U Mart GÜNÜN MES'ELESl SON TELGRAFLAB Mançuri'de isyan çıktı Şanghay'dan gelen son haberler Moskova 12 (A.A.) Tas ajansı biMiriyor: Blagovestchensk'dan bîldiriidi&ine göre Amur nehrinin sağ sahi'"nde ve Blagovestchens^'nin karşısırtda bu lunmakta olan Sakhaiang'de bulu • nan Cin kıt'asi yeni Mançuri hüku metînin bayrağım »rörerek münfail olmus ve isyan etmi'tir. Kıvam, şiddetli bir too atesi ve mitralyöz bombardımanı il» *»asla miştir. Bir çok mermiler, Blago • vestchensk'a diismüştür. Fasılasız bir çok vağmalar yapılmıs olduğu anlaşılmaktadır. Sovyet Gostorg trüt komme^s'in s"v~«i "e Sovyet tebaasifdan b:rine ai* o'an bir ma?aza ya*ma edilen yerl»r meyanmdadır. Ajîler. ayni zamnnda 4 Çin bankamı, hapisaneyi ve Fmniyet sandığını da yağma etmi»'erdîr. Japon konsolosu ile Japon te^aa • sından biri ve Cîn d«vleti fcnVas! memurları Pe aileJ*ri Sovvet h»du dunu gecmi«'er ve Belagovestchenck' ya iltica etmislerdir. Bunların arasmda asiler tarafın dan fena muameleye marur l"'nış olan İneiliz gümrü*ü müdürü M. Crossman ile zevcesi de vardır. Ktyam etmiş olan Cin asker!*?*; çece iki grupa avrilarak şebrin şark ve garSinde mevki almıslardır. Sovyet konsolosaneleri memurîannın aileleri Blagovestchensk.ya nak ledilmîştir. girişmeğe amade olduğunu beyan eylemistir. Mumaileyhin işbu beyanatmdan sonra umumî komisyon, karar nro • jesini reye koymuş ve proie Çin ile Janonya müstesna olmak üzere müttefikan kabul edilmiştir. Bu arada içtüaa eden heyeti u • mumiye de Çin • Japon ihtilâfına ait müzakerenin hitamını mübevvin bulunan karar surctini Çin ve Japon • ya'nm müstenkif kalmalarına karşı 45 rey ile tasvip eylemi«tir. Bunu müteakıp M. Yen, izahat vererek müstenkif kalmasının baş lıca sebebinin bu banta hi»kumefî«den telâkki ettiği talimatm vaktü zamanile eline geçmemis olmasmdan ibaret bulunduğunu ifad'e etmistir. İtiraz edilen noktalar Buğdaylarımızı koruyalım Muhterem üstat Yunus Nadi Bevefendinin çok derin ve ihatalı bir düsünce ile meydana koyduğu maiî buhranı izale ve buğdaylarımızı himave mes'elesi beni de cok düşündürdü. Bütün makaleleri dikkatle okudum. Münevverler muhitinde buna dair muhtelif münakaşalarda hazır bu lundum. İtirazatı dinledim... En kuvvetli itirazlan şu suretle hulâsa edebilirim: 1 Bir sinıf halkı zarardan kurtarmak îçin ekseriveti mutazarnr e j decek himaye usul'erinin vaz'ı iktisat üleması tarafından kabul olmu yormuş. 2 Ekmeğin okkasını 7 kurustan 12 kurusa çıkarmak suretile de^ir menlerde un üzerinden alınacak vergi maliye hazinesine gidece^i cihetle bundan dahilde buğday fiatları vükseleraez ve buğday müstahsilleri istifade edemezmiş. 3 Devlet hazinesine afirecek paradan bu?day ihracatı icin orim ve rilecek olursa bu sayede ihraot artacağı için en ziyade tüccar müste fit olacak, zürraın istifadesi pek mahdut kp.lacakmıs. 4 Un tüccarından Balcızade Mehmet Beyin izah etti*i vechile Fransa'da yamldığı gibi bükumet tarafından bujrdaylara mubayaa ve unlara satış fiatları tayini ve yahut Bnlsfaristan'ın tatb'k etti&i seV'Me bütün buftdavların hükumetçe mu kannen bir fitala satın alınarak kârla de*irmencilere verilmesi ve bun dan hâsıl olacak tîcaret 8^"<"î"J'* bu^d^v mahsulü fazlasınm pivasa fiatile harice satilması usuller'nirt birde tarVikî kabil de*ilmîs. rîtnlrîs b'rde naklivat mesafeleri ve ücretleri cok farklı oMuJu için bu&davlara mu kannen fiat konulması mümkün olamazmış. 5 Ekmek vergisi tarh<nda ada let oiamazmıs. Cünkii katık bulamadtğı îçin en cok ekmek yiyen fıkara, türlü yemekler ve tatlılarla dovan, az ekmek sarfeden zeneinlerden fazla vergi vermiş olacak, fıkara nafa kasıntn mühim bir kısmmı, zenp'nler hiç hissolunmaz, ehemmiyetsîz bir cu«nnü vereceklermiş. Btt itirazlar bük''m^üz, ehemmi yetsiz sevler de*ildîr. Fakat tefer rüattır. Yunus Nadi Beye'endinin fikri ve teklifi tetkik ve tatbik olu nacağı zaman tabiî bütün teferr'iat düşünülecek, en faydah yoldan gidilecektir. tnkâr olunamıyan bir hakikat var: Memleketimiz su dünva buhranı içinde pek ehemmiyetli bir buedav mes'elesi ile karşılasmıstır. Bunu düsün • mek, çareier bulmak lâzimdır. Mes'elenin en canh noktaları şöyle kısaca hulâsa edilebilir: 1 Memleketimizin içerlerine uzanan demiryollar nakliyatı saye sinde buğday mahsulü artmıs, dahili sarfiyattan fazla gelen mal harice satılamadığı için fiatlar, istihsal mas rafmdan daha aşağı düşmüş, buğ day ziraati tehlikeye maruz kalmıstır. 2 Bu suretle halk ucuz ekmek yiyebilirse de bu hal bir hastanm pek az gıda ile geçinmesi sribi mem leket için muhakkak bir zâf ve teh like tevlit eylemektedir. Bu gavrita biî ucuzltık memlekete çok pahalıya malolur. Vatanımız bir ziraat mem • leketi olduğu için ciftcide iştira ka biliyeti kalmazsa bütün muamelât durur. Buhran dehşetli surette artar. 3 Çiftçi fayda görmediği buğ day ziraatinden vaz geçerse ?ıda • mı* için hariçten buğday ithaline mecbur kalırız. Bu halde az za man evvel olduğu gibi unumuz, buğdavımız hariçten geldiği vakit grene ekmeği on iki kuruşa ve hatta daha pahalıya vemeğe mecbu« ka'a • cağız. Hem çiftçi, hem de bütün memleket zarar görraüs olae*k. îşte buna bir care bulm»k lâzım • dır. Yunus Nadi Bevefendi bu derde çaresaz olmak için ekmeği 7 kuruş yerine 12 kuruşa yemek, her ferdin okka basına vereceği şu beş kuruş fazla ile şiddetli muzayaka icinde bulunan bütcemize 30 mil'on Iiralık bir varidat temin etmek, ciftcileri mize de bir o kadar para kazardırarak memleket iktisadî muamelâtını canlandırmak mümkündür, diyor. Bu esas îtiraz götürmiyecek ka dar kuvvetlidir. Teferrüata gelince bu tedbir ile himaye usulüne gidilerek bir ekalliyetin menfaati için ekseriyetin zararı yüzünden adalete, müsavata pek muvafık fifelmiyen bir iş görülmüş ola • bilir.. Zaten dünyada tam bir adalet olamaz. Hele zaruretle büvük ted • birler ittihaz olunacağı vakit ince eleyip sık dokumağa bakilmaz. Son defa buhran vergisi tatbikına mecburiyet görüldüğü zaman tahsili en ko • lay olan memur maaslarına müra caat olmadı mi? Bu suretle büvük mağaza sahipleri, zenginler, ban gerler buhran vergisi vermedikleri halde onlann memurları, müstah • demleri vergi ile mükellef tutu'du. Müsavat ve adalet noktasından ba kılırsa buhran vereisi kaldırı'ak yerine ekmek vergîsi konması daha makul olaca?ım teslim etmemek mümkün müdür? Esasen bir okka ekmeğe bes kurus vergi zammı pek «ikâyet olunacak ağır bir mükellefiyet değildir. Ekrneği son zamanlarda on yedi on sekiz kuruşa kadar yediğimiz oldu. 7 kuruşa ekmek gavritabiî bir ucuzluk tur. 12 kuruş makul bir fiattır. Her ferdin vereceği ayda bir Iirayı tecavüz etmez. Fakat bu savede memleket atisi tehlikeli iktisadî bir buh • randan kurtarılmış olacaktır. Teferrüat içinde en mühim nokta değirmenlerde istihlâk resmine ilâ veten alınacak bu vergiden buğday zürraına verilmesi icap eden yarısı nın ne suretle tevzii lâzım geleceği yolunu bulmaktır. Cünkü ihracatta prim verilmesi buğday zürraından ziyade tüccarı kazandıracağı şüphesizdir. Esası kabul etmeli, bu noktayı temin edecek yolu aramalıdır. F. V. İHEM NAÜNA MIHINA Briand'ın Cenaze alavı M. Tardiye'nün nutku Parîs 12 (A.A.) Hariciye Ne zaretinin parmaklıklan önünde tribünlerin tezyinatı ikmal edilmek • tedir. Çalar saatli salonun etrafında çiçek demetleri ve çelenkler yığın halinde toplanmaktadır. Posta ve telgraf memurları, mütemadiyen dünyanın her tarafından taziye telgraflan getirmektedir. Millî cenaze merasimierinde mutat olduğu veçhile alayın güzergâhında bulunan sokak fenerleri siyah greplerle örtülmüştür. Açaçlara resmî nutukları nesredecek olan hoparlörler konul • mustur. Briand'ın cenaze merasimi icrası esnasında matem alâmeti olmak iizere Pari» sokaklarında münakalât saat 14 ten 14 OS e kadar duracaktır. Kiliselerin çanları çalacak, fabrika ve vapurlann düdükleri ötecektir. Sabık tngiliz Hariciye Nazırı Sir Austen Chamberlain ve tngiliz Basvekilinin oğlu ve dominyonlar müstesarı M. Makdonald bu gece Paris'e gelmislerdir. Mumaileyhin cenaze merasiminde hazır bulunacaklardır. Meb'usan meclisi gece celsesinin bidayetinde ayan meclisi tarafından kabul edilmiş olan ve Briand'ın vatanın sükran ve minnetine istihkak kesbetmiş bulunduğuna dair bulunan kanunî rey veren 505 meb'usun ittîfakile kabul etmistir. Paris 12 (A.A.) M. Tardieu, M. Briand'a yapılan millî cenaze merasimi esnasında irat etmis olduğu nutukta ezcümle sunlan söylemiştir: «< M. Briand'ın nasını evlâdı olduğu Fransa namına selâmlıyorum. Nagihanî ziyaımn tevlit etmis olduğu umumî heyecan ve teessür ona malik olabUdiği em yüksek simayi vermiftir. Hiç füphesiz Briand hali haya • tında aldanmış olabilir, fakat sulh teşkilâtı için takip etmis olduğu u • mumî hat Fransa'nın takibına azmetmis olduğu hattır. Esasen M. Briand, shndiye kadar mütekabil yardımla gayrik&fi surette te»kil&tı yapılmıs olan sulh için ve askerî teminat için hiç bir zaman fedakârlığa kani ol • mamıs, nza gostermemiş ve bunu tavsiye de etmemistif. Briand'ın yegâne umdesi her seyden evvel emnü selâmet olmuş ve bu umdeden hiç bir zaman ayrılmamışhr.» Bundan sonra, M. Tardîeu, müte veffanın tesrii kudret ve meziyetinden bahsetmiş, sahsının gayrikabili mukayese olan sevimliliğini, hossöhbetiUiğini izah ederek Briand'ın Cenevre'de tatbikmı temine muvaffak olduğu muazzam mesaiden bahset • miştir. Basvekil bunu müteakıp şunları söylemiştir: « Bundan böyle sulhu hep birlikte hazırlamağa ve bunun için her seyden evvel kalplerde ve zihinlerde bu hakikati tebeyyün ettirmenin lüzumunu bu tabut karşısında daha kuvvetle bilmeli ve takdir etmeliyiz.» Gene ispiritizme dair Celâlettin Arif Beyin «Yeni Gün» de intişar etmekte olan eario hatıralan üzerine bu sütunda «isoîritizme luanır mısınız?» serlevhalı bir yazı ya* mıstım. Dün, bu bahis hakkında Darülfünun müderrislerinden Salînı Bey ile görüştüm. Salim Bey ispiritizme, manyetizme gibi ruhiyat mes'eleleri hakkında sayani dikkat izahat v>^ntek lutfunda bulundu. Bunların «nimresmî ilimler» meyanına dahil olduğunu telepatinin ise tngiltere'de «rp«mî ulum ve fünun» arasmda daralfünunlarda okutulduğunu soyledikten sonra, bu işlerle mesgul olan ciddî âlimlerin tetkikat ve müsahedatına na • zaran, Celâlettin Arif Bey gibilere deli demenin büyük bir hata olduğunu sovledî. Salim Beyin izahatına nazaran, medyom kızın söyledikleri yazdıkları veya yazdırdıkları, Celâlettin Arif Beyin kıza telkin ettikleri düsüncelerden ibarettir. Medyomun Hülefavi Raşidin ve Celâlettin Arif Beyin aüesi erkânı gibi hic bilmediği ve tanımadığı bir çok kimseierden bab«etmesi; bunları bizzat CelSlettin A''f Beyin düşünmesinden ve bir te'eroti hâdisesi neticesinde o düsüneeWin aynini medyom kızın duymasıpdan ileri gelmiştir. Celâlettin Arif Bey. bir ihtilâl neticesinde reisicumhur ve halife olmağı daima düsünüvor, istiyor, bu hırs etrafında bir takım hayaller kuruyor ve medvom Fransız kızile yaptığı celselerde, kendi tasavvurat ve tahayyülâtını, adeta, ona aşılıyor, ispiritizme vasıtasile crvah ile konuşulduğuna da inandığı irin babasının, Hülefavi Ra^idinin ruhlarını davet edivor. Bu rubların, medyom vasıtasile kendisine sövledikleri seyler de gene bir fikri sabit halini a'mış olan kendi düsünce ve tasavvurlarından ibarettir. Sabık meclisi meb'usan reisi, resmî bir ilim olan te'<»o«ti le nimresmî bir ilim olan isoiritijcmevi birbirine karıştırmıstır. Medvomun bütün bu şeyleri söylediği, yazdığı veya yazdırdığı doğrudur. Yalnız. «öylediği, yazdığı ve vardırdığı şevl^r, sadece Celâlettin Arif Beyin d»"««'nceleri, hırsları ve hulyalarıdır. O ne düsünürse medyom da onu söyUKor. Benim Taksim Kbajhcesinde vukuunu anlattığım macera da, bir t*"'epnti hâdisesidir. Medyomu idare eden % dam, seyireilerin bütün düşündüklorini ve istediklerini uzaktan yalnız düşünmek ve istemekle medyoma yaptırmaktadır. tşte Salim Beyin bu mes'ele hakkında söyledikleri bundan ibarettir. Bir fikir de ben ilâve edeyim: Hemen bütün medyomlarm kadın ve onları idare edenlerin erkek o'm»sı da gösterivor ki tabiat. erkeVleri, kadınlara hâkîm olmak iizere "aatnuştır. Sakın, darılmavm hanımefendiler. Çünkü erkekler;n tahakkkümü, yalnız nimresmî bir ilim sahasında oluyor; resmî ve hakikî hâkimler ise daima sizlersiniz! Yarın, Salim Beyin anlattığı iki garip hâdiseyi yazacağım. Su ^ müzakerefinden haber vok 1 Çin imDara'oru Mançuri Kralı oluvor Moskova 12 (A.A.) Tas ajan sına Pekin'den bildhiliyor: Punzînin Yeni Mançuri devleti reisi ilânı münasebetile Çangçung'da tertip edilen merasim Japon jandarmasınm hi • mayesi altında cerevan etmistir. Kraliyet resmen il&n edilmemiş olmakla beraber merasim tamamen bir tet • viç merasimi mahiyetinde telâkki e dilmistir. İrat edilen se'*mlama nuruklannda «Majeste . Haşmetlu» ve traparator gibi elfaz kullanilnv«tnr. Japon matbuatı kraliyetin teşkili lü zumunu kaydetmeırtedrrler. Javonya asherlerini çekîyor ma? Şanghay 12 (A.A.) Japon Harbiye Nezaretinin Uyeda'nın kumandası altında bulunmakta olan 9 uncu fırka ile Shimomoto'nun kumandası altında bulunan muhtelit livayi çek • roeŞe karar vermiş olduğu rivayet e"lmektedir. Japonya tehdit ediyor M. Tardiea'nan tmtka Moskova 12 (A.A.) Ta« ajansına Şanghav'dan bildiriliyort Japon konsolosu Çin makamarma gönder diği bir notada mezkur makamlan Japon aleyhtan harekete müzaheret etmekle itham eylemiş ve bu harekete devara ettiği takdirde Şanghay'Cemiyeti Akvam'da müzakere dakine müşabih askerî harekete te vessül edileceğini bildirmiştir. Ja • bitti Cenevre 12 (A.A.) Umumî ko pon filosunun Nankin mıntakasm : m syonun dünkü celsesi esnasmda M. daki beklenHmiven faaliyeti halk arasında büyük endişeler tevlit etmek Sato, Japonya'nm. vaziyetin dos tedir. tane bir târzda halli için müz«k»reve tt . Ziraat Vekâletinde Yeni tes'dlât Ankara 12 (Telefonla) Ziraat V kâleti yeni bir teşkilât programı vü cude getirmistir. Bu programa göre Vekâletin muhtelif subeleri mevzulandı rılmış, her şubede mütehassıslar çaksmaşra başlamışlardır. Ziraat Umum Müdürlüğü 9 subeye •ynlmıştır. Bu şubeler şunlardır: 1 Zirai tedrisat 2 Ziraî teşkilât ve ziraî teşek • kü"er (ziraat odalan, ziraat cemiyetleri, ve saire). 3 Hububat ve tınaî nebatlar. 4 Bskaliyat (tiitün, afyon ve hayvanat yemleri). 5 Ziraat makine ve aletleri. 6 Yağ, tneyva, sebze ve fidanlıkl.r. 7 Haserat ve hastalıklarla tnü cadele. 8 Zirai kredi, ziraî mahsulâtm gümrük ve nakliye tarifeleri, ziraat borsası ve nazarlan, ziraî vergiler. 9 Ziraat san'atlan. Bu subelerde Aziz, Abîdin. Mehmet AIi Tayyar, Ahf, Salm, Resat, Hik met, Şevket, Recep, Nihat Beyler çaIışm^^a başlamıslardır. Alman Reisicumhuru Bu?ün intihao edilivor Almanya'nın aylardanberi heye canla bek'edigi gün geldi. Reisicumhur intıhabatı bugün yapılacakbr Bu intihap her Alman'm zihninde yer tvrtan su« •le kat'î cevap verecektir. Hindenburg mu, Hitler mi? Bugünkü mtihap bu iki isimden birinin başına reisicumhur unvanmı ilâve edecek ve bütün dünyanın merak ettigi mes'ele ortadan kalkacakbr. Maamafîh intihapta ârânın dağılması ve namzetlerin lâznn geldiği kadar rey alamamalan da muhtemeldir. Bu takdirde intihap bir ay sonra tekrarlana • caktır. Son intihap faaliyetleri hakkında gelen telgraf sudur: Venizelos çekilirse Yerine kim gelecek? Samsun'da Dört komünist Samsun 11 Samsun'da bir komünist şebekesinin gizli faaliyetlerde bulunduğu tahakkuk etmistir. Dört kişi tevkif olunmuştur. Bunların son zamanlarda İzmir, tstanbul, Edirne ve Kırklareli'nde tutulan ko münistlerle alâkaları olup olmadığı araştırılmaktadır. Şebekeye mensup diğer maznunların da yakında ele geçerekleri ümit olunmaktadır. İzmir 12 Şehrimizde Kızlarağası hanında gizli bir rakt fabrikası meydana çıkarılmıştır. Fabrikada beş altı ay zarfında 200,000 kilo üzüm işlendiği anlaşılmıştır. Fabrikayı işletenler ihtisas mahkemesine verildiler. İşte bak buna ne şaka sığar, ne takaza, bunu hepimiz biliyoruz. Eksik olma. Hasan da seni baba gibi biliyor, öyle çalışıyor. Her yerde de hoşnutluk getirildiğini kaç defa kulaklarımla ben duymuşumduur. Hasan'ın tuttuğu teneke tepsideki iki Uç fincan yere düşüp kırıldı. San Dede hemen: Kaza oldu. Bir şey değü. E • hemmiyeti yok. Fakat kaza olmamıştı. Hasan, ustaların bu son cüm'.elerine karşı i çinden bir titreme duymuştu. Bu iyi yürekli ustalar, ağalar neler söylüyorlardı, Hasan neler yapıyordu. Hasan'ın tahtesşurundaki vicdan azabı ve utanç birdenbire fışkırmış, sinirlerini bozmuş ve elinden fincanları düşürmüştü. Tabiî bu şangırtı • nın sebebini kimse bilmedi. Hasan biliyorlar sandı ve bu sefer sapsan kesildi. Oradakiler Hasan'ın bu renksizliğini utancından sanıp teselli ettiler. Saranp sıkılacak ne var oğul. Meclis Encilmenlerinde Ankara 12 (Telefonla) Bütün Meclis encümenleri bugün topianarak havale edilen işlerle mesgul oldular. Atina 11 Cemiyeti Akvam îktisat Son hazırlıkîar basbrmak için icabmda en şiddetli vakomisyonu Yunanistan'ın istikraz talentalara müracaat etmeğe davet etmistir. Berlin 12 (A.A.) Müfritlerin ve bini tetkika basiamıştır. Komisyonun Polis, yannki mtihabatm •erbestçe bülhassa Nazis'lerin reisicumhur intihabı Yunan noktai nazan lehinde bir karar kra edilmesine nezaret edecektir. Zagününün ferdasında bir takrnı ttyanlar vermesi ihtimali kuvvetlidir. çıkarmak için hazırlanmakta bulunduk bıta kuvvetleri, bogün oğleden Hibaren M. Venizelos'un istifası ihtimali her lanna dair musirrane bazı şayialar de • harekete müheyya bir halde buluna caktrr. Bütün mezuniyetler ilga edfl • tarafta bahis ve münakasa mevzuu olveran etmektedir. mustur. miştir. Ba sayialann hakikate mutabık olup Basvekil istifa ettiği takdirde ye • Siyasî gruplann kamyonlarla ve yük olmadığı hususunda tereddüt edilmekte rine kimin geleceği hakkında muhtelif arabalarfle nakledilmesi kat'î surette oîtnasına rağmen Prusya hükumeti pomenedilmiştir. Polis efradı, kıslalannda taKminler yürütülmektedir. lisi seferber edilmiş ve hemen harekete M. Venizelos vasi bir temerküz katahsit edilecek ve alacaklan ilk emre am»de bir hale getirilmistir. binesi teşkili lehindedir. Fakat gerek göre harekete amade bulunacaklardır. Dahiliye Nazın M. Severing bötün Çaldaris, gerekse Kafandaris böyle bir Kıslalarm avlulannda projektörlerle menrarlara bir tamim göndererek potemerküz kabinesine istirak etmiyecekmücehhez bulunan ve icabmda îçlerine lisin her türlü isyan hareketmi henuz nüve halinde iken bosması lâzım geldi mitralyöz konulacak olan polis kamyon lerini bildirmislerdir. Kabineyi M. Pa • panastasiu'nun veya M. Kondilis'in teşğini ihtar etmistir. Mumaileyh, zabıtayı lan, her an harekete hazır bir halde bukfl etmeleri ihtimali kuvvetlidir. her türlü isyan hareketinî merhametsizce lunacaklardır. Ankara 12 (Telefonla) Gazi Hz. bugün öğleden sonra çarsıda bir gezinti yapmışlar ve müterkiben Gazi çiftliğine giderek orada geç vakte kadar mesgul olmuşlardır. Bursa 12 (Hususî) Uludağ'da odun kesmeğe giden Hüseyin isminde bir adam seller tarafından sürüklenmif, boğulmuftur. Hüseyn'in cesedi bulunmuştur. Lüleburgaz 10 Dükkânlarda kahve bulmak imkânsız bir hale geimişttr. Mevcut kahvelerin saklandığı, 200 kurustan gizli satış yapıldığı iddia edilmektedir. Kaza bu. Hasan bir bahane ile dışarıya sıvıştı. Sarı Dede arkadaşlarına: Anlamıyorum, dedi. Bu çocuk bir zamandanberi değişti. Eski şenliği kalmadı. Boyuna düşünüyor. Gözleri çukurlaştı, rengi külleşii. tşte böyle vakit vakit elleri, dizleri titriyor. Hasta falan olmasın. Soruyorum, bir şey yok diyor. Hoş, işinden de kaldığı yok ama.. Böyle giderse bir gün kalıverir. Hele bir adliye hekhnine göstersek. Belki yüreğinde bir maraz vardır. Boğazma bakmıyor desem değil, bakıyor. Zaten boğazına kesesine biraz fazla düskündür. Bari birikmiş bir şeyi var mı? Bilmem. Halini sırrını kimseye söylemez. Mezar kazıcılar akşam karanlığı çökerken gitliler. Hasan yalnız kaldı. Mabadi var Reisicumhur Hz. Uludağ'da bir facia Gizli bir rakı fabrikası Löleburgaz'da kahve ihtikârı CUMHURtYET'in edebî tefrikası : MEZAR KAZICILAR Maeüifi :AKA CÜNDÜZ dirim burada, bu mezarın içinde ve ötesinde... öyleyse Minnoş yaşıyor ve ifte o, Minnoş'u kucaklıyor. Minnoş artık onundur, her şeyile onundur. Minnoş'un mezar toprağı dişlermin arasmda gıcırdıyordu. Dizleri yumusak toprağa daha çok gömülüverdL Ve iki pençesi, par • raaklanmn ucundan bileklerine ka • dar bu toprağa gömülüp kavramıştı. Ağzının iki köşesinden ince bir salya akıyor.. Ensesindea b&tün sırtına doğru bîr alev geçiyor.. Gecenîn sesi, çifte yaralı göğüs halinde: SokuII Sokull Daha aokul, da* ha, 0 tki elinîn parmaklarını diplerîne kadar; kucakladığı mezarın topraklarına batırdı. Alnını, burnunu, çenesini toprağa eürttü. Topragı öpmeğe, ısırmağa başladı. Minnoş nîçin öldü? Minnoş sağ kalmalıydı. Onu kendi alabilir ve ona istedîği gibi bakabilirdi. Minnoş'Ia evlenselerdi ne iyi ola • caktı. Güzel bir zifaf yapardı. Ve Minnoş hep onun olurdu. Kırmızı dudakları onun, iri gözleri onun, beyaz dişlleri onun, ince beli ve küçük elleri... Hepsi, hepsi onun olurdu. Fakat Sldü işte.. Hayır, ölmedL Gündüz ne konusanuşlardı? ölüm dünyada var. Asıl danlar kurumak korkusunu atlattı. Buundan San Dede'ye ne car ki? Hımbıllık etme Nuri Usta! Sarı Dede işin, kârın yolunu buldu. Tam zamaneye göre çalışıyor. Mezarlar içinde hangisi bakımlı, para ise onun evine demet demet çiçek götürüyor. Sizin rahmetlinin mezarına ekmiş Cenazenin en kıt zamanı ağustos tim, bunlar yetişti; rahmet okursunuz, ayıdır. Mezar kazıcılar bu aydan hatırlarsınız diye getirdim. Diye dehoşlanmamakla beraber istemiyerek meti uzattı mı, hem teşekkür alıyor bir yaz tatiline girmişlerdir. Sıra ile hem bol bol bahsiş. bir mezarlık barakasında toplanıp Fena mi ediyorum. İş iştir, kâr çay, konyak, türlü güveç safası ya • da kâr. pıyorlardı. En şakacıklan, Sarı De Ama artanları da sepete, Ha de ile yaşıt olan Cafer çavuştu. san'ın koituğuna, yallah çiçekçile • Bu kıthk ta Sarı Dedeye yarare... dı. Neden olacak. Beyler mezarh Emeğimin hakkı. ğında cenaze kıtlığına karşı su bolÇay getiren Hasan'a sordu: luğu oldu. Bari sana bir pay ayırıyor mu ağan? Belediye adam olmağa başladı Ayırmaz olur mu? da ondan. Sarı Dede karıştı: Neden olursa olsun. San De • ( O benim oğlum, evlâdım ye • de'ye yaradı ya siz ona bakm. Bol rinde. •a sayetinde çiçekleri çoialttt, fi Der gibi geliyordu. Ve der gibi geldikçe Hasan parçalanıyordu. Hasan bayıla kaldı. Ve Hasan ihtirasların, sevgilerin en şaheserini, en karanhk gecede, en derin bir humma ile tattıl ıı Ay korkusu