^Camhuriyet 25Temmuz i932 ( Muharrin. Bmbaşı ^ Nakili: Ab.dm Daver Sehir ve memleket haberleri ) Siyasî icmal Karmakarışık Bir dava Terki teslihat mes'elesî ile gayef sıkı alâkası bulunan mes'eleîerden bî. ri de Boğaz'Iardır. Bir devletin kudreti bahrîyesî yalnız harp gemilerl» nin cesamet ve kuvvetî ve adedi ile ölçülmez. Bahrî devletlerin deniz aşıri Mecidiye kö üssübahrilerî ve îstasyonlan da < S İnhisarlar utnunı müdürlüğünde ta yünde Hazinei devletlerin bahrî kudret ve satvet mamen hazırlanmış olan yeni tevhit kadhassadan hüku Ierinde gayet mühim bir âmildîr. rolarmm bugünden itibaren tebliğine inmete intikal eBunun içindir ki 1922 de Vaşmgton'* tizar edilmektedir. Kadrolar bugün tebden arazi üze . da cihanın beş büyük devletî arasıriliğ edildiği takdirde ayın otuz birine karindeki evlerin da bahrî kuvvetlerin tahdidi için dar mevkii tatbika konacaktır, yeni tevinşaatı durdu akdolunan deniz mukavelesinde Âr hit kadrolarının tatbikı dolayısile dört rulduğu malummerika ve Japonya denizaşıri bazı yüze yakın memur mevcudu olan merdur. Bu mes'enoktaları tahkkn etmemeği taahhüt kezdc bazı memurlar açıkta kalacaklarle ile bizzat etmîşlerdi. dır. Bunlar mülhakattaki münhallere taı me gul olarak Gene bundan dolayıdır kî şîmdîkî yin edileceklerdir. tatkikat yapan İngiliz Başvekili Mr. Makdonald îİnhisar idarelerindeki teşkilât ko İstanbul tneb'ukmci defa bîr amele fırkası hüku • misyonu tasra teskiiâtına ait tevhit kadsu Alâettin Cemetini teşkil ettikten sonra mezkur rolarını da bu ay nihayetine kadar ik mil Beyle gö İstanbul meb'usu Alâetfırkanın devletler ile hoş geçinmek mal edecektir. Bu kadrolar da İnhisarlar rüsen bir muhar*»« Cemü Bey politikasma tevfikan Japonya'y' kus> Vekâleti tarafından tasvip edildikten ririmiz su malumatı almıştır: kulandırmamak için Sîn?apur Bo sonra önümüzdeki ay içinde mevkii tat* Mecidiye köyünde Hazinei ğazı'ndaki İngiliz üssübahrisîni taKbika konacaktır. hassadan hükumete intikal eden arakîm ve en büyük harp gemilerini i«zi dahilindeki inşaat yeni bir mes'ele tiap edecek cesamette bir dokun indeğildir. Burada hemen kırk senedir şası ameliyatını tatil etirmîş îdi. îh« inşaat yapıldığı anlaşılıyor. tnşaati güere Akdeniz'Sn garp metha'i Ce durdurulan evler gerçi yîrmi bir ise belüttarıg'a ve sark methali Süvey$ İzmir'den şehrimize geldiği yade işgal suretile yapılan tekmil in • kanalma ve Akdeniz'i sarkî ve garbî zılan Ziraat Bankası umum mücTüşaat sekiz yüz evi mütecavizdir. İs . iki havzada ayıran Sicilya adası ile rü Şükrü Bev Ankara'ya gitmiştir. tanbul Defterdarı Bey bu isle ciddî Tunus arasındaki dar verin ortasmda surette mesguldür. Meliye Vekâleti kâin olan Malta'va hâkim buiunup de tenkil edilen komisyon vasıtasile buralarm nakabili teshîr mevakiî tahkikat yaptırıyor. Komisyon tahkimüstahkemesîne sanîo kald'kca bu Mütekaidinden olup ta resmî mükatın sür'atle yapılarak bir neticeye denizîn hâkimi mutlakı olmakta debağlanması için çalışmaktadır. Neti esseselerde ücretle çalışanların te • vam edecektîr. kaüt maaşlanndan tah&isatı fevkace pek yakında anlaşılacaktır. Her Akdeniz'i Kara'deniz'e rapte'den lâdelerinin kesilip kesilmiyeceği halde, zannediyorum ki, işgal eden boğazlar cihanın ana hututu muvasa • mes'elesî yeniden ortaya çıkmıştır. lerden hem sîtndiye kadar ecrimisil lası iizerînde olmamakla beraber ikistenmek, hem de müzayede kanurvı Yeni bütçe kanununun bu husustisadî ve askerî ehemmiyetî haizdirna tevfikan arazinin bedelleri alın ta sarih olduğu alâkadar makamata ler. Lozan muahedesinde cihanın baKmak lâzım gelecektir. Tahkikatın ne bildirilmiştir. rî yollarının serbest olmasına bir nüticesi anlatıldıktan sonra bu ecrimi Mütekaidin ve malulinden resmî mune olmak gibi yüksek bir diisüııce sillerin affı ile arazi bedellerinin de müesseselerde ücretle çalışanların ile bunlann serbestisîni ve tahkim e1339 da vuku bulan tahrir kıymet her iki taraftan aldıkları maaş ve dilmemesini kabul ettik. Fakat b'uleri üzerinden ve taksitle altnması tahsisat yekunu elli lirayı tecavüz nunla BoğazMar üzerindekî kıymettar için bir kanun teklif etmek niyetinettiği takdirde tekaüt maaşlarının huknkumuzdan vaz geçTne«îik. Bo deyim.» tah&Uatı fevkalâdeleri kesileccktir. ğaz'Iar Türkiye'nin can damandır. Bunun îçindir ki Çanakkale muba « rebelerînde Türk milletî tarihin en İstanbu] telgrafhanesindeki elekbüyük fedakârlığını yapmış ve kuv • trik lâmbaları tasarruf maksadile vetinin özünü sarfettniştir. azaltılmıştır. Bu tasarruf bilhassa Gazi Hz. harbi umumîde CantVtelgraf memurlarının gece çalıştıkkale müdafaasımn ~uhu olduğu gibi ları kısımda tatbik edildlğinden meİstiklâl harbî ve mücahedesile de geBıçak teşhiri maddesinden suçlu murlar vazifelerini ifada müşkülât ne Bopaz'lan ikincî defA kurtar Hüsnü, Yusuf ve Ahmet Efendilerle çekmektedirler. Alâkadar makamamıştır. Terki teslihat ve diğev mühim h'rt cerh madd«sinden «uçlu Cemil tın nazarî dikkati celbedilmiştir. cihan mes'eleleri hakkında yalnız Efend'iyi hilâfı usul karakolda bekresmî konferansîarda dej^il devîet**^ letmek, ait olduğu mercie gönder Ierîn kendî aralarmda dahi müzakememek ve bu suretle vazifei memureler cereyan ediyor. Bu müzakereresinde ihmal ve terahide bulunjmak Ierde şüphesiz bütün dünya Boğaz'Mahmut isminde bir adamın M. iddilsile üçüncü ceza mahkemesine ları ve bahrî menrerlerin atisi dahi Musolini'ye telgrafla müracaat edeverilen Samatya serkumiseri Tevfik görüsülüyor. Her hangi maksat ve erek Türk sanayii nefisesi için yarEfendiye ait muhakemenin tahkikat mel ile yapılır ise yapılsm bu müza dım istediği yazılmıştı. kısmı ikmal edilmiştir. Müddeiumukerelerde Türkiye'nin hakikî ve memî maznun hakkında 230 uncu madSanayii nefise Akademisi ve Halcazî manasile boğazı olan BoğazMaı de mucibince ceza talebinde bulunkevi güzel san'atlar şubesi böyle bir mes'elesi mevzuu bshsedildiği tak muştur. Muhakeme, müdafaa ve kateşebbüsten ha^erdar değildirler. dirde Türkiye'nîn rey ve fikrî alın. rar için talik edilmiştir. İtalyan sefareti çekilen telgrafı malıdır. Hariciye Vekâletimize vermistir. ViYani bu müzakereler ancak Tür lâyet telgraf gelir gelmez derhal kiye'nin iştirak ve muvafakati ile ya Bakırköy timarhanesinden firar etahkikata girişecektir. pılabiür. Yoksa Türkiye'nin haberi den ve İzmtr'de yakalanan katil piç ve malumatı olmaksızm kendisinin ömer, Izmir'den şehrimize getiril eczayi mülkü üzerinde müzakereler miş, tevkifaneye gönderilmiştir. Geçenlerde sabık Hidiv Abbas yapılmasına kat'ivyen tnü^aade edePiç ömer'in Ağırceza mahkeme Hilmi Paşa Hazretleri :1e beraber meyiz. Terki teslihat mfs'eleîinin îsinde bakılmakta olan davası, Avrupa'dan şehrimize gelen sabık kinci safhasina haz'^lık olarak d*"vfiarı üzrine tefrik edilmişti. Bu da Şarkî Erden Başvekili Hasan Halit vaya bir kaç güne kadar tekrar başPaşa, dün Bağdad*a hareket etmiştir. letler arasında hususî müzakereler başlamak üzere o'duğu bir zam*nlanacaktır. da ve ihtimal baska mülâhaza ve maksatlarla yapılan ve yap'îac^k oCuma günü şehrimize gelen Ro • lan müzakerelerde bu noktamn eh?m manya'lı seyyah ve talebeler, dün miyetle nazari dikkate alınması beyRomanya vapurile Köstenccye avde Memurların ağustos maaşı gelecek nelmilel münasebatın selâmeti için etmişlerd'ir. pazartesi günü tevzi edilecektir. elzemdir. MUHARRF.M FEYZİ Martha, Alman'lara yeni ve mühim bir darbe in dirmek için Arjantin'e gidiyordu! r Mecidiye Köyündeki evler İnhisarların Tevhit kadroları Terki teslihat meselesi ve boğazlar Nthayet, bir gün Valansiya'dan föyle bir telgraf aldım: «Otomobiüe Bübao'ya gidiyoıum. Dört gün kalacağım.) Keyfiyeti h«m«n Bahriye Nezaretine haber verdim.Karakol gemile rimiz, Bilbao'nun bulunduğu sahilleri tarassut ettilerse de hiç bir şey bulamadılar. Çünkü, Çahkuşu'nun ikincî bir telgrafmdan anladım ki Kolberg, Madrit'ten geçerken Berlin'iden yeni bir emir almış ve hemen yolunu değiştirerek alelâcele Huelva'ya gitmişfci. Bir hafta sonra, Martha, Barcelone'ye gideceklerini bildirdi. Fakat o da boş çıktı. Çünkü Kolberg' kadıra ©telde bırakıp yalnız başına gece yarısı meçhul bir yere gitmişti. Çahkuşu'nun telgrafmdan, bir denizaltı Semisinin ya erzak ve mahrukat yahut ta talimat almak için oralarda bir yere uğradığı, manaıını çıkardık. Martha, bir kaç gün »onra Kadix'e »itti. Sahilin bu kısmı Ingiliz'lerin tarassut mıntakası olduğu için onlara haber verdik. Haber tam zamanmda vâMİ olduğu için, Ingiliz'lerin Akdeaiz filosundan bir müıreze, şafak »ökerken bir Alman denizaltı gemitine baskın yapmağa muvaffak oldu. Düştnan tahtelbahri suyun yüzünde seynederken yakalanarak şiddetli bir ateş altma alındı. Bu müsademe neticesi, Martha'nm Kadix'den gizli mürekkeple yazdığı mektup gelinciye kadar anlaşılamamıştı. Martha tahtelbahrin batma dığını ve Biarritz civarında bir mühhnmat fabrikasını topa tutacağını bildirmişti. Alman gemisi, şafakla beraber, fabrikayı bombardıman etti. Bizim tahtelbahir avcısı gemile rhniz diişmanın tatrruıuna ntâni olamadılar. Bu ele geçmez korsanları iarassut ve tahrip etmek kolay iş değtldi. Fakat, nihayet talih bir gün bize tebessütn etti. Fas cephesinde Kolberg'in vazifeleri meyanında, Fransa'ya karsı isyan etmis olan Fas kabilelerine silâh ve cephane vermek te vardı. Çünkü Almanya, her cep hede harbediyordu,* 1 :'*'. " , "Hâyette, Sımalî Afrıka cephemızdekı bütün kuvvetleri geri çekeceğimizi ve büyük Afrika müstemlekemizde emniyet ve asayişi diğer bütün vesartle muhafaza edeceğimizi kabul etmemek suretile Marne meydan muharebesini kazanmamıza yardım ettiler. Alman'lar, Jeneral Lyautey'in dirayet ve azmini hesaba katmamışlardı. Hatalarını anladıktan sonra, asi Fa» kabilelerine yardım etmek îçin teşküât yaptılar. FasMılara silâh ve cephane vermek üzere Baleares adalarile îspanya'nın cenubunda adeta birer üssülhareke tesis etmif lerdi. Fas'ta da bu silâh ve cephaneyi aIıp kabilelere tevzi edecek teşkilât hazırdı. Monnesmann biraderler Fas'taki uzun ikametleri esnasında vatandaşlannın işine yanyacak izler bırakmışlardı. Bir gün Martha'dan bir mektup aldım. Kısaca «Cebelitarık'tan u zak olmıyan» bir noktada son derece gizli olarak bir şey hazırlandığını bildiriyordu. Çalıkusu o zaman fazla tafsilât almağa muvaffak olama mış, yalnız maksadın Rif'lilere mühim miktarda silâh ve cephane götürmek olduğunu» ilâve etmişti. Derakap Fas fevkalâde komiserliğine malumat verdik ve îspanya'nın Fas müstemlekesi sahillerini gizHce tara»suda başladık. Fakat Cadix (Kadiks) civannda yüklerini almış olan yelken kayıkları, kemali me haretle balıkçı g«mileri arasına sokularak tngiliz karakol hatlarını geçmişler, sabahleyin fecirle bera . b«r, Fas sahillerine vâsıl olarak he men hâtnil oldukları sılfch ve cephaneyi çıkarmağa başlamışlardı. Birdenbire bir torpidobot göründü ve kuru sıkı bir top atarak kayıklarda taharriyat yapacağını bildirdi. Bu suretle bir kaç ton Mauser tüf eği ile cephanesi zaptedilmişti. Martha, şimdi Malaga'da idi. Burada, tgizli h*rb > in başka türlüsü cereyan ediyordu. Bunu Çalıkuşu'ndan başka, daha mufassal bir su • rette İsviçre'deki casuslarımızın birinden de haber almıştık. Bu defa tspanya sahillerine bir ihraç mevzuu bahisti. Martha'nm bize iki nümunesini getirTÛs olduğu ve Kara Orman fabrkalarının şimdi yüzlercesini imale başladığ: Nurenberg oyuncaklanndan bir haylisi bir denizaltı gemisi tarafından İspanya sahillerine çıkarılacaktı. Kolberg ile Strasce'nin emrine verilecek ve Fransız harp sanayii fabrikalarını berhava etmek için kullanılacak olan bu müthiş oyuncaklar, Martha'nm te yakkuzü sayesinde, şîmdi Malaga a çıklarında yüz metre derinlikte ebediyyen istirahat etmektedirler. Martha, bu bombaları hâmil olan Alman denizaltı gemisini, karakol gemilerimize dibe indirtmeğe muvaffak olduktan sonra, bahriyedeki stajını ikmal etmişti. Şimdi artık bia man denizaltı harbinden, merhametsiz iktisadî harbe geçiyordu. Madrid'deki irtibat zabitimiz yüzbaşı X... dan gelen kısa bir telgraf «Ivt.h. »«. L..Jj«r, O1Z1 «O > a . | ha, ^t Cürüm vaki, mazmın var fakat meft'ele muğlâk Yenipostahane karşısındaki barakaiarda gramofon plâğı satan Kâmil Ef., son günlerde işlerin kesat git mesinden dolayı yeni bir kazanç yolu aramağa başlamıstır. Kâmil Efendi bu yolu nihayet bulmuş, beraberce iş yaptığı bir arkadaşına, bir yerde kaçak çakmaktaşı satıldığını söylemiş, bunu hükumete haber verdikleri ve yakalattırdıkları takdirde ne kadar ikramiye alabileceklerini sor muştur. Arkadaşı da, yakalanan mahn yarısının ikramiye olarak veril diğini bildirmiştir. Bunun üzerine iki arkadaş bera berce polis ikinci şube müdiriyetine gitmişler, piyasada kaçak çakmak taşı satılmakta olduğunu, bir cürmü meşhut yapılırsa bunlarj yakalamanın kabil olduğunu söylemişler, bu taşların İsak isminde bir Musevi kumusyoncu tarafından satıldığını da ilâve etmişlerdir. Kâmil Ef. ile arkadaşı cürmü meşhudu yapabilmek için peşin paraya rhtiyaç olduğun dan bahisle polisten 20 lira para da istemislerdir. İkinci sube, muhbirlere numaralan kaydedilmiş dört tane beşer liralık vermiş, cürmü meşhut mahalli olarak ta Marpuççu'larda Sarıoğlu hanının kapısında bir yer tayin edilmiştir. Kâmil Ef. ile arkadaşı, yirmi lirayı aldıktan sonra Polis Müdiriyetinden ayrılmışlardır. Kâmil Ef., İsak'ı bulmuş, yirmi liranın on beş lirasını vermiş, çakmak taşlarının saat dörtte Sarıoğlu hanına getirilmesini söylemiş, sonra da sivil polis memurlarını ayni saatte oraya davet etmiştir. Muayyen saatte polis taharri memurları cürmü meşhut yapılacak olacak mahalle gittikleri vakit ortada on beş paket çakmak taşı bulmuş lardır. Fakat memurlar gelir gelmez Isak oradan firar etmiş, bu hâdiseyi polise ihbar eden Kâmil Ef. de ^taşları getiren bu adamdır diyerek Rifat isminde ihtiyar bir adamı yakalattırmıştır. Rifat Ef. nin cepleri arandığı vakit polis tarafından muhbire verilen ve numaralan zaptedılmiş olan on beş lira bulunmuş ve bu adam kaçakçı lık cürmünden dolayı 9 uncu ihtisas mahkemesine verilmistir. Dün mahkeme huzuruna çıkarılan bu ihtiyar adam, kaçakçılık cürmü«ü külliyen inkâr etmekte ve hanın kapısı önünde peynir satılmakta olduğunu, kendisinin peynir almak için oraya geldiğini, fakat kendisini yakaladıklarını söylemektedir. Cebinde bulunan on beş lirayı nereden aldığı sorulduğu zaman da: Benim, kumusyoncu tsak'ta alacağım avrdı, o gün getirdi, kahvede bana on beş lirayı verdi demektedir. Cürmü meşhudu yapan memurlar, mahkemede şahit olarak dinlenmişlerdir. Bunlar, taşların kimin tara fından getirildiğini görmediklerini taşları orada bulduklarını, fakat kendilerinin oraya muvasalatını müteakıp bir adamın telâşla kaçtıgını ve muhbir tarafından kendilerıne gösterilen Rifat Efendiyi yakalıyarak cebinde on beş lirayı bulduklarını söylemislerdir. Rifat Ef. bir kahvecîyi müdafaa şahidi göstermiş, bu şahit İsak'ın kahvesine gelerek Rifat Efendiye «al, on beş lira borcumu getirdim» diye bu parayı verdiğine şehadet etmiştir. Bu karmakarışık davanın en şa yani dikkat şahidi, muhbir Kâmil Ef. olmuştur. Kâmil Ef., hâdisenin j hututu esasiyesini anlattıktan sonra, polise ilk müracaaindeki sözlerinin aksine olarak sunları söylemistir: Efendim, bu İsak çakmak taşIarı inhisara girmeden evvel çakmak taşı tüccarı idi. Sonra top attı, fakir düstü. Yapılacak cürmü meshuttan onun da haberi vardı. Ona da beş on kuruş verecektik. Bu işe razı olmuştu. îsak, taşları, Rifat vasıtasile al dırmıstır. Siz, İsak'ın kaçak taş sattığını nereden bil'yordunuz da polise bu şekilde haber verdiniz? İsak, piyasada kumusyoncudur, eskiden de taş ticareti yapardı. O haîde asıl kaçakçılığı yapanın İsak olması lâzım gelmez mi? Hem polise haber verirken «ttak kacakçılık yapıyor, cürmü meşhut yaparsak yakalarız» demişsiniz. İsak o gündenberi bulunamamıştır. Kendi^ine mahkemeye sah't olarak gelmesi icin celp yazıldıeı balde gene gelmemistir. Kendisinin ihzaren celbi icîn müzekkere yazılmasına karar verilmiş, muhakeme talik edil miştir. Alâettin Cemil B. bir kanun teklif edecek Kadrolar bugünden iti baren tebliğ ediliyor Ziraat Bankası U. Müdürü Devlet müesseselerinde çalışan mütekaitler Telgrafhanede tasarruf Bir serkomiser muhakeme ediliyor ler içinde bıraktı. 48 saat sonra, bizzat Martha'nm da bir mektubile teeyyüt eden bu telgraf «u idi: «Martha, BuenosAyres'e gidîyor. Mektup postada.» Filvaki, 11 mayıs günü Reino Christina isimli vapur, Martha'yı Argantine (Arjantin) e götürüyordu. Çalıkusu Cenubî Afrika'ya niçin gidiyordu? Martha'nm yeni ve esrarengiz seyahatinin gayesi ne idi? Tayyareci kadın, Baron Kolberg'in kendisi için tuttuğu lüks kamaraya rahatça kurulmuş, Alman'lara yeni bir darbe indirmege gidiyordu. M. Musolini'ye çekilen telgraf meselesi >iç Piç ömer'in davası Böcek taarruzu Martha, bü>ük vapurun güvertesinde bir şezlonga uzanmış, basının üstünde ışıldıyan yarım cenup küresinin parlak yıldızlarını ve bürçlerini zevkle seyrediyordu. (Mabadi var) Hasan Halit paşa Lozan günü merasimle tes'it edildi (Birinci sahifpâen T»n?>ait) da bizden uzaklaştıkça daha azamet, daha kutsiyet peyda edecektir.» Mukaddemesile soze bashyarak Lozan'a takaddüm eden vukuatı anlatmış, Turk'ün dünyaya hayret veren zafer !er yaratarak nihayet Lozan sulhunü nasıl kazandığım hikâye etmiştir. Bundan sonra müderris İbrahim Fazu Bey Lozan'm iktîsadî ve malî zaferleri hakkmda bir konferans vermistir. İbrahim Fazıl Bey evvelce ecnebilerin memlekerimizde bir müstemleke siya • seti takip eylediklerinden, Osmanlı hü kumetinin mütevali istikrazlarla memleketi nasıl iflâsa doğru sürüklediğinden, büyük inkılâba takaddüm eden son üç rnbu asrın iktisadî ve malî israf devri olduğundan, kapitülâsyonların ilgasile iktisadî sahada da inkisaf başladığından bahsetmis: Eğer harpten çıkan bütün devletIer gibi bütçemizde yüzde otuz nisbeb'nde bir düyunu umumiye yükü yok • sa bunu İsmet Pasanın kiyasetine medyunuz.» Demistir. İbrahim Fazıl Beyin konferansını Muslihittin Âdil Beyin bir hitabesi takip etmiştir. Muslihittin Âdil Bey ezcümle demistir ki: « Bu bayram senindir. Asil ve temiz çehren ne k?dar be>;us. Çünkü senin maneviyatmdan alman feyz ve nur ile bîz de nurlanıyoruz. Biliyorsun ki; bu dakikada vatanın uzak, vakın bütün u fuklarında herkes senin bu se\rincine iştirak ediyor. Bayramm kutlu olsun Türk genci! Şu dakikada hayalimde bir nokta var. Sevr'in girdaplarmdan Lozan'm sahikalarma biraz daha tırmanıyorum. Bir tarafta Sakarya, Dumlupmar. ötede te kerleklerinin her devresinde «hınç, hınç» diye bağırarak cephedeki Meh met'çikler, mermi taşıyan ihtiyar dedeler.» Muslihittin Âdil Bey bundan sonra her tarafın karanlık ve meraretli olduğu bir zamanda büyük Gazi'nin gösterdiği hedefe gidilmek suretile nasıl istiklâlimize kavuştuğumuzu tasvir etmis, sözlerine şu şekilde nihayet vermistir: « Lozan; Türk genci için tazim ile selâmlanacak en büyük zaferdir. Yasasın Türk gençliği! Yaşasın onun en büyük hamisi olan Büyük Gazi!» Muslihittin Âdil Beyin hitabesi ha raretle alkıslanmıs; Gazi Hazretlerile İsmet Pasa Hazretlerine tazimat telgrafları çekilmesi kararlastırılarak mera sime nihayet verilmistir. Romanyalı seyyahlar gittiler Ağustos maaşı Tavukçular Cemiyeti azaları dün gürültülü bir ictima aktettiler Millî vapurcular Bir kısrrı harice vapur işletecekler Seyrisefain idaresinin vaourculuk idare si teessüs edinciye kadar millî vapur • culardan ahnacak vapurları da işlete • ceği malumdur. Bunun için verilen mühlet bitmek üzeredir. Seyrisefain idare sinde bu husustaki hazırhklara devam edilmektedir. Yalova'da bulunan Seyrisefain Umumî Müdürü Sadullah Bey bugünlarde şehrimize avdet edecek, ve yeni şeklin tatbikma baslanacaktır. Hususî vapur sirketlerinden mubayaa edilecek olan gemileri muayene ve bunların kıymetlerini takdir edecek olan heyet ağustos ayı içinde teşekkül ede cektir. Bu vapurların mobayaası için tahli siye idaresinin hasslat fazlası olan 600 bin liranın tahsis olunacağı söylenmek tedir. Hususî vapurcularrîan bazıları, elle rindeki gemileri tesbit edüen talimat dairesinde hükumete satmağa muvafakat etmişlerdir. Bir kısım vaourcular da limanımızdan, ecnebi iskelelerine, bu meyanda Pire ve Iskenderiye'ye varjur işletmek için tetkikat yapmakla meş guldürler. Vapurcular ar3sında Îimaın'arîmi7 dahilinde şilepçiük vapmak için hazırlık görealer de vardır. Halkevinin faideli bir hizmeti Türk'ün ve Türkiye'nin kurtulus gününân hatırasınt yaşatmak kastile İs • tanbul Halkevi idare heyeti Türkive'yi gösterir bir kartpostal tabettirmiş ve bütün köylere kadar bu kartları dağıtmıştır. Kartpostal Lozan hatırasını tahattur ettiriyor. Sevr muahedesi ile Türkiye'nin ge tirilmek istenilen elim hali ve Lozan Türkiye'si bu kartta görünmektedir. Kartın altında Lozan gününün hatırasını yaşatmak için şu ibareler yazılmış tır: «Sevr muahedesi Türk milletini yer yüzünden kaldırmak istiyordu. «Lozan sulhu Türk milletine yaşamak hakkını verdi.» İstanbul Halkevinin bilhassa köylünün efkârını aydmlatmak için fırsattan isti fade suretile tabettirdiği kartları çok güzel ve şayanı tebrik bulduk. Bir haftadanberi limanımızda bulunan milyoner Roçilt yatı ile dün Akdeniz'e gitmiştir. Roçilt gitti Tavukçula" C:*r!veti azası dünkü içtfmada. Nurettin Bey elir.dt sapkası olan zaltır yeni idare heyetine vermek isteme Tavukçuluk cemiyeti azaları dün öğmiştir. Bunun üzerine şiddetli münaka leden sonra Halkevinde bîr içtima aktetmişlerdir. İçtimada yeni heyeti idaşalar cereyan etmiş, neticede Nurettin re intihap edilmiştir. Heyeti idare şu zeBeyin bu hareketi gayrikanunî göriile vattan müteşekkiidir: Tayyare piyan rek zabıtaya müracaate karar verilmiskosu müdür muavini Hâmit, mütekait tir. miralay Servet ve ressam Ratip Tahir Nurettin Bey Ankara'daki merkezi Beyler. umumî ile vaki olacak muhabeıat netiİçtimam bundan sonraki kısmında hararetli müzakereler olmuştur. Cemiyet cesine göre hareket edeceğini söyle reisi Nurettin Bey uhdesinde bulunan miş, bundan sonra içtimaa nihayet ve • hesabatı ve cemiyetin resmî mührünü rilmiştir.