Cumhariyet 10 Nisan 1932 Güler yüz, tatlı dil Aman kızım, şu hale bak... Odanın içi bakılacak halde de ğildi. İskemleler sağa, koltuklar sola çarpılmış, yastıklar yerlere atılmış, vazolar kırılmış, tablalar dökülmüş, ayna boydan boya kırılmıştı. Masa, Nasrettin Hocanın tam açlığa alışacağı zaman mortuyu çeken merkebi gibi, dört ayağını havaya dikmiş, sırtüstü yatıyordu. Tavandaki elektrik avizesinin bir lâmbası bin parça olmuştu. Mürüvvet Hanım kapmm eşiğin de duraladı, sonra bu azira felâketin tesiri altında sendeliyerek kapının pervazına dayandı. Kızı Atifet söyliyecek tek söz bulamadı. Hayratle başını salladı ve sa • dece mırıldandı: Babamm işi... Mürüvvet Hanım doğruldu: Evet, babanm işi... İşi değil marifeti. Ne adam bu, Yarabbi sen bilirsin, ne adam bu!.. İnsan değil cana • var... Doğrusu bugün beni korkuttu. Yirmi senedir onun hiddetine, sid detine alıskınım. fakat bugünkü ha • Hni hiç görmedim. Buçün adeta deli oldu... Evet. baban çıldırdı kızım, bu muhakkak! Cabir Beyin hiddeti dillerde des tandı. Ona daha mektepte iken «Ayı Cabir» derlerdi. İriyarı, kalın çatık kaslı, dik bakıslı. nemrut yüzlü bir adamdı. Gülmezdi, dis gıcırdat'v'dı. Gülümsemezdi, yüzünü eksitirdi. Konusmazdı. homordanırdı. Abus bir suratla anasımn memesini emen çocuk ne ise, masasının başına kükre meğe müheyya arslan gibi çalışan adam da o idi. Mahalle halkı bile feryada, hay kırmağa, tepinmeğe, velhasıl gürül tü patırtıya alışmışlardı. Ses du • yuldu mu. konu komşu söylenirlerdi: Cabir Bey gene cilveye başladı... Fakat o günkü cilve her za mankinden «edit olmuştu. Sebebi kızı idi. Atifet: Baba, ben evleneceğim! Dedi. ' birini seviyorum. ! Cabir Bev evvelâ yıldırımla vurul; mu«a dönd". sonra evin icine yıldı rımlar yağdırdı... Ktzı birini sevsin, ı evlenmeğe karar versin, bunu ana sına söylesin d«», kendisine en son, her sey OIUD bittikten sonra haber versinJer!.. İste bu kepazeliğe ta hammiil edemezdi. Adeta kudurdu. Atifet babasmın hiddetine, ku durukluğuna ehpmmiyet vermedi, arzusunda ısrar pXli. Cabir Bev havkırdı: O herif elimin altma düsme sin! Atîfet cevap verdi: Onu seviyorum. Cabir Bey eşyaları devirdi, odanın icini yangfin yerine çevirdi: Gebertirim onu! Ve kapıyı çarparak çıkıp gitti. Kocasının arkasından Mürüvvet Hanım derin bir göğüs geçirdi.. Kızının çenesini okşadı: Sen Cemil'e varamıyacaksın kızım. Varacağım anneciğim. Ev temelinden yıkılacak de sene... Ne olursa olsun. Ben istikbalimi, saadetimi müdafaa ediyorum. Sen yirmi senedir boyun iğmişsin. Ben iğemem. Düşündükçe beynim duru tahammül ettin. hammül ettin. Ne yapayım... Kader... Evden top güllesi gibi f ırlıyan Cabir Bey, kendini kaldırımda bulunca nefes aldı. Parka kadar uzandı. Boğaz'a nazır bir yerde oturdu. Lekesiz, durgun bir nisan akşa mıydı. Berrak bir günes, Sarayburnu akıntısmın köpükleri ile oynuvordu. Herkes sakindi. Kalplerm iyiliği gözlere vurmuştu. Kuşlar cıvıl cıvıl ötüyorlardı. Havayi nesimiyi saf bir saadet kaplatnıştı. Cabir Bey şapkasını çıkardı. AI nınm terini sildi. Hiddet onu harsp etmişti. Oh!.. Hayat ne güzel şeydi. Yaşamaktan daha büyük zevk ola mazdı... Biraz ötede dört beş kızın kahkahası, ikî üç genç erkeğin ses lerine karıştı. Cabir Bey içini çekti. Hayır, hiddet insanın tabiî hali olamazdı. İnsanın beyni mütemadiyen lâvlar fıskıran bir vanarda* deeMdi... Biraz rahat edebilseydi. Huzura. sükunA, iviliğe ihtiyacı vardı. Cabir Bey, burun deliklerini aça rak doğruldu. Bu ihtiyacını nasıl tatmin ede cekti?.. Bu zamana kadar hiç kimse onun bu derdine derman bulmamıştı. Hiddet, onun içinde bir çibandı. Hiç kimse bu çibanı usuletle, güzellikle deşmemişti, temizlememişti. Beni kim tedavi edecek, beni bu hiddet derdinden kim kurtaracak?» Diye inledi. Filvaki hiddetinden Cabir B. kendi de müşteki idi. O anda, bu derdi tedavi edemiyorlar diye, beseriyete lânet etti. Yavaş yavaş ortalık kararıyordu. Kalktı, Parktan istemiye istemiye çik. tı. Fakat kapının önünde duraladı. I Omuzlarnu ?crdi, fSfstinti dışan ! doğru kabarttı, yumrukluarını »ıktı. . O herife varmıyacak! *** Evinitı önüne geldiği zaman, birinin kapıyı çalmak üzere olduğunu gördü: Ne istiyorsunuz efendim? Cabir Beyi. Benim. Ya... öyle mi?.. Müşerref ol dum... Bendeniz.. Cabir Bey, zairi îçeri aldı. *** Sebebi ziyaretinizi anlatın bakalım. Dik dik, kançanağına dönen göz Ierile muhatabının suratına baktı. Bu, ufaktefek, sarışın, narin ya • pılı bir gençti. Hafif bir tebessüm yüzündeki sâfiyeti bütün bütün ma sumlaştırıyordu. Müsaade ederseniz, evvelâ kendimi takdim edeyim: Cemil bendeniz. Cabir Bey kaşlarını biraz daha çattı: Tanımıyorum. Cemil hürmetkârane iğildi: Kerimeniz hanımefendi ile evlenmek istiyorum da... Ne? Bu «ne?<> brovning tabancası gibi patladı. Gözlerinden alev fışkırdı. Titriyerek yerinden kalktı. Cemil çülümsedi. Cabir Beyin koca vücudünün bütün kanı başında toplanmıştı. Diş Ierini çtcırdatarak sordu: Ha... Demek sensin? Evet efendim, bendenizim... Sesinde tereddüt, halinde mah cubiyet, vakarında sahtelik yoktu. Güler yüzîe munis sesle cevap vermişti. Bu sadelik karşısında Cabir Bey dopmu' ?ibi kaldı. Cemil devam etti: At.fet Hanım bugün zatiâlinize bahsedecekti. Artık müstakbel ka ymped<»rimi tanımam zamanı gel misti. Daha fazla gizlenmem mana sız olacaktı. Bunun icin cesaret edip kapınızı çald>m. Birdenbire şaşır dınız. Bunu görüyorum. Fakat ayni zamanda beni sevmeğe basladığınızı da anlıyorum. Tesekkür ederim. Gelecek ay yirmi dördümü bitireceğim. Namuslu bir ailenin yegâne evlâdı yım. önümde acık ve parlak bir is tikbal var. Kerimeniz perestis edile | cek bir kız. Bendeniz de kendisinin İ perestiskârıyım. Birbirimizle anlaş tık. Ben munis, iyi, zeki, mütevazi bir gencim. Kızınızın mes'ut olaca ğına şüphe etmiyiniz. O çocukları se j viyor, ben de seviyorum. Bir çok çocuŞumuz olacak... Cabir Bey, ayakta, burmından soluyarak, güçlükle nefes alarak, felce uğramış gibi duruyor, söz söyliye miyor, ağzını açamıyordu. Nihayet homurdandı: Bu ne küstahhk! Hakkınız var. Genç bir kızla gizlice görüşüp anlaşmak pek doğru bir hareket değil. Fakat siz vyi bir adamsınız. Bize hak veriyorsunuz... tyi bir adam mi idi? Onlara hak mı veriyordu? Gürledi: Sana benim kim olduğumu söylemediler mi? Söylemelerine ne hacet... Dünyanın en iyi adamısınız!.. Ya?.. Evet... Filvaki biraz haditsi niz. fakat hiddetli olmak fenalığa delil değildir. Cabir Bey masaya bir yumruk indirdi: Sen ne söylüyorsun be... Ben dünyanm en f ena, en kötü huylu a damıyım ve beni bu huydan kimse vaz geçiremez. Cünkü ben fena adam olmak istiyorum. Cemil sükunetle başını salladı: Hayır beyefendi, hayır, dün yaya Atifet Hanım gibi bir kız ge tiren zat, fena adam olamaz. Atifet Hanım şribi bir kızın babası kötü huylu olabilir mi? Buna imkân yok. Cabir Bey sarardı: Çık dışarı, git buradan, elimden bir kaza çıkacak. Cemil gülümsedi: Anlıyorum. Kızınızı ne derece sevdiğimi tecrübe etmek istiyorsunuz. Muhterem kavmpederim, samimiyetimden nasıl şüphe edersiniz? Birbirimizi nasıl sevdiğimizi tasavvur etseniz... Mayısm on altmcı günü ta • nıştık.. Hava bugünkü gibi güzeldi... Atifet Hanımın üstünde pembe bir elbise vardı... Gözgöze geldik ve birbirimize bağlandık. Atıfet: «Babam razı olursa» dedi. Dedim ki: «Ma demki gönüllerimiz istiyor, elbette razı olacak* hakkım yok mu? Eğer sî zin karsınıza biri çıksa da: Sevdiğin kadını almıyacaksın» dese ne yaparsımz? Cemil sevdanın verdiği talâkatla söylüyor ve şayani hayret değîl mi?.. Cabir Bey de sükunla dinliyordu. Bugüne kadar, insanlarm her haleti ruhiyesî ile karşılaşmıştı. Fakat hiç bu derece safiyet görmemiş, böyle bir samimiyete şahit olmamıştı. Uzun bir müddet Cemil'e baktı. Dört beş cümle ile kalbini tedavi eden trenci tepesinden tırnağma kadar süzdü... Sonra damarlarındaki kanın gene hiddetle kaynamağa başlıyacağmı his!««»dJnce odadan cıktı, odasına kaVapısını kiiltledi ve yatağına başını yastıklarmın aratı Günün eğlencesi Dünkü bilmecenin halledilmiş şekli 1 İNCİR, 2 LÂNE, 3 KAYIK, 4 BÜLBÜL, 5 AĞAÇ, 6 HAVA, 7 AHIR, 8 • RÜZGÂR. (İLKBAHAR) Rusya seyahati Başvekil ile beraber kim Sipahi ocağında atlı yarışlar ler gidecek? tertip ediliyor Bu akşamki program İSTANBUL: 1200 m. 18 Gramofon 19.30 Bedayii musikiye heyeti 20,30 Millî iktisat ve tasarruf hakkında Mediha H. tarafından bir hikâye21 Kernal Niyazi B. ve arkadaşlan 22 Stüdyo tango orkestrası. 1 Perrera 2 Yira Yira 3 Albandonada 4 Ta voix 5 Garufa 6 Aucencio. VİYANA: 517 m. 16,35 Viyana musikisi 18,40 Akdeniz'de bir seyahat (konferans) 19,05 Piyano konseri 20,05 Hayvanlara dair konferans20,35 Tefrika 20,55 Havadisler 21,05 Orkestra konseri 23,25 Berlin'den nak len: Hafif musiki. BERLİN: 1635 m. 18,30 Konferans 19 Edebî kıraat parçaları 19,30 Kuartet konseri 19,45 Al man halk şarkıları 20,05 Orkestra konseri 23,05 Havadisler Müteakıben hafif musiki Programın sonunda intihabatın ilk anlaşılan neticeleri. BUDAPESTE: 550 m. 17,30 Konferans 18,35 Konser 20.05 Bir saat hafif musiki 21.20 Bir piyes temsili Müteakıben cazbant. BÜKRES: 394 m. 18,05 Muhtelif musiki 21.05 Opera binasından naklen: (Grainou) operası. VARSOVA: 1411 m. 18 Gramofon 18 20 Lemberg'den na kil 18 35 Konferans 18 50 Hafif musiki 20,05 Muhtelif 20 30 Gramofon 20,50 Krakau'dan nakil 21,20 Chopin kor.seri 23.05 Konser 24,10 Dans musikisi. Sipahi Ocağı geçen sene olduğu gibi bu sene de mayısm yirminci cuma gününden başlamak ve üç cuma devam etmek üzere gayet zengin ve heyecanlı bir programla sivil erkek ve hanımlarla zabitana mahsus olarak Ocak karşısındaki meydanda Konkur Hipikler yapacağı haber alınmıştır. Ayni zamanda Nis'ten avdet edecek zabitlerimiz içinde oradaki müsa bakalar derecesinde müsabakalar tertip edilmiştir. Bu müsabakalarm, diğer senelerdeki müsabakalardan farklı, pek heyecanlı olacağı tahmin edilen kudret müsabakalarının ilâ • vesidir. Ankara 9 Başvekil İsmat Paşa Hz. ile birlikte Rusya seyahatine iştirak edecek zevat tasbit olunmaktadır. İsmet Paşa Hz. ne gaybubetleri esnasında Sıhhiye Vekili Refik Bey vekâlet edecektir. Rus sefiri Suriç Yoldaş ta Başvekil Pş. ile birlikte Rusya'ya giA, AN, CIK, Cİ, DAT, DE, İ, İM, decektir. İN, KA, LA, LAK, LE, LEK, LEY, ME, MET, PEK, SA, TA. Gazeteci meb'uslardan başka Sanayi Yukarıdaki hece 1 Umum Müdürü Şefik Bey ve İstanbul leri ikişer ikişer 2 .... gazetecilerinden bazıları da seyahate işyanyana getirip a 3 .... tirak edeceklerdir. şağıdaki tariflere 4 .... Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyin göre birer kelime 5 refakatinde Feridun Bey bulunacaktır. teşkil ettiğiniz tak • 6 .... Mödafaai Milliye Vekâletini temsilen dîrde, baş harfleri 7 erkâni askeriyeden bir zat ta gidecekyukarıdan aşağı o 8 tir. kununca: 9 .... * BİR SİNEMA AR10 .... İsmet Paşa Hz. üe maiyyetindeki heTİSTİ İSMİ yet bir vapurla doğruca Odesa'ya giMeydana çıkacaktır. 1 Güzel kokulu bir çiçek; 2 Kıy deceklerdir. Mezkur heyetin Batum yolunu takip edeceği hakkmdaki şayialar metli bir kumas; 3 Kokusuz bir çiasılsızdır. çek; 4 Midyeden çıkar; 5 • Buket; 6 Kapalı değil, 7 Semavî bir timsal; 8 Yardım; 9 Kaygu; 10 Mevhum bir kus. Bugünkü bilmece Beşiktaş kulübtinün çay ziyafeti Beşiktaş spor kulübü tarafından bugün saat beşte Tokatlıyan otelinde azasına bir çay ziyafeti verilecektir. Çin heyetinden Bir telgrafname Lindberg'in çocuğu NewYork 9(A.A.) NewYork Amerikan gazetesi Lindberg'in ço cuğunu kaçıranlar tarafından talep edilen 50 bin dolar fidyei necatm hali hazırda Londra'da bulunmakta olan binbaşı Echoeffel tarafından Londra bankalarından birine *evdi edilmis olduğunu yazıyor. CUMHURİYET Nevyork'tan verilen diğer bir habere göre Lindberg'in çahnan çocuğu mes'elesî Amerika'da hâlâ günün mes'elesi halindedir. Amerikan zahvtası mesaisinin netice vermediğini görünce /ngilis polisinden yardım istemek mecbu. riyetinde kaîmtş, Londra'daki Statland Yard'ın tamnmış memurlanndan biri Amerika'ya çağırümıştır. tŞarlok Rolms* in bu maruf hemşerisi de elyev taharriyat ic~ rası ile meşgvl buîunmaktadır. Çocuk haftası Hakkında bir lâyiha Ankara 9 (Telefonla) Dabi liye Vekâleti çocuk haftasmda mektuplara bir, telgraflara üç kuruşluk, kartpostallara yirmi paralık Himayeietfal pulu yapıştırılması hakkında bir lâyiha tanzim etmiş, lâyiha Meclise gönderilmiştir. Lâyihanın çocuk bayramından evvel kesbi kanuniyet etmesi beklenmektedir. B. M. Meclisinde Ankara 9 (Telefonla) Millet Meclisi saat ikide Refet Beyin riya setinde toplandı. Divanı muhasebat raporları ile bazı mazbatalar müzakere edildi ve içtima pazartesi gününe bırakıldı. mmm Tötön inhisarı bötçesi Kuyumcular carsısmda meşhur lokantacı Mığır Efendinin zevcesi Akabi Hanım Pamukçıyan vefat etmiştir. Cenaze merasimi pazartesi| günü saat 10 da Kumkapı Ermeni natrikhane kilisesinde icra ve Şişlil Ik b defnedilecektir. Vefat Ankara 9 (Telefonla) Tütün İnhisarı müdürü Hüsnü Bey ve Muhasebat müdür muavini İstepan F.fendi bugün tnhisarlar Vekâleti Müs teşarı Adil Beyle birlikte Tütün in • hisarı bütçesi hakkında tetkik.ıt yaptılar. MAJİK SiNEMASINOA HAŞMETPENAH E6LENİY0R (Son Altesse s'amuse) Zengin ve fevkalâde operet fihnini görünüz. Heyeti temsiliyesi başında: Georg Alexander Trude Berliner ve Lien Deyers. Paris'in son moda modelle • rinin meşheri İlâveten: P.D.C. hali hazır dünya havadisleri " Yeni Gün „ de ••••••••••••••••a Cenevre 9 (A.A.) CeTiiveti Akvam nezdindeki Çin heyeti, Ce • miyeti Akvam kâtibi umumiliğine bir telgrafname tevdi etmiştir. Bu telgrafname, Cemiyeti Akvam tahkik komisyonunun Nankin'i ziyareti esnasında komisyon reisi Lord* Lytton ile icra meclisi reisi M. Ouang Tching ve millî hükumet reisi M. Lin Sen taraflarından irat edilmiş olan nutukların bazı fıkralarının metinlerini Matbuat Cemiyeti kâtibi umumili • ihtiva etmektedir. ginden: Kurban bayrammda cemiyetimiz ta» Bitlis 7 Kaçakçılığa karşı açılan rafından tertip edilecek deniz gezintimücadelenin bidayetindenberi bura sine istirak etmek arzusunda olan aslî da 460,000 defter sigara kâğıdı ya ve mÜ7ahir azanın cumadan başka her kalanmıştır. 1,000,000 defter sigara gün 11 nisan pazar günü aksamma kadar cemiyet merkezine müracaatle i kâğıdı da muhakeme neticesine in tizaren muhafaza altında tutulmak simlerîni kaydet>irmeîeri rica olunur. tadır. Bunlardan başka iki üç gün evvel Muş köprüsü üzerinde 190,000 Gülhane Hastanesi Müdürlüğünden: defter sigara kâğıdı ele geçirilmistir. Gulhanenin 932 senesi sekizinci müsa meresi pazar günü saat (17) de verilecefinden meslektaşların teşrifleri rica olu Paris 9 (A.A.) Hariciye Nezanur. reti, deveran eden bazı haberlere mugayir olarak 6 nisan intihabatının Abdullah Cevdet Beyin konferansi Dr. Abdullah Cevdet B. bugün saat 14 ta Şam ve Hama'da büyük bir sükun içinde icra edildiğini teyit etmek • Darülfunun konferans salonunda, Güs tav Lübon hakkında bir konferans veretedir. cektir. Abdullah Cevdet B. bu konferan sında Güstav Lübon'un hayatını anla tacak ve eserlerini tahlil edecektir. Matbuat tenezzühü Bitls'te tutulan kaçak eşya Gölhane müsamereleri Suriye intihabatı DAMIZLIK LEGORN •••••••••••«••a•••• Yumurtası 10 Memleketimizin en iyi ve mükâîat fca»*" zanmış darruzlıklan ile Avrupa'dan bu mevsim için getirilen damızhkların temi natü yumurtaları Kızıltoprak'ta Kuynbaşı'nda Fener caddesinde 21 numarada DA.V. tavuk bahçesinde çok miisait fiatlarla her gün satılır. Bahçe cuma günleri gezilir. Brahma, Favrol, Plimut, Orpinton, Bres, Fleş, Rot, Vayandot, Legorn cinsleri. Her tarafta HAS1LVT RKKORÜN'L" kiran ve MEVSİV1İN HARIKASI olan filim.. Kadın arıyorum! Türk hanımlarından mürekkep bir demet halinde roman Muharriri: Server Bedi ona filtninde Unutulmaz bir mizansen.. Son moda kostumler ve tuvaletlerr Oüeret krali meshur müellif KALMAN'ın mükemmel musikisi ve elhasıl zatnanımızın mergup yıldızı Önütnüzdeki çarşamba akşamı Dar ağaci dibinde Nemrut Mustafa devrinin Bütün h akikatleri Muharriri: Esbak Dahiliye Naztrt Ebubekir Hâzım | ^ H • • • • • • • • • • «a » • • • » • • • •t i taıııtcBiftattBiıııifliııııımnntııııtııı KATE DE NA6Y LEK'te İki Büyük Tefrika 13 NİS'.N ÇARŞAMBA matinelerinden itibaren • !••••• tıııııı GARAT ve MEG LEMONMIER'nin temsili muhteşemi N E S E V I M L 1 filmidir. Bu çarşamba akşamı BÜYÜK GALA nlarak Kadıfcöy Süreyya sinemasında Süreyya Opereti Pazartesi akşamı ŞATIRZADELER Operet 3 perde Bestekârı: Muhlis Sabahattin Bey na soktu, hıçkırmağa başladı. Atifet ile annesi misafir odasını düzeltmeğe çalışırlarken içeri Cemil girince şaşaladılar: Burada ne işin var?.. Aman git, Cabîr seni görmesin. Cabir Bey beni gördü. Görüştük... Buraya onun müsaadesile gel dim. Mürüvvet Hanımın havsaiast almıyordu: Nasıl oldu?... Anlamıyorum... Bilmem... Geldim, görüştüm... Güzel güzel dinledi. Esasen reddet mesine imkân yoktu ki... Yok mu idi? Yoktu ya Atifet... Mademki birbirimizi seviyoruz... Aşkın kudreti Atifet'in yüzünü güldürdü. Mürüvvet Hanım geniş, rahat bin nefes aldı: Artık evin eşyalarmı yeniliye bilirim... SELÂMİtZZET •ı ELHAMRA SiNEMASiNDA OPERA SiNEMASINDA HERBERT BRENON'un vücude getirdigi en meşhur eser GLORYA'daBu hafta ÇOL MENFiLERi "* ( Les Exiles du Desert) fılmini göreceksiniz. RAPH FORBES LORETTA YOUNG IRENE RICH taratindan temsil edilen bu sözlü ve şarkılı filminin mevzuu fevkalâde garip, esrar ve entrikalar dolu. muazzam figürasyonlu ve hakikî harp sahnelerini havidir. LUGUET CESUR KAÇAKÇi (Monsieur ]e F ü X ) filminde Sahnede: SAİT EDİP, birinci Türk varvete san'atkân. ımMinınınıınniınnnnnıınnıııııınnıııııııiDinnıııınınnıınnııiDMi ••i !• A L J 0 L S0 N Pek MAMMY Filminde yakında : Büyük renkli bir operet olan RASPUTiN Kanlı rahiptir. RASPUTİN kadınlarınşeytamdır Dikkat: M i L T0 N BUBUL'un ÇETESi ( La Bande a Bouboule ) ile Istanbul'a geliyor. RASPUTİN sözlü ve şarkılı bir filimdir. USPITİH fcR ve BtRNH \ RD temsil CONRAD VEİDT CHARLOTTE