SEKiZiNCi SENE No. 7743 Sthlp r e Başmuharriri ıYUNU3 4air« jjhTelgrafı btanbul Cumhurivetaıj • PoBta kutustı: N* 246 l T A İ a f A n • Basmuharrlr fdare müdOrO 22365. MatbM İDAREHAMESİ: ı eıeron. Tanrlr m ( M u r o , • 2323»; : 22366] ' 20473 umhur iy Güzeller, çok Az zanıan kaldı! Fransa'da da 932 güzeli intihap edildi CUMA 25 KANONUEVVEL 1931 ABONE Ş ERAİTİ Ş *| MÜDDET: | T O R K İ Y E İÇİNf HARİÇ İÇİN İS Seneliği j 1400 Kr. i 2700 Kr. j \ I 6 Aylığı [ 750 gr. : 1450 Kr. j3 Aylığı | |j Aylığıi 400 Kr. f 150 Kr.! 8 Q gr t Q " mıshası her yerde Kaçakçıiık Lâyıhası Âdlive Hariciye Vekilimizin Tahran seyahati Ankara haberleri Hariciye Veki limiz Dr. Tevfik Rüştü Beyin bu • günlerde bir Tahran seyahati yapacağını bildiriyorlar. Hariciye Vekilimizin tran hükumeti tarafından resmen vaki bir davete icabet ettiği anlaşılmaktadır. Tayyare ile yapılması ihtimalinden bahsolunan bu seyahatte Tahran Büyük Elcimiz Hüsrev Beyin de Hariciye Vekilimize refakat edeceği haber veriliyor, ve Cumhuriyet hükumetimizle komşumuz tran arasındaki muallâk mes'eleleri tasfiye edecek olan bu seya hate Ankara'da büyük ehemmiyet atfolunmakta bulunduğu da ilâve olunnyor. 5 Kııruştur^ I Millet Meclisinde Münakaşalı bir içtima.. Mecburî hizmetlerini bitiren doktorlara harcırah verilmiyecek! Sabırsızlıkla Beklenen büyük maç! Slavya takımı dün geldi,. bugün Galata îsaray v eF e n e r '' ' Ankara 24 (Telefonla) Meclis bugün saat ikide Trabzon meb'usu Hasan Beyin riyasetinde toplandı. Evvelâ Divani Muhasebatm üç aylık raporu müzakere edildi. Iki vekâlet arasında bir ihtilâf Raporda mecburî hizmetlerini Bö} Ie bir seyahatin büyük ehembitiren doktorlara harcırah verimiyeti haiz oiacağını hatta ilâveye lüzum bile yoktu. O kendiliğinden lip verilmiyeceği hakkında iki veanlaşılır bir keyfiyettir. Türkiye ve kâlet arasında çıkan bir ihtilâf ta tran gibi iki komşu memleket ve milmevzuu bahisti. Divani Muhaseletin yalnız aralarındaki muallâk batm bu husustaki noktai nazames'eleleri halletmekle iktifa etmin münakaşa edildi. Sıhhiye Veyerek münasebetlerini daha samimî kılacak yakından bir anlaşmamn aykâletince bu harcırahların verildınlığı içinde dostluklarını daha ilemesinin Maliye Vekâletince de verilere götürnıeleri ve yekdiğerlerine rilmemesinin istendiği anlasıh nisbstle mütemadiyen böyle bir emyordu. niyet havası içinde yaşamaları ve yürümeleri coğrafyamn ve tarihin Doktor Mustafa Bey (Kasta • emrettiği zaruretlerdendir. Yanhş monu) Verilmelidir! Dedi. anlaşjîmış veya hiç anlaşılmamış bir Maliye Vekili Mustafa Abdüliarihin efsane ve hurafeleri iki komhalik Bey Bunlardan biten şu milleti asırlarca karşı karşıya ve daha çok muhasım bir vaziyette bu ler vazifelerinden ayrıldıklarm lundurmuştu. Dünya tarihinde Türk dan müstafi addedilmektedirler. ve Acem münasebetlerinin Osmanlı Müstafi memurlara harcırah verdevri belki en ziyade hayretle görü lecek bir ibret levhası teşkil eder. Kendi hesabımıza biz Türk'ler o ka\ gaların ce kadar çürük, ne kadar manasız sebeplere dayanmıs oldu ğunu şimdi soğuk kanlılıkla ve bü • yük acılarla görüyor ve anlıyoruz. Dinî mülâhazaların ve emperya devirler ffeçti artıfc'Şrntdi ferdin ve cemiyetin, yar.i milli hayatın zâhirde dar gibi görünen, hakikatte ise zannolunabileceğinden fazla derin ve geniş olan feyizli sahasma don nıüş bulunuyoruz. Hususile umumî harbin bereriyet hayatmda haki katen başlıbaştna bir mkılâp sayılacak kadar mühim ve nafiz tesirlet ika etmiş olduğunu kabul etmek lâ • zımdır. Bu inkılâbın sadmelerin den sarsılan ve sersemliyen insanlık hâlâ makul ve tabiî muvazenesini bulamıyarak bocalayıp duruyor. Harbin elim bir zaruret olduğu düşün • celerinden belki henüz tamamüe kurtulmuş değiliz. Fakat sulhun hududu ölçülemiyecek kadar büyük nimet oldugunu şimdi pek iyi biliyoruz. Cumhuriyet Türkiye'sinin haricî siyasetini bu prensipler pek güzel izah edebilir. Ama lâf olarak değil, hakikî bir anlayış ve hakikî bir bilgi mahsulü ciddî itminan ve itikat olarak. Bizde Harbiye Nezaretinin adı kalpleri recmeden en hakikî bir ifade olmak üzere Millî Müdafaa Vekâleti olmuştur. Biz silâhı bîr zaruret olarak kabul etmişizdir, sadece nefsi mizi müdafaa zaruretile. Kimseye tecavüz etmek fikri bizde yoktur. Belki icap eder de kendimizi müdafaaya mecbur oluruz diye silâh ta şıyoruz. Beynelmilel siyasetteki prensibi bu olan Cumhuriyet Türkiye'sinin komsularile münasebetlerini bu e saslann samhniyeti ile binnisbe kolay olarak tanzim edebilmesinde saşılacak hiç bir cihet yoktur. Husu sile komşumuz tran ile diğer milletlerden daha kolay ve daha samimî anlaşabileceğhnizi daima farz ve kabul etmişizdir. Hatta oraya taalluk eden mes'eleler bazan zâhirde biraz dikenli gibi görünebilse bile. Hemen açık konuşahm ki bu mes'elelerin başında hudut işi vardır. Hudut denilince îki tarafça da millî toprak mevzuu bahsolur da mes'ele onun için an'anevî bir tesir altında daha mühim ve daha dikenli gibi görü nür. Halbuki tran'Ia bizim aramızda millî toprağı mevzuu bahsettirecek bir hudut mes'elesi yoktur. Komsumnzla aramızdaki mes'ele iki tarafın huzur ve selâmetini alâkadar kılan asayiş ve emniyet mes'elesidir. tran'Ia bu bahiste konuştuğumuz ve konuşacağımız mevzu millî toprak alıp vermek mevzuu değildir, belki asayis ve emniyetin temelli tesis ve îdamesi mevzuudur. Diken asayişi ihlâl eden âmildedir. Daha açık söyliyelim: Geçen sene sarkta bize büyük askerî hareket lere mal olan şekavetlerin ikide bir bizi ve komşumuzu rahatsız edecek +?j££Z!jE'j££L muhteİiti ile karşılaşıyorj mek de doğru değildir. Süleyman Sırn B. (Yozgat) Mecburî hizmet olmak dolayısile vazife iki sene sonra sukut et mektedir. Binaenaleyh harcırahların verilmesi lâzım gelir. Tahsin Bey ( Aydın) ayni noktai nazarı müdafa etti. Hasan Fehmi Bey (Gümüşa • ne) Ben bir kaç doktor ba basıyım. Onun için söylüyorum. (gülüşmeler) Vekil Beye bir kaç sual soracağım: Eğer hükumet doktorlara «çekil» diyorsa har cırahını vermelidir. Yok demiyor da doktor kendi ihtiyarı ile çekiliyorsa verilmemelidir. Emin Bey (Eskişehir) Mademki «verilmemelidir» deniyor. önümüzdeki senenin vaziyetini nazari dikkate alalım. Venniye • lim. (kim diyor verilmesin, ve • rilecek sesleri) (Mabadi 4 üncu sahifede) bir şey kaldı. Ümit ederiz ki müsa ' bakaya girmekte henüz tereddüt edenler, bir kaç gün zarfında bu tercddütlerini izale ederek isimlermi kaydettirirler. Almanya'dan sonra, Fransa da kraliçesini intihap etti. Diğer memleket] er de bugünlerde intihabı bitîreceklerdir. Fransız Güzellik KraIıeesinin tngiliz gazetelerinde gör duğümüz bir resmini dercediyoruz. Evvelce de yazdığımız gibi krali • çemizin hazırlanabilmesi için, mü saLakamız 10 ilâ 15 kânunusani tarihinde yapılacak ve kraliçe nihayet Dün geltn Slavyvflt fvtbotctuor Strkeet garmda Slavya taknnı, dünkü konvansiyo masına mâni olmuş, Slavyaiı oyun nel trenile şehrhnize gelmistir. Trecular sade ve samimî bir şekilde »• nin beş saat rötar yaparak gelmesi, tikbal edilmişlerdir. bu fistat oyunculann arzu edildiği Gelen kafile on altı kişiden mü • kadar parlak bir şekilde karşılan • (Mabadi 4 üncu sahifede) Tevfik Fikret için.. Galatasaray'da şairin doğum günü mttnasebetile bir ihtifal yapıldı Kubilây ve bekçi Hasan Bu beyannameyi inkilâpçı vatandaşlar için neşrediyorum: înkdâpçı vatandaşlar t Bugün başta Ankara olmak üzere her tarafta inkdâba baş veren genç Türk zabiti ve muallim »A a Kubilây ile b'lüm yoldası bekçi Hasan'tn adlan anılıyor. Parlak Fransız Güzellik Kratiçelığine ve heyecanlı sözlere lüzum yok. intihap edilen Matmazel Hadisenin kendisi parlak ve heCaisaon de Souza [Bu seneki Mis Frans <Nis> li bir avuka. yecanltdır. tm kıztdır] tnkdâpçtlar ! 28 kânunusanide Paris'e hareket eHepinizi bir defa için şu va • decektir ki 2 şubatta verilecek olan zifeye davst ediyorum: Opera balosuna yetişebilsin. Onun Kubilây Hasan bekçi abidesi ( Mabadi 6 mct sahifede ) 932 senesi bitmeden hemen ya pılmalıdır. 1 Genç muallimler! Sizler sıkıntıların binbir çesidini de bilseniz, olümcn binbir çesdini de... Kubilây Hasan bekçi abi desi için 932 senesinİn birinci ayMerhumım cenazesi Mehmet Rauf'u da Kaybettik! Dünkü içtimada bulunanlardan blr grup ve Fikret merhum Büyük şair Tevfik Fikret'in, doğum günü münasebetile, dün, Ga latasaray lisesinin konferans salo nunda bir ihtifal yapıldı. Saat on beşte davetii bulunan zevatın hemen kâffesi gelmiş ve salon tamamen dolmuştu. Davetîiler içinde şairi azam Abdülhak Hâmit Bey başta olduğu halde bir çok güzide şair, edip ve muharrirler göze çarpıyordu. Merasime başlanmadan evvel bir talebe tarafından piyano ile kısa bir parça çalmdı. Bundan sonra Gala tasaray Iisesi müdürü Fethi Bey kürsüye çıkarak sairi azam Abdülhak Hâmit Beyin bir mektubunu okudu. İhtifal heyeti, Abdülhak Hâmit Beye müracaat ederek Tevfik Fikret hakkındaki ihtisaslarmı sormus, o da bu mektupla cevap vermişti. Şairi azam bu mektubunda Tevfik (Mabadi 6 mct sahifede) /nkaâ P ^runda bastnt veren genç mü lâzim ve muallim Kubilây bugün kaldırılacak . „ ı .. j •• (Eylul) mu harriri Mehmet Rauf Bey öl dü. Fakat biz, onu kaybedeli yıllar olmuş tu. Zavallı Rauf, mefluç bir halde iken bile Babıâli cadde ımıııııııııııımıımıııııııımıııııııımııı nıııııııı ıııııııiııııııııııııııııııııııımiHiıııııımııııııımıııııııiMiııııııııııııiHiıımı 11 1 mım sinin kaldırım veçhile tekerrür edememesi, hatta devletinin Reisi Büyük Şef Gazi larını sürtmüş artık bir daha tekerrür etmemesi lâ Mustafa Kemal tran'a müteallik sazımdır. Sekavet başı sıkıldıkça kenmimî düşüncelerini açık ifade bu ve nihayet yatağa düşmüştü. disine filân ve falan yerlerde melce yurarak tran Şahı Rıza Pehlevî Yaralandıktan Mehmet Rauf merhum bulacağını farzetiikçe cür'etli bu • Hz. nin bu hakikatleri ihata eyle sonra da elindeki silâhını terket Iunmakta devam eder. Ağrıdağı'na mekte olduklanna ait kaf î ve cid miyen muharipler gibi, o, son gayresığınan şakileri tepelemek için ara • den dostane emniyetlerini izhar eyzinin tabiati bizi o dağ etrafmda bir lemişlerdi. Aradan geçen zaman zar tini, son takatini sarfederek yazmak, lâmelif çevirmeğe mecbur etti. Onu fında komşumuzun hakikatleri ya kalemini elinden bırakmamak istedi. yapmadıkça sekavet tepelenmiye Arasıra duyuyorduk: kından görmeğe daha fazla fırsat cekti. Sekavet tepelenmedikçe ise bulmuş oldugunu farzettirecek ma Rauf, çok hasta imiş! Türkiye i!e tran'a huzur ve rahat lumatımız vardır. Bir halde ki biz Günler geçiyor ve Rauf'tan haber müyesser olmıyacaktı. şimdi Hariciye Vekilimizin mahsus alamıyorduk. Yalnız her geçen güdavetle Tahran'a vaki olacak seyaBu şerait içinde mevzuu bahsolan nün onu ölüme biraz daha yaklaştırmes'ele o tarafa veya bu tarafa biraz hatinde iki tarafça da iyi anlaşılmış dığını, zerre zerre sönüp eriyip bit arazi geçmesi üzerinde tevakkuf olu mes'elelerin artık kolay olacak hal tiğini biliyorduk. nan her hangi bir hudut mes'elesi de ve intaçlarının mutantan bir surette (Mabadi 6 mct sahifede) ğildir, belki emniyet ve asayişin nasıl ikmal olunacağına hükümde teredtakrir ve idame olunabileceği mes'e düt etmedik, ve büyük memnuniyetlerle. lesidir. Görülüyor ki iki tarafın da hayatî bir ehemmiyetle merbut ol Mantığm ve maslahatın icabı iki duklan bu mes'ele mahiyeti itibarile komşu ve kardeş millet olan Türkiye huduttan başka bir mes'eledir, ve ve tran'ın en samimî dostluk havası eğer icap ediyorsa hudutta icra ediiçinde yaşamaları ve aralanndaki Hükumetçe Büyük Millet Meclecek ufak tefek tashihlerin maksames'eleleri hep bu hava içinde hal • lisine tevdi edilen ve Meclisçe dı da yalnız ve yalnız bu mes'elenin lederek her yeni mes'eleden yeni bir Adliye Encümenine havale o hallini istihdaf etmekten başka bir dostluk kuvveti bularak çıkmalan lunan kaçakçıiık kanunu lâyiha,sey yapacak değildir. dır. Pek galip bir ihtimal ile olan smın metnini dercediyoruz. Be | budur, ve bundan da biz Türk'ler Geçen sene Hüsrev Bey Türkiye bittabi ancak memnun olabilirdik. şinci sahifemizde okuyunuz. I Cumhuriyetini temsilen Ta^ran'a iYUNUS NADİ zam olunurken Türkiye Cumhuriyeti lıgınızdan yuzde onunu vennız. , 2 Genç mülâzimler! Kubi zin gibi vatan ve ittklâl bekçisi lây da mülâzimdi. Hasan'da si • (Lutfen sahifeyi çeviriniz) llltllltlHllllllllllllllllilllllllllllllHIIIMIIIIIIIIIIHIIIIIHIIIIIIIIIIIIMMIIIIIIIIIIIinillllllllllllllllMIIMIIIİIIIIIIIIIIIPIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIPIII Kaçakçıiık kanunu Lâyihasmın metni Satıcı kız Bu şapkayı alınız hanımefendi, fantazi bir modeldir, size çok güzel gidecek, tam genç işi!..