BİR DEVRİN TARİHÎ1 Ziya mal Sehir ve memleket haberleri j Siyasî icmal Nebatî yağlar *• Türkiye'de pek âlâ ' istihsal edilebilir Alâkadarlar: «Hipodrom Gazetenizin 10 aramıyoruz» diyorlar tarihli nüshasında kânunusani 1932 nebatî yağları Hipodromu meydana çıkarmak için Sultanahmet meydanında son defa olarak yapılan hafriyatın da akim kaldığı yazılmıştı. Bu hususat sabık Müzeler müdürü ve fstanbul meb'usu Halil Bey diyor ki: « Sultanahmet meydanında esasen aranıhp bulunacak bir şey yoktur. Hipodromun mev kii malum ve muayyendir. Yapılan sondajlar topoğrafyasının a hnması içindi.» Hipodrom için ve Mithat Paşalarla Namık Ke Bevin havatlarına ait hatıralar Yapılan hafriyat Fakir diye Kimlere derler? Belediye: «Kazancı 40 Iira tutmıyanlar» diyor Yol vergisi kanunu fakirleri bu vergiden istisna etmektedir. Daimî Encümen bu münasebetle kimlere fakir deneceğini tesbit etmiştir. Encümene nazaran ka • zançları 40 liradan asağı olan kimseler fakirdirler. Bu gibilerden vol vergisi alınmıyacaktır. Almanya moratoryomun temdidini reddetti Tamirat mes'elesi gayet vabîm bîr şekil aidı. (Bâle) şehrinde toplanan mütehassıslar komitesi Almanya'nm şarta tâbi ve gayritâbi tamirat tak« sitlerini art<k tediye edemiyeeek bh; vaziyette bulunduğu yolunda rapor verdikten sonra tamirat hakkında bir, karar ittihazı için bu ayın on seki » zinde Lozan'da bir konferansm iç » timaa çağırılması kararlaştnnlmışU. Bu esnada tngiltere ve ttalya efkân umumiyesi tamiratın ve harp borcia», rmm külliyen ilgası lehinde bulunmuştu. 1 Fakat Fransa hükuroeti Amerika Reisicumhurunun bir senelik tecil teklif inde olduğu gibi tamirat kon • feransmda dahi tehir ve tavik si • yaseti takip etti. Bunun neticesi olarak Almanya Basvekili M. Brünin? Almanya'nın artık ne şimdi, ne de i« leride tamirat icin tediyatta bulunamıyacağmı Inçiliz sefirine bildirdi. O tarihtenberi tngiltere ile Fra"«a arasmda bh çok müzakereler cereyan etti. Fransa şimdilik ancak moratoryomun temdit oltınabileceğini söylemiştir. Ingiltere ise tamiratın esaslı surette balledilmesinde ırrar eylemektedir. İki devletin noktai na* zarlan arasmda itilâf hasıl olmadıŞi takdirde Lozan konferansmdan bir netice çıkmıvacağından tngiltere hlikumeti şimdilik mevcut moratoryo' mun bir sene müddetle temdidin! Almanya hükumetine teklif etmiştir* Almanya Başvekilî M. Brüning hvı teklif i şiddetle reddetmiştir. Bu münasebetle Almanya'nın malî vaziyctl gittikçe fenalaştığı ve yakın zamanda tamirat mes'elesi esaslt surette halledilmediği takdirde Almanya'ntn] harice ait tediyatını büsbütün kes • meğe mecbur olacağı ve bunun mes'u* Iiyeti Fransa'ya racî olacalh Berlia mehafilinde beyan edilmiştir. Almon* ya Basvekili tamiratın bir sene d«^a tecili teklifmi reddederek kendisini ' iflâstan kurtarmak istediği beya • nat ile anlaşılmış oluyor. Konferans toplansın toplanmastnı Almanya kat'i kararını bir daba ilân ve teyit etti. Konferans icîn artılc yapacak bir iş kalmamıstır. Almanya devletlerî bir emri vaki karsısınc?&7 bıraktu Almanya'yı zorlasalar da zorlamasalar da artık para almanın hnkanı kalmamıstır. Kendisini iflâs tehlikesmde gören bu devlet her şeyi gözüne almıştır. Bu vahrm vaziyct karşısmda Avrupa'yı ve bütün ci hanı siyasî, malî ve iktisadî harabi « den kurtaraeak yegâne çare alâ kadar devletlerin siyasetinde akh selimin hükümferma olmasıdır. Aks| takdirde bütün Avrupa medeniyeti şüphesiz gafletten sarsılacak ve ihtimal yıkılacaktır. MUHARREM FEYZl Ziya Pş. mürteşi defterdarı sepetliyor Ziya Paşa, jandarma kamandantna sert bir sesle dedi ki: «Şimdi der~ hal iki araba tutunuz. Defterdarın eşyasmı bir arabava, kendisini öteki arabaya koyarak Mersin'e gönderiniz /» 3 Ziya Paşamn Adana vaUliği es ttaiında defterdar ve miihürdar ta olmak üzere bir irtikâp kumpanyast ahaliyi toymaktadır. Bu va ziyet halk arasmda Ziya Pa*amn rta bu işlerde methaldar olduğu şüphelerini uyandtrıyor.. Bu rezalet, bu minval üzere daha 8c Hört ay sürdükten sonra bir mcs'•T~den dolayt defterdarla Ziya Paşanın arası açıldı. Defterdarın tebdili vazıidı.. Bir kaç defa tekît o • lundu. Cevap alınamadı. Biz: «Anla•ılan defterdar beyin kumpanyası, BabıalPye kadar kol budak sal • tnış..» diye düşünüyorduk. Fakat bir sabah, bazı evrak mü • hurietmek için Ziya Paşanın ya • nm3a bulunuyordum. Paşa, hid • detli ve asabi görünüyordu. Oda • nm ortasında dolaşıyordu. Birdenbire durdu. Jandarma kumandanmı ça • buk çağırsınlar, dedi.. Jandarma kumandanı geldi. Ziya Paşa sert bîr sesle, jandarma ku • mandanma hitaben: ! Şimdi, derhal, iki araba tutu • nuz, diye emrettî. Defterdarın eşyasını bh* arabaya, kendisini de öteki arabaya koyarak Mersin'e göndsri • niz. Vapura koysunlar. Bana tel • yraf çeksinler.Jandarma kumandanı selâm ve • rerek gitti. Ziya Paşa hâlâ asabiydi. Arzettiğîm evrakı elinde eviriyor, çe'viriyor, bir türlü mühürlemiyordu. Aradan bir müddet te böyle gecmişti ki, kapı açıldı içeri jandarma ku • mandanı firdi. Kumandanın halinde bir tuhaflîk vardı. Bir şeyler söyle • mek istediği fakat söyliyemediği belliydi. Ziya Paşa sordu: Defterdar defolup gîtti mi ? Hayır efendim. Neden? Kendisinîn cebren vilâvetten çıkarıldığına dair bir tezkere istiyor. Ziya Paşa gülerek: Peki, dedi. Arzuları yerine getirilecektir. Ve derhal, defterdarın îstediği tezkere yazıld:. Defterdar, Mersin'e ve öradan da tstanbul'a gönderildi.. Bu vak'a, benî ve bir çoklarımızı, Ziya Paşa hakkında deveran eden savfalan kökünden temîzliyeceği itibarile sevindirdi. Fakat, menhus irtikâp kumpanyasının diğer azaları, bilhassa mühürdar f aaliyetinde ber> devamdılar. Ve onlann halkı soymakta ısrar eden faaliyeti, efkâri umumiyede Ziya Paşayı da lekeleyip duruyordu. Artık bu hale tahammül etmek mümIriin değildi. Ziya Paşa ile yalnız kaldığımız bir gece ahvali kendisine anlattım. Paşa bir hayli düşündü, dalgin bir sesle: Defterdarın ne olduğu anla şıldı. Fakat mühürdarm irtikâp edeceğine aklım ermez, dedi. Çünkü iki t»in beş yüz kuruş maaş veriyorum. Aşar müzayedesine, ve bazen tahki mevaddı iptidaiyelerinin dahilde mebzulen yetistirdiği hakkındaki şayani dikkat başmakaleyi okuduk. Bir kaç gün evvel İstanbul'da Sanayi Birliğinde toplanan bir ikî fabkata gîdiyor, yevmiye alıyor. Ken rikatorun üç sene evvelki tetkikatına dîsi yalnız bir adam. Bu rivavetWe istinat ederek Türkiye'de nebatî ve mühürdarm hıisuneti, cahilâne hahayvanî yağlann memleket ihtiya • reketi sebep oisa gerektir. Maamafih cına kifayet edemediğini ve bundan arastıraiım. Bir ipucu bulahm. Çündolavı hariçten bazı teshilâta mazhar olmak üzere hint cevizi koprasi ve a» kü bizim memlekette sırf gareze müsrasit yağlarının Türkiye'ye ithaline tenit iftiralar, şüpheler, yakıştırmamüsaade olunması tarzmdaki mü • lar çok olur.. talealannı gördük ve hayret ettik. Efendim, dedim. Şüyuata nazaTürkiye'de arazi mevcudunun ran iş şüphe derecesini geçiyor. Hem %65 ini ekebilir, mütebaki kabili halkın mühürdar hakkındaki nazar* ziraat arazinin her hangi sebepten Bu hususta Müzller idaresi de ları çok uzaklara gidiyor. olursa olsun ekilmemekte olduğu Ziya Paşa birdenbire sözümü kes şunları söylemektedir: şüphesizdh*. Bahusus bu son sene • ti: « Hafriyatın sebebi sırf ev lerde bütün Avrupa'da olduğu gibi Durunuz, anladım. Beni de ka velce yapılmış olan bir plânın baTürkiye'de de iktisadî buhran dolarıştırıyorlar, değil mi? dedi. öyle îse, zı noksan kısımlarımn tamam • yısile halk mahsulâtı arzivesini sataben, mutmain olmadıkça bir şey ya lanması içindi. İngiliz'ler tara madığı bir zamanda, dahilden istih • pamam. ömrüm içinde böyle ifti lâki mümkün olan nebatî yağlan isfmdan tertip edilen plânda Hi raların öylelerini gördüm ki, akılları tihsale hazırdır. podromun bir iki köşesi meçhul hayretlere garkeder. Siz de, cihanı, Binaenaleyh Sanayi Birliğinm nekahmştı. tsviçre'li mütehassıs sırf insanlan anlamağa başlarsanız, o batî ve hayvani yağlann mevaddı ipbunun için bu işe teşebbüs etmişzaman görüşürüz.. tidaiyeleri memleket ihtiyacına kifatir.» yet etmez tarzmdaki iddian kat'iy. O gece bahsi burada kestik. Bir yen varit değîldir. Çünkü istihsal o • müddet sonra mühürdar, Tarsus âşaIunacak mevaddı iptîdaiyelerin memrmm müzayedesine gitti. leket sanayiinde istîmali tahakkuk etBir gün, Tarsus tüccarlanndan bitiği takdirde bugünkü hasılatm ( % 3 0 rinin beni görmek istediğini haber veya % 4 0 ) misli fazla hasılât alı verdiler: nacağından hiç şüphe edilmemelidh*. Buyursun, dedim. Kasabamız merkez ve köylerinde Tarsus'lu tüccarla Tarsus'ıra ah yapılan muhtelif tecrübelerde beher valine ve saireye dair bir müddet gödönüm araziden (200 ilâ 350) kilo rüştükten sonra: ayçiçeği tohumu ahndığina ve halen Sebebi ziyaretinizi sorabilîr mi(2030) bin dönüm arazinin bu zeriyim, dedim. Bir diyeceğiniz, bir şi • yata tahsisi kabil olduğuna naza • Adana'da Ahmet Ağa isminde ve kâyetiniz mi var? ran yalnız Adapazarı'nda senevi elyevm 62 yaşmda bulunan bir ihtiTüccar biraz tereddütten sonra: (56) milyon okka ayçiçeği tohumu yar vardır. Bu adam 1286 senesinde istihsal olunacak ve bu miktar sene Efendim, dedi. Bilhassa mühür doğmuş, 21 yaşmda zaptiyeliğe ya • den seneye artacaktır. dar beyin Tarsus.taki âşar muamezılraış ve vali Şakir Paşa zamanında lesinden şikâyete geldim. vilâyet makamı maiyyetine verilmişTürkiye'nin yüzlerce münbit ve Derhal Tarsus'lunun sözünü kestir. Ahmet Ağa 41 sene zarfında 50 feyizdar memleketleri vardır. Binatim: . enaleyh Sanayi Birliğinin hakikî bir valiye odacıhk etmiştir. Hâlâ da vitetkikata istinat etmiyen kararlan Bu mes'eleyi bana değil paşaya j i â y e t odasmda odacıhk yapmaktadnr. çalışkan ve asil çiftçüerimizin du • arzediniz. Ben, kendisile gorüşme • I lâyet odasına odacıhk yapmaktadır. şüncelerinden doğmuş değildir. Memnızı leketimizde mebzulen yetişmesi kabil olan diğer mahsulâtı arziyenin para Aman efendim rica ederim.. j OİUiyaiî etmediği bu zamanda milyonlarea liZahmet buyurmayınız. tstemem. PaAksehir'in Bermende köyünde garip ramızın Avrupa'ya gitmesine hiç bh* şa hazretlerine söyliyecek hiç bir bir vak'a olmustur. Köy esrafından Sofu Tfirk köylüsü ve çiftçUi razı değildir. sözüm yoktur.. Rica ederim.. îste zade Kemal Efendinin refikası Nazike Cumhuriyet hükumetimiz bu huraem.. Diye şaşaladı. Hanmüa arkadası Rakibe ve kardeşi kü susu nazari itibara alarak memlekeBen bu telâşeden hayret içindo cük Nazike Hanımlar bir gece yatarlartimizde mebzulen yetîşen susam, kalmıştım. Israr ettim, neden dolayı ken Rakibe Hanımın boynundaki besi haşhaş, ayçiçeği ve ketentohumu zeripaşaya bu mes'eleyi bildirmek istebiryerdelere göz koyan iki hırsız içeri yatma emin bir istikamet verece • mediğini söylemesi için sıkışhrdım. girmişler, bunlardan biri Rakibe Hanığinde emniyetimiz berdevamdır. Nihayet, adamcağız, korka korka, Adapazan'nda zürradan ve daimî ga • mm yatağına yaklasarak hissettirmeden kulağıma iğilerek gayet yavaş bir zetenizin karüerinden Şerif oğlu Salim altmlan çalmak istemiştir. Rakibe Hanım sesle: uyanmış, imdat istemiş, gürültüyö du • Efendim, dedi. Mühürdar bey, yan küçük ve büyük Nazike Hammlar filânca zattan paşa hazretleri na • yataklanndan fırlayınca Ud hırsızla karmma da para almış. Hatta paşa sılasmışlar, küçük Nazike Hanım hır • hazretleri mühürdara, bu hususta, sızın birini kaçırmış, büyük Nazike H. pek emniyet etmediği için, paranın da öteki ile boğazlaşmağa baslamıştır. miktarı hakkında şahsen tahkikat Bu boğazlasma neticesinde büyük Na • yaptırıyormuş. Filânca ve falâncaya zike Hanımın bir eli parçalanmıs, kadın öteki elile bir sopa kaparak hırsızı a • da mahremane yazılmış. damakıllı dövmüştür. Nazike Hanım ile Kan tepeme çıktı: hırsız boğuşma esnasında bahçeye çık Aldanıyorsunuz. Bunu kat'iyAdana'da çıkan Türk Sözü gamıslar, bu sırada komşulardan Ethem yen memul etmem, dedim. Tüccan Efendi yetişmiş, hırsızı tutarak kara • zetesinin Mi8ir*dan aldığı bir babu hususta ikna etmek için bir hayli kola gütürmek istemiştir. Hırsız yanyol bere göre, Mısır sermayedarla dil döktüm. Nihayet adamcağız, söyda bıçağım çekerek Ethem Efendiyi ö l rından mürekkep bir grup memlediklerime inanır gibi görünerek çedürmüs ve yakalanmıştır. leketimizde muhtelif nafıa işleri kilip gitti. için elli milyon Türk liralık bir Blabadi var Amelî Hayat mekfebi mezunları loplanamadılar Ameli Hayat mektebi mezunlan cemiyeti azalan dün Halkevi'nde topla • nacaklardı. Ekseriyet olmadığından bu. içtima önümüzdeki haftaya tehir edü • miştir. Anadolu'da grip fazla Vflâyetlerden gelen naberlerde grip vak'alan bilâîstisna her tarafta ziyadelesmiştir. Hastahk vefiyata sebebiyet vermemekte ise de halkı bir hafta kadar işinden alıkoymaktadır. Bir çok şehirlerde mektepler tatil edümistir. En eski odacı Haliç şirketi Şirketin yaşamasma ' imkân görülmüyor * Haliç şirketinin vaziyetini tetkik için teşekkül e d e n komisyon bugün d e toplanarak mesaisine d e v a m edecektir. Ş i m d i y e k a d a r yapılan tetkikat şirketin 3 sene zarfında 3 milyon yolcu k a y b e t • tiğini göstermektedir. B u n a sebep otobüslerdir. Alâkadarlar b u m e s ' e l e h a k k ı n da ş u n l a n söylemektedirler: € Söylendiği gibi şirketin tasarruf yaparak i d a m e i h a y a t e d e b i l m e s i n e i m k â n yoktur. Çünkü işliyen v e dolayısile e s k i y e n vapurların v e iskelelerin daimî surette tamiri mecburiyeti vardır. Bunlar ihmal edildiği takdirde şirket k a n u n e n mes'ul olur.» Şirketin vaziyetini tetkik e d e n k o m i s y o n mesaisini bir a y a k a • dar bitirecektir. •' % Adana'da 50 valiye hiz met eden bir ihtiyar var ! Akşehir'de haydutlara Mısır'Iı Izmir Rıhtım şirketinin 4 Gizli hesapları tzmîr 21 Rıhtım Şrrk'etmîn Kesabah tetkik edilmektedir. Şirketin hükumetten giziediği yeni bazı evrak bulunmuştur. Bu meyanda hükumet menafii ile alâkadar 97,000 liralık bir vesika da vardır. Belediye reishniz Behçet Salîh Bey şirketin belediyeye devri mes'el s si etraf mda hükumet nezdinde teşehbüsatta bulunmak üzere pazar günü Ankara'ya gidecektir. Mürettipler Dün cemiyetlerinin senelik kongresini yaptılar istanbul mürettipleri cemiyetlerinin senelik kongresini aktetmişler, yeni sene intihabahnı yapnuslardır. DünkS mtihabatta heyeti idareye Camal, Hayri, Nüsuhi, Murat, Esat, Kadi ri Osman, Faik, Mithat, Osman, Hay • dar Ibrahim efendfler ve ihtiyat azalığa da Bahaettm, ömer, Selim, Şahîn Hayri, Süleyman Safi, tzzet Efendiler seçil< mışlerdır. Yeni heyeti idare yakmda yapacağî bir içtimada yeni reisini intihap edecek* »u. J tir. Sermayedarlar f Memleketimizde iş * görmek istiyorlar Makedonya'da sıkıntı var Makedonya'dan gelen haberlere göre halk arasmda umumî mahiyette bir sıkmb başlamışbr. Bilhassa Kozan taraflannda halk dağlardaki otlarla taayyüş etmeğe mecbur olmuşlardır. Garbî Makedonya mahsulünün uçte ikisi mahvounustur. Köylüler gözleri o* nunde ölmekte olan çift hayvanlarmı kesmek veya satmağa mecbur kalmaktadnrlar. Akdajj madeninde bir ihtilâs Lehistan Hahambaşısı İstanbul'da Akdağ madeni kazası icra memuru icra paralarmı zimmetine geçirmiş ve tevkif edflerek mahkemeye verilmiştir. Kambiyo Borsasında İstanbul Kambiyo ve Esham Borsa* stmn yeni mecüsi idare azalıklanna asa* ğidaki zevat mtihap olunmuslardır: Firuz, Ferit Ferhat, Refflc, ZahH, Meyohas, Takopulos ve Aram Beyler. sermaye tahsis etmek istemek tedirler. Bu teşebbüsün Mısır'da çıkan Muhadenet gazetesi tarafmdan başanldığmı haber vermektedir. Galatasaray'daki konserler Peynir nizamnamesi Devlet Şurasmda Ankara 22 tktisat Vekâletî tarafmdan peynir ticaret ve ihracatı hakkında yapılan nizamname Devlet Şurasına verilmiştir. Nizamname* nin başlıca esasları şunlardır: ı Peynirhaneler sıhhî yerlerde tesis edilecek, peynir imalinde kullanılan kaplar temiz ve sıhhî olacak, sütler sağlam hayvaniardan istihsal edilmif bulunacaktır. İşçiler de sıhhatli ola? caktır. j Peynirlere tuz ve mavadan ve bîn de fennfn müsaade ettiği miktarda renkten başka bir maddei ecnebiye ilâve edilemez. Tuz miktarı yüzde besi geçemez. Peynirlerin ihtiva ettiği yağ miktan kapların üzerine işaret edilecektir. Bir kap içine yalnız bir cîns peynir konabilir. Harice gön< derilecek peynirler bilhassa iyi cinsinden olacak, her ambalâj uzerinde bunu ihraç eden müessesenin unvanı yazılmış buIunacaktır.Peynirlerin sık» letini artırmak maksadile ağır kaplara konamıyacaktır. Yalova köyliileri ve ipekçilik Yalova köylüleri ötedenberi dutçuluk ve kozacıhk yaparlardı. Harbi umumî ve istiklâl mücadelesi es • nasmda terkedilen bu işin kövlüler tarafmdan tekrar ihyasma çahşıl • maktadır. Dün şehrimize gelmiş olan Lehistan Haham'ba.ftsı M. Gorra (Yanında ettni oöğsuir koymuf olan zat, İstanbuVdaki Eşkinazî Musevi cemaati Hahamba§ıst ve Musevi Liseler müdürü doktor Marküs'tür) teşkil etmiştir. Lehistan Hahambaşısı M. Gorra Lehistan Hahambastsınm bu seyayanında refikasile bazı zevat ve Lehati Filistin'de teşekkül eden Yahudi histan Musevî cemaati matbuatmm kolonisini ziyaret etmek maksadma umumî bir mümessili olduçu halde matuf bulunmnktadır. K^ndisi bu dün sabah sehrimize gelm^tir. rada tstanbul Musevî Eskinazi ce • Şehrimiz Musevî cemaati tarafınmaati hahamhasısı ve Musevî lisesi dan büyük merasimle karsıTa^an M. müdürü Dr. Marküs Ef. nin evin<> miGorra'nm îstanbuV» sreTmesî Mu fir olmustur. Yarın şehrimizden ha•evi'ler arasında mühîm bir hâdiso reket edecektir. Esnaf ve Ticaret Odası Ticaret odaları kanunu mucibince ticaret yapanların ve her hangi bir sermaye veya sâyi amel mukabilin • de para kazananların ticaret oda • lanna derece derece kaydolunmalan lâzım gelmektedir. Esnafın da bu kayda tebaan 1932 senesinden itibaren odaya kaydedilmeleri hususu ka« ra'a^tırılm "tır. Oda mec 'sinin Önümüzdeki i^ti • maında bu 1 'us için müzakere ce • reyan edece tir. Galatasaray Hsesinde mektebin musiki muallimleri Seyfciiin Asaf ve Sezai Asaf Beylerin himmetlerile mükemmel bir orkestra teşekkül etmiştir. Talebe orkestrası cuma gece ve cuma günü mekteote pek büyük bir kalabahk huzurunda senelik konserlerini vermisler ve pek çok allnşlanmışlardır. Konser çok muvaffakıyetli olmustur., Muallimlerini de, talebeyi de tebrik ederiz.