5 Mayıs 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

5 Mayıs 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ntayı» Cumhuriyet SAN'AT VE EDEBİYAT SOtS TELSRAFLAD Yeni iskân kanunu Çok esaslı ve mühim ahkâmı ihtiva eden lâyiha Meclise sevkedildi nacak kabul şartları tesbit edil • Ankara 4 (Telefonla) Dahimiş, dahilî iskân safahatmda çinliye Vekâletince hazırîanan yeni iskân kanun lâyihası Meclise gel gene. göçebe, yürük ve asiretîerin iskânı mes'eleleri düsünülmüş, di. Lâyiha millî nüfus siyasetimiaçiretlerin hükmî şehsiyetlerine» zin esaslı, ilmî bir şeküde ve uzunca bir devre zarfında mut şimdiye kadar müktesep hak o larak muhtelif suretlerle haiz oltariden taîbikmı mümkün kıla cak ilmî bir programa istinat et dukları beylik. ağalık, şeyhlik gibi teskilât ve müddeiyatım red mektedir. dedecek kay.tlar könmuştur. Lâyiha miHî hars ve medeni yetimize temessülü matlup nüfus Dahilî iskân safahatında Anakütleleri ile temsil kudretini haiz dili türkçe olmıyan nüfus teraolan nüfus anasırının konus vakümlerinin men'ine ve mevcutlarıziyetleri, iskân ve ikametleri, ge nın dağıtılmasına dair hükümler rek maddî şerait, gerek miUî bün vardır. Ecnebilerin köylerde teyemizin korunması noktasmdan sisi ikamet edememesi, şehir ve mahzurlu olan roahal'erin avrıl kasabalarda nüfusunun yüzde oması lüzunıu nazari dikkate nu tecavüz eylememesi için de alınarak yapılmıştır. kayıtlar konulmuştur. Lâyihaya nazaran memlekette Muhacirlerin iskân, nakil, i 1,2,3,4 numaralı iskân mıntaka aşe işleri görülen tecrübelerden ları bulunacaktır. Heyeti Vekilece istifade olunarak tesbit edilmiştir. kararlaştınlacak olan bu mınta Türk harsına mensup ol • kalarm birincisinde Türk nüfu mıyan, frengili olan, siyasetten sunun teksifi. 2 numaralı mınta gayri büyük cürümlerle mahkum kaya hariçten gelecek temsili bulunanlar memlekete sokulmı matlup nüfusun nakil ve iskânı, yacaktır. 3 numaralı mıntakanın hariçten Bundan başka muhacirlerin gelecek paralı Türk muhacirlere tahsisi, 4 numaralı iskân mıntaka mazhar olacakları muaf iyetler de tesbit edilmiştir. smda iskân ve ikametin men'i iHükumetin gösterdiği yer l r çin Meclisten salâhiyet istenmekyerleşen muhtaç muhacirler tedir. iki seıy vergilerden tamamen. , 4 numaralı mıntakalar Heyeti Vekilece peyderpey tesbit olu 4, 5 inci senelerde bilvasıta ver • gilerden yarı yarıya, bilâvasıta nacaktır. vergilerden ve yol vergisinden taLâyihada bundan başka ha mamen muaf olacaklardır. riçten gelecek muhacirler îcm ko lFransız Türkçenin karışıkhğı SEYAMl SAF A Türkçe aleyhine ileri sürülen delillerden biri de, onun Arap ve Acem sözlerinden dokunmuş, karışık bir dil olmasıdır. Geçen makalemde ismi geçen kariim de ayni silâhı ağnmıza bir daha bosa'tmaktan çekinmemişti. Beynelmilel alâkalarm ve münase betlerin lisanlar üzerindeki tesirlerfni hesaba katmıyartiar, dilimizde, ancak kimyevî unsurlarda bulunabilecek bir safiyet anyorlar. îng'liz'ler ve Alman'lar, uğradıkları istilâlann tesirile dillerini yabancı kelimelerden bugüne kadar bile