7 Mayı» 1932 Cumhuriyet «s KÜÇÜK KÖŞE: \LMl MUSAHABE POUTİKA CİLVELERİ: SON TEL.GBAF.LAR Tamirat mes'elesi Lozan konferansının ruznamesi Londra 6 (A.A.) Reuter a j nsînın aldığı malumata gb're Lozan konferansına iştirak edecek büyük devletler konferarmn program projesi hakkında hükumete bazı tekliflerde bulunmuştur. Hükumet konferansın mesaisinin üçe ayrılmasını teklif etmiştir: 1 Almanya'nın şimdiye kadar tediye ettiği tamirat borçları hakkında müzakere; 2 Büyük barp esnasında birbirlerine karşı düşman mevkiinde bulunan devletler tarafından ödenen tamirat borçlarının müzake resı; 3 Tuna memleketlerine ait iktisadî şerait, para ve saire gibi henüz muallak bulunan bir çok mes'eleler bakkında müzakere. Japonya ile Almanya'nın bu teklifleri kabul ettikleri. fakat Fransa, ttalya ve Belçika tarafından henüz hiç bir haber alınmadığı öğrenilmiştir. Amerika'nın Lozan konferan sına bir müşahit göndereceğine dair gazetelerde görülen yazıları müeyyit hiç bir haber ahnmarmştır. Ankara Sanayi sergisinde II Nota soldan başlar. Kitap soldan okunur. Y^zı soldan yazılır. Talim meydanında adımlar sol sağ, sol sağ dîye soldan sayılır. Kalp soldadır. Beşer sola doğru ilerliyor. Millî in kılâbımızın büyük kapısı »ola açıktır. Fakat Sanayi sergisinin kapısi sağdadır. Oraya sağdan girilir, soldan çıkılır, cadde aykırılanır, sonra soldan girilir, sağdan çıkılır. Bu karikatür giriş çıkışa rağmen sergi zengindir, güzeldir, enfestir ve millî gururu bir taksim iki tat min edicidir. Bir adedi sahih tam gurur duymak için var olan sanayi çeşitlerimizin yarısı eksiktir, yer bulamamıştır. Madenî çeşitlerimiz hemen hemen yok gibidir. Bir zarif gerdanlıkçı ile bir nefis elmasçımız • dan başka ne bir freze, ne bir örs, ne bir sahan, ne bir çivi. Eğer tıklım tıklım var idide ben görmedi isem pardon üstüne pardon! Bundan do kuz sene evvel • galiba bizim Osman Ferit sanayi umum müdürü iken şimdiki Maarif Vekâletinin altında böyle bir sergi açılmıştı, o gimkü çeşitlerin üçte birinî bugün görmek kabil olmadı. Bunlar söndü mü? Hayır. Bilâkis genişledi. çoğaldı. öyleyse neden yok? Neden olacak, yer dar. Bebe avucu içinden daha minik. Burası bir lâbirent minyatürüdür. A dam bir huniden giriyor, bir karanlık şeytan yolundan geçiyor ve pastırma olarak çıkıyor. Hani bu taraftan et sokarlarmış, öteden koyun çıkarmış, tıpkı öyle ama, tersine öyle, buraya adam giren pastırma çıkıyor. Eğer kibrit kutusundan küçük höc reler nefis mamulâtımızla dolu ol masa, buraya giren kendini »ey sa nacak: Meşhur bir frenk cenazesinin teşhir edildiği matem salonunda.. Siyaha bulanmıyan, siyaha boyanmıyan bir karış yer yok. Her taraf simsiyah. Gerçi bu kış hanımlarm modası idi ama, araya beyaz karışırdı. Burada beyaz değil, kırmızı değil, beyaz kırmızı değil, alaca değil, mor değil, sade siyah var. Mayısta yer ve gök . Yazan: ABDÜLFEYYAZ TEVFİK Mayıs, şimalî nısıf küremizde neş'e, nağme, ve hayat ayıdır. Ta biî vazifesini insanlar arasında gizli görmek ve an'anelere mümkün mertebe sadık kalmak itiyadını muhafaza eden (cinsî cazibe) bile bu ayda biraz kayıtsızlığa düşer. Hürriye tinin ahlâkî mevzuat ile tahdit edil miş olmasındaki yüksek manaya karşı isyankâr tavırlar almağa başlar. tnsanî faziletlerin tabiî tema yüllere mukavemetleri nisbetinde tekemmül edeceğini idrakten âciz ve ruhun yüksek felsefesinden gafil bulunan bu (irsî istidat); gayesi nev'in bakasına hizmetten ibaret olan uzvî miknatisiyete, şuursuz, pervasız inkiyat eden milyarlarca ne batlara, hayvanlara gıptalı bir nazarla bakmağa başlar! İşte kuytu ko ruların yeşil gölgelerindeki kuş cı vıltılarına karışan (buse) fısıltıları hep bu basit düşüncelerin netice • Ieridir. Hassas kalplere gölgesi muhabbet seklinde düşen, kâinatın uzak âlemlerindeki varlıkları ruhan yekdiğerine bağlıyan (aşk) bile bu füsunkâr ayda Uâhî necabetinden biraz inhi raf etmek, maddî bir renk almak he vesine mukavemet edemez. Hayatî tomurcukları intaş ettiren temaslara karşı gösterdiği müsamahaları hissedilecek dereceleri bulur. Bu ayın, ahlâkî ve fikrî an'anelerle, ruhî ve uzvî temayüller ara sındaki felsefî mücadelelere sahne olmak istidadı, bugünkü mevzuumuzu o kadar alâkadar etmez; zira bu yazıdaki maksadımız karilerimize mayısın gül çehresinden bir şemme, tabiî güzelliklerinden bir nebze takdim etmekten ibarettir. Biz tabiî zevkimize bakalım, pembe seherlerin nermin temaslarile gözlerini açan kuşları, renklerin en ince anatilâ ufuklara yayılan hazin şa • faklarla mor gölgeli dağların etek • Ierindeki ağıllarına sığınan kuzuları takip edelim. Hele gecelerin lâhutî güzelliklerini doya doya temaşa et meden evvel gözlerimizi kapamı • yalım. Babil Kulesi! Cenevre'de, tahdidi teslihat mes'elesinde o kadar karışık, birbirine zıt, anlaşılmaz sözler söylenmiştir ki, nıhayet, biraz nefes almak için ola cak murahhaslar, müzakereleri bilâmüddet tatil etmişler. Celselerden birinden bir örnek ister misiniz? Ba kınız gazetelerde ne okudum: Mısır Basvekiline Bir Anıerika Ayanına göre Suikast.. Başvekil ve nazırlar kur Cihan buhranınm halli nasıl mümkündür? tuldu, muhafızlar yarah Kahire 6 (A.A.) Bu sa bah Başvekil ile münakalât ve terbiye nazırlarını ve Meb'u»an Meclisi reis vekili ile diğer bir takım zevatı Cirga vilâyeti da hilinde kâin Tammah'a nakleden tren giderken demiryolu üzerinde j bir bomba infilâk etmiftir. Yol muhafızlarından iki kişi ölmüş. üçü de ağır surette yara lanmıstır. Washington 6 (A.A.) Âyan azasmdan M. Borah, tamirat mes'elesi halledilmedikçe, teslihat tahdit olunmadıkça ve bahusus gü müş paraya 1925 senesinden ev vel işgal etmekte olduğu mevki iade edilmedikçe dünyanın inki şaf ve saadete avdet etmesinin mümkün olamıyacağını beyan et miş ve dünya altm mevcudunün yüzde 70 i Fran»a ve Amerika'nın elinde bulundukça borçları altm olarak tediye etmenin gayrimümkün olduğunu ve Cemahiri Müttehide gümrük tarifelerinde ay nen tediye yapılmasına müsait olmadığını aşikâr bulunduğunu ilâve eylemiçtir. Cemahiri Müttehide harbiye bütçesi VVashington 6 (A.A.) $eb'usan meclisi maliye encümeni, Ce mahiri Müttehide'nin 19321933 senesine ait ve 386,983,000 rnilyon dolara baliğ olan harbiye bütçesini tasvip ve meclise sevk ve tevdi eylemiştir. Mezkur bütçenin yenkunu hali hazırdaki harbiye bütçesi yeku nundan 780,000 şe M. Hoover tarafından yapılan tahminattan da 24,380,000 milyon dolar kadar noksandır. NewYork'ta bir yangın NevYork 6 (A.A.) Cunard kumpanyasına ait olan ve bin yarda uzunluğunda bulunan iskele *aat yedide tutuşmuştur. tskeleye bağlı bulunan ve içinde hiç yolcu olmıyan bir posta vapuru selâmetle açığa cekilmiştir. tskelenin ve rıhtımm kurtarılması için sarfedile^ gayretler neticesiz kaimıştır. Vaşington 6 (A.A.) Müteveffa rei» Harding'in dostu olan ve Lindberg'in çocuğunun iade»ini temin için Vaşington Post gazetesi sahibinin zevcesi Mistres Mc. Lean'dan 100 bin dolar almış olmakla ittiham edilen Gaston le Means zabıta tarafından tevkif olunmuştur. Lindberg'in çocuğu Sabık Amerika bahriye nazırı tahlıye ediüyor Vaşington 6 (A.A.) Cemahiri Müttehide başmüdcleiumumisi geçen »ene Tapot Dome petrol imtiyazı işinden dolayı bir sene bir gün hapis cezasına mahkum olarak bu ceza müddetini yeni Meksico hapisane sinde doldurmuş buiunan »abık Cemahiri Müttehide Bahriye Nazırı Albert Troll'un 8 mayısta tahliye edilraesi için emir vereceğini beyan etmiştir. Londra 6 (A.A.) Bu sabah nesrolunan bültende Başvekilin biraz ıztıraph bir gece gecirmiş olduğunu ve fakat gözünün vaziyetinin şayani memnuniyet bulunduğunu bildir mektedir. Paris 6 (A.A.) Başvekil M. Tardieu bu sabah Eliza saraymda Reisicumhur M. Doumer'in riyaseti al tında toplanacak olan nazırlar mecli»ine iştirak edec«ktir. Viyana 6 (A.A.) Kabine is tifa etmiş Reisicumhur istifayı kabui ve Buresch'i mesaili cariyeyi tedvird'e devarna memur eylemiş tir. Kongo'da bir tayfun Sangon 6 (A.A.) IndoPaci fique Ajansının verdiği bir habere göre Kongo'nu cenubunda gayet şiddetli bir tayfun zuhur etmiştir. Nüfusça bir çok zayiat ve külliyetli maddî zarar ve hasar olduğu bildirilmiştir. Bütün telgraf telleri ve demiryolları bozulmuştur. Fazla tafsilât a lınamamıştır. Hasta başvekiller Alman istisat nazırı istifa etti Berlın 6 ( A. A .) İktisat nazırı M. VVarmbold istifa etmiş ve istifası kabul olunmuştur. Halefi tayin edi linciye kadar iktisat nezareti işlerini müsteşar tedvir edecektir. Berlin 6 ( A. A. ) Memel'de yapılan diyet meclisi intihabatı Alman • Iarın zaferile neticelenmiştir. întiha bata müntehiplerin yüzde doksan beşi iştirak etmiştir. Litvanya hükumetmin intihabat üzerinde müessir olmak te şebbüslerine rağmen Diyet meclisinin 29 azahğından 24 nü Almanlar ve ancak beşini Litvanyalılar bloku ka zartmıstır. Avusturya kabinesi istifa etti hedesi müşküldür. Bu ayda hâr mıntaka ile cenubî nısıf kürenin mutedil ikliminde çıplak gözle görülmesi mümkün olur. (Gemeau* . Coza) bürcü civarında bütün şaşaasile parlıyacak olan • İngi'.iz murahhasına göre deniz n u . Venus zühre) yavaş yavaş güncşe harebeleri. kara harplerine nisbeten çok yaklaşmakta devam edecek ve en ydmuşakvıış. Deniz toplannın vıermüri, parlak safhasını 28 mayısta ibraz e Hacı Bekir lokumu gibi mitiâyim. savur duğu zehirli gazler, gül giii kokvîu ve decektir. Bu esnadaki zahirî kutru sevimli; torpitteri. çocuk oyuncağt kadar 33,2 saniyedir. Mayısta (mars merih) ile beraber masum imiş... Franstz murahhası, emniyet (uranus • uranus) ta gayrimer'i kala ve selâmet düsturunu kalkan makarmnda kullanarak; Fransa'daki elli bin top caktır. ve o nisbetteki süâhları oyuncak sergisi (Jupiter müşteri) akşamları kadar masum ve lüzumlu göstermiş Al (Lion • Eset) bürcü istikametinde mü man'lar; artık Versay zincirlerini taşt şahede edilecektir. (16) mayıstaki mayız, yasasın müsavat! diye bağırmış zahirî kutru 33,8 saniyedir. lar . Murahhaslardan biri tvrnak çakısı(Saturne Zühal) i bu ayda ge • na kadar, bütün silâhlcnn kaldınlmastnı celerin nısfı ahirlerinde (Cabricorne na kadar. bütün silâhların kaldırümasını Ciddi) bürcü hizasında aramalıdır. ıstemiş ve ilh..» Hulâsa, öyle bir curcunadır ki, iNeptune Neptün) bütün mayıs çinden çıkmak imkânsız.. Hiç kimse, akşamlarında (Lion . Eset) bürcü iskarşısındakilerin dilini anlamıyor, tikametinde mevki alacak ve se daha doğrusu anlamak istemiyor. kizinci kadar yıldızları derecesinde Tıpkı: Bp.bi! Kulesi!.. Herkeste ayrı parlıyacaktır. İlmin bile en kudretli dil, herkeste ayrı makam!.. Anlıyana teleskoplarından başka hiç bir va aşkolsun!.. sıta ile müşahedesi mümkün ola mıyan (Pluton Pluton) u hiç araBabili'ler, göklere tırmanmak için mıyalım. Babil Kulesini inşaya kalkışmışlar.. Mayıstaki şahaplar: Göklerin gazabına uğrıyarak dillerinİnşia noktası (Verseau Delo) de teşevvüş hâsıl olmuş.. Hiç kimse bürcü istikametinde gibi görülen (A karşısındakinin sözlerini anhyamaz quarides • Akarit) kümesi içinden olmuş.. Bana öyle geliyor ki, Cenev(16) mayıs günlerinde geçeceğiz. re'de toplanan murahhaslar da, aşağı yukarı, öyle bir muhal emrin ta(Lumiere Cendree • Remadı zi hakkukuna çalışıyorlar. Silâhları ya) nın 10 mayısa kadar akşamları tahdit etmek işi: tnsanların yüreğintarassudu mümkündür. 12 mayısta müşteri, 28 mayısta zü den, hırs, garaz, kıskançhk, tamah, hal kamer ile içtima vaziyetine gire • hulâsa hayvanlıktan müntaki! binbir çeşit dikeni katetmek mes'elesidir. ceklerdir. Zannederim ki, göklere tırmanmak, Mayıs akşamları semanın man bundan daha kolaydır. Acaba, mu zarası: rahhaslar, tabiat kanunlarına isyan Yüzlerini şimale dönen rasıtlar: ettikleri için midir ki. dilleri bu kadar Şarkta (Lyre Şilyak) bürcünü ve teşevvüşe uğramıştır? (Vega) kadar evvel kevkebini, ufuk hizasında (Cygne Erc) bürcünü, Malumdur ki, dil; insanların bü • ortada (Cassiopee zatülkürsi), tün terakkilerine yol açan mucizeli (Cephee Kikâves) bürçlerini, baş vasıtadır. I an nın üstünde de (Dübbüasgar), Dil: Mantık ve aklın kaynağı ve (Dübbüekber) bürçlerile kutup yıl binaenaleyh büti'n rr.edeniyetin ta Bu renk anarşist rengidir, bir badızlarını müşahede edecekleri gibi, mel taşıdır. Dil c'enince, hatınma Yukırna benim kafama uygun renktir, şimali şarkide (Hercuie • tlcasî) ve nan kölesi Esopun bir hikâyesi gelhoşlanmaklığım lâzım gelir. öyle (Dragon Tenin) bürçlerini göre di. Efendisi mükellef bir ziyafet vereama ne yer, ne eser benim değildir. 3f.3f.Sf. ceklerdir. cekmiş. Esop'a. dünyada en nefis şeyMüşterektir. Burası bol ışık, bol ve Sevgifi karilerim: den yemek pişirmesihî "e'rnretmiş.. Zi(Cocher Maskülânan), ile (Geher tarafta atesi renk ve tavanda yafet sofrasına, çorbadan tutunuz, Artık kuşlar, böcekler yuvala • meaux Cevza) yı arıyanlar şimalî bembeyaz bir ay yıldız isterdi. Kıspilâva lcadar hap dilli yamsUlev Ç»krına çekildi. Semayı rahat rahat te garbiye, (taureau sur) i görmek met olur da sergiyi bir daha dola • mış.. Garıaba gelen hane sahibi kö arzu edenler de garbe bakmahdır. maşa edebilmemiz içm, güneş. şa şırsam, Tahtakale'deki yahudiden lesine: şaasını ufkun kahn perdeleri altına Yüzlerini cenuba dönen rasıtlar: çifte mumlu bir cam fener alacağım, Bire hain hevif, ben sana. düngizledi. Haydi dürbünlerimizi kapaetrafımı daha iyi seyredebilmek ve Şarkta (Küçük köpek) bürcile yada en nefis şeyden yemek pişiz d«» rak etrafı açık yüksek bir yere ko böyle potlar kırmamak için. (Procyon . Şuarayı şami) kevkebini, memis mi idim? şalım, kâinatın en uzak noktala şimali şarkide (Lion • Eset) hürcile Macar, İtalyan, şu ve bu sergile Esop şu cevabı veriş: rından bize peyamı hayat gönderen (Regulus Kalbüleset) yıldızlarını rinde bize şeref kazandıran, bedii < Efendi'n, dünyada. dtlden daha ne• yıldızları, bürçleri, kehkeşanları te ve başlarının üstünde de (Şilyak) zevkimizi ve şerefimizi arttıran Vefis ne vardn'' İki şevdahnın, taih duygudat Nedim, bu sefer çokça uysal dav maşaya koyulalım ve işte bizi en zi bürcile (Vega) yı gorürler. larvıı birbirine b^dırmcğe yarıyan v.sıfa ranmıştır. Tembel demiyorum, çünkü yade bizi meşgul etmeleri lâzım gelen Bouvier Nukar) bürcile (Arc dil değ:l midir? İki hasmı banştîrar museyyarelerden başlıyahm. nasıl ve ne kadar ter döktüğünü bi turus Semaki zamih) yıldızlarını cizeli Ulsırı dil değıl midir? Beşcrlyetin ; Murcure atarit) güneşten 2 6,15 arıyanlar şimali garbiye, (Mizan) liyorum. Acaba incindiği noktalar taadet ve meden>yeti'idc en esaslı âmil vardı da ondan mı uysallığı tercih et uzak olan (beynunetine) 18 mayısta bürcünü görmek arzu edenler de dil denil widir'> llb ve uh..> ti? Bize parlak bir sergi yerine kör vâsıl olacaktır. Bizim memleketi , garbe nazar etmelidirler. Bu mukanna sözlere ne denir.. Ekuyu dibinde bir zifirî işporta uzat mizde akşamları dürbünsüz müşa 1 fendi, bu defa, en fena şeyden ye ABDÜLFEYYAZ TEVFİK tı. Bunda mutlaka bir sebep var mek pişirilmesini istemiv Sofraya, ması imkânı olan işi Utiyen kanaat yardımı edebileceğine inanıyorum. dır. tekrar ve ba^tan başa dilli yemekler lilerdenim. Gönül ferahı ile girdiğim Ben, Eğin halılarını gördüm. Par çıkmış.. Bu kere, Esop kendisini şöyBenim bu gibi işlere aklım yatmıbir çukurdan könül azabı ve göz, a mağımın ucunu dokundurmağa kı lece müdafaa etmiş: yor vesselâm. Daha dün, İstasyon dale. nasır acısile çıkarsam elbette ' Efcidiv: duıiya yüzünde, dılden dacaddesinin solunda, üslubu, rengi, yamadım. Lâf olsun diye bir tabanın ha tena. daha acr. ö^ha :ehir!i ne rardır? söylerim, söylenirim. Bu benim va hacim kabiliyeti ve yayılma kabili • fiatını sordum. Akhmdan en az olainsanlar arasma nijak sokan dil değil vıltandaşlık haklarımdan biridir. Bu yeti olan çatılmış bir sanayii zî • rak şu fiat geçti: Altı yüz lira. ^akat dır? İki sevdaltyı birbinnden ayıran dil raiye sergi yerimiz vardı. Niçin yık memleket kapris ve tecrübe tahtaıı bana iki yüz elli lira dediler. Eğin'de dcnil ^nidır? Mılletler beyninde harpleıi, tık? Niye yerinde yeller esiyor?Şimdi değildir. dünyanın en güzel halıiarı çıkttğını dahüi islerde jenalıkları uyandıran hep ondan istifade ed'emez mi idik? Onu Bu sergiyi şöyle bir teşbihle anla • ve düne kadar bunları hep Ameri dil değil midir? ilk ve üh .* beş on sene için • ki orası daha yirmi tayım: Bu sergi; metruk, suyu çekilka'nın çektiğini kaç kişimiz bili/>r. Y. O. otuz sene öyle kalacaktır daimî bir miş, baldıranlar bürümüş bir bos • Altı yedi sene evvel gördüğü n .'üsergi haline getiremez mi idik? Şim tan kuyusunun dibine istif edilen bir tahya'yı altı yedi yüz defa terakki di insan sergideki mamulâttan duykupa cevher yatağıdır. Kuyunun et etmiş buldum. Millî ıtriyatçılığımız o duğu millî gururu, serginin genişliğî, rafına dizilin, dizilin de, haddiniz var kadar inkişaf etmiş, incelmiş ki başgüzelliği ve aydınlığı ile tamamlıyaia. doya doya seyredin. Saraco^lu Sükrü Bey, eski borçmaz mı idik? Dedim ya, anlıyaroı • ta eski Ethem Pertev müessesesi olBen, güzelim (Hereke) yi ve ar • duğu halde hepsi burnumun direğini lar mes'elesinin müzakeresi için buyorum bunlan. (tktisat devrindeyiz, gün Paris'e hareket edecektir. Vpriparamız yok) denilemez. Ziraat ser kadaşlarını bu ışık altında, böyle bir tatlı tatlı kırıyorlar. len bir habere göre, borçlar müza köşede ve yangından kaçırılmış ta gisi kırk yüz milyonla yapılmamışlı Fakat sapan göremedim, makas keratı münasebetile Paris Borsa ki, biraz kereste, biraz boya ve biraz cami avlusuna yığılmış istif halinde göremedim, torna göremedim, bağ bısında, Fransız piyasasından bir is • gosto ile meydana gelmişti ve onu da mi görecektim? çağı göremedim. Yok mudur bunlar? tikraz aktedeceğimize dair bir şayia Ben, bir kaç ampul olmasaydı, yapanlar bunu yapanlardı. Ben bed • Hepsi vardır. çıkmıştır. Ayni zamanda, Fransız pi(İpekiş) in enfes islerini nasıl bile • bin değilim, müşkülpesent değilim, Bırakın Allah aşkına! Adam si yasasında yeni bir Türk istikrazıher işin en ekmelini istiyecek kadar cektim? O İpekiş ki bu memleketin nirleniyor. Yazmıyacağım artık. nın yapılması, başlıyan müzakerenin da enayi değilim. Ben sadece, yapılsanayiine ve iktisadiyatına en büyük alacağı şekle tâbi görülmektedir. AKA GÜNDÜZ '. Saraco^lu 5ükrü Bey Bu^ün Paris'e gidiyor CUMHURlYET'in tehikasi 37 Erkek zayıf, kadın sebatkârdır; teadeta cebren ahp onun yanına gö sadüfler bütün kuvvet ve kudretile türen sizsiniz. hâkimdir; renksiz bir hayata tevek Bundan ne çıkar? Bana sizi kül güç ve büsbütün tevekkül im • getirmemi rica etti. Kendi kendime: kânsızdır. Halbuki ortada güzellik, Şunu neden memnun etmiyeyim, dedim. Dostluğa gelince hakikaten ben ve cazibe, hararet ve nur vardır... Muharriri Mütercimi Bunlar nasıl bırakılır? Bir çocuk onun dostuyum. Meziyetsiz bir ka/. Turgeniyet Haydar Rifat mürebbiyesine koşar gibi onların üdın değildir. İyidir, ulüvvü cenabı zerine koşulup atılırız. Bu hareketi Hiddetli zamanlarında sami vardır, yani kendisine elzem olmı bermutat bir soğukluk, zulmet ve yan her şeyi başkalarına feda eder. midir; aşk gibi hissiyatına mağlup, boşluk takip eder. Daha sonra hepsi Zaten onu benim kadar siz de tanırher kadında olduğu gibi; gururu da, biter, ve hiç bir şey anlaşılmaz olur. sınız. bazan yalan söylemesine mâni olur. Ay mağrur mudur? Ben onu Ben on sene evvelinden tanınm. Artık nasıl yaşanabileceği anlaşılmaz olur .. daha ziyade bulheves farzediyor • O vakittenberi .... dum. Ne söyliyorsunuz? Seciye deLitvinof, Potugin'in yüzüne baktı. İblis mağrurdur. Fakat bu bir ğişir mi? tnsan beşikte ne ise,rae• ömründe daha münzevi ve daha şey değil. zara indirilirken de odur. Kabil ki bedbaht bir kimseye tesadüf etme • bunu söylerken iyice eğildi eline Bazan mübalâğaya da sapıyor diğini zannetti. Gamlı, rengi morardüşmekten korkuyorsunuz? Bu kagibi geldi. mış, başı göğsünün üzerine düşmüş, bil; fakat kabil olmıyan bir şey, bu O d a bir şey değil. O da sa elleri dizlerinin üstünde bağlı olarak mimî olmasına mâni teşkil etmez. Fa ellerinden kurtulmaktır... hareketsiz duruyor ve zebun bir te kat hakikati nerede aramak istiyorLitvinof cebrî bir gülüşle gülerek: bessümle gülüy.ordu. sunuz? Bu kacTınlann en iyisi ilik Litvinof bu zavalh, namuskâr ve öyle mi zannediyorsunuz? lerine kadar kangren olmuşlardır. safravî adama acıdı ve kendini tu • Lutfen hatırlar mısınız bi, ona, Dedi. tamıyarak: 4ostumdur diyen bizzat sizsiniz. Beni Kurtulmanın imkânı yoktur! ETÖMAN tren bana, aldanmıyorsam rur imiş te bulheves değilmiş... de sıkılmış olmıyacaksınız. Bugünkü Belsky yahut Dolsky isminde çok mülâkatımızdan sonrası için ara • Dimağından İren'ın hayalini kovsevdıği bir dostundan da bahsetti. mızda hiç bir anlaşamamazlık hu mağa çalıştı, faydasız bir emek!... Dedi. Potugin kederli nazarlarını dusünün ademi imkânını bana isbat Nişanlısını düşünmek istemiyor Litvinof'un üzerine eğerek kesik bir ediniz...» du; o gün kızın galbe edemiyeceğini sesle: Muhibbiniz, t. hissed'iyordu. Ah, dedi, size ondan bahsetti Daha ziyade teheyyüç etmeksizin mi? Alâ, fakat ne var miş? Cebrî Litvinof giyindi, beyaz bir kravat bütün bu garip sergüzeştin akibetini taktı. davete icabet etti. Yolda kenesniyerek hem ben artık yemek beklemeğe karar vardı. Bu akibet için eve dönmeliyim... dini «Bunun ne ehemmiyeti var? Neteahhur edemezdi. Kendisi gayet ta den gidip şunları tetkik ve mütalea Dîyerek kalktı ve bir lâf söyle mesine imkân bırakmadan ileriledi. biî olarak kalacaktı. Her halöje İren'in etmek fırsatını kaçırmalı? Tetkike hayalinin kendisini bıraktığı yoktu. İçinde inkisar yerine şefkat peyda değer bir şeydir...» diyordu. Bilâistisna her sözü kulaklarında olmuştu; inkisar tabiî kendine karşı Daha bir iki gün evvel bu âlem çınlıyordu... idi, sır ifşası nazarında en menfur merak verici bir şey değil, nefret ve< Garson o aralık bir mektup getirbir şeydi. Ona muhabbetini gösterrici bir şeydi! di: mek istemiş ve bunun yerine münaSapkası gözlerinin üzerinde, du«Bu akşam işiniz yoksa geliniz; sebetsiz bir imada bulunmuştu. Dadaklarında cebrî bir gülüşle, acele yalmz değilim, bir çok davetlilerim iresine yüreğind'e bir SIZI olarak avacele gidiyordu. var; bizim cemiyetimizi çok yakındet etti... Bir zaman: Weben kahvesi önünde oturan dan görebilirsiniz. Bu hayatı gör Ah, kemrklerinin iliklerine kaBambaef onu yanındaki Vorohilof'a menizi pek istiyorum. öyle hissedidar kangren olmuş. • • ve Pişçalkin'e göstererek alenen: yorum ki bütün şaşaasile tecelli eDiye düşündü. Şu adamı görüyor musunuz? decektir. Benim teneffüs ettiğim ha Bu bir taştır, bir kayadır, bir gra İblis kadar mağrur imiş... vayı anlamanız lâzımdır, gelmiz. Ben nit! cfedi. Dedi. Bu nasıl bir mağrur idi ki kendisinin ayaklarına atılmişti? Mağ sizi görmek le bahtiyar olacağım, siz Mabadı var