10 Nîsan 19*2 Lumhttrtvet Hâmillerle anlaşıyoruz! Saracoğlu Şükrü Bey bugünlerde ye ni talimatı hâmilen Paris'e gidiyor Yeni tesviye şekline göre borç miktarı yüde kırk deresinde azalmaktadır Ankara 9 (Telefonla) 0$ . manlı borçları için Saracoğlu Şükrü Beyin Paris'te yaptığı müzakerelerin neticelerinin devlet anerkezinde tetkiklerine devam olunuyor. Hükumetin bu mes'eleye mümkün olan hal neticesini vermek hususundaki azmi kat'idir. Saracoğlu Şükrü B. in yeni talimatı hatnil olarak üç, dört güne kadar Paris'e azimeti muhtemel bulu nuyor. Eski borçlara ait olarak hüku metle dayinlerin noktai nazarlan arasındaki farklar pek büyük görülmiyor. Ve bunlann dahi izaIesile bir itilâf neticegine varılmaımmıtmnmilIIIIIttllllllllinillllllinilüliniltllttlHnıllı Barııt inhisarı şirketi n i ç i n i n f i s a h etti? Mecliste verilen bir takrir münasebetile yaptığımız tetkikat MC'VAHABEt Jimnastiği ne zannedi yordum, ne imiş? 3 Jünaastik! Bu kelimeyi îlk defa 1882 de GaMasaray'ma yazıldığım zaman işittim. Bakınız hatıra defterimde bu hâdiseyi nasıl kaydetmişim: Gaiatasaray'da geçen sekiz senelik hayatım ebeveynrmin yüzünü ağartacak mahivette âeijldmr. Dersten çok oyvnu severdim. Biraz tembel ve fazkt yara Bu şirkette de Su3îstimalleryapıldı mı? Son günlerde, eski barut ve tnhisarı şirketinde bir çok suiUti maller yapılmış olduğu, şirketin bu suiistimaller yüzünden malî akamete uğradığı hakkında şaylalar çıktı. Hatta bu mes'ele üzerinde Aydın meb'usu Mazhar M''fit Bey Medise bir sual takriri verdi. Barut ve fişek înhisan şirketinde yapıldığı iddia olunan bu yolsuz muamelât hakkmda bir çok şeyler söy • lenmektedir. Rivayetlere göre Fransa'da rövelver fitekleri isminde bir inbisar, bunun da M. Holdin isminde büyük bir hissedarı vardır. Bu M. Holdin Türkiye Barut ve fişek İnhisarı şirketinin hisselerinden kısmı azamını da eline geçirmiştir. Bu suretle barut ve fisek inhisar idaresi, harîçten alacağı fişekler için bu M. Haldin'in tavassutunu temin etmek mecburi yetinde kalmıştır. Fransız hissedar, bizdeki şirketi bu suretle nüfuzu al • tına alarak kendisine (50) paraya malolan bir rövelver fişengini bu idareye 3,5 kuruşa satmağa ve aradaki farkı kendi hesabma kaydehneğe baslamıştır. Bu yüzden M. Holdin pek çok para kazanmış ve evvelce Fransa'daki şirketinin hisse senetlerî (10) silin iken bugün (10) tngiliz lirasına çıkmıştır. Gene ayni adam barutun kilosunu Bulgaristan'dan bir buçuk sene vade ile (30) kuruşa almif ve inhisar idaresüıe (60) kuruşa satmıştır. M. Holdin şirkete getirilen ecnebi azalara da bol bol paralar verdîrmiştir. Ezcümle murahhas azalardan M. Mobey'e ayda (1500) lira maaş tahsis ettirmiştir. Ayrıca M. Kalamari1ye (800) lira verilmiştir. Bundan başka, satışlarda yüzde (10) bey'iye esası kabul olunduğu halde son günlerdeki satışlardan yüzde 3035 nisbetinde bey'iye al mıştır. Bü'lün bunlara ilâveten şunlar da soyleniyor: Fişekler in tanesi Avrupa'da (50) paradır. tnhisar îdaresi bizde (6) kuruşa satıyor. Hariçte barut (30) kuruş iken bizde çok pahalı veriliyor. Bunun için avcılar bir el silâhı an'•ak (12) kuruşa atabilmektedirler. Şirket vaziyeti bozulduğu için taahhüt ettiği (250,000) lirayı son se • nelerde verememiştir. Hükumet şirkete vaktile (1,5) milyon lira ser maye verdiği halde bu paranın yüzde on hesabile faizi olan (150) bin lirayı bile alamamıştır. Dün bu şayiaları Barut tnhisarından tahkik ettik. tnhisar idaresinin salâhiyettar erkânından biri bize şu izahatı verdi: < Şirket muamelitında suüsti mal mevzuu bahsolamaz. Hesapları gayet açıktır. Şirk«t, buhran yüzünden satışlarının fevkalâde bir surette tenezzülü üe çok ziyan ettiği için tasfiyeye tâbi tutulmuştur. Bir kere, M. Moldin diye birisi yoktur. Holdin insan ismi d"eğil, muhtelif işlerle iştigal etmek üzere tesekkül etmiş bir takım sermayelerin vücude getir dikleri şirkete verilen bir isimdir. Hükumet barut ve fişek inhisar şirketini (Oryantal Endostriyel Mo nopoliyes Limitet) şirketi ile müşte • reken vücude getirmistir. Oryantal şirketinin elinde fabrikalar yoktur. Yalnız sermaye vardır. Meclisi idare azalarmdan üçünü hükumet, üçünü de şirket intihap ederdi. Şirket tarafından intihap e dilen azalar da Türk olduçu îçin ecnebi azalara yüksek ücretler verildiği Berlin'de, yahut münasip dif er bir yerde bitirebileceğini söylerdi. îren hissiyatını saklar bir mahluk olmadığından Litvinof ile mütekabil temayüllerini çok geçmeden Prens ve Prenses öğrendi. Buna sevinmediler, fakat ahval ve şerait bunu derakap men ve redde de imkân vermedi. Litvinof zengindi; fakat prenses: Ya ailesi! Ya aüesi! Der, prens şu yolda mukabele ederdi: Evet ailesi!. Fakat furumayede değiller! Zaten Iren'e söz geçirebilir miyiz? Hayır! Şimdiye kadar ne istedî de yapmadı. tnat ve ısrarı malum. Henüz ortada kat'î bir şey de yok! Prens içinde, daha güzel bir lokma beklediğini bir türlü unutamıyordu. tren nişanlısımn gönlü ile beraber akıl ve fikrini de teshir etmiş, delikanlı bu istilâya karşı hiç bir mukavemet göstermemîsti. Litvinof, zehhar, derin, uğuldıyan, çoşgun, affetmiyen bir selin önüne düş sı daha mümkün farzediliyor. Umumî surette yapılabilecek hulâsaya göre eski borçların yeni te«viyesinde borcun bütün miktan takriben yüzde kırk raddesinde tenezzül etmekte ve buna mukabil tediyenin şekilleri ve müddetleri değişmektedir. tleri sürülen iddialar Dörtler konferansının Akametinden sonra... Fransa ve Terld teslihat M. Tardieu radyo ile bir nutuk irat etti Pari* 9 (A.A.) Ajans Havas bildiriyor: Amerika halkina hitaben radyo ile irat ettiği bir nutukta Fransız Basvekili Fransa'nın sulh karşısın daki m^vkiîni izah eylemis ve şu »uretle idarei kelâm etmiştir: «Fransa çok derin bir vatanper verlik beslemekle beraber, beynel milei tesriki mesai zihnivetinî öne siirmek icin lÜ7um1u görü'en bir çok ferfakârlıklar ibtiyar etmîstir. Fransa, valnız mütekab'livet şartile umumi hakera mukavelesine dahil olmuş ve su suretle memleketin bavatî m*»nafiine ve millî izzeti nefse müessir olan tnes'elelerde bile ha kem usuHIe karar verilmesîni kabul eylemistir. Hie stiphesîz, Fransa emnîi selâmet îstivor. Fakat hakkın ihlâline karşı bütün milletler arasında tesanüt tenvnini teklif eder. Fransa, bu tesanüdün tatbîkı icin de ba«kala nna emnü selâmet teminine âmadedir. Nevvork ve Va»i«rton sehirleri Parîs gibi bir çok defalar çiğnenmiş bir hududun 200 kilometre berisinde bulunsaydı, Amerika maden ve fabrikalan simal mmtakası sanaviimiz gibi kuvvet darbelerinin yetisebi Ieceği bir sahada olsavdı Amerika'lılar «emnü selâmett. ten maksarîı • mızın ne olduğunu kolayca anhya cakiardı. Fransa, haru aleynindeki mücadelesinde, hiç kimsenin kacamıya cağı bir kontrol tavsiye etmektedir. Mecburî hakem ve beynelmilel hu • kukun ihlâline karsı olan müeyyedelerin emnü selsmet mes'eleleri ve teslihatın tabdîdi için yegâne çare olduöTma kanidir. Müesryedesiz hakem usulü oiamiyacağı gibi jandarmasız hakem de olamaz. Kuvvetlerin faikiyeti beynelmilel zabıta tarafmdan olmalıdır. Bu bombardıman tayyarelerinin Cemiveti Akvam emrine tahsisi, beynelmilel kuvvetlerin ihd'asının ilk tecrübesi olmalıdır. Millî ordular milis şekline kalbedîleceklerinden, Amerika da tabiî Fransa gibi ihtilâflann mus'ihane halledilmeleri usullerinin inkisa fından istifade edecektir. Mütekabil bir sulh arzusu kar • şısında boyle bir teşriki mesai sekli bulamamak1ı?ımızın imkânı voktur.» İtalyan murahhasmın hususî mükâlemelere devam teklifi de reddedildi Londra 9 (A.A.) 4 ler konferansı, bir taraftan Fransa, îngiltere ve Almanya, îtalya hükumetlerinin noktai nazar ihtilâflan karşısında bir neticeye vâsıl olmadan dağılmış» tır. M. Von Bülow, Almanya'nın Tuna p';Tnrük birliŞînin îltizam etmekta olduğu büyük ferfakârlıklara kat • lanamıyaca&ını beyan etmistir. ttalya hükumeti 4 devletle ayn ayn mükâlemeler yarnlmasını teklif etmiş, fakat bu teklif hiç bir ikti sadî teşkilât mevcut olmaksızın kredi verilmeMne imkin olmadığını beyan eden M. Makdonald'ın mubaiefeti karsısmda kabul edihnemistir. Londra 9 (A.A.) M. Flandin, rofakatlnde Fransız mütehassıslan olduğu halde dün saat 15 te Lon • dra'rfan ayrıîmıştır. M. Flandin, Londra'yı terket meden ewel şu beyanatta bulun muştur: « Ban devletlerin merkezî Avrupa'daki vaziyetin vahametini t»kdir etmemekte oldugtmn zannedîyorunı. Fakat Takayiin inkisafı, bir inhidamın BnUne geçmek icin bir müdahalede btdumnanın âcil bir zaruret o'duğunu «rösterecektir.» M. Fon Bülotv'un beyanatt Londra 9 (A.A.) M. Fon Bülow Cenevre'ye gîtmek iizere akşam üzeri Londra'dan bareket etmiştir. M. Fon Bülow hareketinden evvel Reuter Ajansı mümessiiine vaki beyanattnda dörtler konferansının Tuna mes'elesini büyük mikyasta tav zih etmek ve büyük devletlerin şimdi mes'eienin hangi safhasında bulunduklarını öğrenmelerini temin ey lemek itibarîle bayırlı olduğu fik • rinde buiunduğunu soylemîştir. ttalya hoyetİ i» gitti Londra 9 (A.A.) Dörtler konferansındaki ftalyan heyeti murahbasası bu sabah Londra'dan ayrıl mıstır. M. Grandi dbğruca Cenevre'ye iritmektedir. Avuk?.tların Tasnifi Adliye müsteşarı haberi tekzip ediyor Ankara 9 (A.A.) Mahkemeîerm sınıf ve derecelerine göre avukatlann muhtelif smıflara taksimini gösterir listeler tanzhni bakkında bazı gazetelerde görulen neşriyat iizerine Anadolo Ajansmm bir muhabiri Adliye Müsteşarma müracaat ederek bu bapta malu • mat talep etmiştir. Miisteyar B. in be • yanatı berveçhi atidîr: « Vakit ve Son Posta gazetelerindeki fıkrayı ben de okudum. Bir, iki aydtr memlekete avukatlarmı alâkadar edecek sekillerde asılsız bazı hava • disler neşrolunmuş ve Ajansınız tarafından da tekzip ediiegelmiştir. Tamamen asıl ve esastan âri olan bu bahsettiğiniz fıkrayı da kat'iyetle tekzip edebilirsiniz. Bovle bir tasavvur dahi yoktnr.» Hindistan'da ıngiliz âli komiserine Bombalarla hücum! Allahabat 9 (A.A.) Dün âli komitere ait memnu mıntakaya girmek teşebbasünde balunan müteheyyiç halkı men etmek ve dağttmak maksadile hareket eden polis kuvvetleri halk üzerinde ates açmağa mec j bur olmuştur. Ahali taraftndan htrpala • nan iki hâkim ile iki polis memara ve bomba infilâki neti cesinde de diğer bir polis memaru yaralanmışlardır. tnhisar idaresi ne diyor? Kastellerizo itila.fi tasdik edildi Roma 9 (A.A.) Büyük faşist meclisi Kastellerizo adacıklan hakkındaki Türk İtalyan itilâfname • «ne dair olan raporu tasvip etmistir. yordu. Yavaş yavas toparlandı, ve ne mu gibi arzu edilen şekle gelebilir ve lerle raesgul olduğunu sordu, bu o mütemadiyen şen ve şuh idL vakte kadar vaki bir sey değildi. Küçük kardeşlerine piyano gös • Akşamı, onu o vakte kadar takdir e termeğe başladı. Onlarla fransızca, demediğinden doiayı mazeretler der ingilizce okuyor, ev islerini mühimmeyan etti. Artık her seyin değişti seyordu; artık her şey kendisini mesMuharriri Müterciml ğine dair teminat verdi. Delikanlı gul ediyor, eğlendiriyordu. /. Turgeniyef Haydar Rifat Robespiyer'e meftun bulunuyor, Bazen bir kuş gibi mütemadiyen Oturunuz! Gitmeyiniz, size söy fakat Marat'a da aleyhtarlık edemicıvıldar, bazan da uzun uzun dalgınyordu. Kız cumhuriyetçi ve ihtilâlci liyeceklerim var... lıklar geçirdiği olurdu. Sesinin perdesini daha zîyade în • bir çok güzel nükteler buldu, ortay* Nihayetsiz plânlar kurar, Litvinof anlattı. Bir hafta sonra delikanlı se ile evlendiği zaman, neler yapaca direrek: vildiğini biliyordu... Gitmeyiniz, böyle istiyorum! ğına dair hudutsuz faraziyelere giDelikanlı bir şeyler anlamıyarak Evet, o ilk günü unutamadı, fakat rerdi. onun yanına sokuldu ve ne yaptığmı onu müteakıp günleri de unutamadı. Artık evleneceklerine şüphe yokbilmiyerek elini uzattı. Bugünlerde süphe ve tereddüt etme tu. Delikanlı ona: Kız bilmükabele iki elini birden ge çalışır ve inanmaktan korkardı. Elele verip çalışacağız! uzattı ve delikanlının elini hafifçe Fakat işte o beklenmiyen saadet Derdi; kız da ona cevaben: tuttu, dudaklarını hafif bir tebessüm her gün artıyor, ve her türlU muka Evet, elele verip çalışacağız, ile tezyin etti ve fırladı, gene tebes vemetieri yıkacak bir kudretle iler okuyacağız, seyahatlere çıkacağız! süm ederek odadan çıktı, bir kaç da Iiyordu. Derdi. kika sonra küçfik kardesi yanında oKızın en büyük emellerinden biri Iarak tekrar geldi. Ayni hayatta tekerrür etmesi kabil Moskova'dan mümkün olduğu rcadar Uzun bir nazarla baktıktan son • ve caiz olmıyan saadet şimdi avcı çabık çıkmaktı. Delikanlı daha Dara yanına oturttu. Evvelâ bir şeyler nm içindeydi... rütfünuru bitirmediğini ortaya attığı soyliyemedi, içini çekiyor ve kızart* tren artık kuzu gibi tatlı ve balmu zaman, kız, bir an düsünür, onu CUMHURİYET'in tefrikan: 16 DUMAN En çok sevdigim ders jnnnelrtikti. ; Hiç bir hoca bana dersini i;mns=t k kal dar sevdirememistL Mektebe vazı ilı ğımtn ikmei veya üHmca *ümi bir sabah bir R'ira mubasptr bizi ikiser, îkiser «ırava dizdi. Bahrenin bir kenarmda xemini kum döseli bir sundurmanın içine götürdü. İlk gözüme iüsen tavanda asılr olan salıncaklar oldu. Ba genis sakmda btzi genç, yakssisAi ktmıral bıytklı bir adama teslim etti. (İsmmi sonradan ösrendik, bu zat jimnastik muaHimi Faik Bey urri*). Bizi bir sna yaptı. Karsmuza geçti. Mü«fik nazarlarla heoimizi gözden geçirdi ve sonra sordu: Çocuklar burası nedir biliyor mu. Takrir gahibi Mazhar Müfit Bey somız bakavnn? dedi. dedikodusu doğru değildir. Bunlann Hiç birhniz cevap veremedik. Böyle içinde bir murahhas aza ve müdiri u bir yeri henimiz ilk defa görmüştük. mamî vardı. Şirketin bidayeti te • Şaşkmlığırmz çok sürmedi, muallim: şckkü!Unde buna (1500) lira veri Burası jimnastikhanedir! Burada lirdi. Sonraları maaşı (1000) liraya vücudünüzü işleteceksiniz, Koşup atlıindirîldi. yacaksmız. Şu iplere tırmanacakstnız, Meclisi idare azalarının da hakki şu trapezelerde salianacaksuuz. Uğraşa, huzurları (50) lira idi. Son zaman uğrasa benim gibi kuvvetli olacaksuuz. Iarda bu da (25) Iirava indirilraiş dedi. Hr. Ayda ancak bir defa toplanırlarBu kısa nutkunu bitirdikten sonra, dı. bakınız şimdi size biraz jimnastik yaFişekler, hariçten muhtelif za payım da görünüz, dedi. Tavanda sallamanlarda en muvafık mutedil fiatlar nan halatlardan birine hrmandı. Yükla muhtelif fabrikalardan almmış sekteki salıncaklardan birine oturdu. tır. Yalnız Oryantal şirketi bu işte Sallandı, sallandı, birdenbire vücudünü kumusyonculuk vaziyetini yapmış arkaya atb. Benim de canım ağztma tır. geldi. Düsecek sandon. Halbuki iki yan Hükumet fisek şirketinden senevî taraflardan ayaklannm bileklerindea aidat olarak (257) bin lira alırdı. Bu asıldı kaldı. Oradan indi. İplerin ucupara da (56) şar bin liralık dört tak na bağlı iki demir halkaya asıldı, havasite ayrılmıstı. Barut înhisan da seda bir taklak abp iki ayak iistüne düstü. nede (600) ton esası üzerinden 550 Ben gene halecan geçirdim. Karıırrura bin lira vermekte idi. Yani a*ağı yu geçti. Fransızca kumanda vererek kenkarı kiloya (1) lira dü<üvordu. Fiat di de birlikte yaparak kollanmızı ba • larm bizdeki yüksekliği bu sebep caklanmızı işlettL Bizi biraz koşturdu. . lerden neş'et eder. Fiat mes'elesinde Tanburun sesi bu sevimli ve eğlencefi de şirket serbest de&ildi. Fiat'ar hü derse nihayet verdi. Gene mubassır gelkumetle birlikte tesbit edilirdi. Ev di. Bizi ikiser yapıp götürdü. Ba ders velâ bir komisyon tesekkül eder, muh tam benim mizacıma uygun gelmişti. telif esbap ve şeraiti tetkik ederek Haftada iki gün bizi oraya götürüyorlar. fiatları tanzim eylerdi. Ben her gün onun. hasretİH çekiyordum: Hariçten fi«ek ve barut müSayaası Kâske bütün dersler jimnastik, bütün burada fabrikalar yapıhncıya ka • hocaUr bir Faik Bey olsa diyordum. dar, takriben üç sene devam etmiş, Bir kaç ders sonra hocamın dikkatînl ondan sonra bir şey alınmamıstır. celbettim. Her gösterdiği marifeti akŞirketin ziyanmın sebeplerinî su rakamlarda bulabiliriz. Barut înhisa ranlanmdan güzel yapıyordum. Ufacık boyumla bir cambaz yavnısu gibi iu rı ilk mukavfle ile senevî (600^ ton barut satacak, hükumete resnvni ve lerin tepesine çıkıyor. En tehlikeli hü recekti. Bu olmadı. İkinci bir itilâfna nerleri yapmağa beves ediyordnm. Sene sonunda tevrii mükâfat merasimi yame ile bu miktar (400) tona indiril d'"i halde bu da satılamadı. Satıslar pıldı. Bütün aileler davet edildi. tm tihanlarda birinci çıkanların isimleri o927 senesinde 435.5. 928 sen^sinde kundu. Bu çalıskan gençler davetlilerin 538.5. 929senesinde 707 ve 931 se alkışlan arasmda yaldızlı kitanlarmı alnesinde ise 362,5 tondur. Görü'ü yor ki şirket son senede çok az satmış, dılar. Doğrusu mükâfat alanlara k:s kanmıstım, bir haset hissi ile dalmış bafakat ikinci itilâfname ahkâmı mu • kı yordum. Numaramla ismhnin okuncibince hükumete (400) ton üzerin ması bana uykudan uyanır gibi bir tesir den inhisar r«»smİT!İ vermistir. Fişet şirketi de 928 senesinde 11, yaph. Evet! Okunan benim nomaram ve benim ismimdi. 929 senesinde 13, 930 senesinde ise (7) milyon fişek satmıstır. Jimnastikten birinci çıkrmştım! Kurmızı ipekli kurdelâ ile bağh yaldızh Bu sebepten fisek şirketi 7580 kitabı alırken yaslı başlı kimseler gü bin. barut sirkeM de (500) bin lira zarar etmUtir. Bunlar hak<kî rakam lüşerek beni birbirlerine gösteriyorlarlardır. Dediğim gibi suiistimal ha • dı. Sevine, sevine koşa, koşa eve geldinr, ve daha sokak kapısından: beri vanl»«tır. Her iki şirket buhranın da tesirile utndukları satışları Anne! Müjde! Müjde! Birinci çıkvapaırnva'ak z?rar etmislerdîr.» bm, bak yaldızlı kitap aldım! dedim. Zavallı anacığım neye uğradığmı şaBarat sirketi heyeti amnmivesi şırdı. Bütün sene mektepte cezadan başBu ayın on dördüncü perşembe ka bir şey almıyan, izin günlermde evgünü barut ve av fisekleri inhisar şirketlerinin senelik heyeti umumiye de bir defa olsun kitap açmiyan yav • rusunun böyle mükâfat alması onda içtimaları yapılacaktır. büyük ümitler uyandırmıştı. Sevincinden, iftihanndan göz yaşlarmı zapte demedi. Beni kucakladı, öptü ve dizleAnkara 9 (Telefonla) Dahiliye rine oturtarak: Vekili Şükrü Kaya Bey yarın öŞle ü Anlat bakaynn, hangi dersten bizeri bir ziya*et verecektir. Bu zivafetrinci çıkhn? dedi. te imar komisyonu azaları üe m'mar Jimnastikten anne! Jimnastik Yansen, fbrahim Tali, Dahiliye Müsten! Sen beni mektepte görsen, iplerin teşarı Hilmi, tstanbul Valisi Muhit ta tepesine çıkıyorum! tin Bevler hazır bulunacaklardır. Annemin Ievni döndü. Biraz evvelmüş, sürükleniyor, ne yaptığmı bilki nes'esinden eser kalmadı, dargın, dar> miyor, hiç bir şeye tcessüf etmiyor, gın yüzüme baktı: hiç bir şey esirgemiyordu... Hadi çekü, beh öyle mükâfat istemiyorum. Ben seni mektebe okuyup Bir evlenme hâdisesinin tahmil adam olasın diye verdim. İplere bnnaettiği vazifeler nelerdi? İren'e bu nasın diye değO! Yazıklar olsun, boşukadar tam bir teslimiyetten sonra na sevinmisind, dedi. bir iyi koca olmak imkânı kalıyor Jimnastik hakkındaki edindiğim fi mıydı? Kızın getireceği saadet un kir ki bu fikir otuz yaşıma kadar sürsurları nelerden ibaretti? Böyle şeyleri de düsünmeğe vakti yoktu... Ka dü bazı aletlerde kimsenin yapamadığı marifetleri muvaffakiyetle yapmaktan m kaynıvor ve yalnız bir şey bili ibaretti. yordu: Onun yanında, onunla be SELİM S1RRI raber, ileri, daima ileri gitmek! Netice? Netice ne olursa olsun, onun îçin müsavi idi. ı Bununla beraber Litvinof'un mazlumluğuna, tren'in müfrit muhab I Bayramda kendi mahsulümübetîne raömen bazı anlasanT"?r>aT . ı lıkiar neyda olmamış değildi . ; zü kullanalım. Yerli mah yerli servettir. Yerli mahsulâtımızla Delikanlı bir gün mektepten çıkar cıkmaz, her an artan istiyakının , birlikte üzüm, incir, ceviz, ba sevkile snluğu doğru kızın evinde . dem, fındık ta ikram edelim. almıstı. Üstünde havı dKkü'miis eski , Milli Ikti&at ve Tasarruf bir rödengot vardı. Ellerine mürek Cemiyeti kep dökülmüştü. Mabadi var Dahiliye Vekilinin bir ziyafcti c Azizvafandaslar, " >