ayıkhyamamışlardır. Fransız ke limelerin! çıkarıp attığmız zaman, geri kalan artıkla İnçiüz'ler birbirlerine meram anlatamıyacak ha'e gelirler, adeta dilleri hrtulur. Alman'Iar için de asağı vukan böyledir. Lâtincenin yeni bir tüvnletîe karsımıza çıkmıs istihalesinden başka bir sev olmıyan fransızca da biitün saf bîr dil değildir. tazyikına ilhammı teslim ediyor: Gelır bu cevvı kebudun serairinde güler Gibi karışık dille bir mısra söyle • dikten sonra: Çocuklufumdaki rü>aya benzıyen gozler Diyordu. Fıuuli'de, Nef'i'de, Nedim'de, Nabi'de ve bir çok eski şairlerde öz türkçeve bu şuursuz dönüşün sayısız izIetini buluruz. Füzuli'nin: Artar elemim bu maceradan İHEM NAL1NA MIHIIMA Sonradan gelen akıl! 1 İkinci mücadeie d~vresi dün gece başladı Paris 4 (A.A.) Namzetlikler den feragat için verilmiş olan mühlet bu gece yarısı hitam bulmakta j;r. îlk intihap devresinde hüMîmet fırkalarile muhalefet fırkalavı adet 1 itibarile yekdiserine müsevi^ ' Msamafih radikal • sosyalistler hesa bına hafif bir terakki görü'müştüı. M. Tardieu bu aksam telsizîe nesredilecek bir nutukunda intihap mücadelesinin ikinci ve sonuncu perdesini açacaktır. M. Heriot ta yann aksam kif'.ık sirkte bir nutuk söyliyecektir. MecHsin BuJOfünkü rımıarnesi Ankara 3 (Telefonla) Yarın Mecliste askerî. mülkî tekaüt kanu nunun bazı maddelerînin tefsîri, askerî tekaüt kanununun 2 inci mad desine bîr fıkra ilâvesi lâyihaları, bir idam mazbatası. dîvanı muhasebat raporu, münakale lâyihaları, maarif vergisi kanununun 5 incî maddesi nin ilgası, matbuat kanununun 51 inci maddesine bir fıkra ilâvesi, nis beti askeriyeleri katolunan askerî memurlann tekaüt aidatları lâyi haları tnüzakere olunacaktır. Sıhhiye memurları hakkında bir lâyiha Ankara 4 (Telefonla) Seyyar küçük sıhhiye memurlarına mahiye ve rilmekte olan 10 lira hayvan yem be • delinin hayvanla dolasan sıhhiye memurlarına da teşmili hakkında bir lâyiha tanzim olunmuş, Meclise gönde riImUtir. inhisarlar Vekâleti ve barem Askerlik Müddeti Vapurcular şirketi Ankara 4 (Telefonla) İnhisarlar Vekâleti memurlarının diğer memurlar gibî barem cetveline ithalleri hakkın daki lâyiha Meclise gelmiştir. Bu lâyihada tnhisarlar Müsteşarı 2 inci derecede gösterilmektedir. Mssraı, meselâ bir Faruk Nafiz'in aruz vezniîe yazdm»s eserleri içmde bulunsa, dil itibarile bunu hiç yadırga mıyız. Nedim'in: Bari lutfeyle a zalim biricik yüz süreyim Mısraı, yahut ta Nabi'nin: Gönül nammda bir virane olmuş hane kslmıştı' Fakat bütün bu miHetler, dillerini yaMısraı, safiyet itibarile 1932 Türk'bancı tesirlerden kurtarmak için asır lerinin dinlemeğe ve söylemeğe alıştaklardanberi uğraşıyorlar. Biz Türk'ler di lan dilden çok daha bulanık ve karı lîmizi ayık'ama htreketine bigâne mişık mıdır? yiz? Eğer tarihî kökîerini araştıracak Fehmü danısle olur akran icînde serfiraz olursak, meşrutiyetten sonra başladıipnı Diyen Sünbülzade Vehbi, arkasından zannetmekte pek vanıldığımız «sade libeytini şu türkçe ile bithnyor: san» hareketinin bir kaç asırlık mazisi Kira okursa bu kitabı başına taksm çelenk olduğunu göriiriiz. Türkçe her asırda biraz daha sırtındaki fazla ve yabancı Bu misallerin bize kabul ettirdiği en yüMeri atarak beüni dofri'Jtan, sahsiye büyük hakikat sudur ki, asırlardanberi, tini bulan bir dfldir: Her dil gibi; ve adOimizin üstünde yabancı fırhnalann yaptığı büyük çalkantüara, anafor sırlardanberi süren bu ayıklama ha lara ve dalgalara rağmen, millî şüur gene reketin<» raçmen hâlâ karısık bir dilse, arada bir suyun üstüne çıkıyor, AraD ve bunu beynelmilel zarureüerde aramak Acem tesiri altında en çok kalan divan lâzımdır, gene her dilde olduğu gibi. sairlerinin eserlerinde bile öz türkçe ile Türkçenin asırdan asıra değil, hatta yazılmıs bir çok parçalara tesadüf ediseneden seneye, aydan aya, belki de yoruz. Demek ki bu millî istiyak, yagünden güne ayıklandığı ve ancak dil bancı tesirlerle asırlardanberi kavga hau tiryakilerinin seze ileceği bir farkla her lindedir. Nitekim edebî eserlerimize tagün biraz daha özünü, mayasını bulduğu rih sırasiîe bakılınca Türk dilinin gittikçe muhakkaktır. sadeceleşt:?ine hiç şüphe kalmaz. Bu hâkidanı fenanın karardı her şekli Türkçenin karışık bir dil olduğunu Mısraını söyliyen Süleyman Nazif, düşünerek millî cesaretlerini kaybedenonu takip eden mısrada ne kadar Türk' lere teselli vereîim: Her dil karısıktır tür: ve türkçe de her dil sribi öz kaynaklarına doğru büyük bir iştahla uzanmaktadır. Gozümde kalmadı yer, gök, batar, çıkar, PEYAM\ SAFA glderim! Hamiş: «Bir talebe kariiniz» imzasile Sade lisanın en müsamahasız aleyhaldığım değerli mektuba ilk fırsatta cetarlarından biri iken, Süleyman Nazif vap vertnek istiyorum. bile, şuursuz olarak, cemiyetin büyük «Türk'ün akh sonradan gelir» diye bir darbı mesel vardır. Ben, bunu, Türk'Iüğün hor görüldüğü saltanat devirlerinde uydurulmuç bir söz telâkki ederek kızardım. Fakat ramimî olmak için şunu da itiraf edeyim kî kendi hayatımda, bir çok defalar aklım sonradan başıma gelmişlir; yani iş işten geçtikten sonra . Maamafih darbı meselin pek te yabana atılamıyacağını gösteren hâdiseler yok değildir. Bakınız, Bursa Belediyesi 45O bin lira sarfederek asrî bir hamam yaptırmış, hamamın binası, her şeyi mükemmel imis, fakat suyu yokmuş. Şimdi su bulmağa çaltşıyorlarmış. Hamamı yaptıranlarm aklı sonradan gelmeseydi, adı üstünde, ha mamın evvelâ suyunu düşünür, temin eder. sonra binasını, havuzunu, banyosunu, kurnasını, duşunu, soğukluğunu ve soyunacak yerlerini yaparlardı. Ayni hâdise, ayni şekilde Uşak şeker fabrikasının da başına gelmemiş miydi? Fabrika yapılmıs, fakat muhtaç olduğu suyun tedariki önceden düşünülmediği için epey müddet isliyememiş, su bulmak için uğtvşı) mış, fazla fazla paralar sarfedil misti. Fabrikayı, yapanların aklı eonradan gelmeseydi, elbette suyu bol bir yerde yaparlardı. Gene Sinop'ta yapılan kibrit fabrikasında da, aynî değilse de bun lara benzer bir vaziyet hâdîs oîmadı mı? Sanki koca Türkiye'de hiç boş yer yokmuş gibi götürüp fabrikayı toprağı çürük olan bir yerde yapmadılar mı, sonra da terketmeğe mecbur olmadılar mı? Bu fabrikayı /apanların aklı sonradan gelraeseydi, fabrikamn bina edileceği yerin toprağının sağlam olup olmadığını onceden tetkik ettirmezler mi irfi? Hele, Bursa gibi sıcah soğuk her ti'«Jü suyu bol bir yerde, susuz hamam yaptırmak ve sonra su aramak herkesin kolay kolay yaoamıyacsğı bir şaheserdir. Ankara 4 (Telefonla) tk $ tisat Vekâletince Seyrisefain i Lise ve Darülfünun me diğer vapur kumpanyalarımn vapurlarına kıymet konarak zunları için... bir şirket teşkiline dair yapılan tetkikat bitmiştir. Bu hu Ankara 4 (Telefonla) Meclise susta hazırlanan lâyiha İsmet gelen bir lâyihaya göre her sene yokPş. Hz. nin avdetlerinde Heyelama neticesinde asker edüenlerden tam devreli lise ve muadilleri He i ti Vekilede görüşülecektir. f yüksek derecede meslek mekteple rinden mezun olup askerî ehliyetnamesi oîmıyanlar kıt'ada ve sefainde 6 ay, mektepte 6 ay ve zabit vekil liğinde 6 ay olmak iizere cem'an 18 ay hizmet göreceklerdir. Bu mezunlardan askeri ehliyetnamesî olar>lar 3 ay kıt'ada, 6 ay mektepte, 6 »y zabit vekilliğinde ki cem'an 15 ay hizmet edeceklerdir. Darülfünun ve yüksek mektep Ierden mezun olup yüksek askeri ehliyetnamesi bulunanlar kıt'ada as kerlik yapacak, mektepte 6 ay, zabit vekilliğinde 6 ay hizmet göre ceklerdir. Ankara 4 (Telefonla) Meclise gelen bir lâyihaya göre sımf VR hizmet senesî gözetilmeksizin kara, deniz, hava kuvvetlerinde istihdam oIunan bilumum onbaşılara 50 ku • ruş, efrada da yirmi beş kurus maa* ve. ilecektir. Veraset ve intikal vergisi talimatnamesi Ankara 4 (Telefonla) Veraset ve intikal vergisi talimatnamesi Heyeti Vekileden çıktı. Atina ve Pire Ankara'ya yeni bir heyet Mübadillere bugün tevzi Ticaret mümessilliği Yunanistan ile ata başlanıyor gidecek Gayrimübadiller cemiyeti idare heyeti dün bir içtima aktederek bu ay içinde toplanacak kongre ruznamesi ile bonolar mes'elesi etrafında müzakeratta bulunmustur. Cemiyet reisi Celâl Bey, içtima hakkında bir muharririmize sunları söylemiştir: « Kongre bu ay içinde m'ikat edecektir. Kongrenin usulen ilânından on beş gün sonra toplanması Iâzım geldiği cihetle simdi ruznameyi ve kongre tarihini ilân edeceğiz. Ayin yirmisîne doğru da toplanacağız. tçtimada kongre ruznamesini de hazırladık. Ruzname, heyetimizin bir senelik icraatile Ankara'ya giden heyetin bonolar mes'elesi etrafın daki faaliyetinden ve yeni bir îdare heyeti intihabından ibarettir. Kongrede, ayrıca faizli bono ihracı mes'elesi için hükumet nezdinde teşebbüsata devam etmek üzere salâhiyettar bir heyet te intihap edi lecektir.» MUbadil muhacirlerin uzun müddettenberi bekledikleri bonolar dün İstanbul Vilâyetine gelmistir. Mu hacirler bugünden itibaren Vilâyet İskân Müdiriyetine müracaatle bonolarını alabileceklerdir. Bu bonolar üç kısım üzerine ya pılmıstır. Bir numaradan üç numa raya kadardır. Hiç mal almamış o lanlara bunlardan üç numaralısı, istihkakının nısfından az mal almış olanlara iki numaralısı, istihkakımn nısfından fazla mal aimış olanlara bir numaralısı verilecektir. tstanbul'a bunlardan on altı bin tane gönrferilmiştir. Fakat her biri bir veya müteaddit ailelere attir. Bunların kıymeti bir milyon liradır. Tevziat bugün Vilâyette ve Nü fus müdürlerile Defterdarlıktan gön derilecek bir memur huzurunda icra edilecektir. Bonoları alanlar hazirandan iti baren müzayedeye çıkarılacak miibadil emlâkinin müzayedesine isti rak edebileceklerd'ir. Bonoların gelmesi mübadiller arasında memnuniyeti mucip olmustur. Evvelce mal almıs iken bu malları istirdat edilmiş olan mübadillere eyrıca hazine bonosu verilecektir ki bu bonolarla bütün müzayedelere 'ş tirak edilebilecektir. Gayrimübadiller Bonolar geldi Millî Mudafaa siparişleri ve kontenjan Belediye Memurları Yeni tekaüt kanunundan istifade edemiyorlar Ankara 4 (Telefonla) Mecliste teşkil olunan Muhtelit Encümen belediye memurlarının yeni tekaüt kanunundan istifade edemiyeceklerine karar vermiştir. Bu husustaki tefsir fıkrası şudur: 10 nisan 930 tarihli belediye kanununun 103 üneü maddesinln son fıkrasında yazılı olan mülkiye tekaüt kanununun gayesi işbu kanunu nun mer'iyeti zamanında miUkiye memurları hakkında hükmü cari o lan tekaüt kanununu istihdaf et mektedir.'* Ankara 4 (Telefonla) Ma'iye Vekâletince Meclise şöyle bir fıkra teklif edilmektedir: «Alelitlak ağır hapis cezasına veya hırsızlık, emniyeti suiiatimal, sahtekârlık, dolandırıcıhk, yalan Ankara 4 (Telefonla) Millî Müdafaa Vekâletince sipariş edilen alât ve edevatın kontenjan harici tutulması Heyeti Vekilece kararlaşhrılmıştır. Ankara yollarının malzemesi Ankara 4 (Telefonla) Ankara ve civarı yollarının asfalt olarak inşası için müteahhidin getireceği malzeme kontenjandan istisna olunmuştur. Sivas'ta şeker ve kahve buhranı Onbaşı ve nefer mocaşları Törk isvıçre ticaret muahedesi Bern 4 (A.A.) Türk lsviçre ticaret muahedesinin musaddak suretleri bugün teatî edilecektir. Bu muahede 12 mayısta mer'iyete girecektir. yere sehadet, yalan yere yetnin, suç tasnii, iftira, irtikâp, irtisa, ihtiiâs cürümlerinden biri ile 6 aydan fazla hapis cezasına veya alelitlak 5 seneden ziyade hapis cezasına veya asgarî haddi 1 seneden aşağı olmıyan hapis cezalarını mucip cürümlerle muhtelif müddetlere mahkum olan memur ve mütekaitlerin tekaüt hak ve maaşları sakıt olur.v litlerine, bu ham elmaslardan biri ne rasgelinirse: «Efendi dur!.. Da ha ilerisini bırak! Hadi bize bir basak kurutma makinesi ver!» de melidir. Filân Peygamberin aya ğından düşmüş diye bir murdar a yakkabıyı, başımızın üstüne koyar, taşırız. Filân azizin çenesinden düşmüştür diye bir takım kılları ağzimıza götürür, operiz. bunları yaparız, an'ane olan böyle şeyleri bi • liriz, elimizden bu maskarahklar gelir; emeklerimizi böyle şeylere ve • ririz. Ve nihayet meselâ Fransa'mn başlıca şehirlerinde halk san'atinin tarihi ve asrî kıymeti hakkında tktitaf ve iktibas yol!arile makale ler vücude getirebiliriz! Bir gün aklıma esti, bu iktisatçılarımızdpn bi • rine, şu Vorohiiof'a Fransa'dan ba • na yirmi şehir saymasını rica ettim. Ne oha beğenirsiniz? Yirmi rakamlnı tekmillemek için bu iktisatçımız, yedi aekiz senesini Fransa'da ge çirip maliyenin her türlü tatbikatınl eyaletler teşkilâtında da takip etmiş Sıvas 3 (Hususî) Sivas'ta şe ker, kahve ve cay buhranı şiddetle hüküm sürmektedir. Şehirde mevcut mal yoktur. Alâkadar tacirler tktisat Ve • kâletine möracaat etmişlerdtr. Mazaf fer Metruk emval hakkmdaki ihtilâf Ankara 3 Muhacir ve müba dillere Rum ve Ermeni emvali metrukesi tahsis edilmişti. Bunların eski sahiplerinin hazineye olan borçla rından dolayı maliye bu gibi emvalin istirdadına teşebbüs etmiş, bu yüzden Dahiliye Vekâleti ile ara • sında ihtilâf çıkmıştı. Suravi Devlet eskî borçların terkini kaydı lâzınt geldiğine karar vererek ihtilâfı Dahiliye Vekâleti Iehinde halletmiştir. olan şu genç alâmemiz araya MortFermeil'i de kattı. Bu nerede di yince, Fransa'da olduğunu, bunu Pol do Kok'un bir romanından ha tırladığmı söyledi Bir hatıramdan daha bahsede ceğim. Bir gün tüfeğim omuzum • da, köpeğim yanımda bir ormana gîrdim Demek avcısınız? Biraz nişan alırım. Ormanın bir küşesinde bataklık varmış, su çullüğü bolmüş, oraya gidecektim. Orman oduncular tarafından satın alınmıştı. Adet olduğu üzere oraya hesap kitapları ve memurları içün kulübeler yapmışlardı... Bakındım, kapınm eşîğinde genç bir memur duruyor; yalnız başına kalmış, esniyordu. Bataklık nerede ? Çulluk var mı? Diye sordum. Eline bir ruble tutuşturmusum gibi, büyük bir memnuniyetle, (buyurun, buyurun!) dedi. Meşhur, emsalsiz bir bataklıktır. Orada olmıyan yabani kuş siyasî münase betlerimiz ka dar iktisadî muamelelerimizin de sıklaşması esası nazari d"ik kate alınarak tktisat Vekâletin ce bir Atina Pire ticaret mümessilliği ihdas olunmus ve bu mümessilliğe gazetemizin sabık K\yvıetü iktisalçılarıtahrir erkânın mızdan Halü Mithat B. dan tktisat Vekâleti haricî ticaret müdür ve müşaviri Halil Mîthat Bey tayin olunmuştur. Halil Mithat Bey iktisadi mesailde vukuf sahibi olduğu kadar çahşkanlığı, vazifeşinaslığı ve dürüstisüe de temayüz etmiş bir şahsiyettir. Ayni zamanda fransızca, ingilizce ve italyancadan maada yunancaya da aşina olduğu gibi gittiği memleketi de rek yakından tanımaktadır. Kendisir.e yeni vazifesinde muvaffakiyet dile • riz. Bir keşif NewHaven 4 (A.A.) İngiliz • Amerikan heyeti Filistin'de Athouet yakınında 3 îskelet meydana çıkarmıştır. Mütehayyiz antrepoloji âlimlerinden M. Neanderthal bu keşfi tarihin en mühim keşiflerinden addetmekte ve bu iskeletlerin bes bin sene evveline ait olduğunu söylemektedir. atılıyordu. Adetleri üzere kızıyor, menf i f ikirler saçıyor, ezcümle evlenmenin aleyhinde bulunuyordu. Bir takım saçmalara istinat ve fiklerinde inat ve ısrar ediyordu. Bazı deliller irat ettim. Duvara hitap etmek daha faydalı olurdu. Yo. la getirmekten ümitsizlik duydu^um bir sırada aklıma bir şey geldi. Mü saade buyurursanız, dedim, • böyle toylara karşı hürmet elfazi kullan mak müfit olur size bir mülâhaza dermeyan edeceğim. Beni hayrete düşürüyorsunuz. Tabiî ilimlerle te vaggulünüz var. Halbuki şimdiye kadar şu hâdiseyi nazari dikkate al • mamıssınız: Av kuşları, avla yaşı yan bilcümle hayvanat, et yiyon, yağmakerlikle gecinen bütün vahşi hayvanlar.... kendilerini beslemek î çin çalıştıkları gibi yavrularına yiyecek getirmek için de çahşırlar... Siz, insanları da bu hayvanlar ada • dına sokuyorsunuz değil mi ? Mabadi var, isveç grupunun gstirttiği malzeme Mahkum memurlann tekaüdıyesi Ankara 4 (Telefonla) İsveç grupu ve Alman sanayi konsorsiyomu tara fından getirtilecek 509,000 liralık malzemenin kontenjandan istisnası Heyeti Vekilece takarrür etmistir. Heyeti Vekîle toplandı Ankara 4 (Telefonla) Heyeti Ve kile bugün toolanarak vekâletlere ait muhtelif islerle meşgul oldu. yoktur. O kadar çoktur, o kadar boldur ki insan ne yapacağını şaşırır ka'ır..^ Dediği yere kadar gittim. Orada yabani bir tek kuş bulama dım, çün'.ü bulamazdım, çünkü gölün kendîsi de bir çok sene evvel kurumuş! Peki, hiç bir meziyeti yoksa, bari bu yalanı söylemesin? Tüccar seyyar memuru da bu, iktisat ma Iiye mütehassısı da bu, daima pa lavra. daima yalan, dolan içindeyiz!.. Litvinof cevap vermeğe lüzum görmeden tebessüm ile iktifa etti... Şu iktisatçı geçinenlerimizle bir münakaşaya giriniz. Mevzu içtimaiyatın hat mes'elelerine dair müsbet bir madde halinde de değil, ana hatlar üzerinde, bir münakaşa. Prrr, kanatları çözülmüş bir kuş gibi derakap uçarlar. Fakat bir gün bu kuşlar • dan birini kuyruğundan yakaladım. Bunun için mükemmel bir yem kullandım. Karşıma bu züppelerden biri çıkmıştı. Ortaya muhtelif mes'eleler CUMHVRlYET'm tefrikası* 35 DUMAN Muharriri /. Turffeniyef Mütercimi Hayâar Rifat zahir bizde daha sağlam, bir dört çıkarıyorlar!.,. Canım dünya umumî sergile rine bir şeyler yollamıyor mıyız? Av» rupa bir çok şeylerini bizden almaz mı? Evet alır, ham maddeler alır. İyi bularak aldığı bu ham mevadın i yiliği ne iğrenç sebeplere müstenit olduğunu bir düşünün. Domuz kılIarımız en meşhurdur, çünkü uzun ve kuvvetlidir; halbuki bunlar an cak zebun, zayif domuzlardan çı • kar. Derilerimiz sağlam ve kalın olmakla çok meşhurdur; bunlar ancak zayif, natevan ineklerden alınır. Donyağlarımız, içyağlarımız pek makbuldür, çünkü onu yaparken i • çinde lop et parçaları bırakmışız dır. Hem bu tafsilâta girmege ne 1Uzum var? Siz, fennt tatbikat ile meşgul bir zatsınız, siz bunları benden iyi bilirsiniz; umumî hatlarla Rus istidadından bahsolunur; hal • buki büyük çiftlik, arazi sahipleri ortadadır. Demetleri fırınlara at • madan kurutacak bir makine bu lunamadığından hâlâ asırlarca evvel tatbik edilen usul revaçta bu lunuyor; bu fırınlar pek çok bozu yor ve yakıyor. Mal sahipleri inli yor, ne çare, elde buna mahsus makine yok. Neden yok? Neden ol maıın? Yoktur, olmaz, çünkü Almanya'nın böyle bir ma • kîneye ihtiyacı yok. O buğdayını daha ratip iken döğer; bu sebeple düşünmeyîp böyle bîr makine icat etmeye lüzum görmemiş; onunla meşgul olmamış; zihni asıl kendine lftzım olan şeydedir! Bize gelince, bîzde böyle istidat yoktur. Bugünden itibaren her nerede mucit. muhteri, vms'tt halini alan dabi Uk •

Bu sayıdan diğer sayfalar: