~i J1 Kânunuevveî Cva'thurtyet ' MUAŞERETt Şapkanın adabı Cllmhuriyet futbol liki D an genç takımîar arasmda başlıyan maçlar çok güzel ve canlı oldu! «Cumhuriyet» gayri federe kulüpler turnuvası devam ediyor. Karagümrük, Bulgar ve Pera finale kaldılar Genç futbolcuları yetistirmek ve aıüstakbel millî takımı hazırlamak maksadile genç takımîar arasmda tertip ettiğimiz futbol likine dün Fenerbahçe sahasmda başlanmıştır. Tamamen genç oyunculardan mü • rekkep olan dört takım, dün bu su retle karşı karşıya gelmîşlerdir. Müsabakalar büyük bir întizam içinde oynanmış, genç futbolcular, ağabeylerine nümune olacak bir şekilde muvaffakiyet göstermişlerdir. Birinci müsabaka Fenerbahçe • Vefa takımlan arasmda olmuştur. Bu maçı, Futbol Federasyonu Relsi Hamdi Emin Bey idare etmiş, bu suretle müsabaka hususî bir ehemmiyetle takip olunmuştur Fenerbahçe takımı su şekilde sahaya çıkmıştir: Necdet, Saim, Ne dim, Ahmet, Alâettin, Fahri, Fikret, Şeref, Süleyman, Behçet, Ismet. Vefa: thsan, tsmail, Mihal, Mustafa, Nihat, Namık, Aslan, Galip, Muhtar, tsmail Hakkı, Necmi. Müsabaka yanmşar saatteh bir saat olarak oynanmıştır. tlk devre iki tarafın güzel hücumlarüe geçmiş, fakat gol yapılamamıştır. Ikinci dev* rede Fenerbahçe daha güzel oyna mıştır. Bu güzel oyun iki sayılık bir semere vermiştir. Küçük Fener'li ler, bu iki golü de komer atışından kazanmışlar, bu suretle 20 galip gelmişlerdir. tkînei müsabaka Galatasaray • Kasimpaşa küçükleri arasmda ya • pılmıştir. Galatasaray şu takımla çıkmıştır: Tufgut, Suphi, Kadri, Şahap. Fethi, Fethi, Do&an, Fazıl. Enis, Daniyal, Şevket. Kasımpaşa: Kenan, Zeki, Fethi, Süat, Hilmi, Ibrahim, Hüsnü, Na zım, Rahim, Muzaffer, Halit. Bu maçı da birinci sınıf hakemle rimizden ve Futbol Federasyonu azasmdan Sait Salâhattin Bey idare etmiştir Kasımpasa takımı ilk devrede hâkira bir oyun oynadığı halde «ayı yapamamıştır. Oyun ikinci devrede mütekabil bir şekle girmis ve berabere vaziyette ve mukabil akınlarla devam edip giderken Galata saray merkez muhacimi oyunun bitmesine üç dakika varken bir gol atmağa muvaffak olmuş ve bu suretle Galatasaray 10 galip gelmiştir. Maçlardan sonra Futbol Fede rasyonu Reisi Hamdi Emin Beyle görüştük. Bize şunları söyledi: « Küçük takımîarm bugünkü Dun bashyan Cumhuriyet futtot lîkl maçiarîna fetîralc eÜen takımlar: Yükarıoyunu bende gayet güzel intibalar dan aşağıya doğru Fenerbahçe, Vefa, Kasımpasa ve Galatasaray birinci takımlan bıraktı. Bu takımlarda istikbal için Beylerbeyi arasında yapılan müsatılar. Maamaf ih biraz sonra da Necçok umitli ojruncular vardır. tstik bakayı Topkapı takımı 20 kazan miistiklâl kalesine bir gol yaparak balin millî takımmı haztrlamak ve mıstır. Topkapı takımı güzel bir oberaberliği temin ettiler. 39 uncu dayetistirmek için Cumhuriyet'in tertip yun oynamıs, galibiyeti bu suretle kikada Bulgar'lar ikinci golü ve ettiği bu müsabakalar, memleket elde etmistir. 43 üncü dakikada üçüncü golü yapfutbolü için çok faydalı olacaktır.» mağa muvaffak oldular. tkinci devrede Bulgar'lar penalGahrimüttefik kulüpler arasmda Fenerbalıçe stadyomunda tstan tıdan dördüncü golü de yapmışlartertip ettiğimiz turnuva maçlaruun bulspor • Vefa birinci takımlan aradır. Fakat oyunun bitmesine az bir dömifinah da dün Çukurbostan sasmda yapılan müsabaka, oyunun zaman varken Necmiistilâl lehine bir hasmda kalabalık bir seyirci önünd'e hitamma (10) dakika varken havapenaltı cezası verilmiş, Necmiistikyapılmıştır^ lâl bu suretle bir gol daha kazan mn kararması üzerine tehir edil Birinci müsabaka Bulgar takımile mıstır. Oyun 45 Bulgar'ların gamiştir. Türkiye birincisi tstanbulspor, Necmiistiklâl takımı arasmda ya libiyetile neticelenmiştira dün de Vefa ile berabere kalmişhr. pılmıştır. Bulgar'lar, oyunun başlanBirinci devrede Vefa takımı hâkim tkinci müsabaka Karagümrük gıcında kendi kalelerine bir gol atbir oyun oynamışbr. Fakat bir golRumelihisar takımlan arasında ya • den fazla yapamamıstır. pıldı. Hisar'Iılar 15 inci dakikada İkinci devrede, Vefa müdafaa ilk golü yaptılar. Fakat iki dakika smm bir hatası yüzünden tstanbul • sonra Karagümrük buna mukabele spor, Salâhattm'in ayağile beraberederek beraberliği temin etti ve ilk lik golünü yapmıştır. Oyun bundan devre bu suretle berabere bitti. sonra sert bir şekil almış ve hakemtkinci devrede Karagümrük 7 inher iki taraftan da birer oyuncu çici dakikada ikinci, 10 uncu daki karmak mecburiyetinde kalmıştır. kada üçiincü gol ler i attı. Hisar'h Bu sırada tstanbulspor'dan Fahri de lar da 15 incî dakikada ikinci golayağından sakatlanmış ve oyundan lerini yaptılar. Karagümrük 27 inci sedye ile çıkarılmıştır. dakikada dördüncü ve cnüteakıben Bu müsabaka on dakika eksik oybesinci ve altıncı golleri de yapma nandığı için bir devre olarak bilâ Yüzme antrenörü Her Toget| ğa muvaffak oldu. Oyunun son dakihare temdit edilecektir. hoff'un yüzme havuzu ihtiyacı kasında Karagümrük'lüler, bir pe • tstanbulspor Vefa B takımlan hakkında bir makalesi naltıya sebebiyet verdiler. Oyunun arasında yapılan müsabakayı İstanbitmis olmasma rağmen nizamname bulspor 10 kazanmistır. Oyunun mucibince hakem penaltıyı çektir • baslangıcında Vefa'dan müdafi Alâdi, Hisar'Iılar üçiincü golü kazan ettin sakatlanarak çıkmıs, Vefa'lı Mıntaka ve futbol heyetlerinin mülar on kişi olarak oynamışlardır. tsdılar ve oyunu 63 bitirdiler. hîm mukarrerah Esrarengiz kuliitanbulspor, ancak topun falso yap • Turnuva maçlarının dömifinah da bün îçyüzü tstanbul ve tzmir'deki masından bir gol atabilmiştir bu suretle bitmiştir. Şimdi final için bütün maçlann tafsüâb Memleket Vefa takımmda iyi ovuncnlar var Pera, Bulgar, Karagümrük takımlan dısında ve içindeki spor hâdiselerine dn*. Yalnız aralarında beraberlik tekalmıştır Bu üç takımdan birisî ait en canlı resimler. sis edemediklerinden muvaffak ola kur'a ile ayrılarak en sona bırakılamamışlardır. cak ve diğer îki takım gelecek hafta karsılaşacaklardır. tkinci kümeye mensup Topkapı • . Ya, onu külâh gibi başmaıza geçirivermekle iş biter mi hiç? Ooo, merak etmeyiniz, biter zannedenler pek çok! Hatta zavallı sapka, hele bir çok mevki sahiplerinin başında, bir hakaret aleti oldu, çıktı! En ehemmiyetsiz bir ism müdürlüğünden tutunuz da en hatır ve hayale gelmiyecek bir mevkie çıkıverenler bile ilk kahramanhğı derhal yüzümüze kibir ve azametin demir kapılarını kapamakta ve karşısmdakini insan yerine koymamakta buluyor. Bu katılaşmanın gadrine şapkalar da uğrıyor ve meselâ temiz bir hanım, eski, kibar terbiyenin tesirile ve meselâ gene vapurun güvertesinde yürümekte olan kelli felli bir bey ahbabı görünce ayağa kalkıyor, fakat yontulmamış enli omuzları üzerindeki şapkayı anadan doğma bir uzuvmus gibi, yerinden kımıldatmağı hatınndan bile geçirmiyen bu efenrfi, geniş bir sırrtış ile guya karşısındaki hanıma bir lutuf dahi eylediğrae kanaatle, geçip koltuk lardan birini çökertiyor! Şayet bu hanım şapkanın vatanını gezmis görmüşse beyin bu şapkah bas sallayışından kıpkırmızı kesiliyor ve bu hakaretten vapur dönüyor dönüyor, zavallının başına geçiyor. Çünkü o, biliyor ki sapka medeniyetinin de adeta kanunları vardır ve şapkanın vatandaşları bu serpus ile hem karmındakme nasıl hürmet edileceğini, hem de bu hürmetin eşkâlile kendisinin hangi medeniyet seviyesinde olduğunu mütemadiyen isbat eder durur. Avrupa'nın muhtelif memleket lerinde efrat, birbirlerine hürmet hususunda derece derece temayüz ederler. Meselâ tspanyol'lar on ya şında bir kız çocuğu karşısmda bile sapkasını elinde tutar ve varsa ağ zındaki cıgarayı bile söndürür atar. Alman'larda nezaketin eşkâli in. sanı hayran edecek derecelere çık mıstır. Orada, ferdin asaletine de recesi arttıkça karsısındakine hürmetinin sekli de yükselir ve kadın müsaade etmedikçe bir Alman, ko. ca sakallı bir dâhi dahi olsa, sokakta kadının karşısında sapkasını basma koymaz. Avrupa sokaklarında şayet bir kadınla konuşan bir erkeğin basında sapka görürseniz derhal hükmedi niz ki bu adam ya, hayatın yalnız kayalarını parçalamağa cnahkum kayalasmış ve kabalaşmış bir ame. le, yahut nereden geldiği meçhul bir acibedir. Şapkanın yeni giyilmeğe başladığı sıralarda, tanıdığım saf bir genç kadın bana, yanımızdan geçen hammlar uzaklasınca «vah vah, pek ayıp oldu, sapkami çıkarama dım» diye yanıp yakılmıstı. O kızcağızm bu masum fartı ne zaketi sapkasile bas sallıyan erkek. lerin hali kadar gülünç değildir. Kendinden kücüğünü olsun, ka dını olsun, erkegi olsun, basında sapkasile selâmlıyan bir erkeğin seviyesi sapka medeniyetince bilâ tereddüt bir «amele» seviyesidir. Medenî memleketlerin ameiesi dahi hu seviyeden uzaklasmaktadır! Her serefi olan kadın, basında çapkasını sallıyan bir erkeğe selâm verme . mekte haklı ve mazurdur. Sapka selâmının bir şiir kadar yükselen âdabmdan bahsetmeğe dilim bile varmıyor, çünkü biz bugün sapka ile selâm vermeği ya hakaret makamında, yahut rüsvet ve tabasbus mevkiinde kullanıyoruz. Kork duğumuz veya menfaat umduğumuz kimselerin karsısında bir kurunu vusta sövalyesi gibi yerlere kadar iğilerek sapka çıkaranlarımız kendi dunünde zannettiği insanlara karsı mermerden bir hakaret heykeli ke siliyor! öyle bir heykel ki insanın hayalinde bir çadır kadar büyüyen o camit sapkasile seviyesini ilân eden Külünç bir gafilden başka bir sey degıl. Nezaketin, karsimizdakine hür metin, hele fartı hürmetin bizi kü çülteceğine zahip olmak gafletin den muhakkak kurturmalıyız.. Bu ka dar kabahk. bu kadar sonradan görmelik biz Türk'lere değil, türeme milletlere bile artık yakışmıyor!.. Adi bh uşağın kusurları affolunur ama asil bir efendinin sukutuna kimse . hele onu sevenler tahammül edemez! Eskiden, bir mecliste adabı muaşerete mugayir hareket edenler, yani pot kıranlar dillere destan olurmus! Simdi de eseri asalet sröste renler dülere destan oluyor! Bu hal ummanlar kadar yumusak bir ruhu ve ufukta iğilen güneş kadar mu azzam bir alnı olan Türk'lere hiç yarasmıyor! Şapkayı ahrken her seyden evvel onun asil âdabını da beraber almağa çahsmalı, uluorta türeyen yeni zenginlerin evza ve etvarmı taklide değil, tenkide aısmahyız. Çünkü unutmıyalım ki çocukîanmıza her sahada çok esaslı bir terbiye vermeğe mecburuz. ŞAZİYE BERİN Aristit mi, Arap mı? İzmir'de mütevatir olan bir dudağı yerde, bir dudağı gökte arap ef sanesinin ash İzmir'de eski bir halk masalı ve hâlâ bumasakn hakikat olduğunu iddia edenler vardır. Namazgâh'ta (simdi hafiryat yapılmakta olan yerde) iki mezar arasmdan geçen bir sokak mev cuttur. Bu soka ğın adına (Dikilitas) sokağı derler. Mezarhkbası denen yerden geçilerek bu sokağa girilen verde ve iki tarafta iki yuvarlak ve uzun tas dikilidir. Geceleri hakikaten biraz korkunç olan bu ıssız yerde simsiyah bir Arap varmıs, bazı geceler çıkar, bir ayağını sokağın bir ucundaki tasa, ditzmir'de Namazgâh'ta, arabtn üzerleritu çtkarak halkı ğer ayağuıı öteki korkuttuğu soylenen dikiH tafUır tasa kor ve sokağın üstünde bir köpru midir? diyorum. Zira Arab'ı gören » kurarmıs. Arap çok korkuncmus. Dulerin tarif ve izahlanna göre bu Arap, daklan sisirilmiş manda ciğerlerinden bir tmparator heykelini andınyorsa Am büyük ve kırmızı imiş. Bazan istedildeorada böyle bir tmparator heykelinin rine muziplik eder, yukandan aşağıya yahut hevkellerinin, veya lâhitlermin iğilip bir kaç metro uzunluğundaki bulunduğuna dair enmizde hiç bir ema> kırmızı dilini çıkararak (peh) diye are yoktur. Bu yalnız bir tahminden ib»rettir. Halbuki (Aelyos) un heykeli oW damın ödünü kopanrmıs. Bu heybetli duğuna dair elimizde tarihî kuyudat v» ve korkunç Arabın mekânı mezarlann vesaik vardır. altmda imis. Orada içi altın dolu, kırk Zamanımızdan 1752 sene evvel taa kulplu bir kazan varmıs. Yan çıplak mir'de müthiş bir hareketi a n TukiK ve korkunç Arap bu kazan'n yanmda bulmuş ve sehir baştan başa harap oldurmus. Elinde müthi» bir kılıçla du • muştu. Meşhuru âlem Apollon rahib» rur. Kırk kulplu kazandaki altınlardan almak istiyenler onun mekânına gir • (Aelyos Aristidi) o vakit tzmir'de yaşamakta idi. Zelzele neticesinde tzmir meğe muvaffak olurlarsa Arap pür kâmilen harap olduktan sonra hekim hiddet sıçrar ve onlan korkutup kaçınrAelyos Aristidi, tmparator Mark Orel'v raış... Kadınlardan ve erkeklerden babir mektup yazdı. Bu mektubu o kadar zılan koca mezarlıkta bir yarık görüp müessir ve beliğ idi ld tmparator teesatlamışlar, burada in gibi bir yer altı süründen çok ağladı, ve tzmir'in ye> görüp merak etmişler, girmişler, dar niden ve daha muhtesem bir şekilde ve karanlık yoldan epey ilerlemişler, inşası içm derhal emir verdi ve altın birdenbire karşılanna bu korkunç Adolu hazinelertni açtı. rap ile kırk kulplu kazanın çıktığını tzmir yeniden tamir ve ihya edildtgörmüşler. Kimi korkudan bayılmış, Çok parlak ve muhtesem bir şehir oldu. kimi güçhal ile kaçabilmiş. Eğer bu AO zaman tzmir'lfler, tzmir'in böyle rab'm tılsımı bulunsa da yanma giriledaha parlak ve muhtesem bir şehir obilse, kazan ele geçecek, altınlar alınalarak ihyastna sebep olan hekim Aris* bilecek imiş. Fakat tılsımı kim bula • tid'in tunçtan bir heykelini yapıp Şeref cak? meydamna diktiler... Bazı masal ve efsanelerin bir hakikaBugün tzmir'de yapılmakta olan hafte istinat ettiğini de söyliyenler vardır. riyatta açılan mahaller, elde edilen eAcaba bu efsanenin ash ne olabilir? serler, burasının altın yollan, bir çok Izmir müzesinin kiymetli müdürü Saabidatı, muhtesem mebaniyi havi bülâhattin Beyi buldum. Bu efsaneler etyük bir fordom (Şeref meydanı) ol • rafında bir hayli görüştük... Muhterem duğunu kuvvetle zan •• tahmin ettirimuhatabım çocukluğundanberi onu da yor. Şu halde hafriyat 'MsmGfMb &işgal eden bu mes'ele hakkında şunlan ref meydanı olabîlmesine, mermerin ne kadar yer altında bulun»a da gene beanlattı: yaz görüneceğine, fakal mtnn kara « Bu korkunç Arab'ı ve kazanı renkli olan tunç heykellerln toprak algörenlerden sözlerine itimat edebildi tında ve zamanla bütün bütün kara ğim bir kadın ve erkeği geçenlerde tekgörüneceğine, ve elimizde de böyle rar gördüm. Ve dikkatle dinledim. Ve bir hevkelm Şeref meydamna rekze yukanda izah ettiğiniz gibi tariflerin • dildiğine dair tarihî malumat ve kuden şunu istidlâl ettim. Bu Arap, olsa yudat olmasma nazaran acaba bu A» olsa bir tmparator heykelidir. Kırk rap, Aristid'in tunç heykeli veya her kulplu kazan da bir sarkonaj (lâhit) tir. hangi bir tunç heykel olmak ihtimali Heykeli bu yerin altmda ve karan • yok mudur? lıkta görenler heykeli bir Arab'a ve Omiros heykeline gelince: Vakıa tzlâhidi de kırk kulplu kazana benzetmiş mir'de şair Omiros namına yapı'mif olabilirler. bir mabet ve bu mabette Omiros'un Kırk kulplu kazanın da öküz başlı bir heykeli vardı. Lâkin şimdi bu mabedin lâhit olacağını tahminde tereddüde mayeri belli değildir.» hal görmem. Maamafih mezarlıkta yaMuhterem muhatabımın verdiği izapümakta olan hafriyat dolayısile yap hata tesekkür ettim. Bakalm. Korkunç tığım tetkikatta bunun bir tmparator Arap: Bize neler gösterecek!. . heykeli olmaktan ziyade acaba bu M. ŞEVKl Arap: (Aelyos Aristida) nın heykeli Fenerbahçe stadyomunda Cumhuriyet turnuva maçları Olîmpiyat 85 inci sayısı çıktı Bu sayıda Sadun Galib'in şayanı dikkat notları: in giltere Avusturya maçını istanbul'da nasıl dinledik? Avusturya'lı futbolcular maçtan evvel ne diyorlardı? Baiıkesir Bandırma sosesi Susığırhk (Hu susî) Balıkesir'den Bandır « % maya giden şosekazamızın için • den geçmekte dir. Bu şose aynı zamanda ka Sporculara tavslye ederiz. umumı zanın caddelerinden bi. ridir. Yolun gayri muntazamlı ğı yüzünden su birkintileri ve çamur bulun tnakta idi. Evvelâ kazanın îçinden geçen şu kısıra 25 gün evvel yapıl mağa başlanmış ve yapılan yerlere silindiraj yapılmıştır. Yapılan kısım "kazanın haricinden başlıyarak or • tasına kadar gelmiştir. Susığrrlık belediyesi de yolun yanındaki kaldırımlan yapmağa başlamıştır. HASAN