•Cnmhtcriyet ON Poliste değişiklikler Eiıînci ve ikinci sınıf emniyet memuru olan polis müdürleri, merkez memurları Ankara 21 (Telefonla) Balıkesİr Polis Müdürü Hasan Fehmi Bey Ankara birinci smıf emniyet memurluğuna, Urfa Polis müdürü Salih Bey Siirt birinci sınıf emniyet memurluğuna, Kars Po lis Müdürü Sami Bey fçel birinci sınıf emniyet memurluğuna, Sıvas Polis Mü idiirü Hami Bey Afyon birinci sınıf emniyet memurluğuna, Mersin Polis Müdürü Celâl Bey Denizli birinci sınıf emniyet memurluğuna, Çanakkale Palis Müdürü Server Bey Sinop birinci suııf emniyet memurluğuna, sabık Bursa Polis Müdürü Nuri Bey Maras birinci smıf emniyet memurluğuna, sabık Sıvas Polis Müdürü Nurettin Bey Niğde birinci sınıf emniyet memurluğuna, Emniyeti nmu • miye 4 iincü şube şefi Galip Bey Burdur birinci sınıf emniyet memurluğuna, îs tanbul merkez memurlanndn Mazlum Bey Kütahya ikinci smıf emniyet me murluğuna, tstanbul merkez memurla nndan M. Murat Bey Tekirdağı ikinci s:nıf emniyet memurluğuna, fstanbul başmemurlanndan Emrullah Bey Gü müshane ikinci sınıf emniyet memurlu ğuna, tstanbul basmemurlarından Mazhar Bey Çankırı ikinci smıf emniyet me IIIIOII11 Kitap panayırı Halkevi ilk büyük ve güzeî isini yapıyor: Kitap panayırı. Fakat Selim Nüz het Beyin bu tesebbüse verdiği ilk hızı avrıca zikretmek lâzımdır. Onun gayretile Istanbul Halkevi müzeler ve sergî ler şubesinin oton*esi birlesiyor: 30 ağus> tos günü Darülfünun meydanmda yeni harfle basdan bütün kltaplann teçhirine harırlanıhyor. İstanbul'da her kütüphane sahibi, o rada bir naviyon veya baraka açacak; 30 ağustostan 2 eylul gününe kadar, yeni harflerle basılrmş bütün kitapiannı halkın gözleri önüne serecek. Vedat Nedim vaktile bana anlatmısti: Macaristan'da bu kitao sergilerini başka türlü yaoarlarmıs. Böyle yalnız bir meydanda değil, memleketin her tarafında, ve kitançılar değil, bizzat muharrirler, her biri bîrer semte dağıla rak, kendi eserlerini teshîr ediyorlar ve o gün satîn alınan kltaplan imzalıyorlar. öteki memleketlerde de muhtelif cemiyetler ve müesseseler tarafından buna benzer kitap sergileri, panâyîrlarî, günleri. bayramlarî yapıldı&uü bilivorüz. ANKARA MEKTUPLARl Ankara'da hayat pahalılığı Bir hesao ve netice: Müstehlikî ezen hayat paha lılığının müstahsil e de faydası yok! Ankara ağustos (Hususî) An kara, nüfusunun henüz yetmiş bini geçmemesine rağmen yeni Türki • ye'nin en mühim istihlâk merkezlerinden biridir. Bu itibarla hariçten yaptığımız ithalâtta hatırı sayılır bir hissesî olduğu kadar memleket dahilinde isfîhsal edilen masnuat ve mahsuller için de iyi btr pazar teşkil etmekte, bilhassa sebze ve meyvalarımıza îyi bir mahreç olmaktadır. Adana'nın bütün turfanda sebze ve meyvaları, tzmir'in üzümü, Eski • şehr'tn, Sabanca, fztnit ve hatta fs tanbul'un sebze ve meyvasi Ankara'da çok sarfedilir. Çünkü sert Ankara ikliminin geç keraale getirdiği sebze ve meyvalar yetişinciye kadar hü kumet merkezi neb'atî gıda ihtiyacını aylarca başka yerlerden getirilen ve ateş pahasına satılan bu »ebze ve meyvalarla tatmin etmek mecburiyetindedir. Belediyenin eksiği murluğuna, tstanbul başmemurlanndan Enver Bey Şarkî Karahisar ikinci smıf emniyet memurluğuna, Edirne merkez memurlarından tbrahim Bey Tokat ikinci sınıf emniyet memurluğuna, Beyazıt merkez memuru Irfan Bey Isparta ikinci sınıf emniyet memurluğuna, Çorum merkez memuru sabıkı Hamdi Bey Artvin ikinci suııf emniyet memurluğuna, tzmir merkez memuru Sabri Bey Amasya ikinci sınıf emniyet memurluğuna, Van merkez memuru Tahir Bey Mus ikinci smıf emniyet memurluğuna, Ordu merkez me muru Cemal Bey Kırşehir ikinci sınıf em niyet memurluğuna, Muğla, merkez memurlarından Zeki, Erzincan merkez memurlarından Atıf, Giresun merkez memurlarından Osman, Çorum merkez memurianndan Sırn, Aydın merkez meAnkara'da bilhassa gıda maddele Halkevînin, her tesebbüste ilk adımî murlanndan Sükrii, Ankara merkez merindeki hayat pahalılığı çok tahamtah'dît eden böyle dar bir sah'a îçinde murlarından Mehmet Ali, Ankara mermülfersa olduğu için Dahiliye Vekâ kez memurlarından Nazmi,, Rize mer kalm&sîni tabiî görelim ve ifa'yadîn vereceŞi tolav'ık* savesin'de. f>u tesel>büsür> leti bütün memlekete şamil olmak ü kez memurianndan Sadık Beyler ma • zere tasavvur ettiği bir tedbiri ilk de Kar «enefaîrgz.'dah»geni» bir sirayet halleri ikinci sınıf emniyet memurluk rrmfaitLkazanacağmî üm'> retelim. " * ' ' evvel Ankara'da tatbik ettirerek şe Iarına, Istanbul başmemurlanndan Keh'irde semt semt muayyen gjinlerde întan arasinrtıflti 'dottlulru mmal Bey Ordu ikinci sınıf emniyet meaçılan pazarlar kurdurdu. Halkın büar nelc çoK murluğuna, Afyon merkez memuru Nuyük rağbetine mazhar olan bu pa yazılmîatir. fi«»n ri Bey Bolu ikinci sınıf emniyet memurzarlarda seyyar satıcılar her türlü luğuna tayin edilmislerdir. masraftan azade kalarak sebze hâlivade. kJt lqitapn*ar;*erir» ne nisbetle çok ucuz satmağa b'aşla cıfc>»rğgfinese ve dilar. Dahiliye Vek&letinin istihlâk f»»alİTr»»tIfr l&'gTm. O t n a n » b î tesler'rnîr arasînda öyleleri yarVîtr k'î. kooperatiflerî ile takviyesini arzu ve avlarca. M»aD olöngalc »öyie 'dnrsün. tamim ettiği bu tedbirin faydası ni»bî bfle görroeaJer. Onlari Dari}lve mahdut olsa da gene mühim olduğunu her Ankara'Iı binnefis tecrübe ederek öğrendi. maiddî,ve basit «Jemlerî Kârîcm8e bTr . Hîc Ancak her semt açık pazartn ku • bîrîne elleyîpî «q«T«py;If bflp, k?tftD Vfr rulduğu günün haricindeki diğer altı gün ihtiyaçlarmı gene ya hâlden, jhnlarinrn k~»r«»m'da Insseo'eceklerî seyler vardır: Mfinliem bir sezi«le anTivac'aC yahut dükkânlardan temm etmek ve fcehemehal almak mecburiyetindedir. küujbînleırîe, cüt^hetJıalde in • Ankara 21 (Telefonla) Yeni Yalova 21 (A.A.) Reîsicumhur Bu noktadan hayat pahalılığı mes'ete*kil olunan Temyiz mahkemesi icra Gaıi Mustafa Kemal Hazretlerile Mısır lesi. bîlhassa Ankara için, bir kül dairesi resiliğine Fuat Hulusi, aza Kralı Birinci Fuat Hazretleri arasînda . Dü İ halinde mütalea edilerek esaslı su Iıklara başmüfettişlerden AbdülkePrens Kemaleddm'in vefati münaseberette Kalle muhtaetır. nçs kî müeHif b'a Idtabî yazrim, zat işleri müdürü Sadi, fstanbul tile atideki telgraflar teati olunmustur: Hayat pahalılığını mütalea eder • naak îcîn. kendi malumatînî ve tecrabValtmcı hukuk reUi Kemal, umumî Mısır Kralı Haşmetlu Birinci Fuat Hazretken müstehlik hesabına bir facia müfettişlik adli müşavirliğine Ankalerine: rak*beUâ de seçejedoi gykiMn» geçîr addedebilecfümiz bu iktisadî hâdisera müddeiomumisi Ekmel, Malatya Prens KemaleddinHn Tulos'da vefat et~ nin müstahsil için de bir nimet olmek oah'asina. kimMir ne.s»xejlerle ^ .^snüddeiumumiliğine Ankara müddei. mis Olduöünn slfndi habcr aldtm. Oerek maktan çok uzak bulunduğunu ve sasabifeleri sazmji, k"ae murettip t g yai«munıt m « » . ; . ı . « » J o » Ragıp, münhatta onun da müstehlik kadar muzZatı Haştnetanelerinin ve gerek hanedant ziiartn her harfini teker teker arevarak" 'k"İKal bulunan Ankara Ağırceza reislitarip olduğunu müşahede etmek inKrali erkdnınm matemıne samimiyetle yanyana )?etîrmi* ve niKayet makine ğine fstanbul Ağırceza reisi Hasan sanı mütehayyir ediyor. Geçen gün iştirak ederîm. cîsinden, kâğıt vericistnden mUcellîdine, Lutfi, tstanbul Ağırceza reisliğine Sabanca'lı bir arkadaçtan bir mektup Taztyetlerimt takdim ve Zatı Haşmetamüvezziine ve kitapçısına vanncıya kaÜsküdar eeza hâkimi Aziz Beylerin dar, kımbilir kaç însan su küçük ve hâ aldım. Bunda Ankara'daki hayat patayinlerinden bahsolunmaktadır. Ta« nelerinden ihlaskâr meveddetime tttmat halılığm temas edilerek Ankara'da fif kâğıt destesini meydana getirmeğe buyurmalanm rica edertm. yinler âli tasdika arzedilmiştir. ates pahasına satıIanSabanca mey çalısmıstîr. Bu cehdin kıymetini ve hikGAZİ M KEMAL valarmm onlari yetiştirenlere çok bîr metini anlamak istiyen'er elbette bulu Türkiye Reisicwnhu.ru Gazi Mustafa nacak. Eğer kitaplara karsı nazlı ve ka şey getirtnediği anlatılıyor ve bu iKemal Hazretlerineyıtsız dostlannız varsa, onlari 30 ağustos nanılmıvacak hâdise rakamlarla izah Zatı Devletlerinin yeğenim Ker"aleddiediliyordu. günü Darülfünun meydanmda bulunmanin vefatt münasebetıle gbndermis oldukArkadaşımm yaptığı hesap çok şağa teşvik ediniz ve orada, kitapları göslan iltifatkâr taziyet telgrafından fevkayanî dikkattir: Darası da dahil olmak tererek onlara diyiniz ki :« tste, bunlar lâde mutehassis oldum. Derin teşekkürleüzere 25 kiloluk bir küfenin masrafı: çoğaldıkça senin felâketin azalacak; Bahkesir 21 (A.A.) B. M. Meclisi rimi ve ihlâskurane meveddetim temi mürekkepler aktıkça göz yaslarm ku Kuruş Reisi Kâzım Paşa Hz., dairei intihabi natmı kabul buyurmanızı rica ederîm. 2 Yazı ücret: \ ruyacak; buradan bir kitap alarak çıyelerinde tetkikatta bulunmak üzere buFUAT karsan ve aldığın kitabı okursan başka2 Belediyeye i Sabanca masrafı gün Bahkesir'i teşrif buyurmuslar ve is • lasacaksuı. İyi bil ki hudutlan bekliyen 2 tayyare tasyonda sehrimizde bulunan meb'uslar, yalnız asker değil, ayni zamanda kitapMuğla 21 (A.A.) Dün gece saba64 Şimendifer ücreti Vilâyet ve Kolordu erkânı, fırka ve betır. Kitapsız ve silâhsız adam ayni tehli • ha karsı Dadya'da iki defa şiddetli zel10 Oktruva ) iediye azalan ve kalabalık bir halk kütkelere maruzdur.» zele olmuştur Yeniden hasar ve zayiat 10 Hatnaliye > Ankara masrafı lesi tarafından hararet ve sevinçle kar • yoktur. Ona bir kitap aldırmız ve şüphesiz, Kumusyon ) 65 şılanmışlardır. Reis Paşa Hz. fırka merörnek olmak için, evvelâ siz kendinize kezinde fırka erkânı ve halk mümes • İ55 aluıız. sîlerile bir müddet hasbıhalde bulundukBir küfe sâfi olarak takriKen 18 tzmir 21 Sehrimizde bulunmakPEYAMİ SAFA tan sonra misafiretlerine tahsis olunan okka geliyormuş. Buna na7aran bir ta olan Hariciye Vekili Tevfik Rüştü H. Geçen gün bu sütunda Küçük okka meyva Ankara'ya 9 kuruş Vali konağını tesrif bıryurmuşlardır. Bey bugünlerde tstanbul'a hareket eAyasofya civanndaki Mehmetpasa camasraf demektir. Meyvanın Sa decektir. Aksam Belediye tarafından Reis Pamisinden bahsederken, eskilerin «sürçü banca'da toplanması ve istasyona geşa Hz. şerefine mükellef bir liyafot vekalem» diyebilecekleri bir unutkanlıkla tirilmesi masrafları bu hesaptan harilroistır. Eskişehir 20 Smaî tetkikat yap «Mehmetpasa» kelimesini yazmamı • riçtir. mak üzere Ankara'dan hareket eden sun. Dün bir sabah gazetesi, Küçük AGerek bu hesap, gerek perakende Rus mütehassısları ile onlara refakat yasofya camisinin bir Bizans manastm satış fiatları nazari itibara almırsa eden Türk mütehassısları buraya gel bozması olduğunu ve Sinan tarafından müstahsilin Ankara'ya sebze ve meyyapılmadığını bana hatırlatmak istemiş. diler. Erzurum 21 (A.A.) Dahiliye Veva göndermekten bol bol istifade etBuna ihtiyaç yoktu. Küçükayasofya cikfli Şükrii Kaya Beyefendi, dün hüku tiğine hükmedilebilir. Halbuki ha vannda bulunan bir camiye ait sehvin, met dairesini ve hastaneyi ziyaret etmis, kikat tamamen bunun zıddıdır. 18 okTrabzon 21 (A.A.) Dün Erzincan' esasa değil, unutulmus bir kelimeye ait öğle üstü Belediye tarafından sereflerme kalık elma, erik, kiraz veya şeftali olduğuna en büyük delil, Sinan tarafuıverilen 50 kişilik ziyafette hanr bulun dan gelen bir kamyonet Hamsi köyüngönderen bir bahçe sahibinîn su gündan yapılan o camide, bugün, bahsettide yuvarlanmıs, yolculardan dört kisi muşlardır. lerde bu ticarî sevkiyattan ettiği isyaralanmıstır. Yolcular arasmda bulu ğim mezbelelerin bulunmasıdu*. KüçükVekil Bey, refakatlerindeki zevat ile tifade, arkadaşımm verdiği rakamlaayasofya camisinde böyle sey yoktur. nan iki talebeden biri ölmüştür. Biri ra göre, azamî on beş, yirmi kuruşbirlikte bugiin Erzincan'a hareket etmişağır yaralıdn*. P. S. tan ibarettir. Koca bir meyva sepe lerdir. Hâklmler Arasmda Mısır Kralmm Vefat eden yeğeni Yeni ve mühim bazî ** Gazi Hz. ile Kral Fuat Hz. değişiklikler arasmda teati edilen olacak telgraflar P * ?clis Reisimiz Dün Balıkesir'de halk ile bir hasbihal yaptı Dadya'da yeni zelzeleler Belediyeden şikâyet etmiyeı fstanbul'lu tanıyor musunuz?. Sokağında lâmba yanmıyan ma tinden edilen bu küçük istifadenin ba halleli, Belediyeden şikâyetcidir zen on, bazen beş kuruşa düştüğü de Kanalizasyon çukuruna düşeı vakidir. Ezilmek, bozulmak, eksil mek gibi tehlikeler ise bu lâşey mesa< sarhoş, Belediyeden »ikâyetçidir besindeki menfaati derhal sıfıra in Halis süt bulamıyan hasta, Bele dirmektedir. diyeden şikâyetcidir. Çalgıh ba] Ankara'ya meyva gönderen Sab'an çelerde, manav dükkânlarında, ca'nm bu vaziyeti hiç şüphe yok, A' lokantalarda aldatılan halk, Bedana, tzmir ve tstanbul için de varlediyeden şikâyetcidir. Şehrin y» dır. ni inşaat ile günden güne çirkinDenilecek ki mademki müstahsil, leştirildiğini gören zevk sahip b'u kadar az kazanıyor, mademki Ankara'ya sevk masrafı okka başına leri, Belediyeden şikâyetcidir. nihayet on kuruştur, o halde sebze Hasıh, ayağı taşa takılan dikkai ve meyva neden ateş pahasına satı siz^Fgözüne toz kaçan yolcu, burIıyor? nuna fena koku gelen titiz, mide Bu suale verilecek cevap b'asittir: si bozulan obur, karnı ağnyan Mutavassıtlarda kendilerine tahmil edilen mecb'uriyetler ve yükler dola ihtiyar, paçası çamurlanan genç, yısile müstehliki tazyik ediyorlar da herkes, her tstanbul'lu Belediye* den şikâyetcidir! ondan! Sebze Kâlinde küçük bh* dükkânm Bu yedi yüz bin kişinin, çatılkirası 800 liradan aşağı değildir. Ka mış kaşlarını gevşetmek, sert bazanç vergisi ise dört bes yuz lira a kışlannı yumuşatmak, acı aözlerasmdadır. Bir dükkân diğer mas • rini tatlılaştırmak için ne yapmaraflarla senede 1500 liralık masrafını Iı?.. Belediyenin nesi eksik?.. flçıkarmak mecEuriyetindedîr. Onun içmdir ki 20 ye aidığim elliye mi mi? Zekâsı mı? Zevki mi? satmağa çalışmaktadır. ^ Ne*İ?.. Hiç biri değil.. Belediyenin, Memleketin mahsul bölluğundan eksik olan, havâsı hamsesidir!.. ve biIHassa toprak maHsullerinin u • cuzluğundan tnütevellit Huh'ran içinde tnsan kudretini ve çahşma kaInvrandıği düşünülÜrse şebirlerimizi biliyetini hudutsuz sanrmyahm.. b'u kadar muztarip e'den Kayat pa • Bir kişi, bes hissini birden uyanıfc Kalılığmın iktisadî Hayatımızın umututarak, bu yedi yüz bin nüfuslu mî ve hâkim şartlarile ne büyük bir dağımk şehrin bütün eksiklikletezat Halin'de olduğu aniaşıin*. rini kontrol edemez! Görülüvor ki Kayat pahalılığı tek Istanbul şehrinin havâsî ham cepheü bir mes'ele değildir. En zi yade tnübadele ciKazının ve nriibade sesini tamlamak için beş Belediye leyi tesbil eden mütenevvi vasıtalann reisi lâzımdır. Biri bâsırası ile anarşî içinde bulunması, teşkilâtlan bütün kusurlan, bütün eksjj^leri, mamıs ölmasıdır ki Kayat pah'aiılı bütün çirkinlikleri görecek.. Biri ğını doğurur. Bu paKalılıkla mücadesamiası ile bütün feryatlart, bütün lede müstah'sil, şknendif er nakliye tarifpsini indirtmek icin, bir kafe raey şikâyetleri, bütün arzulan din vadan kendisi 1520 kurus aldığı hal liyecek.. Biri şammesi ile bütün de tavassut ettiğinden dolayı 65 ku şu üzerlerine eşek kafaları cizilrus alan kumusyoncuyu Kertaraf etmiş duvar diplerinin, bütün şu mek ve nihayet perakendeci muta • çöp tenekesine dönmiiş sokokfarın, vassıtm fuzuii kârmı da k'endisine bütün şu çüriik kavun, küf lü şefmaietcnek için nasıl teşkilStlanmak, tali, kokmuş et, bayat balık, eksatıs kooperatiflerî yapmak mecbu Hyetinde ise müstehlik te kendi men şimiş yemek satan dükkânların faatinî istihlâk kooperatîflerinde ara iğrenç kokusunu duyacak.. Biri lâmisesi ile bütün tamirata, tel mağa mecburdur. Bu meyanda devlet demiryolları i vinata, inşaata, hasılı şehrin bütün işlerine dokunacak.. Ve ni • daremize düşen vazife havavici za ruriye üzerinde, bilhassa böyle yaş hayet beşincisi de, zaikasile bü : sebze ve meyvalar için çok tenzi • tün ziyafetlerden, balolardan, lâth bir tarife tatbikidir. Belediyele çaylardan, davetlerden, gardenrimiz ise gerek beledive r^'mleri ile partilerden zevkyap olacak! ve gerek belediyeye ait dükkânların Istanbul Belediyesinin, gözü tenzilâtlı icarı ile hayat parahlığına görmeğe, kulağı işitmeğ, burnu karşı mücadeleye matuf faal ve de koku almağa, hasıh havâsı ham • vamlı bir politika takibi ile tnükel leftirler. sesi çalısmağa başladığı gün emiHayat pahalılığı ancak böyle mü • nim ki, îstanbul'Iuların sikâyet • tekabil bir teskilât ile ve devletin, a lerinden eser kalmıyacaktır.. Iâkadar diğer âmme müesseselerinin YUSUF ZIYA Hariciye Vekili gelivor Rus heyeti Eskjşehir'de Dahiliye Vekili Erzincan'a hareket ctti Bir çete temizlendi, 3 askerimiz öldü müessir himave ve tnüdahaleleri ile ortadan kalkabilir. Mütekâmil milletin ve ileri bir millî iktisadın en mühim farikası teşkilât1 tır. Onun için hayat pahaMmı ile Malatya 20 Buraya 10 saa tnücadele lüzumu karşısında da ha mesafede bulunan Akcadağ kasa tnımıza gclecek esaslı tedbir iyi bir sında kâin İktisat Vekâletine merbut mübadele teskilâtı vücude getirmek hara büyük bir yangın neticesinde ta» olmalıdırl Jf n u n e n harap olmuştur. Yalnız iki ahır kurtarılabilmiştir. Zarar 250,000 ÜR1 ALİ SÜREYYA lira olarak tahmin edilmektedir. Nüfusça zayiat yoktur. Yangınm sebebi tahkik edilmektedir. Malatya'da büyük Bir hara yandı Trab?on yolunda feci bir kaza Elâriz 20 Bu havalide bazî kimselerin ellerinde silâh bulunduğu görü lerek toplanmasına karar verOmistir. Bu cümleden olarak Siirt'in Hüseyniye naKiyesinde Ahmet tskâni ve avene sinin silâhlannı almağa giden müfrezemiz yolda şakilerin pususuna uğrıyarak musademeye mechur olmuş, 3 askerimiz sehit düşmüş, fakat neticede şaki Ahmet İskâni ile 15 avenesi öldürülmüştür. Cumhuriyet Abone • şeraiti • Senelik Altı ayhk Üç ayhk Bir aylık Türkiye için 1400 Kr. 750 400 150 Hariç için 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Bir Tereddüdün Romanı Peyami Safa Hayır, şimdi söyleyiniz. Ben bu piyesin bir perdesini Roma'da, hususî bir miisamerede oynadım. Gözleri daldı. İtalyanca bazî cümleler mınldanıyordu. Toprak dolu, kapalı bir sesi vardı, fakat o kadar şiddetli hissediyordu ki, sesin delâletini lüzumsuz bırakan vasıtasız bir sirayetle heyecanlarmı bana geçirdi. Size son perdenin en sonunu okuyayım mı? Haydi. Türkçe mi, italyanca mı? Türkçe. Durunuz. Garsona işaret ettı ve bîr paket getirtti, açtı, içinden siyah bir defter çıkardı: Piyesin terçümeşi. tnce cik, dolaşık, çapraşık, silintilerle dolu, okunaksız, karmakarışık bir yazı. Yazıma hayret ediyorsunuz, değil mi? Diyerek sahifeleri çevirdi ve defterin sonunu açarak okudu: «Erzilya, uzak bir tebessümle gülümsiyerek Sen zir hülyadan bahsettin... Artık ben... Bu kadar güzel şeylerden anlamıyorum. Ve tamir etmek için koştun. Evet, onun gibi, ki tamir etmek için, inkâr etti. (Grolti hıçkı rır. Erzilya şaşırır ve kendini tut ması, ağlamaması için ona işaret eder.) Hayır, hayır, yalvarırım sana!. Çünkü herkes, herkes güzel görün • mek istiyor. Biz böyle oldukça... Böyle... («Çirkin oldukça» diyecekti; fakat ayni zamanda o kadar nefret CUMHURtYET'in edebt 38 ve merhamet duyuyordu ki söyliye medi.) Güzelleşmek istiyoruz. (GüIümser) Yarabbim, evet, biraz yıpran. mış bir elbise giytnek, işte... Senin karşına çıkmak için benim böyle bir elbisem yoktu, çıplaktım... Fakat öğrendim ki, sen de, senin de o çü • zel bahriyeli üniforman kalmamış. Bunun üstüne... Kendimi sokakta buldum... Ve. (Otelden çıkarak kaldırıma indiği gecenin hatırasile kararır.)... Evet, kirlerimi tamamla. tnak için biraz çamur daha. Allahim, ne dehşet! Ne nefret! Ve bunun üstüne... Kendim için hiç olmazsa ölürken güzel bir elbise yaptırmak istc dim. tşte bunun için yalan söyle dim. Yemin ederim ki bunun için! Bütün hayatıtnda bana yaraşan bir tek elbise gîymedim. Hep köpekler tarafından, her köşebaşmda karşırna çıkarak üstüme atılan köpekler tarafından yırtılmamış bir elbise; en çirkin, en bayağı sefaletler tarafından kirlenmetniş bir tek elbise... Bir tane ohun yaptırayım dedim cidden gü zel ölümüm için . hepsinden güzel bir elbise ki orada, orada giyecek tim, fakat o da hemen yırtıldı.. Bir nişanlı elbisesi... ölmek, bu elbise ile beraber ölmek îçin, başka bir şey için değil, herkese biraz teessür b'ı rakarak, başka bir şey için değil. Ha yır, hayır, bu bile değil. Nişanlı el bisem, onu da benden aldılar, kopardılar, parçaladılar. Çıplak ölmek! Beni örten, boğan, tahkir eden hiç bîr şey olmadan... îşte! Memnun mu sunuz? Gidiniz buradan, şimdi, cıkınız! Bırakın beni, sükut içinde cle • yim: Çırıîçıplak. Gidiniz simdi kimseyi görmemeğe, kimseyi dinleme meğe hak^un var, değil mi? Gidiniz, sen karına, sen de nişanlına söyle • yiniz ki, ölen kadın, çıplak öldü... Çıplak!» ruyorum. Karanlık bir apartıntan. Fakat beğenecekUniz. Oraya daima geleceksiniz. Fakat gizli tabiî... Gizli, anlıyor musunuz? Gizli... Ben onun için Oscar Wild'in estetiğini severün. Güzel ve gizlinin sırrını o çok anla • mıştır. Evet, Pirandello'nun çıplakları giydirmekten anladığı da .bu değil mi? Hepimiz, Erzilya gibi, güzelleş mek için yalan elbiseleri arıyoruz ve çıplak hakikati örtmeğe, gîzlemeğe çahşıyoruz; hatta kefen bile çıplak cesedimizin çirkinliğini gizlemek için beyaz bir yalandır, değil mi ? Sonra, derler ki, cins kediler bu çirkin liği gizlemek için tenha yerlerde öl • meğe giderlermiş. Bazı hayvanların estetiği de bizimkinin ayni. Fakat, Vildan Hanım, doğrusunu isterse Ne güzel okuyorsunuz. Bütün piyesi bir kere daha sizin ağzınızdan niz ben Pirandello'nun bu kitabında mevzuu da, tezi de sevmiyorum. Bü dinlemek isterdim. Dinlersiniz. Davet edeceğim si tün bu fikirler, yüz bin şekilde yoğu rarak daima yapabileceğimiz ter • zî. Ben Tepebaşı ile Tünel arasmda kiplerdir. Bunun aksini de ayni heyebir apartımanda, yalnız başıma otu canla doğru bulabilîr ve kabul ede biiiriz. ttiraflardaki cesaret ve çıp laklığı sevmiyor muyuz? Güzel bul • muyor muyuz? Daha böyle neler... Benim bu kitapta güzel bulduğum şey, cereyan eden hâdiselerin, aktör lerin fevkinde hissedilen faciadır: Ezelî imkânsızlıklann, anlaşmamala nn, zıddiyetlerin ve ihtiras çarpısma^ larmın f aciası. O pencereden düşüp ö len çocuk, o gazetelere düşen rezalet, o bir genç mürebbiyenin kendmi kal dırımda rastladığı ilk adama teslim 1 edisi, sonra intihara kalkması, o "oj ,J mancmın kuru şefkati, sonra o nişanlt ile, âşıkla mücadeleler, hepsi, bu fa cianın yanında sahte piyes tertipieri halinde kalıyorlar. Asıl facia sahne nin arkasında, üstünde, yanlarında, her halde gözümüzün görmediği bîr yerde ve tanımadığımız insanlar^ belki bütün insanlar arasmda, yüz bin türlü hâdise şeklinde ve zaman haricinde mütetnadiyen cereyan e dip gidiyor. (Mabadi var}