15 Hazîran 1932 Cumhurlyet KÜÇÜK KÖŞEt SON TELGRAFLAP his Balık Balık belden kokar. İyilik yapmadan denize at babahk bilmezse kuru kalabalık bilir. Balık kavaktan inince. Küçük balık, büyük balığı yutar. Balık suya girince öliir. Balığm lâfına kan, alığın lâfına kanma. Balık dört ayaklı bir mahluktur. Balığın kuyruğu tepesinde, boynuzu sağrısındadır. Balık iyi çiftetelli oynar ama, iyi kanto söyliyemez. Tönbeki dalyanda, balık kalyanda. Balık kuraklığı sever. Balık havada, bulut tavada. Balığın bir dediği iki olmaz. Tath su balığı çayırı, tuzlu su balığı bayırı sever. Balık güzel ata biner. Balık, babalık, abalık, kabalık, kalabalık, alabahk, cabalık, zorbalık, çorbahk, torbalık, yabalık falan asağı yukarı birbirine kafiye düşer. Balıktan iyi kostüm tayyör olur. üç arsın balıktan yedi mintan çıkar. Balığın mesahai sathiyesi Pirı mik'abına müsavidir. Balığın balığa haıılı zarb» Fatih'le Beyazıt arasındaki metafeye raaadildir. * * * Görüyorsunuz ki balık hakkında verdiğim bütün malumat tamamen yanlıştır. Cahilcedir. Bir yah usağı olduğum halde herkesin bildiği balığı bilmeyisim muhakak ki ayıp bir cahilliktir. Itiraf ederim. Fakat şurasını tashih edeyim: «Herkesin bildiği balık» yanlıştır. Balığı darüdünyada yalnız yetmis beş bin kisi bilmez, üst taraf ı hep bilir. O yettniş beş bin kisi içinde ben de dahilim de onun için bilmem. Bilmem mî? Bu da yanhş. Bilmem değil, balığm ne olduğunu, canlı mı, cansız mı? Yenir mi, yenmez mi? Hepsini unuttum. Şeklini bile unuttum. Çünkü .. Çünkü Ankara'da oturuyorum. Balık; Londra'dan kalkar Tibet çölünün ortasına taze taze gider. Fakat Galata rıhtımından Ankara'ya gelemez. tstanbul'da, denizden çıkarılan balık, fiat düsmesin diye denize atılır. Fakat Ankara bağrını deniz, kesesini ırmak etmiştir, bir tek balık izmariti atilsın diye. Balığa çektiğira hasreti Perî padisahının küçük kızına ve dünyayı kafese koyan Kföger'in altın parasına çekmiyorum: Denizi Ankara'y* getirmek • şimendifer pasosu olsa bile zordur; bari balığı balık vagonuna koyup getirelim. Balığın Kavağ'a çıkması gayet kolaydır, fakat bahğın buz dolabında Ankara'ya gelmesi gayet zordur, hatta imkânsızdır. Bir adatn »lıe derse: Dtinyanın mikvertni (S) harfi gibi bükebilirim. Bu sözüne hemen manınız. Fa • kat, o adam derse: Ankara'ya bir sandtk balık götüreceğim. Sakın inanmayınız. Balığın tstanbul'da vazifesi, a ı çıkarsa pahalıya binmek, çok çıkarsa denize dökülüp fakir fıkaraym kısmet olraamak. Balığm Ankara'da vazifesi; Ankara'ya ugramamak. Tıpkı çileğîn, karpuzun, kavunun, hıyarın dökülüp saçıldığı gibi... Meclis'te yeni lâyihaîar Teadül kanunu ve mahlul bina seleri için yapılan lâyihaîar Ankara 14 (Telefonla) Mec I metin mahlul hisseye isabet edecek lise bugün bir çok lâyihaîar geldi. ' miktarıdır. Mahlule ait hisse nısıf veya nısfından fazla olduğu takdirBunları bildiriyorum: de '< 30, rubu veya rubudan nısfa Teadül kanununda tadilât kadar olursa ' c 40, rubudan dun Maliye Vekâleti hazırl&diğı bir olursa '< 50, tenzilât yapılacaktır. lâyihada teadül karununun bir mad İhale bedeli 500 lira ve daha fazdesine şu fıkranın ilâvesini teklif la olursa para 2 senede ve 2 taksitte etmektedir: alınır. Peşin vermek istiyenlerden «Bu madde hiikmü aslî vazifesi '"ı 10 tenzilât yapıhr. Tefvize sahip iic.etli olan müstahdemlerin deruhçıkmazsa hissesi bilmiizayede satıde edecekleri maaslı muallimlikler lır. maaşlarına ve aslî vazifesi maaşlı olup ücretli bir muallimlik deruhde edenlerin ücretlerine de şamildir.v Bu fıkrayı ilâveden maksat me muriyetleri vatandaşlar arasında daha ziyade tevzin ve teşmil etmektir. Yeni ambalâj usulü Mütehassıs ayın 27 sinde geliyor, burada tecrübeler yapılacak M. Kühl isminde bir Alman mütehassısının meyve ve taze sebzeleri uzun müddet bozulmadan muhafaza edebilecek yeni sistem bir ambalaj usulü kesfettiğini, İktisat Vekâleti tarafından vaki olan davet üzerine tecrübe yapmak için memleketimize geleceğini yazmıstık. Ambalaj mütehassısı bu ayın 27 sinde sehrimizde bulunacaktır. M. Kühl beraberinde kendi usulile ambalaj edilmiç 260 limon, 34 domates, 10 salatalık, 97 elma, 48 yumurta, 11 Iibre patates getirmektedir. Bu sandıklar burada Ticaret Odası, Zahire borsası, Haricî Ticaret ofisi, Ziraat mektebi mütehassıslarından mürekkep bir heyet huzurunda açıiacak, ilk tecrübe yapılacaktır. Bu tecrübenin neticesi heyet tarafından İktisat Vekâletine bildirilecektir. M. Kühl bundan baska Ankara ve Izmir'de de bir kaç tecrübe yapacaktır. HEM NALINA MIHINA Sıcaktan çıkan buhran... Bu sene haziranın ilk haftasında havalar birdenbire fazla sıcak oldu. Hararet 36 ya kadar çıktı. Hararet çıkınca kuraklık şayiaları çıktı, kuraklık şayiaları çıkınca ekinlerin yandığı ve mahsulün az olacağı ri vayetleri çıktı. Ekinlerin yandığı ve mahsulün az olacağı rivayetleri çıkınca un fiatı çıktı. Uu fiatı çıkınca fırınlarda ekmek az çıktı. Fırınlarda ekmek az çıkınca da bir ekmek' sıkıntısı ve buhranı çıktı. Ekmek buhranı çıkınca da ekmek narkı ve ekmek fiatı çıktı. Kısaca söylemek' lâzım gelirse bir hafta, derecei hararetin 36 ya çıkmasından başımı za bir dert çıktı. Hep «çıkmak» filile alâkadar olan bu işten bana bir mevzu ve ortaya bir de hakikat çıktı. Demek ki Istanbul'da, her hangi bir vesile ile kolayca hem fiatları çıkarmak, hem de mesele çıkarmak kabilmiş. Bir el çabuklığile buğday ve un tacirlerinin, onların arakasından fırıncı ve ekmekçUerin bir gün içinde kelünein her 3n sile havadan kâr ve para larîle ortaya çıkan hakikat şudur ki alâkadar teşkilâtımız böyle anî buhranlar çıkmasma mâni olabilecek kudreti haiz değildir. Bence, son buğday, un ve ekmek meselesinden çıkan mana budur. Anadolu'dan vagon vagon buğday gelirken havadan çıkarılan bu buhrandan bir de ders çıkarabilir de, bundan sonra piyasanın böyle ba*kınlarla altüst edilmesine ve yoktan mesele çıkarılmasma mâni olabilirsek ne mutlu! Dahiliye Vekâletinin lâyihaîar hazırladığı Binalardaki mahlul hisseler Apejriman, han, »»ğ^ hama ve saire mfi»t««M olıaak üzere bina v» arsalardaki Evkafa aît mahlul hisselerin satılmatı liyiha&ı Mec lise geldi. Lâvihaya eöre bu mahlul hisseler aşa?ıda yazılı sekilde tenzilât icrasından »onra bilâmüzayede hisse • darlarına tefviz edilecektir. Hisse • darların tefviz için tafvizat tarihinden itibaren 45 gün icinde tefevvüze talip olduklarını bildirmeleri ve bundan 15 gün sonra da bedeli tesviye etmeleri sarttır. Mahlul husenin ktymeti e mahallin mecmuuna tahmin edilecek kıy Yeniden teşkili kararlaşan tam teşekküllü 50 nahiyenin 2 sene »onra teşkili, Hakkâri vilâyetinin Şirndinan kazasının lâğvı, nahiye mü dürlerine verilen hayvan yem bedelleriıun lağvı hakkmda Dabüiye VekAletİBce hazırlanan lâyihalar Meclise gelmiştir. Tiirk tütünleri Tahdit edilmiş değüdir Gecen ay Türk, Yunan ve Bulgar murahhaslarının istirakile Istanbul'da bir tütün konferansı toplanmıştı. Konferansta zeriyatm tahdidi ve Utihaal miktarlan hakkında bir netice alınamamtftı. Fakat vaziyet böyle olduğu halde bazı Avrupa gazeteleri konferansta umumî bir tahdîde karar verildiği ve Yunanistan'a 45 milyon kilo, Türkiye'ye 35 milyon kilo ve Bulgaristan'a da 20 milyon kilo tütün ekmek hakkı verildiği yazılmaktadır. Avrupa gazetelerinde aslı olma dan çıkan bu haberler sehrimiz alâkadar mehafilinde bir garezkârlık telâkki edilmektedir. Motorin ve kömür Fiatları niçirı artıyor? Istanbul Ticaret Odasına gelen malumata göre Izmir'de motorin ve kömür fiatları birdenbire yük selmiş ve halk ihtikâr ve şikâyet etmeğe baslamıstır. Bu hususta yapılan tahkScat esnasında muhtekirler fiatların ls tanbul piyasasma göre değiştiğini söylemişlerdir. Bunun üzerine İzmir Ticaret Odası da İstanbul Ticaret Odasına müracaat ederek izahat istemiştir. Oda fzmir'in istediği izahatı hazırlamakla mesjçuldür. Tamir edilecek âbidat için.. ManUa, Konya ve Aksaray'daki âbidatın tamiri için Evkaf'a 40,000 lira verilmesi hakkındaki lâyiha da Meclise geldi. Mahmat Nedim Beye verilecek ev Eski Yemen valisi Mahmut Nedim, Gerkük'lii Rasih ve Esat Emin Beylere yaptıklan hizmetlerden dolayı iradı safîsi 1200 lirayi geçmemek üzere meccanen birer gayritnenkul verilmesi hakkındaki liyiha MeclUe gelmistir. Bugday fiatları Dün Zahire borsasında hararetli satıs olmamıştır. Buğday fiatiarı da evvelki günkü haddi muhafaza etmiştir. Kahve, şeker ve çay Takas usulile alınacak Ankara 14 Şeker, kahve ve çay ithalâtı hakkında hazırlanıp Heyeti Vekilece kabul olunarak Meclise sevkedilen lâyihada şeker, kahve, çayın itha • lini bir elden idareye hükumetin mezun olduğu kaydedildikten »onra bu salâhiyetin istimal sekli izah olunmaktadır. tthalâb takas komisyonu idare ede • cek, Hhalât kumusyoncusu vaziyetile getlrdiği mallan kâr düsüncesi ve pe rakendecilik yapmaksızın toptancı ta cirlere tevzi edecektir. Şu suretle bu üç maddeye dair karsilıklı ithal ve ihraç işi bir elden idare olunmuş olacaktır. HiÜer'in Hücum kıt'aları Hindenburg teskilâtın ihyasına müsaade etti Berlin 14 (A.A.) 13 nisan tarihinde bir kararname ile ilga edilmiş olan Hitier'in hususî orduaunun tekrar faal!y«te gf.mesine yarın başka bir kararname ile müsaade edile cektir. Yeni kararnamenin îstinat ede • eegi nokta, riyaseti cumhurun askerî teskilitt Almanya dahiliye nezare • tinin kontrolu altına vazeden S mayıs tarihli brr emhnamesi olacaktır. Yeni kararname şu ahkâmı ihtîva edecektir t 1 HiÜer'in hücum kıtaatt ve teskilitt ile mümasil teşkii&ta ait metnMiiy«tler kaldırıkıaısttr. 2 Siyasl iaifonaalar taşımafc memnuiyeti kaldmlmıştır. 3 Hitler hücum kıtaatı, Çelik miğferliler, tmparatorluk bayragt teskilâtı dahiliye nezaretinin kontrolu altına konulrauştur. Hükumet millî teşekküllere isti nat edecektir. Sol cenah ile sol ce nah müniehası hariçtir. Arasıra nimresmî bir eda almakta olan Germen ittihadı taraftarı bulunan Deutsche Zeitung, hücum kıtaatı harekete geçer geçmez Almanya'nın yentden imar ve ihyasının millî bir inzibat zihniyeti ile hemen başlıyacağını yazmaktadır. Hitler'ciler, daha reunî mezuni . yet verilmeden ordularını teskil et oıîfieer ve tiniform* ile gex«aege bas* ş Cums. jünü Fr&jıcoaie kitaatı kuA^adau y8yl« bir emH y t m t neşretmistir: «Biz artık örs değil, çekiç olacağız. Mücadele saati çalmıştır.» Maamafih Hitler'e bir guna va itte bulunmamış olan Bavyera hükumetinin bir emirname nesrederek Hitler kıtaatınm Bavyera topraklarındaki faaliyetini tahdit etmesi muhtemeldir. Amerika Reisicumhurluğu Kuru Yaş mücadelesi en hat safhaya girdi Şikago 14 (A.A.) Bugün açılacak olan cumhuriyetperverciler konvansiyonunda başlıca alâkayı calip mes'ele etrafında fiddetli münaka şalar yapılması çok muhtemel olan içki memnuiyeti Me yeniden namıet gösterihnesi fırka Hderleri tarafın dan takarrür etmiş bulunan M. Hover'in riyaseti cumhura intihabı mes'elesidir. M. Hover'in kuvvetleri başlarında harbiye nazıri M. Hurlet bulunduğu halde içki memnuiyetinin geri alınmasına kat'iyyen karar vermiş olanlarla memnuiyet kanunların hiç bir tebdile tâbi tutulmaksızın tekrar ejratetlere tatbikını arzu e • denler arasında bir itilâf vücude getirmege gayret eylemektedir. Bir kaç zamandanberi müzake • rata hâkim olmuş bulunan «Kuru» rejim taraftarları bugün adeta kısmen münhasif olmuf vaziyettedir. Vaşington 14 (A.A.) Ceneral Dawes Reiskumhırr muavinliği îçin yakında yapılacak olan intihabatta namzetliğini vazetmiyeceğini bildirmistir Columbia kahve satmak istiyor Columbia kahvelerinin memleketimizde fazla miktarda istihlâkini temin için şehrimize bir murahhas gelmiştir. Columbia'lı murahhas Ticaret Odasına müracaat ederek iki memleket arasında ne şekilde iktisadî münasebat tesis edilebileceği ve Türkiye'nin Columbia'ya neler satabileceği hakkında izahat istemiştir. Oda bu zata istediği izahatı vermektedir. Garsonlar müşteki! Lokanta sahipleri haklarını vermiyorlar Garsonların, çalıstıkları yerler • den almakta olduklan % 10 m « V lesi hakkında son günle/de bir bajrli dedikoduyu mucip olmaktadrr. Garsonlar cemiyeti reisi Fatih B. cemiyetin mesaisi ve diğer bazı mes'eleler hakkında şunUn soyle mektedir: « Mesaimize hararetle devara etmekteyiz. Yalnız bazan öyle sey« ler oluyor ki esasen yoksulluk içinde çalişan arkadaşlanmız çok mütessir oluyorlar. Garsonlar çahştıkları müesseselerden % 10 alırlar. Bu paranın yansı patronlara kal makta, miitebaki kuımdan da % 2 şef parası namile bir para ahamak • tadrr. İş bu kadarla kalta iyidir. Kırılan eşyanın parası da garson • lardan kesilmektedir. Hakkını aramak için ağzını açaa garsonlar koğuluyor ve nitekim ee> miyetin ikinci reisi olan Recep Cf. de % 10 mes'elesindeki haksızlığı söylediği için işinden çıkanlmıştır. Maamafih her şeye rağtnen ça lışıyoruz. Cemiyet için bir nizamname hazırlamaktayız. ölen arkadaşlarımızın çocuklarmdan şimdilik 25 me elbise ve yiyecek vermeğe karar verdik. Ayrıca kışın muhtaci muavenet olanlara kömür tevzi edeceğiz. Ce miyetin 2500 azası olup bunun 1700ü eenebidir. Bütün ifçilerm Ueride Türk ol&e&«mı nazari ittb&ra ^la rıA şimdiden TOrk | t n n T*H** ;• mek için faaliyete geçtik.» ,<. Fındık nizamnamesi Harici Ticaret Ofisi tarafından fındık ihracatınm murakabesine dair bir nizamname hazırlanmıştı. Bu tatbikatta bazı noksanlar görüldüğünden nizamnamede tadilât icrasına karar verilmiştir. Değistirîlecek noktalar Ticaret Ofiaî idare komitesi tarafından tetkik ohmacektn*. tdare komitesi yarm içtima ederek tadüttı mUzakere edecekth*. Yafa bizde mal alacak Yafa Ticaret Odası reisi Jozef Ahmet Ef. şehrimize gelmiştir. Jozef Ahmet Ef. Ticaret Odasına müracaat ederek Türkiye'den külliyetli miktarda peynir, fındık, elma ve diğer cins meyva almak istediğini, alâkadar tacirlerle görüşmek arzusunda bulunduğunu sSylemistir. Oda Yafa Ticaret Odası reisini alâkadar tacirlerimizle tanıştıra • caktır. italya yumurtadan resim alıyor İtalya ve Yugoslavya, Türkiye den ithal etmekte olduğu yumurtayı resme tâbi tutmuyordu. Fakat son bir kararla bu muafiyet kaldırılmıstır. Keyfiyet yumurta ihracatrmız için çok zararlı olacaktır. Bu münasebetle Ticaret Odası yumurta tacirlerile teraas edecektir. Iskenderiye serbest liman oluyor Mısır'da Iskenderiye'nin serbest liman haline getirilmesi için büyük ve kuvvetli bir cereyan vardır. Bütün gazeteler bu mes'eleden sık sık bahsetmekte, «Bu daha evvel yapılsaydı Ford fabrikaları tstanbul'da açılacağına tskenderiye'de tesis edilecekti» dîmektedirler. Yeni Halkevleri Ankara 14 (Telefonla) Yeniden açılacak 20 Halkevinin küsat tarihi 17 hazirandan 24 hazirana tehir edilmistir. Oda Meclisi toplanıyor Bugün Oda Meclisi toplanarak iş ve kazanç kanunları lâyihaları hakkındaki tetkikatına devam edecektir. Balığın tasası bana mı düstü al » lah askına? Ankara 14 (Telefonla) Macar *«• fiaiık yiiaü görenlere afiyet ol««m. firi bugün Handy* VeldlİB! nymret etti. Gormiyenlere de a* diyeyin* bil ki, All*h iiir »fi.mr vcrsİB. Macar Sefiri Balık, balık, balık! Hayat Ansiklopeîisi TflrkYunan ticarî mönasebatı Türk . YtuMU* ticaret keatkesi dtte içtim*. etmiatir. Bu içtimada her iki memleketin birbirlerine olan ithal&t ve ihracat miktarlan hakkında tetkikat yapılmıstır. Bu tetkikat neticesinde iki memleket istatistikleri arasında mühim farklar olduğu görülmüstür. Gene bu tetkikattan anlaşıldığma göre Yunanistan'a yaptığımız ihracat fimdiye kadar istatistiklerde gösterilen miktardan azdır. yerde ayni hümmalı ve kısır oyun yeniden kaynaşır. Delikanh son senelerde bizzat kendi gözleri önünde şimşekleri gök gürIemeleriyle, yıldırımlariyle gelip geçen vakayii hatırladı ve duman! dedi. Duman?... Büyük, küçük, rnaruf, gayrima ruf nice adamların, nice münakaşa larmı, didinmelerini ve o meyanda Gubarof'un salonunda bitmez tükenmez, gürültülü mübahasalarını ha tırladı. Gene tekrarladı: Duman! Duman... Ve nihayet eski şatrodaki kuş yemeği gözlerinin önüne geldi. Orada Çar'lığın en mutena jenerallarının, asılzadelerinin neler konuşup, nelerle meşgul olduklarını, nasıl yaşadık larına daîr işaretlerini gördU. Yine: duman, duman, o kadar! dedi .. Kendi emeklerini, hissiyatını, tecrübelerini, hülyalarını düşündü. Bunların hatıraları artık ancak gayıptan Tıyytmci Eırtıart Amerlka'yı gidiyor AKA GVriDÜZ Paris 14 (A.A.) Tayyareci Amelia Earhart, beraberinde zevci bulunduğu halde bu sabah 10,20 de Paris'ten müfarakat etmiştir. Mumaileyhima, Havr'e gitmekte olup orada bugün saat 18 de NewYork'a müteveccihen hareket edecek olan ile de France vapuruna binecektir. bakmağa başladı. Ufuk koyu bir renkde idi. Yağmur yoktu, sisler dağıl mamıştı, çok aşağılara inen bulutlar semayi örtüyordu. Ruzgâr katarı karşılayordu. Bazen beyaz, bazen siyah buhar kümeleri penoerelere vuruyordu. Delikanh bunları temaş&jra, kova lamağa daldı. Bilâfasıla, bilâ aram yükselerek, düşerek, otlara, fun dahklara yapışarak, bazen uzayarak, bazen ratıp havada eriyerek, muttarit ve yorucu bir oyun halinde, daima yeni ve daima ayni olarak girdaplar tersim ediyordu. Bazen yol bir dir sek yapıyor, rüzgâr dönüyordu, bü tün bu beyaz kütle oradan silinip, camın arkasında toplanıyor ve Ren vadisi gözlerinde örtülü kalıyordu. LJtvinof sükut ve tevekkül içinde bakıyordu. Garip bir fikir geldi. Vngonda yalnızdı, kimse gelip kendi • sini rahatsız etmemifti: Duçe'ye suikast yapmak istiyen adam tahliye edildi Roma 14 (A.A.) Duçe'ye karşı bir suikast icrası tasavvurunda bulunmus ve polisin entrine veril miş olan Sbardellotto, serbest bıra kılmıştır. Duman! Duman! uncu cuzu Yarın çıkıyor Bu cüzle birinci cilt bitiyor Cüzlerinizi ciltletiniz bir elin işareti kabilinden teressüm ediyordu. Tren durmayup mesafatı tay, u fukları tecdit etmekte idi. Bruhsal, Karlsruhe, Rastadt çok gerilerde kalmışlardı. Sağda dağlar evvelâ bir birinden uzaklaştılar, sonra gene yaklaştılar, fakat şimdi daha az yiiksek olmuşlar ve üzerlerindeki or manlar azalmışlardı. Tren kısa bir münhani yaptı. Haydelberg'e gel mişti. Vagonlar istasyonun çatısı altına girdiler. Satıcılar ortalıkta her nevi gazeteler ve bu arada Rus gazeteleri koşturuyorlardı; seyyahlar yerlerini değiştirdiler. İstasyonun rıhtımına inip dolaştılar. Litvinof köşesinden kımıl damıyordu. Başı düşük oturuyordu. Bir aralık isminin söylendiğini duydu. Başını kaldırdı, kapıda Bindarof'un başı ve onu müteakıp, acaba bir bursam mı idi? Fakat hayır, bu bir ha kikat idi. Onu müteakıp Baden'in bü 10 Rus mütehassiftlan Leningrad şilebi ile Rus hUkumetinin hediyelerini şehrimize getîr miş olan Rus heyetinden bir kısmı dün ayni vapurla tstanbul'dan Odesa'ya müteveccihen hareket etmişler, bir kısmı ise traktörlerln montaj ameliyesinde hazır bulunanak üzere Ankara'ya gitmişlerdir. tün maruf simaları sıralanıyordu: ötede Madam Sihancikoy, şurada Vorohilof ile Bambaf, bepsi kendUine doğru müteveccih; yalnız Bindaref, bir yaygara ile bağınyor: Pişçalkin nerede? Onu b'ekliyorduk, fakat zararı yok, haydi etk< Hepimiz Gubaref'e gideceğiz! Bambaef kollarını sallıyarak tek • rarlıyor: Evet, kardeş, evet, Gubaref btzleri beklîyor, in. Litvinof'un üzerinde öyle ağır bir yük vardı ki, kımıldamaya bile kadir değildi. Bindasof'a dik dik baktı, ve »ttkul etti. Madam Suhancikof gözleri e • vinden fırlıyacakmış gibi dönerekt Size Gubaref burada diyorlarf Diye bağırdı, Litvinof yine kımıldamadı. 'Bambaef sokularak devam etti. (Mabadt Var> CUMHURfYET'in DUMAN Mutercimi fiaydar Rifat Mttbarrlri 1. Turgeniyef Dedi ve bunu bir çok defa yüksekçe tekrarladı ve bir sıhir taşıyormuş gibi nagehân her şeyi bu kelimenin menşuru arkasından şiir ve hayal başladı. Hayatını, Rus hayatını, insani olan her şeyi, bîlhassa Rus'lukla alâkadar olan her şeyi!... Her şey buhar, her şey ancak du man ve buhardan ibarettir, diyordu; her şey ebedden ezele kadar fasılasız şekilden şekle tebeddül halindedir. Bir tasvir öbürünün yerini tutar, hâdisat hâdisatı vely eder. Hakikat ise hep kendini, aynini korur; her şeyde bir hareket, bir kaynaşma, bir istical görülür. Hiç birinin hakikî cephesi nedîr bîlin • mez. Yine hepsinin bir iz bırakmadan ve nihaî bir hedefe varmadan silin • diği farkolunur. Bir taraftan bir rüzgâr gelir, hepsini ve her şeyi mukabil tarafa geçirir ve bu sefer bu yeni Kendini bilmiyor, ne yap tıgıaı anlamıyordtı; f«rdiy«tini kaybetmişti; kendi kendisine lâkayıt kalmıştı. Bazen kendi kendisinin ruhsuz cesedini taşıdığı zannına düşüyordu. Şifa bulmaz bir kederden duyduğu ezalar sayesinde henüz yaşadığına intikal ediyordu. Zaman zaman düsünüp bir kadının aşk denilen bir vâhimenin su üzerine çöken azim is • tilâ kudretini sırrını anlıyamıyor • du. Alçak zâf! der, yapacak bir şey bulamıyarak paltosunu düzeltir, ve vagonda yerinde daha iyi yerlestirdi. bir aralıkı Hayata yeniden basla • mak lâzım! Dedi. Yeni bir hayat... Bazen acı aeı gülüyor, ken di kendine sasıyordu. Petıcereden 4