! Cun\ finfhfcf' Dil Kurultayı işlerini bitirerek dağıld IBırinci sahifeden mabait] ladifi maddeler şöylece birer birer okunuyordu: «Türk dilmin öz güzelHğini ye z«nginliğin< meydana çıkarmak ve onu dünya dilleri arasında değerine varasır yüksekliğe eriştirmek mak. sadile Türk Dili Tetkik Cemiyeti adlı bir cemiyet korulmuştur.» Fuat Raif Bey Dünya dilleri yerine medenî diller desek daha iyi olur. Celâl Sahir Bey encümen namına îzahat verdi: Dünya dilleri tabiri daha umumidir, içinde medenî diller de dahildir. Satnih Rifat Bey de medenî diller, yerîne~dünya dilleri tabirinin daha şamîTölacağını izah etti. Neticede madde aynen kabul edildi. «Madde 3 Türk Dili Tetkik Cemiyetînin merkezi Ankara'dadır.» «Mâcfde 4 Türkiye Cumhuri.. yeti Maarif Vekili Cemiyetin fahrî reisidir.» «MaHde 5 Cemiyetin işlerine ve çalışmalarına umumî merkez heyetince idüzen verilîr.» «Madde 6 Umumî merkez heyetinin bir reisi, bir umumî kâtibi, bir muhasebecisi ve altı aıaıı vardır. Umumî kâtip ayni zamanda cemi yetin raes'ul murahhasıdır.» «Madde 7 Umumî merkez he yeti Kurultay tarafmdan seçilir. Heyet her Kurultayda değişir, isteni lenler yeniden seçilebilirler.» Meallerini yazdığıımz bu mad4s. ler de münakaşasızca kabul olundu. «Madde 8 tki Kurultay ara aında reîslikte, umumî kâtiplikte, azalıklarda açılacak yerlere yenilerini umumî merkez heyeti seçer ve ilân eder.» Bu maddeye muhasebeciliğin de ilâvesi tekiif olundu. Encümen de bu ilâveye taraftar olduğundan madde o suretle kabul edildi. «Madde 9 Kendisinde kanunî vasıflar bulunan her Türk cemiyete aza olabilir.ı Bu madde vesilesile bazı teklifler oldu. Birinci Kurultay azasının cemiyetin ilk azası olarak maddede tasrihi istendi. Kabul edildi. «Madde 10 Umumî merkez heyetinin çaltşma kollan şunlardır: 1) Filoloji, 2) Lengüistik, 3) Etimoloji, 4) Gramer ve sentaks, 5) Lu gat, 6) Derleme ve nefriyat.» Bu maddenin müzakeresi bir hayl: uzadı. Azadan biri «derleme» tâbirinden ne kasedildiğini sordu. Celâl Sahir Bey izah etti. Bu sırada, usulü müzakere hak kında söz istiyen bir zat riyasete: Sadet haricinde söz söyletilme melidir> dedi. Dil Kurultayını büyük bir nüfuz, kudret ve mükemmeliyetle idare eden ve gayesine ulaşhran Kâzım Paşa Hz.: Bu, riyasete ait bir vazifedir, her azanın söz söylemeğe hakkı var . dır, dedi ve şiddetle alkışlandı. Kaymakam Semsi Bey neşriyat ye rine propaganda kelimesmin ilâvesini tekiif etti. Hıfzı Tevfik, Kâzım Nami Beyler de bu madde münase betile fikirlerini söylediler. Celâl Sahir Bey tekrar cevap verdi. Neticede onuncu madde reye konarak encümenin tekiif ettiği şekilde kabul olundu: «'Madde 11 Umumî merkez heyeti memlekette bulunan her türlü teşkilâttan faydalanmağı temin ede cektir.» «Madde 12 Türk Dili Tetkik Cemiyetinm her vilâyet merkezinde bir merkez heyeti vardır. Halkevi bulunan vilâyetlerde halkevinin dil, tarih ve edebiyat şubesi vilâyet mer kez heyetinin yerini tutar.» «Madde 13 Henüz halkevi buIunmıyan yerlerde umumî merkez İstanbul Belediyesi ilânları Beher metro murabbaına yedi lira kıymet konulan Besiktaş/ta Ci • hannüma yangın yerinde 91,73 metro murabbaı Belediye mali arsa satılmak iizere temdiden müzayedeye konulmuştur. Talip olanlar tafsilât almak için Levazım Müdürlüğüne müzayedeye girmek için de 48 liralık teminat makbuz ve mektubu ile 13/10/932 perşembe günü $aat on beşe kadar Daimî Encümene müracaat etmelidirler. Gazi Hz dün gece bir ziyafet verdiler İstanbul 5 (A.A.) Reisicum. hur H«. Dil Kurultayında T. D. T. C. umumî merkez heyeti aza . heyeti kararile şubeler kurulur veya muhabir azalar tayin olunur.» «Madde 14 Vilâyet merkez heyetleri ve subeler teşkilâtile muhabir azalarm çalışma programları ve talimatnameleri umumî merkez he yetince hazırlanır.» lığına seçilmiş olan zevatı bu ak şam yemeğe davet ve taltif bu • yurmuşlardır. Yorgun başım, yüksek itimadınızm verdiği bir huzur ile dinlendi. Geçfein yaşım kendisini dinç ve ayakta görü yor: Bir gün, yeniden bütün arkadaş lanmla muhterem heyetinizin huzuruna çıktığunız zaman geceleri ışıkjarunızı söndürmeden çakşbğunızı size vesikalarile isbat etmek bizim için bir na^ıus Malî hükümler borcu olmuştur. (Şiddetli aUoslar). Cemiyetin gelirini ve sair malî Kuruitayın kapanması ile kitapla hükümleri ihtiva eden 15 inci, 16 ıncı rımızın açılması arasında en kısa bir zave 17 inci maddeler de kabul olun man geçmiyecektir. duktan sonra umumî hükümlere geMuhterem hanımlar, efendiler, çildi. «Türk Dili Tetkik Cemiyeti Bazan tarih, hâdiselerin tabiî akîşînı Türk olan veya ohnıyan dil âlim kendi yatkuı yatağında durgunlaştıran lerine umumî merkez heyetinin kararile fahrî azalık veya muhabir aza. sessiz bir ırmakbr. Fakat bazan yolu üzerindeki bir geçit, onu cotgup şelâ lık unvanı verebilir» şeklindeki lelerle canlandırır. Şu uçkundu kayalar 18 inci madde de muvafık görüldü. üzerinden bütün berraklığile aşmağa, etKurultay rafına kendi varlığuu telkin eden bir «Madde 19 Türk Dili Kurultayı ahenkle çağlamağa başlar. Bir cemi en az iki yılda bir toplanır. Toplanyetin umumî inkişaf hamlelerinde bu ma tarihi en az üç ay önce ilân edimanzara ne kadar göze çarpar; on bir lir. Kuruitayın toplanma şekli, ça • günün tarihini hep bir arada yaşadık. lışma programı merkez heyetince Yüzlerce mütefekkir başın alınları müştesbft olunur.» terek bir gayeye teveccüh etmiş, seve Bu şeküdeki madde okunduktan rek ve düsünerek millî bir dil inkılâbına sonra da bir takım münakaşalar olkarar verdiğini zaman hürmet ye huşu du. Fuat Ra><" Bey: «Çok zaman kay ile seyretti. bettik, dah? da kaybetmek istemi Muhterem hanunlar, efendiler, yoruz, görülecek çok işler var» di Bir tarihi yasamakla onu başka mil yerek Kuruitayın senede bir toplanletlerin ancak gözlerini kapayarak ta masını tekiif etti. hayyül edebildikleri büyük bir dâhinin, Doktor Saim Ali Bey de, iki seneyi bir kahramamn şahsında okumak ara bile az görerek Kuruitayın üç senede bir sında çok derin bir fark vardır. (Al toplanmasını tekiif etti. Neticede madkışhuO de reye konarak olduğu gibi kabul edilYurdun kurtancısı bütün kurtuluş ve di ve celse on dakka tati! edildi. inkılâp hamlelerinin başında işte böyle bilen ve düşünen, yaratan ve yprulmıyan bir rehber olarak durdu. (Şiddetli Reis Kâzım Pasa, ikinci celseyi açar alkışlar.) Bütün yüksekliklerin o yük • açmaz, eldeki teklifleri hulâsa etti. Necip Beyin bütün Türk milleti Kuruitayın sek şahikası etrafında bugün. mjllet işte böyle sizin gibi, hepiniz gibi parmağının azası addolunması şeklindeki teklifi, gösterdiği istikamete bakarak vazifeye icbar mahiyrtinde olabileceğindcn redve zafere kosmak için hareketin ve hajndodildi. Halit Fahri Beyin ve diğer bazı azanın arzusu olan «26 eylul gününün lenin zaraanlanm bekledi. Yürüdüğümüz yollarda her zaman muvaffak olduk. Dil Cemiyetinin Dil bayramı günü ittiAyağuun izindeyiz. Bu birlikle, bu iman haz edilmesi» muvafık görüldü ve ni ve itikat birliğile dehasının ışığraa yü • zamnameye ilâve edildi. rüyecek, yorulmadan seve seve, kalp Cemiyetin programı ler çarpa çarpa yürüyecek ve istikbali Nizamname çıkarıldıktan sonra ce en derin bir kuvvetle kucaklıyacağız. miyetin mesai programı okundu. Prog(Alkıslar) Bütün yurt bizimle, bütün rara üzerinde de bazı müzakereler ce • mütefekldrler bizimle, bütün halk bi • reyan etti ve münakaşalar oldu. Samih zimle beraber.» Rifat Beyin izahatmdan sonra program Samih Rifat Bey bundan'ionra Mecreye kondu ve ittifakla kabul edildi. lis Reisinin, Başvekilin, matbuabn K|i • İçtimaa 15 dakika aralık verildi. rultaya karşı gösterdiklerî alâkayı an lattı. Bunlara teşekkür ederek dedi ki: « Dil inkılâbı 10 gündür hayahb Üçüncü celsede umumî merkez heyecereyanına karışmıştır. Bugün bu inti intihabı yapıldı. kılâp artık memleketin ruhu üstüne Reisliğe, Samih Rifat Bey, Umumî işlenmiş bir gaye, bir ihtiyaçhr. Ya kâtipliğe Rusen Eşref Bey ittifakla rın akşam Boğaziçi kıyılarından bi intihap edildiler ve alkışlandılar. Mu rinde dolaşan çocuk gökyüzündeki hasebeciliğe Besim Atalay, azalıklara belirsiz yıldızların çizdiği yolu gösda Celâl Sahir, Ahmet Cevat, Ragıp tererek «bu nedir?» dediğî zaman Hulusi, Hâmit Zübeyir, Hasan Âli ve yamndaki anasmın munis sesi şair İbrahim Necmi Beyler seçilerek alkış lerin ona Kehkesan dediklerini söy landılar. lemek lüzumunu duymıyacak, saman yolu diyecek ve bununla talim vazifesini bitirmiş olacaktır. Edebiyat Cemiyetin reisliğine seçilen Samih tarihinde Kehkeşan yıkılırken al Rifat Bey, kürsüye geldiği zaman, albndaki bürçler, bütün bürçler, bü kışların sonunu almak için bir müddet tün yıldızlar çökmüş, yerlerine bekledi, sonra söze şu suretle başladı: Türk bürçleri, Türk yıldızlan gel «Yiiksek Hâmi Reisimiz Gazi Mustafa miştir. Artık gökte bir hamil bürcü Kemal Hazretleri, muhterem hanımlar, yoktur. Bir sünbüle bürcü yoktur. efendiler. On gündür, bir çok mütehassıs aı£ca Kuzu bürcü, başak bürcü vardır. Yarınki çocuklanmız bize eski Türk adaşların ilim ve edebiyat namına en talarmm başak bürcü değil, başak e güzel, en kıymetli sözler söyledikleri bu ğeği dediklerini öğreneceklerdir. İskürsüye bugün ben söylemek için değil, ter misiniz ki hâlâ mıntakatülbürç duygularımı söylmekteki aczimi ifade diyelim? Türk oğanı bize neder «göetmek, söyliyememek ve söyliyemediğünü tanımaz mısın? Ben tanırıın. ğimi göstermek maksadile çıkıyorum. Benim yiice âlemlerimi sevgili ve a Yüksek hrvetinizin beni tekrar (Türk ziz dilinle söyle» der. Başını yükseğe Dili Tetkik Cemiyeti) reisliğine seç kaldır. Türk çocuğu; Son Gazi Mus mesini 35 yıllık bir matbuat arkada taf a Kemal'in yetiştirdiği hür ve yüksına verilen en değerli ve son bir mü sek nesilden geldin. Bütün dünya ükâfat gibi heyecanla karşıladım. (Al zerinde atlarını ilk def a kendin koykışlar) duğun yıldızların altmdasın. Topra ğının üzerinde yaşaran otlar ve çi çekler yeniden var oldu. Ve onlara ogan, Tanrı eski atlarını verdi. Çi çeklerini öp; kokla: Onlar hep senin oldular. Muhterem efendiîerim; size başka diyeceğim yoktur. önümüzde yep yeni bir ufuk açıldı. Türk'ün ruhu öz dilinin yarınki sesleri gelen sonsuz bir âleme doğru yükseliyor. Alkış olsun bu Kurultayı kurana. Alkış ol sun Türk dilini kurtarana. Alkış olsun ona gene ve her zaman ona. (Şiddetli alkıslar). Bundan sonra alkıslar arasında kürsüye gelen Maarif Vekili Doktor Reşit Galip Bey şu nutku irat etti: Büyük Gazi Reis, Büyük Ku . rultayın muhterem azaları; ÇaİLsmaga başladığımızın onuncu günündeyiz. Bu müddet içinde derin ilimden ve coşkun millî duygular . dan kana kana feyiz içtik. Bu müddet içinde Türk dili uğruna emek ver. meği, Türk dilinin kutuluşu yolund'a çahşmağı bütün dünya işlerinden üs tün tuttunuz. Çalışmalarınız sayesinde Türk di. linin parlak istikbalîne doğru geniş ve düzgün yollar açıldı. Bütün mil . letin katılacaği bu yollarda nasıl yii. rünmesi Iâzım geleceğini isabetli süzgecinizden geçmiş teşkîlât yasa. sı ile, çalışma programı ile, yapıla . cak isler hakkındaki buyrukları nızla gösterd'iniz. Bunların harfı har. fine başarılması içm bütün imkân . ların sonuna kadar tatbik sahasına geçifllieceğini, birinci açılış önünde de söylediğim gibi yalnız maarif teş. kilâtı nami değil, bütün hükumet teşkalâtı namına Reisicumhur Hz. ve Başvekil Pş. nın emrile tekrar temin ve teyit ederiın. Yüksek kıymette bine yakın Türk münevverinin burada toplanarak yo. rulmadan, usanmadan çalışması, yorgunluk, usanç tanımamak andile aynlmaaı irf an tarihimizde unutul . maz büyük hâdİselerden biri olarak yaşıyacaktır. Yakın ve uzak istik . balin terihçeleri atlarınızı bahtiyar çocuklarımızın ve daha bahtiyar to. runlarımızın müteşekkir minnettar bakışları kar&umda saygı ile ana . rak: «Türk dilinin kendi benliğine ka. vuşması, hakikî zenginliğine, aslî güzelliğine erme*i işte onların Kurultayı ile başladı...» Diyeceklerdir. Muhtereon arkadaşlar, Sizler, sabırsızlıkla kendi diline kavusmayı tstiyen milleti, istediğine kavuşturmayı taahhüt etmiş ve manevî mes'uliyet altına girmiş millî bir heyetsiniz. Gelecek toplamşınızda kararlanmızı, hükümlerimizi ne yap. tınız diye sormak açık hakkımz, si. ze, işte mümkün olan her şeyi yap. tık diyebibnek te bizim derin saa . detimiz olacaktır. Yüksek kumandası altında yeni millî cidale ve zafere yürüyeceğimiz Büyük Reis ve muhterem Kurultay arkadaşlarım cümlenizi sağlık ve nruvffakiyet içinde tekrar buluşmak temennilerile ve en derîn saygıiarla selâmlanm. (Alkıslar). Karacabey Harası Müdürlüğünden: Bu sene koyunlarımızdan alinan 4020 okka merinos yapagile 959 okka merinos yünü; 3959 okka yarımkan yapağı; 1638 okka kıyırcık yapağı; 1283 okka yarımkan kuzu yünile 412 okka kıvırcık yünü, dört kısımda teşrinievvelin 20 inci perşembe günü saat on beşte alenî müzayede ile Harada satılacaktır. Taliplerin teminat akçelerile yevmi mezkurda Hara Müdürlüğüne müracaatleri. Maarif Vekilinin nutku Edirne Vilâyeti Daimî Encümeninden: Kapah zarf usulile münakasaya çıkarılan Vilâyet San'at mektebinin 11855 liralık inşaatına talip çıkmadığından 30/10/932 pazar günü saat üçte pazarlıkla ihalesi yapılacaktır. Şartnameyi görmek istiyen lerin Ankara ve İstanbul'da San'at mektebine Edirne'de Daimî En crnnene ve münakasaya iştirak etmek istiyenlerin ihale günü % yedi buçuk nisbetinde teminatı muvakkate mektuplarile Vilâyet Daimî Encümenine gelmeleri. "' İstanbul birinci iflâs memurluğun d?n: Miiflis halıcî ve antikaci Sabitay Hayim Efendiye ait olup Beyoğlu'nda Altıncı dairede Meşrutiyet caddesinde Amerika sefareti karşısında vaki Pansa zopolo apartımanının birinci kabnda mevcut akaju sandalyeler, karyola, maroken kanane muhtelif yaldızlı kana peler, ouflar. Edirne beşiği, İtalyan sandalyeleri, komotlar, yaldızlı konsol, aynalar, Edirne uzun saatleri, muhtelif yadızlı kadrolar ve sair rriobilyeye müteallik eşyalar 7 teşrinievvel 1932 cuma günü sabah saat ondan itibaren açık arttırma ile satılacağından almak istiyen' lerin o gün ve saatte müracaatleri ilân olunur. ikinci celse Umumî Merkez heyeti Samih Rifat Beyin hitabesi 932 senesinin en güzel zabıta romanı: 12 13 temmuz cinayeti Yazan: S. Ş. VAN DlNE Başımda garip bir ağırlik var, affedersiniz uyumuşum. Bu aşağıdaki efendiler kim? Skarlet ile Hanirfearalarmda... Odamda öyle müthiş bir sıcak vardı ki... Vans: Doktor Blis, mühim bir kaza oldu, dedi. Lutfen müzeye kadar i ner misiniz? Blis birden irkildi. Gözlerini had. dinde n fazla açtı. Heyecanla bağırdı: Bir kaza mı, dediniz. Müzeyi mi soydular? Hayır doktor, daha fena! Vans doktorun koluna girdi. Be raberce aşağı indiler. Hepimiz, bütün salonda bulunan lar ayaklarma bakıyorduk. Hayır beklediğimiz çıkmadı. Doktorun a yaklannda tenis ayakkabıları değil, karaca derisinden yapılmıs bir çift terlik vardı. Nasıl öldü? Vans yerde yatan cesedi işaret ederek cevap verdi: Katledildi. Blis cesede doğru yürüdü. Onu bir dakika kadar dalgın dalgm seyretti. Sonra Sakmet'e ve Anulis heyTercnme eden: ÖA#£J? FEHMİ keline baktı. Birdenbire Hani'ye döndü. Mısır'lı bu anî hareket kar Doktor bizi seri bir nazarla süz dükten sonra Vans'a sordu: şısında korku ile geri çekildi. Bir şey çalınmadı dediniz, de Blis haykırıyordu: ğil mi? Buna ne diyeceluin, çakal? Be Hayır, doktor. ni senelerce casusladm. Bir taraf Sualini titrek bir sesle ve biraz tan benden para çekerken bir ta müşkülâtla tamamladi: raftan da Mısır hükumetinden rüşvet Şu halde ne olcnuş Mister Vans? aldm. Karıya beni çekiştirdin. Neye Sirkatten daha mühim bir hâ teşebbüs etsem mâni olmağa kal dise, doktor, Mister Kil öldü. kıştin. tnteb'in mezarı önünde iki di Mister Kil öldü mü ? 1 mkânı yok. kili taş bulunduğunu bana haber veDaha dün gece kendisi ile görüştüm. ren Mısır'lıyı öldürmeğe kalkan sen Bu sabah gelecekti. Hesaplaşacaktık. Mısır'a yeni bir sefer yapacaktık. Öl değil mi idin? Söyle, cevap ver! Ne dü, ha! Demek bütün emeklerim boşa yapmak istesem önüne geçtin. Senî bunlara rağmen yanımda ahkoymam gitti. karımın hatırı içmdi. Şimdi tam haDoktor meyus bir tavurla bir is yatımı vakfettiğim bir işi bitireceğim kecnleye çöktü. sırada bana para veren adam ölmüş Müthiş bir haber! Diy e inledi. bulunuyor. Bunu bana sen izah ede Biz de son derece müteessiriz. ceksin. Doktor. Düçar olduğunuz felâketi anlamıyor, değiliz. Blis'in gözlerî iki ateş parçası gibi le dedi ki: ? Tarih en büyük düşünce Kareketlerinin belirti noktaları diye Perikles devrinden August devrin den, Rönesans'tan on dördüncü Louis devrinden, Büyük Fredrik devrinden bahseder. Bunlar beğenilecek şey lerdir. Bunlara admı verenlerin bunlarla ne kadar uğraştıkları çok belli değildir. Fakat, bu devirlere eş bir devir de biz yaşıyoruz. Mustafa Kemal devrinin düşünce hamleleri bi zim için onlardan çok uyarıcı ve başarıcıdır. Adım taşıyacak devrm ilk başında o kendisi duracaktır. Sakarya'da, Dumlupın&r'da olduğu gibi şapkada da, harfte de, tarihte de, dilde de baş o olmuştur. Bunlarda onun hizmetinde çalışmış olanlar, bahtın elile alınları sıvazlanmış fanilerdir. Bu abidelerin ustabaşısı yalnız odur. Bu programda da onundur. Bu program Mustafa Kemal'm bir mes'eleyi nasıl düşündüğünün grafiğin den başka nedir? Bir davayı bütün gerçekliğile göz önüne getirmek, onu zaman ve mekân içindeki yerine sırasına koymak, beynin lâboratuvarında inceden inceye elenip dokun muş bu işi nasıl bir iş olduğunu görmek, göstermek düşüncelerini o iş etrafında bir araya toplamak o işten çıkan netîceleri ilerisî îçin hedef edinmek. İşte Mustafa Kemal'ce düşünüş bu demektir. Bu Kuruitayın programı da bu cemiyetin kurulması gibi o düşünüşün bir örneğidir. Mustafa Kemal'ce düşünmek demek tahlil ve terkip etmek; şuurlaştırmak; nizamlandırmak, sistem haline koymak demektir. Bu usul, Çanakkale'den Dil Kurultayına kadar ayni hızı ve sırayı gösterfr. Yaptığı işlerin hiç biri kolay değildir. Onun ve hepimizin şimdi bu sarayda toplanmamız için önce onun yıkılmış Türkiye'yi verilmiş fstanbul'u kurtarması gerekti. Onun ve bizim İstanbul'da oturmamız için onun Yeni Türkiye'yi kurtarması gerekti. Her biri tarihte bir büyüğe sonsuz şan olacak bu dev işlerinin her birinden sonra: «Artık Maarif Vekilinden sonra kâtibi u. yeter* deyip dinlenseydi, hangi birimumî Ruşen Eşref Bey kürsüye ge. miz ona: «Yoruldu!» diyecektir. Falerek çok yerlerinde alkışlanan bir kat, o bizi kamaştıran her büyük işi nutuk irat etti: kendinin bir gün işi gibi görüyor. Ruşen Eşref Bey Gazi Hz. ni ve Vazifesini bitmiş saymıyor. Bu dünKurultay azalarını selâmladıktan yada hangi işi başarmağa geldiğini sonra Kuruitayın mesaisini kısaca yalnız o biliyor. Onun çin bir ömrün anlattı, zamanın azlığından bu yüzçizgileri içine bir milletin asırlarını den bir çok hatiplerin söz söyliye sığdırıyor. Cağhyor, akıyor. Ondan mediklerinden umumî kâtipliğin bu bütün tarlalarımıza bolluk, bütün tezleri merkez heyetine vereceğin karanlıklanmıza ışık, bütün makiden bahsetti. Bundan sonra Türk di nelerimize hareket almak bizim linin mazisini, zengmliğini, kuvvetini borcumuzdur. Bizim yurdumuzda ohikâye etti. Onu ilk defa olarak böy nun gibi bir kuvvetimiz bulunması le toplu, sürekli, candan düşündü bizim bahtımızdır. Bugüne kadar dsğümüzü «öyledikten sonra ezcüm. ğınık dilekleı, geçici özleyişler, küçük emekler. şurada burada birer parıldıyordu. Sesini biraz daha yükayrı sızıntıydı. O, i«i eline aldığı anselterek bağırdı: danberi ise bu umumî bir şuur oldu. Ne diyeceksin, Anupu, cevap Bir nizam, bir sistem oldu, milletleşveresene köpek! ti, devletlestî, yeni ve engin bir hız Hani bir kaç adım daha geriledi. aldı. Blis'in sözleri onu sersemleştirmişti. Son bir gayret sarfı ile bütün kuv vetini topladı, mukabele etti: Bundan sonra Kurultay Reîsi Kâ Ne diyeyim, benim bu cina zım Paşa Hz. su nutku söylediler: yetten haberim yok. Sakmet intika« Haıumlar, beyler; Kurultaym mmı aldı. tnteb'in mezarına yapılan çalışması bugün bitti. Burada söy taarruzunun ele başısını hakladı. lenen çok kıytnetli beyanat ile Türk Sakmet mi? Deli olma! Bir taş dilinin hakikî yüksek kabiliyeti meyparçası böyle şey yapabilir mi? Sen dana çıkmıştır. Verdiğiniz isabetli tahsil görmemiş budalalar gibi ko kararîarla dilimiz bütün dilekleri nuşuyorsun. Biz seni tanıyoruz, Ce mizi tamamile ifadeye elverişli tevap ver bana, KiFi kim öldürdü? i miz türkçe haline gelecektir. Bu işi yapan Sakmet değilse Bana verdiğiniz Kurultay reisliği yapanı bilmiyorum demektir. S a vazifesini iyi ifa edebilmiş ve iti bahtanberi odamda idim. Zengin hâ madınıza liyakati muhafaza etmiş miniz ahirete giderken siz kendisine isem bu sizlerin göstermiş olduğu benden daha yakm idiniz. Kendi nuz itidal, ciddiyet ve büyük ça kendinize cevap verin. lışma isteğinin vazifemi kolaylaştırBlis'in solgun yanakları hiddet ması sayesinde olmuştur. Bu hiz ten kıpkırmızı oldu. Mısır'lmın bometle daima iftihar edeceğim. ğazına atılacak sandım. Vans ta ayni İntihap buyurduğunuz merkez hezanna kapılmıs olacak ki doktorun yetinin reisi, umumî kâtip ve azaları yanma gitti, kolunu tutarak! Kurultay kararlannı iyi tatbik et (Mabadi var) mek, gösterdiğiniz yollarda bile \i MÜZAYEDE İLE SATIŞ Birinci teşrinin 7 inci cuma günü sabah saat 10 da Beyoğlu'nda Zümbül sokağmda Tünel pasajınuı 7 numaralı dairesinde mevcut ve muteber bir aileye ait gayet nefis eşyalar müzayede suretile satılacaktır. Dokuz parçadan mürekkep reviz masif gayet güzel asrî yemek oda takımı, 6 parçadan mürekkep lâke nefis yatak oda takımı, ceviz masif diğer yatak odası, muşarabî kö • şe etajerleri, gayet müzeyye» ceviz salon takımı, büyük ve küçük Japon vazolan, çini sobalar, aynah v« aynasız dolaplar, şamdanlar, muhtelif siga*ra masalan, lâke ve sair karyolalar, oyfn masası, Rus semaveri, yeni halde hayli musambalar, sedefli tabureletr, tavlu, portmanto, mutfak takımı ve sair lü zumlu eşyalar. Anadolu ve Acem seccadeleri ve halıları. Pey sürenlerden 100 de 25 teminat alınır. MÜZAYEDE İLE SATIŞ Birinci teşrinin 7 inci cuma günü sabah saat 10 da Kadıköy'ünde Moda is* kelesi yanında Yusufkâmilpasa soka ğında (sabık İngiliz kilisesi sokağı) 16 numaralı hanede mevcut ve tran tüccaranından Hasan Beye ait eşyalar müzayede suretile satılacaktır. On parçadan mürekkep ceviz masif gayet güzel asrî divanlı yemek oda takımı, 6 parçadan mürekkep kestane ağacından mamul küçük yatak oda takımı, muh telif usullerde nefis salon takımları, aynah ve evnasız dolaplar, sedefli tabjı reler, muhtelif sofalar, demir ve sair karyolalar, ceviz masif kütüphane, muhtelif sandalyeler, çini sobalar, asrî portmento, mutfak takım<, gaz fınnı, ve sair lüzumlu eşyalar. Atik Tebriz, Eri«, ; Şiraz ve sa r halıları, «Paul Scharff» markalı nefis bir Alman piyanosu. Pey sürenlerden 100 de 25 teminat alınır. Zayi: Üsküdar kız sanayi mektebinden almış olduğum tasdiknamemi xayi ettim. Yenisini çıkartacağundan eski • sinin lıükmii yoktur. Bakiye Sadık rek yürümek ve gayeye sür'atle varmak için her türlü evsaf ve ilmî sa" lâhiyetleri haizdirler. Çalışmaları na, muvaffak olacaklanna, bütün Kurultayca kanaatimiz vardır. Huzurlarile Kurultaya şeref veren Reisicumhur Hz. nin müzakereleri her gün dikkat ve alâka üe takip buyurmuş olmalan, yaptığmız işin ehem miyetine delildir. Hanımlar, efendiler; inkılâp Başbuğumuz Mustafa Kemal, her inkılâp tesebbüsünde olduğu gibi dil inkılâp teşebbüsünde de bütün Türk milletinin Türk müliyetperverlerinin kendisile beraber olduğunu gördü. Bu görüşle kat'î olarak hükmetti ki, dil inkılâbı da bütün evvelki inkılâplar gibi çok kolay olacaktır. Ve semerelerini en az zamanda verecektir. Sizlere ve dil işini alâka ile takip edenlere teşekkürlerini bildir meğe beni memur buyurdular. Size Büyük Şefimin memnuniyetlerini bil> dirirken ona kendi sevinçleritni, memnuniyetlerimi de katıyorum. Aziz ve muhterem Kurultaycılhr, birinci büyük Türk dili KurulUyını k Ruşen Eşref Beyin nutku Kâzım Pş. Hz. nin nufku