13 Ağustos 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

13 Ağustos 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r Büyük Türk . Hun Impa ratoru W. E. 209174) Tercüme, iktibas ve saire her türlü hakkı mahiuzdur Muharrirı: YVSVF OSMAN 'Cumhuriyet 13 Ağustoa ) Şehir ve memleket haberleri "Fındıklı,, caddesine "Keriman Ece,, caddesi denmelidir Karilerimisden Teşvikîye'de mukim Nuri Bey Dünya Güzellik Kraliçesi Keriman Halis Hanımın ikamet ettiği ev Fındıklı'da bu lunduğu için bu caddenin «Keriman Ece caddesi» namile tevsiminij tekiif etmektedir. Kariitnis eğer Findıkiı caddesi isminin değiştirümesi kabil değilae Ece için yapılacağı işitilen evin bulunacağı so kağa bu ismin verilmesi lâzım gel* , dlğini söylüyor. İstanbul'daki cadde ve sokaklardan hemen bir çoğu gelişigüzel verilmiş isimler taşımaktadırlar. Binaenaleyh bu tekiif nazari dikkate alınacak bir kıymet ve ehom» miyettedir, diyorua. Siyasî icmal Rusya'daki yeni caryanlar Harp borçlan, terki teslihat ve cihan İktisadi buhranı gibi gayet mühim ve hayati mes'eleler devam etmekte oldu|u halde buglin cihan Ruaya'nın ahvalini ve burada doğan yeni cereyanları derin bir alâka ile takip etmekten hali kalmı.. yor. KUreî arzm altıda birini ve dünyanın iktisaden en mühim yerlerini teşkfl eden Rusya'nın iktitadî ve siyasî cihan muvazenesinde pek büyük ehemmiyeti olduğundan bu geniş memleketin ve sekenesî olan yüz altnuş milyon nüfusun mukadderatı ne olacağmı ve kat'î ne şekil alacağını Hğrenmek için umumî bir arzu ve alâka vardır. Rusya ahvalinin ton M • manlarda geçirdigi safhalann esas hatları Avrupa'lılann istihbarat ve tetkikatına göre berveçhiati tarif olunabilîrı Sovyet idare»! köylülerin tasarruf hak> kını imha ve izale hususunda açmış olduğu mücadeleye hâlâ devam ediyor. tyi yerlerln yUcde seksen befi ya htikumet çiftüği yahut müşterek idare olunan çiftlik idarelerine geçti. Bu büyük inkılâp tabiî Rusya'nın eski siraat teşkilâ • tını altilst etti. Geçen sene bu çiftlîklerden ve halkın elinde kalan yerlerden hükumet namına hadden fazla ekin a lındığından yiyecek ve tohumluk mes'e leleri senei maliyenin iptidalannda güçleşmiıti. Bunun için hükumetin v« hr kanın fevkalâde gayretine rağmen zeri. yat geçen scneki derecede yapılmadı. Ekin toplamak işi ise btisbUtUn sarpa sarmaktadır. Geçen seneye nisbetle biçilen ekin yarı yarıya asdır. Toolanani ise daha azdır. Tarlalardaki mahsullerde hırsızlık çogaldığından hükumet tarlalardan hububat çalanların kendi mal* lan olsa bile kurşuna dizilecegini ilân etti. Bu siddetli tedbirler sayesinde n« kadar ekin toplanabilecegi henüz ma • lum değildir. Diğer taraftan şeMrlerde ve tanayi merkezlerinde iaşe işleri güçleşmiştir. Buna çare olmak üzere hükumet çtftçilerin ve müşterek çiftlik idarelerinin ve alelumum çifteilerin istasyonlarda ve şe hirlerde serbestçe yiyecek