazsokak No. 11 Fazh Bey. Zayî: Iğdir askerlik şubesinden aldığım terhis tezkeremle nüfus kâgıdanı zayi ettim. Yenilerinî çıkameagımdan zayîterin hükmü yoktur. Rize'nin Sütlüce kariyesînden Tozla oğullarından 316 tevellütlü Mehmet oğlu Seyfullah. Kulak. bogaz, burun mBteha«sisı Mubalâğa bu kadar olur! Yevmî gazeelerin spor muharrirIerinden biri Galatasaray'm Besiktaş karşısmdaki mağlubiyetini her nedense gayet vahim bir şekle so kuyor. Galatasaray, 26 senedenberi Besilrtaş'a hiç mağlup olmamış i miş ve saire... Sanki Besiktaş hiç ismi cismi belli olmıyan bir mahalle takımı imiş gibi, Galatasaray'm bu mağlubiyetini pek fecj buluyor. Ev velâ sunu söyliyelim ki Galatasaray 1926 senestnde bugunküne nazaran çok kuvvetli bir zamanında ve lik * maçlarmın finali gibi çok mühim bir ' maçta Beşiktaş'a 0 2 mağlup ol muştu. Sonra Galatasaray'ı mağlup eden BeşBrtas, Fener ve Galatasaray ayarında bh kulühümüzdür. Lik maçlarmda bir kaç defa Fener'i mağ Jup etmiştir. Hatta üç d.ört sene ev vel, Galatasaray Fener muhtelitini ilk maçlarmın ortasmda bayram münasebetile tertip edilen hususi maçta 1 . 5 mağlup etmişti Kulüplerde, futbol takımlan da insanlardan mürekkeptir ve binaenaleyh insanlar gibidir. Bazan zayıf düser sahibi Garbî Tra ler xbazan da kuvvetlenirler. Tabiya'hdır. Pederi at bile böyledTr Bazan kış, bazan Kesan'da celep tüc yaz olur. Galatasaray'm, Nihat'm can Halil tbrahirr ve Mithat'm sakatlığı ve bazı oyunEfendinin oğlodur. culann idmansızlığı, gibi esbap doNerede bulundu • layısile zayıf bulunduğu bir sırada ğunu Iskenderiyt Besiktaş'a mağlup olmasını, bir faoteli müdürüne cia addetmek garip bir zihniyet ve bildirecek olan» mantık eseridir. Fakat maç seyret on lira ikramiye meden imzasile maç tenkidi yazan verilecektir. spor muharrirlerinden de daha fazIası beklenemez. Hiç bir kulüp batapu sampiyon ve hiç bir takım namağlup değildir. Bu, yalnız Türkiye'de değil, dünyanm her yerinde 'îöyledir. *** halinc gelen acı seslerle haykır . tnağa devam ettiler. Fen«r genç kadmın elinde idi. Bir tarafında hizmetçi, öte tarafında da kızîa birlikte haykıra haykıra bah çenin her yanını dolaştılar. Tekrar ağacm bulunduğu yere gelmişlerdi. Kız, yüzünü avuçlan içinde saklı • yor, ötekiler hâlâ etrafa bakınıyorIardı. Bir daha haykırdılar ve cevap alamayınca bahçenin sokak kapısına doğru koştular. Cingöz biraz aynanın önüne geldi, durdu. sonra bir koltukta otu rarikî «Ah şu insanlar!..» diye mı nldandı. Başını bir kaç defa sallı yarak düsündü, düşündii, sonra tekrar pencerenin önüne geldi. Bahçenin ortasına doğru bir ka Iabalık yürüyordu: Bekçi, bir polis, mahalleden iki adam ve kadınlar .. Bahçeden sesler yiikseliyordu. Bekçi feneri aldı ve polisle beraber öne düstüler ve bahçeyi aramıya basladılar. Sesleri duyan mahallelî birer ikişer geliyorlardı. Cingöz Recai pencerenin önünden ayrıldî, eline bir baston aldı, oda dan çıkar çıkmaz, biraz alısmak için, derhal mütekait binbasi tavrını ta • Dr. Ekrem Behçet B oğlu Mektep sokak 1 Telefon B O 2496 Gagıp aranıuor • Dr. Senriramis Ekrem H. Çocuk hastalıklan mfltehassısı Beyoğlu Mektep sokak Telefon B O 2498 Gingöz Recafnin harikulâde maceraları Yazm: 5 SERVER BED1 Yarabbi, kim bilir hayatmda kaç yiiz hüviyete girmis, kaç bin defa kıyafet değiştirmişti. Bir otomobilfn arkasına takıldığı vakit, o iğreti ve tehlikeli vaziyette bile makyaj yaptığı çok vakidi. Birdenbire kulağma bahçeden sesler geldi. Adam da haber vermişti: Geldiler usta. Cingöz pencereye koştu. Artık dışardan görülmeğe ehemmiyet vermiyordu. Bahçeye baktı. Biri otuzunu geçkin, biri yirmi yaslarında genç bir kadın ve kızla hizmetçfye benzer baska bîr kadın bahçenin ortasına doğru yiirüyor lardı. Genç kadın önde yürüyordu. Ve elinde bir Iâtnba vardı. Sönme mesi için bir avcile sişeyi rüzgârdan korumıya çalışıyordu. Kız, kadmm ya kolundan, yahut eteğinden tutuyordu. Arkadan gelen hizmetçi kadın iki adımda bir korku ile sıç nyarak etrafına bakıyordu. Kır ve kadın da dört tarafa baktılar ve birbirlerine bir seyler fısıldadılar. tkisi de bîr anda bağırmıs lardı: Baba, babal.. Efendi, efendi, Hacı!.. Hepsi şaşkın saskın dört tarafa ba^ınıyorlardı. Uç kadın da ağaca doğru ilerle diler ve yerdeki sönmüs feneri gördüler. Hizmetçi, kibrit almak için olacak, eve doğru koşmustu. öte kiler hâlâ bağmyorlardı: Baba, baba .. Hacı!.. Efendi!.. Efendi!.. Hacıî.. Hizmetçi koşarak kibrit getir mişti ve feneri yaktılar. Lâmbayi söndürmüslerdi. Evvelâ birbirlerine korku, hayret ve telâş içinde bak tılar, sonra gittikçe ümitsiz bir çığlık kındı ve sahte höviyete girerek merdivenleri ağır ağır indi. Altkat tas lığının karanhk köselerinde hareketsiz gölgeler vardı. Cingöz onlara hiç bir talimat vermeden sokağa çıkti ve etrafına baktı. Hacı Zihni Efendinin evine doğ ru sendeliyerek yürüyordu. A yaklarınm ucunda hafif bir ses duyarak, dinlenir gibi durdu ve et • rafa bir daha baktıktan sonra yere iğildi, bir kibrit kutusu aldı, açtı, içinden kücük bir kâğıt çıkardı. ışığın altına giderek okudu<Usta, «Herifi otomobille takip ettik. Bir eve girdi. Evi abluka altma aldık. Yeni emriniz?» Cingöz sağ kolunu havaya kal dırarak bir isaret verdi ve Hacı Zihni Efendinin bahçe kapısına yaklaştı. Esikte, ihtiyar bir adam sık sık nefes alarak duruyordu. Cingöz'ü görünce: Af buyurunuz, dedi, su kaşıkçı Mustafa Efendinin evine tasınan Vâsıf Beyefendi... Evet bendenizim. (Mabadi var) V a l 1 k o n a S l c a d d e s i n d e eski Moskof hastanesi Möracaat: PangaltıVatan gazinosu M. Jozef: Telefon 43525 Ziraat Vekâletinden: Ankara'da Yüksek Ziraat ve Baytar mektepleri civarında inça edilecek olan teçrih ve teşrihi marazi ve zootekni enstitüleri binalanmn inşası 21 gün müddetle kapalı zarf usulü ile münakasaya vazolunmustur. Mezkur inşaatın münakaşa şartnamesi, mukavelenamesi, umumî şartname, umumî şartname lâhikası, vahidi fiat Hstesi ve plânları «100» lira mukabilinde Baytar işleri umum Müdürlüğünden alına caktır. Her talip münakaşa şartnamesinde zikredildiği veçhile ehliyeti fenniye, kudreti malyesini ve çimdiye kadar Devlet, Vilâyet, Belediye ve âmme müesseseleri ve çirketlere ait 300 bin lira kıymetinde bir tek binayı matluba muvafık surette ikmal ettğini tevsik eden vesikalan komisyona ibraz etmeğe mecburdur. 300 bin lira kıymetinde bir tek bina inşa etmemiş olanlar münakasaya istirak edemezler. Taliplerin, kendi teklif edecekleri bedelin % 7,5 u nisbetinde teminatı muvakkateleri ile birlikte ihale günü olan 22/12/932 tarihine musadif perşembe günü saat 15 te Vekâlet inşaat komisyonuna mü racaatleri ilân olunur.