13 Agustos 1932 = Cumhuriyet'in büyük yüzme müsabakasından intibalar Gamfitmyet1 Paris,güzelimizi bekliyor Kraliçeler pazar gününe kadar «PauIe» sayfiyesinde eğlenecekler... toğraflar arasmda mukayese yapıyordum: Bakın, diyordum.. Şu tavuskuşile birlikte resim çıkaran Belçika'lı güzele. Bitaraf bir gözle Keriman'ı onun üstünde bulmaz mısınız?.. Aksini iddia etmiyorlar, fakat «evet!» te demiyorlardı. Ayni mu kayeseyi diğer güzellerin fotoğrafları üzerinde de yaptım. Netiee ayni: Ne evet, ne de hayır... Hatta' «Keriman birind ölmamahdır!» demeğe yakın bir sükut... Şhndi aklınıza gelebilir: tyi ama, niçin birinci olma • mahdır?. Ben bunu sormağa lüzum bile gormecîîm doğrusunu isterseniz. Bahse giriştiğim bu dostlanmın sarahaten söylemeseler bile, tesir altmda olduklarını pekâlâ biliyordum. Bu Belçika'h arkadaşlarım, Harbi umumide Alman'larla birlik olmamızı bir türlü affetmiyenlerdendi; fakat derhal ilâve edeyim ki Spa'dan gelen ilk sevinçli haberi benimte b'eraber, hatta benim kadar onlar da alkısladılar. Görüyor musunuz zafer, nasıl mecbur ediyor. îtiraf edelrm ki Keriman'ın giizelliği bizim dört senelOc münakaşaJanmızdan daha müessir bir propaganda oldu. (Birind sahifeden mabait) Camhuriyetin büyük yüzme yartfuta giren müsabtklar yaşça baçlamadan eovel Keriman Hanımın muvaffakiyetini vakındstn »ören bir kızımız Büyük müsabaka bafladıktan iki dakika sonra.* Müsabakanm ikincm Âpadyako Ef. Belçika'da Maarif Vekaleti hesabına tahsilde bulunan talebele rimizden Kad riye Âbdür • rahman H. da şehrnnize dönmüştür. Kad riye H. Keri man Halis'in Belçika'dan şehrimizc Dünya Güzeli gelen Kadriye H. Hemen her taraf a tatibik edilebüh* bh* misal olarak bizim Belçika'da nasıl karşılandığımızi aniatayım. Brüksel'deki diğer 13 kız arkadaşım da ayni suallere maruz kalnaışlar, muhitlerinde ayni bayreti uyandhr mışlardır: Pansiyon müdiremiz Türk eldu ğumuza, memltsketnnizde de b*u kryafetle gezdiğimize güç halle man••* dı; fakat gelgelelfm o da misafirlerine ve tanıAklarına inandırmakta Hebdo devamla diyor ki: müşkülât çekiyordu. tlk gittiğimiz Karar saat on yedi buçukta ve rilmisth*. O arahk, Belçika'mn büyük aylarda bizi gördükleri zaman birbirler>ae fısıldıyorlardı: günlük gazetesi: La Meuse'nin nüshai mahsusasmm Spa'ya yetismesi Buraya geleli ne kadar oldn?. aynca bir h^dise oldu. Bu gazete, Daha üç, dört ay... Türk güzelinin seçildiğini yazıyor ve Hayret... Bu kadar kua za tiirlü fotoğraflannı neşrediyordu. manda, tıpkı Avrupalı gîfaj giyia • Gazetecilikte bu kadar sur'at ve mü meği öğrenanişler... kemmeliyet az gorülmüş muvaffakiPansiyon müdiremiz: yetlerdendir. Onlar bu kıy«rfetle gelâüer... Bv makalensiai, jüri azasınm gösHatta anneleri de böyle ğivmimüs! teridîg! hakkaniyet ve dürüstüye hasr derdi... ve ithaf etmek istiyoruz. Jüri azasile Bundan sonra arhk isite jşite kabirlikte geçirdiğhniz saatler, bizim nrksadığinnz komik suajler ve uka . için unutulmaz bh katıra teskil çdelâlıklar: cektir. Müzakerelerde hazır bulun • Babanızın, annenizden baska duk. Ve gosterilen hakkaniyet kay . kaç kansı daha var?.. Peçelerinizi gusıma şabit oldtık. ömrümüzde bu kadar derin bir hakkaniyet arzustma niçin kaldırdmız, erkekleriniz fesi niçin attılar? ilâh... tesadüf etmistîk. Son celsede, ga Artık dayanamazdım da: zinonun mavi salonuna, son kararı Can azizim öyle istedi de... vermek üzere giren jüri azasınm tavrmda ne derm bh* durgunluk ve dü • Der, lâfı kapatırdım. sünce emareleri görünüyordu!.. VePansiyonumuzun komşularından rilen karar ö kadar adilâne, o derece bir Ceneral yardı. Küçük kızları bize munsıf ane oimuştur ki, tebliğini mü I gelir giderlerdi. Bizi çok severlerdi. teakıp bütün çehreler parlamış, her Bu sefer imtihanları bitti. Buraya kes memnun ve mesrar olmuştur. ' gelirken: Haydi sizi Türkiye'ye götüreyim! dedim. I Kendisini tebrike gelenleri, ge nrş göğsüne çekiyor, hararetle kucaklıyordu. Teessüründen ağzmdan hiç bir söz çıkamıyordu. Söylediği yagâne söz: Mersi, mersî... Idi.. Hatta, o zatın kara gözlerinde bir sevinç yaşının parladığım bile görmüş gibi olduk. Türkiye güzeli, babasmı cidden bahtiyar krimıştı. Spa'daki cihan güzellik miisaba • kasını bütün Türkiye, en büyük bir alâka ile takip etmiştir. Türk güzelinin Belçika'ya hareketi, gazetelerde intişar eden muhteşem fotolarla bildirîlmişti. fstasyonda, güzelin şeref ine bir askerî bando, lâtifhavalar terennüm etmiştir. Kraliçenin hareketini müteakıp bütün Türk gazeteleri, sık sık ve mu» sırran malumat talep ediyorlardı. Büyük beşaretli haber duynhınca, acaba tstanbul'da nasıl bir tesir ve intiba husule gelmiştir? Hele avdette, Dünya güzeline, !stanbul'da nasıl bir istikbal yapılacaktır? * # # Hebdo mecmuası, kizının mağlubiyetinden müteessir olan İspanya güzelinin babasınm mütaleasmı sormuş.. Mumaileyh, teessür ve yeis île homurdandtktan ve cihan giizelliği kızintn hakkı olduğunu söyledikten sonra gene hakikate rücu ederek demis ki: « Dünya Güzelligine Türkiye güzelinin seçilmis olmasını her halde tercih ederhn. öbürleri, boyanmış, hatta saçlarmı bile boyamıştı. Türk güzeli temiz, boyasız, srf çehresite digerlerme elbet müraccahtır.» seçHdiği günlerde Brüksel'de bulunıryordu. Bu zaf erm doğurduğu coşkun tezahürleri yerinde görmüş, bu muvaff akdyetin heyecanmı, bh Türk sıfatOe muhitinde herkesten fazla tatmıştır. Yartf aahtmm ttoldartaı scmdallar ce meraklda^ Müaabakanm birindd Orhaa Bey. denizde Mütabaka ne Kendisile Üsküdar'daki evinde görüştügümüz Kadriye H. Türk güzelinin zaferi münasebetile görüp isittUderini bize şöylecek anlattı: Büyük bhr heyecanla Spa'dan gelecek ilk haberi beklerken, bazı Belçika'hlarla Türk güzelinin ka zanıp kazanamıyacağı bahsi etra • fında adeta münakaşa ediyorduk. Bilmiyorum, neden! Türk güzelinin muzaffer olacağı ihtimaline, zihinlerinde fazla yer vermek istemiyor gibiydiler. Bana soruyorlardı: Sizinkmin kazanacağmı bu kadar kat'iyetle nasıl iddia edebiliyorsunuz ? Keriman Hanım Dünya Güzeli olacaktır; çünkü Brüksel'den geçerken birer birer gördüğümüz güzellere üstündü, bu zaferi daha şimdiden hakebnişti de onun için... Eğer o kazanmazsa, meselâ Yu goslav güzeli, yahut Mis Âlmanya daha fazla rey alsaydı, işte haksızhk ve tarafgirlik o zaman olurdu.. ünifandeld mecmuayı açarak fo Orada bizi kesecek mîsmiz? diye sordular. Çocuklara: Beni taniyorsunuz, şimdiye kadar hiç bir yeriniz kesildi mi? dedim Kadınlarmız masummu*i, er kekleriniz zalimmiş... dediler. Bu mini miniler bile, demek muhitlerinde hâlâ böyle hikâyeler işitiyorlarf. Eminim ki, Keriman'm Türk güzelliği karşumdaki umumî hayranlık, bir çoklanndan bu müzmm kanaatleri anî olarak sildi, süpürdü... Bh* defa da Kadriye Hanıma «6ralım dedik: lntihap münasebetile ve muhtelif güzeller hakkında oradakî mu» hitinizde d'edikodular oldu mu? Tabiî hepsî için bir takım Iakırdılar söyleniyordu; fakat en zîyade Alman güzeli mevzuu bahso' luyordu. Hele ailevî vaziyetî hafc kındaki çayialar oldukça revaçta idi. Pederile birlikte gelen KerhnaiTt Hanımın vakur ve ciddî hareketlerl de daima sitayisle anlatılıyordt Kadriye Hanım, hu izahattan son» ra. beraberinde getirdiği gazeteleri ve mecmuaları gösterdi. Bunlardan bir kısmının kapaklannda Dünya Güzelinin büyük kıt'ada renkli resimleri vardı, içlerinde de; intihap gününden intibalar, Miss Univers Keriman'ın muhtelif pozlan, dün • ya ikincileri addolunan öteki güzel« ler, Spa şehrinin manzarahırı, Belçrka'nın mutlaka görühnesi ve ge zilmesi tavsiye edilen diğer taraf larile bu yerlere dair malumat, Belçika Miss'inin Spa şehri namına ve Miss Unîvers'e hediye ettiği altın kupa ve nihayet Dünya Güzelinin'. yakasına iliştirilen pırlantalı dört köşe boroş ve yanında da fiab: 100.000 frank.... > • MEKKİ SAİT,