#• Kl* Şakir Beyin kızı Nermin'in ahçı Ayşe kadınla arası hiç te iyi değildi. Nedense bu köylü kadının yıldızı Nermin'le barışama mıştı. Onu nerede görse azar lar, mutbağa adınıuıı attırm&z • dı. Akıl haznesi j \ İKAYE Mahpustan hapisane muduru Bazı zabıta romanları vardır. Onlarda çok defa hırsızlar, ca niier, katiller bir kolayını bularak polis müdürü, emniyet müfettişi olurlar. Bu suretle muharrir, karilerini derin merak ve heyecanlara düşürebilir. Fakat bizim size anlatacağımız böyle bir hikâye veya romanda cereyan etmiş olan bir vak'a değil, bir hakikattir. Japonya'da eski mapuslardan biri uzun zaman içinde yaşadığı hapisaneye müdür tayin olunmuştur. Adı Takaşi olan bu adam vakıâ bir cani, bir katil değildir. Otomobilile muhtelif zamanlarda üç adam çiğneyerek 6 sene Bilmecede kazananlar FAYDALl B'LGİLER Karada yaşıyan balıklar Balıklar umumiyetle bütün hayatlannı denizde geçirirler. Fa kat bir kısmı, hususile Hint denizinde bulunan balıklar arasıra karaya çıkıp gezinmek hevesine düşerler. Bu gaye ile kumlann üzerine doğru gelirler. O sırada yüzmelerine hizmet eden kanatlan ayak vazifesini görür ve tesadüf ettikleri küçük böcekleri, s soğulcanları yutarlar. Bu çeşit balıkları hemen tutup hususî kavanozlara koyarak canlı olarak rnuhafaza etmek mümkündür. İ*te t>ugün gene mutbağa ?ir mek mes'elesinden aralarında gürültü çıkmutı. Ayşe kadın: Rica ederim küçük hamm, diyordu, senin burada ne işin var? Git oynayacak mısın, çalı şacak mısın, ne yapacaksan vap! Nermin dudaklarını büktü, yüzünü buruşturdu: Ayşe kadın, dedi, benim sana ne zararım var... Zarann var yok, mes'ele orada değil.. Mutbakta yabancı adam istemem. bağa girdiği vakit olan bitcn işIerin farkına varmadı. Et ve sebze tencerelerini gazocağına yerleştirdi. Havagazi musluğunu açıp kibriti çaktı. Fakat ocağın atev almadığmı görünce: Allah müstahakinı versin, dedi, bugün gene havagazi ha • fif geliyor. Nermin Ayşe kadının kendi kendine söylediği bu sözleri i şitince ayaklarının ucuna basarak bir hırsız gibi mutbağa daldı, elini uzatıp terkos musluğunu döndürdü. Tabiî suların gazocağına hü cumu ile tencereler bir anda havaya fırladı. Ayşe kadın gözlerine inanamıyacak bir vaziyette Nermin baktı ki Ayşe kadını kandırmak imkânı yok, söylenerekten dışarı çıktı. Fakat içinden de Ayşe kadma bir oyun oyna mıya karar verdi. Ayşe kadın yemekleri ateşe koymazdan evvel eksik gedik ne varsa tedarik etmek üzere bakkal, kasap ve zerzevatçıyı dolaşmağa gitmisti. Nermin fırsatı ganimet bilerek mutbağa girdi. Havagazi borusundan ocağa giden !âs tiği yerinden çıkarıp terkos musluğuna taktı. Ayşe kadın eve dönüp mut şaşırdı. Aman yarabbi, acaba rüya mı görüyorum, diye haykırdı, havagazinde bu kadar tu olma sına imkân var mı? Fakat biraz sonra lâstiğinin terkos borusuna takılı olduğunu görünce bu işin kimin marifeti ol duğunu anladı. Doğru gidip annesi Şükufe Hanıma olanları anlaltı. Şükufe Hanım $efkatli ve muhabbetli bir anne olmakla beraber kızının kabahatinin büyüklüğünü anlayınca o gün onu ak şama kadar odasmda hapis ve bir hafta da gündelik yemiş ve çikolatasından mahrum etti. Çocuklar, sakın böyle tatsız ve tehlikeli muziplikler yapmayın! hapse mahkum olmuş bir şofördür. Ozaka hapisanesinde mahkumiyet müddetini geçirirken mahpus arkadaşlarile pek çok alâkadar olmuş, onları terbiye ve teselli ettiği gibi maddeten de kendilerine yardımda bulunmuştur. Hapisaneler müdiriyeti umumiyesine hapisanedeki tetkikatına dair bir çok lâyihalar, projeler vermiştir. Bir sene evvel Japon Imparatoru Mikado kendisini affetmiş ve Japonya hükumeti de ondan Ozaka hapsanesinin rhüdürlüğünü kabul eylemesini rica etmiştir. Takaşi, bu memuriyeti memnuniyetle kabul ederek işe başlamış, Ozaka hapisanesini bütün Japonya hapisanelerine nümune olacak bir haie getirmiştir. Oeçen deralcf bDmecemlzde hedlye kazananlardan bize reshn gönderen • lerin fotografl»nnı yukanya basıyaruz. Fakat bunlar hediyelerini Uimlerini vmktile nesrettiğimiz büyük listede bul • duktan sonra Utemelidirler. Eğer re • «im gönderdikleri halde burada mevcut obnıyanlar vars« bu gönderdik • leri fotografın işe yaranuyacak kadar fena ve küçük olmasındandır. Şoldan itibaren sıra ile: 1 Yedind kolordu K. Kenan Paşanm evinde Lâtife. 2 Düzce Namık Kemal mektebi S inci sınıf Atıf. 3 Amasya Kılıç Anlan mektebi 184 Mehmet. 4 tstanbul Erkek Lisesi 767 Rauf Muhsin. 5 Mardin Merkez mektebi 5 in ci sınıf Vedat. 6 Beyoğlu 11 inci ilk mektep 166 Mustafa Ahmet. 7 Karagümrük yedinci ilk mektep 341 Rıdvan. 8 Zonguldak orta mektep 133 Ruhi. 9 Kadıköy Hünkârimamı soka • ği 56 Güzin Memduh. 10 Erenköy Sahrayicedit tmam sokağı 1 Nazan. 11 Zonguldak orta mektep son nnıftan ömer. 12 Erayan mektebînde Anjel. 13 Bursa birinci erkek lisesi 681 thsan. 14 Fatih 11 inci ilk mektep 126 Haydar. 15 tstanbul Erkek Muallim mek tebi 347 Fatin. 1 6 Ortaköy Dereboyu 130 Ni jat Danyal Beyler ve Hanımlar. Fakat kavanczun içine su ile be> raber biraz da toprak koymak ve bu suretle o nevi bahklann çok sevdikleri bazı yeşil otla rın yetişmesine imkân bırakmak \ icap eder. Bununla beraber ka vanozların üst tarafını delikli ve1 ya parmaklıkh bir kapakla ka ; payıp bırakmak lâzımdır. Yok , sa denizden sahile gezmek için çıktıkları gibi bir yere gidip te geldiğiniz vakit onlan odadaki halının üzerindeı]g«ainir bulmanız mümkündür. Kazananlar Geçen defaki bilmecemizdekazananlardan bir ktsmtntn isir lerini neşretmiştik. Bu defa da] birer kitap kazananların isim/e>,| rini basıyoruz: Ortaköy Dereboyu 136 numarada Ne | jat Danyal, Lâleli Koska caddesi Şa Haşmet sokağı 6 Türkân, Krenköy Sahraj cedit İmam sokağı Hasse, Kadıköy Hünkâr sokağı 36 Oüzin Memduh, Tarsus ta mektebi 410 Haydar, Bergama 14 eyluT' mektebi 19 Vildan, Ankara San'at mektebi 127 Abdülhamit. Dudullu köy mektebi bas muallimi Yılmaz Bey oflu Günduz, Kü tahya Gazi Kemal mektebi 236 Hüsniye Çclban, Eskişehir lisesi 188 Sabriye, Ka batas erkek lisesi 494 Talât, Çengelköy Kâzım Bey köşkü Selçuk, Tokat Cumhuriyet ilk mektebi 49 Sermet, Ankara İstiklâl ilk mektebi 10 Afile Asım, Şarköy ilk ışık mektebi 151 Salih, Sivas erkek muallim mektebi 203 Halis, Elâziz orta mektepten Turgut, Trabzon, Trabzon bankasmda İsmail Efendi kardeşl Ahmet, Midye pceta müdürü Yaşar Bey kızı Saadet, Karamürsel Haeı oglu Mustafa, Karaisalı ilk mektebi 114 Ali Orhan Bey ve Hanımlar. lllllllllllllllll IIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1IUIIIIIIIIIIMIİIIIIIUHI Birincikânunun bilmeces\ J Kar temizleme makinesi Henüz memleketimizin bir kaç yerine kar yağdı Ankara ve İs tanbul'da henüz bu misafiri görmedik. Maamafih nerdeyse teşrif ederler. Kar yağdığı vakit bunun ka lınlığı 10 santimetreyi geçmezse ne araba ne otomobillerin, ne de yayaların yürümesine bir zarar vermez. Fakat kalınhğı bu miktarı geçti mi onu ya eritmeğe, yahut ta kaldırmağa ça lışmak lâzımdır. Bazı yerlerde karı eritmek için tuz serperler. Şu gördüğünüz resimde 19 tane ıK) ile baslıyan isim vardır. Bunları aşağ'.daki cetvele yazıp doldurunuz. Doğru halledenlerden birinciye bts lira. ikinciye bir İş Bankası kumbarası, üçüvıcüye Foto Etem'de 6 kart ve bir ,i*ran disman resim çıkartmak hakkı :.akdim olunacak, diğer yüz kişiye faydalı ve muhtelif hediyeler verilecektir. Her hangi mükâfat kazananların ve bilmeceyi halledenlerin resimleri de bize fotoğraflarmı gönderdikleri takdirde gazeteye basılır. Cevaplar ikincikânunun birinci j;ününe kadar «Cumhuriyet Çocuk sahifesi muharriri» adresine gönderilmelidir. Hal suretleri daima gazeteden kesilmiş yandaki cetveller üzerine yapümalıdır. Bu şjrtlara riayet etmiyenler hediye kazanamazlar. | ® Dtinyanm beş kıf asında seyahat Suriye'nin merkezi Şam şehri Umumî harpte elimizden çı kan güzel yerlerden biri de Şam şehridir. Nüfusu 280 bin kadar dır. Antiliban dağlarınm yama cında kurulmuştur. Şam'm bahçeleri ve şehrin içinden geçen nehrin suladığı saha onu âdeta çöl ortasında bir cennet haline koymuştur. Sayısı 250 yi geçen camileri nin çok uzak yerlerden getirilmiş renkli taşlan ve san'atkârane yapılmış camileri pek kıymettarc MCMLCkETLC*»C Şam'ın kenar mahallelerinden biri l e r m d e n m a d u t t u r . B undan başka bir çok eski antika eserleri daha vardır. Şam şehrinin tesisi İsa'nm doğmasından bir kaç yüz sene ev veline tesadüf etmekte ve Nuh'un oğullarmdan Sam'a atfolunmaktadır. Hatta isminin de oradan geîdiği söyleniyor. 11 incî. 12 inci ve 13 üncü a sırlarda Şam şehri çok büyük bir şöhret kazanmıştır. Oradaki san'atkârlar ipek kumaşlar, bakır, altın. gümüş tezyinat, silâh ve saire yaparak dünyanın her ta rafına ihraç ediyorlardı. Hali hazırda çelik, pirinç, deri ve i pekli, yünlü eşya mamulâtı rağbet görüyor. Yemışleri, şekerle me ve baklavalan da Şark memleketlerinde lezzetle yenmekte dir. Bilmece cetveli 1 2 3 . 4 5 6 10 11 12 13 14 15 . 16 *« r Şam'da asri bir cadde Fakat bu tabiî güzelliklerine mukabil sokakları çok dar ve intizamsız evleri asrî konfordan mahrumdur. Binalarının ekseri si Arap, bir kısmı da Yunan ve Bizans tarzı mimarisi üzere ya • pılmıştır. | Haçlı seferlerinde Kudüs'ü zaptetmek niyetile giden hiristiyan ordularını mahveden Mısır sul tanı Salâhaddini Eyyübi'nin me« zarı gezilecek ve görülecek yer Lâkin bu kadar tuzu buimak, yahut ona lâzım olan masrafı yapmak hangi şehir ve memleketin kârıdır. fşte bunun için kar temizleme makineleri vücude getirilmiştir. Bunlar motörü kuvvetli, ön\in^*î üç köşe demir tertibatı mevcut olan bir otomobil veya kamyondur. Karı temizliyerekten ancak saatte üç kilometre gidebilir. Bu hesapça bir kar temizleme i 8 17 18 19 makinesi günde 3 0 4 0 kilometre yol temizliyebilir. Yalnız bu makineyi her kar yağışın akabinde kullanmak lâzımdır. Çünkü kar yağmasının üzerinden 48 saat geçti mi katılaşır ve temizleme makinesi ile de temizlenmez bir hale gelir. Bizim Belediyemizin de böyle kar temizleme makine leri vardır. Fakat yukarıda dediğimiz gibi bu ancak 10 san timetre ve ondan yüksek kar tabakaları için istimal olunabildiğine göre henüz kullanmak na sip olmamıştır. Zira 10 santimetreden fazla kar İstanbul'da ancak 10 senede bir defa belki yağar. Londra'da bir çocuk balomnda eski askeri kıyafetle giyinmif güzel oe firin bir tngiliz çoeuğtt