îktsadî buhran Fransa'dan gelen bir teîgraf, diinya buhraninm günden güne hafiflediğini müjdeliyormuş. Acaba, buhran hakikaten azaldı mı, yoksa bize mi öyle geliyor? Bana sorarsanız, ikinci ihtimal daha kuvvet li.. Gerçi, yiyecek, içecek f iatları, geçen yıllara nazaran hayli ucuzladı, Fakat bu zahirî ucuzluğa rağ| men yarı aç, yarı tokuz.. Neden mi?.. Çünkü, eşyanın ucuzlamasma mukabil para gittikçe pahaya çıIkıyor.. Kazanmak güçlesiyor.. Adeta, yumurta mı tavuktan çıktı, tavuk mu yumurtadan gibi bir mes'e le. Mal ucuzladıkça mı para pthalılaşıyor? Para pahahlaştıkça mı maî ucyiuyor?.. Bu vaziyet karşısmda, Paris'ten gelen telgrafa inanmak hayli güç... Hayat, elindeki krvkunc silâht, aclık, ifsizlik, iflâs isimli mermiîerîe doldlurmuş, zalim bir avcı kurnazhğile yıllardır insanları dünya üzerinde kovalayıp duruyor. Başını kumların içine sokunca vurulmaktan kurtu'dum sanan sersem devekuşu gibi, biz de bir Paris talgrafının ince kâeıdına, buhranın okları, mızraklan islemez bir zırh gibi bürünmeğe kal karsak, yanrlık demektir! Piyasadaki ucuzluktan, buhramn hafiflediğini deŞil, büâkis şiddetlendi^ini anlamayız... Meğer, en yeni iktisadî düstur, şu bizim en eski ata sözümüzmüş: Baba.. Deve bir akçeye.. Alamam oğlum!.. Baba.. Deve bin akçeye.. Alırım oğlum!.Akbaba Türk Dili Kurultayından beklediklerimiz Şen fıkralar övunme Hamm, zırlatma şunu... Münebbihli saat çalmakta devam eder.. Karıcığım niçin yapıyorsun?.. Senin aklın ermez... Saatin çalannı kurmakta devam eder: Bilmiyor musun?.. Bitişik daireye yeni kira • cılar geldi.. E, bundan ne çıkar? Nasıl ne çıkar.. Fena mı, evimizde telefon vaı »anırlar!.. Çare Genç muharrirlerden Çelik Alp Bey. Raşit Rîza Beye bir piyes getirmişti. Bir hafta sonra uğrayıp sordu: Eserimi nasıl buldunuz? Fena değil.. Değil ama, bizim için oynaması imkânsız,, Neden? Eşhas çok. Onun kolayı var.. Ne? Tiyatronuza yeni aktorler ahrsînizl Aile saadeti Güzel Türkçe.. Gel, başına geçirilen şu Acem papağını, sırtına giydirilen şu Arap maşlahını çıkarayun.. İnan ki, daha güzel olacaktın! Aman, şu ayagımı sıkmıya başlıyan Fransız iskarpinlerini de çıkar!.. lki kotnşu arasında: Artık sesiniz çıkmıyor.. Kavga etmiyorsunuz maşallah.. Evet, ü> gündür darpîniz!.. galdırunlarda, da/*' Usta şoför! racık sokaklarda tki ihtiyar aVeda dollaşan tstanbul raatnda: Yaz gidlyor, yaz! şofförleri mi da • Yaha, «e Geceler ayaz! Küçük bir abide.. Cambaz ha mahir cambaz1 Bugün gök esmer, mn mahdama Mö»yö Moiz, yahut daha dojjruau O gün, büyük bir cambaz kum dİ? Yann yer beyaz! gorenuyorum ... Moiz Bey, dünyaya tsa gibi mucize Yaz gidlyor, yaz! panyası gehniş, çadınnı kurmuş Torik, Meşhe Nereae kuzum?. kabilind«n gelmif bir adamdtr. Ba ve blitün mahalle halkının hay basmı bilmemi*, anasını tanımamışdi'yi tasdik etti: Bahçeler sarı, Otomobilran gözleri önünde hünerler, matır. O ilk kelimeyi söylerken, onlar Ne kuş, ne an! Hay çok yale devri âiem »erifetler yapmağa başlamıştı. Niçln bu matena? «on heceyi mırıldannuslar: o ilk neşa moruk.. Hakyahatine çtktu Bu göz yaşları? fen alırken. onlar son nefeslerini vreFakat, umumun takdirine rağ kın var vallahi.. Yaz gldlyor, yazt Ya... Ha miflflr ve nihayet o Uk adunını atarmen, seyirciler arasında bulunan Meşhedi, member tdtyor ma • kea onlar son adımlarını atarak göçMeşhedi yapılan oyunlara müs Kocacığım, boynuma bir pıı annun memnun sı musler.. Moiz Bey bütün bunlan Yüdızlar tektük, sun? tehzi bir tebessümle bakıyordu. ta gerdanhk alsana.. neden tonra kulağına çalınan bir Pancurlar örtuk, rttı: Yok karıcığım, senin boynun baNihayet, Torik Necmi dayana lki mektup rivayetten öğrenmisti. Moiz Bey bir Yollarda mevsim özün de çoh! na kâfi derecede pahalıya maloldu... «Moiz» olmasa belki pek çok akramayıp sordu: Bir hasta sürtuk! geldi: Biri ha$yaşayasın garda Anlamadım.. ba ve ahbap kazanabilirdL Neden Yaz gldiyor, yaz! Ulan moruk, ne sırıtıp du taneden, öbüru öyle ya, boğazındaki bademcikY. Z. mi? Niçin mi? Gayet basit; Çünkü: ruyorsun öyle, pişmiş kelle gibi... şım! hapisaneden ! leri aldırmak için az mı masraf ettiml Çekirge O «Moiz> olmasaydı, bugün değme Yoksa bunlan da mı beğenmiyorzenginde bulumnıyan servetini kimsun? seden gizlemez, cebinde tomar to Felâket! Beli.. Beğenmemisem! mar papelleri oldugu halde ikinci Salamon, iki gözü iki çeşme mevki tramvaya, üçüncü mevki treAcayip.. Sizin tran'm cambazağhyordu: ne binmezdi ve bu suretle bir çok ları bunlardan daha mı ustadır? Eyvahlar olsun.. Yandım.. akraba bulabilirdi. Yoh.. Iran'ın cambazlan deNeyse Moiz Bey yalnızdrr, yapaBittim.. Ah.. Aman.. ğil, ille tstanbul ahalisi bunlar • yabnızdır dedik, değil mi? Evet, Ne oldun be iki yozum? dan daha meşhur cambazdı! ödoğru. Fakat ifin daha hazini Moiz Ah sorma Mişonaçi.. Sorma.. Beyin geldiği gibi bu dünyadan, geziim bunlardan daha üstün camCüzdammı düşürdüm.. ne khnaesiz gitmesidh*. Bir gün onu bazdı. özün bunlardan daha Kuzguncuk'taki evinde ölü baldu Vah, vah, vah.. içinde çok yahşi canbazdi!.. lar.. Moiz Beyin bu sekilde ortadan para var midi? Anlamadım Meşhedi? kaybolmasile çoktandır gizli duran İki bin lira vardı.. Amma oserveti meydana çıktı.. Kâtibiadü Çoh gallın gaffalı gişisin nun ehemmiyeti yok.. Ben asıl gelip vasiyetnamesini açtı. Hayret: gardaşım.. Bunda anlamıyacak Meğer Moiz Beyin bir akrabası varcüzdana acıvorum.. bir şey yohti.. Maamaf ih, izah enus. Balat'ta Madam Roza.. Noter Neden?.. dem: Şu ip üstünde yürüyen guvazifesini yaptı, Moiz'in mahnı mül Paralar benim değildi be lâmı görirsen.. künü Roza'ya yolladı. kuzum.. Cüzdan benimdi!.. • • * Görüyorum.. Gelelim Madam Roza, yahut daS'Sİi rüya Söyle mene: O mi usta camha doğrusu Roza Hanıma.. Roza Kan koca arasında: bazdi, yohsa tstanbul galdınmları Hamm akrabasmdan Moiz'in mira Aman, dün gece ne kr>dar üstünde taştan taşa seken, toz sına konar konmaz föyle bir düşünçölleri, çamur deryaları asan şu çok horladın.. dü: «Ben ne insafsız insanmışım. Bu kadar hayırhah bir akrabam ahali mi daha meşhur cambazdi!.. Yan'ısın var, o benim horulvarmıs ta koskoca seneler zarfında Meşhedi, muzafferane gülümtum değildi.. bir defacık olsun ziyaretine gitme siyerek sualine devam etti: Acaylp, ya ne idi? miş, iki satnla olsun hatırını sorma Söyle mene: Şu tel üzerinde Efendim, rüyamda üzerime mışım. Allaha karşı olan bu günaşemsiye ile gırıta gırıta yürüyen hımı affettirmek için hemen gidip bir köpek sald'rdi.. Korkunç korMoiz'in mezarına bir âbide yaptırçılbah garı mı meşhur cambazdi, kunç yüzüme bakıp hırlıyordu.. yohsa gannalizasyon üzerindeki Sen onu duvmus olacaksın! Yalan değil, Roza Hamm böyle tahta körpülerden geçen şehrin Eski mal düfündü. Ve bu için halli için bir hatunları mı daha yahşi cambaztasçıya gitti, sordu: lki kadın arasında: di? Bu kaça? Şehnaz Hanımef endiyi görMeşhedi, son bir gayretle tekrar 5000 lira.. dün mü? sordu: Oooo.. Çok pahalı. Hayatta Gördüm.. On senedir hiç de Söyle mene: Şu ip üstünde olsa eminim ki Moiz de bu masrafa ğişmemiş.. ghmek istemezdi... Ya bu? şeytan arabası ile dolaşan püser 2500 lira.. Evet, daima ihtiyarhğını mu mi daha mahir cambazdi, yohsa, Niçin Günyüz'le dansetmiyorsun?.. Bak, ne güzel kız Gene çok. Moiz tasarrufu se Istemem... Bana, seni alıp kaçıracağım diyorl.. irgi bürgü yollarda, yarmı yurmu hafaza ediyor! Hamm Emine... Bulasıkları yıkayıp bitirdikten sonra, sana pırlanta kiipelerimi, yakut yüzüklerimi, altın bile ziklerimi vereyim de bakır mangalı parlattığın cilâ ile temizleyTver. Paslan mış! Aksine teşbih Ali Bey, tam sonradan görme, zevksiz, zekâsız, cahil bir yeni zengindir. Bir gün, yeni yaptırdığı bir yalımn bahçesindeki çiçekleri metederken: Görseniz, dedi, öyle güzel şeyler ki.. Tıpkı kâğıttan yapılmı yalancı çiçeklere benziyorlar! Dünya tersine! Talih Salamon.. Haberin var mı? Mişon'un bir ayağını tramvay kesmiş.. Vay talihli kerata vay be... Demek bir çorap bir kundura kâr edecek ha!.. Kolay iş! Nafile.. Evinizi beğenme dim.. Ben daha pahalı bir şey arıyorum.. Aman efendim, onun kolaj var.. Nedh? Evi size istediğiniz kadı pahalı veririm!.. verdi.. Şu kaça rica ederim?. O çok ucuz.. Bir okazyondur. Şimdi getirdiler.. 200 lira ama üzc genç bir kız için hakkedilmiftir. Kazıyamaz mısınız? Hayır. Taç zaten ince. Kazıı sak bozulur. Roza Hamm duşundu.. Düsündi Biraz daha düşündü ve karar vermiş bir hâkim ciddiyetile taşçıya döndü: Zarar yok, dedi.. Moiz zaten okuma bilmezdi ki.. Rüzgâr i Cımıhuriyet, gelecek haftadan itibaren her pazartesi günü karilerine dört sahiîeli, üç renkli, ayrı bir Mizah İlâvesi yerecektir. Bu ilâvede haftanın bütün siyasî, edebî, içtimaî ve mahailî hareketlerinin dedikodusımu, alaylarmı Bulacaksınız! I