16 Temmuz 1932 İstanbul 20 galip geldi! Afet Hf. nin ikinci konferansı Ankara futbolcuları güzel bir oyun göstererek takdir edildiler Millî Tarih kongresinde veriîen mühim konf eransın metni hitinden uzak olarak yaşadılar. Bir devir oldu ki (836892) halifeler, Bağdad'm şimalinde, Dicle üzerin de yaptıdıkları Samerra'ya çekil diler. Bu şehri Seyhun, Ceyhun'cfan getirdikleri Türk kabilelerile iskân ettiler ve ayni zamanda orasını halis bir Türk ordusunun ordugâhı haline koydular. Görülüyor ki, Abbasî halifeleri, Türk milleti ve Türk ordusu muhafazası içinde kendini emniyettc görerek geniş İslâm imparatorluğunda hükümran olabilmiştir. Tarihî vesikaların şehadetine göre, Türk'lerin kuvet ve yardımı ile çalışan Abbasî halifelerinin bir asra yakın bir zaman içinde, merkezde ve eyaletlerde umumî hizmetlerin ve medenî tarakkilerin yolunda gittiği görülür. Çünkü Türk'ler Abbasî devletine mükemmel idare adamlarından bir hükumet kadrosu hazırlamışlardı. Bilhassa devletin büyük vekâlet makamı, ilk andan itibaren Belh Türk'Ierinden, eski bir aile olan Barmaklara (Bermek) veril mişti. İlk vezir olan Barmakın oğlu Halit idi. Bu aile, babadan oğla intitrkal etmek üezre (803 e kadar) yarım asır, Abbasî devletinin vezirlik makammda muvaffakiyetle devletî idare etti. Bu tarihte Harun Reşit Barmak ailesinden vezir Caferl katil ve ailesine mensup olanları hapsetmek suretile Abbasî devletinin direği olan ve Harun Reşid'i Harun Reşit yapan Barmaklan mahvettL Arkadaşlar; Abbasî halifeliğinde, zahiren rlevleti idare eden, dinî salâhiyet per desi altında, halife idi. Bütün şerefler ve hürmetler Bağdat ovalarına hâkim, yeşil kubbeli, Altınkapı sarayında oturan halifeye aitti. Fa kat, halifelerin muhafızları ve halifeliğin büyük memurlan olan Türkler, bilhassa Mutasım'dan sonra (833842) halifelerin gidişinden ho;lanmadılar. İslâm ordusunun ve bizzat Abbasi halifelerinin çoktan sahibi ve hâ . kimî vaziyetine gelmiş bulunan Türk zabitleri ve eyaletlerdeki Türk beyleri Abbasi devletinin çehresini de ğiştirmeğe başlamışlardı. Artık bu devlette dinî ımsura pek az bir yer bırakılmıştı. Halife, Peygamberin olduğunu iddia ettiği hırkaya bey hude bürünüyordu. Onun, Muham med'in varisi olduğunu tanıyan kal tnamıştı. Görülüyor ki, artık, Abbasî dev leti düşkünleşmiş ve hilâfet makamı Türk askerlerinin indirip bindirdik leri halifeler mesheri haline gelmişti. * * * Meslektaşlanm; İslâm tarihinin tetkiki şu haki katleri meydana koyuyor: Abbas oğullarının muvaffakiyeti tehlikeli bir müphemiyet sayesm de temin olunmuştu; Abbas oğulları kendilerini, Peygamberin yegâne varisleri gibi satmışlardı; bu müphem Vıak bir ihtilâl baskını ile birden bire P" ' • e'1 '>"'•!• bıı hak davası ve • onu elde etmek ir'n y^T?''1"! hare ket çok maharetle idare ecl:' '""" '' de, fikirlere sükunet gelir gelmez, hl Iâfet hakkı mes'elesinin ortaya atılması gecikmedi; hatta muvaffaki yetin ferdası, müşküller baş gösterdi. Bir çok şiiler, Abbas oğullarını tanınvadilar ve Ali ailesinden ojduk Iarmı ilerî sürebilen bütün müddeilere kollarmı açtılar. Halifelerin karsı koymağa mecbur oldukları, Aîevî isyanları sayılmıyacak kadar çoktur. Alevi'ler, VII inci asır ortasmdan itibaren, Kufe'de, Basra'da, Musul'da, yahut başka yerlerde, Abbas oğulla rım uğraştırıyordu. Diğer taraftan haricilerin de I rak'ta, İran'da, Horasan'daki muhalefetleri tehlikeli ve anudane idi. Vazivetin böyle olması pek tabiî idi. Cünkü Abbas oğulları, kendi saltanatlarını süpheli ve zayıf bir meş rutiyet temeli üzerine kurmakla, Pevgamberin yeçenleri olan bi'tün Ali oeullannm da imam olmak haklarını zımnen tasdik etmis oldular. tste bu sebepledir ki, geçmis asırlarda zaptolunmuş bulunan, eyalptlerin birliğini masun tutmak, d»ha îlk zam^ndanrteri, tnümkünsüz oldu. Ge. nis îslâm împaratorluğunun mühim eyalefleri, birer birer hususî sahsi vetlerini takınıvor'=»r v<» muhtariyet lerini alıyorlardı. Baçdat halifeleri yalnız bu büvük imparatorluğun. dinî ve siyasî noktadan, nazarî r e i s İ İ kalabi'mekle hırslarmı tatmin edi yorlardı. Eyaletlerin muhtarîvet der«»celer muhtelif idî. Bazı eyaletler, Ba£ dad'a yıllık hediyeler göndermeğe ve hutbede halifenin ismini oku mağa devam ediyordu; cli*er bazılar bunları da yaomıvordu. FakaK eyaletlerin hic biri, VII inci asırd.ı ol duğu gibi VIII inci asırda da Bağ dat'tan resmen ayrılmağı düşünmedîç bu sebepledir ki, hakikatte, halife ' nin idaresinde bulunan memlekftler mütemadiven kü~'"'düçü ha'd*1, küt hal'"^e, bir î«!âm ?"» > aratorluğu ha» >"• yali devam edpb''mî«fir. * ** Dan, t<;panya olmuştur. Ne kadar mera't «rM?~Cek bir sevdir ki. E*>di»lüs, Emevî de"1et'«»r'ni kuran Abdürrahman. kendi aîl»<:îm kanlar i^înde bo£an, gasıp Ebül^bbas Sef'ah'm adını hutbeden ksMırrms'a cesaret e demfdi. Endülüs Emirler'rt'n bizzat haüfe un^aTiını takınmak cesareti ise, ancak. bir buruk asır^an fazla bir zaman sonra (15 ikinci kânun 29 da) III üncü Abdürrahm^p'da gorüldü; ki bu devirde de artık halife unvanmın ehemmiveti kaltıamıstı. O halde, denilebilir ki, Endülüs E» mirliği IX uncu asır nazarmda Bağdat îtnparatorluğunun henüz bir eyaletinden baska bir şey değildi. Simalî Afrika, yani, Serenaik'ten Atlas denizine adar olan eyaletler d e müstaki! oldu. Bu eyaletler ahalisi olan Berberi'Ier isyan ettiler; senelerce uğrasıldığı halde bu isyan sön. dürülmedi. Nihayet bundan istifade eden Abdullah'm oğlu îdris, Septe boğazı cenubunda (eski Volübilis şehrinde) kendini hükümdar ilân ettî. (788) ve Fas'ta bir devlet kurdu, sonra dan payitaht olan Fas şehrinî İdris'în oğlu inşa ettirdi. İdris, Ali ile Fatma'nın büyük ö • ğulları Hasan'm torunlarından oi '* duğunu iddia ederdi. İdris oğulları da, X uncu asra Eadar, Emir unvanmdan baska unvan almadılar ve resmen Bağdat'tan ay» rılmış gibi de görüncnediled. Cezayir ve Tunus ülkeleri de Bağdat idaresine itaattan vaz geçti; Afi basi'ler namına Berberi'îer aleyhra hareketler yapmış olan Ağleb'in oğlu îbrahim nammda bir kumandan. Bağdad'a, sadece yıllık bir vergi vermek vadi mukabilinde, kendinî, çocuklarma geçmek üzere, FCırvan b« yi ilân etit. Bağdat halifesi. vergi vaj di münasebetile zevahirin kurtuldvn ğundan memnun idi, hakikatte, Tt* nus ve Cezayir mıntakasında müi takil Ağlebî devleti teşekkül et miş bulunuyordu. (Birınct sahlfeden mdbait) [Afet Hammefendinin Tarih Konyoruz. Şut atıyorlar, topu bizrmkUere gresinde verdiklerı konferansın mettaca attırıyolar, yani mütemadiyen nini neşre devam ediyoruz:'] bizi sıkıştırıyorlar. Hatta yedinci daAttilâ ordusu da 280 sene evvel kîkada bizim müdafaa, Ankara sol (451) ayni tedbirsizliği yapmıştı. açığını tutabilmek için penaltı olaBu ordu da, Luvar nehri üzerinde bilecek sekilde sert oynamağa bile ve Abdürrahman'ın girdiği Tur şehmecbur kaldı. Fakat oyun hâlâ bir ta. rinin 150 kilometre kadar şarkında raflı oynanıyor, durgun ve ağır bir bulunan Orlean şehrine muzaffe • hava oyuna hâkim oluyor. ren girmişti; orada düşmanı unu Ankara'lılar on birinci dakikada tarak lâubali bir hal alındı. Bu sıramuhteüf bir gol fırsatı kaçırdılar. da Aetiyüs kuvvetlerinin yanasmakBizim kaleci topu tutmak için kale ta olduğu haberi üzerine, Attilâ, den çıktığı halde boş kaleye topu somuharebeye müsait bir vaziyet aldıkamadılar. rabilmek için, ordusunu, Salon'a Bu, ilk ciddî bir tehlike mahiyetin. kadar çekmeğe mecbur oldu. Bu de idi. Nedense bizim teknik oyun meydan muharebesinin neticesiz cular biraz kıpırdadılar, hücum yap kalması sırrı da işte bu noktada mak, belki de sayı yapmak Iâzım olgizlî olmak lâzımdır. dıı&unu hatırhvabildiler. * ** Şimdi oyun iki taraflı bir sekil alMuhterem hanımlar, muhterem dığı için canlandı. Mütekabil hü efendiler; Karagümrük'te kupamızın tevdü me raslmlnl takip edenlerden bir grup cumlar zevkle takip ediliyor. Bu hüVIII inci asır ortasında, Bizans hacumların biri^de Zeki, Salâhattin'e neticesinde Vefa'dan Rıza birinci, riç olmak üzere, eski Rotna âlemi bir pas verdi, Salâhattin, Vasf î'nin kaBeşiktaş'tan Orhan ikinci, Cihat ü kat'î surette tarihe karışmış bulu • leden çıkması üzerine topu kaleye çüncü, Nihat dördüncü olmuşlardır. nuyordu. Bizans ise, dil, medeniyet takarak ilk golü vaptı. Bu dört oyuncu İstanbul iskrim takıve din noktai nazarından gerekleşOyun biraz daha canlandı. Bizimmıdırlar. Bundan başka Sadet ve miş ve artık Avrupa'nın diğer parkiler bir hücum daha yaptılar, An Neriman Hanımlar arasındaki hususi çalarile alâkasını kesmeğe başla kara'Iılar ancak bunu kornere at • karşılaşmada Sadet H. birinci, Nerimıştı. Avrupa'nın muhtelif kıt'alamakla kurtardılar. Maamafih Ankaman H. ikinci olmuştur. rında, sözlerimizin başında söyle ra'nın genç muhacimleri mukabil bir diğimiz gibi, yerleşen yabancı ka akınla buna mukabele ettîler. Biraz vimler, yeni bir takım krallıklar Dün bu münasebetle istanbul mınsonra Zeki, topu dışarı atmak sureti teşkil etmişlerdi. takasımn muhteüf spor şubelerinde le bir sayı kaçırdı. Akdenizin şark, cenup ve garp birincilik kazanan takımlara da müSalâhattin, oyunun baslangıcm • çevreleri, hemen bütün ön Asya ve danberi ayağı rahatsız olduğu için ^p^'" "i ve İstanbul şam Orta Asya'nın ehemmiyetli bir ku mağlup oyunu oynamıyordu, nihayet mı İslâm idaresine gecmişti. Adeta piyonluğu mükâfatı, Vefa . Kumkaçıkmağa mecbur kaldı, yerine Alâdünyanın mihveri şarka doğru yepı'ya güreş birinciliği mükâfatı, ettin geçti, onun yerine de Beşik rinden oynatılmıştı. Bu suretle Asya iskrimorlara birincilik madalyaları, taş'lı Şeref girdi. Eyüp kulübüne ikinci küme birincilik ile Garp memleketleri arasmda sıkı Devrenin otuz beşincl dakikasınbir temas teessüs etmişti. mükâfatı, Süleymaniye kulübüne idan sonra Ankara muhacimlerinin Daimî kaynaşma halinde bulunan kinci takımlar şampiyonluk mükâ hızı kesildi. Maamafih her fırsatta aOrta Asya'ya gelince, o, hâlâ sinefatı, Kasımpaşa kulübüne üçüncü takın yapmak istiyorlar. Şimdi bizimsinde, dünya için bir çok meçhuller kımlar şampiyonluk mükâfatı verilkiler de biraz daha canlanmıs gibigizliyordu. Bundan sonraki asırlar, miştir. ler. Ankara kalecisi, büyük bir ta M Kadıköy'ünde iskrim müsabakalari bu meçhulleri büyük hâdiselerle dün. lihe mazhar olarak mütemadiyen to stırak eden Saadet ve Neriman Hanımlaı yaya tanıtacaktır; fakat, artık kapu topluyor. Vasfi Beyin talihi, bu vimlerin büyük mikyasta birbirlefutbolcular dün bizlere çok güzel bir arada muhakkak iki üç sayıya mâni rine kanşmaları devri kapanmış gioyun gösterdiler. Bilhassa azim, oldu. İlk devre bitti. bi görünüyor. Bundan sonra, daha sür'at ve cesaret itibarile şayani takziyade, yeni devletlerin teşekkülleri dirler. Maamafih bunların hasleti ve bu devletler etrafında beşeriyetin yalnız azim, sür'at ve cesaret değilAnkara takımı ikinci devreye çok toplanmağa çalıştiklan görülür. dir, kombine bir oyun tarzına da ma değişik bir balde çıkb. Ali Rıza, merkez lik bulunuyorlar ve mükemmel pasKuvvetli devletler teşekkül edînîlMultacibıljnevkiine geçirilmiş, yerine laşıyorlar. ciye kadar, çürük, zayıf olanlar ve Ratip girmiş, Rıdvan'ın yerine Ab Muhacimleri, çok defa bizim tekhakikî temelini bulamıyanlann da bas, >S«lİBl'in yerine de Nevzat ikame nik oyunculann ağızlarını havada tabiatile ortadan kalkacakları göolunmuş, diğer hatlar arasında da bırakacak derecede meharet gösterrülecektir. Dün Çukurbostan stadyomunun tebeddülât yapılmıştı. diler. Netice ne olursa olsun, Ankaküşat resmi yapılmış, parlark Abbasiye devletinin mahîyeti Bizimkiler bu devreye artık ölü ra'lı futbolcuları tebrik ve takdir etbir merasimle kupamışz KaraVIII inci asrın ortasında, şarkta gibi başlamadılar. Oyun seri, canlı gümrük'lülere verilmiştir. Bu münase mek lâzımdır. teşekkül ettiği görülen büyük devve zevkli bir cereyan aldı. Zeki'nin, betle dün Karagümrük sahasmda beş AHMET İHSAN let, Abbasî halifeliği olmuştur. Mehmed'in şutları avut oluyor, bir binden fazla insan toplanmıştır. Mera • Bu devlet, Emevî saltanah aley türlü isabetli şut atılamıyor. Nitekim sime saat ikide başlanmış ve evvelâ hine yükselen ve siyasî neticeleri bü11 inci dakikada güzel bir fırsatı bu Bu maçtan evvel Vefa Beykoz Hayriye lisesi talebesinden Nedime H. yük olan kanlı bir ihtilâl üzerine kuisabetsizlik yüzünden kaçırdık. Fakat takımlan arasmda bir terfi müsa • bir nutuk söylemistir. Nedime H. bu nut rulmuştur. 13 üncü dakikada Beşiktaş'lı Şeref bakası yapılmıştır. Müsabakayı sı kunda daha bir iki sene evvel içi ısır Bu ihtilâl, yalnız bir hanedan vcikinci golü atmağa muvaffak oldu. fıra karşı dokuz sayı ile Vefa kazan ganlar baldıranlar ve çörçöple dolu oya bir idare tarzmın değişmesile ikAnkara . tstanbul maçının asıl mıştır. Bu neticeyi kaydettikten sonlan bu mezbelenin Karagümrük'lü tifa etmedi. O, yeni İslâm devletinî zevkli kısmı bundan sonra başladı. ra maçın tafsilâtını vermeği zait gögençlerin ve hâmilerinin gayretile bir başka esaslar üzerine kurmuş oldu. İki taraf ta bütün gayretini gösteriiki sene içinde nasıl bu hale geldiğini rüyoruz. Abbasî haiifeleri, bir akalliyetin yor, bizim muhacim hattının sağiç oanlatmış ve şiddetle alkış'anmıştır. Bahalifesi olmaktan çıkarıldı, yani, onyuncusu başkalarına pas vermemekte dehu Karagümrük kâtibi umumisi Sami inat ettiğinden bir çok fırsatlan heDün burada iskrim müsabakaları Bey ve Sami Beyden sonra da Halk Fır lar, yalnız Arap'ların değil, İslâm olan İran'ılann, Suriye'lilerin, Mı der ediyor. Zeki, şimdi bambaşka bir da yapılmıştır. Geçen hafta yapılan kası Fatih kaza mutemedi doktor Hiksır'Iıların, Afrika'lıların, İspanya'lıoyuncu olmuş. Sağa, sola koşuyor, met Bey, Fatih kaymakamı Veli Bey, ve dün intaç edilen müsabakala&r larm ve Türk'lerin hnamı veziyetine topu çıkarıyor, müdafileri bizzat Karagümrük nahiye idare heyeti reisi getirildi. geçmeğe çahşıyor ve şut atıyor. Naci Bey ve birinci takımdan Rahmi Artık İslâm dinîne giren herkes Bey dahi birer nutuk söylemişlerdir. Artık kaçan gollerin haddi, hesabı tamamile ayni imtiyazlardan istiyok. Fakat asıl marifet golü kaçır Nutukları müteakıp bir kurban ke fade edecekti. Nazarî olsa dahi, bu mak değil atmak olduğuna göre bu silmiş ve sonra basta Karagümrük ku • esas, Arap tefevvukunu gösteriyormarif etleruniz müsbet bir netice verIubünün sporcu hanımlan, atletleri olmak du. Hakikatte bu nazariye Araplar le. miyor. Maamafih Istanbul'un bu oyu. üzere kuîuhün bîrinci, ikinci, üçüncü, hine olmamakla beraber, tamamile nu karşısında Ankara bir tazyik çemdördüncü futbol takımlan sahaya çıktatbik olunmadı. Çünkü Ebülabbas, beri içine girmiş değildir, onlar hiç mışlar ve mızıka ile güzel bir geçit resTürk'lerin, îran'lılarla beraber yapbir zaman yorulmadan, meyus olmami yapmışlardır. tıkları ihtilâl ve kazandıkları zafer dan ve her fırsatta hücum yapıyor Küsat resmi hitama erdikten sonra üzerine hilâfet mevkiine getirilmişlar. Bir kaç defa muhakkak gollerle sahada yalnız birinci takım kalmış ve bu ti. Ebülabbas, ve bütün sülâlesi Akarşılaştılar, topu ya kaleci Nuri yatakım muntazam bir yürüyüşle misafîr • rap'lara değil ve fakat Türk'lere ve kaladı, yahut avuta kaçtı. lere mahsus balkonun önüne gelmiş, ve îran'hlara dayanmak mecburiyetinAnkara kaletisi Vasfi, muhakkak gazetemiz namma orada bulunan Abidin de idi. ki çok talihli bir oyuncu, öyle şeyler Daver Beyi selâmlıyarak vaziyet almışBundan memnun olmıyan Araptuttu ki ve gollere mâni oldu ki, sebr. Abidin Daver Bey, Cumhuriyet galar, geldikleri yerlere, yani çöllerine yirciler hayret ettiler. Vasfi Bey, bu zetesinin genç soorcular hakkında ö döndüler. muvaffakiyeti teknik bilgisinden zitedenberi gösterdiği alâka ve teveccühü Abbasî halifesi, güvendiği mil yade talihine medyundur. Çünkü top tekrar etmis ve bu turnuvanın sırf genç letlere daha yakın olabilmek için tutuşları fenadır. sporculan teşvik ve tergio için yapıldıhilâfet merkezi evvelâ Kufe'ye, d"ağını söylemiş, bu muvaffakiyetlerinden Oyunun zevkli şekli son dakikaya ha sonra (762) yeni inşa edilen dolayı Karagümrük'lüleri tebrik etmiş kadar devam etti ve bu netice ile bit Bağdad'a naklolundu. Halifeler orave gazetemizin bundan sonra gayrimütti. Şimdi burada memnuniyetle kay i upamtz, Abidin Daver Bey arkadasr da Türkl'erden ve İran'lılardan seafmdan verılirken ' tefikler arasmda her sene birer turnuva detmek lâzımdır ki, Ankara'lı genç çilmiş muhafızlar içinde, Arap mutertip edeceğini vadederek kupayı ta kım kaptanı Lutfi Beye vermiştir. Bey bütün maç esnasında ahaliyi gül • meden kırdı geçirdi. Hatta ikinci haf Bunun üzerine Lutfi Bey de gazetemizin gösterdiği bu alâka ve teveccühten tayim calar çalmaz yerden topu kucakdolayı bütün sporcular namına kendisine lıyınca götürdü. Mukabil kaleden içeritesekküı etmiştir. Bundan sonra atletizm ye elile attı. O zaman ortalık alkıstan, müsabakalanna geçilmistir. Atletizm mü kahkahadan çınladı. Günün en mühim Aahnesi aksam üstü kendini gösterdi sabakaları büyük bir alâka ile takip eŞampiyon Karagümrük birinci takımı, dilmis ve atletler alkıslanmıştır. gene turnuvanın en hatın sayılır takı Atletizm bittikten sonra mütekaîtler maçı baslamış ve bu maç günün en neş'e mından olan asrî sporlularla bir maç yaDtıIar. li, en eğlenceli tarafı olmuştur. Müte kaitler Karagümrüğ'ün ikinci ve üçüncü Asrî spor'lular, evvelce Ortaköy'lületakımlannın muhtelitile oynamış ve 3 2 re çıktıkları takıma nisbetle bugün sa mağlup olmuşlardır. Mütekaitler arasmhaya daha zayıfça gelmişlerdi. Kara • da sabık Süleymaniye'Ü Hüsnü, Beşikgümrük'lüler de ise bu hafta fazla olatas'L Şahap, sabık kalecilerden Rasim, rak turnuvaya iştirak edemiyen meshur Şükrü, Ali, Hamit, Agâh, Cemil Beyler merkez muhacimleri Rıza vardı. Her cok alkıslandılar. Bilhassa kaleci Rasim iki taraf ta çok temiz ve dostça bir oyun Bey golleri kurtarırken yere yuvarlangösterdiler ve Asrî SporMular bütün gaydıkça seyircüer gülmeden katılıyor, heretlerile calışhklan halde neticede üç htanbüi mıntakasımn birincüik mükâfatlan teva eamrken le Ziraat Bankası memurlarmdan Agâh tıfır mağlup oldular. (Jtupayı otoa Şaim Bey) Cumhurîvef '• ilk ko Tevzii mükâfat ikinci devre furnuva galibine Kupamız veriîdi Bu münasebetle Kara gümrük sahamda büyük merasim yapıldı Vefa Beykoz maçı iskrim müsabakaları Ağlep oğulları, İdris oğulları T » Endülüs Emevileri, bunların hepsi, balşıbaşma hareket eden müstakil siyaset sahibi hakikî hükümdarlar dı; bilhassa Ağlep n^ıillarmın siya • seti faal ve parlak idi. Ağlep oğulları, az zamanda, Kîrvan'dan, daha doğrusu Kartaca'daı Orta Akdeniz adala^ın), hatta sa hillerini kontrolları alttnda tut mağa muvaffak oldular. 75 yıl uğ rasarak, Sicilya adasmı, evvelâ sa hilleri ve sonra orta«ı oımak üzerev tamamile Bizans'hlardan aldılar» (827902). Ağlep oğulları, bir tarafatn Sî cîlya'nın fethile uğravrken, diğer ta raftan da îtalya sahHfrini ve dahil lerini istilâ teşebbüslerinden gerî dur"luvordu; 840 ta Ağlebî donanmas* E pidîzi ve Trant önlevinde göründül ondan sonra, ttalya cenup sahille rinde umumî taarruza gectîler: Berberî müslümanlar, bu sahiller yakn larındaki bütün ada'ara yerleştilerj 871 yılı nisanmda, Tîber ırmağınıa ağzmdaki Porto ve Osti sehirlerîiM pirdiler, Oradan Roma'ya gîttiler İ Senuiyer kilise3İnden bazı hatıralaı aldılar; ondan sonra, Kapu şehrinn bulunduğu Kampanya'ya gittiler; ay ni tarihlerde. Berber müslümanlaı'J Adriyatik sahillerinde Bari şehrinei yerleşerek, içerilere. Benevan kıt'af sma vayıldılar; orada, üzerlerine ge len Karolenj kralla^ından II inci Lü kuvvetlerile muharebe etiiler; Tran? ta Bizans'hîarla çarpsshlar. îtalya'da, Berberî müslümanların hücumundan pek az mmlaka masuı kalabilmistir; Napoli cenubundakî Salern körfezi, Adrivatiğ'in nihayel köşelerinde, Raven simalindeki Ka macciyo'da Açlebî donanmasmın a yaretinden mahrum edilmemiştir. Ayni zamanlarda. dîğer taraftanj da Kirvan Emiri, Ma'ta'yı zaptetri'M bu adayı Garbî Akdeniz'in kapıctl haline koydu. Görülüyor ki, Ağlebi'ler, Bağdad* hükmü altmdan çıkmıs olduğu hal de, davandığı Berherî unsura saye • sinde, îslâm aravesine hizmet etmiş ı bu sayede, îslâm İmparatorluğu n mı yükselmis bnluftuyordu. EndS lüs'te de ayni olduğu malumdur. Mısır, bir «;ok isyanlara rağnte daima Abbas o?ullarınm boyunduı ğu altmdan cıkaıri'yordu. 868 yılmc'a Mısır'da, kat'î bir ğisiklik oliu, çünkü; oraya Ah atlı bir Türk gitmiyti Tolun atl' bir Tıirk'üi' oğlu ol; Lutjen sahıjevt çeviriiü*