*Cumhuriyet SON TELGPAFLAD Bana kalırsa J Dertli gayrimübadillerin yeni bir derdi İki gün evvel, bir çok gayrimübadil imzasım taşıyan bir mektup aldım. Maliye Vekâletimize de isittirmek için, bu mektubu karşınızda yüksek sesle okuya cağım: <iAnadolu'da müzayedeye konacak emlâke mukabil olmak üzere birinci tertip bonolar çıka rıldı. Fakat bu emlâk pahalıydı, Anadolu'daki müzayedelere is • tirak için buradan oraya masraf edip gitmek lâzımdı ve oradaki emlâkin buradan idaresi güçtü. Bunun için gayrimübadiller, Anadolu'da 7 milyon lira kadar tu> tan bu emlâkten ancak bir iki milyonluğunu alabildiler, ütt tarafı kaldı. Zaten hükumet te bundan dört ay evvel müzayedelere bir müddet için nihayet vermifü«Gayrimübadillerin elindeki bonolarm kıymeyleri,bütün matbuatımıza karikatür mevzuu o • lacak derecede düsüyordu. Esasen on senedenberi bin türlü ihtiyaç içinde kıvranan ve gırtla ğına kadar borç içine giren gayrimübadiller, ellerindeki bono ları yok pahasına, yani yüzde ona kadar kırdırarak sattılar. «Yalnız üç beş zengin gayrimübadil, bonolarını ellerinden çıkarmamiflardı ve bir sürü tu • feylî, bir sürü tefeci, yok pahasına satilan bu bonoları topladı • lar. Öyle ki, bugün, hakikî gayrimübadillerin ellerinde bono kalmamış gibidir ve bir sürü açık göz tufeylî bono sahibi olmustur. Hal bu merkezde iken büyük bir hayretle öğreniyoruz ki, yakın • da, Istanbul'da, iki milyon kıy • metinde emlâk müzayedeye çı • kanlacaktır. Fakat ne fayda? Bundan üç beş zengin gayrimübadil ve bir sürü tefeci istifade edecektir. Zavallı gayrimübadillerin gene elleri böğründe kalacaktır. «Bu muamele gayrinizamidir. Anadolu'daki emlâke mukabil verilen ilk tertip bonolar itfa edilmeden İstanbul'daki emlâk müzayedeye çıkarılmamalıdir. Yahut lstanbul müzayedesinden evvel ikinci tertip bonolar veril melidir. Devletin ve hazinenin menfaati de bunu icap eder. Çünkü ikinci tertip bonolar verilirse müzayedeye girenler çoğalır ve emlâkin kıymeti artar, böylece hükumet daha az fedakârlıkla bonoları itfa eder. Hem de, İs • tanbul emlâk i bir sürü tufeyliye ve tefeciye kaptmlmış olmaz. Gayrimübadillerin de biraz yüzü güler ve yıllardanberi bu kadar kahır gören bu zavallı insanlar da biraz rahat nefes alırlar. «İkinci tertip bonolar çıkarılmadan ve henüz Anadolu'daki emlâkin müzayedesi bitmeden, hazine aleyhine olarak, lstanbul emlâkinin neden müzayedeye çıkarılacağım anlamıyoruz. ilâh» Ben bu mektubu açıkça oku makla iktifa ediyor ve fazla olarak soruyorum: Devletin, hazi nenin ve gayrimübadillerin aleyhine olan bu lstanbul müzaye desi, acaba kimin lehinedir? Bundan ötesi, vani pek yanlış bir adımın geri alınması. eski ve temiz bir devlet adamı olarak ta TürkAmerikan ticareti Maruf bîr Amerikan profesörü çok mühim bir eser neşrettî [Amerika'nın Denıaor Darulfünu nunda iktisadiyat müderrisi profesör Leland Janes Gordon'un «Amerika'nın Türkiye ile münasebetleri» ath eseri Amerika Türkiye ticareti üzerinde tcsir eden âmiller hakkında kıymetli bir tetebbüü muhtevidir. İki memleketi alâkadar eden bu mühim eserin bir huIâsasın: naklediyoruz:] Amerika vapurları, Amerika ile Türkiye arasında doğrudan doğru . ya islediği zaman iki memleket ti. careti arttığı halde, başka vaaıta lara müracaat olunduğu zaman bu ticaret eksilmiş, tngiliz kumpanya lan Akdeniz'in şark kısmındaki tL careti inhisar altına aldığı zaman bu ticaret tam bir inhitata ugra tnıştı. Son senelerde Atnerika'lılar doğru deniz po«taları vücude ge tirdikleri için, ticaret, her şeye rağmen yiikseldi. Türkiye ile Amerika ticaretinin inkişafına mâni olan başka sebepler varsa da en mühim se. bep bu idi. 1914 te Türkiye demiryolları, e c nebiler tarafından yapılan 2544 mil. den ibaretti. Demiryollarınm azllğı, dakili inkisafı ve haricî ticareti, ge riletiyordu. Yeni Türkiye hükumeti dahilî inkisafı ilerletmek için, de. miryolları insaatma ehemmiyet ver. âi. Bu siyaset, biitçeden ayrılan para ile tatbik olunuyor. Memleket menabiinin bu kadar ağır bir yüke tahammül edebümesi süphelidir. Fakat muvasala kolayhklan için duyulan ihtiyaç çok kuvvetlidir. Türkiye hükumetı de yeni yol . ları tesis ederken her şeyden evvel iktisadî ihtiyaçlan düsünmüstür. Ye. ni demiryolları hatları, memleketin dahilî inkişafına yardım ettikten baska haricî tiearetm genişlemesine ve büyUmesme de yardım edecek . tir. Türk piyasalarmda rekabet ekseriya son derece şiddetli olur. tngiltere, Fransa, Almanya ve ttalya tacirleri, bankaları brrer millî mü «ssese tanıdıkları için Amerika ihra. catcıları Amerika Bankasmm te . essüsüne kadar geride kalmışlardı. 1915 senesîne kadar tstanbul ile Nevyork arasında doğrudan doğ ruya kambiyo muamelâtı yoktu. Hesaplar Londra vasıtasile tesviye e. dilirdi.' Kambiyo fiatlarının doğrudan doğruya alınması üzerine Türk 1 lirası düftüğü gibi ttalya, Romanya, Bulgaristan gibi memleketlerin pa. raları da diismüs, neticede Ameri . ka dolarının istikrarı Amerika'lı ihracatçıları, fena bir vaziyetle kar. şılaşhrmıstı. Taksitle satış, Türkiye ticaretin de mühim bir âmildir. Rekabet içinde mevki kazanmak için uzun va deü. krediler açmak lâzımdır. Amerika ihracatçıları rekabetm bu saf. hasinda kazanmak için bunu yap . mak mecburfyetindedirler. Avrupa hükumetleri, haricî ticareti inkisaf ettirtnek hususunda ih. racatçılara müzaheret ettikleri için Amerika'lı rakiplerine karşı daha istifadeli bir vaziyet almaktadırlar. Avrupa tacirleri, Türkiye'nin tica ret kapılannı kapalı tutmak için uğraşmıslar, Amerika'lılar bankaları bulunmamasından ve uzun va delere dayanmadıklarmdan, Amerika'nın Türkiye ile ticareti bir müddet geri kalmağa mecbur ol . mustu. Fakat mahsulün iyi ve ucuz olması sayesinde Amerika'lıların ticareti gün geçtikçe kuvvetlenmek tedir. Amerika'nın otomatik vesait piyasasmı tutması bunun en kuvvetli delilidir. 1929 senesinde Türkiye hüku . meti yeni bir gümrük tarifesîni tat bika başladı ve bunu himaye esa nıdığımız Maliye Vekilinden beklenecek istir. PEYAMİ SAF A Ve söylene söylene, ellerini, kollarını sallıya salıya odadan çıktı. Pertev gülüyordu: Hakikaten, dedi, bana da öyle geliyor ki bu sinema islerine fazla ehemmiyet veriyorsun. Ne yapayım, seviyorum, zorla değil a... ,y^ , , , ı y Bu sevgiyi de geçfyor da, sakm darılma ama, deliliğe yakın bir şey oluyor. Hem bilhassa bu Andre Roan'a muhabbet nedir? Geçen defa da sen bana bu artistten bahsettin. Onu çok mu beğeniyorsun? O sırada baktım ki Pertev'in gözleri gözlerimin içine dikilmiş. Yüzüme öyle dikkatli bakıyor ki içime şüphe girdi: Acaba bir sey mi bili yor? Yoksa, benim bir artisti fazla beğenmera hosuna gitmiyor da onun için mi soruyor? Evet, diye mırıldandım. Ben Paris'te iken bana yaz saydın sana onun resimlerini, imza sını alır, gönderirdim. Bütün kızlara çok iyi muamele eder, hepsine ümitsına istinat ettirdi. Fakat bu siya . set te memlekete mihanikî techi . zatın, ziraî ve sınaî makinelerin ithalini terviç ettiği için yeni tari. fe, Amerika'nın Türkiye ile ticareti üzerinde mühim tesirler yapmıya . caktır. Bundan baska Türkiye'nin tarife siyaseti mütekabil menfaat . leri de gözettiğinden Amerika ihracatçıları Ankara muahedesinin ihtiva ettiği en fazla müsaade gören nıillet maddesinden istifade edecek. lerdir. Amerika tarifeleri Türkiye'nin A. merıka'ya ithalâtı üzerinde tesir et. mi*, Türkiye'nin Amerika'ya lâzım olan mallarmın, normal bir surette gelmesine mâni olmustur. Amerika. dan TUrkiye'ye giden mallar nisbe. ten haf if gümrük resimlerile mem Iekete girdiği halde Amerika'nın başhca Türk mallarına koyrfuğu gümrük resmi yüksektir. Atide, A. merika gümrük tarifeleri siyaseti nin, TUrk . Amerika ticaretinin in. kisafı yolunda, daha büyük bir ma. nia teskil edeceği anlaşıhyor. Ecnebilerin Türkiye'de gayri menkul mallar sahibi olmaları hak. ki 1867 tarihmde nesrolunan bir ka. nun ile kabul olunmustu. 1874 pro. tokolu, bu hakkı Amerika'lılara da verdi. Fakat Osmanlı devletinin va. zettiği bir takım tahdidat, bu hak kın temininden elde edilecek istifa deleri kısmen bertaraf etmişti. 1923 senesinin 6 ağustosunda Lozan'da aktolunan muahede, Tür . kiye'de uhudü atikanm ilgasını ka. bul ettikten baska Amerika'lıların Türkiye'de gayrhnenkul mallar sa hibi olmalannı kabul etmis ve A. merika'ya en çok mazhari müsaade millet hakkını vermişti. Fakat A. merika ftyanı bu muahedeyi redcfetmi» ve 1927 subatında Amerika • Türkiye siyasî münasebetleri, mu . vakkat bir tesviye ile iade olunmustu. Ticarî münasebetler de muvakkat bir esas üzere devam etmis, ni bayet 21 nisan 1930 da ticaret ve •eyrisefain muahedesinin tatbikına baslanmıstır. •. İki hükumet «raımda tşayiye o • lunmamış mes'eleler mevcut olmak. la beraber Amerika hükuraeti artık mürteoi bir sultanla değil, yeni bir Cumhuriyetin halkinı temsil eden bir meclisle karşılasıyor. Amerika . Türkiye münasebetle. rinin ikinci asrma girdiği sırada iki taraf ın ticareti îçin lâzım olan mu. ahedeleri aktedeceklerini, ticaret münasebetlerini inkisaf ettirecek Amerika'Iılarla Türk'lerin imtiza . cını kolaylaştıracak her şeyin yapı. lacağını gösteren delâil pek coktur. Almahya ateş saçıyor İngiltere'nin Dörtler Konferansma iştirak teklifi ikinci defa reddedildi Lcndra 19 (A.A.) Almanya' ! ler konferanrınin içtimaına ait son tun Cenevre'de in'ikat edecek dörtteşebbüsünün akametinde bahsede Ier konferansma iştirakten ikinci de rek diyor ki: ? tngiltere beynelmilel fa olarak imtina etmis olmasına rağnezaket kaidelerinin en iptidailerini men Almanya'yı bu konferansa istiihmal etmiştir. > rake ikna îçin müzakerelere devam Da.ha mutedil gazeteler Alman edilmektedir. ya'nm menfi hareketi dolayısile enBazı nimresmî mehafilde ağııdan dise îzhar etmektedîrier. agıza söylendiğine göre, bu hatti h* reket pek yakında değiftirilmedigi iakdirde tngiltere hükumetinin dovtler konferan«ı fikrini taraamile terBerlin 19 (A.A.) Wolff ajansı ketmeıi mihnkündür. tebliğ ediyor: Aneak, diğer bir d«vletin AlmanSabık İngilir Maliye Nazırı Lord yt'nm muvafakat edebileceği bir Snowden, Berliner Boerson Zei mahalli teklif cylemesi hali mü» • lung» gazeteainin sütunlanna geçen tesnadır. bîr yazısınd*. bUtün milletlerin silâh Alman gasrteleri ne diyor? kuvvetlerini azaltmalarıni ve hiç olBerlin 19 (A.A.) Hava» Ajan mazsa sulh yapılırken Almanya'ya •ı muhabirinden: Na»yonali»t Alman zorla kabul ettirilen seviyeye kadar gaseteleri Cenevre'de in'ikat «de • indirlmelerîni ısrarla istemiştir. e«k dörtler konferansına istirak için Lord Snowden mütalealarına R U tngiliz maslahatgiiıarı tarafından suretle devam etmiştir: yapılan daveti memnuniyetsizlikle «Her hangi bir emniyetsizlik duykarışık bir hayretle karsılamakta • gıuu ve . bunun zarurî neticeıi ola«ır. rak • selâmeti temin edecek bir M • Lib«raller Almanya'nın imtin*ı lâhlinma ihtiyacı doğuracaktır. sebeplerini ntücbir telâkki etmekte Cenevre'de tcmail edilen devletler olduklarmdan bu fıkranm gaseteleri yeryzünden harbi kaldırmak için »i basan pek ziyade şiddet kesbeden lâhlarını asaltmağı ve bırakmağı bir «da ile infiallermi ishar etraek • manen ve reamî beyanatla taahhüt •edirler. etmişlerdir. Deutsche Allgemeine Zeitung, Asıi ehemmiyeti olan cibet, silâhyalnız Fransa ile tngiltere'nin baş • ları aıaltma ve bırakroağa kat'i »ubaşa kalmasinı kabul etmem«kt« ve rette asmelmif olmaktır. Almanya'nın da yalnıı olarak LonSilâh kuvvetlerinin gerçekten a oVa'ya davet edilmesini istemekte zaltılraatına giriaileceği gün bütün dir. Berlîner Boersen Zeitanf'un miHetl«r, bu hartketi aevinçle al şiddetli bir ifade.i bir Ingili* • Alkiflıyacaklardır. man görüşmesine mÜMİt bir hava Silâhlanna m**'elesi mevsuu bah husule getirecek mahiyette degildir. soldu|u s«m«n, iki HlrliS »lcü ve Hariciye Nezaretioden mülhem iki türlU tartı kulUnmak haluıc o • gibi görünmekte olan bu gazete dört lun» Park Dünkü gazetelerde bir müjdb vardı: Belediye, Aya&ofya ba • mamının arkasındaki bos saha yı, yirrni bin lira sarfederek giize) bir park haline koyacakmış. Niçin? Sebebini, düşündüm, düşündüm, bulamadım. Muhterem Belediye erkânı, se* nelerdenberi Babıali yokuşundan inip çıktıkları için acaba görmiye görmiye unuttular mı? Aya sofya'mn alt ve üst tarafında, iki büyük park vardır: Gülhane ve Sultanahmet parkları! Biri Sallnmsöğüt'ten Saray • burnu'na kadar uzanan; öbürH, tramvay yolundan Ticaret mektebine kadar dayanan bu iki park dururken tekrar o civarda bir ücüncü parka ne lüzum var? Bu parklar artık ihtiyaca yetmez, adam almaz bir hale mi geldi?, Yoksa, Belediyemizin parası pek çok ta her tarafı çiçeklerle süsle* mek, ağaçlarla donatmak, bag bahçe, gülüstan mı yapraak isti yor, nedir? Bir kere mevcut parklar, her tarafım otlar bünimüs, yollan deye hörgücüne dönmüş, sahipsiz bostanlardan farklı değil... Ba bakımsızlık devam ederse, gelecek yıl, çiçekten vaz geçtik, tarhlarda yeşillik bile göremiyece ğis!. Eğer Belediyemiz, elindeld yirmi bin lirayı muhakkak parka sarfetmek istiyorsa yeni park y»pacağına mevcut parkları biraz düzelttirse, güzelleştirse daha. iyi olmaz mı? Yok, eğer Belediyemiz mutla* ka park yapmak istiyorsa, bunun yeri Ayasofya meydanı değildir. Beyazıt, Lâleli, Aksaray halkı, hava alacak, çocuklarını gezdi •ecek bir bahçe, dinlenecek b\ kanape, bir ağaç gölgesi. bir y«* fillik kenarı bulamıyorlar. Yirmi bin lira ile bu taraflarda bir park yapılsa daha faydalı olmaz mı? Bir kaç bin lira için Darülbe • dayi mektebinin kapatıldığı bir zamanda, yirmi bin lira, cami avlusunda güvereinlere yem serper gibi rasgele atılamaz! Kord Snowdenn'in şayanı dikkat bir yazısı M. Heryo'nun Madrit seyahati nniimillllllllilllllflllD Kabinelerde İstifa salgını Bhr çbft8 siyasî endişelere Çek ve Belçika kabineîesebebiyet v«rdi ri de istifa ettiler Paris 19 (A.A.) Alikadar mehafil, Amerika ajannnın M. Herriot'nun Madrit'i ziyaretten mak*adı Fransaİspanya arasında Balear adalarının Almanya veya ttalya ile bir harp luhuru halinde Fransa tarafmdan ifgali esasına müstenit bir itilaf akti olduğu suretinde verrais olduğu haberin külUyen asılsız olduğunu beyan etmektedir. Ayni mebartl, M. Herriot'nun Upanya'yı ziyaretinin tamamile mücamele karane bir mahiyette olduğunu, esasen kua olan bu mtil&kat esasuıda siyasî hiç bir itOafın musakere edilmtyeceğmi üave eylemektedir. Göte madalycm Berlin 19 (A.A.) Wol« Aj.ns.ndan: Almaoya'nın Paris «efiri M. Fon Hoeach serefme verilecek veda ziyafetinden sonra M. Herriot'ya Goeth'e madalyasını tevdi edecektir. Bu madalya biiyük sairin vefatından 100 üncü yıldönomü miinasebetile ihdas edilmisti. Alman maslahatgözari M. Forster de mubarrirlcrden M. Valery ve M. Gide'e ibda edihnit olan madalyaları tevdi edecelrtîr. Ankara 19 (Telefonla) 29 tesrinievvel Bayramında yapılacak re»mi geçit :çin tribünlerm inşasına başlanmıştır. kaç aydır kapalı olan Ankarapala» Ankara 19 (Telefonla) Bir bir kaç güne kadar açılacaktır. BUkreş 19 (A.A.) Kral, yenİ kabinenin teakili vazifeıini köylü ftrkatı reisi M. Maniu'ya teklif etmistir. M. Maniu, istisarelerde buiunduktan sonra cevap verecektir. Bükres 19 (A.A.) Kabine buhranj, gazetelcrin uzun uzadıya mütalea serdetmelerine bai» olmuftur. Neşrettigi malumatı, ekseriyetle kralın yakınında bulunan kimselerden almakta olan Cuventul, buhranın haricî uyatete müteallik bir ihtilâftan liyade fırkalar arasındaki nizadan mütevellH olduğunu yazmaktadır. Filhakika gerek hfikümdar ve gerek kabine ademi tecaviis misakını kayıt ve şartnz tatvip ebnektedirier. M. Titulesco'nun noktai nazannı kabul eden Mihalache'm bu suretle hareketi buhranı doğurmuttur. M. Maniu'nun haiz olduğu bîiyük nü fuztm M. Mihalache'ın hareketi yüzünden eıkan müşkülâtı izale edeceği ümit olunmaktadır. Belçika kabineai i$tifa etti Briiksel 19 f A.A.) Kabine, irtifa etmistir. tatifanın sebebi, liberai nazırlarla Başvekil arasında zuhur eden ihtilaftv. Liberaller, meclisin feshi ile umumî intihabat ve eyalet inühabatt icrasıoı fltizam etmektedirler. Çek kabineai de düatii Prague 19 (A.A.) M. Udrazal, kabine riyasetinden istifa etmiftir. YUSUF ZlYA îran Hariciye Nazırı \Birind sahifeden mabait] kara'da bulunacaktır. Ankara 19 (Telefonla) Bu * raya gelecek olan tran Hariciye Na> zırı Furugi Hana büyük meraskn yapılacaktır Nazır 27 teşrinievvelde gelerek Ankaea'da dört gün kalacak, Cumhuriyet bayramı şenlik* lerinde hazır bulunacaktır. Millet Mektepleri açıhyor Ankara 19 (Telefonla) Millet mektepleri her sene olduğu gibi btr tesrinisanide açılacaktır. Maarif Vekâleti bunun için vilâyetlere şu mühim tamimi göndermiştir: «önümüzdeki ikinci teşrinin başında her yıl olduğu gibi halkı okutma islerine başltya • cağız. Bütün varlığımızın desteği Cumhuriyetimizin yurdumuzun temeli halk ve köylüyü en kestirme yoldan en az günde okutmak ve yetistirmek için dört yıldanberi tuttuğumuz yolda gittikçe artan bir atılganhkla yürünecektir. Bu çauşma için bu isi can ve gönülden be» nimnyen muallimler ve okumuş gençlerimiz emrinizdedir. Bunların basmda geçen vıllardan edinilen denemeler kuvvetile ve her zamankinden üstün ask ve hevecanla varatıeı gayretinizin büyük ve değerli neticelerini hasat edeceğimize füohem yoktur. Mekteplerm açılışı ve çalısma yolları ve bunlarda yürüyüş hakkında haberlerinizi bekliyerek saygılarımı sunarım efendim.» Ankara 19 (Telefonla) Ya| kında yeniden bir çok halkevleri çılacaktır. Bu husustaki hasırlıklar bitmek üzeredir. Yeni Halkevleri Cumhuriyel Nüshası 5 Kuruştur Ankara'da hazırlık Abone • Senelik Altı ayhk Üç aylık Bir ayhk Türkiye için 1400 Kr. 750 400 150 Hariç için 2700 Kr. 1450 800 Yoktor Ankarapalas açılıyor BÜYÜK HtKÂYE: 26 Sinema Delisi Kız Bak, dedi, biraz evvel gazetede okuyordum, keske sana getirsey* dim, bu havadisler seni enterese eder, değil mi? Ne havadisleri? Sinema havadisleri. Evet, ne olmuş? Bu Andre Roan, büyük bir tıfim çevirmek için, geçen hafta Amerika'ya gitmis! Beni bile hayrete düşüren keskin bir çığlık kopararak sordum: Kim dedin? Andre Roan. Andre Roan mı? Pakize'den ba»ka herkee hayretten dona kaldı. öyle bir bağınyor* dum kî: Annem avcunu çenesine götürdü: zete mi yazmış? Hangi gazete? Diye sordum. Dünkü «Cumhuriyet». Ah, nasıl etsek te görsek onu Ben sana getiririm. Evet, fakat ben çok merak eSERVER BEDt diyorum, şsmdi görmek istiyorum, A, a. . rUzım, dedi, ne oluyorşimdi, şimdi • • »un, ödüm batladı, hihh. Bak val' Annem hep yüzüme hayretle balahi kalbim çarpıyor... Allah Allah... kıyordu. Ona ehemmiyet vermiyerek Ne oldu sana? Elin herifi Amerika'ya Pertev'e gene sordum: gitti diye ne bu telâş? Andre Roan olduğuna emin Pakize dedi ki: misin? tste benim söylediğim bu idi. Eh, oldukça. Yoksa resimlere bakmak değil Yok Ha... Oldukça! öyle ise değilsa bugün her kızın çantasında üç dir o, kat'iyyen değildir. beş tane sinema artisti resmi var. Sonra kendi kendime tekrarladım: Annem hâlâ çarpıntıdan kurtula Kat'iyyen değildir. mamıstı. Bu hali düşündükçe aklı Biraz düşündükten sonra: almıyordu. Ustüme yürüdü ve yarı Hayır, hayır, dedim, değildir saka, yarı da öfke ile: o, kat'iyyen, Andre Roan değildir, biliyorum ben. A... Kız, delü Diye bağudı. Annem bağırdı: Doğrusu ben utanmiftım. Gültne A... Ustüme fenahKlar gelıyor, ğe başladım. Fakat içimden de mekaçayım, bu kızın aklından zoru raktan ölüyordum. Amerika'ya giden khn? Andre mi? Olamaz. Gavar. ler verir, «sizin yıldız olmağa çok törlerin simasma, bakısına, istidadmız var!» der, hatta onlarla aldanır mı? Hepsi roldür Sinemada katil rol'i yapan bir aktör hakikati» provalar yapar, fakat birer birer hekatil midir? vesini aldıktan sonra hepsini başın Biliyorum ama Bellidir. dan savat ve onlarla alay eder. Bütün artistler yalancıdırlar. Kıpkırmızı kesildbn ve bağırdım: San'at bir yalandır. Bizde de ne de#*i Olamaz, Andre bu kadar adi ler? Bir mısra vardır: «Aldanma ld : adam değildir, Andre insanı aldat şair sözü elbette yalandır! Bütün maz! sinema artistleri, ellerine sinema hm Pakize iie Pertev birer kahkaha veslisi bir piliç düşürmek için her] attılar. Ben o kadar sersemlemiştim yalanı söylerler. Aldanan kizlar, ki neden güldüklerini anlıyamıyor saftırlar, zavalhdırlar. dum. : Beni bir düsünce almıstı. Cevap vd Ne gülüyorsunuz? dedim. Bir kahkaha daha boşalttılar. remiyordum. Başım önüme doğru düsmeğe başladı: Kim diyor ki AnPertev dedi ki: dre Roan beni de aldatmak istemi Sabiha, pek tanıdığın bir a yor? N'itekim evvelâ filmin persem»! damdan bahseder gibi söylüyorsun. be gününden itibaren alınmağa n Onun kimseyi aldatmadığını ne bi lıyacağını söyl»mişti; sonra rejtaöfj liyorsun? Avrupa'ya gidip gelecek, dedi. Betfl O zaman kendime geldim. Şasırde o gel«nciye kadar apartımanda dım, kekeledim: bekli^eceğim, kapanıp kalacağım! Simasından... Yüzünden .. BelSonra? Ya kaçıp giderse? Ya beni li, belli halinden.. dedim. • götürmezse? Pertev ciddî bir tavur takındı: Mdbatii var. Hiç insan artistlerin, hele ak