Şubat 1952' Camhtniyet Tütün kongresî Sinemalar bayram programlarmı bayramdan sonra da göstermekte devam edeceklerdir Haftanın filimleri Kaçakçılar: <, Geçen hafta mevzuunu anlattığı • mız millî filim Kaçakçılar «İstanbul sokaklarında» kordelâsı gibi büvük bir iddia ile ortaya atılmış değildir. tki sene evvel sessiz olarak alınmağa ba«lanmış, son defa da Paris'te bir iki sahnesi sözlü yapilmıştır. Senaryo mütevazi, filmin bünyesi de «îstanbul sokaklarmda» ya nazaran daha cüssesiz olduğu icin meziyet ve kusurları birden seyircilerin gö • züne çarpıverecek derecede bariz değildir. Sessiz kısım sesli kısma nazaran daha iyidir. Yalniz çok uzun sürmesine ve bir de kurban verilmesine rağmen heyecansız olan takip sahnesi, Behzad'ın bitip tükenmiyen Valansiya'sı sıkıcıdır. Sesli kısımlardaki mükâlemeler in«ana hiç yeni bir şey öğretmiyen bevlik cümlelerden ibaret kalıyor. j Filman haricî manzaralanna ait ' Müton tLosîracüar fotoğrafiler mükemmeldir. Abmst Cezmi Bey «tatanbul sokaklarmda»! da «Kaçakçılar» da da bize Avru • pa'dakiler ayannda bir operator oldu^unu isbat etmîştir. Artistler kısmen iyi, kısmen müteAlkazar ve Şık sineması salonları reddit oynamışlardır. bayram için tstanbul'da ilk defa geçen kuvvetli bir filim koymuşlardır. Bu, büyük bir macera kordelâsıdır. Ueçen h*fta bayram program'^rıMevzuu: Doktor Randolf ile karısı Linda çok mes'ut bir yuva kurmus • nın hul?salarını koyduğumuz El • lardır. Fakat doktor Radolf meslehamra, Melek, Opera, Artistik sine • ğile, kitaplarile fazia alâkadar ol maları bayramdan sonra da bu filimmak yüzünden karısını ihmal ediyor. leri gösterm**ğe devam edecek'erdir. Linda da Harry isminde bir erkek arBu hafta içinde göreceğiniz diğer kadaşüe bir takım eğlence yerlerine yeni fi'imler şunlardır. dcvama başlıyor. Doktor bu vazi • yetten karısının hiyanetine zahip oluyor, kadından ayrılıyor, memle • ketinden çıkıp gidiyor. Doğru Borneo adasına... Orada yerli, esrarengiz «Lostracılar Sahı» ilk oynadığı bir Prensin maiyetine doktor olarak «Bedavacılar Şahı» ile her tarafta giriyor. ra|bet kazanan Milton tarafmdan Linda, kalbinde eski kocasına karoynanmıstır. Partöneri Simon sı mevcut aşktn sönmemiş olduğunu Vandry'dir. Mevzuu: Bubul Paris'in görünce çok tehlikeli bir seyahati gögöbeğinde büvîik bir lostracı dükkâze alıp Randolfu bulmak için o da nm^a boyacıdır. Yeri uzak olduğu Borne adasına geliyor. icin tramvayda, otobüste daima beLinda kocasını buluyor. Ayakla • dava gidip gelmenin kolayını bulmuş rına kapanıp af talep etmesine rağtur. men Randolf onu kabule mütemayil Fakat Bubul'un asıl gayesi bu çagörünmüyor, geriye memleketine lıştıŞı dükkândan daha süslü ve şadönmesini söylüyor. şaalı bir dükkân açarak lostracılar sahibi olmaktır. Bunun içm de yeni bir boya icat etmiştir. Maksadına bu suretle vüsul bulacaktır. Fakat yeni keşfini patronumm ve «ık bir kadın müşterinin iskarpinleri üzerinde tecrübe edince foyası meydana çıkıyor ve kapı dışan edîliyor. Bubul'un yegâne tesellisi o şık kadın müsterinin dükkânda unuttuğu çantanm kendisinde olmasıdır. Bir gün genç kadını bulup çantasını veBursa 4 (Hususi) Evvelki gîîn recek ve büyük bir mükâfat alacaktir. vefat eden Türk • Japon fabrikası Kadını buiabilmek için otobüs konmüessis ve sahiplerinden sabık Bursa döktörü oluyor. Hergün Paris'in cadmeb'usu Memduh Beyin cenaze medelerinde arabasile gidip uelirken rasimi büyük tezahürata vesile ol gözleri daima etraftadır. Nihayet bir mustur. Bütün Bursa fabrikaları gün kadını bir otomobilin içinde gödüdükler çalarak merasime iştirak rüyor, o heyecanla durakları fiîân «• etmişlerdir. Merasimde Bursa'daki nutarak otobu^ü, otomobilin arkajınbütün Japon'lar hazır bulunmuşlardan sürüyor. Yolcuların telâşa düşdır. meleri ona vız geliyor, kadını yakaTahsilin! Galatasaray'da yapmiş lıyor, çantasını takdim ediyor. olan bir Japon genci kabrin basında türkce olarak şu hitabeyi irat et • Lâkin ümidi oldukça boşa çıkıyor. miştir: Kadın ona para yerine kendisînin artistlik ettiği bir müzikhol'ün biletini Bugün siyah topraklara. arüzel veriyor. Bursa'nın en asil, en temiz evlâtla • rından birini tevdi edivoruz. Bizlere Bubul bir garson arkadaşından kıymetli ve sevimli bir insanın ebedî frak alıp müzikola gidiyor. Şaşkın iftirakını getiren bu elim ziyaın a • saskın dolaşırken biri onu kolundan kisleri çok uzaklarda duyulacak, ihçekip en ilerideki Iocalardan birine tiyar Asya'nın şark müntehasmda bigötürüyor ve Prens olarak takdim le büyük ve derin bir teessür membaı ediyor. olacaktır. Çünkü Türk'ün asil ve n^ Bu zat bir artist ajanıdır. Takdim cip dostlueuna cok kıymet veren Jaettiği kadın da müzikholün baş artispon milletile Türk'ler arasındaki ilk tidir. Kadın kocasına kızmış olduğu aniaşmamn piştarı merhumdur. Oiçin aianına kocasmdan kendisini nun açık görüşiı, cok vazih ve sanvmî derhal boşatıp bir prense verme:?se konusuşu sa^es'ndedir ki. bu an'as sahneye çıkmıyacağını söylemiş. Oma, kıvmetli bi» mücareket halinde nun icin ajan da BubuPu müstakbel Bur«a.'da (Türk Japon) doVu zevci Prens olmak üzere takdim edima fabrikası şeklinde ortaya çıknnşyor. tır. Fakat kadının kocası da bu işe müthis hiddetlenmiştir. Bubul'u yakalıyor: Karımı aiacak Prens sensin ha.. (Birinci sahiteden maTıaitS Seni şimdi öldiireceğim! nebi muhitinin en mümtaz ailelerile dolDiyor. Bubul da lâalettavin bir ka mnşta. dın alıp kaçıyor. Fakat bu da ayni kaKonser saat 21 de başladı. Kör çodmdır. Beraber bir kumarhaneye gicuk'ar vaziyetlerini hiç yadırgamıyor diyorlar. Kadın nesi var nesi yoksa lardı. Altı tane idiler. Beşi keman, biri kaybediyor. Sıra Bubul'a geliyor. piyano çalıyordu. Musiki ile uğraşmiya O da cebindeki bir kaç parayı 5 ancek 3 sene evvel başlamıslardı. ts • numaramn üstüne koyup artistle mü liklâl marşını büyük bir meharetle çalnakasaya dalıyor. O sırada para çodriar. ğaldıkça çoğalıyor. Binlerce franga Ayakta dinVeniien marş sürekli al • baliğ oluyor. kışlar içinde bitti. fşte Bubul bu suretle gayei hayaSonra sırasile, klâsik romanslar, o • line erişiyor. Paris'in en islek caddepera parçalan, valslar, chansonlar bü • sinde büyük bir boyacı dükkânı açıp yuk bir muvaffakiyetle çalındı. Al «Lostracılar şahı» oluyor. kıslar, göz yaşlarına kansıvordu. Bilhassa yalınız kemanla çalınan iki melodi, haFilimde «Bedavacılar şahı» nda ol znrun üzerinde çok derin tesirler yapu. duğu gibi oynak sarkılar vardır. Kavala'lı Hüseyin B. in beyanatının aslı nedir? Dünkü nüshamızda Ankara tütün kongresinin son celsesine ait müza keratın nakli esnasında, telefonla yanlış alınmış bazı kısımlar çıkmıştır. Kavala'Iı Hüseyin Beye matuf beyanat arasında olan bu yanhşlar bilhassa: (Köylü sigara kullanmaz. Tütün kullamr. Kalın bir kâgıda tütün koyarak sigara yapar. Köylünün sieara kâğıdma ihtiyacı yoktur. Sigara kaçakçılığı da mevzuu bahsolamaz» cümlesindedir. Dün Kavala'Iı Hüseyin Bey, bize gönderdiği bir mektupta kaçakçıh^a ait maddenin müzakeresinde vaki beyanatının aslını göndermiştir. Hü • seyin Bey şunları söylemiştir: «Sigaraları ucuzlatmak ve paket lere sigara kâğıdı ilâve etmek ka • çakçılık için kâfi bir tedbir değildir. Kaçakçılık mevzuuna ya temas edilmemeli idi ve yahut temas edillrse bunun ehemmiyetile mütenasip tedbir gösterilmeli idi. Köylü sigarasını beş kuruştan üç kuruşa indirmek ve bunu şehirlere de teşmil etmek yani köylü sigarasını ayni fiatla şehirlerde de satmak devlet varidatı itibarile de düşünülecek bir iştir. Devletin tütünden aldığı vergiyi ne kadar indirmeliyiz ki halk ucuzluğu itibarile tnhisar sigaralarını tercih etsin, fiatlar indirümesin demiyorum, bu tetkik edilmekle beraber bu meyanda harmanların ıslahı ve sigaret sanayiinin tekemmülü gibi çareler de gösteri lebilirdL Haik yalnız ucuzluğu için değil, ayni zamanda tab'ına ve mizacına uygun ve zevkini tatmin edecek tütünü bulamadığı için de kaçak tü • tün kullamr. Bu ne için yapılamıyor. Benim gördüğüm ve anladığım yal « nız dikkatsizliktir. Çünkü memleketimiz dünyanın en nefis tütününü yetiştirir. Her memlekette tütünlerimiz harmanları ıslah için kullanılmak • tadır. Eğer dikkat edilirse halkın arzu ettiği harmanları yapmak pek mümkündür.» Hüseyin Beyin ikinci defa söylediği sozler de şunlardır: «Halka münasip vasıtalarla bazı telkinlerde bulunmanın da faydalan olabilir. Meselâ, kaçak tütün içmek devlete ait bir vergiyi vermemektir gibi.» Eursa'da ipekçilik Ithalâtm tahdidi, millî Bursa muhabirimiz yaztyor: Ithalâtm tahdidine başlandıği gündenberi Bursa sanayii sür'atle tarakki ve inkişaf istidadını göstermektedir. Son günlerde yeni bir debagat fabrikası açıldı. Mevcut imalâthaneler de de esaslı bir tebeddül baş gösterdi. Bilhassa taka kısmı bu san'atin mütemmim bir şubesi olduğundan haizi ehemmiyetti. Şimdiye kadar ta kalar Avrupa'dan celbedilirdi. Bunun dahilde imal edilebileceğini düsünen Hüseyin Efendi isminde bir müte • şebbis ciddî bir sây neticesinde muvaffakiyetinin semeresmi memleketin hemen her tarafından aldığı siparişlerle görmüştür. Rağbet devamlı bir şekil aldıkça bu gibi millî müesseselerin imalâtı her gün yeni bir tekâmül merhalesine kavuşacaktır. fpek mensucatçılığı artık tekâ • mülün son haddine vâsıl olmuş bu lunuyor. Ancak bu san'at şubesinin bu sene geçirmiş olduğu büyük buhrana sebep: Evvelâ kozanın pabalı satın alınmış bulunması; saniyen vaziyeti iktisadiyeyi yakından takip edecek istatistikler bulunmadığmdan fazla istihsalâtta bulunulmuş olması; daha sonra: Ecnebi kumaşlannm rekabeti; f ennî ve ticari kaidelere ri • ayetsizliktir... Bursa sanayiile alâkadar olan • lar arasında hüküm süren umumî kanaatlere gelince: «Cihan piyasasını takip edememek zarureti dolayısile gümrük himaye tedbirlerimizin kâfi gelmediği yerlerde ecnebi maulât ve mahsulâtının rekabeti hesapsız atılan adımları çok tehlikeli vaziyetlere ilka etmistir. Bu sebeple himaye tedbirleri bütün bu esasat nazari dikkate alınmak suretile çok kıymetli semereler verebilecektir. Aksi tak • dirde üzerinde tevakkuf edilmeden geçilen boşluklardan hareketimizî adım adım takip eden ve ufacık fırsatlardan istifade etmeği bilen ya • bancı eller istifade edeceklerdir» deniliyor. Bursa sanayii arasında yalnız havluculuk tedenni ve hatta inhitata yüz tutmuş bir haldedir. Bu müesseseler bir, iki Musevi'nin, zarar ve ziyanı işletenlere ait olmak üzere, hususî fabrikaları mahiyetindadir. Bımların bir kooperatif halinde cemedilip başlarına muktedir bir idarecinin getirilmesi ve ipliklerinin doğrudan doğruya kendileri tarafmdan tedarik ve satışlarının da gene kendileri tarafından icrasmı temin, onlara biraz daha refah verecek ve san'atin tarakkîsini mucip olacaktır. El'an bu şubenin pek basit ve iptidaî tezgâhlarla iğne ile kuyu kaz • mıya benziyen faaliyeti, diğer mütarakki sanayi yanında büyük bir tezat teşkil ediyor. fabrikaların sür'atle inkişafında âmil olmuştur masını temin icin çalışmağa başla mıştır. Müze Müdiirü Mahmut Bey eski Türk paraları hakkında Kız Muallim mektebinde bir konferans vermiş ve bu konf eransta eski Türk'lerin paralarında da resim bulundu&una nazaran onlarda resim hakkında her hangi dinî taassubun mevcut olmadığı projoksiyonla ve zamanm sikkelerile canlı bir şekilde gösterilmiştir. Saniyen encümen azalarmdan Ipekrilik Enstitüsü müdürü Tahir, Kız Muallim mektebi müdürü Cemal Müze müdürü Mahmut ve doktor Niyazi Beylerin her hafta spor kulüplerimizi münavebe ile gezip kulüp • lerin içtima!arında bulunarak onların fikrî hareket ve içtimai vazîyetlerile bizzat alâkadar ola>ak tetki • kat yapacaklar ve birer konferans vereceklerdir. Şahty fUmlnde Yalova yolu Mudanya iskelesini körletti Son zamanlarda istanbul yolcu larının ekserisi Yalova yolunu tercih ettiklerinden Mudanya tariki hemen hemen görleşmiş gibidir. Kış dolayısile tüccar eşyası sevkiyatı da azaldığından Istanbul'dan her gün Mudanya'ya sef er yapmakta olan va« purlar şimdi sahadan çekilmeğe başlamışlar ve seferleri yalnız Seyrisefain'e terketmek zaruretinde kalmışlardır. Seyrisefain de haftada dört sefer yapmakta olduğundan gerj kalan günlerde vapur gelmivor. Bina • enaleyh bu yoldan celbedilmekte olan tstanbul gazeteleri bazı günler Bursa'ya gelmiyor. tstanbul'un burnn dibinde sayılan büyük bir şehrin gfinün gazetelerinden mahrum kalışı büyük bir boşluk teşkil ediyor. Postaların her gün ve muntazaman Yalova yolundan eelmesine rağmen gazetelerin hâlâ Mudanya yolundan celbedilmesindeki manayı kimse anlı • yamıyor. Gazete okuyan halk bun • dan müstekidir. Mihracenin esiresi Alkazar ve Şık'ta Yeni f ilimler Lostracılar şahı Glorva'da Prens böyle güzel bir kadının sarayında misafiı alakoymağı canına minnet biliyor. Randolf Prensin Linda'ya göz koyduğunu görünce onu kaçırmağa karar veriyor. Lâkin yarıyolda yakayı ele veriyorlar. Bunun üzerine Prens Randolfu bapsettiriyor. Kadını da korkutarak kendisine rametmeğe çalışıyor. Linda'nm şerefine mutantan bir ziyafet tertip ediyor. Bu ziyafette Prensin adamları çok tehlikeli hüner ve marifetler gösteriyorlar. Prens ertesi gün kadının sinirlerini büsbütün oynamak için: Eğer kocan, diyor, timsahlarla dolu gölden yüzerek geçebilirse ikinizi de serbest bırakırım! Linda'nın artık sabrı ve taham * mülü tükenmisti. İhtiyat olarak sakladığı küçük tabancasile Prensi yaralıyor. Tam bu sırada yakındaki bir yanardağ alevler saçmağa başlıyor. Saray erkânı, halk birbirlerine giriyorlar. Karı koca da bu fırsattan is» tifade ederek kaçıp memieketlerine dönüyorlar. Birbirlerine karşı olan muhabbetlerini pek acı tecrübelerle anlamış oldukları için eski mes'ut hayatlarına kavuşuyorlar. Halka meccanen dat fidant verileeek Dut zîraatinin daha fennî bir şekle irca edilmesini halka öğretmek içm böcekçilik ve ipekçilik enstitüsü halka ve köylüye binlerce ilân tevzi etmistir. Iktisat Vekâleti vilâyetimize (35) bin dut fidanı gönderecek ve bu fidanlar halka meccanen tevzi edilecektir. Ayrıca tktisat Vekâleti iyi dutluk yetiştirenlere mükâfat tevzi edecektir. Yelkenli bisiklet Bursa'da Olen fabrikatör Tekirdağı Roylu sandıgı Bir sa mütehassısı eelbedildi Şehir sularını esaslı bir şekilde ıslah etmek üzere Bursa Belediyesi su mütehassısı Suphi Beyi Bursa'y» celbetmiş ve Belediyece bu ıslahata memur edilmiştir. Cenaze merasimi büyük Vali Fahrettin B.kıymetli bir eser vücude getiriyor tezahüratla yapıldı Tekirdağı Vilâyetinin kıymetli ve çalışkan valisi Fahrettin Bey Vilâ yet merkezinde halk için gayet faydalı bir müessesenin temellerini at • mış bulunuvor. Bu müessese, köylüye her türlü çift alât ve edevatını va delerle satacak, icap eden hayvanatı tedarik eyliyecek ve yahut çiftçinin tohum ve ekim için muhtaç olduğu parayı az faizle verecek yardım sandığıdır. Bu sene konulan usul sa • yesinde Tekirdağı Vilâyeti ya mahsul zamanmın sonlarına doğru ve yahut gelecek sene iptidasına doğru «köylüler yardım ve tasarruf sandığına» kavuşmuş bulunacaktır. Fahrettin Bey Afyonkarahisar'ında vali iken «Afyon köylüleri yardım ve tasarruf sandığı» ismînde bir bankacık tesisine muvaffak olmuştu. Bütün köylüler banka namına, yani kendilerine ileride yardım edecek mü • essese namına birer miktar yer al dılar. Bu yardım tarlalannda yetiştirdikleri mahsulâtı, arpayı, buşrdayı vilâyetin emrine amade bulundur • dular. Nihayet Ziraat Bankası bu mahsulâtı satın aldı. Satıştan hâsıl olan sermayeye idarei hususiyede bir sermaye ilâve etti. Bu suretle Afyonkarahisar'ı yardım sandığı teessüs etti. Bu sandık şimdi Afyon köylülerine çift alâtı veriyor, hayvan veriyor, istiyenlere de nakden yardım ediyor. Sandığın şimdiki sermayesi de 200 bin liradan ibarettir. Bu iki yüz bin liralık sermaye zahmetsiz, külfetsiz, hatta hiç duyulmadan verilip meydana çıkmıştır. Fahrettin Bey Af . yon'da yaptığı bu tecrübenin muvaffakiyetle neticelenmesinden duyduğu bir zevk ve aldığı kuvvet ve cesaret ile ayni müesseseyi Tekirdağı köy • lüleri için de vücude getirmek üzeredir. Vali Fahrettin Beyin tasarruf haftası esnasında verdiği konferansa ait matbu bir risaleyi de ahiren tetkik Motörsüz tayyarelerin son derecede taammiim ettiği Almanya'da şimdi de kanatlı bisiklet icat edilmiştir. Bu kanat sayesinde bisiklet âdeta uçmakta ve ayak hiç yorulmamaktadır. Kanatlı bisiklet mucidi Herr Haus Richter'dir. Mumaileyh icat eylediği yeni vasıtai nakliyeye (yelkenli bisiklet) ismini vermiştir. Ftrka irşat keyetlerinin faaliyeti Fırka tarafından teşkil edilen ve muhitimizin en münevverlerin den mürekkep bulunan trşat Encümeni her hafta pazartesi günleri Halk Fırkasında içtima ederek Bursa'da bir fikir hareketinin kaynaş • Bursa'daki Dokumacılık Türk Anonim şirketi fabrikasına Avrupa'dan bir (şarj) makinesi getirtil • miştir. Şimdiye kadar eşarj edilecek kumaslarımtzı Avrupa'ya gönderiyorduk. Mezkur fabrikanın celbet • tiği bu makine artık kumaşlarımtzın Avrupa'ya gönderilmesine hacet bırakmamıstır. Dokumacılık fabrikalartnda yeni makineler Polis noktalan fazlalaştı Polis müdiriyeti polis kulübe ve noktalarmın adedini arttırmıştır. ettik. Fahrettin Bey iktisadî cephede kuvvetli bir idare adamımız olduğunu bu konferansında da ibraz eyle • miştir. Fahrettin Beyin konferansından şu bir kaç fıkrayı aynen nakle • diyoruz: «İktisadm tekâmülünü tazammun edebilmesi için; yapılacak programda, memleketin istihlâk maddelerini tesbit ettikten sonra, bunlar içinde kullanılması muzır olanlar varsa, programdan çıkarılmalıdır. İstihlâ • ki; menfaatli iken, dairei itiyadımıza girmiyenler varsa, bunlar da istihsal mıntakalarına mal edilerek, yetiştirilmeli ve istihlâkâtımıza katılmalıdır. Ikame kanunundan bahsedilinco; mühim, hatta hayatî bir mes'ele kendisini gösterir; bu mes'ele yerli mahsulü ve metaı kullanmak mütaleası ile beraber yürür: Yerli malı kullanmak, kendi ya • ğımızla kavrulmak, memleketimizin yetiştiremediği veya noksan yetiş • tirdiği şeylerin yerine, başkasını ikame etmek demek, medeniyetin bizi alıştırdığı insanî, bediî zaruretler den feragat etmek demek olmadığını kat'iyetle bilmeliyiz. Aksi hal, bizi kara bir tevekkül ile korkunc bir kanaata götürür. Boşluğa, yokluğa •ürukler.> Samsun'da bir grev Samsun'da tütün imalâthanelerinden birinin amelesi az para ile gece me • saisine icbar edildikleri için işlerini bırakmıslardır. Zabıta mes'eleye vazıyet etmistir. Hapisten kaçan idam mahkumu Aksaray'dan bildirildiğine göre güzel Yusuf isimli bir idam mahkumu hapisanenin damını delerek firar etmeğe muvaffak olmuştur. Uç gardiyan ile firar ensanıda nöbetçi bulunan .iandarma neferi tevkif edil mişlerdir. Konya köylüleri su istemiyorlar Konya sulama sahasına dahil bulunan köylerdeki halktan çoğu sulama dairesine müracaatle bu sene zeriyatı için su istemediklerini bil • dirmektedirler. Dönüm başına sulama ücretinin tenzil edilmiş bulun • masına rağmen çiftçinin su istememesi hububatm elinde kalmasından ve idareye borçlu olmasından ileri gelmektedir. izmir Beledıyesi fena vaziyeffe tzmir Belediyesinin varidab 950 bin lira olarak tesbit edilmiştir. 928 sene sinde iki buçuk mflyonluk bütçesi olan belediye bu 9 5 6 bin liranın 300 bin Iirasını da İş Bankasından istikraz edilen paranın faizi olarak bankaya vermek mecburiyetindedir. İzmir Belediyesine kala kala 650 bin lira kalacaknr. Kör musikişinaslar Evlât katili bir ana daha Alâiye'den bildirildiğine göre Gözüküçüklü köyünden on yedi yaşla • rında Ummülhan ismindeki kızm dağda odun keserken bir çocuk doğurduğu ve bunu öldürerek toprağa gömdüğü iddia edilmiştir. Adliye bu hususta tahkikat yapmaktadır. izmir'de faydalı bir teşebbös tzmir'deki Amerikan kolleji kendisine ait çiftlikte bir tavukçuluk kursu açmıştır. Kollej müdiriyeti 15 yaşından 18 yaşına kadar olan bütün delikanlıların bu kursa meccanen devam edebileceklerini, bunlann çiftlikte iaşe ve ibate olunacaklarını bil* dirmiştir. Mersin'de mahkum olan kaçakçılar Mersin ihtisas mahkemesi rakı kaçakçılığı yapan Halil isminde birinin alb sy hapsine karar vermiştir. Mersin debagat fabrikasında çalışan Adolf Gaben is • minde biri de rüsumsuz ithal ettiği derileri işlemeden sattığı için altı ay hapse olmuştur. Bir kadın bir erkegi vurdu Beypazarı'nda Kapullu karye* sinde köylü Hasan Ağanın kızının düğününde Sati Kadın isminde genç bir dul Emin adlı bir delikanlıyı lört yerinden tabanca ile vurmuştur. "\ti Kadın «Emin'i ben vurdum, beni . na bir kadın gibi kaldırmak istiyordu» demistir.