satmalarına müsaade ettî. Fakat çiftçi paradan zi > yade sanayi eşyasına ihtiyacı olduğun • dan hükumet köylüvü istihsale teşvik için üç milyon küçük san'at erbabına köylüye serbestçe eşya yapmasına ve satmasına müsaade ettiği gibi her fab, rikanın ayrıca halkın ihtiyacına yarıyan eşyaları yapmasına ve mukabillnde yi yecek a!masına müsaade etti. Moskova şehrinin etrafında elli kilometrelik bir mıntaka dahilinde hükumet ve hükumet mUessesatı her tUrlü müteahMt muka t i îttediftl ft Meyva bol Fakat pahalı! Perakendeciler, fiatlar da ihtikâr yapıyorlar Son günlerde Marmara sahille rinden İstanbul'a bir meyva aktnt başlamıştır. Meyvahoş ve Yemiş tarafları karpuz, kavun, şeftali, erik, armut ve kısmen üzümden geçilemez bir hale gelmiştir. Toptan fiatlar geçen seneye nazaran çok ucuzdur. Meyvohoşta toptan olarak raesela şeftaliler 35, armutlar 410, UzUmler 1020 kuruşa kadar satılmaktadır. Fakat toptan fiatlardaki bu ucuzluk meyvalara iyi bir sUrUm teşkil edememektedir. ÇUnkü satıcılar bu kadar ucuı fîata aldıkları meyvaları, çok yüksek fiatlarla satmaktadırlar. 3 Maamafih, perakendecilerin bu ihtikârı yüzünden meyvaların kısmı aeamı satılamamakta ve çürUmektedif. O kadar ki, çürüyüo A ! ze dökülen meyvaların miktarı satılatılarm Uçte biri kadar bir yekun tutmaktadır. Diğer taraftan motörcüler kap denilen meyva sepetlerinden mesafesine göre pek ax farketmek Uiere 3640 kuruş nakliye Ucreti almaktadırlar. Bu kapların içinde 35 okka meyva bulunduğu dîlşünülürse okka başına 40 para nakliye iicreti düş • mektedir. Ayni zamanda Belediye beher kaptan ardiye parası olarak 6 kurus aldığı gibi hamallar da beher kaptan 80 kuruş hammaliye istemektedirler. ÇUrUyen meyvalar asıl meyva sahiplerinin aleyhine olmaktadır. Çünkü kabzımallar yalnız kumusyoncu rolünü görmektedirler. Nakliye, ardiye ve hammaliye ücretlerînin fazlalığmdan hakikî mal sahipleri çok kere kâr yerine zarar etmektedirler. Alâkadarlar, meyva sahipleri ve kısmen kabe'tr»»"^ | ç ; n sRvKriı olan bu halin önüne geçilebilmesi için nakliye, ardiye ve hammaliye ücretlerinin azalmasını, bilhassa satıcılann meyvaları böyle yüksek fiatlarla satmamalarınm teminini istemektedirler. Bir devri âlem geldi «Biz Türk'leri yam yam sanıyorduk, halbuki..» DUn şehrimize M. VValter Ton isminde bir devriâlem seyyahı gelmiftir. Bu zat üç sene evvel seyahate çıkmış ve şimdiye kadar Avrupa, Asya ve Afri ka'nın muhtelif şehirlerini geımiştir. M. VValter Ton, kendisile görüsen bir muharririmize demiştir ki: Biz, 23 arkadaş seyahate çıktık. Meshur bir kulllp namma seyahat edi • yoruz, Her birimiı ayn ayrı istikamet • lerde geziyoruz. Gayemiı, motosiklet seyahatini tamim etmek ve gençliği spora ahştırmaktır. Memleketimize avdetimizde gördüklerimizi kitap halinde neşredeeeğiı. Şündiye kadar Rev adaıını ve Almanya'dan Avusturya'ya, oradan Isviçre'ye 2000 kilometre kattderek Ceneve gölU etrafını takip ve Fransa'dan Alp'Iar ei • varına çıktık. Burada dünyanın en yüksek bir tepesi olan Monplan tepesini aştık. Badehu tsoanya'ya geçtik. Burada iıahı gayrikabil meşakkatlere katlandık.. tspanya'da Barselona beynelmilel sergisine yetiştik. Burada 25 gün seyahatten sonra tekrar Avrupa'ya avdet ettik. Lizbon'dan itibaren 8000 kilometre yürUyüs yantık. Afrika'ya vapurla geçtik. tspano Ma* roko tesmiye edilen ve (2500) metre yüktekliğinde bulunan dağlar arasında (62) kilometre yol almak için 16 gün ugraşbk. Bundan sonra yakıcı güneşler altında Tunuı'a vardık. Burada bede • viler vardı. Seyahatimizi devam ettiremiyeeeğimîzi anladık, Mısır'a gidemeden Sisilya'dan ttalya'ya dönmek mecbu • riyetinde kaldık. Afrika'dan dönüş seyahatimizin bi rinci devreıîni bitirmis oluyorduk. Viyana'yı terkederek Macaristan, Çtkoslovakya, Sırbistan ve Romanya, Bulgaristan'dan Türkiye'ye geldik. Seyahatimiı daha iki sene devam edecektir.» Yarı dünyayı gezmîş olan bu meshur seyyah Türkiye hakkmda intibalarını soran muharririmize: Türkiye'ye henüz geldik. Malu matımıza esas olacak hakikatleri araştırmağa vaktimiz olmad:. Fakat İstanbul çok güzel medenî bir şehirdir. Bizde çok iyi intibalar bıraktı. Türk'Icrin misafir»»prvpr v*> mertlikleri bizî derhal sihir • ledi. Onun için burada hayli müdet kalmamız icap edeceğini zannediyorum. İstanbul'da bir hafta kadar kaldıktan sonra Ankara'yı da ziyaret edeceğiz. Türkiye hakkında bizde mevcut malumat çok nakıstı. Bu gördüklerim manzaralar karsısında bedeviler araıından kaçarken duyduğum korkudan daha derin hayret ve hayranlık içindeyim. Çünkü ne yalan »öyliyeyim. Türk'leri de bedevi biliyorduk.» Sevvaha zevcexi refakat etmektedir.. Hyung'un paytahh An kuvanı gibi işlek Türk cemaatinde kadın veerkek Teoman'm seferleri (Bozkurtlar) boyu ve (Bozgiyik j ler) boyu. (1) MUUehtdenln ba şında hâkim uruğ (Hun Koyunlular) olduğundan bu hükumet HyungjRU adını almıştı. Hyungnu sözünün asıl türkçesi Hun Khun'dur. Bu söz: Kun, korun&n, bir ağıl İçinde »aklanan haycan yani, koyun demektir. (2) Teoman, Hyungnu hanedanının aaü ve dîrayetli bîr hlikümdarı idî. Bezkır hayatının sağlam leciyeıl ile beraber, hükumet idarsinde kuvvetli btr kabiliyeti nefainde mezcetmişti. TtirenSn ve dinî akidelerin icabatına tevessülde kat'iyyen müsamaha göst«rmezdi. Akıllı bir padişah idi. Harpte gösterdiği ustalık kadar, memleket idare«inde adalet ve kiya••tle yürürdü. TUrk türesine göre imparatorla beraber, idareye (Hatun) İBiparatoriçe dahi iştirak cderdS. Teoman bu adeti bozmamış, tnühim işlerde refikası ile istişare eylemektc tıulunmuştu. Hayatının sonuna dofnı kadınlara fazla zâf ve meyll göste r«rek, idare makinesinin epey sek teye uğramasına »ebep olmuf i«e de, ker halde, umumî tarihin ve hususile TUrk tarihinin bellî başlı simalarından olduğuna şüphe yoktur. Büyük oğlu Mete'ye karşı haksız ve yanlış hareketlerînden sarfı nazar, Teoman brdu ve devlet idareslnde gbsterdiği muvaffakiyetlerle, takdire lftyıktır. Teoman, Türk an'anesinln ve bunun öz hazineti TUrk kadınının çelik terbiyasi ile ve tabîatle dövüşe dövüşe yetişmis büyük adamlardandır. teriyordu. Bunlar birer mezaristan, daha dofrusu birer makbere idi. Olen Türk'ler Kurgan adı verilen tumbalara, bütün müzeyyenatı, elbiseleri, atlarının eğerleri, silâhları ile gömiilürdü. Sonraları AvrUpa'ya göç eden Hun'larda ayni adetler görülmüştür. Kurgan'lara, ölülerle beraber, hayatta kendilerîne ait olmuş bîr çok eşya gömülürdü: Ok, süngü, bıçak, orak, balta, burgu, kazan ve ilâ... Paytahtta, bütlin hUküm ve idare Tannkut'un elinde idi. Adliye işlerine çok ehemmiyet verilirdî. Cürlimler: Ağır ve hafif natnlarile ikiye ayrılnuştı. (4) Ağır suçların cezası idamdı. Meselâ beygir hırsızları derhal idam olunurdu. Muhakeme usulü çok kettîrme ve sUr'atli idi. Hiç bir suçlu, on günden fazla hapisanede kala mazdı. Ceza hakkı, devlete munhasırdı. Anlaşılıyor ki, Teoman ayni zamanda* Hükümdar, din ulusu, başku mandan, teşrü, icraf ve adl! reîsti. Teoman ı Çîn, Yueçi ve daha uzak memleketlerle münasebetler kur muştu, muahedeler yapmıştı. Kendisi muahedelere sadık kaldığı gibi muahedelerden doğan haklarım da kıskanç bir dikkatle müdafaa ederdi. Muahede hükümlerini bozan millete derhal harp açardı. Elçüere tam ve mııtlak bir masuniyet temin edilmişti. Doğru deği! mi?l 4000 sene Evvelki şehir tzmir'deki Lârisa şehri hafriyatı bitti tzmir'de nisan ayındanberi devam eden kadîm Lârisa şehri hafriyatı bitmiştir. Hafriyat neticesinde meydana çıkan eserleri tzmir milzesi müdiriyeti tesellüm etmiştir. Lârisa hafriyatı .ümit edildiğinden daha büyük netleeler vermlştir. Salâhiyettar zevat, bu harab'eierin dünya yüzünde eşsiz olduğunu söylemektedirler. Bu şehre Roma'lıIarın eli değmemiştir. Lârisa şehri Küçük Asya heniiz Roma'lıların i»tilâsına uğramadan evvel yani Milâdı tsa'dan 120 sene evvel münkariz olmuştur. Lârisa'da tarihten evvelki devirlerden Elenistîk devrine ve en eski atikiyat devirlerine ait kaleler, surlar ,mezarlar, saraylar, bir çok topraktan yapılmış eserler meydana çıkarılmıştır. Bütün bunlar zamanımızdan yirmi yirmi beş, otuz, kırk asır evveline ve daha eski zamanlara ait bulunmaktadır. Hafriyat esnasmda tufandan evvelki zamana ait vum»ı"lt Kiiwiikl"günde bîr de hayvan dişi bulunmuştur. Hafriyatta elde edilen bu eserlerden otuz iki parçaıı hafriyat komiseri Mustafa Beyin nezareti altında İzmir'e nakledilmiştir. TUrk Hun kadınları, yurtların reitesi, ve kocalarının, ayni hukuka malik hayat ortakları idi. Kadınlar, yurt hizmetlerile t Çocukların terbiyesi, hayvanların bakımı, çiftçilik gibi işlerle uğraştıkları gibi, erkekler Payıtaht: de • akra ve harp olmadıkça . tUrüTeoman, Hyungnu paytahtını tnlerine, tarlalarına bakar, çahsırlardı. San mintakasmda kurmuştu. (3) Ma. Paytahtta erkekler ve kadınlar, deîumdur ki, İnŞan, Mogolya yayla mircilik, dabağlık ve saire gibi işlerle sının cenubu şarkî kısmına düşen de ugrasılardı. Her yurt, ayni zaman. yerlerdir. Buraların, deniz yüzünden da bir san'at ocağı idi. Kılıçlar, yayTÜksekliği, vasatî iki bin metredir. lar, oklar, baltalar, toprak kaplar ve laSan ile Ortut eyaleti Çîn seddi hakapçaklar, bakır takımlar, ev eşyası ricinde ve bu sedde yakın memle ve ilâ hep yurtlarda imal olunurdu. Jtetlerdir. Hulâsa paytaht, an kovanı gibi Işlek Hyungnu paytahtı ki maalesef ve faaldi. hakifcî adı BeTIî değildir . genîş bîr OrtttB eyaleti t yayla üzerinde idi. Bugünkü HoeyTeoman, zekâsını, milletin terakki Hoa Çeng şehrinin şitnali şarkısında bnhınuyordu. Şehir; yurtlardan, yani ve menfaatlerinl hasretmişti. Çin'lile. büyük çadırlarla arabalardan mürek. re karşı büyük seferler açmış, bereketli ve yağh tarlaları Hun'Iara mal kepti. Her ailenin ayrıca keçe veya deri etmek için hiç bir yorgunluktan çekinmemifti. Bir çok kanlı muharebeden yapılmif çadırları vardı. Koyun lerden sonra Çîn'in Ortus eyaletini ve öküz sürülerinin muhafazasma ele geçirerek, oraya kesif bir halk mahsus ağıllar, at ve kısraklar içinde ahirlar yapılmıştı. Hükümdaırn otağı kütlesi yerleştirmişti. Ancak Çin'in ve onun etrafında veliahde, öbür şeh başında meshur tmparator ŞeHoangzadelere, hatunlara, devlet memurlarL Ti bulunuyordu. Bu zat, Hun'Iara le kâtiplere ait çadırlar mevcuttu.Müc galebe çalmak niyetile, jeneral Mung. rimlere mahsus bir hapisane de vardı. Tien kumandasında, üç yüz bin kişîlik (5) kalabalık ve korkunç bir ordu Konar göçer, fakat yüce, mütemedsevketmeğe karar vermişti. Filbakidin bir paytaht.. Şehir civarında, ka Ortus'a yerleşen Hun'Iara karşı ibadetlere ve kurbanlara mahsus bu dehşetli ordu ile harekete hazır • yerler de gSze çarpardı. NamazgâhIanmıştı. O zaman, bu ordunun, yerları andıran bu açık ve tabiî mabetyüzünde, sayıca, belki eşi yoktu. Hat. lerde, din ulusu hükümdarın riya ta bundan on beş asır sonra kıt'alar setinde, tabiî Türk dininin hükümlerî ve Türk dervişlerinin yani şaman. fetheden Cengiz Hanın bütün ordusu, iki yüz bin atlıdan mürekkepti. lann çeşit ceşit ayinleri icra olunurSonraları Babür Hindistan'ı on iki du. Senenin muayyen devirlerinde, bin kişîlik bîr kuvvetle zaptetmiştir. aya ve güneşe atlar kurban edilirdi. Yıldırım'ların, Fatih'lerin ordularının Sehir civarında görülen bir çok tummiktarı da balar, paytahtın ehemmiyetini gös<1) M. Şemsettin. Mufassal Türk Tarihi (Kltap. 2 8. 21) (» Türk Tarihi (Kitap. S. 19) (8) Riza Nur. Reslmli Türk Tarihi (Cilt 1. S. 278^ Kadtnlar yurt r«i$i: Selhor B^flaırfl Ayasufya lıamami banyo olacaH Belediye vaktile istimlik ettiğt Ayasofya hamamında, bazı tadilât yaparak kısmen alaturka, kısmen alafranga hamam yapmağa karar vermişti. Fakat yapılan tetkikat neticesinde binanın alaturka hamama elverişli olmadığı anlaşılmış ve bundan vazgeçilmiştir. Belediye Ayasofya hamamım olduğu gibi muhafaza ederek müm kün ise temiz bir banyo yapmağı düştinmektedir. En cok Beğenilen kuma; Artık mezeler Belediye memvrîarj ve Sıhhiye müfettişleri bazı meyhanelerde ar tık mezelerin müşterilere verildiğini gormlislerdir. Belediye, bu husustaki teftişlerini siddetlendirmeğe ve artık meze kullananları şiddetle teczîve etmeğe karar vermistir. Üsküdar tramvayları devrediüyor (Mabadi var) (4) Türk Tarlhlnln ana hatlan . Methal kısmı (S. 42). (5) M. Şemsettin Mufassal Türk Tarihi Kitap. 2 S. 21) Üsküdar, Kadıköy ve havalisi tramvay imtiyazımn, teşekkül eden şirkete devri hususundaki resmî muamele hükumete arsed'Imişti. Dün muamelesj Heyeti Vekilece tasdik edilmiş ve Belediye riyasetine tebliğ edilmîştir. Galatasaray lisesindeki yerli malIar sergisinde büyük bir rağbet kazanan İpekiş'in muhtelif kumaşları arasında bir «en çok beğenilen kumaş mütabakası» tertip edilmisti.Bu müsabaka için verîlen reyler, dün tasnif edilecek ve netice bugünkü gazetelerle ilân olunacaktı. Fakat bu mUsabaka o kadar büyük bir alâka ile karşılanmıştır ki, verilen reylerin taststanbul limanındaki faaliyeti tannifi dün sabahtan akşam saat yediye zim etmek üzere teşekkül eden ko kadar ikmal edilememiştir. misyon, raporunu yakında Vekâlete gönderecektjr. Reyler, Beyoğlu kâtibi adli SalâSttylendiğine göre ecnebi limanhattin Beyin huzurile tasnif edilmekIarı ile Türk Iimanları arasında işlitedir. Verilen reylerîn çokluğu dolayen vapurlar, Galata'ya, Türk Iimanyısile tasnif muamelesine bugUn de ları arasında işliyen vapurlar da İsdevam edilecek ve netice ancak yatanbul rıhtımına yanaşacaktır. rınki gazetelerle ilân olunacaktır. Limanın faaliyeti tanzim ediliyor Rus mütehassıs heyeti dün geldî İzmir şehrinden sonra Izmirie havalisi [Başmakaleden mabalt] miryollarının vaktile tzmîr hinter • teressüm ediyor gördüğümüz zorluklândına dahil bazı yerlerdeki nakliların bu derecesile karşılaşmamış bu yatı tzmir aleyhine olmak lizere Islunacaktık. tanbul'a tevcih ve sevkettiği şikâyeti Maamafih böyle de olsa İzmir ve vardır. Hatta bu yüzden tzmir'e tshavalisi için alınacak tedbirlerde va taokul'dan un getirtmeğe bile mecbuziyeti belki umumî harpten evvelkî ı^yet hâsıl oluyormuş ki hakikaten hale nisbetle daha cezrî bile sayılailk bakışta insana anormal görünme bilecek neticelerle tanzim ve takviye mek ihtimali yoktur. Bununla beraber edecek vechile ciddî tetkikler icrabiz tzmir'de adam gördük ki: sına en kat'î bir ihtiyaç vardır. İzmir Devlet demiryollarından şikâve havalisinin vaziyeti bilhassa yayet etmeğe ne sebep var? İzmir müktndan göHîldüğii zaman buraları inakalâtını ellerinde tutan şimendiçin her halde bir şeyler yapılmak, ferler sanki hırlı mı? diyordu. mühim kararlar ittihaz ve tatbîk eŞu hale nazaran bu makalede bîz dilmek lâzım geldiği hissi insana kuv. de İzmir ve havalisine ait mes'elelervetle hâkim oluyor, ve biz şahsen fzden bizim ıttılaımız dairesine giremir'de gördük ki bu his orada umubilmiş olanları sayıp dökmektense mî surette hemen herkeste vardır. fzmir ve havalisi hesabına alınacak Ancak yapılacak işler nelerden ibatedbirlerin başta binnefis İzmir'lüer rettir? Bu hususta dikkat ettiğimiz ve bilhassa tzmir Ticaret Odası ol nokta şu oldu: Ortada toplu, sebepmak Uzere çok salâhiyettar bir heleri neticelerine bağlanmış fikirler yete usulü ve erkânı dairesinde tetkik yoktur. Hetkes kendi dUşüncelerinde ettîrilmesi fikrinin arzını tercih ediferdidir, herkes kendi işine ve temas yoruz. Ancak şamü, esaslı ve sürekli larına göre hemen hemen kendi takbSyle bir tetkik iledir ki İzmir ve dirini söyiiyor, ve lıerkesin böyle ayhavalisinin dertleri adamakıllı teshis n ayrı serdettiği mülâhazaların bir ve tedbîrleri de ona göre tesbit oluçok yerde biribirlerile çafpıştığı bile nabileceği kanaatine varmiş bulunuRoVülüyor. yoruz. Misal olarak tzmir'de devlet deYUNUS NADl 6azi antep'te giimliş para huüanıimıyacak Gazi Antep ve civasînda hâlâ güraüş mecidiye kullanılmaktadır. Son günlerde gümüş meskukât, istikrarını kaybetmiştîr. Bundan mutazarrır oIan esnaf, Belediyeye müracaat ederek gümüş para ile alışveriş yapmamak hususunda taahhüdatta bulunmuşlardır. Miryam Harri şerefine ziyafet Maruf Fransız romancıiarından Madam Miryam Harri'nin bir kaç gündür şehrimizde olduğu malum dur. Sarka dair romanlar yazmış, fakat henüz Türkiye'yi ve İstanbul'u tanimamıa c!an kjymetli romancı ile j Türk aileleri arasında teması temîn etmek îçin, dün, Boğaz'ci'nde asîl ve münevver bir aile tarafmdan şerefîne çay ziyafeti verilmÎ5*îr. Bu ziVafette j hanımlarımız ta>afınd«*n V»îr'an ve pîyano çahnmış, Se!îm ?<rr! Beyîn ke. Hmeleri tarafmdan m'Mî rRk'e'arımız ovnartTuş ve Türk kadjnî'Sma, edebîyata da«r «nüsah«be'*p ya Gerek Madam Mfrvn*»ı Ha^rS, se zevci heykeltras M. Havrî ile o ğulları bu ziyaf*>tfen fe'kalâde güzel bir intibala ayrılmışiardır. Memleketimizin muhtelif mahal.erinde yapılacak fabrikalann ma hallerini tesbit ve bu husustaki inşaatı ihzar etmek üzere Rusya'dan şehrimize geleceği yazılan mütehassıs heyet dün sabah Zırıyani vapurile geîmiştir. Heyöt fabrîkalar projeleri yapan TrÖst'ün ınüdürîi Profesör Oorlof. ikb'sat enstUüsü müdürü ve kızıl profesörîpr eT>«t;HJsü profesörü Kavalofeki, pamuk kumasları mütehassısı mühendis Mftnsurin, kumaş boyapı mUtehassısı k'myager Klagolin, fabrikalar su tesisatı mütehassıs ve mimarî eastitiieü müdürü profesör Samgin, îdroteknik istasyonları mütehassısı tnaden mühendisi Troyenski, enerjik mütehassısı profesör Volinski, mimarî enstitüsü profesörü Nikolayef Yoldaşlardan müteşekkildir. Rus mütehassısları Sovyet sefiri Suriç Yoldaş, iktisat müşavîri Kâmil, Hereke fabrikası müdürü Şevket Turgut, Rus ticareti hariciye mümessili Bankoviç Yoldaş, Rus ceneral konsolosu Svîlink ve Tas ajansı muhabiri tarafmdan vapurda karşılanmış ve hükumet namına Beyoğlu'nda bir otele misafir edilmişlerdir. Mütehassıslar bugün öğleden evvel Beşiktaş sarayınrfa Başvekil tsmet Paşa Hazretleri tarafmdan kabul edileceklerdir. kadar yiyecek getîrmesine ve satmasına müsaade ettiler. 160 milyon ahaliyî bir elden iaşe etmek ve 120 köylüyü mal v« mülkünden mahrum amelei mükellefe olarak istihdam etmek mümkün olma dığtndan yukarıda söylediğimiz teda , bire müracaat edilmiştir. Fakat bu tedabir ile komonizm esasatından çok tebaüt edilmiş oluyor. Avrupalı'Iarın tetkîkatına ve buldulcları neticelere göre esasen beş aenelflc plân Rusya'da komonizmi takviye edecegî yerde komonizm prensiplerini büsbütün bozmuştıır. Evvelâ îş başına iicret vermek suretile Kral Marks'in dasturlari ihlâl edilmiştir. Sonradan beş senelilc plânın vücude gebnesi bazu kuvvetinden ziyade dimağ kuvvetine bağlı olduğu anlaşıldığından amele ve müstahdemnv ücretleri arasında tefavüt ihdas edilir. Evvelce el ile çahşan en yüksek ucret ve masa başında çahşan ise en az iicret alır îken şimdi iş aksine dönmUştür. Sovyet hükumeti yüzde sekiz ve daha ziyade faizli bir çok dahilî istikrazlar akdetti ğinden memlekette adeta bir rovtiye sı\ nıfı peyda olmaktadır. Rusya gittikçe komonizm esaslarin • dan ayrıldığından şimdiki rejime başka isimler bulmak icap ediyor. Yakın zamana kadar bu rejime devlet kapitalizmi (sermayedarhğı) deniliyor idi. Bunun da doğru olmadığı anlaşıldığından şimdiki rejime devlet inhisarcılığı ismi ve rilmiştir. Hakikaten bugün fabrikalar ve levazımı komonizm esaslan hilâfıns amelenîn kendisîne ait değildir. Her şe* yin sahibt «Jevlettir. Devlet her şeyi inhisar altına almışbr. Amele yalnız ücret alıyor. Patron tek bir sahsiyet yani devlet olduğundan ücretlerin miktannı istediği gibi tayin ediyor. Hariçten Rus ya'nm ahvali hazırası hakkmda yapılan tetkik ve müsahedelerin huiâsası budur. Tabiî ahval bu safhada kalmıyacak ve înkişafta devam edecektir. Avrupa'nm ve Amerika'nın en ziyade merak ettiği nokta dahi bu inkişafın hâsıl edeceği kat'î şekil ve neticedir. MUHARREM FEYZt Tevkifhanede grev (Birind sahifeden mabait) halde bunlar gene yemek yememekte ısrar etmişlerdir. Bunun üzerine hapisane doktorlarmd'an Fuat Talât Beyle diger bir doktorun muavenetilt grevcilere cebren yemek yedirilmiştir. Mevkufların elleri ayakları tutulmuş ve burunlarmdan midelerine kadar lâstik borular uzatılmış ve et suyu ile yumurtalı süt akıtılmıştır. Mevkuflar, greve devam ettikleri takdirde bu şekilde kendilerîne gıâ*a verilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: