='4 Kftnvnnevvvl enı resmm ıç yuzu Yazan : Ressam ALİ SAMl > * Geçende Resim raektebimizle resatftnlanmıza dair yazdığım bir ma kâlede bhaz da yeni resimden bahsetmiçtim. Bizde de bazı gençler fent» bir üzenti kabilinden yeni resim diye ortaya bir takım anlasılmaz seyler çıkarmağa basladılar. Hatta Resim mektebinin tanınmış bir iki muallimi de bu cereyana önayak olu yorlar. Bu işin ne olduğunu soran lara kendilerinin de anlıyamadığı bir takım ağızdan kapma sözlerle cevap veriyorlar. Bu hal bir kısım münevver zevat arasında pek haklı bir üzüntü tevlit ediyor. Çünkü böyle sakat gorüsler, bilmeden her şeye yenilik diye atılışlar bizim gibi işin başlangıcında olan bir millete fayda yerine zarar getirir. Doğmasını dört gözle beklediğimiz san'at yavrusunu ana karnında iken öldürür. Biz ununu elemiş, eleğini asmış bir millet de ğiliz. Bizim irfan sahasında ikmal edecek pek çok noksanlarımız vardır. Biz bütün gayretlerimizi bir araya tophyarak o eksiklerimizi ta mamlamağa çalışıyoruz. Garbin züppeliklerini kendilerine bırakalım. Vakıâ her iyi ve faydalı şey gibi hakikî san'at ta zordur. Fakat çahşmalı, ona muvaffak olmalıyız. Eğer irfan hayat kavgasının bir nevi si • lâhı ise Armodern «Art modern» çürük ve kof bir silâhtır. öyle taklit oyuncakları memlekete sokmamakta çok hassas olmalıyız. Bana birisi çıkarda: «Pekâlâ siz öyle söylüyor sunuz ama bu yeni resim Avrupa'da çok revaçta imiş, tablolarını binlerce liraya satan maruf san'atkârlar varmış, onlar hakkında ciltlerle kitap yazan muharrirler, methiyeler inşat eden şairler varmış» diyecek olursa!.. Ben de ona cevaben evet doğru dur, derim. Modern resim diye sıvastırdıkları boyaları binlerce liraya satanlar, haklarında sahifeler hatta ciltlerle yazı yazılanlar vardır. Fa kat nasıl ve neden? {ste.bu satır • larda ben bunu izah edeceğim: 1910 senesinde resim tahsil et • mek üzere Paris Güzel San'atlar mektebine girdiğimiz zaman «Art Mo dern» dedikleri yeni resim icat edileli henüz iki üç sene olmuştu. Simdi oldugu gibi o zaman da ciddî düşünen ve her isittiği şeye yenilik diye derhal kapılmıyan kimselere bu cereyan bir nevi eğlence mevzuu ol muştu. Bunlar «Les tndependents» müstakilier namı altında bîr cenvvet yaparak Şanzaiize üzerine kurdukları bezden barakalar icinde serjri lerini yapıyorlar, rasgeleni cemi yete aza kaydediyorlar, resim na mına her kim ne götürse derhal kabul ederek teshir ediyorlardı. Kapıcılar, arabacılar, ameleler, uşak lar, aşçılar hepsi ressam olmuştu. Paris Güzel San'atlar mektebi talebesi Fransız'lann en tatlı yara • mazlandır. Ağlıyanı güldürürler, neş'e ve neşatlarile bütün Paris sokaklarını çınlatırlar. tşte bir gün bu yaramazların aklına tuhaf bir şey • tanlık gelmişti. Büyük bir resim muşambasım sehpanın üzerine yerleş tirdiler ve her tarafından sımsıkı bağh bir merkebin kuyruğuna rap tettikleri bir fırçayı kırmızılı, sarılı bir boyaya batırarak merkebi pataklamağa başladılar. Hiç bir tarafını kımıldatmağa muktedir olmıyan zavallı merkep can acısile kuyruğunu aşağı yukarı, sağa sola sallamağa başlayınca boyalı fırça muşambanın üzerinde bir takım renkler tesbit et.mçğe başladı. Ortaya çıkan karala mayı müzeyyen bir çerçeveye koyarak mahut sergiye gönderdiler. Te sadüfe bakınız ki binlerce eser arasında bu muhteşem eşek tablosu Ar j modern münakkitlerinin en ziyade dikkatini celbetmişti. Buna dair u • zun uzun methiyeler yazıldığı bir sırada Le Journal gazetesinde şöyle bir makale çıkmıştı: «Biz atide imzaları mevzu şu ka dar adet Güzel San'atlar Akademisi talebesi büyük takdirlerinizi kazanmak şeref ine nail olan «Gurup» isimli tablonun muvaffakiyetini, kuyruğuna fırça bağladığımız zavallı bir e şeğîn sırtına indirdiğimiz sopalara medyunuz.> Bu cemiyet yirmi üç senedenberi hâli yaşıyor. Azası yüzleri, binleri, belki de yüz binleri aşmıştır. Sergi • lerini Paris'in Grand Pale dedikleri muhteşem bir sarayında yapıyorlar; fakat metodlarından hiç bir şey değişmemistir. Onlar için herkes res samdır. Her eser, san'at mahsulü • dür. Avrupa'da her vesile ile kesesini doldurmaktan baska bir şey düşünmiyen bir kısım halk vardır ki bu garip cereyan derhal onları faaliyete getirmiştir. Şurada burada galeriler açarak, gazeteler, broşürler neşre derek tıpkı aglarını kuran avctlar gibi parası bol aklı kıt kimseleri avlamağa başlamışlardır. Bu işlerle hiç yoktan zengin olanların adedi | arttıkça meslek revaç bulmuştur. | Günün eğlencesi Lünkü bilmecenin halledilmiş şekli 1 KARGA, 2 ASMA, 3 fcASTIK,~4 ALLIK, S GÖNÜL, 6 UBEYT, 7 MASAL, 8 RUHSAT, 9 ÜMİT, 10 KAVAK. Kastamönu'da Kar kıs... Bursa'da,*» Yeni bir fabrika v Bugünkü program İSTANBUL (Postane) 1200 m. 18: Gramofon. 19,30: Türk musikisL 20,30: Muhtellf. 21: Türk musikisi. 22: Hafif muslkl. BERLİN KÖNİGSV. 1635 m. 20,30: Stutgart'tan naklen: Bando mızıka ile Noel havaları. 22,05: Frank Furt'tan naklen: Klliselerde Noel münasebetile çalınan çan seslerlni nakil. 23,20: Hamburg'dan: Musahabe ve musiki. 21: Stutgart Kılisesinden nakiL VARŞOVA 1411 m. 18,05: Çocuk programı. 21,35: Org ile Noel konseri. 22,30: Krakova'dan: Bir kanşık heyet tarafından Noel şarkılan. 23,25: Noel zamanma ait musiki. 24: Kattowitz'den:?.. 24,30: Lemberg'den: Koro konseri. 1: Krakova'dan: Gece âyini. BUDAPESTE 550 m. 18,35: Opera orkestrası tarafından Dohnanyi'nin idaresinde konser. 20,05: Gramofon ile klâsik konser. (Bunu müteakjp merkez tatil edilecektir). VİYANA 550 m. 18: Hafif musiki. 19,35: Musahabe. 20.40: San'atkârlann plâklanndan (gramofon). 21,20: cDas Wachslicht> isimli mono log 22,35: Haberler. 22 50: Otto Römiş takımının hafif musikisi. 24 45: Noel ha\alan. Saat birde (Viyana'da 12) kilise çanlan işitilecektir. PRAĞ (Praha) 4 8 8 m. 21,05: Gramofon. 21,35: Brüno'dan: Noe programı. 22,20: Tiyatro. 22 50: Kili seden nakil. 23,40: Salvator kilisesinden: Crp konseri. 24,10: Gramofon. 1: Gece âyini. ZÜRİH 4 5 9 m. 19,35: Gramofon. 20,05: Çocuk neşriyatı. 21,05: Muhtellf. 22,05: Bâl'da EMzabet kilisesinden nakil. 1,05: Luzern'dekl ki llseden: Âyin. ROMA 441 m. 18 35: Taganni konseri. 