SEKiZiNCi SENE No. 2726 Sahip ve Başmuharriri v> VUNUS NADİ 1 İDAREHANESh j Vfivunuuıuuıni^r karşısınd» duni mahso&a i İ^Telgraf: İstanbul Cumburiyet * \ \ Posla kutueu: N« 246 | " " I I I I lltillMIHHI * ' l|IIIMIHM'l"im"»mMUII|ll T o l o f f M * • Başmuharrlr : 22360 I C l C I U n . Tahrlr müdürü <: 23230 İdare müdürü 22365. Matbaa 20473 Cumhu isafirlerimiz gittiler MiıiMiıııııııııııııımııııımı,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,.,..,...,..,,. . ," "»ıınııııımıııııııııııııııı „ „„„„,„„„.„.„„„ m m l l ı m IM SALÎ 8 K A N O N U E V V E L 1931 ŞERAİTİ j MÜDDET: | T*ÜRKİYE7ÇINT HAgfç İÇİN : Seneliği : 1400 Kr. : 2700 Kr. l 6 Ayhğı : 750 Kr. 1450 Kr.. . |• 3 Ayiığı *400 Kr. | 800 Kr. | | Nflshası her yerde Dünya muvazenesinde: Altın çeken mıknatıslar Muharriri: jnııııııııniıtııiMiııııııifiıııınııııınıiMrııtfiıifiıııııııııııııifiifTmıiHiırmnııııııııııııııııııuıııııiHiıiTm Meşhur Bir Kadın Tayyareci Şehrimizde.. ııııuııiHmıııiHiııııınniııııııııııııııııııııı ZT.. ^ . . IMIIIMMMIIHIIIIIMMIIIIIIIIIIIIIIHMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII IIIIIIIIIII 5 Kuraştnr 9 Brüksel: İkinci teşrln sonu 1931 G. MASCART Bu sarı kıymettar madenden, hiç bir zaman, bu kadar sık ve çok bahsedilmiş değildir. Böyle olmakla beraber, halk, artık, altının yüzünü göremiyor, onu, ancak hayal gözü önüne getirebiliyor. On beş, yirmi sene evvel, altın, eldenele, serbesçe dolaşıyor, arz üzerinde küçük yuvarlak sikkeler halinde geziniyor, tannan sesleri yalnız veznedarların gişelerinde işitiliyordu. Halbuki, altın, bugün, asrileşti. Biiyük Transatlântik vapurlarla, yahut, satvetli tayyarelerle, kütle halinde, seyahat etmektedir. Altının bir memleketten diğer memlekete intikalini, dünyanın bütün gazeteleri günügününe, ilân ediyorlar. Onun hal ve hareketi, evvelce, imparator ve krallara gösterilen biiyük ve derin alâka ile takip olunuyor. Altın da, Umumî harptenberi, itiyatlarını, teveccüh ve nefret his lerini, eski temayüllerini değiştir miştir. **• Avustralya*ya Tren kalkarken M. Muşanof "Hepinizi Giden kadın tayyareci!.. Mm. E1İİ dün Yeşüköy'e indi Sofya'da bekliyoruz,, diye bağırdı Misafirler dün Cumhuriyet abidesine çelenk koydular şehri, müzeleri ve Kapalıçarşı'yı gezdiler Anadolu Ajansının bir telgraf haberi dün meşhur Alman kadın tayyarecilerinden Matmazel EIli Beinharn'ın Avustralya'ya kadar uçmak üzere Berlin'den ayın dördüncü günü hareket ettiğini bildiriyordu. Maruf tayyareci Uk merhale olarak Istanbul'u intihap ettiği halde Sofya'ya inmiş ve dün Sofya'dan saat on beş buçukta Yeşilköy Hava istasyonuna gelmiştir. Matmazel EIli Beinharn Yeşilköy'de Hava Ku mandanlığımıza mensup zevat ile orada bulunan Luft Hanza Alman tayyare şirketi mensubini tarafm dan karşılanmıştır. Bu uzun seyahati tek satıhlı bir cayyaresile yapmakta olan Mat'.s\ EIli, henüz otuz yaşlannda, 'irı saçlı, uzun boylu sevimli ve sportmen bir Alman kadınıdır. Kendisi Almanya'da tayyare mektebini bitirmiş, yedi senedenberi tayyare ciliğe ait bütün sahalarda çahşmış ve muhtelif rekorlar da yapmıştır. Maruf kadın tayyareci bu seyahati vesilesile Istanbul'a uğradığından çok memnundur. Kendisini karşılıyanlara şunları söylemiştir: « Buraya kadar seyahatim çok müsait şerait içinde geçmiştir. Tayyarem çok sağlamdır. Motörüme tam bir itimadım var. Sofya'dan buraya 3,5 saatte geldim. İki, üç gü " llllllllllllllllllllllll ™ ™ ^™ ^ * " ^ ^ • • ll »» '"""'»'''««t"iıılılllııııııııııııııııı,ı,,,,,ı,,ı,,ı,ll,l,,Hiıııııııııııııı,ıı,ıı,,,mmıl ,1 1 1 ,11 m m Ğenç ve cesur kadın tayyareci! Matmazel EIli ne kadar Bağdad'a hareket edeceğim. Oradan Buşir'e, Karaşi'ye, Singapur'a ve Bali adasına uçacağımSeyahatimi muvaffakiyetle ikmal edeceğime eminim.» Matmazel EIli, dün akşam saat altıda Yeşilköy'den Tokatlıyan oteline gitmiştir. Bugün saat 10 da Tayyare Cemiyetinin bir memuru To katlıyan otelinde bu meşhur kadın tayyareciyi ziyaret edecektir. Şimdi, altın, bülheves ve hercaî bir hükümdardır. Paytahtan paytahta koşup gidiyor. Bu hercaî hükümdarın kudumile şereflenecek noktalarda asayiş ve inzıbatı teminen hayli ciddî ve kalabalık tertibat yapılıyor. Bu tacdar, saraylar kadar mükellef ve rauhteşem otellerde kabul ve beytutet ettiriliyortstirahatinin haricen bozulmaması için çok sıkı bir nezaret altında bulunduruluyor. Bu şevketli hükümdarı mümkün mertebe misafir etmek, elden geldiği kadar saklamak.. Işte Maliye Vekillerinin en biiyük meşgalesini teşkil eden başlıca düşünce!.. Sarı hükümdarın azimet alâmetleri görülünce Maliye Vekilinin endişeli vazifesi bir kat daha müş külleşir. Sihirli bir cümle: Altın Hz. yola çıkacak!.. Altın esası üzerine borcu olan misafir • perver memleket, ecnebi dövizi satın almaktan ise altınla tediyatta bulunmağı menfaatine daha uyğun bulmuş.. Borcuna tekabül edecek altını, alacaklısı memlekete sevkedecektir.. Gene, ayni telâş, ayni hazırlıklar, ayni inzıbat tedbirleri... *** On altı sene evvel başlıyan cihan harbi, altının bir memleketten diğerine vâsi mikyasta nakline sebep olmuştu. Bu devir ve nakil keyf iyeti gayrimütevazin tediye bilânçoları nın tabiî bir neticesi idi. Harp bittikten sonra, hükumet idaresi gibi, ağır bir vazif eyi deruhde eden yeni devlet adamlarının reh berliği altında bir çok memleket • ler, avamfiripliğe ve onun ictinabı kabil olmıyan neticelerine doğru sürüklenip gittiler. Siyasî mücadeleler, insanları, ekseriya avamfiriplik sahasında bir nevi rekabete sevkeder: Ortalığın hoşuna gidecek tedbirleri ittihazda, sanki bir müzayedecilik ruhu baş gösterir: Herkes bu gidişte rakibinden daba ileri varmak sevdasına düşer. Sağlam ve tecrübeye müstenit prensipler, ister ancehlin, ister zaruret sevkile ihmal olunur. Nihayet, işler, talihe havale olunmak gibi bir siyasette karar kılınır. Halbuki, muvaffakiyet, ancak, akıl ve idrakle tahrik ve idare oiunan bir faaliyetin semeresi olabilir.. Tesadüf ve ta lihin değil.. Bütçe açığı meş'um bir zaruret elarak tevekkül ile kabul edilir. Fakat muvazene bozulur bozulmaz, altının kayıp gideceği, kaçmak için bir çok fürceler bulacağı hakikati unutulur. tyi bir iktisadî muvazene teminine elverişli kifayetli ve azimkâr ellerle işlerin idare olunduğu yerlerdedir ki altın yerleşir, esaslaşır, âdeta mıhlanır. Muntazam bir iktisadî muvazene altını celbeden miknatistir. Ancak altını celbeden yegâne miknatis iktisadî muvazene değildir. Bu parlak hükümdarın mizacı hercaî olmakla beraber, kendisi çok sulhperverdir, sulh ve müsalemete cidden meftundur. Altın: Sulh ve eükunun hükümran olduğu yerlerde, durendiş ve fakat uslu, müvazeneli adamlar arasında yaşamağı sever. Altın hareket hürriyetini her zaman muhafaza etmek ister. Dilediği gibi girmek, çıkmak tedavül eylemek, canı isterse denizaşırı memleket MuhUı . misafirimiz Bulgar Ba vekİli M şanof il< yetleri erkî nı dün ak şam şehrimiz den ayrılmış lardır. t l ) M. Muşanof Cenaplart tıareketîert strasınaa, (2) Dün sabah Cumhuriyet abidesi önünde, (3) mlsafirlerimie Cumhuriyet abidesini ziyaret ede M. Muşanof Gazi Hz. nin abidedeSabahleyin saat onda M. Muşanof rek gayet zarif bir çelenk koymuşlar ki heykellerini dakikalarca seyre • ve maiyetleri erkânı Taksim'deki dır. (Mabadi 4 üncü sahifede) Cumhuriyet âbideainde hareketlerinden evvel Sirked garvnda.. Mal nasıl çıkarılacak? ' " « I •»•• Türkiyede neler gördük? Gayrimübadil Bulgar Çiftçi Fırkası Umumî Kâtibinin şayani dikkat beyanatı tstanbul 7 ( A . A ) Bulgar Çiftçi Fırkası Kâtibi Umumisi ve Bulgar he yeti erkânı mümtazesinden M. Verguile Dimoff, Bulgaristan'a avdet için hareket ederken Anadolu Ajansı muharririne I şu beyanatta bulunmustur: « M. Muşanof, nutkunda (toprak kardeşleri) kelimesini kullandı. Niçin? Çünkü Türk'lerle Bulgarlar arasında asvlardanberi kopup gelen bir çok rabıta ve saygı hislerfle mütehassistir. Artık bu iki millet arasında hiç bir ihtilâf ta kal 1 mamıştır. Bu sebeplerden dolayıdc ki, münasebatımızda sulhun muhafazasını ve dostluğun takviyesini hedef ittihaz eden yeni bir devir açılmıshr. Bu seyahat bu yeni mes'ut devrin ba^angıcıdır. Ankara'yı ilk defa temasa ettiğim ve o ıssız yerlerde böyle muazzam bir sehrin yükselmiş olduğunu gördüğüm vakit, eski Yunao itikadınca Venüs'ün nagehanî denizden yükselişi hahrıma geldi. Ankara, yeni Türkiye'nin sembo(.Mabadi 2 inci sahifede) lere göç etmek, orasını beğenmediği, bir tehlike hissettiği vakit derhal geri gelmek altının bugünkü şiarıdır, çok sevdiği şartlardır. Altın yukanda izah ettiğimiz sebepler yüzünden, mekânım müte madiyen değiştirmekle beraber, buna ayrıca âmiller de vardır. Bilfarz filân banka yahut filân şahıs, her hangi bir malı pazara mevcudünun bir miktannı yatırmış iken, diğer malı bir prfzarm daha kârlı, belki daha az tehlikeli olduğuna hük mederek, paralarını bir yerden diğerine naklettirmekten hâli kalmaz. Emnü asayiş altını eezbeden bir miknatistir. Altın, istediği asayisi nerede bulabilir? Hükumetin kuvvetli ve ayni zamanda uslu olduğu yerde.. Dahilî mücadele yahut harp gibi korkunç ve çirkin bir heyulânm ortaya çık naası ihtimali olmıyan yerde.. Al tının hoşlandığı yer: Her memlekette zuhuru mümkün bazı şaşkınların taskmlıklarını tadil ve zaptedebilecek sağlam bir akıl ve mantıkın hâ • kim olduğu ülkelerdir. **. Bundan maada, altını, şu veya bu memlekete, itimat ve itibarın velut faziletleri celbeder. itimat ve itibar altma karşı kuvvetli bir miknatisti. Bonoları Adil Bey Ankara'dan döndü, yeni talimatnameyi izah ediyor , Iş Bankasınm bono satın Basit ve kestirme aldığı doğru değildir Usuller Son günler de piyasada, gayrimübadil bonolarmın îş Ban kası tarafından satın alınmak ta olduğu hakkında bir rivayet çıkmıştı. Bu rivayet teeyyüt etmemiş ve doğru olmadığı an laşılmıştır. fthalâtın tahdidi kararından sonra gümrük muamelelerinde husule gelen karışıklığı ve ağırlığı ıslah için Maliye Heyeti Teftişiyesi Reisi Adil Bey Maliye Vekâletine bir talimatname projesi vermek üzere Ankara'ya gtmişti. Adil Bey dün şehrimize dönmüş ve kat'iyet kesbeden talimatname hakkmda şu izahatı vermiştir: « Bu talimatname mucibince alâkadarlar tstanbul'a gelmiş olan esyaları için Galata, fstanbul ve Sir keci gümrüklerine bermutat beyanname verecekler ve bu beyannameler evvlce olduğu gibi beyanname numara ve defterine müracaat sırası iti • barile kaydolunacaktırSabahtan öğleye kadar toplanan beyanameler bir parti ve öğleden sonra akşama kadar toplanan be • yannameler de diğer bir parti olarak memuru mahsus tarafından, yani beyanname sahibi tavassut etmeksizîn başmüdiriyete getirilecektir. Başmüdiriyette biri kontenjan sı Filhakika dün kendisile görü • ?Ş Bankası müdürif şen bir muhar Muammer Bey ririmize tş Bankası müdürü Muam (Mabadi 4 üncü sahifede) m g a r ^ ^ ^ ^ ^ %nun% M m M. Verguile Dimoft (Sây • itidal • sıtkü hulus) ismini tasıyan ve fevkalâde hüküm ve kuvvete malik olan üç peri meydana çıkar çıkmaz, altın da, saklandığı yerlerden derhal dısarı fırlar. Fakat garip değil mi? Bu perilerin bütün satveti, hep bir arada bulunmaları ile kaimdir. Yoksa, her hangi birisi gözden kaybolursa diğer ikisinin hiç bir değeri ve cazibesi kalmaz. Altının nimetlerinden istifade etmek isteniliyorsa bu üç periyi çok sevmek lâzımdır. Böyle bir muhabbette, uzun ve devamlı sadakatin bekası çok müşkül ve meskuk olduğu içindir ki, on altı senedenberi itimat ve itibar, durmaksızın tebdilimekân etmiştir. Böyle bir asktan mahrumiyet çok acı olmalıdır ki, buna nail olanlara, yani bunun nimetlerinden fayda görenlere karşı, bu derece kıskançhk gösterilmektedir. * Hulâsa: Kıymetli sarı madeni memleketine celbetmek istiyen hükumet ler, fertler tarafından kendi küçük işlerinin feyiz ve ikbalini temin için gösterilen meziyetlerle muttasıf olmak gerektir, bu da: tyi ve akıllı bir aile babasının işlerin tedvirinde göstermekte olduğu meziyetlerden başka bir şey değil dir. G. MASCART Bir ördeğin Seyahati! Moskova'dan M. Kemal Paşa'ya gelen ördek! Dün yeni talimatnameyi hdmtten Ankara'dan gelen Adil Bey ra numaraları ve diğeri kontenjan mahsup muamelesi için iki masa teşkil edilecektir. Gelen beyannameler evvelâ numara masasına verilecektir. Beyannameler yukanda saydığım ( Mabadi 2 inci sahiierl» » ıııııııııııııiMiıııııııııiHiııııııııııııııııııınııınııııtııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMinııııııııııııııınııııınııııııııınınıı IIIIIIIIMIMIHIIIIIIII «III!" n.MIIIIIIIIIIIIIIIIMIIMIIIIIIIinillllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIMIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIII' Ördeğin bacağmda saruı bulunan halkantn üzerindeki yazüar M. Kemalpaşa 4 (Hususî) Bursa'nın Mustafakemalpaşa kazasına tâbi Voyvoda köyü Apolyont gölüne yakın olduğundan kışın bu göl etrafında avcılar yabankazı ile ördek avına çıkarlar. Bir haftadanberi o ralarda devam eden kış gene avcıları bu gölün etrafına toplamıştır. Voy voda köyünden Mehmet oğlu Halil Ef endi isminde bir avcı da iki yaban ördeği düşürüyor. Vurulan bu ördeklerden birinin bacağında bir halka bulunuyor. Bu halkayı idarehanenize gönderiyorum. Halkanın üstünde darp suretile yazılmış Moskova ismi ve 18780 numarası vazıhan okun maktadır. Anlaşılıyor ki bu ördek Moskova'dan kaçmış ve Bursa mer halesine geldiği zaman bir köylünün kurşunu onun seyahatine ve hayatına hateme çekmiştir. Veli Haydar oğlan hiç oralı değil! Bunda şaşacak ne var?.. Oğlan (Terkos şirketinde) memurmuş!.