Camhuriyet SOIS TEkGEAFkAR Amerika Tamirat Konferansma geîmiyor M. Makdonald'ın sarfettiği faaliyet müsbet bir netice veremedi Londra 24 (A.A.) İngiliz murahhaslarının tamirat konferansında takip edecekleri noktai nazara ait olarak Büyiik Britnya resmî mehafilinde muhafaza edilen ihtiyatkârane vaziyet, Londra kabinesinin VVashington'u Lausanne'da temsTî edilmiş görmek ümidinden ileri gelmektedir. Bir taraftan Harbiye Nezareti bu mes'Ieyî tetkikte devam ederken diğer taraftan, M. Makdonald da nekahat devresinin kendisine bahşettiği zamandan bilistifade ayni mes'eleyi bu safhasın dan tetkik etmek ve Lossiemouth'da biitün alâkadar devair ile mütemadi yen irtibat ve müna$ebet halinde bu lunmaktadır. Ingiliz'Ier cihan buhranmın esasın daki biitün müşküllerle ugraşmanın tam zamanı olduğu fikrinde bulunduklarından daima tamirat mes'elesine ait müzakerelere vüs'at ve kuvvet vermcği istihdaf etmislerdir. İşte kaçamaklı bir yol ile Amerika'yı Lausanne'a bir heyet göndermeğe sevketmeği derpiş etmiş olan kabinenin kayguları bu zihniyet dahilinde istikarr.et almıştır. Fransız, İngiliz ve Amerikan malî mehafilinde bir nakit konferansmın içtimaa daveti fikrinin celbetmiş olduğu dikkat ve teveccühü Londra hüku metini bu mes'eleyi müştereken tetkike âmade bulunduçunu ilân etmeğe ve hatta W^shington hükumetine Lausanne'de mübaşeret edebüeceğini ibiâğ eylemeğe »evketmitşir. Denildiğine göre bu teklif beyaz sarayda oek bîiyük bir şevk uyandırmaktadır. Amerika, aktedilecek bir nakit konfe'ansma iştirakten imtina eylemiyecek ise de konferansın Lausanne'de inikat etmemesini ve borçlarla tamirat mes'elelerinin evvelbeevvel müzakerat ruznamesinden çıkarılmasmı hassaten talep edecektir. Binaenaleyh bu safha kapanmıştır. Şimdi Amerikanın mümanaatını kırmak için son bir teşebbüs yapılması mümkiin görülmektedir. Böyle bir ademi muvaffakiyetin İn giltere'de tamirat konferansı hakkında izhar edilmekte olan betbinlikte pek büyiık dahli olması muhtemeldir. Bu konferansın neticesinin ancak şimdiki moratoriyomun temdidi ola bileceği söylenmektedir. NALINA MIHINA Izmir rıhtım Şirketi davası Maznunlar dün 15 miidafaa şahidi gösterdiler Bursa'da maru!20paraya Sebze ve meyva ucuzluğu Bursa'nın nüfusunu seneden seneye arttırıyor yetinde kalıyor. Hiç şüphe yok; Bursa'daki bu ucuzluğa sebep olan şey mahsulün bereketinden ziyade harice lüzumu kadar sevkiyat yapılamamasıdır. Çünkü: Nakliye masra fının pahalılığı yüzünden Ankara'ya yapılan sevkiyat bile; Bursa'daki mahsulün bolluğu yanında devede kulak kabilinden kalıyor. Bursa müstahsili sebzesinin yarısını Ankara'ya gönderebilseydi hem kendinin yüzü gülecek; hem de Ankara'lının yüzünü güldürecekti.. İşte: Zarurî bir vaziyetten doğan bu hale «ucuzluk> deniyor. Halk üze rinde bu kelime adeta bir sihir tesiri yapıyor. Bunun için bir iki senedenberi Bursa nüfusunun artmakta olduğu farkediliyor. Bilhassa son zamanlarda tekaüt olarak Bursa'ya gelip yerleşen zabit ve memurlar na zari dikkati calip bir dereceyi bul muştur. Fakat şurasını haber vere yim ki: Bursa'da mevaddı gıdaiye fiatlarında görülen bu ucuzlukla ev kiraları arasında hiç bir nisbet yoktur. Bu en düşkün hayat sahibi insan için burada gayet basit bir odanın kirası ancak bir iki liradır. Ev kiraları ise 50, 40, 30, 25, 15 ve 8 lira arasındadır. Otel, pansiyon ücretleri de ucuzlukla kabili kıyas bir vaziyette değildir. Hayat daha pahalı olduğu zamanlardaki fiatlar ne ise bugünkü fiatlar da aynidir. Şekavette de birinci! Tayyareci Lindbergh'in zavallı bebeğini aşırıp öldüren şakiler hâlâ bulunamadı. Amerika'nın 500,000 polisi bu haydutları ele geçirmekten âciz kaldı ki işin fecaati asıl buradadır. Amerika gibi zengin ve medenî bir memlekette, millî kahraman payesine yükselmiş bir adamın ço cuğu çalınıyor ve öldürülüyor da, bu 500,000 kişilik, zabıta ordusu, aciz içinde, hiç bir şey yapamıyor. Biz, Amerika zabıtasının bu zâf ve aczini, ancak Lindbergh'in çocuğunun ça lınmas! münasebetile öğrend'ık. Hakikati halde ise Amerika hadutlar yatağı olmakla meşhur bir yerdir. Amerika gazetelerine nazaran 1930 ve 1931 senelerinde tam 2000 kişi haydutlar tarafından dağa kaldırılmış, bunların bir kısmı fidyei necat vererek kurtuîmuş, bir kıunı da Lindbergh'in yavrusu gibi öldürülmüftür. Amerika'da bu haydutlara gangster denilınekted'ir. Amerika şehir haydutları, bilhassa ^enginlerin çocuklarına musallattırlar. O kadar ki Amerika milyarderlerinin evlâtları polis hafiyeleri ta rafından muhafaza edilir ve bebeklerin arabaları çelik parmaklıklarla örtülüdür. Çocukların yatak odaları ise banka kasalan gibi adeta bir mü»* tahkem mevki halindedir. Lindbergh'in kayınpederi âyan azasından Morrow üç »ene evvel haydutlardan bir tehdit mektubu almıştı. Bu mektupta, eğrer 50,000 dolar verilmezse, küçük kızının öldürüleceği bildiriliyordu. Lindbergh, kız cağızı tayyare ile kaçırarak ölümden kurtardı. Bu kız, şimdi hiç yanmdan ayrılmıyan iki polis hafiyesinin nezareti altında bir darülfünunda o kuyor. Almanya'nın harp borçlarına bir tesviye sureti bulmakla meşhur milyoner Dawes te ayni tehdide maruz kalmış, adeta bir polis taburu tarafından himaye ve muhafaza altına aiınmıştır. Amerika'da adam ve çocuk kal dırmak, artık bir âdet, Amerikan ta» birile busineu yani «iş» halini al • mışiır. Bir sürü serseri bu işle yaşamakta, müreffeh bir hayat geçir mektedirler. Amerika polis bütçesi senevî bir milyar dolara baliğ olmasına rağ • men bir Amerika'lının dediği gibi, 7abıta teşkilâtı bir öküz arabası, haydutların teşkilâtı ise bir otomobii gibidir. Onun için zabıta Lindbergh'in oğluru kaçıranlara bir türlü yeti şemedi. Chikago bu haydutluğun merke • zidir. Orada her ceza gören bfr şakiye mukabil altı polis kurban gider. Sinema yıldızlarının yurdu olan Lo» Angeles'te 1931 de 6000 e yakın karmanyolacılık vak'ası olmuş ve bunlardan yalnız 145 inin faili ceza görmüştür. Enfes değil mi? Fennin her türlü terakkiyatı, herkesten evvel Amerika haydutları tarafından tcfbik edildiğine göre bu herifler, «fennî şekavet» yapmaktadırlar. 16 yaşında bir kızı kaçıran ve korkusundan ölmesine sebebiyet veren bir haydut, yakalandıktan sonra, hemen kefalete raptedilerek serbest bırakılmış, mahkum olduktan sonra da affedilmiştir. Sekiz katil cürmü ile maznun diğer bir cani ömründe hapisanenin semtine uğramamıştır. Ancak dokuzuncu defa bir adamı öl • dürdüğü vakit bu azılı ve kana susamış profesyonel şeriri yakalamışlar, fakat, muvazenei akliyesini kaybetmUtir; bu cinayetleri deli olduğu için yapıyor, diye herifi ademe bedel timarhaneye göndermişlerd'ir. Yakında kaçacağı gayet tabiî addediliyor. Amerika şehir haydutlarınin Ve cinayetlerinin nevi ve çeşitleri bu sü« tuna sığmıyacak kadar çoktur. Onu yarın ayrı bir sütunda karilerime takdim edeceğim. Fakat yukandakt hulâsa, Amerika'nın yalnız servet, ticaret, sanayi, ilim ve fen itibarile değil, ayni zamanda şekavet ve cinayet itibarile de medeniyet âle • minin ön safında bulunduğunu gösterivor. Medeniyet, bir küldür di yenlerin hakkı varmı<! Japon kabinesi Terki teslihat Muhafazakâr ve liberal • Konferansın sonbahara tehırı duşunuluyor ler de istirak edecekler Tokîo 24 (A.A.) Kabinenin şimdiki muhafazakâr ve liberal fır kalanmn iştirak ve muavenetile tesis edileceği ve her ne kadar M. Suzuki bizzat kabineye dahil olmağı reddetmişse de Seiyukai fırkasının kabincyi takviye ve yardım edeceği vadinde bulunmuş olduğu »öylen . mektedir...,. Tokio 24 (A.A.) Baron Wa ivauusrnın yenî fcabıneve iftirak etmek üzere Amiral Saito tarafından kendisine yapılan daveti raddeylediği, fakat Minseito fırka*ınm kabi neyi takviye edeceğini temin ettiği söylenmektedir. Amiral Saito'nun dün akşam M. Takahashi'yi ziyaret ettiği ve mu maileyhe Maliye Nezaretini teklif eylediği de bildirîlmektedir. Londra 24 (A.A.) Vikont Saito'nun iktid'ar mevkiine gelmesini bura Japon mehafili müsait bir su rette karşılamıştır. Mezkur mehafil, Core valii umu miliğirv" yapmış, Cemiyeti Akvamda memleketmi temsil etmiş olan sabık amirahn mutedil fikirlere sahip bir adam olduğunu ve donanma ile ordu üzerinde pek büyük bir nüfuzu bulunduğunu beyan etmektedir. Cenevre 24 (A.A.) Terki teslihat konferansmın teknrk komis yonlarının konferanstan almış ol • duklan vazifenin ifası maksadile yani kend'ilerine sorulmus olan suallere tamamen cevap vermek için daha 15 gün kadar içtimaa devam edecekleri derpiş edilmektedir. Muhtelif raporların itmamı ve yekdiğerile olan münasebeiflerinin tanzimi içîn bir 3 üncll hafta daha içtima etmek lüzumu hâsıl ötacaktır. Binaenaleyh tahdidi teslihat konferansı ancak haziran ortalarına doğru heyeti umumiye içtimalarını tekrar aktedebilecek ve şimdiye kadar talik c<*îlmiş bulunan başlıca siyasî mes'eleîerle teknik fikirlere temas etmek fırsatını bulabüecektir. Bu itibarla terki teslihat konfe ransının bugünden o tarihe kadar Lausanne konferansı ile ayni zamanda toplanıp toplanamıyacağı mes'elesi bazı hükumetler için mevzuu bahsolduğu gibi Cenevre konferansmın bazı esbabı siyasiye dolayısile gelecek sonbahara talik edilip edilmemesi mes'elesi de düşünülmektedir. İzmir 24 (Hususî) Bugün RıhBursa 19 (Hu. Mu.) Geçen sene tım Şirketi davasına devam edildi. buğdayın para etmediğini gören BurMaznuniardan yalnız Gad Franko sa halkı bu sene var kuvveti sebze ve Ef. yoktu. ıneyvacılığa verdî ama maalesef oBanka müdürleri tarafından hanun da para etmediği görülüyor. Bir zırlanan rapor okundu. Buna nazahayli emek ve masraftan sonra yetiran muamelât gününde deftere geten sebzeler harice sevkedilemedi çirilmemiştir. Muhasebe usulü uy ğinden burada yok pahasına satıhyor. ?un değildir. Bankalara mevdu paMeselâ: Marulun tanesi 20 p\ra; 20 ranin faizi hesaba katılmamıştır. demet taze soğan 5 kuruş; henüz Blânçolar hakikî vaziyeti göstermeyeni çıktığı halde kirazm okkası 10 mektedir. Yunan hükumetinden alıkuruştur. Bir kaç gün sonra 100 panan tazminat defterlere kaydedil memiştir. Marsilya'da mevcut olduğu raya ineceği de muhakkaktır. Hele bildirilen yazıhanenin masrafına dair diğer sebzelerden ıspanak, semizotu gibi şeyler adeta para ile değıl .. Yağ vesaik yoktur. Komiser Emin Beye ve süt te pek ucuz. Tereyağ 110, süt ve*ilen para 67,993 liradır. 10 kuruşadır. Rapordan sonra maznun vekille Vaziyet gösteriyor ki: Bur.sa sebrinin 15 miidafaa şahidi gösterecekzelerile meyvalarına nakil masrafları leri, bunların dinlenilmesini istedikucuz mahreçler bulunmadıkça yapılan leri hakkındaki istidaları okundu. fazla istihsalât, müstahsili zarara Gösterilen şahitler arasında Nafia Vekâleti erkânından iki zat ta vardı. sokmaktan başka bir şeye yaramı yacaktır. Bursa'lıların en büyük teSekiz şahit te Fransa'da bulunuyormennisi bu işle ihracat ofisinîn fazla Iardı. Bunlar şirketin idare heyeti alâkadar olmasıdır. azasından idiler. Eskiden Bursa'nm sebze ve meyva İstidanın kıraatini müteakıp mazsevkiyatında ilk mahreç ve merha nunlar: lesi İstanbul'muş. Şimdi bu sevkiyat Ehli vukuf bize sual sormak hakkını vermemiştir. Yalnız tahkikat İstanbul'dan ziyade Ankara'ya yapıIıyorsa da yol masrafının ağırlığınhâkiminin suallerine cevap vermiş • dan astarı yüzünden pahalıya mal tir. Halbııki bizim de söyliyecekleoluyor. Binnetice Ankara halkı Burrimiz vardır. sa'nm pek ucuz ve nefis olan seb DecKIer ve yeni ehli vukuf inti 7esile meyvasını buradaki f iatın belki habını istediler. tkinci celsede maznuniardan Galip on beş yirmi misline almak mecburiEf. dinlendi. Galip Ef. İzmir'den «Osman» imzatı ile Ankara'da Ankara Palas oteli kâtibi Rafail Efendiye bir telgraf çekmişti. Reis bu telgrafın manasını, niçin «Osman» imzasile çekildiğini sordu. Maznun cevabında »irketten çıkarılan bazı memurların sirket vaziyetini hükumete haber verecek • Ankara 24 (Telefonla) İnhi • lerini söyliyerek tehditlerde bulunsarların tevhidi lâyihası Bütçe En duklartnı, bunları bu işten vaz ge çirmesi icin Rafail'e telgraf çektiğini cümeninden çıktı, perşembe günü Mecliste müzakere edildikten sonra bildirdi: inhisar bütçelerinin müzakeresine < Bir • çok söyliyecekle geçilecektir. Tevhit 932 senesi zarrim var ama şimdi sırası fında ikmal edilecektir. değildir. Telgrafım kısmen at Barut inhisarı, Tuz ve İspirto in li tramvayların elektrütliye hitarlan bütçeleri Meclis ruzname tahvili mes'elesile alâkadardır, dedi. sine ahnmıştır, perşembeye müzakeBundan sonra muhakeme Ankara'daki miidafaa şahitlerinden cevap re olunacaktır. Tiitün tnhisarından kaç gelmesine intizaren talik edildi. İnhisarlar Mütehassıslar Tevhit ve bütçe lâyihala Rostov tarikile Rusya'dan avdet ediyorlar rı Meclise verildi Rostov 23 (Hususî Muhabirimiz • den) Saat beşte buraya vâ»ıl olan Türk rr.ütehas*ısları Sovyet erkânı tarafından karsılanmış ve 120 hektar cesametindeki ziraat makîneleri fabrikasını ziyaret etmişlerdir. Bu fabrikanın imalâtı 157 milyon makinedir, 16 bin amele çalıştırmaktadır. Sovyet'ler Rostov'da büyük inşaat yapıyorlar." 450,000 metre mikâplık bir hükumet konağı ile on milyon nıbye kıymetinde bir tiyatro inşa edilmektedir. Alâettin Cemil Beyle arkadaşlari buradan hareket ettiler. Gigan 24 (Hususî) Dün Türk mütehassısları şerefine Rostov'da Simalî Kafkas Sovyet reisi İvanof tarafından verilen ziyafet çok parlak olmuştur. Mütehassıslar oradan 200 kjlometre uzakta olan buğday dc nizlerini otomobille geçerek yüz elli beş bin hektarlık arazide yüz yirmi sekiz milyon kilo buğday istihsal e den devlet Sovhoz çiftliği Gigan'a geldiler. Buradan Vlâdi Kafkas'a hareket edildi. Kibrit Inhisarmın Hükumete borcu... Ankara 24 (Telefonla) Kibrit inhisanmn hükumete borcu mes'elesi için bir Amerika'Iı bugün şehrimize gelmiştir. Bir iki güne kadar Maliye Ve kâletile temasa baslıyacaktır. Fransız kabinesi Halâ kurukmadı Ankara 24 Tütün İnhisar idaresi 932 bütçe lâyihası Bütçe Encüme ninde tetkik edilmiştir. İdarenin memur adedi hazîranda 3890 olacak tır. Bu suretle 178 memur kadro harici kalacaktır. Bütçe Encümeni köylü sigarası f iatını altı kuruştan dört kuruşa, 3 üncü nevi sigara fiatını da yedi buçuk kuruştan 5 kuruşa indirmiştir. kişi çıkacak? Tien • Tsin'de bir bomba Tokio 24 (A.A.) TienTsin'den bildirildiğine göre, Japon aleyhtan bir teşekküle mensup olduğu zan nolunan meçhul bir şahıs, dün akşam Japon imtiyazlı mıntakasında Asohi carfdesinde bir Japon tiyatro salonu önüne bir bomba atmıştır. Bu infilâk neticesinde bir kaç Çin'li yaraîanmıştır. Rus İngiliz ticarî Münasebatı başladı Londra 24 (A.A.) Sovyet mümessinerile yapılmakta olan ticaret miizakerelerinin neticeleri hakkında Avam Kamarasında izahat talep eden bir meb'uıun suallerine cevap veren deniz aşırı Ticaret Nazırı M. Colville, İngiltere'de imal edilen maddelerin Sovyet'iere füruhtunu kolaylaştır mak için 1 milyon 600,000 İngiliz lirasına baliğ olan yeni kredilerin verilmesine imkân hâsıl olduğunu bildirmiştir. Nazır, ihracata ait kredilerin sarf ve itasını murakabeye memur olan is^işari komitenin, müddetleri 18 ayı geçmiyecek olan kredilerin itası mes'elesinde her defası için lüzumlu olan sariları tesbit edeceğini beyan etmistir. netti, doğruHuğu zaman o artık odada değildi, sofadan esvabının feşafişi aksedivordu. Ratmirof'un sesi sabırsızhkla (haydi bakalım.. Gel miyor musuntız?) diyordu. Litvinof iri bir bavulun üzerine oturdu. elleıi yüzünde idi, burnu, rakik, taze, enfes bir koku aldı; kadının ellerinin. eîlerini tuttuğunu hatırladı. Küçük kız odaya girdi. adamm mütedehhiş nazarlarına karşı, gülümsiyerek: «Lutfen şimdi çıkınız, ta ki...» kalktı ve otelden çıktı. Kendi oteline hemen nasıl donebilir. di? Bir kere kendine gelmeli idi! Kalbi intizamsız ve yavaş bir surette atıyordu. Toprak ayaklarının altında kaynıyor gibıydi. Lihtental yoluna girdi. Kat'î dakikanın geldiğini. vaziyeti oyalamanın, saklanmanın, hususî tedbirler aramanın imkânı kalmadığını, Tatyana ile açıkça görüşmenin zaruret halini aldığını anlı yordu. Fakat buna nasıl teşebbüs edebilecekti? O kadar mes'ut ve mü Kahire 24 (A.A.) «Bourse Egyptienne» Philippar felâketinden kurtu ian 21 kisinin anlattıklarını yazmaktadır. Bu gazete, bilhassa Hong Kong'taki Fransa konsiilü M. Renner'in tahlis edilıneden evvel köpek balıklarile dolu olan denizde 20 dakika kadar yiizmüş ol duğunıı yazmaktadır. Philippar felâketinden kurtulanların anlattıkları Paris 24 (A.A.) Gazeteler, bu gün M. Lebrun'un huzurunda cereyan edecek olan HeriotTardieuFlandin mülâkatı hakkında tefsiratta bulunmakta • dırlar. l.e Journal, 1924 intihabatından sonra M. Poincare Ue M. Heriot arasın da böyle bir mülâkat vuku bulmuş olduğunu hatırlattıktan sonra diyor ki: « İktidar mevkii salâhiyetlerinin devri müşkülâta uğramaksızın icra e • dilmek icap eder. M. Heriot'un son beyanatı, Fransanın harici siyasetini idare eden pren siplerin devamını göstermektedir. Petit Journal, kabinenin sür'atle teskili lüzumundan bahseylemektedir. Zira baz mes'eleler, mesalihi cariyeyi temşivete memur kabinenin salâhiyet leri haricinde bulunmaktadır. Erho de Paris gazetesi, Lebrun'un M. Herîot'un âcilen kabineyi teşkile davet etmesine ihtimal vermektedir. Çünkü M. Heriot, radikal kongresinin müzakere ve müşaverelerinin netice sine intizar etmektedir. fit bir surette hazırladığı bütün is tikbaline bir butlan hattı çekmek, bütün o ümit ve ümniyelere veda etmek lâzım geliyordu. Başı ileride olarak bir girdaba atıldığını biliyordu. Fa kat kendisini asıl şaşırtan bu değildi. Bunları kabul et miş, bunlara karar vermişti. İş bun ların hüküm altına alınması, kat'iyyet kesbetmesi için hâkimin hu zuruna çıkmakta idi. Bunu nasıl yapabilecekti? Ve hakikatte işi bir hâkimle, a teşten bir ok taşıyan bir melekle olsaydı kana susamış yüreği bunu kolaylıkla kabul edebilecekti; fakat if daha farklı idi, bıçak saplanacaktı, fakat kendi elile saplanacaktı, ve âdil, necip, tamamen bigu nah, oh nedreti sebebiyle, nedreti nisbetinde kıymetli hâkimine saplanacaktı. Bu müthişti! Hâlâ, hâlâ, geri donebilir, kendisine bahşolunan hürriyetten istifade ede bilirdî. Fakat hayır, ölmek, bin kere Sahte doktorun muhakemesi İzmir 22 Kıbrıs Tıbbiye mektebinden mezun Şevket Bey isminde birisinin Türkiye'de tababet yapma • sına müsaade edilmediği halde AhAnkara 24 (Telefonla) Fırka met Rifat müstear ismi altında uzun grupu bugün mutat içtimaını aktetti, müddet doktorluk yaptıktan sonra fakat ruznamede bir şey olmadığından Mahmut Şevket Paşa vapuruna dok dağıldı. tor olduğu ve bu sırada hüviyeti anlaşılarak tevkif edildiği malumdur. İzmir 24 (A.A.) Foça kazasının Müteverrim olduğu için İzmir Adbüyük bir sahayı işgal eden Aykınçay liyesince gayrimevkuf olarak tahtı muhakemeye alınan Şevket Bey eknamındaki bataklık sularının köylülerin meğini tedarik edemiyince Bursa'ya yardımile açılan kanallara Gediz neh gîderek yeniden doktorluğa baslimış rine akıtılmasına muvaffakıyet hasıl olve orada sahtekârlıktan 6 sene 9 bu mustur. çuk ay hapse mahkum olmuştu. Bu Bu suretle bataklık civarında bulu sırada İzmir'deki tahkikat ilerledinan köyler halkı senelerdenberi kendiğinden Şevket Bey Bursa'dan İzmir lerini müteessir eden sıtma afetinden hapishanesine nakledimştir. kurtuîmuş olacaklardır. Veremin üçüncü devresinde bulunan maznun bugün bitkin halile mahAnkara 23 Yeni icra ve iflâs !â keme huzuruna çıkmış ve ihtiyaç yüyihasının mecliste müzakeresine cumarzünden sahte doktorluk yaptığını tesi günü başlanacakbr. Müzakerenin itiraf etmiştir. Muhakeme talik ehararetli olacağı anlaşıhyor. dilmiştir. Fırka grupunda izmir'de bir bataklık kurutuldu icra ve iflâs lâyihası CUMHURtYET'in DUMAN Muharriri Mütercinü 52 müraccahtı. Hürriyet! Böyle yezit bir hürriyet neye yarardı? O göz lerin kendi üzerine aşk ve muhabbetle in'itafını temin etmek için gir • dapiara at.Imak, ateş çamurları i çinde yok olmak, çok kıymetli bir mazhariyetti. O böyle düşünürken elemli bir ses: Litvinof! Dedi ve ağır bir el omzuna ya pıştı, büâhaşiyet döndü, Potugin ile karşılaştı. Mazur görünüz, Litvinof, sizi belki rahatsız ediyorum. Fakat u zaktan gördüm, geçemedim; düşündiim ki fakat başka bir işiniz varsa. .. Litvinof dişlerinin arasından: Bilâkis, çok memnun oldum... Diyerek Potugin beraber yürü meğe başladı. Ne güzel bir gece, zerre ka dar rütubet te yok! Çoktan mı dolaşıyorsunuz ? /. Turgeniyef Haydar Rijat Fakat, İren, ben sensiz yaşıyamam. Ben ilelebet senin esirinim. Ben ancak senin ayaklarının altında yaşıyabilirim. Ellerine doğru eğildi. tren onun rükua varan başına baktı: O halde bil ki dedi ben de her şeye hazırım. Ne bir şey, ne bir kimseyi bıraktığıma yanmıyacağım. Neye karar verirsen o olacaktır. Ben de seninim. . İlelebet... Biri kapıyı tırmaladı, İren eğildi, bir daha: Seninim, Allah'a ısmarladık! Dedi. Litvinof kadının nefesin! saçlannın dahi teneffüs ettiğini zan Hayır, çok olmuyor. Ne diyordum. sizi Otel dö lörop'tan çıkarken gördüm. O zamandanberi arkamda mı idiniz? Evet. Bir şey mi tebliğ edecektiniz?.. Evet! Bu evet o kadar yavaş çıktı ki ancak güçlükle işitilebilmişti. Litvinof durdu. Ve karşısına di kilip kendisine tahakküm etmekte olan bu zatı baştan aşağı kadar süzdü. Adamcağızın yüzü sararmış, nazarî müphem idi. Solğun hatları üzerinde eski ve şifa bulmaktan uzak bir dert tamaman mün'akis bulunuyordu... Litvinof yürümeğe başlıyarak: Bana böyle hasseten söylenecek ne olabilir? İşte.. Müsaade ediniz.. Şimdi.. Şayet beis görmezseniz şu kanapeye oturalım. Daha rahat olur. UabacU var Bir Amerika'Iı büyük Okyanos'u geçecek Tokio 24 (A.A.) Bugün Amerikan tayyarecisi Brawns, Seattle' den hareket etmek suretile Büyük Okyanos'u katetmek üzere Japon. arazisi üzerinden uçmak için mezuniyet istemistir. Münakalât Nezaretinin mümkiin olduğu kadar sür'atle bu mezuniyetî ita etmesine intizar olunmaktadır. Zira tayyareci bu seferin mükâf atını kaz£.nmak için tayyarenin 1 hazirandan evvel icra etmek mecburiyetin dedir.