Cumhuriyet L>J ALHARVC FtAtt/!Z : ;.•>•^4s^, Muharrırı: Bınbaşı Ladoux ^İİffeisl^ Nakılı: Abidin Daver Sehir ve memieket haberieri Devlet Vapur nakliyatı Yük ve yolcu için ucuz navlun konacak Devlet idaresine verilecek vapur naküyatmın inhisar teşkilâtı yapıhncıya kadar Seyrisefain tarafın dan idare edileceği malumdur. Seyrisefain simdiden hazırlığa başla mıştır. Muayyen tarihten sonra, Seyrisefainin şimdi vapur ilşetmediği Bartm, Ayvalık, İzmit ve sair hat lara da devlet vapurlan uğratıla caktır. Seyrisefain, inhisarın tesekkül edeceği 933 senesi sonuna kadar mev. cut kadrosile teşkilâtı idare ede cek, yalnız bir kaç kaptan alacak tır. Seyrisefainden kadro harici kalan 50 kadar memurun yeniden alınması ihtimali vardır. Yeni şekil basladıktan sonra îktisat Vekâleti bütün hatlar için fi atlar tesbit edecek, yeni tarifelerde ihracat maddelerimizden teşvik edilmeğe muhtaç olanlar için ucuz fiatlar konacaktır. Yolcu ücretlerinin de tenzil edilmesi çok muhte meldir. Siyasîicınal İngiliz Fransız İtilâfmın ehemmiyeti İngiliz parlâmentosunda Hariciye Nazırı Sir Con Simon ve Fransız parlâmentosunda Başvekil ve Hariciye Nazırı M. Herriot İngiltere ve Fransa devletleri arasında Lozan tamirat mukavelesine bir lâhika olarak bir itilâfname aktedildiğini haber verdiler ve bu mukaveleyi teşkil eden dört maddeyi okudular. Birinci maddeye nazaran Avrupa'daki mevcut rejime yani siyasî ve iktisadî tarz ve tertibe dokunabilecek mes'eleler çıktığı vakit bunlara tamirat mes'elesi için bulunulan şekle benzer bir sureti hal verebilmek için neler düşündüklerin den yekdiğerini haberdar edecekler ve tam bir hulus ve saffetle teatii efkârda bulunacaklardır. Ikinci maddeye göre iki devlet Cenevre'de terki teslihat mes'elesine, alâkadar büyük devletlerin cümlesi için adilâne ve müsaadekârane olacak bir suret bulmağa birlikte ve diğer devletlerin iştirakile çahşacaklardır. Üçüncü madde mucibince ingiltere ve Fransa cihan iktisadî konferansı için müsbet ve amelî kabiliyeti haiz neticeler verebilecek istihzarata birlikte ve diğer devletlerin iştirakile çahşacaklardır. Dördüncü maddede iki devlet arasında ticaret mukavelesi aktedilinciye kadar yekdiğerinin ticaretine başka devletlerin ticaretine na. zaran fark gözeterek zarar ika edecek tedabir almıyacaklarını taahhüt etmişlerdir. Bu yeni mukavele Lozan konferansmda İngiltere ile Fransa'mn evvel den anlaşarak bu cihan mes'elesinin Avrupa'ya ait cihetini hallettikleri gibi terki teslihat, Merkezî Avrupa ve Versay muahedesinin tadili gibi Avrupa ve cihan mes'eleleri hak • kında evvelden kendi aralannda uyu. şarak kararlarını başka devletlere kabul ettirmeğe çahşacaklarına şüphe bırakmıyor. Birinci maddede zikrolunan Avrupa rejimine dokunacak mes'elelere bir misal olarak nim resmî ingiliz ajansı (Reuter) in, Ver say muahedesinin tadili mes'elesini göstermiş olması İngiliz • Fransız itilâfmın ne kadar şümullü olacağını îsbat ediyor. İkinci maddede terki teslihat mes'. elesinde alâkadar büyük devletler için adilâne ve müsaadekârane bir sureti hal bulunacağmdan bahsedilmis olması ve ayni zamanda Versay muahedesinin tadilıne işaret edilmesi, Almanya ile diğer büyük devletler arasında askerî hukuku hükümranice müsavat tesis edümek suretile bir hal sureti bulunmasuıa İngiltere ile Fransa'mn müştereken çahşacaklarına şüphe bırakmıyor. İngiltere ile Fransa Avrupa'da üç büyük devlet arasın. da yani kendilerile Almanya arasında mevcut mes'eleleri her tarafı mem nun edecek bir surette haJletmeğe karar vermişlerdir. Hakikaten Avrupa'da ve bütün dünyada siyasî ve iktisadî salâh ve huzurun avdeti için ilk ve esas şart Avrupa'nın en büyük ve en kuvvetli üç milleti muazzaması arasında emniyet ve itimat ve memnuniyet bulunmasıdır. Bu üç devlet yekdiğerine rakip bulundukça ve yahut biri diğerine hâkim ve naf iz olmak i&tedikçe ne Avrupa'nın, ne de dünyanın rahat ve hu. zur bulmasına imkân olmıyacaktır. İngiltere harpten sonra böyle bir siyaset tesisine taraftardı. Fakat Fransa Avrupa'da askerî ve siyasî Hekemonya tesis etmeğe çahştığından ve İngiltere'yi dahi kendi siyasetine tâbi bulundurmak istediğinden Avrupa ve umum cihan gerginlik ve perişanî içinde yaşıyordu. Dirayet ve tecrübesi müsellem olan M. Herriot Avrupa'nın ve cihanın ref ah ve saadeti için şartı esasî ne olduğunu takdir ederek İngiltere ile teşriki mesai etti. Evvelâ tamirat mes'elesi halledildi. Şimdi sıra terki teslihat ve Versay muahedesinin tadilindedir. Bu mes'elelerin da. hi cihanın huzur ve saadetini temin edecek surette halledileceğine yeni İngiliz . Fransız mukavelesi bir şahidi âdildir. 37 Ingiliz zabiti «Evet madam, dedi, bacağmt sevgili dostunuz Aîman'larla harbederken kaybettim» Martha bu sözü işitmiş ve mana . sını anlatnıştı. 24 kânunuevvel giinü öğleden sonra, İspanya'da, hindi satın almak âdetiir Madrit'te Santa . Cruz mey idanında hindi sürüleri dolaşır ve en kibar İspanyol'lar bile, bizzat bu sürülerden hindi seçip alırlar. Ak şam olunca halk, zambuba denilen gürültücü trampetler çalarak kafile kafile sokaklara dökülür. Martha da o gün Kolberg ile beraber bu halk eğlencelerine iştirak etmişti. Sonra otele avdet ederek yukarıda yazdığtmız gibi, bir takım mektuplardan bazı parçalar kopye etmiş ve kâğıdı goksüne saklamıştı. Bu işi bitirince, Baronun kendi emrine tahsis ettiği muhteşem otomobile binerek doğru Palace oteline gitti. Kolberg, gece yarısrndan sonra •aat ikiye kadar, kendisine refakat edemiyeceğini bildirmişti' Çünkü o •kfam karısı, Madrit'teki bazı Altnan eşrafını ve berayi nezaket yalnız bırakılmauna imkân olmıyan binbaşı Von Ltrasse'yi gece yarısında ziyafete davet etmişti. Martha, Baron'a: Zaran yok, ben nasıl olursa kendime bir kavalye bulurum, dedi. Filvaki, Çahkuşu, kendi emrine a made genç bir kavalye olduğunu biliyordu. Bu, Madri'de gelmiş olan İngiltere sefareti maiyetine memur bir bahriye zabiti idi. Kumanda ettiği bir tahtelbahir takip gemisinde AIman'larla harp ederken yaralanmış Te hastaneden çıktıktan sonra Madrid'e gönderilmişti. Martha, parka gezmeğe yahut ta Palace otelinin dansingine eğlenmeğe gittiği zaman bu genç İngiliz bahriyelisinin kendi etrafıda pervane gibi dolaşiığını gö1 Dile kolay ama... Tevfik Efendi isminde bir genç, bir yangında kendini tehlikeye ko yarak dört kişiyi kurtarmıştı. Sa lâhattin Bey isminde diğer bir genç te Üsküdar'da denizde vuku bulan bir kazada gene bir kaç kişinin hayatını ölümün pençesinden tahüs etmişti. Gazetemiz bu iki gecin resimlerini koydu. Ve kendilerini halka tanrtmak suretile takdirkârhkta bulundu. Biz bu takdirlerin yalnız gazetelere inhisarını kâfi görmüyoruz. Avrupa'd? ezcümle Fransa'da yangından ve her hangi bir kazadan, belâdan bir vatandaşın hayatınin kurta rılması büyük büyük takdirler ve taltiflerle karışlanır. Beledi yeler bu tahlis işinde yararhğı görülenlere birer madalya verirler. Elhasıl mükâfatın türlü türlü şekilleri ile vak'anm kahramanmı taltif ederler. İstihkarı hayat dile pek kolay gelir. Fakat onun file intikali çok zordur. Meselâ Tevfik Efendi yangından dört kişiyi kurtarayım derken yanabilirdi. Salâhattin Bey felâketzedelerin imdadına koştuğu sırada boğulup giderdi. Bizde de belediyeler bu tahlisi hayat işile yakından alâkadar olamazlar mı? Ezcümle İstanbul belediyesi bir fedakârlık madal yası ihdas edemez mi? Ve bil hassa böyle bir hâdiseyi müteakıp belediye reîsi o madalyayı merasimi mahsusa ile fedakârlık eden zata bizzat talik ederek vatandaşları bu yolda iyiliklere teşvik ve tergip edemez mi? Diye; Darülfünunlular Anadoluyu gezecek Birliğin Ankara teması müsbet netice verdi Millî Talebe Birliğinden bi.heyet Ankara'ya giderek bazı mühim ihtiyaçlar hakkında Baş vekil İsmet Paşa, Fırka Umu mî Kâtibi Re cep, Nafıa Ve kili Hilmi ve Maarif Vekili Esat Beylerle temas etmişlerdir. İs met Paşa Hz. heyeti samimiyet le kabul etmiş, yüksek tahsil gençliğinin ihti . yaçlannı arze den gençlerin anlattıklarını büyiik bir alâka ve memnuniyet için. dinlemişlerdir . Başvekil, millî birliğe müzahe ret edeceğini, dahil ve hariç teki faaliyetle rini dikkatle ta<kip edeceğini söylemiştir. Recep Bey millî birliğin kıymetinden bahse . derek bu mevzu üzerinde bir konferans vermeği de düşündüğü " nü, birliğe bina Mıüi Talebe Birli temini için Fır • ğınin Ankara'ya gi. kaca çahşılaca den murahhaslan, ğını anlatmış yukarıdan: Mahlr tır. Kemal, Muzaffer Maarif ve Na Canbulat, Necmi fıa Vekilleri ta Beyler lebenin seyahat için tatil müddetinde memleketlerine gidiş ve geliş zamanının yeni bir programla tahdit veya ilga edileceğini söyliyerek talebenin hakh arzularını her zaman yapmak emelinde olduklarını söy lemişlerdir. Gençlerimiz mühim bir arzu olarak kamptan sonra «İsmet Paşa demiryolları» üzerinde elli kişilik bir grupla tetkik seyahati yapmak emelindedirler. Başvekil Paşa bu teşebbüsle çok alâkadar olmuş ve bu seyahat programını Nafıa Vekili ile beraber bizzat hazırhyacağını müderris ve talebelerin seyahat esnasında memleketin muhtelif yerlerinde verecekleri konferanslarla müfit olacakları kanaatinde bulundu ğunu söylemiştir. Talebe heyeti İsmet Paşa ile di ğer devlet adamlanmızın göster dikleri samimiyet ve himaye arzu larından çok mütehassis olarak avdet etaniştir. Yalnız birlik reisi, Nafıa Vekâletinin Başvekâletle teması müteakıp vereceği kararı beklemek üzere Ankara'da kalmıştır. rüyordu. Bir gün evvel şasör Pedroso'nun kulağına, tngiliz bahriye zabitinin masasının yanında bana bir masa ayır, (Binnct sahifeden mabait) Barlarda çahşırlar, bahçelerde çalışırlar, gazinolarda çahşırlar. Biz onlara yalnız bir türlü çalgı aletini kullanmağı öğrefcwu*yiz ki .. Bir çok şeyler bilirler ve meselâ bir cazbantta mükemmelen mevki tutabilirler. Bu işleri kolaylıkla bulabili yorlar mi? Şimdî mi? Maalesef hayır! Sebep? İktisadî buhran! Bahçelere giden yok, gazino lara rağbet kalmadı, bar sahipleri kan ağlıyor. Peki ne yapıyorlar? Hariçte iş bulanlar var. Suriye, Irak, hatta Hindistan bizden bir çok mızıkacı çekti. Hâlâ da çeki yor. İyi para veriyorlar efendim. Eski talebelerimizden gelen mektup • lardan öğreniyoruz; o Hindistan ne miikemmel yermiş! Ne güezl caddeler, ne güzel konser salonları varmıs... Şehir bandosu hep Darülâcezeden alınmış kimsesiz çocuklardan mürekkeptir, diye aklimda kalmış. Hayır, dediler. Eskiden öyle îdi ama şimdi hariçten de alıyo ruz. Yalnız ilk mektep tahsilini bitirmek şart . Sartlarınız bu kadar mi? Hayır! Meselâ. ben talip olsam . Disleriniz muntazam olmalı? Ya .. Sebep? Nefesle çalınan çalgılarda dişîer büyiik rol oynarlar. Başka ne istersiniz? Dudaklarınız, parmaklarınız musiki aleti kullanmağa elverişli buluntnalı. Bu kadar mı? Muntazam bir vücut, hassa siyet, iyi bir ahlâk ve nezaket ararız Kambur bir çalgıcı hiç bir zaman hosa gitmez. İyi keman çalar bir adamın güzel olması da ara nnr. Kabalık musiki ile telif edilebilîr mi? Binayı dolaşıyoruz. Büyük bir koridorda ura sıra camlı dolaplar var. Dolaplann içine bandonun aletlerı ya diğer açîgılar konmuş. Davulun yanmda bir viyolonsel var. Filütler kemaniarla koyun koyuna yatıyorlar KorKbrıın solunrfaki pencerelerden bahcc ^ÜJtükiiyor. Çocuklar kendileri tanzrm etmişler. Güireİ gü ael çıçetler yetfştirmîşler. Yatalhane tnuazzam bir solan. r Altmıs taryoîa yanyana. dizilmiş. Dersm^ierde taM* sıralar, siyah yaz tahtaları. Yazı tahtalarıni ihtüne totaiar yarı'mış. Buçocuklann niaasları var mı? Muu. . Hayır! Yalnız haftaitM hafajR birer yemiş parası vcİTÎZ. demişti. Pedroso, aldığı emri mü kemmelen îfa etmişti. İki masa birbirine sürünecek kadar yakındı. Ve her ikisi de yalnız olan bu ma«a komşuları arasında, çok geçmeden, söhbet başladı. Genç bahriye zabiti, tahtabacağinı, Martha'n'.n koltuğu ile kendisininki arasına kolayca yerleştirdîkten sonra, kendi kendini kadına takdim etmişti. Deniz yüzbaşısı Stimson! Martha sordu: Bacağınızı Alman'larla harp ederken mi kaybettîniz? öteki gülerek cevap verdi: Evet Madam, sizin sevgili doatlarınız Alman'larla.... tngiliz zabiti, Martha'yı, kim olduğunu pek iyi bildiği Kolberg ile müteaddit defalar beraber gördiiğü için böyle söylemişti. Çahkusu bu Alman dostluğunu masur göstermek ister gibi Ben bu Baron'la harpten evvel İsviçre'de tanımıştım. Alcala soka ğındaki güzellik müessesesini açtı ğımı haber alınca beni görmeğe geldi. Bu kadar iyi bir müşteriyi redde hiç sebep ve lüzum görmedhn. Genç tngiliz, gençliğe has bir cür'etle sordu: Alman catusunun müessesemîze miişteri olmasını bir reklâm mı sa nıyorsunuz? Benim ticaretim için, en iyî müşteriler, bilhassa en az güzel o • lanlardır. Belki bunun için, siz hiç müeueteme gelmiyorsunuz. Hayır, emin olun ki bunun için değil madam. Fakat, Haşmetlu tn giltere Kralı Hazretlerinin İspanya sefareti maiyetine memur deniz zabitlerinden biri için ... Bihnem ki sizi müteessir ebneden nasıl söyli yeyim... «Çahkuşu Aynası» na yakalanmak çok giiçtür. Meğer ki... Martha, sesini alçaltarak sordu: (Mabadi var) Edirneistanbu! arasmda otobus işüyor Edirne İstanbul arasında doğru otobüs seferleri yapılmağa başlanmıştır. Otobüsler bir gün Edirne'den, bir gün İstanbuî'dan sabahları saat 8 de hareket etmekte ve bu yolu 10 saatte al maktadırlar. Maarif Cemiyeti rozet günö Reîsicumhur Gazi Hz. n:n yiiksek himayeleri ile mübahi bulunan ve Basvekil Hz. nin riyaseti umumiyelerinde tesekkül etmiş olan Türk Maarif Ce miyeti her sene olduğu gibi bu sene de Hakimiyeti milliyemizin ilânına tesa • düf eden temmuzun 16 ıncı cumartesi günü rozet tevzi edecektir. Dört sene evvel tesekkül eden ve memleket dahil ve haricinde yüksek tahsillerini ikmale maddî imkân bula mıyan zeki ve çalışkan talebeye muavenette bulunarak bunlara mahsus yurtlar tesis için çalışan Cemiyet, bu müddet zarfında Ankara, Istanbul, Bursa, Adana, İzmir ve Çorum'da olmak üzere altı Talebe yurdu ile Ankara'da bir Ana ve ilk mektebi, Bursa'da bir lise açmış. bulunuyor. Bundan başka Cemiyet Avrupa'da, Amerika'da ve Istanbul'da yüksek tahsillerini bitirecek bazı talebeye yardım etmiş olduğu gibi bir çok muhtaç talebeye de muhtelif şekilîerde muavenetlerde bulunmuştur. Muhterem halkımızın muhtelif şe killerde kıymettar yardımlarını gören Türk Maarif Cemiyetinin varidat men balanndan biri de tevzi edilen rozet • lerden temin olunan hasılattır. 16 temmuz cumartesi günü Türk Maarif Cemiyeti tarafmdan tevzi edilecek rozetlere karşı kariîer;mizin lâzımgelen alâkayı göstereceklerini şüphesiz ad dederiz. I ? Soruyoruz! Avrupa'ya makine tahsiline giden bir sporçu Prof. M. Velman İstanbul'a geldi Mütehassıs Trakya'da da tetkikat yapacak Hayvan yetiştirme usullerrmizin ıslahı için Macaristan'dan celbedilen ve bir müddettenberi Anka ra'da bulunan Budapeşte Baytar mektebi müdürü meşhur baytar M. Velman Ankara'dan sonra Eskişe hir'de de bir müddet tetkikatta bulunduktan sonra dün şehrimize gelerek Bristol oteline inmiştir. M. Velman buradan Trakya'ya gidip Tekirdağı'ndaki harayı ve koyun ağıllarmı gezerek tetkikatta bulunacaktır. Vefa • Kum kapı kulübünün kıymetli oyuncularından Halil B., makinecilik tah sil etmek üzere Avrupa'ya gön derilmiştir. Halil Bey, bir sene kadar Avrupa'da bulunacak ve diplomasını aldık tan sonra bu rada bir fabrikada çahşacaktır. Halil B. Bu kıymetli sporcuya, spor hayatında olduğu grbi iş hayatında da muvaffakiyetler temenni ederiz. Hamal işieri Halk Fırkası esnaf komisyonunca hazırlanan talimatnamede hamallann tayin, nakil, sicil, sıhhat, içtimaî mua • venet işleri uzun boylu tetkik edilerek maddeler tesbit edilmiştir. Hamallar için daha sıhhî şekiller düşünülmüştür. Belediye hususî müesseseler dahilinde istihdam edilen hamallara, diğerleri gîbi marka vermediğinden bunlar hariçte hamallık yapamıyacaklardır. Sahipsiz kalan miras Hikâyesi tazeleniyor Kısa bir müddet evvel mevzuu bahsolmuştu: 1802 tarihinde Kayseri'den Hindistan'ın Bombay şehrine gitmiş olan Eğiya Amirhanyan isimli bir Ermeni orada zengin olmuş ve parasının bir kısmını 60 sene sonra varislerine verilmek üzere bankaya yatırmış. 60 sene geçmiş ve banka varislere hitaben bir ilân neşretmiş. Bu mes'elenin yazıldığı günlerde şehrimizde mukim Karabet Amir hanyan isimli bir zat ortaya çıkarak kendisinin ve akrabasmın mevzuu ba. his varisler olduğunu bildirmiş ve alâkadar makamlara müracaat et mişti. Karabet Amirhanyan Ef. son günlerde bu teşebbüsleri tekrarlamış ve bu defa verdiği istidada Hindistan'da ölen zenginin Azerbaycan'ın bir köyünde doğmuş ve bilâhare İran tabiiyetine girmiş bir adam gibi gösterildiğini, bu suretle işe hile karıştırı! dığını, parayı başkalarının gasbet mek üzere bulunduklarını haber aîdığını yazmıştır. Karabet Amirhanyan Ef. hakkı nın kendisîne tesîimini istemektedir. iki aşhane açılacak tstanbul Halkevi içtimaî yaıdım şubesi fakir ameleye ve halka muavenet olmak üzere iki aşhane a?ıp ucuz yemek tevziine çahşmaktadır. Aşhanelerin halk kesafetine göre sebze hâli civarında ve Cibali'de açılreası, öğle ve akşam birer kaptan ibaret yemek hazırlanarak bir tabak ye meğin maliyet fiatına olan beş ku ruşa verilmesi düşürıülüyor. İçtimaî yardım şubesi ayrıca kimsesiz kizlar için bir yurt tesisini de tasavvur et mektedir. Bu kararlar umumî heyet içtimaında tasvip edilirse tatbikata geçilecektir. Baytarlar kongresinin neticesi Evvelki gün senelik kongrelerini aktetmek üzere Halkevinde toplanan baytarlarm gürültülü bir içtima aktettikle rini ve senelik raporun kabul edilmi yerek murakabe heyetine havale edil diği yazılmıştı. Bu içtimada bulunanlardan alâkadar bir zat dün bize şu izahatı vermiştir: « İçtimada 4 kişi muhalefet ede rek biraz gürüitü olmasına sebebiyet vermiflerdir. Yoksa ihtiyarlar ve gençler, diye iki partiye ayrılmmıştır. Senelik rapor da heyeti umumiye tara fından aynen kabul edUmiştir.s» 40 Buigar meh'usu geiiyor Bulgrar hül<umet fırkalarına mensup 40 kadar meb'usun 23 temmuzda Burgaz'dan vapurla İstanbul'a gelerek bir kaç gün kalacakları heber verilmektedir. Otomobilii seyyah M. Etien Galip isminde Suriye'li bir seyyah kendi otomobilile dün Sofya'dan şehrimize gelmiştir. M. Etien Galip buradan gene otomobille Suriye ve Beyrut'a oradan vapurla Marsilya'ya gidecektir. Aiişar hafrîyatınm mühim netîceserî Alişar'da yapılan hafriyat neticesinde Taş devresmden Selçukiler davrine kadar olan medeniyet devrelerini gösterir mühim eserler bulunmuştur. A' nscak neticelerln Türk tarihinîn geri hatlarım tenvir edeceği süphesizdir. MUHARREM FEYZİ Avrupa î!e niçin kcnuşamıyoruz? Çorum'da İlk^ıektep sergisi Çorum'dan gönderilen bir mektupta Çorum ilk mektep sergisinde gerek muallimler tarafından vücu de getirilen, gerek talebe tarafm • • d'an yapılıp ta teşhir olunan eserlerde çok büyük bir muvafafkiyet te min edilmiş olduğu bildiriliyor. Hatta bize bu mektubu yazan ve tafsüâtı veren Çorum Doğumevi baş tabibi Ethem Bey «bir bizim çocukluğumuzdaki mektepleri ve tarzı tedrisi, bir de şimdtki terakkiyat ve tahavvülâtı düşünüyorum da şimdi bir mektep çocuğu olmadığıma acıyorum» diyor. Hakikaten yeni mekteplerimizin yeni tarzı tedris ile ye . tiştirdikleri küçük çocuklarımızın ev. | velce ayni müddet zarfında tahsil Muallim Ziya Bey ve çok muvaffak silsilesi takip edenlerden kıyas olunaolduğu eseri mıyacak derecede geniş ve yüksek yoktur. Çorum mektebini ve taleLemalumata sahip olduklarına şüphe sini takdir ve tebrik ediyoruz. Barzan Şeyhi Irak'a verilmiyerek Edirne'de oturtulacak Hudut kuvvetlerimize iltica etmîş olan Barzan Şeyhi Ahmed'in Irak'a teslimi hakkında Irak sefirile hükumetimiz" arasında Ankara'da cere yan eden müzakerelerde Türk hü kumetinin noktai nazarımn muvafık bulunduğu Bağdat'tan bildiriliyor. Bu şekle göre asi sergerde Irak'a tesIim edilmiyerek şimdilik Ed'irne'de oturtulacaktır. Yalnız avenesinden bazı adi mücrimler Irak'a teslim olunacaktır. Bağdat'ta neşredilen bir tebliğe göre hükumet şimalî Irak'taki takip harekâtının bittiğini ve bundan sonra inzibatın sadece jandarmalar tarafmdan temin olunacağmı ilân etmiftir. Italyan filosu geliyor Amiral Moreno'nun kumandası al tındaki İtalyan filosu bu sabah saat 8 de Varna'dan limanımıza gelecektir. Ma'.um ya musiki zevk iş %lîrT heves işidir. Para ile olmaz. San'at re para... Bunlar ayrı ayrı şeyier rfir. İşte îçinde muvazene ve buhran bahsi geçmıyen bir bina. CEVAT FEHMİ Büiiin Avrupa şehirleri hatta Avrupa ile Amerika arasında telefonîa mükemmelen konuşulduğu halde İstanbuî'dan Avrupa ile muntazam kcnuşuîamamaktadır. Bu yüzden İsviçre telefon şirketi İstanbul ile mükâleme vennemektedir. Yalnız muayyen bir saatte Cenevre'deki heyeti murahhasamız için mükâleme açılmaktadır. İsviçre idaresi bizim telefon tesisatının fennî serait ve kuvveti hai? olrr.adığını, İstanbul telefon ida resi ise sksini iddia etmektedir. Münir Bey gidiyor Evvelki gün Ankara'dan şehrimize gelen Londra sefirimiz Münir Bey bu pazartesi günü ekspresle Londra'ya gidecektir.