20: Haberler gramofon. 20.15: Haberler. 21,35: Kilise çanları 22 05: Noel konseri. BÜKRES 394 m. 13: Gramofon. 13,40: Haberler. 14: Gramofon. 18: Diniko orkestrasmm Romen 19,10: Diniko orkestrası. 20: Noele dair havalan ile hafif musiki 19: Haberler. musahabe. 21.05: Senfonik konser (Mr. 22 05: «Notre Chant» heyetinin şarkıları Mişel Yora idaresinde>. 2150: Mütalea. (Noel havaları). 22.45: Haberler. (KARAGÜMRÜK) Bugünkü bilmece A, A, BA, BA, CA, GAN, KIN, LIK, Lİ, NEM, RA, RUK, RUT, UR, YUM, ZAP. Yukarıdaki h'ece1 leri ikişer ikişer 2 .... yanyana getirip a 3 şağıdaki tariflere 4 göre birer kelime 5 ..... teşkil ettiğiniz tak 6 ..... dirde, baş harfleri 7 yukarıdan aşağı o 8 .... kununca: BİR BALIK VE BİR ZAHİRE İSMİ Meydana çıkacaktır. 1Atesle oyunu olmıyan; 2 Hücum; 3 Hint hükümdan; 4 Deniz mahluku; 5 • Kalın ip; 6 Islak; 7 • Musta; 8 • Iztırap. jlllllllllllllllllllllllllllllllMIIIIIIIIINIMIIIIIllllillllllllllllilllllNIIII'lı^ ~l>ııııı>ıııııııııııııııııııııılııııılııılıınlııllMiııııııııııııııııııı»^~*^Ji|r Arpanm kilesi « 300 » e, Bursa ipekçiliği pek zi buğdaym «500» e çıktı yade inkişaf ediyor Son yağan karlar Ilgaz ve fnebolu yollarında postaları teahhura, oto mobil ve kamyonları müskülâta uğrattı. Adeta geçit vermedi. Kışm bu kadar erken geleceğini ümit ve tahmin edemiyen çiftçi mer kez kazasınm ekseri ve mülhakatın bazı taraflarında kış mahsulünü e kemedi. Hava müsaade etmezse ilkbaharın küsayişli günlerine intizar zarurî olacak. Bir ay evvel kilesi yüz elli kuruşa olan arpa üç yüz ve üç yüze ancak satılabilen buğday da beş yüze cıktı. Fatin Hoca ile yarışa çıkan hü • dayinabit rasatçılar bir müddet sonra havaların açacsğını ve o zaman köylünün istediği gibi ekeceğini söylü • yorlar. Filhakika bu hal, tahakkuk etmezse bu havali için müskülâtı mucip olması çok muhtemeldir. Hayli müşkülâtla yüade beşi geçmiyen mahsulünü alan köylü bundan da mahrum olursa muztarip olacağı şüphesiz. İthalâtın tahdidi hakkındaki mukarrerat burada hüsnü tesir yaptı. Kıymetsiz ve mukavemetsiz Japon basmalarından az çok müteessir olan yerli bez mensucat âmilleri tabiî çok memnun oldular; dokumacılar da san'atlarmda küsayiş buldular. Fakat bu vesile ile hatırlatalım: Mukavemeti, zarafeti, tabiiliği ve kendi malımız olmak itibarile kıymeti emsaline faik olacağı tabiî bulunan bu mahallî mensucat böyle el i!e ilânihaye devam edemez ve rekabet sahasında muvaffakiyet kazana maz; tıpkı Adapazarı ve emsali yerlerde olduğu gibi makineleştirmek lâzımdır. Bu tahdidat mes'elesinden istifade eden ve tabiî bir surette fiat teref füüne nail olan bir kısım mesai er babı da organcılardır. Ekserisi dar sermayeli iş adamlarmdan mürekkep olan esnaf, mebzul iş teklifi aimaktndırlar. Türkiye'mizin hemen hiç bir tarafmda bu kadar iyi kenevir mahsulü alınmadığı muhakkaktır. Buna rağmen uf ak makinelerle yapılacak ufak tefek ıslahat neticesinde kalın halatlar, ince sicimler ve saire yapmak kabildir. Bu ticareti münhası ran ellerinde bulundurmak istiyen bazı zevatm bu ise delâlet etmedikleri söyleniyor. Fakat biz inanmamak şıkkını ihtiyar ediyor ve kuvvetli bir rehberin buna da çare bulacagını ve bu güzel san'atm daha zivade inkişaf edeceğini bekliyoruz. Son gün • lerde İzmir incir kooperatif idare meclisi reisi Nazmi Beyin Aydın'da kendir, kenevîr işlerile meşgul olan şubelerinin bu havali mahsulü iie alâkadar olduğunu ve temizleme ma kinesinin celbi suretile mühim ısla • hat yaDilabileceğini bildirdiğini haber aldım. Mevsim itibarile av derilerinde de son günlerde mahsusî bir yükseliş vardır. Tavsan derisinde birinci, sansarda kinci ve tilkide, daha sonra olduğu rivayet edilen bu havali av de rilerinde çok defa anî tahavvüller müşahede edildiğinden tüccar ,.>ek ihtiyatla hareket etmektedirler. İstanbul'dan teklifler hararetli dir. Fakat mal piyasaya varın :ıya kadar birden sukut etmiyeceğini kim temin eder. tnebolu'da bir liman değil, âdi bir mendirek olmaz, Ilgaz'm geçit vermemesi mes'elesini ortadan kaldıracak medenî bir iltisak ve müBursa 18 (Hususî) Bir kaç gün evvel faaliyete gecen yeni bir fabrika ile Bursa ipekçiliği artık asrî terak kiyatın son haddine vâsıl oldu. Türkiye'de şimdiye kadar bövle bir fabrika yoktu. Bunun için ipekli kuma^lsrımızı «emprime» yaptırmak icin Avrupa'ya göndermeçe mecbur kalı yorduk. Hatta hükumet bile emorime olacak kumaşlarmızdan gerek Av rupa'ya sevkedilirken ve gerekse memleketimize girerken hiç bir resim almıyordu. Hal böyle iken gene emprime kuma<lar bize tam dört nmli fiata mal oluvordu. Hüsmenzade Mehmet Bey!e M. (Abravanel) e ait olan bu ilk emnrime fabrikası, şimdi bize emprime kuma«ları Avrupa fiatından yarı yarıva ve hatta daha ucuza mal edecektir. Dün M. Abravanel beni gördü ve yeni açılan fabrika'arına caÇırdı. Randevö saatinde (Kurdo^lu) na «ittim. Fabrik?da M. (Vİ1O Uminde bir kelime türkçe bilmiven Fransız mütehassıstan baska kimse yoV»u. Masasma iğilip sandalyesine çivilenmiş gibi oturan bu zata »anV»mı cıkarıp selâm verdim. Gazeteci oldu • »umu ve fabrikayı ziyaret etmek istedijnmi sövliyince yavdan kurtvlan bir ok gibi yerînden fırladı. Avr> ayn üç bina halindeki muhtelif daî re!«re sür'atli adımlprla ri'Twâr s;ibi girip çıkmağa ba«ladık. M«;t=*"»s sısa bu kadar acele etmiyiniz! De me&e m»*cbur kaldım. Fabrika fLvon) dan olduğu gibi buraya nakledümis bir fabrikadır. Kumasa desen basan beş katlı mo • deller dairesinde bir>Hir cenit desenli kalıplar var. H*»osini t*»fkik Î^'TI bir gün u?ra«mak lâzım... Bova daire • sinde de bir o kadar ce«it bo"a ve kavanoz var... AMI baskı d>ıiresi büvük bir salondan ibarettir. Burada birer metre genUliğinde on be^er yirmiser metre uzunluğunda s«»Viz tane »nustatilüsşekil uzun sabhlar var... Yan taraflardaki makînelere rante^ ; i en kuma*Iar satıh i'^erine gerîl>»rek yapılıyor ve mo('»ller sür'atle kumaşlara basılıyor. Kumas kvrutm»*.* ve ütülemeğe mahsus daîrel»"* *>u b'iviîk salonun iki tnrafındadır. B"»"n a meliye sür'atle bitiyor. A*il fabri kaya sriren her hangi bir düz renklî krep her iki yüzüne de avn< *»nk ve avni kuvvetle basılan m"hteli* renkli desenierle emnrime oluyor. Burada eşarplar, mendiller, tuvaletlik zarıf kumaşların envaı yapıhyor. Fabrikanın Fransız mütehassısı diki: « İthalâtın tahdidine tak»<Il!'m eden günlerde anlan bu fabrika Türkiye için pek lüzumludur. Lvon'dan burawa gelirken biraz d"*"n»i • yordum. Fakat şimdi çok mi's^eri him. M<"mlekotiniz''«»n cok ivi înti balar aldım. tcekcüi&iniz çok te • rakki etmis. Bu fabrika da artık her şeyi tamamladı.» MUSA yor nakale vasıtası bulunmazsa bu hal her zaman mukadder. Son mukarrerat mucibince tnebolu gümrüklerinde hâlâ ne seki'de mnamele yapılabileceğine dair burada bazı tüccarm aldığı malumat en I dişeyi mucip oluyor. Bunun ne dere ceye kadar doğru oldu?unu bilmi yorum. Fakat vaki ise bir an evvel bir çare bulunması lâzımdır.» | Slâvya takımı Bu avcılığm en mühim tuzakla , Bugün geliyor rından biri bizim bildiğimiz tavcılıktır, yani müşteri kızıştırmak için taklit alıcılar istihdam etmek usulü. Tabiî bu yüksek do'an''»ricılı?ın satıl mış muharrirleri, tellâlları, şairleri, güzel kadınları, muhteşem apartı manlan, son sisters lüks ot^rnobilleri, ziyafetleri, iğreti esvaplı figüran • ları, oynanmış ve oynanacak oyun ları, daha bin türlü incelikleri var dır. tşte bazı gafil zenginler o tu zaklara tatlı, tatlı düserler; hatta bu debdebeli, zevkli aldanışı o kadar cazip bulurlar ki, içlerinde, bile bile, seve seve aldananları bile vardır. Fransa'da, İngiltere'de, Alman • ya'da, ttalya'da bu garip san'atm ve onu besliyen dessas ticaretin yanında çok vakur, çok kudretli ve asil olan hakikî san'at vardır. Bilgîli, duygulu bir ekseriyet daima onun hamisi ve hürmetkârıdır. Şarlatanhk onların mekteplerine girmek değil, kapılarından bile bakamaz. Orada muvaffakiyetin sırrı istîdat ve çalış maktır. Güzel San'atlar mektebimiz vazifesini hakkile ifa etmek istiyorsa Avrupa'yı ciddî tarafından gör meli, onların iyi örneklerini alma • hdır. Sözün hulâsası şudur: Avrupa'da Armodern «Art Modern» dedikleri şey tembellikle, şarlatanlıkla, des saslıkla para kazanmak san'atıdır. Böyle haylaz fikirlerin sokulamıyacağı bir yer varsa o da mekteptir. ALİ SAMl Futbol hocalarımız Samimî merasimle karşılanacak Meshur Slavya takımı bu gün saat onda şehrimize gele cektir. Cekos lovakya'Iı fut bolcular aym virmi birinde Prag'dan hare • ket etmişler dir. Slavya, hareketinden bir gün evvel Prag'da Viyen na takımı ile İlk müsabakayı idare karşılasmış ve edecek hakem Hamdi Emin B. 42 sralip gel mi«tir. Futbolda hocamız olan Slavya takımı, sporcularımız tarafından ha • raretli bir surette karşılanacaklar • dır. İlk müsabaka yarın Taksim stadyomunda saat iki bucukta yapılacaktır. Bu müsabakayı futbol federas yonu reisi Hamdi Emin Bey idare edecektir. Gazi Ayıntap'lılara: 25,XII.931 cuma günü saat 14,5 ta Halkevin'de (eski Türk Ocağı) Gaziayıntap kurtuluşunun onuncu yıldönümü tes'it edilecektir. Bütün hemserilerin yevmi mezkurda Halkevin'e gelmelerini rica ederiz. Gaziayvntap gençleri Turing kulüp az&üuıa Turing ve Otomobil Kulübünden: Kızamnamemizin yirmi beçhtci madde» ırucibince kânunuevvel nihayetine kadar 1932 senesi aidatmı vermiyen azadan masarifi tahsiliye ilA vesile senevi aidat ol mai üzere otomobilsiz azadan üç bucuk ve otomobilli azadan beş buçuk lira tahsil olunacaktır. Cemiyet namına bu tahsll&tuj ifasma tercüman Ali Rıza B. memur edilmiştir. Tertip heyetinin teblijji Slavya Maçlan Tertip Heyetinden: 1 Çekoslovakya şampiyonu (Slavya) birinci futbol takımı bugun saat onda Sirkeci istasyonuna gelecektir. Sporculan mızm bu futbol üstadlanna yapılacak karşılama merasiminde bulunmalarını rica eyleriz. 2 25/kânunuewel/931 cuma günü Galatasaray Fenerbahçe muhteliti Slavya Ue Taksim stadyomunda karşılaşacaktır. Mara saat 14,30 da başlanacaktır. Hakem Futbol Federasyonu reisi Hamdi Emin Beydir. 3 Biletler bugünden itibaren (Mlllî Spor Zeki Rıza) mağazasında satışa ar zediîmiştir. Fiatlar Balkon 3 5 , tribün 1 2 duhuliye 5 0 1 liradır. MEVUD1 ŞERİF Taskısla'da tabur kumandan muavini binbası Saip Bey refikası ve Menemen'de bölük kumsndanı yüzbası Mehmet Ali Beyin hemşiresi merhum Fatma Hanımın ruhu için Kahataş iske'esi k»r • şıstnda set üzerindeki ö>n» Avni Ef. camîsinde Hafız Bürhan B. tarafından 25 kânımuevvei 1931 cuma günü saat 14,30 da mevlidi şerif kıraat olunacağı ilân olunur. Mecliste bugün Ne konusulacak? Ankara 23 (Telefonla) Mfllet Meclisi yann saat ikide toolanacakbr. Ruznamede Divani Muhasebatın üç aylık raporu, gümrük tarife kanununun bazı maddelerinin tefsiri, tngiliz lirası olarak maas alan bazı memurlara ne suretle para verileceğine dair bulu nan lâyiha, evkaf kanununun 5 inci maddesinin tadili lâyihası, bazı münakale lâyihaları, inhisara tâbi kaçak maddeîerin ihbariyeleri hakkındaki lâyiha, mektum mallann ihbariyesi hakkındaki lâyiha ve saire vardır. SOİR DE PARİS 5 senelik program Sovyet icra komitesi içtimalara başladı Moskova 23 (A.A.) Kremlin Sarayında Sovyet Sosyalist cümhuriypt'eri ittihadı icra komitesi re . isi M. Petrovski, erkânı hükumet, sefirler heyeti ve matbuat mvmessillerinin huzurile merkezî icra komitesînin ictima devresini acmı«tır. M. Petrovski îıT'at nutkunda gecen senenin mesaisi hakkında izahat vererek deviet varidatınm 1932 senesinde 49 milyar rubleve baliğ olacağını ve bunun 21 milyarımn esaslı islere tahsis olunacağını söylemiştir. M. Petrovski beş senelik plânın dört sene zarfında yani 1932 nihayetinde tamamen tahakkuk ettirilmesi lüzumunu kaydederek nutkunu bitirmiştir. Ruznamenin ka • bulünü müteakıp halk komiserler heyeti reisi M. Molotof, hükumetin raporunu okumuştur. M. Molotof, müteakıben Mançuri hâdisesinden bahsetmiş ve terki teslihat konferansından bir şey bek • lenilmiyeceğini, Sovyet hükumeti nin tam olmasa bile kımî terki teslihat hakkındaki proje ve noktai nazarının muhafaza etmekte bulunduğunu söylemiştir. Sinemasında (Comedie Française) den J EA N ile W E BE R MELEK ELHAMRA Bugün Pudra ve parfömü Pa ris'in mtşhur FA R ns PASTILS, CKNDRE R( )UGE DR ROSKS 1V1AND RlNi in tnucı dı HOURJOİS ıtnvat hane 'nin en son ıbdala • ndır. Eugünden itibaren •*•" V I C T O R F R A N C E N EDMOND ROSTAND'ın şaheseri (L'AİGLON tamamen fransızca sözlü filminde llâveten: (Scola de Milan) tiyatrosundan Madatn Donninelli Traviat'nın üç büvuk şarkısım taganni edecektir. NAPOLEON'un OÛLU EVELÂLLAH 1 HAROL LLOYD iki saatiik çok şen ve gülünçlü filminde llâveten: Bütün dünyanın en mükemmel COF.LKGIAN JAZI Sinemasında Kahkaha kralı Cenevre konferansma İştirak ediyoruz Ankara 23 (Telefon'a) Su^atta Cenevre'de toplanacak beynelmüel Tah> didi Tes'ihat konferansma hükumeti miz de iştirak etmeğe karar vermistir. Konferansa gidecek murahhaslarımız Hariciye Vekilinin riyasetinde bulunacaklardır. Türk heyeti murahhasası şubat iptidasında hareket edecektir. Çay tüccarları Ankara'dan dönüyorîar Ankara 23 Buraya erelen çaycılar ve kahveciler heveti bu?ün tstanbul'a hareket ediyor. Hevet azasmın sövîedîklerine göre bundan sonraki listelere her ay için elliser bin kilo miktannda sandık çayı ilâve ed'lecektir. Hı"^"met ithalâtın tahdidi kara rının ilânından evvel sioariş edi'nıis ve bedelleri verümis olup şimdiki halde gümrüklerde bulunan mallann ithaHne müsaade etmek tasavvu rundadır. Kahvecilerin kahve kontenjan miktarım artırmak hakkındaki ta • I M ö L L Î SiNEMADA V0L6A SAHıLLERİNDE Tol>toi'nin meşhur eseri Mümessilleri: r: VELEZ J ü H N BOI ES i tert sili mu z/.amları sözlü, şarkılı büyük fiJım. Avnca ( K1RMIZI BULUI") TIM MAC KOY'Ui. serg»zeşt fiımi Matineler 2,304,30 suvare 930 MARY GLORY' nin IALBER PREJEAN'ınf İktîsadî lâyihanın Tetkiki bitti Ankara 23 (Telefonla) Iktisat Encümeni ihtikâr lâyihasının tetkikini bitirmiş, lâyihayı Meclise gönder miştir. SSTANBUL BELEDIYESI Darülbedayi Temsilleri B U C Ü N A KŞA \ i İstanbu! Belediıjesi OPERA ve ARTiSTiK | SinemaİHrın akemai muvaffak yetle gösterJ | mekte olan İ Bütün perestişkârları | Bütün perestişkârları ( Bu sevimü sen'atkârları her halde hiç bir vakit | unutuimıyacak ve | Onlar ermiş muradına Vodvil Yazan: G. Feydau Tercüme eden: Sant 21,30da ŞehirTı'yatrosu Tahlisiye idaresinin faaliyeti Ankara 23 (Telefonla) Tahlisiye İdaresi Umumî Müdürü buraya geldi. İktisat Vekâleti ile temasa geçerek idarenin bütçesi ve faaliyeti hakkında izahat verdi. N'aden rüsumu :ndirilivor Ankara 23 (Telefonla) İktisat Vekâleti maden ihracatınm azaldığuıı nazari dikkate alarak maden rüsumunu ind'rmeğe karar vermistir. Vekâlet bundan baska maden sahiplerini birlik yapıp o sekilde çalısmağa davet etmis, bu suretle alınacak netî cenin daha müsmir olabileceğini bfl • dirmistir. Cevat Bey Varşova'da Varşova 23 (A.A.) Türkiye buyük elçisi Cevat Bey buraya gelmis ve istasyonda Türkiye maslâhatgüzarı ve Protokol müdürü tarafından karşılan • mısbr. Vasfi R IZ a B. ve Bedıa H. Yakında MAYA SEVDA MACERALARI Fransızca sözlü ve şarkıb filminde görmelidirler. Jiımıııııııııııınıııııı J Yeni Adlîye Müsteşarı Ankara 23 Adliye Müstesar'ığına Temyiz azasından Tevfik Nezihi Bey tayîn edümistir. Üsküdar Hâle sinemasında EHer yukan Batakhane çiçeği llâveten: