12 Ocak 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

12 Ocak 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1932? SON TELGRAFLAC Ne kadar altm var? Devlet Bankasının bir hulâsai hesabiyesi Ankara 11 (Telefonla) Cum huriyet Merkez Bankasının 2/1/932 tarihinde nesrettiği hulâsai hesa • biyeye göre bankada 4159 küsur kilo külçe haünd» safî altm mevcuttur. Bnnlann kıymeti bugünkü rayice göre 6,357,000 küsur Türk lirası tut roaktadır. Bunlar ihtiyat evrakı naktiyeden ilâveten tedavüle çıkarılan banknotlar karşılığıdır. Bunlardan başka bankada kendi «ertnayesi olarak 8,545,000 küsur lira kıymetinde altm vardır. Döviz vaziyetine gelince bankadaki döviz mevcudu da 6,702,000 küsur lira kıymetindedir. Bu paratun 5,637,000 küsur lirası ilâveten tedavüle çıka • rılmış bulunan ihtiyat evrakı naktiye karşıhğıdn 1,065,000 küsur liralığı da bankanın kendi sermayesi ile aldığı dövizdir. Banka her hafta bir hulâsai hesabiye nesredecektir. Suriye'de Son hâdiseler Vaziyet pek ziyade gerginleşmektedir Taymi» gazetesinin Kahire mu • habiri 7 kânunusani tarihıle »ön • dermis oldueu bir telgrafnamede Suriye'de vaziyetin son derecede çergin olduğunu bildirmîs ve son hâ diseler hakkmda şu tafsilâtı göndermistîr: Suriye'den varit mevsuk habertere sröre intihabat münasebetile zuhur eden kanşıklıHard&n dolavı vaziyet gayet gergindir. Halep'teki istisaş esnasında raakrul olanların miktarı sîmdi on bîm baiiğ olmusrur. Ahali millivetperverlerden bir havlisinin tevkif edîlmesme karşı Drof«»s*o icin evlerini kapalı tutuyorlar. Mevkuf • ların arasında Sadullah Cabri Bey vardır. Tercume, ıkubas, taD. ve salr hukultu mahiuzdur M Atina'da Yunan güzelini ziyaret! 4 1 Bilhassa fevkalâde temizliği na zari dikkati celbeden bir lokantada öğle yemeğimizi yedikten sonra Mis Grek'in evine gittik. Mis Grek ve halası bu ziyaretimizden pek memnun görünerek bizi sehrîn en güzel ga • zinolarından birine götürdüler. Orada bir kaç saat güzel vakit geçirdik. Sonra Atina'nın bütün güzelliğini bize göstermek için uzun bir otomobil gezintisi yaptırdılar. Hakikaten memIeketlerile iftihar ettikleri kadar var. Bilhassa yolları, asfalt cadde • leri öyle mebzul, öyle temiz ve güzel ki.. Eski Yunan stadyomlannı takli • den yapılan yeni ve büyük stadyom da sayani dikkat. Akşam üstü bize gösterdikleri misaf irperverlikten dolayı kendilerine teşekkür ederek vapurumuza dön dük. bir hâdise var, ortada: Vahşetler denk!.. Ve yirminci asrın bu harikulâde vahşetine unanlı göğüslerini siper ederek aziz kanlarile bu toprakları yuğurmuş olan o şehitleri bütün kalbimle selâmhyor, bütün mane viyetimle karşılannda iğiliyordum... Boğazı geçişin yüksek heyecamnı bütün gece içimde duydum ve pek az uyku uyudum! Sabahleyin İstanbul'u görüş te az heyecanlı değildi! Şehir göründük ten sonra insan ona yaklaşıncaya kadar saatler değil, asırlar geçiyor! Sabahın açık mavi ve eflâtun sisleri arasında İstanbul'un mahmur mah mur bir uyanısı var ki nefis!.. Rıhtıma yanaştığımız vakit saat yedi idi. Beni istikbale gelenler arasmda evvelâ, garip değil mi, mini mini kardesim Süheylâ'yı gördüm! Belki de sevincinden zıp zıp sıçra dığı için nazari dikkati celbediyordu. Benim kalbim de göğsümün içinde tıpkı onun gibi zıp zıp sıçnyordu. Süheylâ'nın ellerini tutmakta olan annemle babamı görünce her seyi unutarak vapurun merdivenlerine kostum. Ablamla eniştem polislerle muamele yaparken ben kendimi bir an evvel, beni bekliyenlerin koUanna atmaktan başka bir sey düsünmüyordum! Annemin gözleri yaalı idi; küçü cüğüra Ue mütemadiyen gülerek dizlerime sanlıyor, beni çok özlemis olduğunu soylüyordu. tlk heyecan anı geçtikten sonra (Cumhuriyet) mü • dürünün bana büyük bir nezaketle uzattıgı güzel çiçek demetini aldım, çok mes*uttum. Beni istikbale gelenlerin ellerini sıkıyor ve gülüyordum. Gökte günes te gülüyordu. Etrafımdakiler hep mes'ut mu idiler? Hepsi gülüyorlardı! Vaki davet üzerine doğru «Cumhuriyet) idarehanesine gittik; Yunus Nadi Beyefendiye seyahatim hak kında kuaca izahat verdim ve bana bu fırsatı hazırladıkları için kendilerine tekrar teşekkür etthn. Beraberce bir çok fotoğraf çıkardık, sonra evimize döndük! Şimdi sevimli, ılık odacığımda yım. Annem, babam, kardeslerim, bütün favözlediğm »«vpili çehreler, bir sefkat hâlesi halinde etrafımı kusabyorlar ve bana küçük tatlı sualler soruyorlar. Ben gülerek hepsine cevap vermeğe uğrasıyorum. Ve durup durup boynuma sanlan Sü heylâ'yı öpüyorum... Ve sonra, kendimi tutamıyarak, içimden geçirdiğim kelimeyi yüksek sesle söylüyo rum: Mes'udum!... NAŞİDE SAFFET Sade NAL1NA M1H1NA Çürük bir pul şişe!.. Selânik'te, şüphesiz, eski musevî vatandaşlarımızdan olan bir zat tarafından nesredilen fransızca bir gazetede, bir başmakale gördüm. Bu basmakale, bizim Müskirat İnhisâr tdaresinin Turkiye'de tesis edi'.ecek bir şişe fabrikasmdan yirmi bes milyon şişe almak için gazetelere ver diği ilândan müteessiren yazılmu tir. S. E. Modyano imzasını tasıyan makale, Turkiye'de bir sise fabri kası yapmak irtenilmesine bir türlü tahammül edemiyerek asağı yukan söyle diyor: « Hani Türk Yunan dostluğu nerede kaldı. Pire'de bir şişe fabrikası varken Türkiye neden sise fabrikası yaptırmağa kalkışıyor? Tür • kiye bu şişeleri Pire fabrikasından almalıdır. Bu gibi hâdiseler, dost luğu yıkar. Makaleyi okuduğunuz zaman, bu garip mantık karşısında muhterem kari, siz de benhn gibi şaşıp kalmışsınız dır... Yunanistan kaç senedir, Pire Hmanıru mükemmel bir hale getire rek İstanbul'un faaliyetini oraya çek» meğe çalışıyor ve bunda muvaffak ta oluyor. Yunan'Iılar, Pire'yi daha büyük ve mükemmel bir hale sokmak için ellerinden geleni yapmakta devam edecekler ve İstanbul'u öl « dürmek pahasına kendi limanlarmı şenlendirmeğe çahşacaklardır. Bunu, hep görüyoruz; fakar hiç bir Türk kalkıp ta : « Bu, dostluğa yaraşmaz. Siz Pire'de mükemmel bir liman yaparsanız fstanbul ölür. lstanbul'da tabif bir liman varken Pire'de liman yapraağa ne Iüzum var? Bu gibî hâdi • seler dostluğu yıkar» dedi mi? Ha • yır, biz, bilâkis, Yunan'Iılar kadar olamıyoruz. Onları takli t edelim. tstanbul'u Pire cribi yapmağa çalışalım; dedik. Çünkü her memleket müsta • kildir ve kendi terakkisini, refanmi düşünür. Dolayısile bize zaran do kunsa bile ses çıkarmamağa mecburuz. Çünkü herkesin dahilî işlerine, evinde pişirdiği ve yediği yemeğe kanşmak hakkımız değildir. Bu teklif naye benziyor, büiyor musunuz ? Bir dostunuzun evinde kiracı olarak oturuyorsunuz, senelerce kira veriyorsunuz. Nîhayet başıntzı soka cak bir ev yaptırmağa kalkışttğmız zaman, ev sahrbimz, "sîze*'benim evim duruken neden ev yaptınyorsun? Bn, dostfuğa yaraşır mı birader? Diyor. Selânik'H gazetecinin bu ham na • zariyesini kabul edersek adamcağız yarın bize diyebilir ki: Yahu, Selânik'te asrî, güzel fınnlar var, mükemmel ekmek çıkanyor. tstanbul'da fırına ne Iüzum var. Mademki dostıız, ekmeklerini bizden alınız! Ve böylece M. Modyano'nun dâhiyane fikri sayesinde Yunanistan'd» ne fabrikası varsa onu Turkiye'de yapmamak, Yunanistan'da ne yeti • siyorsa onu Turkiye'de yetistirmemek lâzım gelir. öyle ya, komsular yesin, bize süt olsun! Yunanistan'la dost olduk a n u karı koca olmadık kL.. Halbuki şinr diki k a n kocalaruı keseleri, dolapları, hatta karyolaları büe ayrı... M. Modyano'nun nazariyesi hakîkate ve Türk Yunan dostluğunun sağlam binasma çarpınca tuzla buz olan çürük bir pul şiseden başka bir şey değildir. Şiddetli Tedbirler Gandi'nin zevcesi de tevkif edildi Bombay 11 (A.A.) Bombay mahkeme riyasetinin başhâkimi, silâhsız itaatsizük hareketile alâ • kadar olarak 5 kişiden fazlasının, kafileler, toplanmalar ve sair ictimalann Bombay sehri dahüinde iki ay müddetle menedilmiş olduğunu bildiren bir kararaame nesretmiştir. Ahmetabat 11 (A.A.) Mahatma Gandi'nin zevcesi Madam Gandi ve Hint Birliği kongresi ikinci reisi M. Petel'in kerimesi Matmazel Maniben, bu sabah Surat mıntakası dahiündeki köylerden birinde tevkif edilmislerdir. Patna 11 (A.A.) Hint Birliği kongresine reis tayinini müteakip 5 kânunusani tarihinde tevkif edilmiş olan M. Rajendra Prasad, 6 ay ağır hapse mahkum edilmiştir. Yeni bir Türkçe fîlm Bir faşist filminin türkçe nüshası yapıldı Fevzi Pş. Hz. Seyahate çılayorlar Pamak timsarlartnın karcarlart Bombay 11 (A.A.) Bombay pamuk simsarları cemiyeti, ittifak ile bir karar tureti kabul etmistir. Bunda Gandi ile refikasının tevkifleri protesto edilmekte ve bu hareket bütün Hindistan'a karşı bir hakaret ad dohmmaktad ır. Bir grup kükürtlerimizi tşletmek istiyor Ankara 11 (Teîefon!a> Haber aldığımıza göre ecnebi bir grup tktisat Vekâletine müracaat ederek kfikürtlerimizi işletmeğe talio olmuştur. Bu müracaat tetkik edilmek tedir. Izmir Rıhtım şirketini Hükumet aldı Anezi ve Tndaan ismmde iki bedevî kabilesi tarafından i^tisa.t çı • karıldığı haber veriliyor. Aîelâde vakitlerde rev sar.dıklan köylerd» bulunduruluyor idi. Fakat bu defa Rakka beledîyesi sandıklann şehir dah'Iinde bul'indurulmasım emret Roma 11 (.A.A.) M. Musolini miştir. Bunun üzerine milliyetperverA. Nof ismindeki sesli filmin temsi • lerin namzetlerinden Emir Muciüm linde hazır bulunmuştur. Bu filim, ismindeki bedevî seyhi beledive reiLuce ismindeki millî sinema'oçraf sinden izahat talep etmistir. Bu esenstitüsünün Berlin mümessili tnarî nada bir kavts'khk olmus ve Rakka fetile almanca, ingilizce, macarca belediye reisi Emirin kölelerinden türkçe ve yunnnca olarak tabedü biri tarafından bıcakla vurulmuştur. miştir. Almancası, bir kaç ay Ber tntihabatta milliyetperverier çok lin'de ve diğer bir çok Alman şehirrey kaybettikJerinden dolayı ^<>rt bir lerinde terasil edilecektir. vaziyet almışlardır. Bunlar Halep, Şam ve Hama'da yeniden intibabat yapmakta ısrar edivorlar. Bu talebi teyit için 25,000 imza ile Fransız fevkalâde komiserine bir arize ve rilmistir. Bu talep kabul edil Ankara 11 Büyük Erkâni Harbiye Reisi Fevzi Pasa Hz. bir haitaya mediği takdirde üç sehirde her türlü faaliyet tamamile tevakkuf edecekkadar şark ve cenup vilâyetlerine tir. bir seyahat yapacaklardır. Fevzi Paşa Hz. nin bu seyahatte halen mevcut olan muhafaza teşkilâtını tetkik edecekleri zannolunmaktadır. Ankara 11 (A.A.) Ali AskeH Şuraca aske.ri elbUelerin tebdili hakkmda karar ittihaz edildiğine dair Ankara 11 1932 bütçesinin 160 Cumhuriyet gazetesinin 10 kanunu sani tarihli nü*hasmda bir haber inmilyon lirayı tecavüz etmiyeceği tisar etmistir. Ali AskeH Şuraca boyzannolunmaktadır. Devairin mefrule bir sey tezekkür edilmemiştir. Tekşat, demirbas eşya, kırtasiye ve tenzip ederiz. viriye gibi fasıllarında ciddî tasarruflar yapılacakbr. Ziraat Bankasına verilen tahsisat ta tenzil olu • Ankara 11 (Telefonla) Bugün nacaktır. borada sabahtan aksama kadar kar yağdı. Nihayet îstanbul!.. İstanbul 7 <;ah Br tekzip Yeni bütçe Ankara'da kar yağıyor Hindistan'da galeyan Evet îstanbul!.. lşte nihayet gene burada bu sevgili memlekette, sev • gili vücutlar arasında!... Sabah çok erken uyanmıs, alelâcele giyinerek güverteye fırlamıs tım. Güzel tstanbul'u bir an evvel görmek, bir an evvel selâmlamak istiyordum. Deniz süt gibi idi. Esasen dün akşam Türk sulanna girer girmez deniz sakînlesmiş, afyon yutmus bir vahsi hayvan gibi, bütün korkunç luğunu ve azametini kaybederek, önümüze serilip uyumustu. Akşamın kızıl ziyalan arasında o Çanakkale boğazına girisimizi ömrüm oldukca unutmıyacağun!. O ne güzellikti, o ne azamet ve ihtisamdı yarabbü... Vapurda herkes, bü • yük bir alâka ve heyecanla, dürbüniinü oraya, Türk kahramanlığının canlı ve ebedî bir destanı halinde uzanan o gazi topraklara çevirmis ti! Ben, dürbünü tutan ellerimin titremesini geçirmek ümidini kaybet • mistim, heyecandan gözlerime hü cum eden yaşları geri göndermeğe uğraşıyordum; Mektepte iken ez • berlemis olduğum «Çanakkale şe hitlerîne» şürinin bazı mısralarını kendi kendime tekrarlıyor ve o hengâmeyi yeniden görür gibi oluyor dum: Eski dünya, yeni dünya, bütün akvamı beser, Kaynıyor kıım gibi, tufan gibi mahser, mahser». Yedi iklimi cihanın duruyor karsında, Avusturalya ile beraber bakıyorsun Kanada! Çehreler baska, lisanlar, deriler rengârenk, iktisat Vekâletinin yaptıracağı fılm İzmir 11 (Hususî muhabirimiz • den) Hükumete ait temettüü senelerdenberi sakladığı anlasılan tzmir Rıhtım Şirketine bu sabahtan itibaren hükumetçe vazıyet edildi. Vazıyet muamelesi Vali Kâzım Paşanra riyasetinde bulunan bir ko • Ankara 11 (Telefonla) İktisat muyon tarafından anî olarak ya • Vekâleti memleketi harice tanıtmak îpıldı. fin bir filim yapmağa karar vermiş, bu Bu esnada şirket binasının etrafı hosusta bir komisyon teşkü olunmustu. polis memurlarile kuşatıldı. Şirketin Komisyon filmin mükemmel olması için bir müddet sonraya tehirini mü • menkul ve gayrimenkul esyaaı Ue bankalardaki parasına da vazıyet edü • nasip gormSştur. Yamız Vaşington sergisine gonderibnek üzere mülî mamu • di. Mevcut kasalar mühürlendi. Şirket Müdürlüğüne Lhnan tnhilâbmız için küçük bir filim yaphnla sarı meclisi idare reisi Hulusi Bey caktır. tayin olundu. Şirket, hükumet hesa • bına işletilmektedir. Cemalettin Ankara I I Adliye Vekâleti 16 * münferit hâkimliğin nerelerde teşkü oAnkara 11 (Telefonla) Kadaslunacağını tesbit etmektedir. Buna ait tro Fen heyeti müdürü Halit Ziya yarmki Heyeti Vekiîede tas Bey tzmir Rıhtım Şirketinde Nafıa muhtemeldir. Adliye Vekâleti inmümessili olarak bulunmak üzere tibap komisyonu çarsamba günü top bugün tzmir'e hareket etmistir. y^HBtn*^! hâkim, müddeıumtnnı» mııstant3c ve başkâtiplerin tesbitine baş • byacakar. Ankara 11 (Telefonla) Kadas Sringar 11 (A.A.) 12 bin Hint*li polis merkezine hücum ederek kundakçılıkla müttehem üç mevkufu kurtarmışlardır. Eskişehir'de hayırlı bir cemiyet Eskisebir Fıkaraya Yardım Ha • nımlar cemiyeti, terzilik ve nakış öğrenmek üzere iki t&lebeyi Ankora'ya göndermiştir. Cemiyet Ankara'dan da bir taknn siparisler almakta, fa kir kadmlara yiyecek dağıtmakta ve bir taraf tan da makastarlar yetiştirmektedir. Irak Başvekili geldi (Jddbadi^tnd saijede) Gazi Hz. nin seyahatleri ( Birind sahifeden mabait l KAR1LERİMİZE KOLAYLIK: Münferit hâkimlikler Aylık abone Hususfle vilâyetlerdeki bir çok ' karOerinuz gazetelerini munta • zaman kendi adreslerine alabfl • mek için bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bu aziz karflerin arzulannı yerine getirmek üzere Cumhuriyet için aybk abone usulu ittihaz etmeğe karar verdik. Ay lık abone bedeli yabnz tan ibarettir ve tabiî pesin olarak gönderümek lâznndır. Bu usul idareee fazla mesaiyi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelerînin inkıtaa uğramamasmı istiyen karflerimizin paralaruu idareye vaktinde yeti • şecek veçhile dBndermekte devam etmeleri ikb'za edeceknr. olduğunu şasınr... Kadın şimdi yüz veriyor, ama... Zehra, yangozle köşede, palmiyelerin gölgesinde oturan, kumral başlı, iri elâ gözlü güzel erkeğe baktı: Kim bu genç? Onun âşıklanndan biri. Almanya Ue ticaret yapan bir tüccarm oğlu. Adı? Nihat. Hiç fena değil, bunu da mı beğenmiyor? Kim bilir? Daha yeni görüsü yorlarmış, ama, çocuk fena halde tutkun. O yok diye, baksana, yerinden kımıldamıyor. Sen de Şisli'nin bütün dedikodularını biliyorsun, Müeyyet! Ne yapayım, canım, isimiz gücümüz ne? Hanımefendimiz gibi ciddi islerimiz yok ki, onunla raeşgul olalım. Alay etme, gene de anlat. Bu dedOcoduya ben de kanşmak istiyo da da şunları söylemistir: «Ankara'da Tevfik Rüştü B c yefendi ile göriisürken kendileri" nin Tahran seyahatinden avdetlerinde Bağda'da da uğrcunalarını rica etmiştim. Bağdad'ı teşrif edeceklerini »izden öğrendim ve çok memnun oldum.» Kadastro mOdöru Sıvas Erzurum hattı Ankara 11 (Telefonla) Sivas Erzurum Imtfıt» insaya talip Amerikan grupu fle muzakereye devam edilmek • tedir. Bu müzakerahn pek yakmda biteceği anlasılmaktadır. Grup bundan baska befli basb limanlanmızı ve w • manlanmızj işletmek üzere hükumete müsbit ve vazih tekliflerde bulunmus tnr. tro Müdürü vekâlet emrine alınmışbr. Tasarruf islerinia bir an evvel flcmali için müdiriyeti umumiyenin bu işle bizzai mesgul olması Maliye Vekâleti tarafından takarrür et • miştir. ihtikârla möcadele kanunu Ankara 11 (Telefonla) îhtikârla mücadele kanunu resmî ceridede in tişar etti. safsız bir kadın sevmektedir. O kadar kacvetli bir aşk ki Cemil Fa~ nıVı diyar diyar gezdirmiş, fakat gene yakasım bırahmamışttr. Bun • ları Cemil Fahir'le Zehra Hanuntn arasında geçen bir muhavereden anlıyoruz. Eskidenberi tamşmakta • dtrlar. Bn mükâlmmenin Zehra Hanunda btraktığı intîba ne konuştuklannı uzaktan tahmin eden Müeyyet Hanımda bıraktığt intibala bir değildir. Zehra Hantm Cemil Fahir'e acımaktadır.] Bırak canım, o kadın sevmek • ten filân anlamaz; sımarığın biri! Dünyaya eğlenmeğe gelmiş, herkesle alay eder, geçer. Herkesi böyle peşine düşürmekten zevkalır, bu budalarla da inanır, tutulurlar, sonra parmakları ağızlarında kahr, böyle... Zehra'nın kulağına doğru iğüe rek: Budalanın biri de karsımda oruran. O da tntkun. Yakında o da ne Irak Baaveküi çarsamba günü Roma'ya hareket edecektir. Bir kaç gün Roma'da kaldıktan sonra Cenevre'ye geçerek Cemiyeti Akvam içtimaına iştirak edecektir. Irak Başvekilinin maiyetini teşkil eden Maliye Umumî mudiri Ibrahim Kemal Bey, ve istatistik kalemi müdiri Corci Ef. çarsamba günü Bağdad'a gideceklerdir. Nuri Sait paşaya seyahatinde Hususi kâtibi Abdullah Bekir Bey re" fakat edecektir. rum. Demek bu Nihat Bey de ona tutkun. Vallahi beğendim bo çocu ğu... Müeyyet, alayh, mütecessis göz lerle Zehra'ya baktı: Aman, Zehra'cığım, Nihat Beyi pek beğendin galibal tstersen seninle tanıştıralım onu. Sen de kimseleri beğenmiye beğenmîye bir türlü evle nemiyeceksin, nasıl oldu da... Evlenemezsem ne çıkar, yavrum! <Yirmi yaşına girdi de evde kaldı!» diye evlenmiyen kızlara tasa çekecek günler çok tan geçti. Sonra ber beğendiğim erkekle ben evlenebilir miyim? Uzun mes'ele, bun lan şimdi geçelim. Zehra, sana gene ukalâ diyeceğim geliyor... Evlenmek için, ne istiyorsun, anlamıyorum ki! Senin bu çaprasık fikirlerini işite işite zaten artık kimseler de seni istemeğe ce • saret edemiyor, ya! Zehra bir kahkaha attı: Desene evde kaldım, gitti! Hususî tren dördü altı geçe kalktı. Gazi Hz. ne seyahatlerinde Da hiliye Vekfli Şükrü Kaya, Sıhhiye Vekili Ref ik, Kılıç Ali, Recep Zühtü, Hasan Cavit Beyler refakat etmek tedirler. Gazi Hz. İstanbuPda kısa bir müddet kalacaklar, oradan Yalova'ya gideceklerdir. Reisicumhur Hz. nin Yalova'dan Bursa'ya geçmeleri, oradan lzmir'e ve Silifke'ye gitmeleri muhtemeldir. Gazi Hz. nin avdette Adana ile Urfa'ya da uğrıyacakları söylen mek tedir. Vali Hereke'ye gittt Reisicumhur Hz. nin dün akşam saat dört buçukta Ankara'dan hareket buyurduklan tstanbul Vilâyetme bildirilimistir. Reisicumhur Hz. arzu etmedikleri cihetle muvasalatlarında me • rasun yapılmıyacaktır. Yalnız Vali ve erkâni hükumet kendilerini istikbal edeceklerdir. Vali Muhittin Beyle Şükrü Naili Sen böyle işin alayındasm, vallahi «evlenmez!» diye adın çıkmış. Geçenlerde bir bey: «O hanım kimseyi beğenemez, kimseyi seve mez, o, yalnız, işlerini, kîtaplarını &ever, böyle kadın evlenebilir mi?> diyordu. Hüseym'Ie Kâmil ne oldular? tnşallah onları da başından at • bn... İkisi de şimdüik bir kösede uyukluyorlar. Canım, sen ben den bahsetmeği bırak ta anlat. Demek Nihat Bey de... Evet, Nihat Bey de, Sedat Bey de âsık. Yakmda Istanbu! içinde ona âşık olmıyan kalmıyacak! Ne? Sedat Bey de mi? Elbet, ya! Bu suvareler, kimin şeref ine zannediyorsun? Adamcağız, elli yasına, yuvarlak karnına rağ men, uzun bir maceraya pek hazır gibi... Anlatsana, canım, nasıl «ey bu kadın? Çok mu güzel? Çok mu fev • kalâde? Paşa ve Cevdet Kerim Bey Gazi Hz. ni Vilâyet hududunda karşılamak üzere dün akşam Toros eks presile Hereke'ye gitmişlerdir. Polb Müdürü Ali Rıza Bey dün VUâyette Vali Muhittin Beyi ziyarei etmiş, bu ziyarette Reisicumhur Hz. nin tstanbul'u teşrifleri münaae» betile yapılan hazırhklar gözden ge> çirilmiştir. Söğütlü vapuru bu sabah Hay > darp&sa nhtımına yanaşacak, Gazi Hz. ne intizarda bulunacaktii'. Şimdi gelir, görürsün. G«^ kaldı, sıra sıra âşıklann kendisini &eS lediğini büiyor. Gelir, gelir ama, kendini naza çekerek, buradakileri bekleterek «acaba gelmiyecek mi?» diye yüreklerini oynattıktan sonra... Mabadi var CVMHURİYETlN TEFRİKAS! 3 V * uuneşı ŞükufeNihal 0 ilk iki tefrikanın hulâsası [Bir Jbf gecesi Sedat Beyin Şiş'Udeki evinde oerilen bir aüvaredeyiz. Büyük aalona bitifik bol ışıklt, kü • çuk bir aalon... Barada, davetlüerden iki hantmefendi ile tanışıyoruz: Müeyyet Hantm ve Zehra Hanım. *Yeni Kütüpane* nin sahibi Zehra Hanım ne kadar sade ve ne kadar boyasızsa Müeyyet Hanım o kadar SÜBlü ve o kadar boyalt. tki arkadaş kontMşttrlarken ayni »alonda alnını cama dayamış, dtşartda yağan kan aeyreden bir adam gözümüze çar ptyor: Cemil Fahir Bey. Bu yirminci asrın tKerem* idir. Çok güzel, fakat çok zalim ve in' Kânunusani 12, Ramazan 4 Saiı Tulu Öğle ikindi saat dakika saat ddkikakaat dakika 2 7 25 25 7 21 22 9 14 46 47 ezaal zevali Akşam Yatsı aat dakika saat imsâk daklkajaal d a H V . 12 17 1 I 18 37 37 (2 5 39 30 ewaj zev?U

Bu sayıdan diğer sayfalar: